2008 sonrası emeklilik bağlanma oranı / Emekli aylıkları nasıl hesaplanıyor?

2008 Sonrası Emeklilik Bağlanma Oranı

2008 sonrası emeklilik bağlanma oranı

SSK’lılarda Aylık Bağlama Oranı Nedir?

Emekli aylığı memur emeklilerinin ve diğer emeklilerin en önemli kötü gün dostu.

Bugün de haczedilemezlik niteliği nedeniyle her türlü maddi gelirin önünde bu niteliğini koruyan emekli aylığının unsurları ve giderek aylık bağlama oranı ile anlamını ele alalım dedik.

Emekli aylığı bir sonuç. O sonucu oluşturan iki etkenden biri matrah ise diğeri matraha uygulanan yüzde nitelikli aylık bağlama oranı. SSK ve Bağkur aylıklaırnda üç dönem geçerli olsa da her üç dönemde de aslında aktörler aynı güncellenmiş matrah ve aylık bağlama oranı. Aylık bağlama oranı gün sayısına bağlı bir rakam olsa da yasa değişiklikleriyle üç dönem olması nedeniyle özellikle SSK ve Bağkur sigortalıları için daha komplike bir kavram haline gelmiş durumda. 15 Ekim 2008’den önce Emekli Sandığı iştirakçileri için saha stabil olan bu kavram daha sonra ilk defa kamuya geçerek 4/c sigortalıları için de tıpkı SSK ve Bağkurlular gibi uygulanıyor.

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu kapsamında emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıklarının hesaplanmasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesinde yer alan gösterge tablosu ve personel kanunlarındaki ek göstergeler esas alınıyor. Kuşkusuz bu yönden ek göstergenin önemi birincil derecede bulunuyor, zira emekli aylığına kaynaklık eden Emekli Sandığı matrahının içindeki en kabarık ilk unsur herkeste eşit olan taban aylık ise de buna yakın ikinci unsur özel hizmet tazminatı oluyor. Ek gösterge arttıkça özel hizmet tazminatı da kategorilere bağlı olarak arttığından aynı artış Emekli Sandığı matrahına da yansımış oluyor.

Emekli aylığı da işte bu Emekli Sandığı matrahının aylık bağlama oranı nispetindeki tutarı oluyor. Yani aylık bağlama oranı arttıkça emekli aylığı da artıyor.

Emekli, adi malûllük ve vazife malullüğü aylıkları, gösterge ve ek göstergeler ile her yıl Bütçe Kanununda tespit edilen memur maaş ve taban aylık katsayıları ile çarpılması sonunda bulunacak Emekli Sandığı matrahının fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlar için % 75’i, 25 yıldan az olanlara her tam yıl için % 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için % 1 fazlası üzerinden bağlanması gerekiyor.

Fiili ve itibari hizmet toplamındaki ay kesirleri tam ay sayılıyor. Yıl kesirlerinin her ayı için emekli aylığı bağlanmasına esas aylık tutarının % 1’inin 12’de birinin emekli aylığına ayrıca eklenmesi gerekiyor. Örneğin 28 yıl 8 aylık bir hizmeti olan memurun aylık bağlama oranı yüzde 78,67 oluyor.

SSK’lılarda Aylık Bağlama Oranı Nasıl?

SSK’lılarda emekli aylığı hesaplanırken üç ayrı dönem var ve üç ayrı dönemin üç ayrı aylık bağlama oranı hesabı var. Şöyle ki 2020 yılında 51 yaşında 9000 günle emekli olacak bir erkek SSK sigortalısının bu gün sayısı 31.12.1999 ve öncesinde uygulanan sisteme göre aylık bağlama oranı değeri eğer 31.12.1999 tarihi ve öncesi döneme ait göstergesi taban (9475) ise yüzde 76, 31.12.1999 tarihi ve öncesi döneme ait göstergesi tavan (15175) ise yüzde 66 oluyor. Yanlış okumadınız yüksek matrahtan prim ödeyene daha düşük aylık bağlama oranı, düşük matrahtan prim ödeyene daha yüksek aylık bağlama oranı uyguluyor. Bu durum 2000 öncesi aylıkların sığlaşmasının yüksek aylıkla düşük aylık arasındaki farkın az oluşunun önemli nedenlerinden biri. 31.12.1999 öncesi dönem için aylık bağlama oranının saptanmasında yaş da önemli bir etken. Eğer aylık bağlama tarihinde kadın sigortalı 50 yaş erkek sigortalı ise 55 yaştan büyük ise her bir yıl için 1 puan aylık bağlama oranı artışı yapılması gerekiyor. Örneğin 6000 günle 49 yaşında emekli olan bir kadın sigortalı için gösterge taban ise ABO yüzde 64, tavan ise yüzde 54 oluyor.

01.01.2000 – 30.09.2008 tarihleri arasındaki dönemde uygulanan aylık bağlama sistemi ilk 3600 güne %35 sonraki 5400 güne her 360 gün için yüzde 2 oranı verdiğinden bu dönemin aylık bağlama oranı örnekteki sigortalının 9000 gün için yüzde 65 oluyor. Bu dönemde prime esas kazanç matrahlarının yüksek veya düşük oluşu aylık bağlama oranını etkilemiyor, sadece matrahı doğrudan etkilemekle kalıyor.

01.10.2008 ve sonrası dönemdeki aylık bağlama oranı bu bakımdan en olumsuz dönem oluyor. Zira bir taban uygulanmaksızın her bir 360 gün hizmet için yüzde 2 aylık bağlama oranı veriliyor. Bu durumda 9000 gün hizmetin 2008 sonrası dönemdeki aylık bağlama oranı karşılığı yüzde 50 oluyor. Bu durumdan en çok etkileneceklerden biri de ilk defa Emekli Sandığı iştirakçiliğine 15.10.2008 ve sonrasında başlayan memurlar oluyor. Zira bu konumdakiler 5434 sayılı Kanuna tabi memurlar gibi 25 yıl hizmete yüzde 75 değil yüzde 50 aylık bağlama oranı elde edebiliyorlar.

Bu dönemde de prime esas kazanç matrahları yani kaba tabirle brüt ücretler aylık bağlama oranında etkili değil. Ama ortalama aylık kazancı beürtlerin niteliği etkilediği için önemi yine tartışılmaz.

Bağ-Kur Aylıklarında ABO

ABO Bağkur aylıklarında da benzer öneme sahip. Nitekim erkek sigortalıların normal emekliliklerinin 9 bin günle gerçekleşebildiği Bağkur sigortalılığında örneğin 2020 yılında 54 yaşında ve 9000 günle emekli olan bir Bağkur emeklisinin aylık bağlama oranı 2000 öncesi için yüzde 70, 2000-2008 Ekim arası yüzde 65 ve 2008 Ekim ve sonrası için ise yüzde 50 olarak hesaplanıyor.

Çalıştıkça Aylıklar Kimler İçin Düşüyor?

2020 yılında bağlanacak bir SSK aylığında işte aynı kişinin 9000 günü için üç ayrı dönem için de aylık hesaplanıyor ve sonra her üç dönemde geçen gün sayısı oranında bu kısmi aylıklar birleştiriliyor. 9000 güne karşılık yüzde 76 veren 2000 yılı öncesi dönem ve yine 9000 güne yüzde 65 aylık bağlama oranı veren 2000-2008 Eylül arası döneme nispetle içinde bulunduğumuz 2008 Ekim ve sonrası dönem yüzde 50 aylık bağlama oranı veriyor. Yani düşük matrahtan 2008 sonrası prim ödemeye devam eden biri en az aylık bağlama oranı veren dönemin aylığa olan etkisini artırmaya devam etmiş oluyor.

Düşük matrahlı yani düşük ücretliler için bağlanacak SSK aylıklarında çalıştıkça emekli maaşının düşmesi durumunu oluşturan neden de bu durumdan kaynaklanıyor.

Aylıkların çalıştıkça düşmesinin genel olmadığını, asgari ücretten veya asgari ücrete .çok yakın düzeylerden prim ödemeye devam edenlerle ilgili olduğunu altını çizelim, zira bu konu yanlış anlaşılıyor. Sistem orta veya yüksek düzeyden prim ödeyenlerin 2008 sonrası prim ödemeye devam ettikçe aylıklarını düşürmüyor, bilakis artırıyor. Ancak ülkemizde prim ödeyenlerin yarıya yakının asgari ücretli olduğu göz önüne alınırsa bu durumun olumsuz etkisi küçümsenmemeli. Düşük matrahtan bile olsa prim ödemeye devam etmenin bağlanacak aylığı düşürmesi düzeltilmesi gereken bir gerçeklik. Ne var ki bu olumsuzluğu getiren AKP iktidarı olunca çözümü de buradan beklemek iyimserlik olsa gerek.

Tabii bu aylık bağlama oranı gerçeği SGK’nın kâra geçmesi, madalyonun öbür tarafında sigortalı ve emeklilerin kayba uğraması gerçeğinin önemli aktörlerinden oluyor.

(Kaynak: Şevket Tezel / Ali Tezel

Emekli olunca ne kadar aylık alırım?

26.10.2021 09:36

Emekli olunca alacağımız aylık çalışırken kazandığımız maaşla aynı değil. Memurlar, işçiler ve kendi hesabına çalışanlar için hesaplamalar farklı. Ayrıca emekli aylığı, çalışırken sağlanan kazançtan düşük olsa bile bunun daha fazla azalması engellenebilir.

Dünkü yazımızda emeklilik koşullarını, çalışanların emekli olmak için kaç yıl çalışmak zorunda olduklarını ve yaş şartını açıklamıştık. Bugün ise emekli aylıkları konusuna değineceğiz. Tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de emekli olunca alacağımız aylık çalışırken kazandığımız maaşla aynı olmuyor. Yani emekli olduğumuzda hak ettiğimiz aylık azalıyor. Ancak emekli aylığının daha da azalmasını engellemek mümkün. Bu detaylara girmeden önce emekli aylığı nasıl hesaplanıyor ona bakalım.

Nasıl hesaplanıyor?

Emekli aylıklarının hesaplanmasında memur, kendi hesabına çalışan ve işçi ayrımı söz konusu. Bunun yanı sıra çeşitli dönemlerde yapılan sosyal güvenlik reformları ile sadece emekli olma yaşı değil emekli aylığı hesaplama yöntemleri de değiştiği için birkaç farklı hesap dönemi var. Bu dönemler 2000 yılı öncesi, Ocak 2000 ile Ekim 2008 arası ve Ekim 2008 sonrası...

2000 yılından itibaren çok temel olarak emekli aylıklarının hesaplanmasındaki formül şu şekilde: Emekli aylığı = Aylık bağlama oranı X Ortalama aylık kazanç

Ortalama aylık kazanç, kişinin her yıla ait prime esas kazançlarının, kazancın ait olduğu yıldan emekli aylığı talep edilen tarihe kadar güncelleme katsayısı ile güncellenmesiyle bulunuyor. Bu şekilde bulunan ortalama aylık kazanç aylık bağlama oranı ile çarpılıyor ve ortaya emekli aylığı çıkıyor. Ocak 2000 ile Ekim 2008 arası dönem için güncelleme katsayısında büyüme hızının tamamı dikkate alınmakta iken Ekim 2008 sonrası dönemde büyüme hızının sadece yüzde 30’u güncelleme katsayısında dikkate alınıyor.

2000 yılından önceki çalışmalar için ise emekli aylık formülü şu şekilde: Memur maaş katsayısı X Gösterge X Aylık bağlama oranı

Düşükten prim ödeyenler açısından gerek 1 Ocak 2000 tarihi öncesindeki aylık bağlama oranının yüksek belirlenmesi gerekse alt sınır aylık uygulamasının bulunması nedeniyle Ekim 2008 dönemi öncesine ait çalışmaların emekli aylığına etkisi yüksek oluyor. Yani 2000 öncesi çalışması çok olan kişinin az olana göre emekli aylığı yüksek oluyor. 2000 sonrası dönemde ortalama aylık kazancın hesaplanmasında güncelleme katsayısı ve TÜFE ile gayri safi yurt içi hâsıla gelişme hızının tamamı dikkate alınmakla birlikte bu dönemin aylık bağlama oranı 2000 yılı öncesi döneme göre daha düşük belirlendiği için aylık miktarı da düşük oluyor.

Ancak 1 Ekim 2008 sonrasında aylık bağlama oranı eski dönemlere göre daha da düşürüldüğü ayrıca ortalama aylık kazanç hesaplanırken gayri safi yurt içi hâsıla gelişme hızının tamamı değil yüzde 30’u dikkate alındığı için en düşük emekli aylıkları bu dönemde ortaya çıkıyor. Bunda Ekim 2008 dönemi sonrası çalışmalar için eski alt sınır aylığının uygulanmamasının da ciddi payı var. Dolayısıyla Ekim 2008 sonrası çalışmaların emekli aylığına etkisi daha az hatta düşükten prim ödeyenler için negatif oluyor. Bunun sonucunda diğer dönemlerdeki çalışmaları daha fazla olan kişilerin bir an önce emekli olmaları onlara daha yüksek bir emekli aylığının bağlanmasını sağlayabiliyor.

Memurlar

Memurun emekli aylığını memurun derecesi, kademesi, hizmet süresi ve ek göstergesi belirliyor. Memurların emekli aylığını en çok etkileyen husus ise ek gösterge. Bu da memurun görevine ve unvanına göre belirleniyor. Ekim 2008’den önce göreve başlayan memurların emekli aylığı hesaplamasında gösterge ve katsayı sistemi esas alınıyor. 25 yıl hizmet vermiş memurun aylık bağlama oranı yüzde 75. Yani ortalama aylık kazancın yüzde 75’i emekli aylığı oluyor. Ekim 2008 sonrası ilk kez sigortalı olan memurlar 25 yıl çalışmaları karşılığı ancak ortalama aylık kazançlarının yüzde 50’sini emekli aylığı olarak alabiliyorlar. Bu durum, eski memurların emekli aylıkları ile yeni memurların emekli aylıkları arasında ortalama yüzde 30’luk bir fark doğmasına neden oluyor.

Eski SSK’lılar

SSK’lıların emekli aylığı hesaplamasında ise üç ayrı dönem ve üç ayrı hesap var. 2000 yılından önceki çalışmalar için gösterge sistemi esas alınıyor ve bu dönemde aylık bağlama oranı yüksek. Bu dönem içerisinde ne kadar çok prim ödenmiş ise emekli aylığı o kadar yüksek oluyor.

İkinci dönem 2000 sonrası ile 2008 Ekim ayı öncesi dönem. Bu dönemde aylık hesabında gösterge sistemi yerine TÜFE ve gelişme hızının birlikte dikkate alındığı güncelleme katsayısı sistemi uygulanıyor. Bu tarihler arasında aylık bağlama oranı düşük olduğu için ödenen primlerin etkisi biraz daha az.

Üçüncü dönem 1 Ekim 2008 sonrası. Bu dönemde en düşük aylık bağlama oranı ortaya çıkıyor. Çünkü bu dönemdeki hesaplamalarda güncelleme katsayısı hesaplanırken gayri safi yurt içi hâsıla gelişme hızının yüzde 30’u dikkate alınıyor. Dolayısıyla üç dönem içerisinde en düşük aylık bağlama oranı bu dönemde.

Eski SSK’lıların şimdiki adıyla 4/a’lıların emekli aylıkları da bu şekilde üç dönemdeki aylık bağlama oranları ve ortalama aylık kazançları üzerinden hesaplanıyor. Ancak aylık bağlama oranı hesaplanmasındaki farklılık dolayısıyla düşükten prim ödeyenler açısından 2000 öncesi dönemlerdeki çalışmaların karşılığı en yüksek, 2000 sonrası ile Ekim 2008 öncesi dönemdeki çalışmaların karşılığı daha düşük ve Eylül 2008 sonrası çalışmaların karşılığı en düşük aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanıyor ve emekli aylığını etkiliyor. Belirtmek lazım, yüksekten prim ödeyenler açısından da 2000 ile 2008 dönemleri arası en avantajlı dönem, 2008 sonrası dönem de 2000 öncesi döneme göre daha fazla emekli aylığı ödenmesini sağlıyor. Bunun en büyük nedeni 2000 yılından önce yüksekten prim ödeyenlere düşükten prim ödeyenlere nispeten düşük maaş bağlanması. Sosyal güvenlik reformu ile getirilen değişiklikler daha çok sistemin ekonomik dengesini gözettiği için emekli aylıkları eskiye nazaran düşük olacak. Bu nedenle emeklilikte gelir desteği sunacak bireysel emeklilik gibi sistemlerin tercihinde fayda var. Bu şekilde emeklilikteki maaş düşmesi ile mücadele etmek için ek bir gelir yaratılmış olacaktır.

Bağ-Kur’lular

Bağ-Kur’luların emekli aylıklarının hesaplanmasında aynı SSK’lılar gibi üç dönem çalışmaları ve bu çalışmaların karşılığında belirlenen aylık bağlama oranı söz konusu. Bu çerçevede Bağ-Kur’lular da 2000 öncesi dönemde yüksek gelir düzeyi üzerinden yani yüksek basamaktan prim ödemişler ise emekli maaşları daha yüksek oluyor. 1 Ekim 2008 sonrasında ise Bağ-Kur’luların da emekli aylıkları ne yazık ki daha düşük hesaplanıyor. Bu nedenle Bağ-Kur’luların prime esas kazançlarını yükseltmeleri, yüksekten prim ödemeleri menfaatlerine olacak.

Emekli aylığı çalıştıkça düşüyor mu?

Aylık bağlama oranı bakımından üç dönemin söz konusu olduğunu ifade etmiştik. Birinci dönem 31.12.1999 öncesi dönem; bu dönemde aylık bağlama oranı göstergeden aylık hesaplanacaklar için 25 yıl sigortalılık süresi üzerinden ele alınırsa yüzde 76 olarak belirlenmişti.

Bu dönemde 3600 gün üzerinden emekli olanların da aylık bağlama oranı yüzde 70’ti.

İkinci dönem 1.1.2000 ve 30.09.2008 arası dönem; Bu dönemde aylık bağlama oranı 25 yıllık sigortalılar için yüzde 65’e geriledi. Üçüncü dönem 1.10.2008 sonrası dönem; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’yla 25 yıl sigortası olanların aylık bağlama oranı yüzde 50’ye düşürüldü.

Aylığı yükseltmek nasıl mümkün?

Emekli aylığını düşürmeyecek aksine yükseltecek en basit çözüm prime esas kazanç tutarının yüksek gösterilmesi. Yani SGK’ya yüksek ücret seviyesinden prim yatırmak. Dolayısıyla çalışanların sık sık kendi adlarına SGK’ya yatırılan primleri takip etmeleri gerekiyor. İşverenlerinin gerçek ücretleri üzerinden prim yatırıp yatırmadığını kontrol etmek sigortalı açısından çok önemli. Aksi takdirde emeklilik vakti geldiğinde hayal kırıklıkları yaşanabilir.

Emekli aylığını yükseltecek bir diğer yöntem ise Ocak 2000 dönemi öncesi askerlik, doğum ve yurt dışı borçlanmaları. Bu dönem için borçlanma yapılırsa, bir de tavandan yani en yüksekten ödeyerek borçlanılırsa emekli aylığını yükseltmek mümkün. Askerlik borçlanmasının emekli aylığına etkisi, prim ödeme gün sayısı, askerlik yapılan dönem ve göstergeye bağlı olarak değişiyor.

YARIN: Malul ve engelli nasıl emekli olur?




Emekli Maaşını Artırma Formülü

Çalışanlar için emeklilik kadar bu sürede alacakları maaş da büyük önem arz ediyor. Emekli olduğunuz zaman alacağınız maaşı çalışırken belirlemek biraz da sizin elinizde. Bu yazımda ileride daha yüksek emekli maaşı elde edebilmeniz için alacağınız bazı tedbirlerden bahsetmek istiyorum. Çünkü emekli olduktan ve maaşınız bağlandıktan sonra yapabileceğiniz fazla bir şey yok. O yüzden çalışırken planlamanızı yapmanızda yarar var.


Alacağınız tedbirlere geçmeden kısaca maaş hesaplaması hakkında bilgi vereyim. Çünkü karmaşık bir sistem olduğu için sizin de kafanızı karıştırmak istemiyorum.


Maaş Nasıl Hesaplanıyor?


Türkiye’de sosyal güvelik sistemi çok sık değiştiği için emekli maaşı hesaplamalarında da farklı uygulamalar bulunuyor. Bugün emekli maaşı hesaplanırken üç ayrı dönem dikkate alınıyor.


1) 9 Eylül 1999 öncesi çalışılan dönem.
2) 9 Eylül 1999-1 Ekim 2008 arası çalışılan dönem.
3) 1 Ekim 2008 sonrası dönem.


En basit şekliyle anlatmaya çalışırsak; emekli maaşı ortalama aylık kazancın Aylık Bağlama Oranı’yla (ABO) çarpılması sonucu bulunuyor.


Yukarıda söylediğimiz gibi üç ayrı formül uygulanıyor.


*1999'A KADAR SÜRE: Aylık bağlama oranı, 25 yıl sigortalılık süresi (9.000 gün) için yüzde 76 olarak uygulanıyor. 3.600 gün için ise yüzde 70 olarak alınıyor.
*1999-2008 ARASI: Bu dönemde sistem değiştiriliyor ve 25 yıl için oran yüzde 65'e çekiliyor.
*EKİM 2008 SONRASI: Sosyal güvenlik kurumlarının bir çatı altına toplanması ile 25 yıl için aylık bağlama oranı yüzde 50'ye kadar iniyor.


Görüldüğü gibi eski dönemde çalışanlar eğer yüksek kazançları da varsa daha şanslılar.


Bir örnek vermek gerekirse;


1967 doğumlu Ahmet Bey’in 01.01.1989 yılında sigortalı olarak çalışmaya başladığını düşünelim. Ahmet Bey 51 yaşına geldiğinde yani 2018’de emekli olacak. O tarihte Ahmet Bey’in emeklilik maaşı hesaplanırken yukarıdaki üç dönemdeki kazançları ayrı ayrı değerlendirilecek. Ahmet Bey için üç ayrı hesap yapılacak ve toplanarak maaşı belirlenecek.


8 Altın Kural

Şu anda çalışanlar için henüz emeklilik maaşı hesaplanmadığı için hâlâ fırsat var demektir. Bu yüzden alacağınız bazı tedbirler hakkında bilgi vererek ileride alacağınız maaşı yükseltmenin yollarını paylaşmak istiyorum…


1) Emekli maaşı hesaplanırken kullanılan en önemli parametre sizin prime esas kazancınız. Diğer bir ifadeyle bordronuzdaki brüt maaşınız. Bu ne kadar yüksek ise avantajınız da o kadar çok oluyor. O yüzden, öncelikle maaşınız yüksek olmasına rağmen asgari ücretten gösterilmesine razı olmayın. Bu emekli maaşınızı da, ileride alacağınız kıdem tazminatını da olumsuz etkiler.


Brüt maaşınız salt aldığınız aylıktan oluşmuyor. Düzenli olarak ödenen yemek parasından, ikramiyeye kadar her ödemenin bordroda brüt maaşa eklenmesi gerekiyor. Bunun yapıldığını kontrol edin. Gerçek maaşınız gösterilmiyorsa ALO 170’e bildirin.


2) Emekli maaşınızın her yıl artması için brüt maaşınızın 3 bin lira ve üzerinde olması çok önemli. Bunu gerçekleştirirseniz senede 60-70 liralık artışlar sağlanabilir.


3) Primlerinizi kendiniz ödüyorsanız, yani BAĞ-KUR’lu iseniz ya da isteğe bağlı sigorta yaptıysanız elinizden geldiğince tavandan ödemeye gayret edin. Eskiden tavan ödeme, brüt asgari ücretin 6.5 katı idi. 1 Ocak 2017’den itibaren 7.5 katına çıkartıldı.


4) Eğer imkânınız varsa iki yerde sigortalı olun. Hem Bağ-Kurlu hem SSK’lı (4A) da olabilirsiniz. Ayrıca iki ayrı iş yerinde SSK’lı da çalışabilirsiniz. Aynı anda iki yerden sigortalı olduğunuzda prime esas kazançlarınız toplanacak ve yüksek olacaktır.


5) Emekli maaşınızı artırmak için çok uzun çalışmaktan önce hangi şartlarda çalıştığınız önem kazanıyor. Aynı işyerinde, aynı süre çalışan ama kazancı farklı iki kişinin emekli maaşları da farklı oluyor. Prim gün sayılarının her ay için 30 gün olmasına dikkat edin. Bazı işverenler daha az gün gösterebiliyor. Hizmet dökümünüzü e-devletten sürekli kontrol edin. Hile yapılıyorsa mutlaka ALO 170’e bildirin.


6) Emeklilik planını son yıllara bırakmayın. Şimdiden yapın. Ne kadar erken davranırsanız o kadar kazançlı çıkarsanız. Zamanınız daraldıysa son 3.5 yılı iyi değerlendirin. Bu sürede yüksek prim yatırmayı ihmal etmeyin.


7) Son 3.5 yılda SSK’lı olmak BAĞ-KUR’lu olmaktan daha avantajlı. Bu şekilde SSK şartlarıyla emekli olur, maaşınızın yüksek olmasını sağlayabilirsiniz.


8) Emeklilik zamanınız geldiğinde başvuru sırasında eş, çocuk gibi bakmakla yükümlü olduğunuz kişi sayısını tam olarak bildirin. Bu kişiler de emekli maaşınızı olumlu etkiliyor.

Faruk Erdem

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.