“Mỗi đứa trẻ là một tài năng thiên bẩm” (Albert Einstein). Do đó, Artiest Education không chỉ giúp khơi dậy niềm đam mê nghệ thuật mà còn mang đến một môi trường học tập, vui chơi bổ ích, đóng góp cho sự phát triển toàn diện của các bé.
Với sự đầu tư nghiêm túc về chất lượng chuyên môn & cơ sở vật chất chuẩn quốc tế, Artiest Education mong muốn tạo ra một nền tảng giáo dục tốt nhất cho thế hệ trẻ về cả tài năng, tâm hồn & nhân cách.
Xem thêmHãy cho chúng tôi một cơ hội cùng bạn phát huy tài năng bẩm sinh của bé yêu!
Mời các bậc phụ huynh cùng tìm hiểu các giá trị đích thực mà tập thể đội ngũ Giáo viên và Cán bộ của Trung tâm muốn mang đến cho các con.
Các giáo viên có trình độ chuyên môn cao, chuyên nghiệp, nhiệt huyết và yêu trẻ.
Giáo trình hiện đại, đa dạng từ các nước tiên tiến. PP giảng dạy khoa học & tâm lý.
Trang thiết bị hiện đại và tiện nghi, môi trường học tập chuyên nghiệp – an toàn.
Mọi sự tiến bộ của con bạn đều được ghi nhận và được báo cáo sau mỗi buổi học.
Âm nhạc và Nghệ thuật là một phần không thể thiếu trong quá trình phát triển nhân cách của trẻ nhỏ. Các em cần một sân chơi lành mạnh để thêm yêu thương, gắn kết, sẻ chia cũng như phát triển mọi kỹ năng sống của mình.
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit, sed diam nonummy nibh euismod tincidunt ut laoreet dolore magna aliquam erat volutpat….
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit, sed diam nonummy nibh euismod tincidunt ut laoreet dolore magna aliquam erat volutpat….
Elite Arts Academy không chỉ giúp khơi dậy niềm đam mê nghệ thuật mà còn mang đến một môi trường học tập, vui chơi bổ ích, đóng góp cho sự phát triển toàn diện của các bé.
Prof.Dr. Ayşe Serap Karadağ
Memorial Ataşehir Hastanesi
Akne yani sivilce derinin altındaki kıl kökleri ve yağ bezlerinin keratin dokunun anormal artışı ve fazla yağ salgısı sonrası tıkanması, buraya yerleşen bakterilerin de bu ortamda çoğalıp iltihaba neden olmasıyla ortaya çıkan, tekrarlayan bir deri hastalığıdır.
Sivilce değişik görünümlerde ortaya çıkabiri. Kıl kökleri ilk tıkandığında komedon denilen deri renginde beyaz minik kabarıklıklar ve siyah noktalar oluşur. Bakteriler çoğalarak bunları iltihaplandırır. İltihaplanan kıl kökü etrafa doğru patlayarak yayılır. Bunun sonunda da ağrılı, kızarık şişlikler (papül, püstül, nodül ve kist) görülür.
Sivilcenin gelişiminde hormonlar, genetik, çevresel faktörler, ilaçlar, kozmetik ürünler, beslenme ve stresin rolü vardır. Sivilce ilk olarak yağ bezlerinin üretime başladığı ergenlik döneminde başlar. Bu dönemde artan testosteron ve androjen gibi hormonlar yağ bezlerinin daha fazla çalışmasına neden olur. Hormonları arttıran çeşitli durumlarda da (polikistik over sendromu, obezite gibi) sivilce artışı görülmektedir.
Sivilce tedavisi dermatologların en iyi bildiği tedavilerdendir, gerek kremler, gerekse ağızdan verilen antibiyotikler veya vitamin A içeren haplarla başarılı bir şekilde tedavi edilir. Cildin bakımı da çok önemlidir. Deride oluşan yağlanmayı giderecek, bakterileri temizleyecek ve gözeneklerdeki yağ ve kir kalıntılarını giderecek dermokozmetik ürünlerin destek olarak kullanımı tedavi başarısını arttırmaktadır.
Sivilce kesinlikle karaciğerden kaynaklanmaz. Sadece deri hastalığıdır. Ancak kanda hormonların arttığı bazı hastalıklarda da ortaya çıkabilmektedir.
İzler için daha çok peeling (kimyasal soyma), mikroiğneleme, lazer tedavileri gibi kozmetik işlemler hekimler tarafından uygulanmaktadır. Sivilce için verilen medikal tedaviler genel olarak iz tedavisi değildir. Ancak retinoid içeren bazı kremler uzun süre kullanılınca izleri de bir miktar azaltmaktadır.
Sivilce tedavisi sabır isteyen bir tedavidir. Verilen kremler özellikle iltihaplı lezyonları kısa sürede kurutsa da bir günde sihirli bir tedavi beklememek gerekir. Sivilcenin 1 günde 2 günde tamamen iyileştireceğini vadetmek tıp dışı beyanlardır. Sadece bazı özel peeling yöntemleri veya lazer türleri uygulanırsa daha kısa sürede iyileştirebilmektedir, ancak sonradan tekrarlamaktadır. Medikal tedavi düzenli ve lekeler tamamen geçene kadar kullanılmalı; tekrarlamaması için iyileşme sonrası haftada 2 gün devam tedavisine geçilmelidir. Sivilcesi olan kişilerin kendilerine uygun bir dermatolog seçerek bu uzun süreci birlikte yürütmesi hem tedaviyi kolaylaştırmada, hem de tekrarlamasını önlemede çok önemlidir.
Sivilcelerin çocukluk çağında görülen, ergenlik dönemi ve erişkin formları bulunmaktadır. Yine şiddetlerine ve ortaya çıkan lezyonlara göre komedonal, papülopüstüler, nodüler ve kistik tipleri bulunmaktadır. Çok şiddetli tipleri de (akne fulminans, akne konglobata) bulunmaktadır.
Sivilce yağ bezlerinin fazla olduğu yüz, gövde ön yüzü ve sırtta görülmektedir. Yüzde T bölgesi denilen alın ve burun sırtı en sık görüldüğü yerdir. Erişkin dönemde ise çene ve boyun bölgesinde daha fazla görülmektedir.
Dermatologların önerdiği çok etkili sivilce kremleri bulunmaktadır. Bunları uygun şekilde ve sürede kullanan hastaların pahalı yöntemlere başvurması veya kozmetik yöntemleri uygulatmasına çoğu zaman gerek kalmamaktadır.
Piyasada çok farklı içerikleri olan ve pek çoğunun bilimsel dayanağı olmayan sivilce maskesi adı altında ürünler bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı ciltte yan etki yapmakta ve neden olduğu alerjik reaksiyon cildi harap edebilmektedir. O yüzden hekiminize danışarak uygun ürünleri tercih etmeniz gerekmektedir.
Özellikle Çin tıbbı ve Uzak Doğuda bitkiler tedavide yaygın olarak kullanılmaktadır. Kanıta dayalı tıp yöntemlerine baktığımız zaman sivilceye etkili olduğu önerilen bitkisel tedaviler; çay ağacı yağı, yeşil çay, resveratrol ve arı venomudur. Fesleğen, limon, portakal, pettigrain, balkabağı, ardıç, lavanta, paçuli, sandal ağacı, amaranth, arnica, kuşkonmaz, huş ağacı, nergis, kırlangıç otu, iffetli ağaç, kişniş, jojoba yağı, labrador çayı, neem, çam, kavak, ravent, sabun otu, ısırgan otu ve zerdeçal ile ilgili çalışmalar da yapılmıştır. Etkileri tam olarak kanıtlanmasa da sivilce üzerine yararlı etkileri gösterilmiştir. Ancak ne yazık ki bu ürünlerin hangi dozda ve nasıl uygulanacağı ve piyasada satılan ürünlerin gerçek içeriğe sahip olup olmadıklarını gösteren kanıtlar yetersizdir. Uygulamaların dikkatli şekilde yapılması gerekmektedir.
Doktorunuzun önereceği bakterileri azaltan, yağlanmayı gideren ve kıl kökünün yapısını düzelten kremleriniz ve temizleyici ürünler sivilceleri hızla kurutacaktır.
Sivilce ameliyata gerek kalmadan genellikle tıbbi tedavi ile iyileşen bir hastalıktır. Ancak nadiren çok şiddetli iltihaplı ve apseleşen sivilceleri boşaltmak için cerrahi müdahale yapılmakta veya içlerine ilaç enjekte ederek yangıyı azaltmak gerekebilmektedir.
İlk olarak varsa sivilceyi ortaya çıkaran nedenleri önlemek gerekmektedir. Sivilce genel olarak deri yapısından kaynaklansa da sonradan ortaya çıkan sivilcelerde hormonal problemler, deriye sürülen yağlı içeriği olan makyaj ürünleri veya kozmetikler, ağızdan alınan hormonlar, kortizon ve vitamin içeren haplar sorulmalıdır. Normalde yağlı olan ciltte yağlanmanın dermokozmetik ürünlerle azaltılması gerekmektedir. Medikal tedavi sonrası yine retinoid veya azelaik asit içeren kremlerin haftada 2-3 kez kullanılmaya devam etmesi sivilceleri azaltacaktır.
Sivilceler iltihaplanmadıkça ağrımaz. Ağrı varsa ağızdan antibiyotikler ve iltihabı giderecek tedaviler iyi gelecektir.
A vitamini sivilce tedavisinin en önemli tedavisi olup hastaların2/3’ünde kesin çözüm sağlamaktadır. Kalıcı iyileşme sağlaması için en az 6 ay süre ve kiloya göre doktorunuzun vereceği dozda kullanılması gerekmektedir. 1980’den beri onay almış ve dünyada yaygın olarak kullanılan bir tedavidir. Geçen bu 40 yıl süresinde sürecinde daha etkili bir sivilce tedavisi bulunamamıştır.
B12 vitamini en sık sivilce yapan vitamindir. B12 iğnelerini kullananalrda kısa süre içinde sivilce oluşmaktadır. Aniden başlayan sivilcelerde kullanılan ilaçlar, vitaminler ve kozmetik ürünler mutlaka gözden geçirilmelidir.
C vitamini sivilce yapmaz. C vitamini içeren dermokozmetik ürünler sivilce lekelerinin giderilmesinde oldukça yararlıdır.
Bu konu tartışmalıdır. Bazı çalışmalarda sivilce hastalarında D vitaminin eksik olduğu gözlenmiştir, ancak rutin olarak sivilce hastalarında D vitamini eksik mi diye bakılmamaktadır. D vitaminin eksik olduğu bilinen kişilerde D vitamini takviyesi yapılmalıdır.
E vitamini daha çok yaşlanma karşıtı olan ve anti-aging ürünlerde bulunan önemli bir vitamindir. Sivilce ile doğrudan ilişkisi bulunmamaktadır.
Omega-3 sivilce yapmaz. Hatta omega-3 ten zengin beslenmek sivilce için yararlı olabilir. Ayrıca A vitamini kullanırken kan yağlarında artış olan bireylerde kan yağlarını düşürmek için de omega-3 verilebilmektedir.
Sivilce bandı çok önerilen bir yöntem değildir. Sivilcelerin üzerleri kapatılmamalıdır.
Derinin sabah akşam uygun dermokozmetik temizleyicilerle (jel, köpük veya losyon) yıkanması çok önemlidir. Sabun gibi deriyi tahriş edecek ve kurutacak temizleyiciler önerilmez. Günde 2’den fazla yıkamak derinin üst koruyucu tabakasını bozacak, deriyi daha hassas ve alerjiye açık hale getirecektir.
Medikal tedaviler bazen cildi kurutabilip güneşe hassas hale getirebilmektedir, bu nedenle derinin dermokozmetik nemlendirici ve güneşten koruyucu etkisi olan uygun ürünlerle sabah-akşam nemlendirilmesi önerilmelidir. Bu şekilde derinin tedaviye uyumu da artacaktır.
Sivilce kesinlikle bulaşmaz.
Hepatit B sivilce yapmaz.
Hepatit C sivilce yapmaz.
Eskiden sadece sivilce olduğu zaman tedavi veriyor, iyileşince tüm tedaviler bırakılıyordu. Ancak yeni yayınlanan tedavi rehberleri sivilce tedavisi sonrası tekrarlamaması için haftada 2-3 kez geceleri retinoid veya azelaik asit içeren kremlerin kullanılmasını önermektedir. Böylece görünmeyen ve gün yüzüne çıkmamış sivilceler de temizlenmekte ve tekrarlamasının önüne geçmektedir.
Sivilcelerle oynanmamalı, medikal tedaviler kullanılmalıdır. Doktora başvurduğunuzda tedavi planlamasını sivilcelerin yaygınlığına ve tipine göre yapacaktır. Tıbbi dayanağı olmayan kulaktan dolma tedavi önerilerinden uzak durulmalıdır.
Diyet ve sivilce ilişkisi uzun zamandır tartışılan bir konu olsa da son yıllarda bazı besinlerin sivilceyi arttırdığı bilnmektedir. Bu besinler yüksek glisemik indeksi olan besinler olup insülin salınımını arttırır, insülinin etkisiyle yağ bezlerinden yağ üretimi artar ve sivilceler çoğalır. Hamur işleri, beyaz un, beyaz ekmek, patates, makarna, şeker, fast-food tarzında beslenme, işlenmiş şekerli tahıllar, pirinç, makarna, patates yüksek glisemik indeksli gıdalardan olup kaçınmak gerekir. Sigara ve alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Sütün içerisinde bulunan bileşenler akne lezyonlarının oluşumuna neden olan enzimatik reaksiyonları tetiklemekte, özellikle yağsız süt tüketimi akne lezyonlarını ve şiddetini arttırmaktadır. Aşırı süt tüketiminden kaçınılmalıdır. Çikolatanın da sivilceyi tetiklediğine dair olumsuz yayınlar bulunmaktadır. Fazla çikolata tüketiminden de kaçınılmalıdır.
Kişinin yedikten sonra sivilcelerini tetiklediğini düşündüğü gıdalar varsa (çekirdek, cips, çikolata vb) onları da azaltması önerilmektedir.
Sivilce oluşmaması için düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenme (buğday ekmeği, kurubaklagiller, tam tahıllar, kuruyemişler, beyaz et, süt ve süt ürünleri, yağsız kırmızı et, sebze ve meyvelerin çoğu) önerilmektedir. Yeşil çay içeriğindeki epigallokateşin-3-gallat sayesinde derideki sebum üretimini azaltarak akne lezyonlarını ve şiddetini azaltmaktadır. Antioksidan vitamin ve mineraller (A-E vitamini, selenyum) ve çinko akne lezyonlarını azaltmaya yardımcı olabilmektedir.
Diş macunu sivilce tedavisinde yeri yoktur, cildin pHsını bozarak zarar verebilir.
Isırgan otu direk sürülürse deriyi tahriş eder. Ancak içeriği elde edilebilirse sivilceye iyi gelebilir. Ülkemizde bu tarz ürünler bulunmamaktadır.
Aloe veranın direk içeriğindeki özüt faydalı olabilir.
Sarımsakla ilgili sihirli formüller internette dolaşmaktadır. Bunlara çok itimat etmemek gerekir. İçerik olarak elde edilebilirse antioksidan özellikleriyle faydalı olabilir.
Sivilce üzerine yara bandı yapıştırılmamalıdır, kapalı havalanamayan ortamlarda mikroorganizmalar daha çok çoğalabilir, kıl kökü de kapalı kalınca içine hapsolan yağ, kir vs iyileşmeyi geciktirir.
Zerdeçal içerisinde bulunan kurkumin maddesi çeşitli deri hastalıklarında yangıyı azaltan, bakterileri azaltan ve antioksidan özellikleri nedeniyle denenmiş ve az sayıda çalışmada yararı gösterilmiştir. Şu anda sivilce tedavisinde kanıt düzeyi yüksek çalışmaları bulunmamakta, yine de faydalı olabileceği düşünülmektedir. Kurkumine toz şeklinde ulaşılabilirse faydası olabilir. Ancak evde yapılan sirke ve limonla karıştırılmış zerdeçallı maskeler yarardan çok zarar verebilmekte, deriyi tahriş ederek alerjiye neden olabilmektedir.
Zencefilin sivilce tedavisinde yararlı etkisi gösterilememiştir.
Zeytinyağı ve diğer yağlar gözenekleri tıkayarak sivilcenin artmasına neden olurlar. Sivilceli ciltlerde tüm yağlardan kaçınılmalıdır.
Cildimiz vücudumuzu saran ter ve yağ asidi gibi maddelerden oluşan koruyucu bir örtüdür. Bu örtünün asidik bir yapısı vardır, bu yapı pH dediğimiz birimle ifade edilir. Cildimiz için ideal olan pH değeri 5.5 dir (4-6 arasında değişmektedir). Bu yapı asidik olduğu için cildimize bakteri, virüs gibi mikropların yerleşmesini engellemektedir. Asit yapı bozulursa cilt daha fazla yağ üreterek tamir etmeye çalışmaktadır. Karbonat içeren ürünler alkali yapıda olup derinin asidik yapısını tamamen bozar. Bu durumda cilt kuruyacak, aynı zamanda hasarı tamir etmek için yağlanmayı arttıracaktır. Aynı şekilde pH’sı cilde uyumlu olmayan alkali içerikli sabun ve temizleyiciler, pHsı 6.3-7.1 arasında olan maden sodaları da tahriş edici etki gösterecektir. İdeal temizleme ürününün pH’sı 5.5 olmalı, bu asit-manto tabakayı bozmamalıdır. pH değeri yüksek ürünleri kullananlarda sivilceye neden olan bakteri miktarı da artmakta, ayrıca deride su ve nem kaybı artarak egzema ve kuruluk ortaya çıkmaktadır.
Sivilce gibi çok sık görülen ve bıraktığı leke ve izlerle hastanın psikolojisini çok etkileyen bir hastalığın tedavisinde kullanılan çok sayıda, etkili ve güvenli medikal tedavi yöntemleri vardır. Bu kadar çeşitli, etkisi kanıtlanmış ürünlerin olduğu günümüz şartlarında hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, sağdan soldan önerilen yöntemler ile hem sonuç alınamamakta hem de deride yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu tariflerin çoğunun yemek sitelerinde yer alması da oldukça manidardır. Dermatoloğunuzun önerisi dışında maske kullanmamalısınız.
Detoks kelimesi son yılların moda kelimesi olup vücuttan toksinlerin atılmasını ifade eder. Sivilce detoksu ile tarif edilen yüzün mikroplardan, kirden, aşırı yağ tabakasından arındırılmasıdır. Bu da yüzün peeling yöntemleriyle (kimyasal peeling, mikroiğneleme) soyulması veya çeşitli dermokozmetik temizleyici ve solüsyonlarla yapılabilir.
Elma ve üzüm sirkesinin yapısı çok asidik olup antiseptik, bakterileri temizleme ve cildin gözeneklerini soyarak açma özellikleri bulunmaktadır (çeşitli sirkelerin pH’sı 2.6-3.2 arasında). Derinin pH’sı 5.5 olduğu için direk uygulanırsa deriyi oldukça tahriş eder. Sulandırılarak kısa süreli tonik şeklinde deriyi silme ve temizleme amacıyla kullanılabilmektedir. Deriyi mikroplardan bir miktar arındırabilir. Ancak sivilceli ciltlerde çok yararı bulunmamaktadır.
Sivilce için evde uygulanacak çok yöntem yoktur, gül suyu cildi temizleme amacıyla tonik şeklinde kullanılabilir. Yağlanmayı azaltarak, pH’yı dengeleyebilir. Tek başına tedavide yeterli olmayıp sadece cildi temizleyerek destekleyici rol oynar. Doktorunuzun önereceği çok etkili tedaviler ile başarılı bir şekilde iz ve leke kalmadan tedavi olabilirsiniz.
Sivilce et benine dönüşmez, ikisi tamamen ayrı hastalıkladır. Sivilce iyileşirken kızarıklık, leke ve iz bırakabilir.
Sigara ile akne arasındaki ilişki tartışmalı olmakla beraber sigara kullananlarda akne sıklığının arttığı ve içilen miktar ile şiddet arasında pozitif bir ilişki saptandığı bildirilmiştir. Sigara ve akne ilişkisi özellikle ergenlik sonrası dönemde görülen aknede belirgindir.
Sigaranın içeriğindeki nikotin ve zararlı maddeler sivilceye yol açar. E sigarada da nikotin ve çeşitli aromatik maddeler bulunmaktadır. Nikotin sivilce oluşumuna neden olduğu için e sigara kullananlarda da sivilce görülebilir. Diğer aromatik maddelerin de tam etkisi bilinmemektedir.
Sivilce için başlıca antibiyotikler ve A vitamininden yapılan izotretinoin tedavisi kullanılmaktadır. Antibiyotiklerin ortalama 2-3 ay kullanılması gerekmektedir. Hekim kontrolünde siivlce haplarının kullanımıyla ciddi bir sıkıntı görülmemektedir.
A vitamininden yapılan izotretinoin (roaccutane, zoretanin ve aknetrent) tedavisi ise sivilce tedavisinde kesin çözüm de olabilen ve kalıcı iyileşme sağlayan tek ilaçtır. Hastaların 2/3’ünde genellikle sivilceler tedavi sonrası tekrarlamamakta, geri kalan 1/3’ünde ise yağ bezleri çoksa ve aktifse tekrarlamaktadır. Bu ilacın en önemli özelliği kullanan kişinin hamile kalmaması gerekmesidir. Ama ilacı bıraktıktan bir ay sonra kişi hamile kalabilir, vücuttan tamamen atılır. İlacın karaciğer veya böbreğe pek zararı yoktur. Kan yağlarında hafif yükseklik yapabilir. Tedavi öncesi hastanın kanları alınır, sağlıklı ise başlanır ve belli aralıklarla da kan değerleri kontrol edilir.
Sivilce için mavi ışık denilen LED ışığı kullanılabilmektedir. Bu ışık sivilceye neden olan bakterileri öldürür, yine bakterinin neden olduğu iltihabı temizler. Ancak her yerde bulunan bir tedavi değildir. Etkisi bir süre devam eder, daha sonra sivilce tekrarlayabilir.
Sivilce yarası genellikle hastanın kurcalayıp sivilceyi patlatması ve kanatmasıyla oluşur. Bu yaralarda kimisi bitkisel içerikli yarayı onaran çeşitli yara kremleri kullanılmaktadır.
Yeni doğanda 2-3.aya kadar anneden geçen hormonların etkisiyle sivilce oluşabilir, bu geçicidir ve önemsizdir. 3 aydan sonra ortaya çıkan 1 yaşına kadar devam eden dönemde de yine sivilce görülmesi beklenmektedir ve araştırma yapmaya çok gerek bulunmamaktadır. Ancak 1 yaş-7 yaş (ergenlik öncesi) arası dönemde sivilce normal kişilerde gelişmemektedir. Eğer bu yaşlarda sivilce oluşursa çocuğun mutlaka hormonal olarak ve erken ergenlik açısından araştırılması gerekmektedir. 7-8 yaşlarından sonra sivilce ergenlik döneminin bulguları arasında görülebilir.
Bebeklerde sivilce için kullanılan kremler kullanılmaktadır. Sadece antibiyotiklerden tetrasiklin ve doksisiklin grubu, kremlerden de nadifloksasin grubu diş ve kemik gelişimine etki edeceği için kullanılmaz. Çok şiddetli hastalarda A vitaminli haplar da kullanılabilmektedir.
Bebeklerde hafif sivilcelerde her zaman tedavi verilmesine gerek yoktur, kendiliğinden de geçebilir. Çocuklarda ergenlik öncesi ciltte yağlanma artışı ile giden beyaz/siyah noktalarda iyi bir deri temizliği ve retinoid, benzoil peroksit, azelaik asit içeren kremler kullanılmaya başlanır. Ergenlik sivilcesi nasıl olsa kendiliğinden geçecek diye beklenmemeli, iz kalmaması için tedaviye erkenden başlanmalıdır.
Siğil HPV isimli virüsün yaptığı, genellikle el ve ayaklarda görülen kabartılardır. Az sayıda olur, patlamaz, giderek büyür. Yüzde daha nadir görülür. Sivilce ise yağ bezlerinin olduğu yüz, gövde ön yüzü ve sırtta görülen, farklı tipleri olan, patlayabilen, kendiliğinden iyileşebilen ve yağlı ciltte görülen bir deri hastalığıdır. Birbirlerinden tamamen farklı hastalıklardır.
Sivilcenin iltihaplı olmayan, beyaz nokta şeklinde olanları yüzde küçük yağ kistleriyle karışabilmektedir. Tam ayırım dermatolog tarafından yapılabilmektedir.
Sivilceler genellikle pembe-kırmızımsı renkte olur. Ortasında beyaz iltihaplanma görülebilir. Sonra da kuruyarak iyileşir. İyileşirken de pembe leke bırakabilir, o da zamanla kaybolur.
Sivilce sonrası oluşan kırmızı lekeler için kesin tedavi yoktur. Zaman içinde iyileşmektedir. Ancak iyileşmeyi hızlandırmak için bazı kozmetik uygulamalar yapılabilmektedir.
Sivilcenin iltihaplı olan türleri ağrılı olabilir. Genellikle kaşınmaz. Ancak stresi çok kişiler sivilcelerini kaşıyarak derinin bütünlüğünü bozarlar, daha sonra da yaraya dönüşen bu sivilceler kaşınabilir. Sürekli sivilcelerini kaşıyarak yara yapan kişilerin psikolojik stres açısından değerlendirilmesi ve gerekirse psikiyatriye başvurmaları önerilmektedir.
Sivilce bir deri hastalığı olup normal şiddette iken bir tehlike arzetmez. Ancak akne fulminans veya akne konglobata denilen çok şiddetli bazı tiplerinin yakın takibi gerekir. Yine bazı sendrom denilen genetik hastalıklarda da başka deri veya eklem hastalıklarının yanı sıra sivilceler gelişebilir. Bu kişilerin ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi gerekir. Çok şiddetli ve kabarık sivilceler patlatılırsa iltihap daha çok yayılarak çevre deriye yayılabilir ve daha fazla iz bırakmasına neden olabilir. Bu tarz iltihaplı sivilcelerde vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdır.
Sivilcenin en büyük zararı ciltte yol açtığı derin izlerdir. Bu izler genellikle geçmez, tıbbi müdahale gerekir.
Sivilcelerle oynayıp patlatmak daha fazla iz ve leke kalmasına neden olabilir.
Genel olarak sivilce ilaçları karaciğere zarar vermez. Sağlıklı, alkol almayan ve başka hastalığı olmayan kişilerde antibiyotikler de A vitamini ilacı da rahatlıkla kullanılabilir. Öncesinde kan değerlerine bakılarak karaciğer ve böbrek testleri normalse başlanmaktadır. Tedavi esnasında mümkünse alkol almamalıdır. Alkol ilaçlarla etkileşerek karaciğeri yorabilir.
Sivilce genellikle ergenlik döneminde başlar, süresi hastadan hastaya değişir. Genellikle birkaç yıl içinde şiddeti azalarak iyileşebilmektedir. Uygun tedavilerle daha kısa sürede iyileşme imkanı bulunmaktadır.
Sivilce sadece ergenlik döneminin problemi olmayıp erişkin dönemde de çıkabilmektedir. En sık ergenlik sivilcesi dediğimiz 12-24 yaşları arasında görülür. 25-40 yaşları arasında ortaya çıkanlar ise erişkin sivilcesidir. Yağ bezlerinin aktif olduğu dönem sivilceler çıkar, 50 yaşlarına kadar devam edebilir. Yaşlılarda genellikle sivilce beklenmez.
Hamilelikte genellikle 3. trimester’de daha fazla sivilce çıkmaktadır.
Sivilce özellikle cildinin yağlanması çok olan kişilerde ortaya çıkmaktadır. Ancak aile hikayesi olan, hormonal problemleri, polikistik over sendromu olanlarda, sigara içenlerde, obezlerde, fast-food yiyeceklerle beslenenlerde, uygun olmayan yağlı kozmetik ürün kullananlarda, vücut geliştirmek için protein tozları, peynir altı tozu gibi ürünleri kullananlarda ve bazı ilaçları alanlarda daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Sivilce ilaçları ortalama 6-8 haftada etki etmektedir. 8 haftadan sonra etki etmeyen ilaç değiştirilmektedir. Etki gösteriyorsa tam iyileşene kadar kullanıp sonradan kesilerek devam tedavisine geçilmektedir. A vitamini içeren hap tedavisinin en az 6 ay belli bir doz tamamlayana kadar kullanılması gerekmektedir.
Sivilce ergenlik döneminde başlar ve uzun süre devam etme eğilimindedir. Ancak ergenlik sivilceleri genellikle 20-25’li yaşlardan sonra hafifleme eğilimine girmektedir. Erişkin sivilce dediğimiz 25 yaşından sonra başlayan sivilceler de uzun yıllar devam edebilmektedir. Dermatologlar olarak hedefimiz iz kalmadan bu sivilceleri uygun şekilde tedavi edip kısa sürede iyileşmesini sağlamaktır.
Sivilceler sıkılmamalıdır, bu durum daha fazla iz kalmasına neden olur. Ancak uç vermeyen deri renginde toplu iğne başı büyüklüğünde, beyaz ve siyah nokta (komedon) adı verilen, iltihapsız sivilceler bazı aletlerin yardımıyla (komedon ekstraktörü) boşaltılabilir. Bu konuda doktorunuza danışmalısınız. Yine cilt bakımı ve soyma (peeling) yöntemleri de bu noktaların temizlenmesinde yardımcı olmaktadır.
Sivilceler patlatılmamalıdır. Patlatılan sivilcelerdeki iltihap derinin altında daha büyük bir alana yayılarak sivilcenin daha büyük iz bırakarak iyileşmesine neden olur. O nedenle sivilceler sıkılmamalıdır. Sadece uç veren, ortası beyazlamış olgunlaşmış sivilceler boşaltılabilir.
Stres sivilcenin en önemli tetikleyicilerinden olup yüzde, sırtta ve göğüs ön yüzünde çıkabilir.
Sivilce eğer 9-13 yaşlarında başlıyorsa ergenlik döneminin belirtilerinden birisidir. Ciltte yağlanma olmadan ortaya çıkmaz, yağlanma da ergenlik hormonlarının etkisiyle başlar. Ancak erişkin dönemde de sivilce ortaya çıkabilmektedir. Bu durum polikistik over sendromu gibi hormon bozukluklarının işareti olabileceği gibi, çoğu zaman kanda hormonlar bozulmadan deride hormonlara duyarlılık artar.
Sivilceli ciltler için çok güzel sonuçlar veren, cildin ph’sına uygun, yağlanmayı gideren ve uygun şekilde nemlendiren dermokozmetik temizleyiciler, sindetler ve akneye uygun sabunlar mevcuttur. Normal gündelik kullanılan sabunlar yüzü çok fazla kurutacağı için önerilmemektedir.
Cildimiz özellikle yüzümüz çok değerli ve hassas yapıdadır. Hiçbir tıbbi eğitimi olmayan kişilerin tıbbi tedaviler konusunda insanları yönlendirmesi çok tehlikeli bir noktaya gitmekte. Sağdan soldan kulaktan dolma bilgilerle veya bunu da yazalım kullansınlar, nasıl olsa araştıran yok, bir kür satayım da etkisi olsa ne olur olmazsa ne olur, yeter ki adı bitkisel olsun, nasıl olsa inanırlar gibi yaklaşımlarla hastalarımız ne yazık ki istismar ediliyor. Baharatçılara gidince de aynı üzücü tabloyu görüyoruz. Çok pahalı fiyatlara umut tacirliği yapılıyor.
Tıpta uzmanlaşmak neden önemli? Çünkü her organımızın ve sistemimizin çalışma sistemi ve özellikleri farklı. Göz doktorları 4 yıllık ihtisas sürecinde sadece göz hastalıklarına, kalp doktorları da sadece kalp hastalıkları konusuna hakim olabiliyor. Derimiz de vücudumuzun en büyük organı ve onun özelliklerini öğrenmek, uygulamaları yapabilmek için de 6 yıllık tıp fakültesi eğitiminin üzerine 4 yıl uzmanlık eğitimi almak gerekiyor. 10 yıllık eğitimle hastalıkları tanıyıp tedavileri uygulamak mümkün oluyor. Ne yazık ki piyasada istismarcı olan pek çok kişi para kazanmak uğruna cilt hastalarını istismar ediyorlar. Hemen her tür bitkinin (sarımsak, soğan, limon, zerdeçal, zencefil, ısırgan otu vb), yoğurt, sirke, diş macunu gibi her tür maddenin sivilcelere iyi geleceği, kurutacağı söylenerek maske tarifleri yapılıyor. Çin’de alternatif ve bitkisel tedavi yöntemleri ilerlemiş ve bazı tedavilerle ilgili iyi sonuçlar da var. Ancak burada kullanılan bitkisel içerikler marketten al sür şeklinde değil, bu bitkilerin içerdiği özütlerin konsantre şekilde hazırlanıp alerji testlerinden geçirilerek uygulanması şeklinde.
Sivilceyle birlikte adet düzensizliği, vücutta aşırı kıllanma, obezite, saçlarda erkek tipi dökülme ve insülin direnci varsa mutlaka hormonal değerlendirme yapılmalıdır. Yine erişkin dönemde (25 yaşından sonra) başlayan sivilcelerin varlığında, özellikle boyun ve çenede yerleşen sivilcelerin varlığında da hormonal değerlendirme yapılmalıdır. 1-7 yaş arası çocuklarda sivilce görülmesi durumunda mutlaka çocuk endokrin bölümüne yönlendirilmeli ve hormonal değerlendirme yapılmalıdır.
Günde 2 kez yağsız (non-oil), komedon yapmayan (non-komedojenik), cildin pH’sına uygun temizleyicilerle cilt temizlenmeli, yağ, bakteri ve kirden arındırılmalıdır. Yağlı ciltler için hazırlanmış güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır. Sivilce tedavisi için kurutucu krem veya hapları kullanan hastalarda da yağsız akneli ciltler için geliştirilen dermokozmetik nemlendiriciler kullanılmalıdır.
Sivilcenin şiddeti, süresi, lezyon tipi, iz olup olmaması, hastanın beklentilerine ve gebelik planlanıp planlanmamasına göre tedavi planlanması yapılmaktadır. Hafif sivilcelerde krem olarak retinoid, azelaik asit, benzoil peroksit ve antibiyotikli kremler verilmektedir. Orta veya şiddetli sivilcelerde kremlere ilaveten ortalama 3 aylık ağızdan antibiyotik tedavisi (doksisiklin, tetrasiklin, azitromisin) verilmektedir. Bu tedaviden fayda görmeyen hastalarda ise A vitamininden yapılan izotretinoin (Roaccutane®, Zoretanin®, Aknetrent®) verilmektedir. Retinoid tedavisi en az 6 ay kullanılmalıdır. Daha kısa süre kullananlarda hasta iyileşse de bir süre sonra tekrarlamaktadır. Tekrarlamaması için kiloya göre bir hesap yapılarak en az 6 aylık tedavi uygulanır.