2019 ve 2020 özel okul teşvik miktarı / Özel okullara eğitim desteği Resmi Gazete'de

2019 Ve 2020 Özel Okul Teşvik Miktarı

2019 ve 2020 özel okul teşvik miktarı

Milli Eğitim Bakanl&#x;ğ&#x;, özel okullarda eğitim görecek olan öğrenciler için eğitim-öğretim desteği sağlayacak. Teşvik başvurusunun ne zaman yap&#x;lacağ&#x;n&#x; merak eden öğrenci ve veliler için aç&#x;klama yapan MEB, teşvik başvurular&#x;n&#x;n 10 Ağustos tarihinde al&#x;nmaya başlanacağ&#x;n&#x; duyurdu. ÖZEL OKUL TEŞV&#x;K BAŞVURUSU KILAVUZU &#x;Ç&#x;N TIKLAYINIZ

Contents

Özel okul teşvik ödemeleri 1 taksit ne zaman?

Eğitim ve öğretim desteği almaya hak kazanan öğrencilerin eğitim ve öğretim destek bedeli %35&#;i Kas&#x;m, %35&#;i Şubat ve %30&#;u Haziran aylar&#x;nda olmak üzere öğrenim gördükleri okullar&#x;na ödenecektir.

Özel Lise teşvik başvurusu nas&#x;l yap&#x;l&#x;r?

E-Okul ile özel okul teşvik başvurusu yapmak mümkündür. Milli Eğitim Bakanl&#x;ğ&#x; (MEB) taraf&#x;ndan velilere ve öğrencilere kolayl&#x;klar sağlayan e-okul sistemi ile çeşitli bilgileri öğrenebilirsiniz. Bunlardan baz&#x;lar&#x; da öğrenci kay&#x;t işlemleri ve teşviş başvurusu yapma gibi işlemlerdir.

Özel okul teşvik ne demek?

Çocuğunu özel okulda okutmak isteyen velilerin devletten ald&#x;ğ&#x; maddi yard&#x;ma &#;Özel Okul Teşvik&#; denir. Devlet verdiği teşvikle okul kay&#x;t ücretinin bir k&#x;sm&#x;n&#x; karş&#x;layarak, çocuğunu özel okulda okutmak isteyen velilere yard&#x;mda bulunur.

Özel okul desteği kimlere verilir?

Tebliğe göre, say&#x;l&#x; Özel Öğretim Kurumlar&#x; Kanunu kapsam&#x;nda örgün eğitim veren özel ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan Türkiye Cumhuriyeti vatandaş&#x; öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği uygulanabilecek.

Okul Ödemeleri Ne Zaman?

Milli Eğitim Bakan&#x; Mahmut Özer imzas&#x;yla illere gönderilen yaz&#x;da, öğretim y&#x;l&#x;na haz&#x;rl&#x;k ödeneğinin, bu y&#x;l lira olduğu belirtilerek, öğretmenlere bu ödemenin 2 Eylül &#;den itibaren yap&#x;lacağ&#x; bildirildi.

Lise devlet teşvik ne kadar?

Buna göre ilk ve ortaöğretimde destekten yararland&#x;r&#x;lacak öğrenciler için 4 bin ile 4 bin lira aras&#x;nda ödeme yap&#x;lacak. Özel mesleki ve teknik liselerde eğitim öğretim gören öğrenciler için ise bölümlerine göre 5 bin ile 8 bin lira aras&#x;nda destek verilecek.

Özel okul lise teşvik ne kadar?

Destek tutar&#x;, ilkokul 4. s&#x;n&#x;f öğrencileri için 4 bin lira, 8. s&#x;n&#x;f ortaokul öğrencileri ile 11 ve s&#x;n&#x;f ortaöğretim öğrencileri için 4 bin lira olacak.

Özel okul devlet desteği kald&#x;r&#x;ld&#x; m&#x;?

ÖZEL OKUL TEŞV&#x;KLER&#x; KALKTI MI? MEB taraf&#x;ndan yap&#x;lan duyuruda; Bu kapsamda eğitim ve öğretim y&#x;l&#x;ndan itibaren özel okullarda ilk defa öğrenim görecek öğrencilere eğitim ve öğretim desteği verilmeyecek.

eğitim teşviki ne kadar?

eğitim öğretim y&#x;l&#x; için ödeme miktarlar&#x;, ilkokul 2, 3, 4. s&#x;n&#x;flar için 3 bin lira, ortaokul 6, 7, 8. s&#x;n&#x;flar için 4 bin lira, 10, 11, s&#x;n&#x;flar ile eğitim öğretim y&#x;l&#x;nda haz&#x;rl&#x;k s&#x;n&#x;f&#x;nda eğitim desteği alan ve y&#x;l&#x;nda 9. s&#x;n&#x;fa devam eden öğrenciler için de 4 bin lira

Eğitim desteği ne kadar?

-TL, ortaokul 8. s&#x;n&#x;f öğrencileri için ,TL, olarak ödenecek olan eğitim ve öğretim desteğinin 2&#;nci taksit tutar&#x; olan % 35&#; lik dilim, ilgili malmüdürlüklerine ödeme tertibinden, Ortaöğretim 11 ve s&#x;n&#x;f öğrencileri için ,

Teşvik ödemeleri ne zaman yap&#x;lacak?

Tar&#x;msal destekleme ödemeleri 25 Mart Cuma günü ödenmeye başlanacak. Çiftçi Kay&#x;t Sistemi&#;ne kay&#x;tl&#x; olan vatandaşlar e-Devlet üzerinden T.C. Kimlik Numaralar&#x; ve şifreleriyle Çiftçi Destek Ödemesi sorgulamas&#x; yapabilir.

Özel okul nelerdir?

Özel okul, yerel veya merkezi hükûmetler taraf&#x;ndan işletilmeyen okullard&#x;r. Bu şekilde kendi öğrencilerini seçme haklar&#x; vard&#x;r. Bu okullarda eğitim-öğretim genellikle belli bir ücret karş&#x;l&#x;ğ&#x;nda verilmektedir.

Özel okula kimler gidebilir?

Çocuğun herhangi bir okulda kayd&#x; yok ise önce bir okula kay&#x;t yap&#x;lacak ve okul arac&#x;l&#x;ğ&#x;yla başvuru yap&#x;lacakt&#x;r. Bir okulda kayd&#x; var ise kay&#x;tl&#x; olunan okul arac&#x;l&#x;ğ&#x;yla başvuru yapacak. Toplam 75 bin öğrenciye ilk defa özel okul teşviği verilecek.

Özel okul yard&#x;m paras&#x; nas&#x;l al&#x;n&#x;r?

Okul yard&#x;m paras&#x; başvuru belgeleri aşağ&#x;da s&#x;ralanm&#x;şt&#x;r:

  1. Sosyal Ekonomik Destek kapsam&#x;nda okul yard&#x;m paras&#x; için başvuru yap&#x;ld&#x;ğ&#x;n&#x; gösteren dilekçe istenir.
  2. Çocuğun ve ebeveynlerinin kimlik belgesi talep edilir.
  3. Okul yard&#x;m paras&#x; alacak olan çocuğun öğrenci kimlik kart&#x; sunulmal&#x;d&#x;r.

Devlet eğitim desteği nas&#x;l al&#x;n&#x;r?

Öğrenciye her sene verilen eğitim desteği yard&#x;m&#x; Sosyal Yard&#x;mlaşma ve Dayan&#x;şma Vakf&#x; arac&#x;l&#x;ğ&#x; ile yap&#x;lmaktad&#x;r. Öğrenci yard&#x;m&#x; para almak için bulunduğunuz &#x;l yada &#x;lçedeki Sosyal Yard&#x;mlaşma ve Dayan&#x;şma Vak&#x;flar&#x;na bizzat gitmeniz gerekmektedir.

Özel okula yeni teşvik modeli mi geliyor?

Özel okula yeni teşvik modeli mi geliyor? Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz 28 Ocak gecesi yaptığı duyuruda temel liseler ile özel öğretim kurslarının kapatılacağını duyururken, teşvik sisteminin de son bulacağını açıkladı.

Buna göre yılından bu yana süren ve kamuoyunda teşvik olarak adlandırılan eğitim ve öğretim desteği de kademeli olarak kaldırılacak. Teşvik yalnızca organize sanayi bölgeleri ve bu bölgeler dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okulları ve bu okullarda öğrenim gören öğrencilere verilmeye devam edecek. Ancak – eğitim ve öğretim yılından itibaren özel okullarda ilk defa öğrenim görecek öğrencilere teşvik verilmeyecek. Teşvik alan öğrenciler ise öğrenim gördükleri okulun öğretim kademesi süresi boyunca destekten yararlanabilecek.

ÖZEL OKULLARA YENİ TEŞVİK MODELİ Mİ GELİYOR?

öğretim yılında teşvikten yararlanan öğrenci sayısı yaklaşık yarım milyon. Teşvik miktarı ise okul öncesi eğitim kurumları için 3 bin lira, ilkokul ve temel lise için 3 bin 'ar lira, ortaokul ve ortaöğretim için de 4 bin 'ar TL.

BAKANLIK YENİ FİNANS MODELLERİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR

Teşvik uygulamasını kaldırma kararı alan Milli Eğitim Bakanlığı’nda (MEB) özel okullar için farklı “teşvik” çalışması gündemde. Bundan sonra açılacak tüm özel okullardan öğrenci kontenjanı ve okul türüne göre teminat isteme kararı alan bakanlık, özel okullara “can suyu” niyetine yeni bir teşvik uygulaması getirme çalışması yapıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Muammer Yıldız ile özel okullara yönelik düşünülen “teşvik” çalışmasını konuştuk.

ATIL DURAN KONTENJANLARI MEB KULLANABİLİR

Özel okulların payının yüzde ’e çıktığını ve bu oranın artmasını istediklerini söyleyen Yıldız, hem okullar hem de öğrenci açısından “zemini sağlam” tutmak istediklerini söylüyor. Bu yüzden de bundan sonra açılacak okullardan teminat isteneceğini vurgulayan Yıldız, özel okulların sıkıntılarını aşabilmeleri için alınacak önlemlerle ilgili şunları anlatıyor:

“Yeni dönemde okullara can suyu olabilecek farklı finans modelleri üzerinde çalışıyoruz. Örnek olarak eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik döneminde gündeme gelen okulların atıl kontenjanlarının kamu okulları tarafından kullanılması söz konusu olabilir. Örneğin bir okulun kontenjanı var ama öğrenci almış. Atıl duran 50 kontenjanı biz kullanabiliriz. Atıl duran kontenjanlara o bölgedeki öğrencileri gönderebiliriz. Onların ücretlerini de biz ödemiş oluruz. Bunun gibi özel okulları desteklemek için üzerinde çalıştığımız finans modelleri söz konusu olacak.”

 


Millî Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığından:

EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

İÇİNDE VE DIŞINDA AÇILAN/AÇILACAK ÖZEL MESLEKİ VE TEKNİK

ANADOLU LİSELERİNDE ÖĞRENİM GÖREN/GÖRECEK

ÖĞRENCİLER İÇİN EĞİTİM VE ÖĞRETİM DESTEĞİ

VERİLMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

Bilindiği üzere, 8/2/ tarihli ve sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 12 nci maddesinin üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında;

“Bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgelerinde açılan mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bir öğrenci için, eğitim ve öğretim yılından başlamak üzere, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, her eğitim öğretim yılı itibarıyla Maliye Bakanlığı ile Bakanlık tarafından müştereken belirlenen tutarda, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten eğitim ve öğretim desteği yapılabilir.

Cumhurbaşkanı kararıyla, bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgeleri dışında açılan mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için de altıncı fıkradaki usul ve esaslar çerçevesinde eğitim ve öğretim desteği yapılabilir.

Söz konusu eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 21/7/ tarihli ve sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.

Bu konu ile ilgili öğrenci başarı durumu da dahil olmak üzere destek verilme kriterleri, hangi eğitim ve öğretim alanlarına destek verileceğine dair kurallar ile diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almaktadır.

sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda; 20/3/ tarihli ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerinde;

“a) Okulun organize sanayi bölgesi içerisinde veya 21/3/ tarihli ve / sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Organize Sanayi Bölgeleri Dışında Açılan Özel Meslekî ve Teknik Eğitim Okullarında Öğrenim Gören Öğrencilere Eğitim Öğretim Desteği Verilmesine İlişkin Karar kapsamında öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere organize sanayi bölgesi dışında açılmış olması,

c) Her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği süresinin okulun öğretim süresini aşmaması, nakil yoluyla gelen öğrenciler için ise okulun kalan öğretim süresinden fazla olmaması,

ç) Öğrencinin, o eğitim ve öğretim yılının başlamasından en geç otuz gün içerisinde okula kaydının veya eğitim ve öğretim desteği yapılan okullar dışındaki okullardan naklinin yapılmış olması,

d) Öğrencinin okula devam ediyor olması ve devamsızlıktan başarısız duruma düşmemesi,

e) Organize sanayi bölgesi dışında açılacak özel meslekî ve teknik Anadolu liselerinde okulun açıldığı il veya ilçe nüfusunun ve üzerinde olması,

f) Organize sanayi bölgesi dışında açılan özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde, takviye kursları, yemek, servis, pansiyon hizmetleri hariç olmak üzere eğitim ve öğretim desteği kapsamındaki öğrencilerden tebliğde desteklenecek alan/dallarda belirlenen eğitim öğretim desteği tutarı kadar eğitim öğretim ücreti alınabilecek olması şartıyla eğitim ve öğretim desteği yapılabilir.” hükmü ve aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “Eğitim ve öğretim desteği verilecek okul tür, alan ve dalları ile her bir öğrenci için verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarı, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne, alanına ve dalına göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak her yıl Mayıs ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanacak olan tebliğde belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu kapsamda, eğitim ve öğretim desteği verilecek alanlar, destek tutarları ve bunlara ilişkin diğer hususlar aşağıda belirtilmiştir:

1- sayılı Kanun kapsamında organize sanayi bölgeleri dışında açılan özel meslekî ve teknik liselerinin Tablo-1’de yer alan, alan/dallarında öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bir öğrenciye verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarları; 9, 10, 11 ve 12 nci sınıflarda alanlara göre ayrı ayrı olmak üzere belirlenmiştir.

Tablo 1 - Organize Sanayi Bölgeleri Dışında Açılan Özel Mesleki ve Teknik Liselerinde Öğrenim Gören Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilen Alanlar ve Tutarları

Sıra No

Alan Adı

Destek Tutarı (TL)

1

Biyomedikal Cihaz Teknolojileri

,60

2

Denizcilik

,80

3

Elektrik-Elektronik Teknolojisi

,20

4

Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri

,80

5

Gıda Teknolojisi

,20

6

Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlığı

,40

7

İnşaat Teknolojisi

,60

8

Kimya Teknolojisi

,00

9

Makine Teknolojisi

,20

10

Makine ve Tasarım Teknolojisi

,00

11

Motorlu Araçlar Teknolojisi

,20

12

Radyo-Televizyon

,00

13

Tarım Teknolojileri

,20

14

Tasarım Teknolojileri

,40

15

Uçak Bakım

,60

16

Yenilenebilir Enerji Teknolojileri

,80

2- sayılı Kanun kapsamında organize sanayi bölgelerinde açılan özel her türdeki mesleki ve teknik liselerinin Tablo-2’de yer alan, alan/dallarında öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bir öğrenciye verilecek eğitim ve öğretim desteği tutarları; 9, 10, 11 ve 12 nci sınıflarda alanlara göre ayrı ayrı olmak üzere belirlenmiştir.

