35 yaş şiiri / ~ OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ ~CAHİT SITKI TARANCI

35 Yaş Şiiri

35 yaş şiiri

Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” şiiri, Türk edebiyatının kült şiirleri arasında yer alır. Behçet Necatigil’in deyişiyle: “Şiirlerinde, yaşamanın ve aşkın güzelliğini öven, ölümün üstünlüğünü vurgulayan, Türkçeyi bütün tatlılık ve anlatım gücüyle şiire geçiren Cahit Sıtkı Tarancı, döneminin en çok okunan şairlerinden biri olmuş, hiçbir akıma bağlanmadan kendine özgü bir şiir geliştirmiştir.”

Cahit Sıtkı, Mart ’de Varlık’ta yayımlanan söyleşisinde kendine özgü bu şiir anlayışının zamanla nasıl geliştiğini şöyle anlatır;

“İlk yazılarımda biçim zayıflığı vardı; dize titizliği, “bütün” kaygısı yoktu. Eskiden duymak yeterlidir sanırdım. Ne kadar aldanıyormuşum! Bereket versin, sonradan kendimi toparlayabildim: Ömrümde Sükût ile Otuz Beş Yaş’ı okuyanlar bu farkı görebilirler. Edebiyat anlayışı zamanla oluşur.”

Şairin aynı söyleşide en çok kimleri okuduğu, kimlerin etkisinde kaldığı sorusuna verdiği yanıt ise şöyle;

“Villon’dan, Ronsard’dan başlayarak Superville’e, Pierre Emmanuel’e kadar bütün Fransız şairlerini okudum. Hepsinden de çok şeyler öğrenmişimdir. Bu arada özellikle Baudelaire ile Verlaine’e çok şey borçluyumdur; bu şairler insana kişiliğini bulduran türden, ağabey ve dost şairlerdir; insana kötülük değil iyilik ederler. Bizim şairler arasında da, dikkatli bir şiir okuyucusuna çok şeyler öğretecek olanları vardır. Divan şairlerinden, halk şairlerimizden yararlandığım kadar, Yahya Kemal’den, Haşim’den ve daha yenilerden de yoluma ışık serpmiş olan şiirler hatırlıyorum. İşini namuslu gören her şair, kendisinden sonra geleceklere kesinlikle bir şeyler öğretir. Bunun için, genç şairlerin, kendilerinden önce gelmiş olanları dikkatle okumaları çıkarları gereğidir.”

Cahit Sıtkı’nın şiirinden bu kadar söz edip, Otuz Beş Yaş’ı paylaşmamak olmazdı. 

“Otuz Beş Yaş” şiiriyle bitiriyoruz;

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

 

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allahım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

 

Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim;

Yalandır kaygısız olduğum yalan.

 

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız,

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

 

Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç farkettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

 

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim.

Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?

Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

 

Neylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak.

Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.

 

Cahit Sıtkı’nın “Otuz Beş Yaş- Bütün Şiirleri” kitabına buradan göz atabilir, kitabın ilk bölümünü ve şairin Varlık’ta yayımlanan söyleşisinin tamamını buradan okuyabilirsiniz. 

 

 

Şiirler

Alter fünfunddreissig

Alter: 35, das ist des Weges Hälfte
Wie Dante stehen wir in der Mitte des Lebens
Die in der Jugendzeit uns innewohnende Kräfte
Anflehen und Erbitten ist heut' vergebens
Sie ziehen los unbeachtet deiner Augen Dünste

Was ist los, schneite es etwa auf meine Schläfen
Mein Gott, ist meins dieses Gesicht lauter Falten
Und die Augen mit blauen Ringen
Wieso ähnelt ihr heute den Feinden
Als Freunde geglaubte Spiegel in all den Jahren

Wie verändert sich der Mensch mit der Zeit
Welches meiner Bilder ich ansehe,ich bin es nicht
Wo sind jene Tage voller Elan, Heiterkeit
Bin nicht jener Mann mit dem lächelnden Gesicht
Gelogen ist es, sagte man mir nach Unbekümmertheit

Unsere erste Liebe, aus verschwommenen Dingen
Fremd ist uns sogar das Erinnern an jene
Mit denen wir das Leben zusammen anfingen
Auch von diesen Freunden trennten unsere Wege
Unsere Einsamkeit vermehrt sich in Mengen

Der Himmel hat noch eine andere Farbe sogar
Spät erkannte ich es; der Stein ist hart
Feuer verbrennt einen, ertränkt das Wasser
Dass Kummer ist eines jeden Tages Start
Merkt man erst in diesem Alter

Die Quitte gelb, der Granatapfel rot, Herbsten
Was ich jedes Jahr mehr verinnerliche
Warum kreisen die Vögel in hohen Lüften
Wer ist verstorben, woher kam dieser Leiche
Ich sah wer weiss wie viele durchwühlte Gärten

Was tun, der Tod steht über einem jeden
Eingeschlafen und nicht aufgewacht wird's es heissen
Wer weiss denn wo, wie, in welchen Lebenszeiten
Ein Gebetlang wirst du dein König-Sein geniessen
Auf dem einem Thron ähnelden Stein der Toten

Cahit Sikti Taranci()

Aus dem Türksichen übertragen von Sami Alphan

Cahit Sıtkı Tarancı

 

Cahit Sıtkı Tarancı şiirleri

 

Populer Şairler





Otuz Beş Yaş

Otuz Beş Yaş, Cahit Sıtkı Tarancı'nın 'da yayımlanan ikinci şiir kitabıdır. döneminde yazılan şiirleri kapsayan bu eser, sonraki yıllarda en çok basılan şiir kitapları arasında yer almıştır.[1] Kitaptaki şiirlerin büyük bir kısmı Varlık başta olmak üzere Kültür Haftası, Ağaç, Yücel, Gündüz, İnkılapçı Gençlik, Ülkü gibi dergilerde yayımlanmıştır.[2] Eser, Ağustos 'da Varlık Yayınları'nın ilk kitabı olarak basılmış[3] ve yüz sekiz şiir içermektedir.[4] Çalışma Bakanlığı'nda çevirmenlik yapmaya başladığı dönemde yazmaya başladığı ve kitaba adını veren "Otuz Beş Yaş" şiiriyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluş yıldönümü ile ilgili açtığı yarışmada birinciliği elde etmiştir.[5]

Kitaptaki şiirler[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır