YAŞAMmonash.pw
Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
ABONE OL
Düzce depremi ne zaman oldu, kaç kişi öldü? 12 Kasım Düzce depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği Düzce depreminin acısı hala yüreklerde. Düzce depreminin yıl dönümünde yurt genelinde deprem tatbikatı yapılacak. depremi hakkında bazı sorular gündeme geldi. Peki, Düzce depremi ne zaman, saat kaçta oldu? 12 Kasım Düzce depreminde kaç kişi öldü? depremi kaç saniye sürdü, şiddeti kaç? İşte haberin detayları
DÜZCE DEPREMİ NE ZAMAN, SAAT KAÇTA OLDU?
12 Kasım tarihindeki depremin merkez üssü Düzce'nin Kaynaşlı ilçesi olarak kayıtlara geçti. Deprem 23 yıl önce, 12 Kasım tarihinde saat 'de meydana geldi.
DÜZCE DEPREMİNDE KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?
AFAD verilerine göre, depremde, kişi yaşamını yitirdi, yaralandı, binlerce kişi evsiz kaldı.
DEPREMİN ŞİDDETİ VE SANİYESİ
7,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem 30 saniye sürdü.
DÜZCE DEPREMİ'NDE HAYATINI KAYBEDENLERİN ACISI UNUTULMUYOR
Depremin merkez üssü Kaynaşlı ilçesinde depreme iş yerinde yakalanan, o dönem 17 yaşında olan ve yıkılan binada enkaz altında kalan Öksüz, kendi imkanlarıyla kurtulup yakın mesafedeki evine koştu.
Yaralı halde evine ulaşan Öksüz, evlerinin bulunduğu büyük kısmı yıkılan 4 katlı binanın giriş katında yaşayan annesi Aynur ile kız kardeşleri 12 yaşındaki Hürrem Elif ve 15 yaşındaki Hümeyra Öksüz'ün enkaz altında kaldığını öğrendi.
Faylanma Mekanizması:
Maksimum Yanal Atım:
Türkiye'nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen 17 Ağustos Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçti.
yılında 16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki yer sarsıntısı, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçti.
Merkez üssü Gölcük olan deprem, Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedildi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla meydana gelen deprem, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da can ve mal kaybına neden oldu.
Türkiye'nin kuzey bölgelerden boydan boya geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı bölümünde meydana gelen deprem, 17 Ağustos Salı günü saat 'de başladı ve 45 saniye sürdü.
Depremin merkez üssü İzmit'in Gölcük ilçesi olarak açıklandı. Büyüklüğü de Richter ölçeğine göre ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) tarafından 7,6; Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından ise 7,8 olarak ölçüldü.
Bununla birlikte, bugün genel olarak depremin büyüklüğü, ilk yapılan açıklamalarda duyurulan 7,4 olarak kabul ediliyor ve bu ölçü kullanılıyor.
17 Ağustos Depremi, büyüklüğü açısından Türkiye'de meydana gelen en büyük ikinci yer sarsıntısı olarak kayıtlara geçti.
Derinliği 17 kilometre olan sarsıntıda yer kabuğunun sağa doğru hareket ettiği ve kilometrelik bir hat boyunca kırıldığı tespit edildi.
Jeoloji Mühendisleri Odası, depremden üç ay sonra yayımladığı raporda, fayın üzerinden geçen alanların ortalama 4 metre civarında sağa ve ileriye doğru kaydığını yazdı.
Aynı raporda, Gölcük'teki ana merkez üssündeki kırılmanın ardından aynı fay kuşağı üzerinde daha doğuda yer alan Arifiye bölgesindeki bir başka deprem üssünün de devreye girmiş olabileceğinin düşünüldüğü belirtildi.
17 Ağustos depreminden yaklaşık üç ay sonra, bu kez 12 Kasım'da yine Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde merkez üssü Düzce olan bir başka deprem daha meydana geldi. 7,2 büyüklüğünde olan ve 30 saniye süren Düzce Depremi'nde kişi hayatını kaybetti.
Üç ay içerisinde meydana gelen büyüklüğü 7'nin üstündeki bu iki deprem, Türkiye'deki riskin ve özellikle de İstanbul'un güneyinden geçen fay hattında meydana gelmesi beklenen kırılmaya karşı alınacak önlemlerin daha fazla tartışılmasına neden oldu.
17 Ağustos Depremi, gerek nüfus yoğunluğu gerekse de ekonomik faaliyet açısından Türkiye'nin en önemli bölgesini etkiledi.
Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin kişi hayatını kaybetti, 48 bin kişi de yaralandı. 5 bin kişi de kayboldu.
Ancak bölge halkı, can kaybının çok daha yüksek olduğunu öne sürüyor. Resmi olmayan kaynaklar, can kaybının 50 bin civarında olduğunu iddia ediyor.
İzmit Körfezi'nin güneyinde bulunan Gölcük, Değirmendere ve Karamürsel gibi bazı yerlerde sahile yakın kısımların depremle birlikte deniz sularının altında kalması can kaybı ve hasar tespitini zorlaştıran en önemli unsur olarak gösteriliyor.
Başbakanlık Kriz Merkezi'nin depremden birkaç ay sonra yaptığı açıklamaya göre, en fazla can kaybı yaklaşık 4 bin kişi ile Gölcük'te oldu. Kocaeli'nde kayıtlara geçen can kaybı 4 bin olurken, Yalova ve Sakarya'da ise yaklaşık 2 bin 'er kişi hayatını kaybetti. Depremin etkilediği İstanbul'un Avcılar ilçesinde ise kişi yaşamını yitirdi.
Getty Images
Hasar gören bina sayısı
yıkık-ağır hasarlı
Orta hasarlı
Az hasarlı
Deprem Riskinin Araştırılarak Deprem Yönetiminde Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun Temmuz 'da yayımladığı raporda, depremde bin konut ve işyerinin yıkıldığı ya da çeşitli düzeylerde hasar gördüğü belirtildi.
Can kayıplarının önemli bir bölümü binaların yıkılması ya da ağır hasar almasının sonucuydu.
Jeoloji Mühendisleri Odası, yılında yayımladığı raporda, can kaybını artıran en önemli üç unsuru şöyle sıraladı:
17 Ağustos Depremi, ekonomi üzerinde de çok ciddi olumsuz etkiler yarattı.
Farklı kurumların yaptığı hesaplamalara göre, depremin ekonomik maliyeti 12 ile 20 milyar dolar arasında değişiyor.
Bu maliyeti Devlet Planlama Teşkilatı milyar dolar, Dünya Bankası da milyar dolar, Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) ise 17 milyar dolar olarak hesaplıyor.
Depremin ardından özellikle yeniden yapılanma çalışmaları nedeniyle dış kaynak ihtiyacı artarken, sanayi bölgesinde bir süre üretim faaliyetlerine ara verilmesi de ekonominin küçülmesine neden oldu.
Türkiye'nin en büyük petrol rafinerisi TÜPRAŞ'ta çıkan yangın günlerce sürdü.
Bazı araştırmalar, depreminin yarattığı etkinin 'de ekonomik krizinin çıkmasında etkili olan nedenler arasında yer aldığını gösteriyor.
Depremin yarattığı ilk şokun atlatılmasının ardından ilk etapta arama-kurtarma faaliyetlerine, bir süre sonra da enkaz kaldırma çalışmalarına odaklanıldı.
Kızılay ve Sivil Savunma Birlikleri gibi kamu oluşumlarının yanı sıra Arama Kurtarma Timi (AKUT) gibi özel ve gönüllü gruplar da yardım çalışmalarında faal rol oynadı. Ayrıca, İngiltere, Yunanistan, ABD ve Japonya başta olmak üzere çok sayıda ülkeden yardım görevlisi geldi.
O dönemde Demokratik Sol Parti (DSP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oluşturduğu koalisyon hükümetine depremin vurduğu yerlere yardım ekipleri ve malzemesi göndermekte geç kaldığı yönünde ağır eleştiriler yöneltildi.
Bazı yerlere kurtarma ekiplerinin ulaşması günler sürdü. Bazı noktalarda enkaz kaldırma çalışmaları aylarca devam etti.
17 Ağustos'un ardından deprem konusu Türkiye'nin en önemli gündem maddesi haline geldi.
Bülent Ecevit başbakanlığındaki hükümet, gerek deprem sonrası yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılmak gerekse de depremin yarattığı ekonomik zararın etkilerini gidermek için bir dizi yasal düzenleme yürürlüğe koydu. Yapılan düzenlemeler arasında şunlar yer aldı:
Depremin ardından kamu görevlisi hakkında görevi ihmal suçlamasıyla dava açıldı. Bu kişilerin bazıları görevden uzaklaştırılırken, bazı davalar da zaman aşımı nedeniyle düştü.
Ayrıca yıkılan ya da zarar gören binaların müteahhitleriyle ilgili 2 bin dava açıldı. Ancak bu davalarda verilen hükümler ertelendi veya zaman aşımı nedeniyle düştü.
Yalova'da inşa ettiği binaların önemli bir kısmı çöken ve 'ye yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan müteahhit Veli Göçer'le ilgili yargı süreci sembol davaya dönüştü. Göçer, 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7,5 yıl hapis yattıktan sonra 'de tahliye oldu ve iki yıl önce yıl kurduğu şirketle yeniden inşaat sektöründe faaliyet göstermeye başladı.
İstanbul'un Avcılar ilçesinde enkaz altından canlı çıkarılan ve boynunun üzerine düşen kolonla çekilen fotoğrafı nedeniyle depremin sembol isimlerinden birine dönüşen Ömür Kınay'ın 20 yıl süren hukuk mücadelesi de Nisan 'da sonuçlandı.
Anayasa Mahkemesi, yılında bireysel başvuru yapan Kınay'ın depremde enkaz altında kaldığı binanın ruhsatsız ve kaçak yapı olduğunun tespit edilmesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve kendisine 27 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Bu haber BBC Türkçe'de ilk olarak 12 Ağustos 'da yayımlanmıştı