Tablo 2 - Organize Sanayi Bölgelerinde Açılan Özel Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde Öğrenim Gören Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilen Alanlar ve Destek Tutarı

Sıra No

Alan Adı

Destek Tutarı (TL)

1

Bilişim Teknolojileri

,40

2

Biyomedikal Cihaz Teknolojileri

,60

3

Elektrik-Elektronik Teknolojisi

,60

4

Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri

,20

5

Gıda Teknolojisi

,80

6

Kimya Teknolojisi

,40

7

Makine Teknolojisi

,60

8

Makine ve Tasarım Teknolojisi

,00

9

Matbaa Teknolojisi

,20

10

Metal Teknolojisi

,40

11

Mobilya ve İç Mekân Tasarımı

,40

12

Moda Tasarım Teknolojileri

,60

13

Motorlu Araçlar Teknolojisi

,60

14

Plastik Teknolojisi

,40

15

Tasarım Teknolojileri

,40

16

Tekstil Teknolojisi

,80

17

Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme

,40

18

Yenilenebilir Enerji Teknolojileri

,60

3- Eğitim ve öğretim desteği, yukarıda belirlenen alanların dallarında eğitim görecek öğrencilere de uygulanır.

4- Bu Tebliğ kapsamında eğitim ve öğretim desteği alan 9, 10, 11 ve 12 nci sınıflardaki öğrenciler, sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında verilen eğitim ve öğretim desteğinden yararlanamazlar.

5- Belirlenen destek tutarları, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Ödemeye ilişkin usulleri belirlemeye Millî Eğitim Bakanlığı yetkilidir.

6- Bu Tebliğde yer almayan hususlarda düzenleme yapmaya ve uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Millî Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

7- Millî Eğitim Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanan bu Tebliğ, eğitim öğretim yılı için geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

8- Bu Tebliğ hükümleri Millî Eğitim Bakanı ile Hazine ve Maliye Bakanı tarafından müştereken yürütülür.

Tebliğ olunur.

Koronavirüs (COVİD) Pandemisinin Özel Okul Ücretlerine Etkisi: Ödeme-İade Problemi

Giriş

Koronavirüs (Covid) pandemisi nedeniyle; ülkemizde örgün eğitim-öğretime 16 Mart tarihi itibariyle iki hafta (30 Mart ’ye kadar) ara verilmesi kararı alınmış, daha sonra bu ara, Bakanlık kararı ile 30 Nisan ’ye kadar, akabinde 31 Mayıs tarihine kadar uzatılmıştır. Yüksek öğretimde dönemin kapanmasına dönük karardan yola çıkarak eğitim öğretim döneminde artık ilk ve orta dereceli okulların açılmama ihtimali oldukça yüksektir. Nitekim, MEB de bu doğrultuda planlar yapmakta ve uzaktan eğitim- öğretim metodunu tercih etmektedir. Ancak okullar açılsa da toplamda birkaç aylık bir ara söz konusu olacak ve özel okullar bu birkaç ay hizmet vermemiş olacaktır.

Bu durumda arada geçen dönem için özel okul ücretlerinin ödenmesi veya ödeme yapılmışsa iadesi problemi gündeme gelmektedir. Bu çalışmada Koronavirüs (Covid 19) pandemesinin özel okul ücretleri üzerine etkisini özellikle MEB mevzuatı, Tüketici hukuku ve Borçlar hukuku açısından ele alarak incelemeye çalışacağız. Yeri geldikçe de kurs ve yurt ücretlerine de değineceğiz.

1. Ücret Kavramı ve İçeriği

Özel okullarda eğitim ücreti yanında servis, yemek, geziler, kulüpler, sosyal ve kültürel faaliyetler ve etkinliklerin ücretleri de söz konusudur.

Özel okullar bu ücretleri; aylık, dönemlik, yıllık ve hatta 4 yıllık ödeme şeklinde almaktadır. Şuan itibariyle özel okullarda; (1) kayıt ücretini ödemiş veliler, (2) vadesi geçmiş ödemesi bulunan veliler ve (3) vadesi gelen (taksit ödemesi bulunan) veliler mevcuttur.

Özel okullarda pandemi kapsamında alınan tedbirler dolayısıyla birkaç aylık örgün eğitim/öğretim söz konusu olmayacağı için bu ücretlerin ifası noktasında problemler söz konusudur. Ancak ücretin niteliği ve velilerin hukuki durumu açıklandıktan sonra konuyu açabiliriz.

2. Ücretin Niteliği ve Velilerin Hukuki Konumu

Özel okullar bir işletmedir. Ücret karşılığı hizmet sunan bu işletmelerin amacı kazanç elde etmektir. Kamuya yararlı vakıf ve derneklere ait özel okullar da işletme niteliğindedir. Ancak öğrencilerden ücret almayıp, belli fonlarla ve bağışlarla ayakta kalan vakıflara ait okulları ayrık tutmak gerekir. Zaten bu tür okullar önemsiz derecede azdır.

Özel okulların karşısında onlardan hizmet alan öğrenciler bulunmaktadır. Kayıt sözleşmeleri ise veliler ile özel okul arasında yapılmaktadır. Velilerle yapılan, üçüncü kişi lehine bu sözleşmeler Tüketici hukukunun konusudur. Yani veliler tüketicidir. Okul sözleşmeleri de TKHK. anlamında hizmet edimi içeren sözleşmelerdendir. TKHK.’da hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler, dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu (TBK.) hükümleri uygulanır (TKHK. m/1).

MEB’in hazırlamış olduğu bir tip sözleşme bulunmaktadır. Özel okul sözleşmeleri, MEB’in hazırlamış olduğu bu sözleşmedeki asgari şartları taşıması şartıyla geçerlidir. Bu nedenle özel okullar ile veliler arasında tam anlamıyla bir tip sözleşme söz konusu değildir. Veliler sözleşme yapma serbestisi içerisinde, MEB’in asgari şartları dışındaki konularda fikir beyan edebilir, sözleşmeye madde ekleyebilir. Örneğin, özel okullar ücretin ödenmesi noktasında velilere çok geniş imkanlar tanımıştır. Bu yüzden sözleşme içeriğinde TBK.’nın genel işlem şartlarına aykırı bir madde de yoksa, genellikle burada tüketici konumundaki velinin sözleşmenin geçersiz olduğuna dair iddiaları dinlenmez. Ayrıca velinin buradaki borcu; para borcudur ve sözleşme kapsamında ifa ile ilgili hususlarda bu konu belirleyici olmaktadır. Çünkü “Para borcunun söz konusu olduğu durumlarda şartları varsa geçici ifa imkansızlığı veya TBK. m. uyarınca aşırı ifa güçlüğü nedeniyle uyarlama gündeme gelebilecektir”.

Özel okullarda ücretler, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği (Yönetmelik)m. 54’teki esaslara göre ilan edilir. Kurumların öğrenim ve diğer ücretleri, kurumlarca her yıl Türk Lirası olarak tespit edilir, Ocak ayından itibaren Mayıs ayının sonuna kadar ilan edilir. Bu ilanlarda ders yılı veya ders saati ücretiyle birlikte, peşin veya süreli ödemeler ve kurumca belirlenecek diğer indirimler belirtilir. Yapılacak indirim oranı ilan edilen eğitim ücretinin %50’sinden fazla olamaz. Öğrenci ve kursiyerlere; takviye kursu, yemek, servis, pansiyon, etüt ve benzeri hizmetleri verecek kurumlar, bu hizmetler için alacakları ücretleri de aynı tarihlerde ayrıca tespit ve ilan ederler. Madde metnine göre; özel okullar kayıt sözleşmesi ücretini her yılın Mayıs ayının sonuna kadar belirler. Bu belirlenen ücret gelecek döneme ilişkindir. MEB, gelecek dönem kayıt ücretini belirlemeyen ve sisteme (MEBBİS) girmeyen okullara, sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (Kanun)m.7’ye göre, 5 asgari ücret tutarında idari para cezası kesebilir. Ancak s. Kanun döneminde MEB’in ücretini fahiş bulduğu, indirilmesi istediği bir sözleşme şimdiye kadar mevzubahis olmamıştır. MEB sisteme girilen ücretin sembolik olduğunun farkındadır. Ayrıca yönetmeliğe göre okul, girdiği ücretin üstünde kayıt yapamaz. Bu da göstermektedir ki, MEB’in buradaki görevi özel okullar arasındaki haksız rekabeti korumak değil, tüketici sıfatına haiz olan veliyi korumaktır.

Veliler geçmiş dönemlerde öğretmenlerin/eğitimin kalitesiz olduğunu, öğrencinin tam verim alamadığını, sürekli ders programının değiştiğini, öğrencinin önceki dönem, yıl veya önceki okulda daha başarılı olduğunu ileri sürerek kayıt sözleşmesini feshetme, öğrencinin naklini gerçekleştirme, ücrette indirim isteme gibi taleplerle özel okul yönetimine başvurmaktaydı. Ancak bu tür talepler, öğrenci nakli hariç genelde kabul görmüyordu. Aradaki sözleşme tüketici sözleşmesi olduğundan tüketici hakem heyetleri ve mahkemeler hizmetin ifası varsa bu tür talepleri reddetmekte, ancak ifa yoksa talep sahibi velileri haklı görmekteydi. Örneğin nakil yapmış veliden, nakilden sonraki aylar (taksitler) için ödeme talep edilmesi, sözleşmenin icraya konulması hallerinde tüketici hakem heyeti veliyi haklı görmekteydi.

Ancak şu anki durum için bunlar söz konusu değildir. Şuan mücbir sebep söz konusudur. Küresel salgının mücbir sebep olduğu yönünde Türk Borçlar Kanunu’nda ibare yoktur. En geniş tabirle mücbir sebep; “sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır.”.

Yargıtay’a göre “salgın hastalık”lar da mücbir sebep olabilir. KILIÇOĞLU, salgın (bulaşıcı) hastalığı, “kaynağı ve sebebi ne olursa olsun, insandan insana bulaşabilen, şahıs ve malvarlığı zararlarına yol açan, önlenemeyen veya önlenmesi oldukça zaman alan hastalıklar” olarak tanımlamıştır.

Özel okullar, mücbir sebep dolayısıyla (aşırı) ifa imkansızlığı içerisine girmişlerdir. Ancak tarafların eşit olup olmadıkları tartışılabilir. Özel okul için ne kadar zor durum söz konusu ise tüketici için de aynı zorluk söz konusudur. Ancak özel okullara faizsiz kredi, kısa çalışma ödeneği, stopaj ve vergi indirimi, öğretmeni (işçiyi) ücretsiz izne çıkarma gibi imkanlar tanınırken; tüketici için bu imkanlar söz konusu değildir. Öğrencilerin(velilerin) bu duruma ne kadar tahammül edeceği belli değildir.

Bu yüzden Covid salgınının hukuken mücbir-sebep olarak kabul edilmesi, imkânsız hale gelen ifanın karşılığı olan özel okul ücretinin iadesi hususunun gerekliliğini ortadan kaldırmayacaktır.

3. Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na Göre Ücret İadesi

MEB hazırlamış olduğu tip sözleşmede aşağıda belirtilen sebeplerden bir veya birkaçının oluşması hâlinde özel okuldan ayrılanlara düzenlenen faturada belirtilen tutar üzerinden öğrencinin ayrılış tarihinden sonraki günlere ve saatlere isabet eden ödenmiş ücretlerin iade edilmesini şart koşmuştur.

a) Sağlık raporu alarak öğrencinin sağlık sebebiyle kurumdan ayrılması,
b) Kurumun kapanması,
c) Dönemin açılamaması,
d) Kurumun eğitim ve öğretim ortamının olumsuz yönde değiştiğinin maarif müfettişleri tarafından tespit edilmesi,
e) Velinin/vasinin öğrencisini okutamayacak duruma düştüğünün resmî kurumlarca belgelendirilmesi durumunda okula ödemiş olduğu ayrılış tarihinden sonraki günlere ve saatlere isabet eden ücret öğrenci veli/vasisine iade edilir.

Görülmektedir ki, dönemin açılmaması bir ücret iade sebebidir.

MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin maddesi hükümlerince; eğitim ve öğretim yılı başlamadan kurumdan ayrılanlara, öğrencinin ödeyeceği yıllık ücretin %10 dışındaki kısmı, eğitim ve öğretim yılı başladıktan sonra kurumdan ayrılanlara ise öğrencinin ödeyeceği yıllık ücretin %10’u ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı öğrenci velisine/vasisine iade edilir. Öğretime başladıktan sonra ayrılan öğrencilerden alınacak ücret kurumun öğrenim ücretinden fazla olamaz.

Ücret iadesi kayıt silmeden 1 ay içinde yapılır. Bu yönde bir hüküm yönetmelikte yoktu. En son değişiklikle eklendi. Eğer ücret iade edilmezse s. Kanun m.7/1-d gereği özel okula beş asgari ücret ceza kesilmektedir. Özel okullar, çoğunlukla şikayeti öğrendikten sonra, şikayet sahibine ücreti iade ederek soruşturma açılmasının önüne geçmektedir.

Velinin kayıt silme işlemini her zaman yapabileceği de açıktır. Ancak lise son ( sınıf) kayıt ve nakil süreleri (süreçleri) MEB tarafından tayin edilmektedir. Dönem içerisinde de nakil veya kayıt silme işlemi mümkündür. Lise son sınıf hariç isteyen veli, öğrenciyi istediği devlet okuluna nakledebilir. Bu konuda kısıtlama olmadığı için pandemi sürecinin en başında Covid salgını nedeniyle tedbirlerin açıklanmaya başlanmasıyla birlikte özel okullardan devlet okullarına hızlı bir kaçış girişimi mevcuttu. MEB, tarihinde öğrenci hareketliliğinin azaltılması adına … resmi/özel okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumları arasında gerçekleşen öğrenci nakil ve geçiş işlemlerini ikinci bir talimata kadar tedbiren durdurdu. (MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, tarih ve Esas yazısı).

Bir diğer konu anaokullarının neredeyse hepsinin sözleşmesinde, “öğrencinin yangın, doğal afet, salgın hastalık, iklime dayalı olağanüstü durumlarda; mülki makamların ve İl Hıfzısıhha Kurulunun gerekli görmesi ve aralıksız 15 gün veya daha fazla süre ile okulların kapatılması durumunda, önceden alınan ücret bir sonraki ayın ücretine mahsup edilir. Ücretin tamamı ödenmişse velinin başvurusu üzerine mezkur miktar veliye iade edilir” minvalinde madde bulunmasıdır. Bu maddenin konulmasını MEB istemekteydi. Kurumlar MEB’in hazırladığı tip sözleşmeye aykırı olmayacak şekilde madde koyabilirse de, bu tip sözleşmeye aykırı davranma özel okul için idari para cezası yaptırımı şeklinde karşılarına çıkar. Okul öncesi için öngörülen bu düzenleme genişletilerek ilk ve orta dereceli okullara da teşmil edilebileceği akla gelebilir. Ancak sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereği, kayıt sözleşmesinde bu ve benzeri madde bulunmayan veliler için genel hükümlere gidilmesinden başka çare yoktur.

Yine Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Koronavirüs (Covid) tedbirleri kapsamında tarih ve /2 sayılı genelgesi ile kreşlerin hizmet vermelerini tatil etmiş, yani faaliyetin durdurulması kararı almıştır. Kreş ve gündüz bakımevlerinde de anaokullarına benzer bir durum söz konusudur.

MEB mevzuatı açısından bir diğer konu da özel okulların uzaktan eğitim faaliyetlerinin mevzuatta yer almamasıdır. Uzaktan eğitim, MEB tarafından geliştirilen EBA sistemi üzerinden yapılmaktadır. Özel okulların uzaktan eğitim vermeleri MEB mevzuatına göre yasal değildir. MEB, mevzuat değişikliği yaparak özel okullara bu yönde bir yetki verse de, velilerle yapılan kayıt sözleşmesinde bu yönde bir hüküm olmadığı için, yukarda da belirttiğimiz gibi, sözleşmenin esaslı unsuru “örgün eğitim” olduğundan özel okullar ücret iadesinden kaçınamaz.

Tüm bu açıklamalardan sonra, sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik gereği kayıt silme ve nakil işlemleri neticesinde ücret iadesi yapılması gerekli olduğu sonucu çıkacaktır. Kayıt sildirme yapmayan sözleşme tarafları ise genel hükümlere göre haklarını arayacaktır.

4. Türk Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre Ücret İadesi

Kayıt sözleşmesi hukuki niteliği itibariyle özel hukuk sözleşmesidir. Özel okullar, ücret karşılığında hizmet vermeyi esas alır. Eğitim kesintisiz yapılacağından sözleşme sürekli borç ilişkisi içeren bir sözleşmedir. Veli de ücret ödeyeceği için karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme vardır. Bu tür sözleşmelerde bir taraf borcunu ifa edemezse karşı taraf için Kanundan kaynaklı bir takım haklar gündeme gelir. Özel okullar, salgın sebebiyle borcunu ifa edememektedir.

Özel okul kayıt sözleşmelerinde, tarafların (borçlunun) sorumlu olacağı imkansızlık nedenleri sözleşmede tek tek sayılmış olabilir. Örneğin, borçlunun beklenmeyen halden veya mücbir sebepten dahi sorumlu olacağı kararlaştırılabilir. Sözleşmede açık hüküm bulunmasa dahi imkansızlığın sözleşme kurulurken salgın hastalığın etkilerinin öngörülebilir olması halinde borçlunun imkansızlıktan sorumluluğu zımni olarak üstlendiği kabul edilir. Öngörülebilirlik, aynı durumdaki makul kişinin göstereceği özen ölçüsüne göre takdir edilir. Sözleşmede mücbir sebep hükmüne yer verilmemesi ihtimalinde, sözleşmenin TBK. m. borçlunun temerrüdü, TBK. m. ifa imkansızlığı, TBK. m. ifa güçlüğü çerçevesinde genel ilkelere göre sona erdirilmesi söz konusu olacaktır.

BELLİCAN/ACAR ÜNAL, özel okulların örgün eğitim/öğretim borcunu salgın sebebiyle ifa edememesini öncelikle ayıplı ifa kapsamında değerlendirmiştir. Yazarlara göre: “Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. Özel okulların örgün eğitimi verememesi de bu kapsamda değerlendirilse de, konunun ifa imkansızlığıyla birlikte ele alınması ve geçici imkansızlığın sürekli imkansızlığa dönüştüğü taktirde ayıplı ifadan söz edilemeyeceği açıktır. Ancak örgün eğitim yerine uzaktan eğitim yapılması halinde ayıplı hizmet ifası söz konusu olacaktır… Bu durumda TKHK. m’te yer alan ayıptan kaynaklanan seçimlik imkanlardan, örneğin bedel indirimi seçeneği kullanılabilir. Bununla birlikte sözleşmeden dönme seçeneği de kullanılabilir…Dönme seçeneğinde öğrenci eğitimden vazgeçmektedir… Son olarak, taraflar sözleşme değişikliği yaparak, konusu fiziki öğretim olan sözleşmeyi online/uzaktan öğretime çevrilebilir”.

TKHK. m/1’in yollamasıyla, özel okul ücret iadesini TBK. hükümleri çerçevesinde birkaç madde açısından değerlendirmek gereklidir.

TBK.’nın “Borçların İfası” kısmının karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifa sırasını düzenleyen maddesine göre “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.”.

Bu hükme göre özel okulun sözleşmenin diğer tarafı olan tüketici veliden ücret talep edebilmesinin ön şartları: (1) Sözleşmeden kaynaklanan eğitim faaliyetini taahhüt ettiği unsurlarıyla birlikte tam olarak yerine getirmesi, (2) Yine örgün eğitim yanında etkinlikler, etütler, yemek ve servis gibi hizmetlerin karşılanmasıdır.

Görülmektedir ki, özel okulların ödeme talebine karşılık tüketici veliler ödemezlik defi ileri sürebilirler. Ayrıca özel okul sözleşmelerinde yer alan yemek-servis gibi hizmetler ifa edilmediğinden, kısmi imkansızlık sebebiyle velilere ücret ifasında bulunmama hakkı sağlayacaktır. Bu hizmetlerin bedelinin önceden peşinen ödenmesi halinde ise sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iadesi talep edilebilecektir.

Bir diğer konu TBK.’nın “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi” başlıklı üçüncü bölümünde ise sona erme hâlleri açısından değerlendirmedir. “İfa imkânsızlığı” kavramı ayrıca hüküm altına alınmıştır. İfanın tamamen veya kısmen imkânsız hale gelmesi durumlarının yanı sıra borcun ifasının aşırı-güç hale gelmesi durumu da ayrı ayrı hüküm altına alınmıştır.

İfa imkânsızlığı” başlığını taşıyan TBK. m. hükmüne göre;

“Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer (f.1)
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır (f.2).
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür (f.3).

Kısmi ifa imkânsızlığı” başlığını taşıyan TBK. m. hükmüne göre;

“Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer (f.1).
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır (f.2).

Borcun ifasının imkânsızlığı değil de, taraflardan birinin edimini yerine getirmede aşırı ifa güçlüğü ihtimalini düzenleyen “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı TBK. m. hükmüne göre ise;

“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır (f.1).”

Meselenin Uygulanması Muhtemel Kanun Hükümleri Bakımından Tahlili;

Eğitim kurumları, salgın hastalık gibi mücbir sebepten ötürü idari bir kararla faaliyetlerini durdurmuştur. Bu durumda örgün eğitim açısından ifanın imkânsızlığı söz konusudur. İfanın imkânsızlığı ile ifanın aşırı derece güç hale gelmesi birbirinden farklıdır. Örgün eğitim hizmeti sunamayan özel okulların, öğrencilerine uzaktan eğitim metoduyla hizmet vermeleri halinde dahi ifanın aşırı derecede güç hale gelmesi söz konusu değildir. Kayıt sözleşmesinin temel dayanağı örgün eğitimdir. Esaslı nokta burasıdır. Bir başka değişle, okulların kapatılmasından sonra uzaktan eğitim adı altında uygulamaya konulan birtakım etkinliklerin, online ders, mesaj uygulamaları üzerinden soru cevap şeklinde yazışmaların borcun ifası olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı açıktır.

Borç ilişkisinin sona ermesi sebebi olarak düzenlenen ifanın kısmen imkânsız hale gelmesi, konu bakımından söz konusu olabileceği gibi zaman bakımından da söz konusu olabilir. İfa imkansızlığının edimin bir kısmına yönelik olması halinde, sadece imkansızlaşan kısım bakımından karşılıklı olarak sorumluluktan kurtulma söz konusu olacaktır (TBK. m. ). Diğer bir deyişle ifanın, sözleşme süresinin belirli bir döneminde imkânsız hale gelmesi de mümkündür. Örgün eğitim hizmeti sunan özel okullar gibi belli bir edim fiilini taahhüt eden bir yapma borcu borçlusunun sözleşmeden doğan özel eğitim verme borcunun bir kısmını mücbir sebep dolayısıyla yerine getiremediği durumlarda TBK. m. kısmî ifa imkânsızlığı söz konusu olur. Taraflar mücbir sebep halinin ortaya çıkışından önceki zaman bakımından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilip-getirilmemesinden dolayı birbirlerine karşı tam bir sorumluluk içerisinde iken; mücbir sebep dolayısıyla sözleşmenin ifa edilemeyen ve kısmi imkânsızlık teşkil eden kısmı bakımından ise sorumluluktan kurtulacaklardır. Bu kapsamda eğitim ücretinin ödenmesi borcunun ifası da verilen eğitim hizmeti oranında talep edilebilecektir.

MEB düzenlemelerinde Covid salgını tedbirleri kapsamında özel okulun fiziki olarak kapatılmasını öngörülmese de, hizmetin tamamen verilmesi engellendiği için kapatmanın tüm sonuçları ortadadır.

Eğer Covid salgını olmasa ve bu münferit bir hadise olsaydı; sözleşmenin tarafı olan tüketici, özel okuldan örgün eğitim borcunun ifasını talep edilebilecekti. Ancak eğitim-öğretim faaliyetinin tüm ülkede durdurulmuş olması, söz konusu ifanın talep edilmesini mümkün kılmamaktadır. Bu da göstermektedir ki, borcun ifası bir bakıma hukuken imkânsız hale gelmiştir.

Yukarda belirttiğimiz gibi özel okulların örgün eğitim hizmeti verememesini ifanın kısmi imkânsızlığı (TBK. m. ) olarak kabul edersek, imkânsızlık durumunda borç ilişkisi sona erer.

Ancak yaşanan somut uyuşmazlıklarla ilgili olarak henüz bir yasal düzenleme ya da yargı kararı tesis edilmemiş olması karşısında meselenin farklı yasal düzenlemeler nezdinde de ele alınmasında yarar bulunmaktadır. Bir an için bu durumu ifa imkânsızlığından farklı olarak, aşırı ifa güçlüğü varsayarsak, bu durumda ilgilinin sözleşmenin uyarlanmasını talep etme imkânı söz konusu olacaktır.

Sözleşmeye bağlılık ilkesi sözleşmenin içeriğine her hal ve şartta uyulmasını emreder. Ancak bu ilke mutlak uygulanan bir kural değildir. Sözleşme tarafları Kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan durumlarda sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Özel okulların ücretleri konusunda sözleşmenin kurulduğu andaki şartların, salgın hastalık gibi beklenmeyen hal veya mücbir sebep nedeniyle değiştiği durumlarda edim dengesi bozulduğunu söyleyebiliriz. Buna rağmen, edimlerin aynen ifası talep edildiği takdirde, sözleşmeye bağlılık ilkesinin sağladığı işlem güvenliği hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açar. Bu durumda ifa imkansızlığı nedeniyle borç ilişkisinin sona ermesi veya ifa güçlüğü nedeniyle sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması imkanı gündeme gelebilecektir.

Kanun koyucu, aşırı ifa güçlüğü düzenlemesi ile sözleşme kurulurken var olan koşulların öngörülemez bir şekilde sonradan değişmesi ve bu değişimin sonucu olarak sözleşmedeki dengenin bir taraf açısından katlanılamayacak ölçüde bozulması halinde, bahsi geçen taraftan katı bir şekilde sözleşmeye bağlılık ilkesinin beklenemeyeceğini ifade etmektedir. Kanun hükmü, sözleşme taraflarına oluşan olumsuz sonuçlar neticesinde uyarlama ve uyarlama sonuçsuz kalacak ise sürekli edimli sözleşmelere ayrıca fesih hakkı tanımıştır.

Aşırı ifa güçlüğü, borcu sona erdiren bir düzenleme olmayıp, taraflardan birisi aleyhine katlanılamayacak şekilde değişen sözleşme hükümlerinin, özellikle bedel ödeme yükümlülüğünün, hâkim kararı ile yeni şartlara göre uyarlanması halidir.

İlgili hükmün tatbik edilmesi için, virüs sebebiyle yaşanan zararın tüketicinin mahvına yahut iflasına sebebiyet vermesine gerek yoktur. Kanunun aradığı tek şart; mevcut olguların kendisinden ifanın istenmesinin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde borçlu aleyhine değişmesidir. Tüketici, sözleşme akdederken Koronavirüs riskini bilebilecek durumda değildir ve bu risk tüketicinin kendisinden de kaynaklanmamaktadır. Buna rağmen hizmet almadığı bir sözleşmeden dolayı ücret ödeme durumunda bırakılması da hakkaniyete uygun düşmemektedir. Bu durumda kişi TBK. m. ’e dayanarak özel okul ücretini ifa etmeden veya ihtirazı kayıtla ifa ederek uyarlama davası ikame edebilecektir. Nitekim TBK. m. hükmünden de anlaşılacağı üzere, ifa imkânsızlığı halinden farklı olarak, uyarlama için Hâkim kararına ihtiyaç bulunmaktadır.

Uyarlama davalarında hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak; borçlunun ediminin artırılmasına, edim yükümlülüğünün tamamen veya kısmen kaldırılmasına ya da ifa tarzının değiştirilmesine karar vererek sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasını sağlamaktadır. Tüketici olan veli, dava açarak hizmet alamadığı dönem yönünden ücret iadesi ister, buna mukabil özel okul da uzaktan eğitim verildiğini ileri sürerse ve hâkim tarafından da kayıt silme ve nakil işlemi söz konusu olmadığı için ifanın imkânsızlığına değil de, ifanın aşırı güçlüğü sebebiyle ücrette indirim yapılmasına karar verirse, üst merci bu kararı bozar mı? Ülke şartları dikkate alındığında, ortada bir küresel sorun olduğu ve herkesin elini taşın altına koyması gerektiği söylenebilir. Ancak özel okulların ücrette indirim yapmaması, sözleşmeleri icraya koyması da kabul edilemez. MEB, bir görüş yazısı çıkararak bu durumu şarta bağlı olarak çözmüştür. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü “Korona Virüs Tatili ve Özel Kurumların Ücretleri” başlıklı tarih ve Esas sayılı Görüş yazısına göre: “…kurucu ve veli/kursiyer arasında anlaşmaya varılarak düzenlenen sözleşmeler, usulüne uygun olarak düzenlenip imza edilmişlerse resmi nitelikli hukuki değeri olan belge niteliğinde olup karşılıklı taahhütlerin yerine getirilmesi hukuken zorunluluk arz etmektedir. Çeşitli olağanüstü sebeplerle verilemeyen hizmetlerin ileri bir tarihte telafisinin yapılması, telafisinin yapılamayacak olması halinde ise …Yönetmeliğin madde(si) gereği ücret iadesi yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.” .

Özel okulların tekrar açılıp açılmayacağı, yazın eğitim verilip verilmeyeceği belli değildir. Bakanlık sürekli yaz tatilinde telafi eğitim yapılmayacağını belirtmektedir. Telafi eğitim yapmayan özel okulların ücret iadesi yapması gereklidir. Ancak alınan ücretin velilerle anlaşılarak sonraki yıllara mahsup edilmesi de tartışılabilir.

MEB aynı görüş yazısında özel öğrenci yurtları için Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği maddesi esas alınarak benzer çözüm önerisi getirmiştir. Yurtlar için daha önce tarihli esas sayılı görüş yazısında yine Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği maddesi referans gösterilmiş, ancak yönetmelik maddesi gereği esas alınarak öğrenci veya öğrenci velisiyle özel öğrenci barınma kurumu arasında imzalanan ve karşılıklı yükümlülüklerin yer aldığı “Hizmet Sunum Taahhütnamesi”ndeki hükümler çerçevesinde meselenin çözülmesine karar verilmişti. Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği maddesine göre eğer öğrenci kayıt yaptırmış ve 15 Eylül’den önce kurumdan ayrılmışsa barınma hizmet ücretinin bedelinin %10’u kadar; eğer 15 Eylül ve sonrasında ayrılmışsa, barınma hizmeti aldığı aylar ve içinde bulunulan ayın ücretinin tamamı ve kalan aylara ait barınma hizmeti ücretinin %30’unu ödemek zorunda kalacaktır. Yani Mart ayında ayrılan öğrenci, geçmiş taksitlerini ve Mart ayına ait ücretin tamamını ödeyecektir. Nisan-Mayıs-Haziran ayı toplam ücretinin ise %30’unu ödemek zorunda kalacaktı. İki görüş yazısını birlikte değerlendirdiğimizde eğer yurt; ödenen ücreti (varsa) yaz okulu veya gelecek yıl ücretine mahsup edeceği iddiasıyla iadeden kaçınırsa artık genel hükümler devreye girecektir. Çünkü yurtta kalan öğrenci kusuru olmaksızın ve kendisine bağlı olmayan sebeplerle yurttan ayrılmıştır. MEB mevzuatının uygulanması tek başına yeterli değildir.

Sürücü kursları için telafi eğitim mümkündür. Yıl içerisinde birden fazla yazılı sınav ve uygulama sınavı imkanı mevcuttur. Kurum açılacak ilk kursta öğrenciye eğitim verebilir.

Kurslar için de sürücü kurslarına benzer bir durum söz konusudur. Ancak TYT ve AYT kursları için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Sınava kadar kapalı kalacak olan kurs, kalan taksitleri isteyemez ve kapanan dönem için ücret almışsa iadesi gerekir. Ancak uzaktan eğitim yapıyorsa ve kursiyer bunu kabul etmişse ödeme noktasında problem yoktur. Belki ücret indirimi gündeme gelebilir.

5. Sözleşmelere Konulan Cezai Şartın Geçerli Olup Olmadığı Konusu

Uygulamada bazı özel okulların veliler ile farklı hükümler içeren iki kayıt sözleşmesi yaptığı da görülmektedir. Bu özel okullar MEB’e bildirdikleri asgari tutar üzerinden yaptıkları sözleşme için damga vergisi ödemekte ve bu sözleşmeyi MEB’in kayıtlarına girmektedir. Ancak daha yüksek ücret içeren kayıt sözleşmesini (ve hatta imzalattıkları senetleri) uhdesinde tutmakta, kayıt ücretinin tahsili noktasında problem olduğunda bu sözleşme ve senetleri işleme koymaktadır. Bu durumda iki farklı sonuç ortaya çıkmaktadır. Birincisi bu tür özel okul kayıtlarında MEB’in Yönetmeliğe göre hazırladığı tip sözleşmeye aykırı “cezai şart” öngörülebilir. İkincisi de kayıt silme halinde tüm ücretlerin muaccel olacağı veya sözleşme bedelinin iade edilmeyeceği minvalinde “haksız şartlar” söz konusu olabilir.

Veliler ile özel okul arasında yapılan sözleşmenin bir tüketici hukuku sözleşmesi olduğunu belirtmiştik. Özel okul, veli ile bir yıllık sözleşme yapmış ve velinin kayıt sildirmesi halinde, gelecek aylara ilişkin ücretlerin muaccel olacağı ya da kayıt silme halinde sözleşme bedelinin örneğin %25’i tutarında cezai şart ödemesi şart koşulmuş olabilir.

İlk olarak somut vakalar üzerinden gidersek, öğrencinin kaydı Mart ayında silinmiştir ve özel okul, Nisan-Mayıs-Haziran ayı ücretlerini talep etmektedir.

İkinci örnekte sözleşme bedeli TL’dir. Öğrencinin kaydı Mart ayında silinmiştir ve özel okul geçmişe dönük taksitlerin yanında cezai şart olarak, sözleşme bedelinin %25’i olan TL istemektedir.

Her iki durum da özel okulun talepleri hukuka aykırıdır. MEB yönetmelik maddesini referans göstererek hazırlamış olduğu tip sözleşmesinde sözleşme bedelinin %10’u kadar cezai şart öngörmüştür. Özel okullar ancak bu miktarı talep edebilir. Üstü haksız şarttır ve tüketici aleyhine olduğundan kabul edilemez.

Cezai şart, borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumunda, borçlunun alacaklıya karşı yerine getirilmesini yüklendiği bir edimdir. Yani borçlunun borcunu ihlal ettiğinde alacaklıya ödemeyi kabul ettiği ceza konusundaki anlaşmasıdır. Cezai şart ile alacaklı borçlu üzerinde hukuki bir baskı kurmakta ve borç ödenmezse garanti fonksiyonu öngörmektedir. Bu açından cezai şart, borçluyu cezalandırmayı değil, alacaklının alacağını garanti altına almayı amaçlar.

Cezai şart; zararı tazmin amacı değil, sözleşmeden doğan borcun ifasını sağlama amacı güder. Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. (TBK. m. ).

Cezai şart, ancak asıl borcun ihlali halinde istenebilir. Asıl borç gereği gibi ve belirlenen zamanda ifa edilmiş ise cezai şart istenemez. Bu bağımlılık (cezai şartın fer’i olması) sonucu, asıl borcun geçersiz olması ve sona ermesi halinde cezai şartın da geçersizliğini ve sona ermesi sonucunu doğurur. Asıl borca karşı ileri sürülen itirazlar cezai şart bakımından da geçerlidir.

SARIKAYA/BAKAR’a göre: “Sonraki imkansızlıkla ilgili aksini kararlaştırma hallerinde, mücbir sebebin illiyet bağını kesmesi, borçlunun kusurunu tamamen ortadan kaldırması, meydana gelen olayın yoğunluğu ile etkisi karşısında bu tür hükümlerin TBK. m. 27 kapsamında kesin hükümsüzlük bağlamında, kamu düzenine (dünya çapında bir sağlık sorunu ve sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu kapsamında ülke çapında bulaşıcı ve salgın hastalık olması bakımından) aykırılık yönüyle geçersiz olacağı ve borcun imkansızlığının koronavirüse dayanması durumunda cezai şartın da kamu düzenine aykırılık nedeniyle istenemeyeceği hususu tartışılabilecektir. Yine bu tür kayıtlar kesin hükümsüzlük kapsamında değerlendirilmediği durumda, TBK. m. hükümleri bağlamında genel işlem koşulları ve tüketici işlemleri bakımından TKHK. m. 5 Kapsamında haksız şart denetimine tabi olacaktır”. Biz de aynı görüşü savunmaktayız.

Sonuç ve Önerilerimiz

Özel okul ile yapılan kayıt sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sürekli bir sözleşmedir. Özel okulların hizmet edimlerinin ifası 16 Mart tarihinden sonra imkânsız hale gelmiştir. Bu durum öncelikle MEB mevzuatı ve Tüketici Hukuku (TKHK. ve TBK.) kapsamında değerlendirilmelidir. Her iki düzenlemeye göre, bu kapsamda eğitim ücretinin ödenmesi, özel okulun borcunun ifası oranında talep edilebilecektir.

Covid salgını tam olarak bir mücbir sebeptir. Ancak sözleşme taraflarının eşit olmaması, bir tarafın tüketici olması hali söz konusudur. Mücbir sebep, borcun yerine getirilmemesinden kaynaklanan sorumluluklara ilişkin bir kavramdır. Covid salgınının hukuken mücbir sebep olarak kabul edilmesi, imkânsız hale gelen ifanın karşılığı olan özel okul ücret iadesi hususunun gerekliliğini ortadan kaldırmayacaktır.

Bir an için bu durumda imkansızlık değil de, aşırı ifa güçlüğü olduğunu varsayalım: tüketici/veli dava açarak ücret iadesi istese, özel okul uzaktan eğitim verildiğini ileri sürerse ve hakim kayıt silme ve nakil işlemi söz konusu olmadığı için ifanın imkansızlığına değil de, ifanın aşırı güçlüğü sebebiyle ücrette indirim yapılmasına karar verse, üst merci bu kararı bozar mı? Ülke şartları dikkate alındığında, ortada bir küresel sorun olduğu ve herkesin elini taşın altına koyması gerektiği söylenebilir. Ancak özel okulların ücrette indirim yapmaması, sözleşmeleri olduğu icraya koyması da kabul edilemez. MEB’in genelge çıkararak bu durumu düzenlemesi yeterli değildir. Çünkü MEB her defasında, veli ile özel okul arasında imzalanan sözleşmeye de gönderme yapmıştır.

Öte yandan özel okullar, örgün eğitim dışında aldıkları ücretleri (servis, yemek, gezi, etüt vs) artık ifa edemeyecekleri anlaşılmışsa ve telafisi de mümkün değilse iade etmelidir.

Hukuk duruma ilişkin görüşlerimiz; aşağıdaki tabloda ayrıntılı olarak sunulmuştur:

ÜCRETİN TÜRÜAÇIKLAMAŞERHİMİZ
Öğrenim Ücretiİade edilmesi gerekir.Özel okul mevzuatında yeri olmamasına rağmen, Özel okul, veli ile anlaşarak uzaktan eğitim verebilir. Bu yeni bir sözleşmenin konusudur. Bu konuda yetki, sözleşmenin taraflarındadır. Ancak bu hizmeti MEB vermektedir ve özel okulların uzaktan eğitim vermeleri hakkında mevzuat değişikliği yapılmalıdır.
Şu andaki haliyle özel okullar uzaktan eğitim hizmeti verse de ücret iadesinden kaçınamaz.
Özel okullar, telafi eğitim imkanı söz konusu olursa ücret iadesinden kaçınabilirler. Şuan için bu mümkün değildir.
Yemek Ücretiİade edilmelidir.İfa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.
Kahvaltı Ücretiİade edilmelidir.İfa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.
Takviye Kursu Ücretiİade edilmelidir.Uzaktan öğretim metodu kullanılmışsa, birebir veya grup dersleri yapılmaktaysa bunun ücreti takdir edilerek iade-mahsup işlemi yapılmalıdır.
Yatakhane Ücretiİade edilmelidir.Tüm yurtlar boşaltırmıştır. İfa imkânsızlığı söz konusudur. Ücretin iade edilmesi gereklidir.
Kitap-Kırtasiye Ücretiİade edilmez.Öğrenci temel kitapları almıştır. Ancak sözleşme gereği işlenen konuyla ilgili fasikül verilmekteyse ve henüz işlenmemiş konular da mevcutsa (ki öyle) alınmayan kitapların/fasiküllerin ücretleri istenmemeli, alınmışsa iade edilmelidir.
Kıyafet Ücretiİade edilmez.İfa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.
Servis Ücretiİade edilmelidir.İfa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.
Etüt Ücretiİade edilmelidir.Etüt hizmeti özel okulun hafta içi veya hafta sonu kendi kurum binasında öğrencilere sunduğu bir imkândır. Şu an kurum binasında eğitim-öğretim yapılamadığından ifa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.

Sonuç olarak;

1-) Küresel bir salgının söz konusu olduğunu göz önüne almak zorundayız. Ancak bu durum özel okulların ticari işletme sıfatına sahip olduğu; velilerin ise tüketici olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu yüzden konuyu tüketici ve borçlar hukuku nezdinde ele alırsak özel okulların ifa imkânsızlığı sebebiyle ücret iadesi yapmaları gereklidir. Konuyu eğer sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve ilgili yönetmelik kapsamında değerlendirirsek, kayıt sildirip nakil işlemi yapılmış ise özel okulların sözleşme bedelinden %10 kesinti yapma hakları olduğunu söyleyebiliriz. Öğrencinin kayıt silme ve nakil durumu söz konusu ise bu kesintinin yapılarak ücret iadesi yapılmasının mevzuat gereği olduğunu; Covid salgını tedbirleri söz konusu olduğundan ve okulun faaliyetlerinin tamamen durması gerçeği karşısında özel okulların %10 kesintiyi dahi yapmamaları gerektiği kanaatindeyiz.

2-) Kayıt sildirme ve nakil işlemi yapmamış öğrencilere örgün eğitim verilmemesi durumunda eğitim hizmeti telafi edilecekse bu durumun bildirilmesi gereklidir. Ancak telafi eğitim söz konusu olmayabilir. Örneğin 8. ve sınıf öğrenciler mezun olacaklardır. Bu durumda eğitim ücretinin iadesi gereklidir.

3-) Eğer özel okul, uzaktan eğitim yapıyorsa öğrenci/veli de bu hizmetten faydalanmak istiyorsa karşılıklı fedakarlık yapılmalı ve en önce taraflar arasında bir anlaşma yoluna gidilerek ücrette indirim yapılması düşünülebilir. Aksi halde sözleşmenin uyarlanması talebiyle mahkemede dava açılması söz konusudur.

4-) Örgün öğretimin yapılmadığı durumlarda, öğrencinin almadığı ve alamayacağı kesinleşen yemek ve servis gibi hizmetlerin ücretleri tüketici/velilerden alınmamalı, alınmışsa iade edilmelidir.

5-) Kurslar için, eğer sözleşmedeki hizmet bir şekilde verilmekteyse veya telafi edilmesi söz konusu ise ücrette indirim gündeme gelebilir. Eğer TYT, AYT gibi programlar için sözleşme yapılmışsa ve kurs tarafından hizmetin ifasına yönelik herhangi bir girişim ve çaba söz konusu değilse, kursun ücret iadesi yapması gereklidir. Ancak örneğin yabancı dil kursunda uzaktan eğitim hizmeti verilmekteyse ve kursiyer bunu kabul etmişse artık en fazla ücrette indirim talep edebilecektir.

6-) Özel öğretim kurumlarının öğrenci/veli ve kursiyer ile yaptığı sözleşmelerde “Kurum, sözleşmeden doğan borcunu, mücbir sebep nedeniyle yerine getirememiş olsa bile, sözleşmede kararlaştırılan ücretin tamamına hak kazanır.” tarzındaki ifadeler TKHK. m.5/1 gereği haksız şarttır ve geçersizdir.

7-) Koronavirüsün küresel bir salgın olduğunu ve mücbir sebep kabul edildiğini görmekteyiz. Ancak bu mücbir sebep dolayısıyla sözleşmelerin geçersiz olduğunu veya sözleşmelerde yer alan edimlerin imkansız hale geldiğini, tarafların edimlerini ifadan kurtulduğunu söylemek yanlış olur. Yargı uygulamasının ne şekilde gelişeceğini, uyuşmazlıkların daha çok hangi alanda toplanacağını ve yargı kararlarında çeşitlilik olup olmayacağını zamanla göreceğiz. Ancak öncelikli tavsiyemiz özel hukuk sözleşmelerinin ifası noktasında mücbir sebepten doğan ayıplı ifa, temerrüd ve ifa imkansızlığı gibi hallerde tarafların anlaşması yoluyla uyuşmazlıkların çözümüdür. Nitekim bazı okullar velilere uzaktan eğitim ile ilgili hükümler içeren sözleşmeler teklif etmektedir. Velilerin bu sözleşmeleri kabul edip etmeyecekleri sözleşme yapma özgürlüğü kapsamında kendi tasarruflarındadır. Bu sebeple öncelikle bu yazımızın hukuki tavsiye niteliğinde olmadığını belirtmek isteriz.


Dipnotlar

Kaynakça

AYAN, M.; Borçlar Hukuku (Genel Hükümler), 7. Baskı, Konya

BAYSAL, B./UYANIK, M./YAVUZ, M.S.; “Koronavirüs (COVID) ve Sözleşmeler”; monash.pw, Çevrimiçi:

BULUT, A.; “Özel Öğretim Kurumları Kayıt Sözleşmelerinin Tüketici Hukuku Açısından Değerlendirilmesi”, Leges Aylık Hukuk Dergisi, Y. 9, S. , Kasım , s. 93 vd.

DEMİRCİOĞLU, M.; “İş Hukukunda Cezai Şart”, Prof. Dr. Ali Güzel’e Armağan, İstanbul , s. vd.

EREN, F.; Sorumluluk Hukuku Açısından Uygun İlliyet Bağı Teorisi, Ankara

İMREGÜN, O./YÜRÜK, A.: Ticaret Hukuku, Eskişehir

KILIÇOĞLU, A. M.; “Bulaşıcı Hastalığın Borç İlişkilerine Etkisi”, s. 1. Yazar metni monash.pw hesabından duyurmuştur. Çevrimiçi:

OR, E. N.; “Koronavirüs Nedeniyle Özel Okul Ücret İadesi”; monash.pw, Çevrimiçi:

ÖZTAN, F.; Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Baskı, Ankara

PEKDİNÇER, R.T./TOPRAKKAYA BABALIK, İ; “Korona Virüs Salgınının Sözleşmelere Etkisi, İfa İmkânsızlığı, İfa Güçlüğü ve Uyarlama”. monash.pw, Çevrimiçi:

SARIKAYA, S./BAKAR, G; “Basiretli Tacir İlkesi Işığında Koronavirüs (COVID–19) Salgınının Sözleşmelerdeki Ceza Koşuluna Etkisi”; monash.pw, Çevrimiçi:

TARLACI, S.; “COVID’un Sözleşmelere Etkisi”; monash.pw, Çevrimiçi:

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır