Sonrası Türk Hikayeciliği Özellikleri Nelerdir?
Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olan olayları, insanlarda estetik zevk uyandıracak bir şekilde anlatmaya öykü ya da hikaye öykü adı verilir. İlk hikaye örnekleri ise, Tanzimat Dönemi’nde verilir ama özellikle de Cumhuriyet Dönemi’nden sonra hikaye türünde önemli bir gelişim görülmeye başlandı. sonrası Türk hikayeciliğinin özellikleri ise şunlardır;
Daha önceki dönemlerde hikayenin alt yapısı iyice geliştirildiğinden ’lı yıllara gelindiği zaman hikaye bağımsız bir tür olarak gelişmeye devam etmiştir. Bu dönem hikayecileri ise, toplumsal çizgide, bireysel duyarlılıkta ve milli dini çizgi gibi çeşitli anlayışlarda eserler de vermiştir.
Bu dönemde oldukça başarılı eserler verilmiştir.
Bu dönemde yazarlar postmodernizm ve modernizm akımları ile birlikte hikayeyi anlatım ve teknik olarak geliştirmişlerdir.
Bu dönem hikayelerinde farklı yönelimler dikkat çeker. Bireysel duyarlılık, milli ve dini bir anlayış ve toplumsal çizgi anlayışı vardır.
Aynı zamanda bu dönemde eser veren yazar sayısı daha da artmış ve bununla birlikte öykülerde anlayış ve konu olarak çeşitlilik ortaya çıkmıştır.
’lı yılların sosyal ve siyasi ortamı hikayeye taşınmıştır.
Toplumun her kesiminden kahramanlar seçilmiştir.
Sonrası Türk Hikayecililiği Yazarları ve Maddeler Halinde Özellikleri
sonrası hikaye yazarlarının etkilendiği edebi akımlar ise; realizm, Natüralizm, Sürrealizm şeklinde sıralanabilir. sonrası hikaye özellikleri ise maddeler halinde şunlardır;
Genellikle, varoluş, kuşak çatışması ve yalnızlık gibi çeşitli bireysel konular işlenmiştir.
Öykülerde, gözlemlere ve iç seslere yer verilmiştir.
Karakterlerin, olaylar karşısında yaşamış olduğu duygu değişimleri bilinç akışı tekniği ile okura aktarılıyor.
sonrasında ise muhteva bakımından da yenilikçi öyküler yazılmıştır. Hikayelerde kişinin toplumdaki yeri sorgulanmış, yabancılaşma ve kadın - erkek eşitsizliği gibi konular da ele alınmıştır.
Bu dönemde toplumsal gerçekçi hikayeler kaleme alan yazarların sayısı da daha çok artmıştır. Bu tür hikayelerde fırsat eşitsizliği, işsizlik ve köyden kente göç gibi toplumsal konular derinlemesine analiz edilmiştir.
Bu dönem kadın yazarların sayısı da giderek artmıştır. Başta Sevim Burak, Leyla Erbil ve Ayfer Tunç olmak üzere pek çok kadın yazarın kaleme aldığı öyküler de büyük bir ilgi görmüştür.
Sonrası Hikaye: Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa, edebî yazılara hikâye (öykü) denir. Edebiyatımızda ilk yerli örnekleri Tanzimat Edebiyatı Dönemi’nde verilmeye başlanmıştır. Servetifünun ve Millî Edebiyat Dönemlerinde yeni bir tür olarak ağırlığını hissettirmeye başlar. Türk hikâyeciliği, “Cumhuriyet Dönemi”nde yaşanan toplumsal olaylar, kültürel değişimler gibi nedenlere bağlı olarak farklı tema ve yönelişlerle birlikte hem teknik hem içerik yönünden farklı özellikler gösterir.
’lı yıllara gelindiğinde önceki yılların birikimine ve sosyal, siyasi gelişmelere bağlı olarak Türk hikâyeciliğinde önemli gelişmeler görülür. Bu dönemde hikâye türünde eser veren yazar sayısı artar, farklı eğilimleri yansıtan eserler kaleme alınır. Buna bağlı olarak hikâyelerde ele alınan temalar da çeşitlenir.
Bu dönemde Türk hikâyeciliğinde tema ve kurgu bakımından tamamıyla yenilikçi gelişmeler yaşanır. Toplumcu gerçekçi anlayışla işçi, köy, kasaba ve şehirlerde yaşayan insanların sorunları, Almanya’ya işçi göçü gibi konular işlenir. Bu toplumsal konuların yanı sıra bireyin iç dünyasını esas alan eserler de verilmeye devam eder.
sonrası Türk hikâyeciliğinde varoluşçuluk akımı etkili olur. Toplumun farklı kesimlerini temsil eden kişiler üzerinde durularak daha çok bireyin çevresiyle ve toplumla olan uyumsuzluğu, bu uyumsuzluğun neden olduğu yabancılaşma ve yalnızlık duygusu üzerinde durulur.
Sonrası Türk hikayecilerden bazıları şunlardır: Mehmet Seyda, Leylâ Erbil, Sevgi Soysal, Sevim Burak, Füruzan, Tomris Uyar, Sevinç Çokum, Nedim Gürsel, Rasim Özdenören
Türk edebiyatında önemli bir dönüm noktasıdır ve Türk hikayeciliğinin yeni bir evresinin başlangıcını işaret eder. Bu dönemde Türk hikayeciliği, edebiyatımızda özellikle şu özellikleri taşır:
’li yıllarda ise dönemin önemli siyasi ve toplumsal olayları Türk hikâyeciliği üzerinde etkili olur. Yazarlar estetik kaygılardan uzaklaşarak ideolojilerini ön plana çıkaran eserler verirler. Hikâyelerde daha çok siyasi, toplumsal ve günlük konular ele alınır.
Türk hikâyeciliği, yeni hikâyecilerin ve usta yazarların kaleme aldığı yeni eserlerle çeşitlenir, zenginleşir. Bu dönemde Adalet Ağaoğlu, Tomris Uyar, Füruzan gibi yazarlar toplumcu gerçekçilik anlayışıyla hikâyeler yazarken Mustafa Kutlu, Sevinç Çokum, Rasim Özdenören gibi hikaye yazarları, dinî ve millî duyarlılıkları yansıtan hikâyeler kaleme alırlar.
’li yılların başında Türkiye’de yaşanan önemli siyasi ve toplumsal olaylar edebiyat dünyasını derinden etkiler, sanatçılar yeni arayışlara girer. Bu arayışlar sonucunda dönemin sanatçıları; toplumsal sorunlardan uzaklaşırlar. Bireyin kendi içindeki gerçekleri daha fazla öne çıkararak bireysel temaları ele alırlar.
Yeni anlatım imkânlarını kullanarak hikâyelerinde farklı kurgu tekniklerini denerler. Yeni ve farklı bir hikâye dili oluşturarak gözleme dayalı bir olayı ve durumu anlatmak yerine şiirsel, bölük pörçük, denemeyi andıran hikâyeler kaleme alırlar. Bu hikâyelerde kendini merkeze yerleştiren yazar; dünyayı, çevreyi kendine göre yorumlar.
’den önceki kuşaklardan gelen hikâye yazarlarının yanı sıra Murathan Mungan, Cemil Kavukçu, Ayfer Tunç, Murat Gülsoy, Murat Yalçın, Nalan Barbarosoğlu, Özcan Karabulut, Müge İplikçi, Nazan Bekiroğlu gibi yeni yazarlar da dil ve anlatım biçimi, konu ve kurgu bakımından özgün eserler verirler.
GenelAlt Kategoriler Sonrası Türk Edebiyatı, Hikaye Yazarları, PDF
Ömer Seyfettin | |
---|---|
Ölüm | (35 yaşında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Meslek | Şair, öğretmen, yazar, türkolog, asker ve veteriner hekim |
Milliyet | Türk |
Edebî akım | Türkçülük |