10 haçlı seferi / Haçlı Ordularının Anadolu'da Geçtiği Yollar | Ağustos , Cilt 65 - Sayı | Belleten

10 Haçlı Seferi

10 haçlı seferi

kaynağı değiştir]

Birinci Haçlı Seferi () katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli olan Haçlı Seferidir.[6] Birinci Haçlı Seferi'nin yılında Clermont'ta toplanan kilise konsilinde Papa Urbanus tarafından başlatıldığı kabul edilmektedir. yılında Clermont'ta toplanan kilise konsilinde Papa II. Urbanus ve fanatik KeşişPierre l'Ermite tarafından teşvik edilmiştir. Ama bu sefere katılmak için Hristiyan Avrupa yüzeyinde propagandanın yapılması ve Haçlı askerlerinin toplanması bir yıldan fazla zaman almıştır. Bu sefer genellikle dalga dalga gelen bazıları sırf din aşkına savaşmayı gözüne alan çeşitli sınıftan halktan oluşan bir grup halinde; diğerleri ise çok düzenli soylu kişiler tarafından profesyonel askerî birlik şeklinde komuta edilen ordularla gerçekleştirilmiştir. Birinci Haçlı Seferi'nin genel olarak başlangıç ve birkaç ana safhadan oluştuğu kabul edilir.[7]

Halkın Haçlı Seferi[değiştir

Batı Avrupa’nın yüzyılın sonlarında Kutsal toprakları kurtarmak söylemi ile İslâm dünyasına karşı başlattığı siyasî amaçlı askerî harekâtları ifade eder. Hareketi doğuran sebepler çok çeşitli olmakla beraber dinî motif itici bir güç olmuş, bu sıralarda Avrupa toplumunu zorlayan sosyal ve ekonomik meseleler de önemli rol oynamıştır. Tarihte Doğu-Batı mücadelesinin en uzun süreli devresini oluşturan yıl boyunca Avrupa’nın farklı toplumsal tabakalarından milyonlarca insan değişik beklentilerle Haçlı Seferine katılmıştır.&#;

Dönemin Müslüman tarihçileri Haçlılardan “Franklar” şeklinde söz etmiş, Haçlı tabiri Doğu’da ilk kez Osmanlılar tarafından “Ehl-i Salib”, Araplar tarafından da “Salîbiyyûn” şeklinde kullanılmıştır. Bu seferlere katılanlara giysilerinin üzerinde haç işareti taşıdıkları için bu isim verilmiştir. Öte yandan Haçlı Seferleri sadece Müslümanlar üzerine düzenlenmemiştir. Avrupa’daki pagan halklara veya papanın otoritesine karşı çıkan Hristiyanlar üzerine düzenlenen seferler de Batılı tarihçiler tarafından Haçlı Seferi olarak adlandırılmıştır.

Literatürde yılları arasındaki devre “Haçlı Seferleri Dönemi” olarak geçer. Ancak yüzyıldan sonra da “Son Haçlı Seferleri” adı altında bu hareket devam etmiştir. yüzyıllarda Batı dünyası tarafından bölgeye yerleşmek ve ele geçirilen topraklardaki hâkimiyetin devamını sağlamak için Doğu’ya dokuz büyük sefer düzenlenmiş, bu seferler sırasında Urfa’da, Antakya’da, Kudüs’te, Trablus’ta, Kıbrıs’ta ve İstanbul’da Haçlı Devletleri kurulmuştur. Haçlı Seferlerinin başından itibaren hem bu ordulara hem de Yakın Doğu’da kurulan Haçlı Devletlerine karşı mücadele eden ve ’da Yakındoğu’da Haçlı hâkimiyetine son verenler Türkler olmuştur. yüzyıldan sonraki Haçlı saldırılarını ise Osmanlılar karşılamıştır.

yüzyıl ikinci yarısında Selçuklu Türklerinin Anadolu’daki hızlı ilerleyişi karşısında çaresiz kalan Bizans İmparatoru Aleksios Komnenos (), Papa II. Urbanus aracılığıyla Avrupa’dan Türklere karşı ücretli asker yardımı istedi. Papa ise Avrupa’nın menfaatine uygun şekilde ücretli askerler yerine her kesimden sayısız insanın katıldığı büyük Haçlı ordularını Doğu’ya sevk ederek bu sefere katılan herkesin günahlarına af vaat etti ().

Keşiş Pierre l’Ermitte’in (ö. ) idaresinde “Halkın Seferi” olarak adlandırılan girişimle beraber bu hareketin perdesi açıldı. Avrupa’da Haçlı Seferi hazırlıkları devam ederken yollara dökülen Fransız, Alman ve İtalyanlardan oluşan yirmi bin kişilik çapulcu kitle Balkanlardaki yerli Hristiyanlara pek çok zarar vererek ilerleyip Ağustos ’da İstanbul’a vardı. Fakat bunlar İznik yakınlarında Sultan I. Kılıç Arslan () tarafından imha edildi. Bunu takiben Birinci Haçlı Seferi’nin () asiller tarafından kumanda edilen, Fransızların ağırlıkta olduğu beş büyük Haçlı ordusu yılının sonbaharından itibaren arka arkaya İstanbul’a geldi. Haçlı liderlerinin imparatora vasallık yemini etmesinden sonra Anadolu yakasına geçirilen ordular önce Selçuklu başkenti İznik’e yöneldi. Türkler bütün çabalarına rağmen 6 hafta süren kuşatmadan sonra İznik’i Bizans birliklerine teslim etmek zorunda kaldılar (19 Haziran ). İmparator bunu takiben Batı Anadolu kıyı bölgelerini de ele geçirince Türkler Orta Anadolu’ya kadar çekilmek zorunda kaldılar.

Bu sefer sırasında Ermenilerin yardımıyla Urfa’da ilk bağımsız Haçlı devleti kurulurken (10 Mart ) uzun bir kuşatmanın ardından Antakya’yı hile ile ele geçiren (Haziran ) Haçlılar şehirdeki bütün Türkleri katlettiler. Bizans ile yapılan anlaşmalara aykırı olarak Antakya’ya el koyan Norman reisi Bohemund’un hâkimiyetinde ikinci Haçlı devleti burada kuruldu. Haçlıların bundan sonraki hedefi olan Kudüs, kısa bir süre önce Fâtımîler tarafından Türklerden alınmıştı. Haçlılar 15 Temmuz ’da zapt ettikleri şehirde büyük bir katliam yaparak bütün Müslüman ve Yahudileri öldürdüler.

Kudüs’ün zaptı ve burada bir Haçlı Krallığının kurulması üzerine bölgedeki hâkimiyetin güçlendirilmesi için yılında Doğu’ya yeni bir sefer düzenlendi. Lombardlar, Fransızlar ve Almanların katılımıyla oluşturulan üç büyük Haçlı ordusu peş peşe Anadolu’ya geldi. Ancak Sultan Kılıç Arslan’ın liderliğinde Anadolu’da varlığını koruyabilme mücadelesi veren Türkler, Haçlıların muazzam büyüklükteki ordularını Merzifon, Konya, Ereğli yakınlarında imha ettiler.&#;

Yaklaşık yarım asır sonra yılında, Musul-Halep Atabeyi İmâdeddin Zengi’nin (ö. ) Urfa’yı geri alması üzerine Batı dünyası yeniden harekete geçti. Birinci seferin kazanımlarını koruyabilmek için Doğu’ya yeni bir sefer düzenlemek gerekiyordu. İkinci Haçlı Seferi olarak tanımlanan bu sefer sırasında Sultan I. Mesud (), İmparator Manuel Komnenos (ö. ) tarafından karşı sahile geçirilen Alman Kralı III. Konrad (ö. ) idaresindeki Haçlı ordusunu Dorylaion yakınlarında imha etti (26 Ekim ). Bunu takiben Ege kıyı yolunu takip ederek güneye inmeye çalışan Fransa Kralı VII. Louis (ö. ) de Denizli’den sonra Honaz Dağı’nda Türklerin pususuna düştü. Bu seferin Dımaşk önünde başarısızlıkla son bulması Doğu’daki Haçlılar açısından adeta sonun başlangıcı oldu; bunu takip eden kırk yıl içinde krallık çöküntüye uğradı. Musul-Haleb Atabeyi Nureddin Mahmud b. Zengi () Mısır’a da hâkim olarak aralıksız yürüttüğü mücadeleyle bölgedeki Haçlı devletlerinin sonunu hazırladı. Onun halefi Selahaddin Eyyubi 2 Ekim ’de Kudüs’teki Haçlı hâkimiyetine son verdi. Bunun üzerine düzenlenen Üçüncü Haçlı Seferi’ne () katılan Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa (ö. ), Çanakkale Boğazı’ndan Anadolu’ya geçip Denizli üzerinden güneye doğru ilerledi. Sultan II. Kılıç Arslan’ın () oğullarının kumandasındaki Türkmenler yol boyunca Almanlara ağır kayıplar verdirdi. Konya’dan sonra Silifke’ye doğru yürüyen Barbarossa’nın 10 Haziran ’da Silifke çayında boğulması üzerine ordusu dağıldı. Kudüs’ü geri almak için düzenlenen Haçlı Seferi hedefine ulaşamamıştı. Fakat bu sefere katılıp deniz yoluyla Doğu’ya giden İngiltere Kralı Richard (ö. ) ve Fransa Kralı Philippe’in (ö. ) yardımıyla Akkâ’nın ele geçirilmesi Haçlıların bölgede yüz yıl daha tutunmalarını sağladı. Ayrıca yine bu sefer sırasında İngiltere kralının Kıbrıs’ı zaptı Haçlılar için çok önemli bir kazançtı. Bundan sonraki yıllarda Haçlıların Doğu’daki önemli bir üssü olan Kıbrıs kısa sürede bir krallık hâline geldi.

Bunu takiben Papa III. İnnocentius (ö. ) tarafından Mısır üzerine planlanmış olan Dördüncü Haçlı Seferi, Venedik’in yönlendirmesiyle Bizans’ı hedef aldı. 13 Nisan ’te Latinler tarafından işgal edilen şehir büyük bir yıkıma uğradı. Haçlılar İstanbul’da Lâtin İmparatorluğu adıyla elli yedi yıl () sürecek bir hâkimiyet kurarken parçalanmış olan Bizans İmparatorluğu İznik, Epiros ve Trabzon olmak üzere üç ayrı merkezde temsil edildi. Bizans’ın dağılması üzerine Anadolu’da ortaya çıkan koşullar Selçuklular’ın Karadeniz ve Akdeniz’de limanlara kavuşarak kara devleti olmaktan kurtulmasına ve dünya ticaretinde önemli rol oynamasına imkân sağlamıştı.

Dördüncü seferden sonra Papa İnnocentius, öncelikle kiliseyi doğru yoldan ayrılmakla suçlayan ve heretik addedilen Güney Fransa’daki Hristiyan Albililer (Katarlar) üzerine bir Haçlı Seferi düzenledi; Hristiyanların birbirine karşı bu savaşı 20 yıl sürdü. Öte yandan Müslümanları Nil deltasından çıkarıp Süveyş ve Akkâ üzerinden kıskaca alma ve bu suretle Kudüs’ü ele geçirme planları devreye girdi. Bu amaçla yılları arasında Mısır’a düzenlenen seferler, Haçlıların iki kez Dimyat’ı işgal edip bazı başarılar elde etmelerine rağmen sonuçsuz kaldı. Bu süreçte Alman İmparatoru II. Friedrich (ö. ) siyasî amaçlı bir sefer olan Altıncı Haçlı Seferi ile Doğu’ya gelerek Eyyubi Sultanı el-Kâmil’den diplomasi yoluyla Kudüs’ü surları yıkık bir şekilde teslim aldı () ama bu hâkimiyet ancak yılına kadar sürdü. Her şeye rağmen Akkâ merkezli Haçlı Krallığı Moğolların ortaya çıkışı ve Eyyubi ailesi içindeki anlaşmazlıklar sayesinde bir süre daha ayakta kalabildi. Fransa Kralı IX. Louis (ö. ), kendi kumandası altındaki Yedinci Haçlı Seferi’nin () Mısır’da Memlükler tarafından başarısızlığa uğratılmasından sonra bir kez daha harekete geçti. Memlûk Sultanı Baybars’ın (ö. ) amansız yürüttüğü mücadele neticesinde Antakya’yı () fethi üzerine Louis, Sekizinci Haçlı Seferini () başlattı ve Tunus’a yöneldi. Ancak Sekizinci Haçlı Seferi, salgın hastalık yüzünden kralla beraber pek çok kişinin ölümüyle son buldu. Bunu takip eden dönemde Trablus () ve Akkâ () Memlûkler tarafından zapt edilerek Yakındoğu’daki Haçlı hâkimiyetine son verildi.&#;

yüzyılın ilk yarısında Ege Adalarını ve Anadolu kıyılarını ele geçirmeye yönelik Haçlı girişimleri oldu ama kazanımları İzmir ile sınırlı kaldı. yüzyılın sonlarına doğru Balkanlar ile ilgilenen Batılıların klasik anlamda son seferleri, ’da Niğbolu’da Osmanlılar karşısında hezimetle sonuçlandı. Sonraki dönemlerde Papalığın desteğiyle Türklere karşı fiilen düzenlenen seferler daha çok mahalli kaldı. ’te Varna’da II. Murad tarafından mağlup edilen birlikler ağırlıklı olarak Macarlardan oluşmuştu. Bunu takip eden dönemde de Haçlı zihniyetinin ürünü olan pek çok proje gündeme geldi, çeşitli kara ve deniz harekâtlarında söylem olarak öne çıkarıldı.&#;

Doğu Hristiyanlarına yardım iddiasıyla başlayan Haçlı Seferleri, yüzyıllarda Avrupa toplumunu siyasî, sosyal, ekonomik bakımından etkileyip Yakındoğu kültürünün Batı’ya taşınmasına yol açtı. Askerî ve siyasi açıdan ise kalıcı bir başarıya ulaşmadı. Bununla beraber kültürel etkileşim ve dinî zıtlaşma alanı itibarıyla tarafların birbirini tanımasına ve yeni imajların ortaya çıkmasına vesile oldu.

Ebru Altan

Kaynakça

Altan, Ebru. “Anadolu’da Haçlılara Karşı Savaş ().” İst. Ünv. Edeb. Fk. Tarih Dergisi, Prof. Dr. Ali İhsan Gencer Hatıra Sayısı II Sayı: 47 (): &#;

Altan, Ebru. “Selçuklu-Haçlı İlişkileri”. İslam Tarihi ve Medeniyeti 10 (Selçuklular), İstanbul,

Altan, Ebru. Antakya Haçlı Prinkepsliği Tarihi, Kuruluş Dönemi (). Ankara: TTK,

Demirkent, Işın. Haçlı Seferleri. İstanbul, &#;

Demirkent, Işın. Haçlı Seferleri Tarihi, Makaleler-Bildiriler-İncelemeler. Ed. E. Altan. İstanbul,

Jotischky, Andrew. Crusading and the Crusader States. Harlow,

Riley-Smith, Jonathan. Ed. The Oxford Illustrated History of the Crusades. Oxford,

Runciman, Steven. Haçlı Seferleri Tarihi I-III. Çev. F. Işıltan Ankara: TTK,

Setton, Kenneth M. Ed. A History of the Crusades. 6. Cilt. London,

kaynağı değiştir]

Ana madde: Yedinci Haçlı Seferi

Yedinci Haçlı Seferi, Fransa Kralı IX. Louis tarafından sevk ve idare edildi. Mısır'da Dimyat'ı zapteden IX. Louis buradan Kahire üzerine yürüdü. Ama Mansure kalesi õnünde yapılan Mansure Muharebesi'ni kaybetti. Dimyat'a geri çekilmekte iken Fariskur Muharebesi'nde Haçlı ordusu tamamiyle bozguna uğratılıp elemine edildi ve Fransız Kralı esir düştü. Dimyat'ı geri vermek kaydıyla ve büyük bir fidye ödedikten sonra serbest bırakıldı ve 4 yıl sonra ülkesine geri döndü.

Sekizinci Haçlı Seferi [değiştir kaynağı değiştir]

Haziran ayının sonunda Haçlı ordusu Kudüs'e gitmek için yürüyüşe başladı. Fransız soylu asillerinden Blois kontu Stephen karısına gönderebildiği nadir bir mektupta bu geçişin 5 hafta süreceğini belirtmişti. Ancak bu geçiş 2 yıl sürdü.

10 Nisan'da Haçlılar yürüyüşe başlayıp önce Anadolu Selçuklu Devleti başkenti İznik'i kuşattılar. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan Haçlılar’ın ciddi bir tehlike olabileceğini hesap edememiş ve ilkbaharında bütün ordusu ile Ermeni Gabriel’in elindeki Malatya’yı kuşatmaya gitmişti. Haçlılar bu sırada Bizans gemileriyle Yalova’ya oradan da İznik önlerine gelerek şehri kuşattılar. I. Kılıç Arslan durumun önemini geç de olsa anladı ve derhal İznik yakınına döndüyse de şehir kuşatılmıştı ve büyük Haçlı ordusuyla baş edemeyeceğine karar vererek geri çekildi. Beş hafta kuşatmaya dayanan İznik 17 Haziran ’de Bizans’a teslim edildi. I. Kılıç Arslan da yılında başkent'i İznik'ten Konya'ya taşımak zorunda kaldı.[6]

Anadolu içlerine çekilen Kılıç Arslan Dânişmend Gazi ve Kayseri emiri Hasan ile ittifak yaptı. 30 Haziran ’de müttefikler Eskişehir Ovası’nda Haçlılara saldırdılar. Haçlılardan önde yürüyen Normanlardan oluşan grup Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan tarafından karşılandı. Bu ovaya çıkışın Bizans ve Haçlılarca "Dorileon" olarak adlandırılması nedeniyle Birinci Dorileon Muharebesi adı verilen askeri çatışma başladı. Bu muharebede ağır zırhlı, özel terbiyeli büyük zırhlı atlı ve özel silahlı şövalyeler ile ağır süvari hücumları yapan Haçlı ordusuna karşı olarak gayet hızlı ve manevra kabiliyetli; hafif zırhlı; ağır zırhlara karşı ve hızlı ağır süvari hücumlarına karşı efektif olmayan hatta hiç işlemeyen ok, cirit ve kılıç gibi hafif silahlı Selçuklu hafif süvarisine üstün geldiği açığa çıktı. Bu meydan muharebesini kazanamayacağını anlayan Sultan I. Kılıç Arslan ordusunu muharebe meydanından geri çekmek zorunda kaldı. Hristiyan tarihçileri bu muharebeyi kazanan Haçlı ordusunu ve bu ordunun komutanlarını çok överek anmaktadırlar.[6]

Bundan sonra I. Kılıç Arslan Haçlı ordusunu bir meydan muharebesi ile mağlup edemeyeceğini, hatta yürüyüşlerine bile engel olamayacağını anladı. Anadolu'dan geçen Haçlı ordusu ile hiç askeri çatışmaya girmeden onların Anadolu'dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu. Fakat yolları üzerindeki bölgeleri boşaltıp, tarlaları yakarak, meralardan Haçlı ordusu hemen gelmeden büyük koyun sürüleri geçirerek Haçlılar atlarına otlanacak ot bırakmayarak ve su kuyularını tahrip ederek onları zor duruma sokmaya çalıştı.[6][9][10]

Bu Haçlı ordusu Anadolu'da Uluborlu (Polybotus), Yalvaç (Antioch-Pisidia), Akşehir (Philomelium), Ladik (Laodicea), Konya (Iconium), Ereğli (Hereclea), Kemerhisar (Tyana), Niğde (Augustapolis), Kayseri (Mazacha), Kahramanmaraş (Marash) yoluyla Antakya'ya indi.[6][10]

Buradan "Boulogne'lu Baudouin" Edessa'da (günümüz: Şanlıurfa) hüküm süren ve Ermeni asıllı bir eski Bizans ordusu komutanı olan Thoros Edessalı tarafından çağrıldığı için kendine bağlı ordusu ile Edessa'ya yöneldi. Thoros Edessalı, Selçuklu Şam Meliki Tutuş tarafından civarında Edessa kalesi ele geçirilince Edessa'yı idareye memur edilmiş parali askerlerden kurulmuş olan Bizans ordusu komutanı idi. Fakat bu görevi yapmakta iken Thoros Selçuklular aleyhine dönüp uzunca süren Artuklu Sökmen Bey komutasındaki bir Selçuklu ordusunun kuşatmasına başarı ile direniş göstermişti. Bundan sonra Thoros emrindeki ordu ile hem Selçuklular hem de Bizanslılardan bağımsız olarak Edessa şehrini yönetmeye başlamıştı. Ermeni asıllı olduğu ve Ortodoks Hristiyanlığa inandığı için Edessa Ermenileri tarafından sevilmemekte idi. Yine Ermeni asıllı ve eskiden Selçuklularla yakın ilişkisi olduğu için Ortodoks Bizanslılar tarafından da beğenilmemekte idi. Thoros politik durumunu sağlamlaştırmak için 'de Antakya Kuşatması ile uğraşmaya başlayan Haçlılar ordusundan destek istemişti. Bu destek Şubat 'de Baudouin Boulogne'lunun Edessa'ya kendi ordusu ile gelmesi ile başladı. Baudouin Boulogne'lu önce Thoros Edessalı'nın evlatlığı ve varisi olarak kabul edildi. Fakat Baudouin Thoros aleyhine önce gizli entrikalara girişti ve sonra açıkça onu Urfa iç kalesinde kuşatmaya aldı. Thoros Baudouin'in Edessa'da yönetimi ele almasını bir anlaşma ile kabul etti. Ailesi ile kayınpederi Meletine (modern Malatya) Emiri Gabriel'e sığınmayı planlamıştı. Fakat birkaç gün sonra 9 Mart'ta şehrin Ermeni asıllı olan halkı (çok muhtemelen Baudouin'in emri ile) Thoros'u yakalayip linç ettiler. Böylece Edessa'nın tek yöneticisi olarak kalan Baudouin burada ilk Haçlılar devleti olarak Edessa Kontluğu devletini kurdu ve kendini ilk Edessa Kontu olarak ilan etti.[11]

Antakya Kuşatması[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır