2b Arazisi Alınırmı
2B arazisi nedir? 2B arazileri satın alınır mı?
İçindekiler
2B Arazisi Nedir? Üzerinde Kimler Hak Sahibi Olabilir?
2B arazisi, orman yasalarında belirtildiği gibi arsanın ve bölgenin kişiye ait olup orman dışında bulunan yerlere denmektedir. Kısacası 2B arazisi orman niteliği olmayan alanlara denir. 2B denmesinin sebebi ise orman yasalarının 2. Maddesi ve ilk yani B fıkrası olduğundan dolayı 2B arazisi denilmektedir.
Kadastro aracılığı ile orman sınırlarından çıkarılmış olan 2B arazileri, kazanımı geri olmayan, düzeltme yapılamayan araziler olduğundan dolayı pek önemli değillerdir. Türkiye’de yaklaşık bin hektardan fazla 2B arazisi bulunmaktadır. Önemsiz görülse de bu 2B arazilerinin üstüne elektrik, su, doğal gaz tarzında birçok alt yapı yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu alt yapıların sayısı bini geçmektedir.
Dağlık alanlarda olmayan bu arazilerin büyük bir bölümü Mersin, Yalova, Antalya ve İzmit gibi şehirlerde sıkça görülmektedir. Ayrıca bu arazilerin üstünde zeytinlikler, narenciyeler, çeşitli meyve ve sebze gibi birçok bölgeler ve otlak yerlerinden oluşmaktadır. Bu arazilerde çeşitli prosedür uygulamak için bulunduğunuz ilin mal müdürlerine ya da defterdarına gitmeniz gerekmektedir. Ayrıca 2B arazilerinin satışı yılına kadar yasak olurken yılında eski Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül tarafından satışlarının yapılmasına onay vermiştir.
2B arazi sahipleri tarihinde çıkan yürürlükten dolayı gerekli yerlere söylenildiği gibi zamanında başvuru yaptıkları sürece hak sahibi olabilirler. Ancak zamanında yapmaz ve belgeler ile göstermez ise devlet el koyabilmektedir. Bunun yanı sıra yılından önce satın alan kişiler de aynı şekilde gerekli yerlere bedelini ödediğine dair belge ile başvurmalıdır. Her hangi bir dava konusu olmayan 2B arazilerine hak sahibi olabilirler. Bu kişiler yasa oluştuktan 6 ay içerisinde başvurmaları durumunda hak sahibi olurlar.
2B arazisine sahip olanlar kullandıkları arazinin kendilerini ait olduklarını belgelerini ve satış fiyatına itiraz etmedikleri zaman hak sahibi sayılırlar. Hak sahipliği yasası kadastro protokolleri hukuki işlemlerin ardında da güncellenmektedir. Hak sahipliği başvurusu yapanlar en az 3, en fazla 6 ay içerisinde işlemleri yapılmaktadır.
Bu taşınmaz 2B araziler hak sahiplerine doğrudan satılmaktadır. Arazinin bedeli %70 oranında olacaktır. Yani komşu sınır ve belediyelerin içerisinde yer alanlar TL, bu sınırların dışarısında yer alan ise TL şeklinde başvuru ücreti alınmaktadır. Peşin yapılan ödemelerde %20 indirim uygulandığını da hatırlatalım. Ancak bu ücret tebligattan sonra 2 ay içerisinde ödenmek zorundadır. Eğer satış bedeline itiraz edilir ya da dava açılırsa hak sahibinin hakkı kesilebilir. Ayrıca peşin ödeme yapmak isteyenler için çeşitli taksitlendirmeler de mevcuttur.
2B Arazisi Nasıl Alınır?
Orman niteliği taşımayan bu 2B arazilerinin alımı konusunda Maliye Bakanı resmi olarak internet sitesinde paylaşım yapmaktadır. 2B arazisi almak için yasanın sunduğu kurallar çerçevesinde son güncelleme sonrasında gerçekleştirilen yılından önce araziyi kullanan ya da arazi sahipleri satın almak için belirli bir süre, fiyat ve kanun çerçevesinde alabilecekler. Satış ücreti tamamen idare tarafından belirlenmektedir. Bu satış bedeline itiraz ya da dava açanlar 2B araziden mahrum kalabilecekler. Hak sahipleri kendileri başvurarak araziyi alabilirler. Hak sahiplerine ait olan listede bulunan kişiler kadastro belgeleri kesinleştikten sonra 8 ay verilen müddet içerisinde yetkili yerlere başvurmaları gerekmektedir. Bu arazilerin ücretini ödedikleri zaman direk olarak satılmasını isteyebilirler.
Başvuru süreleri bittikten sonra sonuçlar en fazla 6 ay içerisinde araziyi almak isteyenlere bildirilecektir. Satış bedeli olarak ise rayiç bedeli olan Pazar değerinin %70’ini ödemek zorundadırlar. Bu satış bedelleri yukarıda belirtildiği gibi belediye ve şehir sınırlarında ise , değil ise TL ile başvuru yaparak yetkili kişiler araziye göre Pazar değeri bildirir ve taksitli ya da peşin olarak ödeme fırsatı verir.
2B Arazisinin Satışı Yapılır Mı?
yılından önce orman değeri taşımayan bu arazilerin satışını yapmak yasaktı. Ancak tarihinde eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından satış onayı verildikten sonra bu arsalar üçüncü şahıslara satılabilmektedir. Bu satışların geçerli olabilmesi için iki taraf karşılıklı anlaşma içerisine girerek noter onayı yaptırmaları gerekmektedir. Noter onayı olmayan arazi satışları yasal olarak kayda geçmediğinden dolayı yasaktır.
Kanuna göre 2B arazilerinde alım ve satım yapabilmek için yasaya uygun anlaşma yapılmalı ve noter huzurunda onaylanmalıdır. Son yıllarda gelen yasa gereği her ne kadar bu noter onay kanunu değiştirildiyse de bu konu hakkında en güncel bilgileri bulmak da bir o kadar zordur. Bundan dolayı yapılan anlaşma sonrası Tapu ve Kadastro dokümanlarını bağlı bulundukları notere gitmeleri ve gerekli bilgileri alarak noter onaylı muvafakatname almaları gerekmektedir. muvafakatnameyi sadece arsa sahibi yani 2B arazi sahibi olan kişi alabilir. Daha sonra noter huzurunda eksiksiz olan belgeler ve imzalar sonrasında anlaşmalar sağlanır.
Genel olarak söylenen ve istenenler bağlı olan şehrin özel idaresine gitmeli, buradan ruhsatları almalısınız. Buradan 2B arazisine ait bütün belgelere sahip olabilirsiniz. Bu yetkili dairelere gelerek karşılıklı resmi anlaşma yapmak sadece alım satım yapan kişiler için değil, ayrıca yetkililer ve yasalar için de sağlıklı olacaktır.
DİĞER 2B ARAZİSİ HABERLERİNİ ÖNCE SİZE GÖNDERELİM!
monash.pw, 2b arazisi konusunda tüm yeni haberleri ve duyuruları çok yakından anlık olarak takip etmektedir ve bu bildiriler ilk olarak bu sitede yayınlanmaktadır. Bu nedenle monash.pw'un yayınladığı haberleri takip etmeniz ve hızlı adım atmanız yararınıza olacaktır. monash.pw'dan yapılan 2b arazisi duyurularını ve haberlerini en önce siz almak istiyorsanız aşağıdaki kanallardan bize abone olabilirsiniz.
İstanbul Emlakçılar Odası 2. Başkanı Nizamettin Aşa, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık yıldır gündemde olan 2B arazilerinin bu süre içinde zaten alım-satıma sahne olduğunu, bu işin bir piyasasının oluştuğunu söyledi.
Kanunda çok açık olmayan bir nokta bulunduğunu savunan Aşa, ”Diyelim ki ben bu araziyi peşin aldım. İkinci satış olacak mı? Bunda bir kısıtlama var mı yok mu, bu henüz net değil. Kanun, ne kadar zaman süre koydu? Kimse bu konuyu çok net bilmiyor, sorunun cevabına net cevap alamıyor” dedi.
", bin dönümlük arazi sahipleri satmayı düşünüyor”
Şu anda bir talep bulunduğunu, hatta , , bin dönüm gibi çok büyük 2B arazilerinde hak sahibi olan kişiler bulunduğunu ve bu kişilerin rayiç bedelin tamamını karşılamayacağı için satmayı düşündüğünü ifade eden Aşa, ”Alan kişi hemen devredebilecek mi veya kat karşılığı verebilecek mi? Yoksa belli bir zaman elinde tutma, devretmeme gibi bir durum mu söz konusu? Bunu henüz bilemiyoruz. Bu nedenle piyasada her kafadan ses çıkıyor. Bu nokta, net şekilde açıklığa kavuşursa insanlar önünü gördüklerinde mutlaka buna bir çözüm getireceklerdir” diye konuştu.
2B arazilerinde satış vaadine ilişkin engel bir durumun söz konusu olmadığının altını çizen Aşa, araziler belli bir dönem devredilemese de o zaman satış vaatlerinin gündeme gelebileceğini, imar mevzuatı uygun olan veya imar değişikliği söz konusu olabilecek arazilerin kat karşılığı verilebileceğini kaydetti.
"Su havzalarında binaların yıkıldığı unutulmamalı”
Her alınan 2B arazisi üzerinde istenildiği gibi tasarrufta bulunulamayacağının bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Aşa, şöyle devam etti: ”İmarı yoksa, mesela bir su havzasındaysa, Boğaziçi ön görünümündeyse birşey yapamazsınız. İmara açıksa, bölgenin imarı değişiyor veya mevcut imarı varsa, geçmişten gelen hak alan kişiye de geçer. Buraların su havzasında yer alıp almadığı, imar değişikliği olup olmayacağına bakılması gerekir. Bazen mevcut neyse, mevcut bile elden kaçırılabilir. Geçmişte su havzalarındaki binaların, evlerin yıkıldığını unutmamak gerekir. Tabii ki profesyonelce al-sat yapanlar bir arazinin durumunu biliyordur. Ancak bundan yararlanmak isteyen bir vatandaşın kesinlikle alacağı arazinin imar durumuna, imarı yoksa planlamasına bakması gerekir. Bunlara bakılmadan gözü kapalı alınırsa ilerde başı ağrıyabilir.”
İmara açık olan veya imara açılma ihtimali bulunan 2B arazilerinin rayiç bedellerinin de buna paralel olarak yüksek olacağını belirten Aşa, bu konuda esas zor durumda kalacak olan kesimin mevcudu değişmeyecek bölgelerdekiler olduğunu, buralarda vatandaşların birçoğunun, geçmişte hak sahipliğinde bulundukları yerler için bedel ödediklerini söyledi.
Nizamettin Aşa, 2B arazilerinde yapılabilecek satış vaadinin ise bir sözleşme olduğuna, kesin mülkiyet hakkı getirmeyeceğine dikkati çekti.
"Yüzde 70 oranı insanları demoralize etti"
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya da 2B arazilerinde insanların ödenecek bedelleri bölgesel bazda değerlendirmesi gerektiğini, önümüzdeki dönemlerde hak sahibinin arazisi eğer gelişmeye açık yerdeyse bunun dikkatten kaçırılmaması gereken bir nokta olduğunu söyledi.
2B arazilerinin çoğunun muhtar tapulu veya işgal konumundaki yerler olduğuna işaret eden Gökkaya, ”2B Yasası olarak bilinen Kanun’un yürürlüğe girmesiyle başlayan sürece aslında vatandaşla devletin barışması diyebiliriz” dedi.
Gökkaya, 2B arazilerinin satışından elde edilecek gelirin büyük kısmının Türkiye’de kentsel dönüşümde kullanılacak olmasından dolayı, sürecin sektöre finansal açıdan bir kaynak sağlayacağını vurguladı.
Ödeme güçlüğü çekecek vatandaşların özellikle kamu bankalarının kredi imkanlarından faydalanabileceğini belirten Gökkaya, ”Ödeyemeyecek durumda olanlar arazilerini eğer kat karşılığı veya hasılat paylaşımıyla vereceklerse, kurumsal ve markalı konut üreticilerini tercih etmeleri doğru olur. Markalı konutlarda yüzde oranında daha az alsalar bile hem ilerde bu konutları satmaları daha kolay olacak, hem de taahhüt edildiği sürede bitirilecektir” diye konuştu.
GYODER Başkanı Gökkaya, 2B konusunda arsa sahipleri ve devlet açısından beklentilerin örtüşüp örtüşmeyeceği noktasında soru işaretleri bulunduğuna dikkati çekerek, ”Birçok arsa sahibi değerlerin yüksek olduğundan bahsediyor. Çoğu yüzde 70 oranında fiyatla satılacağını beklemiyordu. Bu, biraz insanları demoralize etti. Ama devlet de uzun süre orada oturmuş ve hiçbir şekilde vergisini vermemiş, bir şekilde de bazı yerlerde işgalci olarak oturmuş insanlar olduğu için adaletli bir şekilde bu işi yapmak istiyor” yorumunu yaptı.