2 yeni akımı özellikleri / İkinci Yeni - Vikipedi

2 Yeni Akımı Özellikleri

2 yeni akımı özellikleri

İkinci Yeni Şiiri Genel Özellikleri ve Şairleri ( &#; )

İkinci Yeni Şairleri:

İkinci Yeni Şiir Akımının Genel Özellikleri

  • Aklın mantıksal işleyişine sırt çevirdiler, gerçeküstücülüğü daha bilinçli benimsediler.
  • Anlama değil imgeye kapılarını sonuna kadar açtılar.
  • Konuşma diline uzak kaldılar, edebi sanatlara özgürlük tanıdılar.
  • I. Yeni&#;nin (Garip Akımı) tam tersi noktadan yola çıkarak halk kültüründen uzaklaştılar.
  • Anlamı karartan ve gizleyen bir tavır takındılar. Sözcüklerin çağrışımlarla derinleşen ve çoğalan değerine önem verdiler.
  • Folklorik malzemenin şairin kişiliğini ezeceğini savunduklarından &#;Folklor şiire düşman&#; sloganını geliştirdiler.
  • Kentli küçük insan tipinin çizilmesine ve bu tipin &#;Süleyman Efendi&#; tiplemesinde olduğu gibi idolleştirilmesine son verdiler.
  • Duyguya ve çağrışıma dayanarak şiirin içsel zenginliğini daima yeni yorumlara açık bıraktılar.
  • Garip şiiri yoksul çoğunluğun yaşama koşullarını ve zevk anlayışını dikkate alırken, İkinci Yeniciler, daha çok aydın kesimin ve elit tabakanın zevkine hitap ettiler.
  • Şiiri, diğer sanatlarla yakın ilişkiye soktular.
  • Şiiri aklın, ahlaki endişelerin, yasaların ve alışılmış her türlü sınırlayıcı, baskıcı düzeneklerin dışına çıkarmak istediler.
  • Biçimin içerikten önce geldiğini savunan İkinci Yeniciler, siyaset dışı kalmaya özen gösterdiler.

İkinci Yeni Şairleri

ECE AYHAN ()

  • Ece Ayhan&#;ın şiir dili, okuyucuyu şaşırtma ve sarsma anlayışı üzerine kuruludur.
  • Özgün imgelerinin ritmi, her türlü deneyimi kucaklayacak kadar çeşitlidir.
  • Sürrealist teknikleri şiirimize en ciddi biçimde uygulayan şairdir.
  • Onun şiirinde sözcükle dize arasında korkunç bir inatlaşma vardır. Sözcük, kullanıldığı dize içerisindeki yerinden dolayı okuyucu tarafından yadırganır.
  • O, yerleşik dil doğasını yıkarak kendine özgü bir dil yaratmak ister.
  • Eserleri
    Şiir: Kınar Hanımın Denizleri, Bakışsız Bir Kedi (Kara, Ortadokslular, Yurt Savrul, Zambaklı Padişah, Kolsuz Bir Hattat&#;

MOR KÜLHANİ

1.Şiirimiz karadır abiler

Kendi kendine çalan bir davul zurna
Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
Taşınır mal helalarında kara kamunun
Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir

Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler

2.Şiirimiz her işi yapar abiler

Valde Atik&#;te Eski Şair Çıkmazı&#;nda oturur
Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür
Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta
Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir

Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler

3.Şiirimiz gül kurutur abiler

Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın
Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga&#;ya kaçan
Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu
Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir

Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler

***

İLHAN BERK ()

  • İlhan Berk&#;in ilk şiirleri, Manisa Halkevi&#;nin çıkardığı &#;Uyanış&#; dergisinde çıktı.
  • &#;istanbul Şiiri&#;nde İstanbul&#;un küçük insanlarının macerasını anlattı.
  • Şiirde ses ve müzik yerine daha çok anlamca kapalı şiirler yazmış olmasına rağmen &#;Günaydın Yeryüzü&#; kitabıyla maddeden ko-ğuşturmaya uğradı.
  • Ona göre, erotizm, şiirin atardamarıdır, &#;Kül&#; adlı kitabıyla &#;Türk Dil Kurumu&#; Şiir Ödülü&#;nü İstanbul Kitabı&#;yla da &#;Behçet Necatigil Şiir Ödülü&#;nü aldı.
  • Eserleri
    Şiir: Güneşi Yakanların Selamı, İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Türkiye Şarkısı, Köroğlu, Çivi Yazısı, Ga-lile Denizi, Otağ, Şenlikname&#;

NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM NE BÖYLE AYRILIKLAR

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları

(İlhan BERK)

CEMAL SÜREYA ()

  • Cemal Süreya, lise yıllarında aruzla şiirler yazarak edebiyata girdi. İlk şiiri Mülkiye dergisinde yayımlandı.
  • Şiirlerinin yanında sanat konularındaki deneme ve eleştirileriyle tanındı.
  • İkinci Yeni&#;nin öncülerinden olan şairin ilk şiirlerinde biçim kaygısının ağır bastığı, yeni bir imge ve söyleyiş peşinde olduğu görülür.
  • Eski şiirle bağını sesten çok imge yoluyla kurar, çağrışımlardan yararlanır.
  • Onun şiiri, ince buluşların, duygulanımların, yaşanan gerçekliğin, toplumsal ve kültürel birikimin kendine özgü bir söyleyişle bütünleşmiş bileşimidir.
  • Kendi şiirini tanımlarken: &#;Benim şiirim erotik bir şiirdir.&#; der.
  • Eserleri
    Şiir: Üvercinka, Göçebe, Beni Öp Sonra Doğur Beni, Uçurumda Açan, Sevda Sözleri, Sıcak Nal, Güz Bitiği

Beni Öp Sonra Doğur Beni

Şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.

Ovadan
gözü bağlı bir leylâk kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.

Taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.

Sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.

Ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgârın tavrı.
Dağ: güneş iskeleti.

Tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.

Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
-uykusuzluğun sütlü inciri-
kovanlara sızmıyor.

Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.

( Cemal Süreya)

TURGUT UYAR ()

  • Turgut Uyar&#;ın ölçülü, uyaklı ilk şiiri &#;Yol&#;, Yedigün dergisinde çıktı.
  • Diğer şiirleri Varlık, Yeditepe, Pazar Postası, Türk Dili dergilerinde yer aldı.
  • ikinci Yeni şairi olarak tanınması ve değerlendirilmesine karşı çıktı. Şiirinde sürekli bir arayış içinde oldu.
  • &#;Divan&#; adlı eserinde Divan şiirinden yararlanmayı denedi, şiiri hep içerikte arayan bir şair oldu.
  • &#;Tütünler Islak&#; adlı eseriyle Yeditepe Şiir Ödü-lü&#;nü, &#;Kayayı Delen İncir&#; ile Behçet Necatigil Şiir Ödülü&#;nü, &#;Büyük Saat&#; ile Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü&#;nü aldı.
  • Eserleri
    Şiir: Arz-ı Hal, Türkiyem, Dünyanın En Güzel Arabis-tanı

TUT Kİ BEN

tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
ya da çok iyi bir şiir yazsan
bir saatin aralıksız işleyişi
bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
yani kıskanılan onu
demek istediğim hepsi

(Turgut Uyar)

EDİP CANSEVER ()

  • Edip Cansever&#;in edebiyata ilgisi çocukluk yaşlarında başlamıştır.
  • İlk şiirlerinde güncel yaşam kesitleri içinde bireyin büyük kent karmaşasındaki bunalımlarını, avareliklerini, sevinç ve özleyişlerini yansıttı.
  • Değişik bir söyleyişin, imge düzeninin egemen olduğu şiirlerinde çağdaş insanın yabancılaşmasını, düşsel yanı ağır basan bir anlayışla işledi.
  • Çok sesli bir şiirin yaratıcısı oldu. Taklit edilemeyecek bir özgünlüğe sahipti.
  • Anlaşılması güç kapalı şiirleriyle ikinci Yeni&#;nin öncüleri arasında yer aldı.
  • Yeniliksiz edemeyen, sürekli kendini yenileyen bir şairdi.
  • &#;Yalnızlık&#; onun şiirlerinin en önemli izleğidir. Şiirlerinde yaşadığı dünyanın geçiciliğini gören tedirgin bir ruhun ürperişleri vardır.
  • İkinci Yeni&#;nin kuyumcu şairidir. Bu kuyumculuğunu şiir sanatındaki dil hassasiyeti bakımından da sürdürür.
  • Birinci dönem şiirlerinde folklor unsurları ağırlıklı bir yer tutar.
  • Eserleri
    Şiir: ikindi Üstü, Dirlik Düzenlik, Yerçekimli Karanfil, Umutsuzlar Parkı, Nerde Antigone, Tragedyalar, Çağrılmayan Yakup, Kirli Ağustos

YERÇEKİMLİ KARANFİL

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.

(Edip CANSEVER)

ÜLKÜ TAMER ()

  • Ülkü Tamer, &#;li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biridir.
  • ikinci Yeni&#;ye, bu akımın ana karakteristikleri oluştuktan sonra dahil olduğu halde, kendine özgü imge dünyası ve süssüz, sade söyleyişiyle dikkati çekti.
  • Çoğunlukla keskin bir ironiyle örülmüş derin acıların ve beşeri trajedilerin dile geldiği şiirlerinde &#;lerden sonra toplumsal duyarlıklar da öne
    çıktı.
  • Şiirleri &#;ten itibaren Kaynak, Pazar Postası, Yeditepe, Yeni Dergi, Papirüs, Sanat Olayı gibi dergilerde yayımlandı. &#;de Yeditepe Şiir Armağanı&#;nı kazandı.
  • Eserleri
    Şiir: Soğuk Otların Altında, Gök Onları Yanıltmaz, Ezra ile Gary, Virgülün Başından Geçenler, İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür.

GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN

Seher yeli çık dağlara
Güneş topla benim için
Haber ilet dört diyara canım
Güneş topla benim için

Umutların arasından
Kirpiklerin karasından
Döşte bıçak yarasından canım
Güneş topla benim için

Seher yeli yar gözünden
Havadaki kuş izinden
Geceleri gökyüzünden canım
Güneş topla benim için

(Ülkü Tamer)

SEZAİ KARAKOÇ ()

  • Sezai Karakoç&#;un ilk şiirleri Hisar, Mülkiye gibi dergilerde yayımlandı. Fransızcadan şiirler çevirdi. Deneme ve eleştiri türlerinde de yazdı.
  • Şiir Sanatı, Diriliş dergilerini çıkardı.
  • ikinci Yeni&#;nin biçim olanaklarından yararlanarak İslami özle, mistisizmle beslenen bir şiir geliştirdi.
  • Özellikle Şahdamar ve Köpük&#;ten sonra İkinci Yeni şairleri gibi kapalı bir anlatım biçimine doğru giden şiirlerinin arka planı oldukça zengin imgeler ve serbest çağrışımlarla yüklüdür.
  • Devlet, millet, medeniyet kavramlarına farklı boyutlarda anlam yükleyen sanatçının 41 yıllık &#;Diriliş&#; doktrini etrafında düşünsel alanda bir diriliş nesli oluşmuştur.
  • Eserleri
    Şiir: Körfez, Şahdamar, Hızırla Kırk Saat, Sesler, Ta-ha&#;nın Kitabı, Kıyamet Aşısı, Gül Muştusu, Monaroza, Zamana Adanmış Sözler&#;

MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek&#;

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

***

(Sezai Karakoç)

Diğer Konular

Cumhuriyet Dönemi Akımlar

kaynağı değiştir]
  1. Halk şiirinden özgün şiire geçiş yapılmalıdır. Şiirin ereği ahlak, erdem, gerçek ve toplum kavramlarını anlatmak değildir. Halkın yaşamından ve kültüründen uzaklaşmalı, folklorun şiire düşman olduğu anımsanmalıdır.
  2. Şiiri oluşturan sözcüklerin sözlük anlamı değil, şairin onlara kazandırdığı imge önemlidir. Şiirde buluşlara yer verilmeli, imge dünyasının sınırları zorlanmalı, imgeler şairin yeteneğini yansıtmalıdır.
  3. Siyasetten ve siyasal baskılardan uzak durulmalıdır.
  4. Şiirde içerikteki çarpıcılık ve biçim, dış öğelerden daha önemlidir. Sözcüklerdeki ses ve uyuma yer verilerek çarpıcılıktan doğan iç musiki ön plana çıkarılmalıdır.
  5. Bir görüntü sanatı olan şiirde duygu ve çağrışımlar yansıtılmalı, söyleşideki rahatlık yerini anlamda kapalılığa vermelidir.
  6. Anlamlı olmak şiir için önemli değildir.
  7. Bir öykü anlatma aracı olmayan şiir, diğer yazın türlerinden kesin çizgilerle ayrılmalı, konu ve olay şiir dışında tutulmalıdır.
  8. Nesneler, insan ve görünüm gerçeküstücüleri de aşan bir soyutlama ile anlatılmalıdır.
  9. Şiirde uyum, ölçü ve uyak yerini anlatım zenginliği ve müziğe bırakmalıdır.
  10. Şiirin konuşma dili dışında özgün dili olmalı, konuşma dilindeki tekerleme, nükte ve şaşırtmacalardan uzak durulmalı, soyut kavramlarla beslenmelidir.
  11. Yazınsal sanatlar daha özgür olmalı, yoksul çoğunluğa değil aydın azınlığa seslenilmelidir.[3]

Eleştiriler[değiştir Yorum Yap!

İkinci Yeni Hareketi Akımı

İkinci Yeni Hareketi Akımı Nedir

İkinci Yeni, Garip akımı şiirine bir tepki olarak ortaya çıkan, &#;lı yılların ortalarına kadar güçlü bir şekilde devam eden, etkileri günümüzde de hissedilen şiir hareketidir. Bu hareket İlhan Berk, Edip Cansever, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Turgut Uyar, Sezai Karakoç gibi şairlerin şiirlerini ’dan itibaren Pazar Postası’nda yayımlamaya başlamasıyla belirginleşmeye başlar.

İkinci Yeni Doğuşu ve Gelişimi

&#;lerde, başlangıçta farklı bir arayışla ve çoğunlukla Garip şiirini eleştirerek kaleme alan Ece Ayhan, İlhan Berk, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Cemal Süreya ve Edip Cansever gibi şairler, &#;dan itibaren eserlerini Pazar Postası&#;nda yayınlama fırsatı buldular. Bu önemli dönüm noktası, bu şairlerin eserlerindeki şiirsel dönüşümün belirginleştiği ve bir hareket niteliği kazandığı bir sürecin başlangıcı oldu.

Zamanın etkili kalemi Muzaffer Erdost, 19 Ağustos &#;da Son Havadis gazetesinde yayımlanan &#;İkinci Yeni&#; başlıklı makalesinde, bu şairlerin bir hareketi temsil ettiğini vurguladı. Ardından, benzer şekilde şiirler yazan bu şair grubu &#;İkinci Yeni&#; olarak anılmaya başlandı. Daha sonra, bu öncü şairlere Ülkü Tamer, Tevfik Akdağ, Yılmaz Gruda, Kemal Özer, Özdemir İnce, Nihat Ziyalan, Alim Atay, Seyfettin Başçılar, Ercüment Uçar gibi diğer önemli isimler de katıldı. Bu genişleyen şair grubu, Türk edebiyatının zengin mozaiklerine farklı renkler ve ifadeler katarak büyük bir etki yarattı.

İkinci Yeni Hareketi Akımı ikinci yeniciler kimlerdir

İkinci Yeni Şiir Anlayışı ve İlkeleri Nelerdir

Halk şiirin bakış: Şiirin evriminde, halk şiirinin sınırlarının aşılarak özgün bir şiir anlayışının benimsenmesi gerekmektedir. Halk şiirine olan bağlılık azaltılmalı ve yeni bir şiir dilinin geliştirilmesi hedeflenmelidir. Şairler, sadece halkın yaşamından ve kültüründen beslenmek yerine, özgün ifadeler ve yeni temalar arayışına girmelidir. Şiirin ereği ahlak, erdem, gerçek ve toplum kavramlarını anlatmak değildir:

Şiirin ve Şairin Amacı: Şairlerin asıl amacı, sadece ahlak, erdem, gerçeklik ve toplum kavramlarını yansıtmak değil, daha derin duyguları ve düşünceleri ifade etmektir. Şiir, toplumun sınırlayıcı normlarından bağımsız olarak özgür bir ifade aracı olmalıdır. Şiirdeki öncelik, bireyin iç dünyasının zenginliğini ve duygusal derinliklerini yansıtmaktır. Halkın yaşamından ve kültüründen uzaklaşmalı, folklorun şiire düşman olduğu anımsanmalıdır:

Evrensellik &#; Yerellik: Şairler, halkın yaşamından kopuk olmaktan kaçınmalı ve yerel kültürün zenginliğini keşfetmelidir. Folklorik unsurların şiiri sınırladığı düşüncesiyle, yeni ve farklı ifade biçimleri aranmalıdır. Şiirin evrensel boyutu, sadece yerel folklorik öğelere indirgenmemeli, farklı kültürlerden esinlenme imkanları da değerlendirilmelidir. Şiiri oluşturan sözcüklerin sözlük anlamı değil, şairin onlara kazandırdığı imge önemlidir:

Şiir Dili: Şiirin gücü, sözcüklerin sıradan anlamlarından ziyade şairin yaratıcı imgelemine bağlıdır. Şairler, sözcüklerin anlamsal sınırlarını aşarak, okuyucuda etkileyici ve derin imgeler yaratmalıdır. Şiir, dilin sınırlarını zorlayarak, estetik bir deneyim sunmalı ve okuyucunun duyusal algılarını harekete geçirmelidir. Şiirde buluşlara yer verilmeli, imge dünyasının sınırları zorlanmalı, imgeler şairin yeteneğini yansıtmalıdır.

Şiirin konuşma dili dışında özgün dili olmalı, konuşma dilindeki tekerleme, nükte ve şaşırtmacalardan uzak durulmalı, soyut kavramlarla beslenmelidir: Şiir, sıradan konuşma dilinden ayrılmalı ve kendi özgün dilini oluşturmalıdır. Şairler, tekerlemeler, nükteler ve basit oyunlarla değil, derinlik ve karmaşıklık içeren bir dil kullanmalıdır.

İmgeler: Şairler, sıradan ve beklenen imgelerden kaçınarak, yaratıcı ve şaşırtıcı imgelerle okuyucuyu şaşırtmalıdır. Şiirin özgünlüğü ve etkileyiciliği, şairin imgeleri nasıl bir araya getirdiği ve onlara ne tür anlamlar yüklediğiyle ortaya çıkar. İmge dünyasının sınırlarının zorlanması, şiire derinlik ve anlam katarken, aynı zamanda şairin yeteneğini de gözler önüne serer.

İdeoloji: Siyasetten ve siyasal baskılardan uzak durulmalıdır: Şiir, siyasi ideolojilere ve baskılara boyun eğmek zorunda değildir. Şairler, özgürce düşünme ve ifade etme özgürlüğünü korumalıdır. Siyasetin etkisi altında olmayan şiir, daha özgün ve evrensel bir ifade aracı olabilir.

İçerik: Şiirde içerikteki çarpıcılık ve biçim, dış öğelerden daha önemlidir: Şairler, içerikteki derinlik ve çarpıcılığa odaklanarak, okuyucuyu etkilemek için sözcüklerin ses ve uyumunu kullanmalıdır. Şiirdeki musiki, okuyucunun duyusal deneyimini artırarak, şiirin etkisini güçlendirmelidir.

Biçim: Biçim ve içerik arasında uyum sağlanmasıyla, şiirin anlatmak istediği mesaj daha etkileyici bir şekilde iletilir. Bir görüntü sanatı olan şiirde duygu ve çağrışımlar yansıtılmalı, söyleşideki rahatlık yerini anlamda kapalılığa vermelidir: Şiir, okuyucunun duygusal tepkilerini harekete geçirmek için güçlü ve derin anlamlar barındırmalıdır. Şairler, dilin kısıtlamalarını aşarak, okuyucunun zihninde canlı ve etkileyici görüntüler oluşturmalıdır. Şiir, söyleşideki rahatlığın yerini, anlamda kapalılık ve derinlik arayışına bırakmalıdır. Bu şekilde, okuyucunun aktif bir şekilde şiiri çözümlemesi ve yorumlaması teşvik edilir.

Anlam: Şiir, geleneksel anlatım kurallarına bağlı kalmak zorunda değildir; anlamın ötesinde derin duygusal deneyimler sunabilir. Şairler, sözcüklerin sıradan anlamlarını aşarak, okuyucunun duygusal dünyasına hitap etmek için soyutlamalara ve imgelere odaklanmalıdır. Şiirde anlamın yerini, ritim, ses ve imge gücü alır. Bu şekilde, şiirin evrensel ve derin etkisi artar.

Bir öykü anlatma aracı olmayan şiir, diğer yazın türlerinden kesin çizgilerle ayrılmalı, konu ve olay şiir dışında tutulmalıdır: Şiir, öykü anlatma işlevine sahip bir tür değildir. Onun yerine, duygusal ve düşünsel deneyimleri ifade etmek için daha soyut ve dilsel bir araç olarak kullanılmalıdır.

Konu: Konu ve olayın ikinci planda olduğu şiir, daha çok duygu, düşünce ve imgelerin yoğunlaştığı bir alana odaklanmalıdır. Şairler, özgün ve yaratıcı bir dil kullanarak, okuyucunun zihninde canlı bir dünya yaratmalı ve düşünceleri serbestçe ifade etmelidir. Nesneler, insan ve görünüm gerçeküstücüleri de aşan bir soyutlama ile anlatılmalıdır:

Şiir, nesnelerin sıradan ve somut anlamlarının ötesine geçerek, soyutlama ve simgeler aracılığıyla derin ve etkileyici bir şekilde ifade edilmelidir. Şairler, nesnelerin gizli anlamlarını keşfetmeli ve onları okuyucunun duygusal dünyasına hitap eden sembollerle anlatmalıdır. Gerçeküstücülük sınırlarını aşan şiir, okuyucuyu olağanüstü bir deneyime davet eder ve düşünceleri yeni ve farklı bir şekilde sorgulama imkanı sağlar.

Ölçü Uyak: Şiirde uyum, ölçü ve uyak yerini anlatım zenginliği ve müziğe bırakmalıdır: Şairler, klasik şiirin kurallarına bağlı kalmak yerine, anlatım zenginliği ve ritim arayışına girmelidir. Uyum, ölçü ve uyak, şiirin estetik değerini artırsa da, onun yaratıcılığı ve ifade özgürlüğünü kısıtlar. Soyut kavramlar, okuyucunun düşüncelerini ve duygularını harekete geçiren güçlü bir etki yaratır.

Özgürlük: Yazınsal sanatlar daha özgür olmalı, yoksul çoğunluğa değil aydın azınlığa seslenilmelidir: Şairler, yazınsal sanatların özgürlüğünü korumalı ve sınırlamalardan uzak durmalıdır. Şiir, sadece kitlelere değil, düşünen ve duyarlı azınlıklara seslenerek derin bir etki yaratmalıdır. Şairler, düşünsel ve estetik açıdan zengin bir dil kullanarak, okuyucunun zihnini genişletmeli ve yeni perspektifler sunmalıdır.

Duygu: Şiir, duygu ve düşüncelerin derinliklerine inmeli, insanın evrensel deneyimlerini yansıtmalıdır: Şairler, insanların ortak duygusal deneyimlerini anlamak ve ifade etmek için şiiri bir araç olarak kullanmalıdır. Şiir, derin ve dokunaklı duygusal çağrışımlarla dolu olmalı ve okuyucunun kalbine dokunmalıdır.

Tema: Evrensel temalar ve insanın içsel yolculuğu, şiirin odak noktası olmalıdır. Şiir, hayal gücünün ve özgür düşüncenin ifadesi olmalıdır: Şairler, hayal gücünü serbest bırakarak yaratıcı ve sıra dışı imgeler kullanmalıdır. Şiir, sınırları zorlayan ve yeni düşüncelerin ortaya çıktığı bir alan olmalıdır. Şairler, geleneksel kalıplardan ve kabullerden uzaklaşarak, özgür düşünceye ve yaratıcılığa önem vermeli ve okuyucuyu şaşırtmalıdır.

İkinci Yeni Özellikleri Nelerdir

Şiire farklı zamanlarda başlamış olan ikinci Yeni şairlerinde birtakım ortak özelliklerin mevcut olduğu görülür. Bunlar arasında İkinci Yeni şiirinin soyut ya da kapalı olması, bireycilik, biçimcilik, akıl dışına çıkma, bilinçaltının olanaklarından yararlanma ya da duygusal anlamın tercih edilmesi, geleneğe, özellikle Garip hareketi akımının yalınlığına karşı çıkılması gibi birçok özellik sayılabilir.

II. Yeni, Garip şiirinde olduğu gibi şairlerin bir “bildiri” etrafında bir araya gelerek oluşturdukları bir akım değildir; oluşumun ilkeleri daha çok eleştirmenler tarafından belirlenmiştir. Muzaffer İlhan Erdost’un 19 Ağustos ’da Son Havadisle yayımlanan bir yazısının başlığı, bu oluşumun adı olmuştur. Ece Ayhan, İlhan Berk, Edip Can sever, Sezai Karakoç, Cemal Süreya, Ülkü Tamer ve Turgut Uyar gibi adları ii. Yeni ile anılan şairler soyut, kapalı şiirler yazmışlardır.

İmgeye yönelmişler, kelimelerin çağrışım gücünden fazlaca yararlanmışlardır. Bilinç dışının olanaklarından yararlanma ve bireysel bir dünyaya yönelip toplumdan uzak durma ise diğer özellikleridir. Garip akımının yalınlığına karşı çıkmışlardır. İdeolojik söylemden, toplumsal sorunlardan, halk kültüründen uzak durmuşlardır. Şairler, tek tek ele alınırsa bireysel özellikler gösterirler.

Şairlerin kelimelerle çok oynaması, cümle yapısındaki anlatım bozuklukları, mantık dışı söyleyişler ve soyutlamalar bazen aşırıya gitmiş, ortaya “anlamsız şiir” denebilecek örnekler çıkmıştır. Kafiyeden hece ölçüsüden uzak durmuş, serbest şiirler yazmışlardır. İkinci Yeniciler; Garip hareketinden farklı olarak söz sanatlarına, alışılmamış bağdaştırmalara yer vermiş, böylece okuyucunun duygu, düşünce ve çağrışım dünyasında bir farkındalık uyandırmaya çalışmışlardır.

İkinci Yeni şairleri şiirlerinde imgeleri, edebî sanatları yoğun şekilde kullanarak kendilerine özgü bir şiir dili oluşturmuşlardır. Alışılmış şiir dili yerine anlam ve dil bilgisi yönünden parçalanmış bir yol takip etmişlerdir. Bu yeni şiir; geleneğe karşı çıkarak yeni bir şiir dili yaratmak; bilinç, bilinçaltı, düş ve sezgiye önem veren yeni bir gerçeklik anlayışı oluşturmak, alışılmış söz dizimini değiştirmek, imgeye ağırlık vermek, soyut ve kapalı bir anlam yaratmak gibi ortak unsurları içerir.

Garip akımına karşı çıkan bu şairler arasında Edip Cansever’in kendine has bir yeri vardır. İkinci Yeniciler, I. ve II. Dünya Savaşları&#;nın ortaya çıkardığı bunalımdan dolayı ortaya çıkan dadaizm, sürrealizm gibi akımlardan etkilenmişlerdir.

Dadaizm (Kuralsızlık) Hakkında Özet Bilgi

Dadaizm, yüzyıl başlarında Avrupa’da ortaya çıkan sanat akımıdır. Dadaizm, I. Dünya Savaşı ile ortaya çıkan bireysel ve sosyal umutsuzluk ile bunalımın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Dadaizm akımının sanatçıları var olan değerlere, geleneksel sanat anlayışlarına ve alışılagelmiş kurallara karşı çıkmışlardır. Amaçları yaratıcı ve soyut sanatı canlandırmaktır. Dadaizm, sürrealizm akımının öncüsüdür.

Yeni Türk Edebiyatı

Alt Kategoriler:Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, İkinci Yeniciler

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır