Kız çocuğunun ergenliğe girmesinden başlayan menopoz yaşına gelene kadar ayda bir kez gelen vajinal kanamalara adet denir. Adet, mens kanaması, ay başı gibi ifadeler de bu döngüyü tanımlamak için sıkça kullanılan kelimelerdir.
Düzenli yumurtlaması olan kadınlarda her ay rahim iç zarı duvarı yani endometrium kendini gebeliğe hazırlar. Şartlar uygun değilse ve ortamda sağlıklı sperm yoksa hazırlanmış olan minik yatak odası dönem sonunda bozulur ve adet kanaması olarak tanımlanan şekilde vücuttan atılır.
Sağlıklı bir adet döngüsü yaklaşık 28 günde bir dir. Ancak 21 ila 35 gün arasında da olabilir. Süresi 2-7 gündür ve günde ortalama 2-3 adet ped kullanılacak kadar kanama beklenir.
Adet kanı halk arasında kirli kan olarak bilinir ancak bu doğru bir ifade değildir. Çünkü adet ile atılan endometrium yani kalınlaşmış olan rahim iç duvarı tamamen sterildir.
Adet kanaması sağlıklı bir kadında 2-7 gün arasında sürmelidir. 1 gün süren adet kanaması periyot ne kadar düzenli olsa da özellikle rahim iç duvarına ait bir sıkıntı olduğunu düşündürür ve normal olarak kabul edilmez. Öte taraftan 7 günün üzerindeki adet kanamaları da yine bu mekanizmanın herhangi bir yerinde bir sorun olduğunu akla getirir.
Kadınların çok büyük bir yüzdesinde adet günü gününe olmaz. Esasında adet döngüsü hesaplanırken bir adetin başından diğerinin başına kadar geçen süre baz alınır. Bu süreyi 28 (+ -)7 olarak kabul ederiz. 21günden kısa 35 günden uzun olan adet döngüleri adet düzensizliği olarak değerlendirilir.
Adet döngüsü yumurtlama sorunu olmayan sağlıklı genç kızlarda ve kadınlarda ortalama 28 günde bir tekrarlayan periyodik vajinal kanamaları içeren döngüdür. 28 gün ortalama kabul edilen bir değerdir. Çünkü çok az sayıda kadın hemen hemen aynı günde adet olurlar.
Bir kadına adet gecikmesi vardır diyebilmek için beklediği adetin üzerine ortalama 7 gün eklemek gerekir. Yeni adet görmeye başlayan genç kızlarda yumurtlamalar henüz tam düzene girmediği için ilk 1-1,5 yıl adetin düzensiz olması beklenen bir durumdur.
Adet döngüsünün düzenli olması için hipotalamus, hipofiz, yumurtalıklar ve rahim dörtlüsünden oluşan sistemin birbiri ile uyum ve denge içerisinde çalışması gereklidir. Bu mekanizmanın herhangi bir yerindeki ufak bir değişiklik patolojik olmasa da adet döngüsünün gününü değiştirebilir.
Dolayısıyla adet kanaması bir ay 26 günde bir olurken diğer ay 24 günde öbür ay 30 günde olabilir. Bunların hepsini normal kabul ederiz. Bir adetin başlangıcından diğerinin başına kadar geçen süre 21 ila 35 arasında ise bu döngü normal bir adet döngüsüdür. Yılda 1 veya 2 kez bu süre kısalabilir veya uzayabilir. Periyot üst üste 2 veya üzerinde 35 günün üzerinde gerçekleşiyorsa o zaman ele alınmalı ve mutlaka bir jinekolog tarafından değerlendirilmelidir.
Normal adet döngüsü sağlıklı bir kadında 28 (+ - ) 7 gündür. Yani 21 ila 35 günde bir görülen adeti biz normal olarak kabul etmekteyiz.
Adet döngüsündeki gecikme 7 günü aşarsa adet gecikmesi denilir. Yani bir önceki ay mesela 29 günde adet olan kadın 31 veya 32 günde hala adet görmüyor ise 35 günü geçmesini bekleriz.
Ergenlikte ve menopoz öncesi dönemde adet düzensizlikleri ve gecikmeleri doğal olarak kabul edilir. Bu dönemlerin dışındaki dönemlerde fizyolojik ve sebepsiz gibi görülse de 35 günü geçen ve tekrarlayan her gecikme adet gecikmesi olarak değerlendirilmeli ve ele alınmalıdır.
Pek çok nedene bağlı adet gecikmesi yaşanabilir. Bunların en sık ratlanan nedenleri şunlardır;
Adet gecikmesinin en sık nedeni gebeliktir. Korunmalı cinsel ilişki olsa dahi adeti geciken her kadında mutlaka gebelik düşünülmeli ve kanda gebelik hormonu olan BHCG testi yapılmalıdır. Eczanelerde satılan idrar testleri bazen yanıltsa da kesin sonuç ancak kan testi ile belli olur.
Bakire genç kızlarda tam bir ilişki olmadan, partnerin dış genital bölgeye yakın boşalması ile de gebeli mümkün olacağı için bu ihtimal göz önünde bulundurulmalıdır.
Düzenli bir adet döngüsünde hipotalamus ve hipofiz çok önemli roller oynar. Beyinde bulunan bu bölgeler stresten oldukça etkilenen bölgelerdir. Bu nedenle anksiyete bozuklukları, kronik depresyon, karamsar kşilik yapısı, alkolizim ve madde bağımlılıkları doğrudan veya dolaylı yollardan adet gecikmesine neden olabilmektedir.
Boya göre hesaplanan ideal vücut ağırlığının % 10’dan daha az olması veya vücut kitle indeksinin 25’in üzerinde olması hem yumurtlamayı bozarak hem hormonal dengesizliğe neden olarak adet gecikmesine sebebiyet verir.
Polikistik over sendromu her ay düzenli gerçekleşen yumurtlamanın olmayışı ile karakterize metabolik bir durumdur. Yumurtanın çatlayamaması ile kadın vücudunda erkeklik hormonları ve androjen salgılanmaya başlar. Bu hormonal değişiklik ile yumurtalıklarda minik kistler oluşur ve yumurtlama bozulur, hatta durur. Bu tabloda tekrarlayan adet gecikmelerine neden olur.
Yoğun egzersiz beyinde hipotalamusu etkileyerek adet gecikmesine neden olabilir. Bunu en sık uzun maraton koşucularında ve balerinlerde görmekteyiz.
Sadece doğum kontrol hapları değil, hormonlu spiral doğum kontrol iğneleri (3 aylık),kol altı implantları içerdikleri hormnlar nedeniyle dönem dönem adet gecikmesi yapabilirler.
Guatr bezinin fazla çalışması ya da az çalışması adet düzensizliğine neden olur. Çoğunlukla az çalışan troid bezi gecikmiş adetlerle karakterizedir. İlaçla tedavisi mümkündür.
Kadınlarda yumurtalık rezervinin bitmesi ile karakterize menopoz yaşı 45-55 arasıdır. Ülkemizdeki menopoz yaşı 49 civarıdır. 40 yaşın altında menopoza girilmesi erken menopoz olarak tanımlanır. Gebelik testi negatif olan her40 yaş altındaki kadında bu ihtimal de mutlaka göz önüne alınmalıdır.
Sistemik hastalıklar, geçirilmiş kanser gibi yıkıcı hastalıklar, kemoterapi, radyoterapi, bazı otoimmün hastalıklar diyabet gibi hormonal sistemi etkileyen hastalıklar da adet gecikmesi arasında sayılabilir.
Bir adet döngüsüne normal diyebilmek için bir adetin başından diğer adetin başına kadar geçen süre 21 ila 35 gün arasında olmalıdır. Burada önemli olan adetin alışılagelen tarihinden 1 hafta erken yada geç olabileceğini kabul etmek gerekir. Düzgün bir adet döngüsü için 4 sistem denge ve uyum içinde çalışmalıdır.
Beyinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bezleri ile yumurtalıklar ve rahimin rol oynadığı bu sistemin her hangi bir yerinde olan ufak bir etkileşim dahi adet döngüsünün gününü değiştirebilir. Belirttiğim sınırlar dahilinde ( 21-35) olan döngülerde gerçekleşen adet gecikmiş gibi görülse dahi normaldir.
Bazen belirgin hiçbir tıbbi sebep olmadan da adet gecikebilir. Yoğun egzersiz, stres ve uzun seyahatler var ise bu adet gecikmesini normal kabul ederiz.
Ergenlik ile adet görmeye başlayan genç kızlarda adetlerin düzenli hale gelmesi 1,5-2 yılı bulabilir. Ayrıca 45 yaşından sonra menopoz belirtilerinin başlamasıyla yumurtalıklarda nadir yumurtlama olacağı için 3-4 ayda bir adet görülmesi normaldir. Bu iki dönem haricinde üreme çağındaki bir kadında adeti 28 + -7 olarak tanımlarız. Yani 35 günü geçen bir adet döngüsüne adet gecikmesi diyebiliriz.
Cinsel aktif olmayan bakire genç hanımlarda görülen adet gecikmesinin nedenleri düzenli cinsel ilişkisi olan hanımlardakilerle hemen hemen aynıdır.
Yakınlaşma yolu ile bir partneri yoksa gebelik düşünülmez. Ancak sağlam da olsa kızlık zarının varlığı gebeliğe engel değildir. Yani sürtünme yolu ile ilişki yaşayan bakirelerde erkek menisinin kızlık zarı yakınlarına bulaşması ve bunun sonucu bir gebelik oluşması ihtimali çok düşük değildir.
Adet döngüsünü 28+ - 7 (yani 21ila 35) arasında tanımlarız. 10 gün gecikme eğer 21 günde 1 adet gören kadın ise normal iken 33-34 günde 1 adet gören kadın için adet gecikmesi düşünülebilir. Esas olan 1 hafta erken yada geç adet olunabileceği kabullenilmelidir.
Kadınlarda adet gecikmesi çeşitli sebeplerden ötürü gecikmektedir. Adet döngüsü karmaşık bir mekanizmadır. Olay sadece rahim ve yumurtalıklarda gerçekleşmez.İşin içinde hipofiz gibi hormon salgılayan endokrin gibi bir bez ve hipotalamus gibi beyinde önemli işler yapan bir merkez vardır.
Dolayısıyla sistem stres, duygu durum gibi nedenler ile birlikte mevsimsel dönemlerden de etkilenir. Bunun net bir bilimsel nedeni ortaya konmasa da böyle bir realite vardır. Mevsimsel olarak bir düzensizlikten bahsederken bunun hangi aylarda olabileceği kadından kadına değişir.
Mutlaka şu aylarda olacak diye belirtmek mümkün olmamakla birlikte gözlemlerimiz çoğunlukla yaza girerken ve kışa girerken olduğunu göstermiştir. Bunun da güneş ışığı ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
Düzenli cinsel ilişkisi olan kadınlar kendi yöntemleri (çoğunlukla dışarı boşalma yada kondom) ile korunmalarına rağmen adetleri gecikiyorsa mutlaka kanda gebelik ekarte edilmelidir. Çünkü istenmeyen gebeliklerin çok büyük bir yüzdesinde bu bu bahsettiğimiz yöntemler (geri çekme, kondom, takvim metodu, vajinal duş) zaten kullanılmıştır.
Cinsel ilişki gebeliğin ilk şartı olduğu için dolaylı olarak evet cinsel ilişki adet gecikmesine gebeliğe yol açtığı için sebep olur demek hiç de yanlış olmayacaktır.
Gündelik hayattaki endişeler ve bir miktar stres adet döngüsü üzerinde anlamlı bir etkiye neden olmazken ani travmalar, yuğun bir üzüntü o siklusu geciktirebilir. Bunu muhtemelen adet döngüsünde önemli rol oynayan ve beyinde bir sürü farklı sistemi de kontrol eden hopotalamus ve hipofiz bezini etkileyerek gerçekleştirir.
Adet gecikmesi ile jinekoloğa baş vuran kadınlarda detaylı bir muayene sonrası tüm bahsettiğimiz konular üzerinde durulup sebebe yönelik bir yaklaşımda bulunulmalıdır. Gebelik mutlaka ekarte edilmeli hormonal sistem, genital organlara bağlı olabilecek patolojiler (rahim iç duvarı sorunları, kistler v.s.) araştırılmalı ve sebebe yönelik bir tedavi planı uygulanmalıdır.
Örneğin polikistik over sendromu nedeniyle adet gecikmeleri yaşayan kadınlarda diyet, kan şekeri regülasyonu, kilo verme gibi yöntemler uygulanırken tiroid bezi sorunu yaşayan kadınlarda çözüm sadece basit bir ilaç tedavisi olabilmektedir.
Yada menopoza girmekte olan kadınlarda adet gecikmesi doğal seyrine bırakılacağı gibi, adet söktürücü ilaçlarla kadının adet olması sağlanıp psikolojik yarar sağlanabilmektedir.
Belirgin bir jinekolojik sorun olmadan adet gecikmesi yaşayan kadınlar ise mümkün olduğunca ideal kilolarını korumalı, sağlıklı beslenmeli, dozunda egzersiz yapmalı, ağır sporlar yerine yoga yada çigong gibi daha meditatif egzersizlere başvurulmalıdır.
Sonuç olarak adet gecikmesi tedavisi, tam bir jinekolojik muayene ve gerekli tetkikler yapılarak çözüme kavuşturulması gereken önemli bir tıbbi durumdur.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Normal sağlık koşullarına sahip olan üreme çağındaki her kadın gebelik dönemi dışındaki süreçte ortalama ayda bir kez adet kanaması yaşamaktadır. Dünya genelinde iki adet arasındaki dönemin 24-31 gün arasında olması, adet kanamasının 3-7 gün arasında sürmesi doğal ve sağlıklı olarak kabul edilmektedir. İki adet arasındaki sürenin 21 günden kısa, 35 günden uzun olması, kanamanın 3 günden az, 7 günden fazla sürmesi de adet düzensizliği olarak ifade edilir.
Her kadın yılda 1-2 kez adet düzensizliği, geç ya da erken adet olma, kanamanın normalden uzun veya kısa sürmesi gibi bir durumla karşılaşabilmektedir. Böyle durumlarda endişelenmeye, doktora başvurmaya gerek görülmez. Ancak bu düzensizlik ve dengesizliklerin yaşanma sıklığı arttığında bir şeylerin ters gittiği, vücutta bir anormallik olduğu düşünülür ve doktora başvurmakta fayda vardır. Aynı paralelde sık sık adet kanamasının beklenen zamandan geç olması, bir hafta, 10 gün gibi bir süre adetin gecikmesi kesinlikle doktora başvurulması gereken bir durumdur.
Çoğu kadının 28 günde bir adet gördüğü, ancak bununla birlikte adet aralıklarının 21-35 gün arasında olabildiği düşünüldüğünde, kanamanın başladığı gün 1. Gün olarak sayılır ve 40 gün geçtiği halde adet başlamamışsa acilen jinekologa gidilmelidir.
Adet kanaması neden gecikir?
Adet kanamaları düzenli olan korumasız cinsel ilişki yaşayan bir kadının adeti geciktiğinde ilk olarak akla hamilelik ihtimali gelmektedir. Aslında yeterince korunmayan üreme çağındaki her kadında adet gecikmesi gebeliğe işaret olabilmektedir. Böyle durumlarda gebelik testi yapılıp negatif sonuç alındıktan sonra bu soruna yol açabilecek diğer etkenler göz önünde bulundurulur.
Hamileliğin dışında emzirme dönemi ve menopoza giriş döneminde de kadının adet kanaması gecikebilmektedir. Bununla birlikte stres, sıkıntı, depresyon, psikolojik travma, ani kilo alma, verme, ağır spor ve egzersiz, rahatsızlıklar için kullanılan ilaçlar hormonsal dengesizlikler de adet gecikmesine sebep olabilmektedir. Ayrıca doğum kontrol hapları, üreme organlarında oluşan kist ve tümörler, tiroid bezi ve hipofiz bezi sorunları da kadının adet dönemini geciktirebilmektedir.
Adet gecikmesi ne zaman tehlikelidir?
Adet gecikmesi yılda 1-2 kereden fazla yaşanıyorsa, gecikmeyle birlikte ağrı ve acı hissediliyorsa mutlaka doktora başvurulması gerekmektedir. Bununla birlikte gebelikten korunan ve normal şartlarda adet kanamaları düzenli seyreden kadınların yaşadığı 1 hafta, 10 günlük gecikmeler hormonsal, ruhsal ve fiziksel her hangi bir rahatsızlığın belirtisi olabilmektedir.
Bu bağlamda örneğin fazla kilolarından şikayetçi olan bir kadın bir anda sıkı bir diyete başladığında vücut alışkın olduğu miktarda ve besleyicilikte gıda alamadığında kadının hormon dengeleri de bozulur ve adet kanamaları gecikebilir. Başka bir örnekle kadının yumurtalıklarında kist ya da tümör oluşması durumunda bir miktarı ağrı ve acıyla birlikte adet kanamasının da geciktiği bilinmektedir.
İşte bu ve bunlar gibi pek çok rahatsızlık adet gecikmesine yol açabildiğinden gecikmeyle birlikte başka şikayetler de gözleniyorsa bu bir tehlike durumudur ve kesinlikle vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir.
Adet gecikmesi ne zaman önemsizdir?
Adet gecikmesinin yılda 1-2 kez olması, 4-5 günlük bir gecikme yaşanması çok fazla önem arz etmemektedir. Zira kadınlar adet dönemlerini zaman zaman yanlış hesaplayabilmekteler ya da rutin hayat içinde yeme, içme, beslenme ve yaşam koşullarında bazı dengesizlik veya düzensizlik yaşayabilmekteler.
Ayrıca ergenlikle birlikte adet kanamalarının başladığı ilk 1-2 yıl ve menopoza giriş dönemindeki belli bir süreçte adet gecikmeleri, düzensizlikleri yaşanması normal karşılanmaktadır. Böyle durumlarda endişelenmeye gerek duyulmaz, zaten kısa sürede düzensizlikler yoluna girer.
Adet gecikmesi nasıl tedavi edilir?
Tüm rahatsızlıklarda olduğu gibi adet gecikmesinde de tedavi yönteminin belirlenebilmesi için öncelikle gecikmeye sebep olan neden ortaya çıkarılmalıdır. Bu bağlamda adet gecikmesi şikayetiyle doktora başvuran kadınlara gerekli test, tahlil ve muayeneler uygulanır.
Korumasız cinsel ilişki yaşayan kadınların adet kanaması geciktiğinde öncelikle gebelik testi yaptırılır. Gerekli testler yapıldıktan sonra gecikmeye sebep olan bir rahatsızlık saptanmamışsa hormon ilaçları verilerek adet dönemleri düzene oturtulur. Ancak her hangi bir rahatsızlık ya da anomali fark edildiyse sorunu yok edecek tedavi yöntemi uygulanır.
Zira tedavinin ardından adet gecikmesi sorunu yaşanmayacaktır. Her halükarda rahatsızlık ve tedavi konusunda en doğru tespit jinekolog tarafından yapılacaktır.
Ergenlik döneminde regl olmaya başlayan kadınlar menopoz dönemine kadar ortalama 28 aralıklarla adet görürler. Bazı faktörler adet düzeninin bozulmasına neden olabilir. Örneğin kilo değişimleri, mevsim değişiklikler, stres ya da geçirilen hastalıklar adet düzenini bozabilir. Bir yıl içinde yaşanan bir-iki düzensizlik normal karşılanabilir. Fakat sürekli düzensizlikler yaşanması durumu pek normal sayılmaz. Adet kanamasının çok seyrek olması ya da gereğinden uzun sürmesi sağlık açısından dikkat edilmesi gereken bir noktadır.
Düzenli olarak adet gören bir kadının adetinde gecikme olmuşsa ilk akla hamilelik gelir. Hamilelik durumunun tespit edilmesi için idrar testi kullanılabilir. Fakat en doğru sonucu kan testi verecektir. Eğer gecikmenin nedeni hamilelik değilse, arkada yatan sebepler mutlaka araştırılmalıdır. Stres, kullanılan ilaçlar, hormonal hastalıklar, rahim ve yumurtalıkları ilgilendiren hastalıklar (myom, kist gibi...) adet gecikmesine neden olabilir. Öte yandan aşırı egzersiz de önemli bir nedendir. Bu yüzden spor yapan kadınlarda adet düzensizliği çok gözlemlenir.
Stres ağır adet gecikmesinin nedenleri arasındadır. Kişi kendisini psikolojik olarak rahatlatmalıdır. Bunun dışında adet döneminde bir hastalığa yakalanılmışsa adet düzeni bozulabilir. Kullanılan ilaçların bünyeyi etkilemesi nedeniyle gecikmelerin yaşanması normal karşılanabilir.
Stresten, hastalıklardan, kullanılan ilaçlardan dolayı meydana gelen adet gecikmeleri normal karşılanabilir. Öte yandan bazı gecikmeler ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Bunları belirlemek için farklı testler uygulanabilir.
Hormon bozukluklarından kaynaklanan hastalıklar adet gecikmesine sebep olabilir. Bu durumu incelemek için kanda yer alan bazı hormonların dengesine bakılır. Bakılan hormonlar arasında FSH, LH, estradiol, testesteron, böbrek üstü bezi ile ilgili hormonlar, süt salgılatan hormon belirleyici rol oynamaktadır. Tiroid hormonunun az veya çok salgılanması da ara ara adet kanaması gibi kanamaların oluşmasına neden olabilir.
Yeme bozuklukları da adet gecikmesinin nedenleri arasındadır. Düzenli beslenilmediğinde beynin hipotalamus bölgesi etkilenir ve hipofiz bezi ile yumurtalıkların çalışması bozulabilir. Aşırı egzersiz ve stres yeme bozukluğuna neden olabileceği için dolaylı yoldan da adet gecikmesinin nedenleri arasında sayılabilir. Beyinde oluşan tümör, baş travmaları, beynin radyasyona maruz kalması da aynı sebepten etkilidir.
Hipofiz bezinde hastalık olması salgılanan hormonların dengesiz olması demektir. Dengesiz hormonlar adet gecikmesine neden olabilir. Psikiyatrik ilaçlar veya hipofiz bezinde oluşan iyi huylu tümörler süt salgılatan hormon olan prolaktinin fazla salgılanmasına sebep olur. Fazla salgılanan prolaktin de adet gecikmesine sebep olur.
Rahim ve yumurtalıklar ile ilgili sorunlar da adet düzensizliklerine neden olur. (Myom, kist gibi...)
Öte yandan 15-16 yaşlarında bir genç kızın adet görmüş olması gerekir. Eğer henüz adet olunmadıysa bunun arkasında yatan nedenler mutlaka araştırılmalıdır.