Her kadın zaman zaman adet düzensizliği yaşayabilir. Adet düzensizliği, adetin beklenen tarihten önce/sonra gelmesi veya beklenenden farklı şekilde gelmesi olarak tanımlanabilir.
Bir adet döngüsünün başlangıcından diğerinin başlangıcına kadar geçen süre yaklaşık olarak gündür. Kadınların çoğu, yıl boyunca kez adet döneminden geçer. Bu rakama yakın değerler ( az/fazla) normal olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle adet düzensizliği, kişi için normal olan değerlere bakılarak değerlendirilmelidir.
Kanama pıhtı içermemeli ve süresi 8 günü geçmemelidir. Bir gün içinde kullanılan ped miktarı ise adet olmalıdır. Bu tanımlamalardan sapmalar adet düzensizliği olarak algılanabilir.
Hormonlar adet görülmeye başlandığı tarihten itibaren birkaç yıl boyunca belirli bir düzene giremeyebilir. Bu tür adet düzensizliği normaldir. Aynı durum, adetin sona ermeye yaklaştığı “perimenopoz” ve “menopoz” dönemleri öncesinde de geçerlidir. Menopoz diye adlandırılan adet sonlanması son adet döneminin üzerinden 12 ay geçtikten sonra başlar. Tüm bunların yanı sıra belirli sistemik hastalıklarda da adet düzensizliği görülebilir.
Adet görmenin tamamen durmasına ise “amenore” denir.
Sık, erken adet görme; adet sikluslarının 21 günden daha kısa sürmesine ise “polimenore” denilir. Bunun sonucunda 1 yılda görülen adet kanaması sayısı da artar.
Düzenli aralıklarla adet kanaması gören bir kadında kanamaların birdenbire sıklaşması durumunda bu kanamanın aslında bir ara kanama olabileceği de her zaman göz önüne alınmalıdır.
Seyrek adet görme ve gecikmeler; adet sikluslarının 35 günden daha uzun sürmesine “oligomenore” denir. Buna bağlı olarak adet kanaması yılda kez görülür. Doğurganlık çağında adet kanaması gecikmelerine sık rastlanır. Adet düzensizlikleri genellikle organik ve hormonal sebeplerden kaynaklanır. Organik sebep denildiğinde kadın üreme organlarının anatomik yapısındaki değişiklikler akla gelmelidir.
Adet görmek ne anlama gelir?
Adet görmek; rahim içi dokusunun (endometrium) kanama ile dökülmesi demektir. Adet dönemi 3 evreye ayrılarak incelenebilir:
Bu döngü gebelik ile devam edecek olursa rahim içi embriyonun gelişi ile değişen hormon düzeyleri ve rahim içi özel mekanizmalar nedeniyle adet görülmez. Gebelik olmadığında ise hazırlanan rahim içi doku yumurtalıkta progesteron hormon seviyesinin düşmesi sebebiyle dökülmeye başlar. Hücreler ve aralarındaki bağlantıyı sağlayan maddeler kanama ile dökülür.
Adet düzensizliğinin nedenleri nelerdir?
Adet düzensizliğinin diğer nedenleri;
Adet olamama neye bağlı olabilir?
Adet olmayan her kadında hangi yaş olursa olsun ”menapoz” sorgulaması yapılmalıdır. Kadınlar 40, hatta 20 yaşından önce bile menopoz olabilirler. Aile öyküsü çok önemli olmakla birlikte, bazı genetik ve kronik hastalıklar, sigara, kullanılan ilaçlar ve kemoterapi/radyoterapi de erken menopoz nedeni olabilmektedir. Özellikle çocuk isteyen kadınlar her adet düzensizliğinde gecikmeden doktora gitmelidir.
Sonuçta adet olmama, mutlaka doktor muayenesi gerektiren bir durumdur. Adet görememe şikayeti ile doktora başvuran her kadında multidisipliner bir yaklaşım ile tanı ve tedavi yapılmalıdır.
Adetin düzensiz, aşırı miktar veya sürede olması
Normal adet miktarı ne kadardır?
Adet standart olarak gün sürmeli, günde ortalama; 3 ped kanama olmalıdır. Ancak spiral kullananlarda bu süre 10 günü, günlük kanama ise 4 pedi bulabilmektedir. Adet çok olursa kirli kan kaybedilir inancı yanlış olup, kaybedilen kirli kan değildir. Gözlenen fazla kanama kadının kansızlık başta olmak üzere pek çok sıkıntıyı yaşamasına neden olabilmektedir. Adet esnasında doktora danışarak kullanılan ağrı kesici ilaçlar kanamayı azaltabilmektedir.
Aşırı adet olmak özellikle sonradan başladığı hallerde “myom, polip, hiperplazi, enfeksiyon, kanser vb.” gibi bir patolojinin göstergesi olup basit bir jinekolojik muayene ile tanınabilir. Kan pıhtılaşma hastalıkları ve kan sulandırıcılar (aspirin, heparin gibi) da kanamayı arttırıp aynı zamanda adet siklusunun ara döneminde de kanamaya neden olabilmektedir.
Adet düzensizliği hamile kalmayı zorlaştırır mı?
Adet düzensizliği yumurtlama bozukluğu göstergesi olabileceğinden bu sorunu yaşayan kadınlarda hamile kalmada güçlüklerin olması çok normaldir. Adet düzensizliği olan bir kadın özellikle çocuk sahibi olmayı istiyorsa mutlaka doktora başvurmalıdır. Düzensizliğin nedeni saptanıp, buna yönelik tedavi uygulanmalıdır. Bazen çok basit tedaviler ile gebelik sağlanabilirken bazı durumlarda ileri üreme teknikleri olarak adlandırılan tüp bebek yöntemine başvurulması gerekebilir.
Düzenli adet görmek için bedenimiz nelere ihtiyaç duyar?
Adet düzensizliği ya da kesilmesi durumunda kadın neden doktora gitmelidir?
Hastanın adet görememe nedeniyle başvurması halinde doktor önce hasta hakkında ayrıntılı bir öykü alır. Ardından meme gelişimi, vücut gelişimi ve vücut kitle indeksi (BMI) kontrol edilir. Ultrason tetkikleri ile genital organ muayenesi yapılır ve eğer hormonal bozukluk şüphesi varsa hormon profil (FSH, LH, TSH, Estradiol; TSH) ve biyokimyasal değerlere bakılır.
Dış genital organ muayenesi hem sekonder seks karakterlerinin gelişimini görmek, hem vajinal açıklığın değerlendirilmesi, hem doğuştan genital organ gelişim bozuklukları ve sapmaları için tanı konması açısından gereklidir. Bazen çok basit bir kızlık zarının kapalılığı (hymen imperferatus) adet görmemenin nedeni olabilir ve yine basit bir cerrahi müdahale ile giderilebilir.
Adet gören bir kadında sonradan gelişen amenorede hormonal bozuklukların yanı sıra yumurtlayamama (anovulasyon) aranır. Bu durumu da polikistik over sendromu (PKO) sıklıkla karşılaşılan hastalıklardandır. Adet görmeyen genç kız çocuğu veya kadın tüm bu altta yatan doğumsal ve sonradan gelişen sebeplerin araştırılması için doktora başvurmalı ve kapsamlı olarak muayene edilmelidir.
Üreme çağındaki her kadın, belli periyotlarda adet kanaması geçirir. Adet döngüsü, ortalama 28 günde bir olsa da bazı kadınlarda bu döngü daha kısa ya da daha uzun olabilmektedir.
Regl kanaması normalde, özellikle ilk günlerde yoğun olmak üzere, 2 ila 7 gün arasında sürmektedir.
Bazı kadınlarda adet kanaması yoğunluğu daha fazla olabileceği gibi, bazı kadınlarda da bu kanamalar 2 günden daha kısa ve yoğunluğu az olabilmektedir. Böyle durumlarda kadınlar oldukça endişe duyarlar ve “adet kanamam çok az, neden olabilir?” diye araştırmaya başlarlar.
Biz de bu yazımızda adet kanamasının az olmasının sebeplerini size açık bir dille anlatmaya çalışacağız.
Menstrual döngüde ana etmenler östrojen ve progesteron hormonlarıdır. Adet döngüsünün ilk etabında, kadınlık hormonu olarak da bilinen östrojen hormonu yükselir.
Bu hormon, yumurtlama gerçekleştiği zaman, gebelik oluşsun ya da oluşmasın, gebelik durumunda embriyoyu tutmak ve beslemek adına rahmin kalınlaşmasını sağlar. Yumurtlama gerçekleştikten sonra yumurta, fallop tüplerine doğru yolculuğuna başlar. Bu esnada progesteron hormonu yükselişe geçer.
Eğer yumurta sperm ile buluşup dölleniyorsa, adet kanamasının durması için vücuda sinyaller gönderilir; ancak döllenme olmuyorsa progesteron hormonu azalır, yumurta parçalanır ve rahim duvarı ile birlikte adet kanaması şeklinde vücuttan dışarı atılır.
Yeni adet görmüş bir genç kız ile 30’lu yaşlarında bir kadının adeti elbette aynı olmayacaktır. Genç kızlarda adet kanamasının miktarı ve adet düzeni 1 ya da 2 yıl içerisinde ancak oturur. Adet düzeni oturmuş bir kadının adet kanaması ise ilk günlerde günde ped değişecek, toplamda adet boyunca 50 cc (yarım çay bardağı) kadar kan kaybedecek yoğunluktadır. Bu, her kişide aynı olmak zorunda değildir.
Bu miktarın 10’da 1’i bile bazı durumlarda normal sayılabilmektedir.
Eğer adet kanamanız 2 gün veya daha az sürüyorsa, pediniz çok fazla kirlenmiyorsa ve pedinizi sık değiştirmeye ihtiyaç duymuyorsanız adet kanaması az denilebilir. Bu duruma tıp dilinde hipomenore denilmektedir.
Hipomenorede adet yoğunluğunda bariz bir düşüş olur ve bunun altında kadın sağlığını etkileyen başka nedenler olup olmadığı araştırılmalıdır.
Hipomenorenin, yani adet kanamasının az olmasının sebebi, daha önce de söz ettiğimiz gibi bazı rahatsızlıklardan ya da durumlardan kaynaklanıyor olabilir.
Bu durumları söyle sıralayabiliriz:
Adet görmeyi sağlayan östrojen ve progesteron hormonlarının salgılanmasını olumsuz yönde etkileyecek ilaçların kullanılması, adet döneminde az kan gelmesinin sebebi olabilir.
Hormonların üretiminde etkili olan hipofiz bezi ve tiroid bezi bozuklukları adet kanamasının az gelmesinin başlıca nedenlerinden biridir. Tiroid hormonu düşüklüğü, yüksek prolaktin hormonu seviyesi, yüksek insülin seviyesi ve yüksek androjen seviyesi gibi hormon dengesizlikleri adetin az gelmesine neden olabilmektedir.
Karaciğer ve böbreklerin hormonların salgılanması üzerinde etkisi olduğundan, bu organlardaki rahatsızlıklar hormonların az ya da çok salgılanmasına ve dolayısı ile adet kanamasının az gelmesine sebep olabilir.
Genellikle kürtaj sonrası enfeksiyon ve rahimde parça kalması sebebiyle rahim içinde yapışıklıklar meydana gelebilir. Bazen sezaryen sonrası da görülebilen bu hastalık, herhangi bir cerrahi müdahale olmaksızın verem ve bazı enfeksiyonal hastalıklar sonucunda da gelişebilir.
Bu şekilde rahimde tıkanmalar oluşur ve adet kanaması miktarı düşer.
Polip, miyom, polikistik over, adenomiyozis (rahim iç tabakasının rahmin kas tabakasına ilerlemesiyle rahmin kalınlaşması durumu) gibi hastalıklar adet kanamasını olumsuz etkilemektedir. Eğer bir kadında polikistik over varsa, düzensiz yumurtlama ve dolayısı ile düzensiz adet döngüsü oluşur.
Bu da eş zamanlı olarak adet kanamasının az olmasına neden olabilir.
Menopoz ile birlikte kadındaki kadınlık hormonlarında azalma meydana gelir. Bu da kan akışının düzensiz ve yetersiz olması gibi sonuçlar doğurabilir.
Bu sendrom, doğum sonrasında meydana gelen aşırı kanama nedeniyle oluşmaktadır. Bu aşırı kanama, hipofiz bezinde hasara neden olur ve hipofiz bezi normalden az çalışır.
Dolayısıyla östrojen ve progesteron hormonları normal düzeyde salgılanamaz ve adet kanamasında azalma olur.
Erken menopozdan farklı olarak erken yumurtalık yetmezliği, 40 yaşından genç kadınlarda yumurta üretilememesi durumudur. Menopoz gibi doğal bir durum değildir. Bu durum sonucunda da adet düzensizliği ve adet kanamasının az olması durumu görülebilir.
Kadınlarda vücut yağı düşüklüğü adet olamamaya ve adet kanamasının az olmasına neden olabilmektedir.
Bazı cerrahi müdahaleler neticesinde ya da doğuştan meydana gelen rahim anormallikleri, menstrual döngüde az kanamaya sebep olabilmektedir.
Stres, vücudumuzdaki tüm işleyişi etkileyebilen bir faktördür. Adet kanamasının az olmasında herhangi bir fiziksel faktör bulunamıyorsa sorun psikolojik olabilir. Stres, hormon üreten bezleri olumsuz etkileyebileceğinden, östrojen ve progesteron hormonlarının düzgün salgılanmamasına yol açabilir.
Bu da adet döneminde az kan gelmesine ya da hiç olmamasına (amenore) neden olabilir.
Bazı durumlarda hava değişikliği, rakım değişikliği gibi dış faktörler de adet düzensizliklerine ve adet kanamasının az olmasına neden olabilmektedir.
Eğer düzenli bir şekilde uzun saatler boyunca egzersiz yapıyorsanız, bu durum ani kilo vermenize ve vücut yağınızın aşırı seviyede düşmesine neden olabileceğinden hormon salgılanması bozulabilir ve adet kanamasında azalmaya yol açabilir.
Eğer annenizde veya anneannenizde böyle bir problem varsa siz de risk altındasınız demektir.
Aşırı zayıflama ya da aşırı kilo alımı hormonların miktarını değiştirebileceğinden adet kanamasının az gelmesine sebep olabilir.
Bazı durumlarda, kadınların hormon seviyesini değiştirerek korunma sağlayan doğum kontrol haplarının, adet kanaması seviyesini düşürdüğüne ve hatta amenoreye sebep olduğu görülebilir.
Doğum kontrol haplarıyla ilgili tüm detaylar: monash.pw
Eğer lekelenme şeklinde birkaç gün kanamanız olduysa ve bu sadece o aya mahsussa implantasyon kanaması (yerleşme kanaması) yaşıyor olabilirsiniz. Bu kanama, bebeğin rahme yerleşmesi esnasında oluşmaktadır.
Adet kanaması, genel olarak gün arasında sürmektedir. Fakat bazı kadınlarda bu süre 1 gün bile sürebilirken bazı kadınlarda ise normalden daha fazla olabilir.
Adet kanaması 2 veya daha az gün sürüyorsa, pediniz çok fazla kirlenmiyorsa ve pedinizi sık değiştirme ihtiyacı duymuyorsanız adet kanamasının az olduğunu kabul edebilirsiniz. Tıp dünyasında “hipomenore” adı verilen bu durum, adet yoğunluğunun bariz bir şekilde düşüşe uğraması olarak tanımlanmaktadır.
Bunun nedenleri değişkenlik gösterebilmekle birlikte genellikle kadın hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Belirttiğimiz gibi bir durum ile karşı karşıya iseniz, uzman doktordan yardım almanız daha doğru olacaktır.
Adet kanamasının azlığından şikayet ederek doktora gidiyorsanız, öncelikle tıbbi geçmişinizle, sonrasında günlük yaşantınızla ve ailenizde böyle bir durum olup olmadığı ile ilgili bazı sorularla karşılaşacaksınızdır. Akabinde sizden kan testi istenecektir.
Bu şekilde hormon seviyelerinizin ne durumda olduğuna bakılır. Bunun dışında rahim iç zarı olan endometrium tabakasının kalınlığını ölçmek ve yumurtlama ile ilgili herhangi bir problem olup olmadığını anlamak için ultrason yapılabilir. Bu şekilde de herhangi bir sonuca varılamıyorsa MR çekilebilir ya da dilatasyon ve küretaj ile parça alınarak teşhis konulabilir.
Adet kanamasının az olmasının tedavisi, tanıya göre değişiklik göstermektedir. Burada önemli olan teşhisi yerinde yapabilmektir. Genellikle hormon ilaçlarıyla, fiziksel başka problemler var ise çeşitli cerrahi operasyonlarla, sorun psikolojik ise de psikolojik destek alınarak bu problem çözülebilir; ancak menopoz ya da kalıtsal gibi bazı durumlarda çözüm mümkün olmayabilir.