29 ekim gösterileri ay yıldızlı bayrağım / salihli meslek yüksek okulu bölümleri poseidon hava durumu edremit saatlik - 5 GÜNLÜK TAHMİN

29 Ekim Gösterileri Ay Yıldızlı Bayrağım

29 ekim gösterileri ay yıldızlı bayrağım

23 NİSAN GÖSTERİSİ / AY YILDIZLI BAYRAĞIM

Ayrıca; #farklı #challenge #çelınç #Slime #slaym #enyeni #enkomik #skeç #parodi #yarışma #survivor #yeteneksizsiniz #yemekteyiz #osesTürkiye #evlenbenimle #Esraerolla #izdivaç #vlog #komedi #bebek #piyes #kısa #güldürü #şaka #eşşekşakası #güldürü #şarkılarımız #klip #parodileri #akım #çılgın #yenitrendakım #trend #ilginç #kameraarkası #kendinyap #dıy #gezi #23nisan #okul #soğukespriler videoları için takipte kalınız.

Yeni yayınlayacağımız videolardan haberdar olmak için kanalımıza #tektıkla abone olabilirsiniz.#Ücretsiz abonelik için: monash.pw
İnstagram adresimiz: @aysegul_dayan

#eğlenceli #komik #geleneksel #modern ve #zeka #oyunlarımız toplu halde bu linkte: monash.pw
#birvarmışbiryokmuş #ilk #nostaljik #videolarımız burada: monash.pw

#oyuncak #kutu #açılımı #lol #barbie #bebek #park #toybox #sürprizyumurta #winx #oyunjeli #kinetikskum #woohoobox #lego #jenga videoları toplu halde burada: monash.pw

#parmakyeme #çirkindengüzele #komiktipleme #yeniakım #parodiler ve #skeçlerimiz: monash.pw

#çaydanlık #şakası #bavul #şakaları #eşekşakası #ıslatmaşakası #saçboyatma şaka videoları burada: monash.pw

#aleynatilki #muratboz #yıldıztilbe #güncel #popüler #klip ve #şarkı #parodileri burada: monash.pw

#tv8 #yemekteyiz #show #eleme #yeme #yarışma #parodileri burada: monash.pw

#gezi #dişçekimi #şurupiçme #dişteli #hastane #piknik #tophavuzu #oyunparkı #parkta #eğlence videoları burada: monash.pw

#gitar #kurs #notalar #kolay #şarkılar #çalma #öğretimi #notalı #gitaöğretimi #gitarkursu videolarımız burada: monash.pw

#kamera #arkası #görmedikleriniz #duymadıklarınız #şok #ilginç #görüntüler #bizden #gizliçekim videoları burada: monash.pw

#bowling #masafutbolu #survivor #yemekteyiz #koşu #çekirdekyeme #yarışmalarımız burada: monash.pw

#doritosrisk #stresçarkı #dondurma #sakız #cips #makarna #tadım #salatalık #slime ve daha #nice #challenge videoları burada: monash.pw

#dev #slime #şelale #slimeçorbası #denemesi #renklislime #çöp #geridönüşüm #eğlencelislime
#gizlislime #çatıdaslime #borakssız #yenilebilir #kolay #yapım #slaym videoları burada: monash.pw
#komik # #enkomik #tv #show #şovları #kimbeşyüzmilyonister #nusret #style #nur-et #kimtrilyoner yarışmave parodi videoları burada: monash.pw

#kısa #komedi #piyes #okul #23nisan #annelergünü #belirligünler #tiyatro ve #komikskeçler ve #eğitici #kisa #skeçler #skec #tipleme #çokkomik #güldürgüldür videolar burada: monash.pw

#evlenbenimle #izdivaç #esraorol #zühaltopal #evlilik #paravan #flashtv videoları burada: monash.pw

#survivor #türkiye #final #eleme #turabi #adem #şampiyon #adakonseyi #kavga #mücadele videoları burada: monash.pw

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Yeni yüzyılda, il, ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiye’yi inşa ve ihya etmemiz mümkündür” dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Cumhuriyet’in ’ncü yıldönümünde maddelik Anayasa teklif metnimiz de çoktan hazırlanmıştır” diyen Bahçeli, Türkiye’nin idari yapısına 19 yeni il ile çok sayıda ilçenin eklenmesi istedi:

Yeni yüzyılda, il, ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiye’yi inşa ve ihya etmemiz mümkündür.

“Parlamenter Sisteme geri dönme hayalleri suya düşmüştür”

Konuşmasında Türkiye’nin siyasi kriz yıllarını geride bıraktığını belirten  Bahçeli, “Dipsiz anlaşmazlıklar, sert gerilimler ve gergin bekleyişler raf ömrünü doldurmuştur. Kurulamayan, kurulsa bile yürümeyen, yürüse de tavı, tavrı ve takati tartışmalı olan koalisyon hükümetlerinden ne iz ne de eser kalmıştır. Bu yüzden Parlamenter Sisteme geri dönme hayalleri suya düşmüş, milletimiz bu siyasi hedef sahiplerine itibar etmemiştir” dedi.

“14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerini aynı zamanda referandum olarak gören ve gösteren partiler tarihin yanlış yerinde konuşlanmışlar ve kaybetmişlerdir” diyen Bahçeli şöyle devam etti:

Milletimiz iki seçimde de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni teyit ve tescil etmiş, parlak geleceğini bu sistemsel mimaride gördüğünü iyice netleştirmiştir. Türkiye’mizin önü açılmakla kalmamış, yönetim hayatımızdaki denge ve düzen kurumsallaşmıştır. Bir rejim içinde teşekkül eden siyasi iktidar yapısı meşruluğunu doğrudan doğruya inançlardan ve tecelli eden iradeden almaktadır. Toplumun büyük çoğunluğunun inançlarına uygun olan iktidar ve yönetim sistemi hem hukuki hem de meşrudur. Türk milleti Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında tecessüm eden Kabine’ye ve bu Kabine’nin içinde doğduğu yönetim sistemine inanmış ve onay vermiştir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi geride kalan iki seçimden de güçlenerek çıkmıştır. İnsanların davranış kalıplarını özgeçmişlerine, milletlerinkini de tarihlerine bakarak açıklamak klasik bir metottur. Geldiğimiz bu aşamada Cumhur ile Cumhuriyet’in kucaklaşması, devlet ile milletin kaynaşması, insanla toplumun bütünleşmesi, geçmişle geleceğin eklemlenmesi yeni yönetim sistemiyle daha da pekişmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin munzam ve muntazam avantajları siyaset ve demokrasi kültürümüze bahar havası getirmiştir.

“Millet hür ve egemendir”

Yeni sistemde hükümetin bizzat millet olduğunu ifade eden Bahçeli, “Millet de hür ve egemendir” diye konuştu.

“Parlamenter Sistem’in arıza çıkaran, su kaynatan, sorun üreten, huzur ve istikrara pranga vuran, dahası mutabakat yerine kronik münakaşaları kesintisiz tırmandıran mahsurları hepten giderilmiş, Türkiye’miz deyim yerindeyse ayak bağlarından tümüyle kurtulmuştur” ifadelerine yer veren Bahçeli şöyle devam etti:

Türk demokrasisi tarih, kültür ve sosyolojik kodlarımıza muvafık yönetim reformuyla daha da olgunlaşmış, bir üst lige sıçramıştır. Çok açıktır ki, bu başarı Türk milletinin kutlu iradesiyle tezahür etmiştir. Pek çok engele ve engellemeye rağmen aşı tutmuş, maksat hâsıl olmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin şayet tahkim, takviye ve tadil edilmesi gereken yanları varsa, bu durum bir ihtiyaç halini alırsa gereğini yapmak elbette görevlerimiz arasında yerini alacaktır. Ülkemiz 3 Haziran tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine resmen geçiş sağlamıştır. Bu geçiş süreci huzur, barış, sükûnet ve güvenlik içinde temin edilmiştir. Önümüzdeki dönem, Türk ve Türkiye Yüzyılı Hedefine ulaşma dönemidir. Önümüzdeki dönem, Lider Ülke Türkiye idealinin tıpkı bir cemre gibi önce milli yüreklere, ardından da bölge ve dünya geneline düşme dönemidir. “Devlet ve Milletiyle, Hep Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye” kararlılığıyla her türlü gailenin, her türlü garabetin, çözümü gayrimümkün gibi duran her türlü gayrimuayyen meselenin üstesinden gelecek cesaret, hamiyet, dirayet ve metanet milletimizde çok şükür ziyadesiyle vardır ve ortadadır. Milletin sözü üstüne söz, iradesi üstünde bir irade olamayacaktır. Zira egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

Türk milletinin 14 Mayıs’ta da, 28 Mayıs’ta da dosta güven, düşmana korku saldığını ifade eden Bahçeli, “Türkiye’nin aleyhine hesap yapanları, proje yazanları, fırsat kollayanları şaşkına ve bağlantı ipi kopmuş şamandıraya çevirmiştir. Küresel mihrakların arkasına saklanıp istismar ve ihanet masasına oturanlar yanılmış, yabancılaşmış, yanlışa ve yalana gömülmüş, aynı şekilde yıkılmış viraneye dönüşmüştür. Terör örgütleriyle yol yürüyenler, zalimlerin gizli ajandasına hizmetkârlık yapanlar akıntıya karşı devamlı kürek çekmiş, ne var ki sandığın dibini boylamaktan kurtulamamışlardır. Türk milleti kaderine, geleceğine, tarihi haklarına ve muhteşem varlığına sahip çıkma basiret ve başarısını hür iradesiyle, haysiyetli tercihiyle göstermesini bilmiş, zilletin defterini dürmüştür” dedi.

“Partimiz 50 milletvekiliyle Türk siyasetinin kilit ve stratejik aktörü haline gelmiştir”

14 Mayıs öncesi MHP’ye karşı tahrik ve kara kampanyalar yapıldığını ifade eden Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi toplamda 5 milyon bin oy sayısı ve yüzde 10,07 oy oranıyla şeytani planları alt üst etmiş, şiddetli iftiraları boşa çıkarmış, şirret saldırı dalgasını kırıp atmıştır. Partimiz 50 milletvekiliyle Türk siyasetinin kilit ve stratejik aktörü haline gelmiştir. Elde ettiğimiz bu sonuç başarıdır ve saygındır” dedi.

Bahçeli tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

14 Mayıs Milletvekili Genel Seçimini bütün boyutlarıyla analiz edip incelemek, milletvekili çıkaramadığımız seçim çevreleri başta olmak üzere, çok daha fazla milletvekili sayısına ve siyasi desteğe ulaşmak için neleri yapmamız gerektiğini değerlendirmek ve bunun üzerine kafa yormak elbette bir ihtiyaçtır. Bunu da yapıyor ve lazım gelen tedbirleri almak için çalışıyoruz. Hiç şüpheniz olmasın ki, yerimizde sayamayız, olduğumuzla yetinemeyiz, bu bize yeter diyemeyiz. Her zaman ve her şart altında daha fazlasına talip olmalıyız ve bunun için de insanüstü bir emek harcamalıyız. 14 Mayıs seçimleri öncesi elimizden gelen her türlü gayreti heyecan içinde gösterdik. Başarıya inandık, milletimize itimat ettik. 4 Eylül tarihinden itibaren adım adım ’e hazırlandık. Türk milleti hamd olsun bizleri mahcup etmedi, yeminli Türkiye düşmanlarını güldürmedi. Dünya siyasetinde bu kadar komploya, bu kadar suçlamaya, bu kadar kötülemeye ve bu kadar haksızlığa maruz kalıp da ayakta durabilen, oyun içinde oyun kuranları hallaç pamuğu gibi fırlatıp atan ikinci bir partiden asla bahsedilemeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi bu vasfıyla nadide bir siyaset ekolüdür. Üç hilal Türk siyasetinin yükselen markası, milli gönüllerde yer tutmuş ecdat yadigârıdır.

Türk milliyetçileri, kritik bir dönemde üslendikleri görevin idraki içinde, mazisi yüzyıllara sari milliyetçilik fikriyatını, Milliyetçi Hareket’in 54 yıllık şerefli birikimini heba etmeyecek bir siyasi akla, şuura, öz disipline ve yeterli tecrübeye sahiptir. Tarihi bir davanın bugünkü temsilcileri olarak, taşıdığımız kutsal emaneti en güzel, en güvenli, en gelişmiş şekilde koruyup gelecek nesillere teslim etmek de her birimizin gayesi ve gayreti olmalıdır. Bugünü yaşarken yarınları ihmal edemeyiz. Yarına odaklanmışken geçmişi inkâr edemeyiz. Zamanı bir bütün halinde kavrayıp Türk milliyetçiliğinin hükmü şahsiyetiyle duruşumuzu, durduğumuz siyasi, ahlaki ve düşünce zeminini bir yanda güçlendirmek diğer yanda da güvenceye kavuşturmak durumundayız. Milliyetçiliğin esen rüzgarından istifade kurnazlığıyla delik deşik olmuş yelkenlerini şişirme çabasında olan bazı fırsatçıların, kimlik ve kişilik sancısı çeken bir kısım siyaset korsanının ufkumuzu perdelemesine de müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Fikir namusuna, feragat bilincine, fedakarlık künhüne sahip olmayanların siyasi ahlaktan bahsetmesi, milliyetçiliği pazarlama yarışına heves etmesi tuhaf bir çelişki, tufeyli bir çarpıklıktır. Çelişkide bocalayanların yanlışı savunacak gerekçeyi keyfi olarak imal etmeleri zaman zaman tesadüf edilen bir hastalık tipidir.

Türk milliyetçiliğinin entelektüel sermayesini talan ve yağma peşine düşenler unutmayınız ki, çuvallamaya, çil yavrusu gibi dağılmaya mahkum ve müstahaktır. Bir işletme; tedarikçiler, pazarlar, müşteriler, rakipler başta olmak üzere, dışarıdan içeriye doğru tanımlanmaktadır. Siyaset ve fikir bünyesinin tanımı ise içeriden dışarıya doğru olacak, yani merkezden çevre istikametine yayılacak, sonra çevreden merkeze doğru da milletin arzu ve amaçlarıyla birleşip olgunlaşarak karar haline gelecektir. Merhum Ziya Gökalp’in dediği de budur. Siyaset, sırf oturulacak koltuk, kazanılacak paye, ulaşılacak makam arayışı değildir. Siyaset, şöhret ve servet ikmali için bir fırsat şantiyesi, bir çıkar santrali hiç değildir. Siyaset akıl, ahlak, inanç ve fikir hazinesine erişmiş olanlar için anlamlı, değerli, kalıcı, sürekli bir eylem ve erdem sahasıdır. Çete mantığıyla, çelişkiler manzumesiyle, çekiçle örs arasına sıkışmış biçarelikle siyaset yapılamaz, bununla mündemiç insan onuru sahiplenilemez, millet ve devlet bekası savunulamaz. Tarlası sırtında dolaşanlar, yağmur yağsa da ıslanmayanlar, tipi vursa da etkilemeyenler için siyaset ve fikir mücadelesi diye bir şey yoktur ve olmayacaktır. Bu kategoride olanlar sadece aymaz, sadece gafil, sadece çıkarcı değil, aynı zamanda yüreksizdir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin yüreksizlerle, yükte hafif pahada ağır menfaatlerinin kölesi olmuş siyasi devşirmelerle ne bugün ne de gelecek de işi ve ilgisi olmayacaktır. Bir zamanlar hasbelkader aramızda bulunup tefrika ve tezvirat imalatından başka bir şeye yaramayanların davamız üstünden at pazarlığı ve siyaset cambazlığı yapmaya cüret etmeleri öncelikle kendi acziyetleri ve çürümeleridir. Bizim çürüklerle yolumuz da yönümüz de ayrıdır, Yunus’un dediği gibi, “Her dem taze doğa­rız, bizden kim usanası.” Zalim projelerin arasından sıyrılarak, çok zor şartlar altında gerçekleştirdiğimiz bir mücadele neticesinde bugün Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmeye devam etmektedir. Verdiğimiz mücadelenin büyüklüğünü anlamak için tahammül ettiğimiz, sabır gösterdiğimiz, la havle deyip dayandığımız zorluklara bakılması yeterli olacaktır. Küresel emperyalizmin Türkiye’miz üzerindeki melanet emellerine uygun olarak MHP’siz siyaset arayışlarının dayatıldığı muhasım bir siyaset mühendisliğini Türk milleti elinin tersiyle itmiş ve reddetmiştir. Cumhur İttifakı’nın teklemesi, Cumhurbaşkanımızın tökezlemesi, Türkiye’nin tefessüh etmesi için her iğrenç ve ilkel yola müracaat edilmiştir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri küresel siyasetin ana gündem konusu olmuştur. Zillet ve zulmün hakimiyeti için neredeyse ayinler yapılmıştır. Ülkemizin kaynaklarında gözü olan uluslararası sermayenin, vatanımızda hesabı olan küresel mihrakların, muazzam etki ve propaganda gücüne sahip odakların ve yerli işbirlikçilerinin, iç ve dış karanlık medya gücünün baskı ve dayatmaları Allah’a şükürler olsun ki birer birer aşılmıştır.

“Direne direne kazanacağız diyenlerin ocağına incir ağacı dikilmiştir”

“Kurt dondurucu kışı geçirmiş, fırtınalara direnmiş, velakin yediği ayazı da hiç unutmamış, unutmayacaktır” diye konuşan Bahçeli, “Baharı getireceğiz diyenlerin şimdi damı karla kaplanmış, ne Pensilvanya’da ne de Kandil’de güneş açmıştır. Direne direne kazanacağız diyenlerin ocağına incir ağacı dikilmiş, zillet cephesi süngü düşürmüştür. Birleşe birleşe kazanacağız diyenler, dağıla dağıla sağa sola savrulup gitmiş, CHP’ye yuva yapan siyasetin guguk kuşları seçimlerin hemen ardından taşıyıcı bedenlerine sırt dönmüştür. Cumhur İttifakı’nın başarısını Pirus Zaferi metaforuyla gölgelemeye çalışanlar da çizgili pijamalarını giyip Türkiye’nin yükselişini tırnaklarını yiyerek izlemeye başlamışlardır” ifadelerini kullandı.

“Kılıçdaroğlu milletimizin mesajını algılayamamış”

Konuşmasında “Üzüntümüz CHP Genel Başkanı’nın hala milletimizin mesajını algılayamamış, hala anlam verememiş olmasıdır” ifadelerine yer veren Bahçeli şunları kaydetti:

Bir televizyon kanalında, “kazanamadık, ama ağır bir yenilgi de almadık” sözleri, köylülerimizi ve TRT’yi suçlayan ve hakir gören tarihi hatası şuur kaybının yanı sıra hala şoku atlamadığına delildir. Köylülerimizi suçlamak, aşağılamak, horlamak bir defa demokrasiye, milli iradeye, insani değer ve mirasa çok kesif bir saldırıdır ve failinin derhal özür dilemesi lazımdır. Bu ayıplı sözler milletimizi derinden yaralamış, aynı şekilde CHP’ye oy veren vatandaşlarımızı da şaşırtmıştır. Anadolu’nun kavruk yüzlü, nasır tutmuş elli, tarlasında ve ağırında nafakasının mücadelesinde olan şerefli insanlarımızı anlamadan, haklarını teslim etmeden, onların gönüllerine girmeden yapılacak hiçbir mücadeleden sonuç alınamaz. Sayın Kılıçdaroğlu’nu defalarca uyardım: ‘Güvenme dostuna, saman doldurur postuna’ dedim. CHP’nin üzerinden 40’a yakın milletvekilini kapan doğruca kendi evine gitti. CHP’nin önünden rastlantıyla geçene Cumhurbaşkanı yardımcılığı vaat edildi. Bakınız daha birkaç gün önce Ankara’yı sel götürdü, mazgallar tıkandı, araçlar sular altında kaldı, vatandaşlarımız mağdur oldu, her yer göle dönüştü, ama CHP’li Belediye Başkanı il il, meydan meydan dolaşarak asıl görevini unutmuş, şehrin yüzüstü bırakmıştı. Emanete tıpkı İstanbul Belediye Başkanı gibi ihanet etmişti. Ankara’ya çivi çakılmadı, belediye hizmetleri uzun zamandır askıya alındı. 14 Mayıs akşamı bu iki belediye başkanı beşinci sınıf bir çadır tiyatrosunda gösteriye çıkarak kazandık diyorlardı, ama sorumluluğunu taşıdıkları kentlerine kaybettirdiklerini çok geçmeden herkes görüp anlamış oldu. Dolduruşa geldiler, itibar ve inandırıcılıklarını spot piyasaya düşürdüler. Nefsine söz geçiremeyenden siyasetçi olmayacağı gibi adam da olamayacaktır.

“Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için elini taşın altına koymaya hazırdır” ifadelerini kullanan Bahçeli şöyle devam etti:

Bu kapsamda Cumhuriyet’in ’ncü yıldönümünde maddelik Anayasa teklif metnimiz de çoktan hazırlanmıştır. Yeni yüzyılda, il, ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiye’yi inşa ve ihya etmemiz mümkündür. 18 Mart tarihinde gerçekleşen 13’üncü Olağan Büyük Kurultayımızda milletimle paylaştığım beş stratejik hedeften birisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk Tipi Başkanlık Modeli’ne sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir. Bir başka stratejik hedef olarak da; sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir yeni bir anayasa hazırlığını göstermiştim. Demiştim ki, “Milliyetçi Hareket Partisi bu kapsamda gerekli çalışmalarını sürdürmektedir ve önümüzdeki birkaç ay içinde hazırlıklarımız Allah’ın izniyle tamamlanacaktır.” Milliyetçi Hareket Partisi yeni anayasa konusunda sık sık dile getirdiği çalışmalarını Allah’a şükürler olsun ki 4 Mayıs tarihinde bitirmiş ve metin yazımı sonuçlanmıştır.  “Cumhuriyet’in Yılında Maddelik Yeni Anayasa” teklif metnimiz müzakere edilmek için hazırdır. Biz de laf yok icraat vardır. Dedik mi yaparız, yaptık mı mertçe sahiplenmesini biliriz. Temel görüşlerimizi merak edenlere tekrar hatırlatırım ki: Türkiye Cumhuriyeti adıyla, Türk milleti kimliğiyle beraberce yaşayabilmemizin tartışılmaz ilke ve esasları 29 Ekim  tarihinde Atatürk ve kurucu kahramanlar tarafından belirlenmiştir. Başkentimizin Ankara, dilimizin Türkçe, bayrağımızın ay yıldızlı al bayrak, milli marşımızın İstiklal Marşı olduğu kaydedilmiş ve Anayasamız tarafından da güvence altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi, milleti ve egemenlik unsurlarıyla bir bütündür, aynı zamanda milli ve üniter bir devlettir. Türk milleti tarihi ve kültürel kökleri itibariyle ayrılık kabul etmeyen beşeri bir varlıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu Milli Mücadele’nin eseridir. Ay yıldızlı al bayrağımız bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, birlik ve beraberliğimizin sembolüdür. İstiklal Marşımız, İstiklal Savaşımızın kahramanlık destanıdır ve o günlerin mukaddes bir hatırasıdır. Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller “tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek vatan” ülküsüdür. Milliyetçi Hareket Partisi, bu kutlu değerleri ve kutsal emanetleri, göstereceği yüksek fedakârlık, kararlılık, milli şuur ve millet sevgisi ile korumaya sonuna kadar yeminlidir. Bunlar bizim hayat ve varlık kaynağımızdır. Bizim Anayasa hazırlığı ekseninde aradığımız uzlaşma ve diyalog zemini ancak milli ve manevi ilkelere saygı ve riayetle mümkündür.  Milliyetçi Hareket Partisi’nin ayrılıkta, bölünmede, çözülmede, dağılmada mutabakat araması asla ve asla mümkün değildir. Beklentimiz ve ümidimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli duruş ve Anayasa hazırlığı için yaptığı sağduyu ve kucaklaşma çağrılarının bu ilkeler etrafında cevap bulmasıdır.

Asgari ücret açıklaması

Bahçeli konuşmasının son bölümünde asgari ücret konusuna değindi. MHP lideri şunları söyledi:

Asgari ücretle geçinen kardeşlerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ve toplumun her kesiminin döviz kurundaki dalgalanmalardan korunarak insanca yaşayacakları ücret ve maaş seviyelerine çıkarılmalarını destekliyor, üzerimize ne düşüyorsa yapacağımızın sözünü veriyorum.

Independent Türkçe

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır