Gece terörü bebeklerin ve çocukların yaşadığı bir uyku bozukluğudur ve kâbus, uykuda yürüme, uykuda konuşma veya kafa karışıklıkları gibi son derece doğal bir durumdur.
Bu durumların hepsi birbirinden farklıdır ama hiçbiri ciddi bir duygusal rahatsızlığın veya bozukluğun işareti değildir. Bu nedenle endişe etmenize gerek yoktur. Belli bir süre devam edip sonrasında ortadan kaybolurlar. Önemli olan bu durumların farkını bilmek ve duruma uygun müdahalelerde bulunmaktır.
Uyku sıkıntılarının detaylarına geçmeden önce uykunun yapısından biraz bahsetmek istiyorum. Çünkü uyku farklı aşamalardan oluşur ve bu sıkıntıların hepsi de uykunun farklı aşamalarında meydana gelirler.
O aşamaların özelliklerini bilmek çocuğunuzdaki belirtileri kolayca okumanıza ve yaşadığı uyku sıkıntısının ne olduğunu daha rahat anlamanıza yardım eder. Sıkıntının ne olduğunu anladıktan sonra çözüm aşamasına geçmek çok daha kolay olacaktır.
Uykunun yapısı gece boyu derinleşen ve hafifleyen döngülerden oluşur. Hiçbir bebek hatta yetişkin gece boyu kesintisiz uyumaz. Sabaha kadar düzenli olarak bu döngülere girer ve çıkarlar.
Her bir uyku döngüsü kendi içinde REM uykusu, REM-dışı uyku ve uyanma şeklinde bölümlere ayrılır ve birbirini takip ederek sabaha kadar bu şekilde devam eder.
Uykunun ilk aşaması REM denilen kalbin daha hızlı attığı, nefesin hızlı olduğu, fizyolojik sistemlerin aktif olarak çalıştığı hafif uyku aşamasıdır. Bu aşamada beden hareketsizdir ama seğirmeler ve hızlı göz hareketleri görülebilir.
Bu nedenle uykunun güvenli olarak adlandırılan bölümüdür. Rüyaların görülmesi ve anıların düzene konulması REM aşamasında gerçekleşir.
REM aşamasından sonra REM-dışı uyku aşamasına geçilir. Bu aşama kendi içinde bölümlere ayrılır,
Bunlar; hafif uyku, gerçek uyku ve derin uykudur. Gözlerin kapanıp kafanın düştüğü aşama hafif uykuyken, gerçek uykuya geçişte bazen sıçramalar yaşanabilir. Son aşama olan derin uykuda ise beden iyice gevşer, sıradan dış sesleri duymaz, sadece acil seslere ve seslenmelere tepki verebilir.
REM-dışı uyku aşamasında vücut hareketsiz değildir, kalkıp yürümeler, konuşmalar ve dolaşmalar olabilir. Bu nedenle uykunun bu aşaması pek güvenli değildir ve birçok uyku sorunu da bu aşamanın “derin uyku” bölümünde gerçekleşir.
Kabuslar kötü rüyalardır ve rüyaların görüldüğü REM uykusu aşamasında gerçekleşirler. Genellikle gecenin ikinci yarısında, yani gece yarısından sonra, rüyaların yoğun şekilde görüldüğü saatlerde yaşanır.
Kâbus görme bittikten sonra çocuğunuz tamamen uyanır ve yaşadığı yoğun korku, endişe, huzursuzluk nedeniyle ağlayabilir. Ayırt edilmesi gereken nokta çocuğunuzun rüya görürken değil, rüya bittikten sonra ağlama, bağırma gibi korktuğunu belli eden tepkiler göstermesidir.
O aşamada çocuğunuzu kucağınıza almanız, sakinleştirmeniz ve rahatlatmanız işe yarayacaktır. En çok işe yarayan şey sarılarak varlığınızı hissettirmek ve ona güven vermektir.
Rüyanın etkisi geçtikten sonra tekrar uykuya dalabilir. Dalma süresi gördüğü şeylerin yoğunluğuna ve verdiğiniz desteğe bağlı olarak değişkenlik gösterir ama sizin yardımınızla geç de olsa tekrar uykuya dönecektir.
Bu nedenle onu rahatlattıktan sonra fazla zaman kaybetmeden tekrar uykuya döndürmek için çaba sarf etmelisiniz. 2 yaşından büyükse ve derdini anlatabiliyorsa sabah uyandığında gördüğü kötü rüyayı anımsayıp sizinle paylaşabilir.
Çocuklar neden kabus görürler? Konulu videomuzu izleyebilirsiniz 🙂
Gece terörü ise kabusların aksine REM-dışı uykunun derin uyku aşamasında gerçekleşir. Bu nedenle genellikle uykunun ilk saatlerinde meydana gelir.
Bu aşama uyku döngüsünün en derin aşamasıdır. Aynı uykuda konuşma veya uykuda yürüme gibi bir süreçtir ancak tüm bunların birleşimi ve daha şiddetlisi gibi düşünülebilir. Genellikle 3 yaşından başlayarak 8 yaşına kadar sürebilir. Az da olsa aydan itibaren gerçekleşen vakalar da vardır.
Erkek çocuklarda kızlara oranla daha yoğun şekilde görülür. Belirtileri anne, babalar için korkutucu olabilir. Çünkü çocuk genellikle yüksek sesle çığlıklar atar veya şiddetli şekilde bağırır.
Bazen anne, babayı çağırabilir, gözleri açık bir şekilde yatağından çıkıp etrafta dolaşabilir hatta koşturabilir. Korkunç bir olay yaşamış ve çok korkmuş gibi aşırı tepkiler gösterebilir.
Yanına gittiğinizde size baksa bile sizi görmüyormuş gibi davranabilir. Bu tepkiler anne, babaları çok endişelendirse de aslında endişe edilecek bir durum yoktur. Bunu yaşaması çocuğunuzun ciddi bir duygusal rahatsızlığı veya bozukluğu olduğunu göstermez.
Ancak aile geçmişine bakılması ve genetik geçmişin araştırılması gerekebilir. Çünkü genellikle bu tür uyku bozukluğu yaşayan çocukların ailelerinde de benzer uyku bozukluğu yaşamış bireyler olduğu görülmüştür.
Bunun yanı sıra tetikleyici unsurların da gece terörünün yaşanmasında önemli bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Tetikleyici unsur olumlu veya olumsuz yoğun şekilde yaşanan herhangi bir duygu olabilir.
Örneğin; ailenin yakın zamanda yaşadığı bir kayıp veya kaza gibi olumsuz bir gelişme böyle bir duruma neden olabilecekken yaklaşan bir tatil, sevilen birinin gelmesi, yeni ve heyecan verici bir olayın gerçekleşmesi gibi olumlu bir süreç de aynı şekilde nedenler arasında yer alabilir.
Bunların yanında uzun süreli uykusuzluk da tetikleyici olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun uykusunu 15 dakika bile olsa öne çekmeniz olayın tekrarlanmaması açısından faydalı olacaktır.
Bebeklerde Uyku Eğitimi Hakkında Her Şey! Konulu yazımıza aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bebeklerde Uyku Eğitimi Hakkında Her Şey! monash.pw
Unutmayın ki çocuğunuz bu süreci uykudayken yaşıyor. Yani gözleri açık olup bağırsa ve sizinle konuşuyor gibi görünse de aslında o hala uykuda. Bu nedenle şiddetli hareketler yaparak onu uyandırmaya çalışmamalısınız. Sarsmamalı ve onu uyarmamalısınız.
Bu aşamada onu uyandırmak sadece kafa karışıklığına ve uykuya daldıktan sonra olayın devam etmesine neden olacaktır. Sürecin kendi kendine geçmesini beklemek ve odaya girmeden dışardan/monitörden gözlemlemek en sağlıklısıdır.
Tabi bunu yaparken çocuğunuzun odasının güvenli olduğundan kesinlikle emin olmalısınız. Aksi takdirde güvenliğini tehdit edici veya sıkıntı yaratıcı durumlar ortaya çıkabilir.
Gece terörü aniden ortaya çıktığı gibi aniden de son bulur. Çocuğunuz bir anda uyumaya devam eder. Çoğunlukla da sabah uyandığında gece yaşananları hatırlamaz.
Bu nedenle olayı ona anlatarak hatırlatmak ve bu konuda çocuğun üstüne gitmek sadece mahcubiyet yaratacaktır. Anne-baba olarak buna neyin neden olduğunu bulmak, genetik geçmişi araştırmak, akşam uykusuna biraz daha erken yatırmak ve çocuğunuzun odasını tamamen güvenli hale getirmek alabileceğiniz en faydalı önlemlerdir.
Bunun yanı sıra bazen çocuklar kâbus görmedikleri halde öyle olduğunu söyleyip bu durumu kullanabilirler.
Peki gerçekten kâbus görüp görmediğini nasıl anlarsınız? Bunu anlamanın en kolay yolu çocuğunuzun endişesinin ne ölçüde olduğunu gözlemlemenizdir.
Eğer uyku arkadaşını veya oyuncağını alıp yanınıza geliyorsa, sizi uyandırmak için omzunuza dokunup anlatmak için uyanmanızı bekliyorsa ve bunu hemen hemen her gece yapmaya başladıysa o zaman kâbus görmediğinden ve bu durumu sadece yatağınıza gelmek için kullandığından emin olabilirsiniz.
Kâbus gören bir çocuğun gerçekten korkmuş bir görüntüsü vardır. Koşarak yanınıza geliyorsa, size sıkıca sarılıyorsa ve rüya benzeri farklı olaylar anlatıyorsa o zaman kâbus görmüş olduğunu varsayabilirsiniz.
Bazen çocuklar çok korktum demek yerine kâbus gördüm diyerek de duygularını ifade edebilirler. Kaynağı kâbus olsun veya olmasın korkmuş bir çocuğun mutlaka yanına giderek bu duygusunu yenmesine yardımcı olmalısınız. Sadece şunu unutmayın ki kabuslar her gece görülmez.
Eğer her gece aynı durumu yaşıyorsanız gün içinde çocuğunuzla bu durumu konuşarak üstesinden gelmeye çalışmalısınız.
Sevgiler,
Cansu Özel
Bebek Uyku Danışmanı
Websitesi: monash.pw
Instagram: monash.pw
Facebook: monash.pw
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “monash.pw” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, monash.pw web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Uyku terörü, bir diğer adıyla da bilinen gece terörü, genellikle çocuklarda görülür ancak yetişkinlerde de ortaya çıkabilen bir durumdur. Bir uyku bozukluğu olan uyku terörü, çocukların derin uykuya dalmalarının ardından 1 2 saat içerisinde çığlık, korku ya da titreyerek uyanmasına denir. Peki uyku terörü nedir? Bebeklerde uyku terörü nedir? Uyku terörü tedavisi nasıl olmalıdır? gibi soruların yanıtına Özel Avicenna Hastanesi olarak ele aldığımız bu makaleden ulaşabilirsiniz.
Uyurgezerlik ile eşleştirilen gece terörü, parasomnia olarak kabul edilir. Birkaç saniye ile birkaç dakikaya kadar sürebilen bu durum, kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Çocukların %40’ını etkileyen bu durum, aynı zamanda yetişkinlerde de görülmektedir. Korkutucu bir hastalık gibi görünmesine rağmen, farklı tedavi seçenekleri ile hastalar normale dönmektedir. Çoğu çocuk, gençlik yıllarında bu hastalığı yenerek kurtulabilir.
Bebeklerde gece terörü panik ve korkuya neden olabilir. Bebekler, çevresindekilere bir tepki vermeyebilir ve kafaları çok karışık bir şekilde görünebilirler. Aynı zamanda çığlık atabilir, ağlayabilir, hızlı nefes alıp verebilir ve kalp hızında artış olabilir. Atak geçtikten sonra ise herhangi bir belirti göstermeyebilir. Bebeğin kötü bir rüya görmesi sonucunda bu ataklar meydana gelmez. Çünkü bu durum rüya dönemi olmayan evrelerde ortaya çıkar. Peki bebeklerde uyku terörü nasıl önlenir?
Çocuklarda gece terörü, yine paniğe sebep verebilir. Bu hastalığa bağlı olarak atak geçiren bir çocuk, çığlık atabilir, bağırabilir, yatakta savrulabilir ve yataktan fırlayabilir. Gözleri açık olsa da, tamamen uyanık değildir. Genelde geceleri erken saatlerde başlayan bu ataklar, birkaç dakika sürebilir. Ancak bazen 15 dakika da sürebilir, gece boyunca devam da edebilir. Ataklar, yorgunluk, ateş, bazı ilaçlar, heyecan, ani gürültü, dolu mesane ve anksiyete gibi farklı etkenleri tetikleyebilir.
Çocuğunuz bu durumu yaşıyorsa, yapmanız gereken en iyi şey sakin kalmak ve durum normale dönene kadar beklemektir. Tehlikeli bir duruma düşmediği takdirde müdahale edilmemeli ve bir etkileşimde bulunmamalı, uyandırılmamalı ve gidişatın zararsız olduğunu bilip panik yapmamak gerekmektedir.
Yetişkinlerde gece terörü nadir olarak meydana gelir. Yetişkinler bu durum ruhsal travma ve psikolojik bozukluklar ile ilişkilidir. Aynı zamanda bu kişilerde saldırganlık, kaygı, hafıza kaybı ve kendini yaralama gibi davranışlar görülür. Bu hastalığın altta yatan nedeni ve bozukluğuna bağlı semptomları azaltmak için ilaç tedavisi uygulanabilir.
Gece terörü gibi daha pek çok huzursuz edici uyku bozukluğuna sahip olan bireyler, uyurken nefes almada sorun yaşarlar. Uyku esnasında solunum sıkıntısı çekenler, nefes almak adına ekstra bir çabaya girdikleri için uyku terörünü tetikleme potansiyeline sahiptirler.
Bu ayrımı yapmak için sadece muayene yeterli olmayabilir. Epilepsi, uyku esnasında meydana gelen karmaşık, çoğunlukla tuhaf ve şiddetli davranışlara sahip nöbetlerdir. Bu olağandışı nöbetler, uyku esnasında görülür ve EEG ve radyolojik bulgular ile tanısı konulabilir. Ancak bu durumda epilepsi nöbetlerini parasomnilerden ayırt etmesi zor olabilir. Uyku kalitesini değerlendirmek adına uyku merkezlerinde polisomnografi adında uyku testleri yapılır. Bunun dışında EEG eşliğinde video polisomnografi (VPSG-EEG) tetkiki, bu bozuklukları ayırt etmeye yardımcı olabilir.
Yetişkinlerde düzenli olarak tekrar edilmediği için teşhis edilmesi zordur. Ve üstelik kişi uyku esnasında neye maruz kaldığını hatırlamaz. Bu durumda da bir tanı koymakta zorluk yaşanır. Ancak kişilerin düzenli uyku saatleri olmasına rağmen, geceleri sık sık uyanması ve yorgun kalkması bu hastalıktan şüphenilmesi gerektiğini gösterir. Bunun dışında doktora gittiğinizde, fiziki muayene yapılır ve uyku bozuklukları tedavi merkezinde bir gece kalmanız tavsiye edilebilir. Uyku laboratuvarında vücudunuza sensörler yerleştirilir ve beyin dalgalarınız, kanınızdaki oksijen seviyeniz, kalp atışı hızınız, nefesiniz, uyurken göz ve bacak hareketleriniz kaydedilir.
Herhangi bir tedavisi yoktur ancak çocukluk çağında ortaya çıkan bu hastalık büyüdükçe durma eğilimindedir. İleri yaşlarda ortaya çıkan gece terörü için net bir tedavi yöntemi yoktur. Bunun dışında tabii ki bu hastalığa karşı alınacak önlemler vardır. Çocuk odaları daha güvenli hale getirilebilir ve elektronik eşyalar odadan çıkarılabilir. Ayrıca çocukların yeterince dinlenmesi ve uykusunu alması gerekmektedir. Son olarak uyku saati düzenine uyulması ve aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmasına dikkat edilmelidir. Bu ve bunun gibi yöntemlerin dışında çocuk hastaları tedavi etmek için nadiren de olsa ilaç tedavisi uygulanır.
Risk faktörleri nelerdir?
Aile geçmişinde uyku terörü ya da uyurgezerlik geçmişi bulunan kişiler risk taşıyabilir. Bunun dışında çocuklarda ve kadınlarda daha yaygın olarak görülür.
Gece terörü kaç yaşında olur?
Çoğunlukla 2 6 yaş arasında görülür ve 4 5 yıl sürebilir.
Nöroloji ve psikiyatri bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır: