1848 ihtilali nedenleri / Sobiad Atıf Dizini - Anasayfa

1848 Ihtilali Nedenleri

1848 ihtilali nedenleri

İhtilalleri ve Avrupa İçin Sonuçları Giriş yılında Avrupalı devletler tarafından Fransa’nın Avrupa’da hegemon olma çabası yüzünden çıkan savaşlara ve krizlere karşı almak istedikleri önlemler ileride tekrar bir devletin Fransa gibi hegemon olma çabasına karşı alınmak istenmiştir.1 İhtilalleri, yılında Viyana Kongresi’nde imzalanan Barış Sözleşmesi’ne karşı halkın, monarşilerin baskılarına daha fazla dayanamaması yüzünden liberalizm düşüncesinin benimsenmesiyle başlayan ayaklanmalardır.2 yılından sonra geçilen 15 yıl içerisinde Avrupa’da baskıcı bir monark sistemi hakim olmuştu. Bu sistem halkın üzerinde baskılarını arttırarak en ufak bir demokratik atılım gerçekleştirmiyor, aksine, kendi meşruti yönetimlerini güçlendiriyorlardı. Bu baskıcı yönetime karşı halk toplum içerisinde birleşmiş ve yönetimlere karşı ayaklanmalar başlatmıştı. Fransa’da İhtilali yılına doğru Fransa’da tüm Avrupa’da olduğu gibi baskıcı bir sistem vardı. yılında Kral olan Louis, seçildikten sonra yeni bir anayasa çıkararak meşruti bir sisteme geçildiğini gösteriyordu. Bu sistem ile iki meclisli bir parlemento oluşturuluyordu. Bu parlementolardan ilki bizzat Kral tarafından atanan asillerin bulunduğu Ayan Meclisi idi. Diğeri ise vekillerini kısıtlı imkanlarla halkın seçtiği Milletvekili Meclisi idi. Bu görüntü her ne kadar kağıt üzerinde Kral ve halka eşit güç veriyor gözükse de durum aslında göründüğü gibi değildi. Milletvekili Meclisi’ne seçilebilmek için yılda Frank ve seçmen olabilmek için de yılda Frank vergi vermek gerekiyordu.3 Bu sebepten dolayı Milletvekili Meclisi de zenginlerden oluşmaktaydı ve seçmenin çok fazla seçeneği bulunmamaktaydı. İki meclisin de asil ve zenginlerden oluşması Kral destekçilerinin parlementoda bulunması anlamına geliyordu. Bu da demek oluyordu ki muhafazakar Kral yine tek hegemon olarak hem yürütme hem de yasama yetkilerini tek başına elinde bulunduruyor ve halkın seçtiği milletvekilleri bile aslında Kral’a çalışıyordu.4 Halk tarafından bu durum kısa sürede hoşnutsuzluğa sebep olmuştu. Kral Louis insanlarını ve egemenliklerini ön planda tutacağına dair verdiği sözler ile çıkardığı anayasayı sadece kağıt üzerinde gerçekleştirmişti. Bu durumdan rahatsız olan halk günden güne liberalizmi daha çok benimseyerek kendilerini siyasi anlamda güçlendirmek istediler. Nitekim öyle de oldu. Liberalizm destekçileri her seçimde mecliste giderek güçlenmeye başlıyordu. 1 Burak Samih Gülboy, Pax Britannica’dan Pax Americana’ya? 2 The Great Powers and the European States System , F.R. Bridge-Roger Bullen, Longman Group Limited, , sf. 48 3 Yüzyıl Siyasi Tarihi , Prof. Dr. Fahir Armaoğlu, Türk Tarih Kurumu, , sf. 4 a.g.e., Armaoğlu, sf. 1 Kral ve halkın arası günden düne açılırken bir ayaklanma başgöstermeye başlıyordu. Tam ayaklanmalar başladığı dönemde Kral Louis yılında vefat etti. Kral Louis her ne kadar demokrasiyi sadece kağıt üzerinde yaşattıysa da yerine gelen kardeşi Charles tam bir mutlakiyetçiydi. Göreve gelir gelmez ilk yaptığı şey bir beyanname yayınlayarak meclisi kapattırmak oldu. Tekrardan seçime gidileceğini açıklayan Kral, bu sayede mecliste güç kazanan liberallerden kurtulmak istemişti.5 Kral bu planları yaparken hesaba katmadığı gelişmeler oluyordu. Halk bir anda liberallerin önderliğinde bir ayaklanma başlatarak Kral’a karşı protestolar düzenlemeye başladı. Bu protestolar uzun süre devam edince Kral geri çekilmek zorunda kaldı ve liberaller 30 Temmuz tarihinde Yürütme Meclisi kurarak Kral Charles’ın Krallığını düşürerek yerine Orleans hanedanından Duc d’Orleans’ı 1. Philippe adı ile Kral ilan etti. Yeni Kral devleti Tanrı’dan aldığı güç ile yönetmektense insanlarından aldığı güç ile yönetmek istediğini belirten açıklamalar yapıyordu.6 Kral 1. Philippe Fransa’ya Fransa Kralı ünvanı ile değil Fransızların Kralı olarak gelmişti. Liberaller için bu olay çok büyük bir başarı olsa da tam olarak istedikleri değişimi, Cumhuriyeti kuramamışlardı. Bunun en büyük sebebi diğer Avrupa devletlerine karşı daha ılımlı bir yaklaşım sergilemek ve tepki almamaktı. 7 Nitekim Kral 1. Philippe Kral olur olmaz diğer Avrupalı devletlere gönderdiği bildirilerde kendisinin anlaşmasına sadık kalacağını ve agresif dış politikadan uzak kalacağını bildiriyordu. Fransa’daki bu devrim büyük bir sakinlik ile izleyen Avrupa devletleri Fransa’nın meşruiyetini bu bildiriden sonra resmen tanımıştı.8 Fransa’daki devrimin gerçekleştirilme süreci ve Kral’a verilen Fransızların Kralı ünvanı yeni bir düşüncenin de ortaya çıkmasını sağlıyordu, nasyonalizm (milliyetçilik). Bu düşünce akımı ilerleyen zamanlarda tüm dünya devletlerinde ihtilallerinden daha sert ayaklanmalar ile devletlerin tüm dengesini ve sistemini değiştirecektir. Almanya’da Etkileri Almanya’nın Viyana Kongresi’nde dağınık prenslikler ve krallıklar olarak küçük devletler halinde bırakılmaları Avrupa dengesi için yararlı görülmüştü.9 Almanya, Fransa’da yaşanan ihtilalinden etkilen Avrupalı devletlerden biriydi. Germen Konfederasyonu çatısı altında dağınık olarak bulunan Alman devletleri ihtilalinde liberal ayaklanmalara sahip olsa da Fransa kadar kesin ve genel bir sonuç elde edememişti Bazı devletlerin halkın tepkilerini azaltmak için uyguladığı liberal politikalar olsa da bazı devletler de daha muhafazakar davranıp bu ayaklanmalara sert bir şekilde 5 a.g.e., Armaoğlu, sf. 6 Great Power Diplomacy , Norman Rich, McGraw Hill Inc., , sf. 58 7 a.g.e., Armaoğlu, sf. 8 a.g.e., Rich, sf. 9 a.g.e., Bullen, sf. 10 a.g.e., Armaoğlu, sf. 2 müdahale etmiştir. Ayrıca Metternich’in Germen Konfederasyonu üzerindeki etkisi çok kuvvetliydi ve Metternich liberalizm ve monarşilere karşı yapılan her türlü fikre karşıydı. Bu gücü kullanarak Metternich Germen Konfederasyonu üzerinde baskı kurmuş ve liberalizmin ciddi bir ayaklanma başlatılmadan sindirilmesini sağlamıştır. Metternich’in siyasi kariyerine bakacak olursak, Avrupa dengesini nasıl tek başına şekillendirdiğini anlayabiliriz. Bir aristokrat ve diplomat olan Metternich, toplumsal eşitliğin ve liberalizmin kendi sınıfını bitireceğine inanırdı. Bu yüzden kariyeri boyunca monarşinin varlığını savunmuş ve bu yönde politikalar yürütmüştür. Metternich’e göre ihtilalinin nedeni Fransız Devriminin yarattığı kaos ortamına düzen getirmek isteyen Viyana Kongresi yapılan sözleşmenin yetersizliğiydi. 11 Zamanın Avrupalı diplomatlarına göre de ihtilalleri Metternich’in ve prenslerin olaylara karşı Viyana Kongresi’nden aldıkları yetkileri kullanmak istemesiyle kızışmıştı ve bunun sonucunda ihtilaller meydana gelmişti Alman Devletleri arasında Prusya en güçlüleri olarak ön plana çıkıyordu. ihtilallerinin yarattığı ortam Prusya’da da bazı ayaklanmalar meydana getirdi fakat Prusya bu ayaklanmaları güç kullanarak bastırmayı başarmıştı. Ayaklanmaların bastırılmasının ardından Prusya’da milliyetçilik akımı oluşmaya başladı. Bu akımla beraber Prusya merkezinde diğer Alman Devletleri ile gümrük anlaşmaları sağlandı. Bu ekonomik birleşmeyi hedefleyen hamleye ilk tepki Metternich’ten geldi. Metternich’e göre bu anlaşma aslında Prusya merkezli Birleşik Almanya kurma yolunda atılmış bir adımdı. Metternich’in Prusya’ya yaptığı ikaz sonucunda gümrük birliği askıya alınmıştı fakat yine de gelecek açısından Prusya tarafından atılan bu adım, Alman Devletleri’ni birbirine yakınlaştırmış ve sonucunda Avusturya’nın dış politikasını etkileyecek duruma gelmişti İngiltere’de Etkileri İngiltere’de yılının başlarında belirsiz bir ortam vardı. 14 ihtilallerinin etkileri İngiltere’de daha siyasal görüldü. Ülke içerisinde kanlı ayaklanmalardan ziyade siyasi eksiklikler giderilmişti. Avrupa siyasetini ve olayları yakından takip eden İngiltere, halkın liberal isteklerine karşı daha ılımlı politika değişimleri yapmakta gecikmeyip önlemini hızlı bir şekilde almıştı. Zaten İngiltere devlet yapısı ve anayasası daha meşruti ve liberal bir yapıya sahipti. Bu sebepten ötürü halkın istekleri ayaklanmalara dönüşmeden siyasi olarak giderilmeye çalışıldı. 15 Halk tarafından ayaklanma yapılmaması toplumda sorun olmadığı anlamına gelmiyordu. Toplumun ciddi bir kısmını oluşturan işçi sınıfı durumlarından hiç memnun değildi. İktidarda bulunan muhafazakarlar işçi sınıfına karşı ılımlı yaklaşmak bir kenara, çok ağır şartlar dikte ediyordu. Çalışma saatlerinin uzunluğu, alınan ücretin çok düşük olması, çalışma şartlarının ağırlığı ve kadın ve çocukların çalıştırılması işçi sınıfı nezdinde büyük bir honutsuzluk yaratıyordu. 11 Tee Kay, SIGNIFICANCE OF METTERNICH in European History From to , sf. 1 12 From Vienne to Versailles, L. C. B. Seaman, Methuen Co Ltd., , sf. 13 a.g.e., Aramaoğlu, sf. 14 a.g.e., Bullen, sf. 52 15 a.g.e., Armaoğlu, sf. 3 Bu hoşnutsuzluklar dile getirilmeye başlandığı sırada Kral 4. George vefat etti ve yerine 4. Willam Kral olarak tahta geçti. Kral olur olmaz yeni bir seçime giden Kral, Fransa’daki gelişmeleri yakından takip etmiş ve liberalizmin doğurduğu sonuçları iyi analiz etmişti. Seçim sonuçlarında liberaller mecliste yer bulmuştu ve Fransa’daki gelişmelerin ardından kendilerini daha güçlü hisseden liberaller meclise ilk olarak işçilerin şartlarını rahatlatmak için bir tasarı sundu. Bu tasarının meclis tarafından kabul edilmemesi siyasi bir gerilime yol açtı ve dönemin Başbakanı istifa etti ve yeniden seçime gidildi. Bu seçimde liberaller mecliste çoğunlu ellerine alarak yeni hükümeti Lord Grey önderliğinde kurdular Fransa’nın ardından siyasi bir başarı daha sağlayan liberaller için bu gelişme bir zafer havasında yaşandı. Siyasi olarak gerilimler devam etse de bu gerginlikler halka yansıtılmadan çözülmeye çalışıldı ve İngiltere olaylarını liberallerin zaferi ve ayaklanma yaşanmadan geride bırakmış oldu. İhtilalinin Sonuçları İhtilalleri liberalizm düşüncesiyle halkın daha demokratik bir yönetim biçimi istemesiyle ortaya çıkan ayaklanmalar sonucu yaşanmıştır. Bu ihtilaller Avrupa Devletleri içinde farklı sonuçlar doğurmuştur. Kimi devletler mutlakiyetçi yönetimine devam ederken kimi devletler ise daha demokratik sistemlere geçiş yapmıştır. Nitekim ihtilalleri kesin olarka mutlakiyetçiliği bitirmiş değildir. Siyasi anlamda en büyük kazanım sağlanan Fransa’da bile yönetim biçimine daha demokratik yollar eklense de mutlakyetçiliğe dokunulamamıştır. Bunun en büyük nedeni yılında imzalanan barış antlaşmasıdır. Fransa’nın devriminden sonra Avrupa’da hegemon olma çabalarına karşı kaos yaşayan Avrupa, bir daha böyle bir hamlenin yaşanmaması için ciddi tedbirler alarak ittifaklar kurmuştur. Bu ittifakların desteği yılında alınarak ciddi değişikliklere gidilemediyse de ilerleyen yıllarda yaşanan gelişmeler Avrupa’da sistem ve denge açısından kesin değişimlere neden olmuştur. Avrupa yine de ihtilallerinin sadece bir başlangıç olduğunu anlamıştı. Liberallere destek veren ve vermeyen ülkeler yine kendi aralarında ittifaklar kurarak Avrupa’da denge sağlamaya çalışmıştır. Bunlardan ilki liberalizme karşı çıkan ve mutlakiyetçi yönetime devam etmekte kararlı olan Doğu Blok’u, ki bu blok Rusya, Prusya ve Avusturya’dan oluşuyordu, diğeri ise Batı Blok’u yani İngiltere, Fransa, Portekiz ve İspanya’ydı. Metternich, çok uluslu bir yapıya sahip olan Avusturya’nın gelişmelere çok uzun süre dayanamayacağını anlayarak Rusya ve Prusya’yı hem iç hem de dış tehditlere karşı yanına alarak konumunu sağlamlaştırmak istiyordu. İngiltere de Avusturya ve Prusya’yla anlaşan Rusya’nın Avrupa sınırlarına girmesini istemediğinden Fransa, İspanya ve Prtekizle anlaşma yoluna gitmişti. Fakat bu ittifak Fransa’nın Doğu’da Mehmet Ali ile yakınlaşması ve Kuzey Afrika’ya ilgisinin artmasıyla İngiltere’yle aralarında çıkan anlaşmazlıklarda güçsüzleşti ve sonunda yılında Fransa’da yaşanan ihtilal ile tamamşyle sona erdi. 17 16 a.g.e., Armaoğlu, sf. 17 a.g.e., Bullen, sf. 4 İhtilalleri İhtilalleri ’daki ihtilallere nazaran daha yerli ihtilallerdi. Her ne kadar uluslararası sorunlara yol açsa da ihtilallerin sonucu genellikle iç siyaset ve yönetim biçimlerini etkilemiştir ihtilallerinden sonra özellikle Avrupa Devletleri’nde halk birbiriyle daha da kenetlenip sahip olabilecekleri hakları savunmaya özen göstermeye başlamıştır. Batı Blok’unda yaşanan liberal gelişmeler Doğu Blok’unda yaşanmadığı için halk arasında bu baskıya karşı bir tepki olarak liberalizm ve hürriyetçilik düşünceleri artmaya başlamıştı İhtilali’nin belirtileri yaklaşık 3 yıl kadar öncesinden ekonomik bunalımla birlikte başlamıştı. Bu ekonomik buhran tarım sektörünün bitme noktasına gelmesiyle başlamış ve devamında da gelişen endüstrinin işçi sınıfına karşı takındığı sert tavırlar nedeniyle devam etmiştir. Tarım sektöründe en fazla sıkıntı patates üretiminde çıkmış, bu da Avrupa’nın birincil tüketim gıdası olduğu için sıkıntı yaratmıştı. Endüstride ise artan iş yükü ve ekonomik buhranın getirdiği kriz hem işsizliği arttırmış hem de işçi sınıfının iş yükün arttırmıştır. Bu sebeplerden ötürü ihtilale giden süreçte iki fikir akımı ön plana çıkmıştır. Birincisi liberalizm, ikincisi ise milliyetçilik Milliyetçilik kavramı yanı sıra ‘Millet’ kavramı da artık ilgi duyulan bir söylem olmaya başlamıştı. Millet kavramı ‘siyasi ve kültürel topluluklar’ ve kimi kesimler tarafından ‘hayali topluluklar’ olarak tanımlandırılsa da genel olarak kabul gören tanımı aynı dili konuşan, aynı dine, kültüre ve tarihi geçmişe sahip insan topluluğudur Bu kavram birbirinden ayrı devletleri ve prenslikleri bulunan fakat aynı kökene ve dile sahip İtalya ve Almanya’da büyük ilgi görmüştü. Aynı kökene sahip insanlar tarafından benimsenen bu kavram Avrupalı devletler içerisinde yaşayan azınlıkların da ilgisini çekmişti. Sonuçta bu tanıma uymayan fakat aynı devlet idaresinde bulunan insan toplulukları da vardı. Bunun bir sorun teşkil edeceği Avrupa Devletleri tarafından tedirginliğe yol açtı. Özellikle çok uluslu bir ülke olan Avusturya için Metternich derin endişeler duyuyordu. Kendisi bu durum hakkında Ekim tarihinde Prusya elçisine ‘Ben eski bir doktorum. Geçici hastalıklarla öldürücü hastalıkları birbirinden ayırmasını bilirim. Fakat bu sefer bu sonuncu hastalıkla karşı karşıyayız.’ diyerek Avrupa dengesinin kesin bir şekilde bozulacağı yorumunu yapmıştı ihtilalleri her ülkede farklı gerçekleşmiştir. Avrupa’nın milliyetçilik kavramı ile ihtilalin içine çekilmesi Fransa’da patlak veren ayaklanmalarla başlamıştır. 18 a.g.e., Rich, sf 19 a.g.e., Armaoğlu, sf 20 a.g.e., Rich, sf. 79 21 Introduction: What is Nationalism, Ingrid Clohessy 22 a.g.e., Armaoğlu, sf. 5 Fransa’da İhtilali yılındaki ihtilal direkt olarak ihtilali ile başa gelen Kral 1. Philippe’e karşı yapılmıştır. Başa geldiğinde liberal politikalar uygulasa da daha sonrasında muhafazakar yönü ağır basmış ve halka karşı demokratik olmayan baskılar uygulamıştır. Bu baskılar önce işçi sınıfına yapılmaya başlanmış sonrasında ise tüm halka dayatılmıştır. Kral 1. Philippe kendisinden önceki Kral Charles gibi muhafazakar eğilim gösterip hem meclisi hem de devlet organlarını mutlakiyetçi yönetimi için kullanmış ve bunun sonucunda halk ayaklanmalara başlamıştır Bu ayaklanmaların devam ettiği sırada liberaller toplantılar yapıyor ve hükümete isteklerini bildiriyordu. meclisten 86 milletvekilinin de katılacağı bir toplantıya Kral’ın yasak getirmesi ve dağıtması işlerin çığrından çıktığı an olmuştu. Halk tamamen ayaklanmış Kral’a karşı ‘yaşasın devrim’ sloganlarıyla protestolar yapıyordu. Buna karşı Kral güvenlik güçlerini halkın üzerine göndermiş ve şiddetli çatışmalar yaşanmıştır. Ayaklanmalar bastırılamayınca Kral Milli Kuvvetleri halkın üzerine ayaklanmaları bastırmak için göndermiş fakat kendileri de Paris’li olan kuvvetler halk tarafına geçip Kral’ı protestoya başlamıştı. Ayaklanmaların yeni sloganı artık ‘Yaşasın Cumhuriyet’ olmuştu. Böyle bir durumla karşılaşan Kral 24 Şubat ’de tahttan feragat edip İngiltere’ye sığınmıştı 24 Şubat akşamı kurulan Fransız Cumhuriyetinin Geçici Hükümeti ilk olarak Avrupalı devletlere bildirim yayınlayarak kendilerinin Barış Sözleşmesi’nin maddelerine uyacaklarını ve dış politikada agresif rol oynamayacaklarını bildirmişti Fransa artık sosyalist ve milliyetçi halkın elinde bulunan bir cumhuriyetti. İlk başlarda diğer ülkelere karşı ılımlı göründülerse de Mart tarihinde yayınladıkları yeni bildiriyle artık antlaşmasını geçersiz saydıklarını bildirmişlerdi. Bu durumdan rahatsız olan ülkeler bu milliyetçi akımın kendi devletlerine de etki edeceğinden endişelenerek Fransa’ya bu konuda tepki göstermişti. Fransa’daki olaylara tepkisiz kalan tek ülke ise İngiltere’ydi Fransa’da Aralık’da yapılan seçimlere kadar çok iyi bir yönetim görülemedi. 10 Aralık tarihinde yapılan seçimlerde Napolyon Bonaparte’ın yeğeni olan Louis Bonaparte 4 yıllığına Cumhurbaşkanı seçilmişti. Louis Bonaparte Fransa’da ‘Yaşasın İmparator’ olarak karşılanarak yeni görevine başladı. yılından beri liberal ayaklanmalarla kendi refahını sağlamaya çalışan halk yılında Cumhuriyet’i kurmuş ve seçilen Cumhurbaşkanı’nı ‘yaşasın imparator’ olarak karşılamıştı. Bu aslında gösteriyor ki toplumsal olarak istenilen reformların sağlam bir zemine sahip olmadığıydı. Kral 1. Philippe’e karşı yapılan ayaklanmada önce devrim isteyen halk gösterilen baskıya karşı cumhurşyet istemeye başlamıştı. Fakat bunun halkın kendi refahında oluşacak artış için mi istediği pek bilinmemektedir. Sonuçta bir kralı devirip yerine cumhurbaşkanlığı makamına yeni birisini bu sefer imparator olarak getirmek çok mantıklı gözükmemektedir. 23 a.g.e., Armaoğlu, sf. 24 a.g.e., Rich, sf 25 a.g.e., Armaoğlu, sf. 26 a.g.e., Rich, sf. 81 6 Nitekim Cumhurbaşkanı olarak seçilen Louis Bonaparte kısa sürede halkın desteğini alarak önce kendi Cumhurbaşkanlığını referandumla 10 yıl daha uzattı. Sonra meclisi kapatarak yeniden seçime gitti ve bu sefer tüm yürütme ve yasama yetkilerini kendisine aldı. yılında yaptığı referandum ile ‘İmparator’ ünvanını 3. Napolyon ismini alarak yine kendisine vererek Cumhuriyeti sonlandırmıştır. Şubat’ında başlayan Cumhuriyet Devrimi yılında askeri diktatörlük ve imparatorluğun yeniden inşası ile sona erdirilmişti. Bu döneme kadar Fransa dış devletlere karşı herhangi bir tehlike oluşturmamış ve ekonomisini giderek iyileştirmiştir Almanya’da Etkileri Alman Devletleri ihtilallerinden pek bir kazanım elde edemeyen devletlerdi. Alman Devletleri içerisinde en önde bulunan ve söz sahibi olan Prusya idi. Prusya sonrası gelişmeleri takip etmiş ve yılında bazı Alman Devletleri ile gümrük birliği sağlamıştı. Metternich bu gelişmeden ’da olduğu gibi yine hoşnut olmamış, fakat bu hoşnutsuzluğunu ne kadar dile getirse de bir sonuç alamamıştı. Avusturya içişleri de sıkıntılı bir dönem geçiriyordu ve Metternich böyle bir durumda hem içte hem de dışta krizle uğraşmak istemiyordu yılında bu birliğe Kuzey Devletleri de katılınca Prusya ekonomik anlamda güçlenmeye başlamıştı. Prusya’nın ve diğer Alman Devletleri’nin Avusturya tarafından bu şekilde kontrol edilmek istenmesi ve karşılık verilememesi en başta askeri yetersizlikten kaynaklanıyordu. Öyle ki Germen Konfederasyonu kağıt üzerinde bir ordu kurmak istemişse de buna muvaffak olamamıştı. Ayrıca bu hamle Avusturya’nın baskılarının daha da artmasına neden olmuştu. Kurulan gümrük birliği ekonomik anlamda kısmi bir bağımsızlık yaratsa da, askeri yetersizlik yine de Alman Devletleri’ni Avusturya’ya bağımlı kılıyordu. Prusya liderliğinde diğer Alman Devletleri ekonomik olarak bağımsızlık şstemekteydi ve bu amaçlarına yılında Kral olan 4. Frederich’in liberal politikaları benimseyeceğini söylemesiyle adım attılar. 4. Frederich her ne kadar millet egemenliğine, Fransız ihtilaline ve demokrasiye karşıt görüşte olan bir muhafazakar olsa da bulunduğu şartlarda muhalefeti dindirmek ve ekonomik özgürlüğe kavuşmak için bu adımları atıyordu Kral her ne kadar muhalefetten gelecek eleştirileri susturmak istese de ekonomik gelişme adına attığı adımlar yeterli gelmiyordu. Muhalefet ve halk siyasi değişimler de talep ediyordu. Bu değişim yılında gerçekleşti ve Kral eski tarihlerde kullanılan ve anayasa olarak görülmeyen ‘patente’ isimli beyanneme yayınlayarak iki meclisli parlementer sisteme geçileceğini bildirdi. Bu meclislere de yine eski tarihlerde kullanılan ‘Landtag’ ismi verildi. 30 Kral bu yenilikleri demokratik bir devrimden ziyade eski dönemlerde uygulanan ve olayları yatıştırmak için kullanılan araçlar olarka görüyordu. Ayrıca meclis açılışında da bu düşüncesini belirten bir 27 a.g.e., Rich, sf. 81 28 a.g.e., Rich, sf. 29 a.g.e., Armaoğlu, sf. 30 a.g.e., Armaoğlu, sf. 7 konuşmada kendisiyle Tanrı arasına herhangi bir kağıt parçasının giremeyeceğini belirtiyordu. Alman Devletleri arasında milliyetçiliğin yaygınlaşması liberal değişimleri gölgede bırakıyordu. Prusya’da yapılan bu devrimler halk için önem arzetmiyordu artık. Çünkü halk tümden bir reformun peşindeydi. Prusya’da bu olaylar devam ederken Avusturya’da yaşanan krizler nedeni ile Metternich istifa etti. Bu istifanın ardından Alman Devletleri birlik olmak için zamanın geldiğini düşünerek 5 Öart tarihinde tğm Alman Devletleri’nin ve Avusturya’nın temsil edileceği Hazırlık Meclisi’ni kurdular. Bu meclis kısa zamanda parlemento haline getirildi. Parlemento’nun ilk işi yeni bir anayasa düzenlemek oldu ve bu yeni anayasa ile seçime gidildi. Seçim sonucunda milletvekili seçildi ve derhal reformlara başladılar. Almanya Hazırlık Meclisi’ne rağmen hala dağınık durumdaydı ve bu dağınıklık farklı görüşlere neden olmaktaydı. Bu yüzden Meclis tğm devletleri bir araya getirerek başına tek bir imparator getirmeye karar verdi. İmparatorluk için Kral 4. Frederich’e başvurdular. Fakat Kral ve danışmanları Meclis tarafından verilen İmparatorluk Tacı’nın yine Meclis tarafından alınabileceğini gözönünde bulundurarak bu teklifi reddetti Bu teklifin reddedilmesinden sonra tasarlanan Alman Birliği başlamadan dağılmıştı. yılında Prusya’nın önderliğinde Kuzey Devletleri ile kurulan Sınırlı Birlik, Avusturya’nın sert müdahalesiyle tekrar dağıtılmıştı. Fakat Prusya birlik olmaksızın kısmi parlementer sisteme geçiş yapmıştı. Kral 4. Frederich tüm yürütmeyi kendi elinde bulundururken yasamayı birinin üyelerini kendisinin belirlediği iki meclisli parlementoya bırakmıştı. Oluşturulan anayasa da liberal politikaların yer aldığı bir anayasa olmuştu. Hatta bu Anayasa’sı yılında Osmanlı Devleti tarafından model alınan anayasa olmuştur. Alman Devletleri’nin birleşememesi ilerleyen zamanlarda tarihçiler tarafından Kral 4. Frederich’in ve danışmanı Bismarck’ın yanlış kararlarına dayandırılmaktaydı. Tarihçilere göre eğer Kral, İmparator olmayı kabul etseydi ve parlementer sistemi sürdürseydi o günün şartlarında hem ekonomik hem de askeri egemenliğini sağlayabilirdi. Fakat bu ’li yıllar için mümkün olmadı. Ne yazık ki Alman Birliği ve eğemenliği Bismark’ın dediği gibi ‘kan ve demir’ ile yılında başlayan savaşlarla ancak yılında tamamlanabilmişti Sonuç İhtilalleri’nin Avrupa dengesindeki değişimi her ülke tarafından farklı algılanmıştır. Her ülke bu ihtilallerden farklı sonuçlar alsa da genel itibariyle Avrupa içi denge değişmeye başlamıştı. Fransa’da ihtilalinin sonuçları Kral Louis Philippe’in tahttan indirilerek Cumhuriyetin kurulması ve Cumurbaşkanlığına seçilen Louis Napolyonun ilerleyen zamanda Cumhuriyeti İmparatorluğa çevirerek 3. Napolyon ismiyle İmparator 31 a.g.e., Rich, sf. 32 a.g.e., Seaman, sf. 53 8 olmasını sağlamıştır. Ayrıca 3. Napolyon antlaşmalarının getirdiği sorumlulukları ortadan kaldırmak isteyen düşüncelere sahipti. Prusya için ihtilalinin sonuçları Kral 4. Frederich’in daha parlementer bir sisteme geçmesiyle Prusya’nın ekonomik anlamda özgürleşmesini sağlamak oldu. Her ne kadar Alman Birliği için çalışmalar yapılsa da Avusturya’nın baskısı altında bu girişimler sonuçsuz kaldı. yılında sağlık nedenlerinden dolayı tahtı kardeşi 1. Wilhelm’e bırakmış ve yeni Kral daha radikal kararlar alarak danışmanı Otto von Bismarck ile Alman Birliği için ciddi politikalar üretmiştir. İngiltere için ise ihtilalin diğer devletler kadar ağır ve sancılı geçmemiştir. Avrupa’daki olayları dikkatlice takip eden ve gelişmeler neticesinde önlemlerini hem siyasi hem ekonomik hem de sosyal anlamda alması sebebiyşe ihtilalini çok fazla değişime uğramadan yaşamıştır. Ayrıca antlaşmalarının değişimi veya kökten kaldırılması ile alakalı sert tepkiler vermemiştir. Bunun sebebi ise İngiltere’nin kendi çıkarlarını farklı antlaşmalarla tekrardan sağlayabileceğini düşünmesi olmuştur. ihtilalinden ve sonuçlarından en çok etkilenen iki devlet ise Avusturya ve Rusya olmuştur. Milliyetçi bir ayaklanma ile başlayan olaylar çok uluslu Avusturya’da çok sancılı geçmiştir ve devletin azınlıklara ciddi haklar vermesi ve kendi gücünü hem içte hem de dışta azaltması ile son bulmuştur. Rusya ise antlaşmalarının devamını istemekteydi. Buna ciddi bir ayaklanmayla karşılaşmamış olması ve Osmanlı Devletine karşı yılında kazandığı savaşın etkisi olmuştur. Bu yüzden antlaşmalarının en büyük destekleyicisi ve koruyucusu olmuştur Kaynakça Kitaplar  Armaoğlu Prof. Dr. Fahir, Yüzyıl Siyasi Tarihi , Ankara, Türk Tarih Kurumu, , sf. , , , , , , , , ,   Bridge F.R.-Bullen Roger, The Great Powers and the European States System , New York, Longman Group Limited, , sf. , 48, 52, 70  Rich Norman, Great Power Diplomacy , Amerika Birleşik Devletleri, McGraw Hill Inc., , sf. 58, 59 78, , 81, , 91, 92,  Seaman L. C. B., From Vienne to Versailles, Londra, Methuen Co Ltd., , sf. , 52, 53 Makaleler  Clohessy Ingrid, Introduction: What is Nationalism  Gülboy Burak Samih, Pax Britannica’dan Pax Americana’ya?  Kay Tee, SIGNIFICANCE OF METTERNICH in European History From to , sf. 1 33 a.g.e., Rich, sf. 9  10

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır