5 Yaşındaki Çocuğun Ağız Kokusu

Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal ''Yüz kemikleri arasına yerleşmiş olan havalı boşlukların (sinüslerin)  iltihaplanmasıyla ortaya çıkan enfeksiyona 'sinüzit' denir. Sinüzitin akut ve kronik (müzmin) olmak üzere iki tipi vardır. Akut sinüzitte; burun tıkanıklığı, sarı, yeşil veya kanlı burun akıntısı, gözlerin etrafında ağrı, öne eğilmekle artan yüz veya baş ağrısı, ateş belirtileri bulunabilir. Kronik sinüzitte ise bu belirtilerden ziyade koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı ve yerleşmiş bir başağrısı daha sık görülür. Üç aydan daha uzun süren bir sinüzit kronikleşmiş demektir'' dedi.

İnternette en çok bu hastalıkları arıyoruz

Sizi şaşırtacak 6 gizemli hastalık

Veteriner 'insanlık ölmemiş' dedirtti

Op. Dr. Bahadır Baykal, ''Burunda tıkanıklığı olan kişiler risk altındadır. Burun kemiğinin eğri  ya da kırık olması, burun etlerinin aşırı büyümesi,polip varlığı sinüzite karşı kişiyi daha hassas hale getirir. Alerjisi olanlarda da sinüzit sık görülür. Eğer nezle, grip bir kişide bir haftadan daha fazla sürüyorsa bu durum arık büyük ihtimalle sinüzittir. Özellikle hafif nezle grip hali varken uçak seyahatlerini kesinlikle önermiyoruz,bu şekilde basınç değişikliği yaratan durumlar sinüzit gelişimini kolaylaştırır. Sigara içimi de kolaylaştıran bir faktördür'' diye ifade etti.

Gece öksürmeleri , geniz akıntısı ve ağız kokusu

Op. Dr. Bahadır Baykal, ''Çocuklar da sinüzit geçirebilir. Belirtileri çocuğun yaşına göre farklılık göstermekle birlikte, 5 yaşın altındaki çocuklarda baş ağrısını nadir görürüz. Büyük çocuklarda ise sinüzitte baş ağrısı daha sık olur. Özellikle gece öksürmeleri, geniz akıntısı ve ağız kokusu olan çocuklarda,10 günden uzun süren burun akıntısı da mevcutsa sinüzit ihtimali akla gelmelidir'' diyerek sözlerine şöyle devam etti: ''İnatçı ve geçmeyen öksürük sinüzitte geniz akıntısına bağlıdır. Öksürükle birlikte sarı, yeşil burun akıntısı da vardır. Sinüzitte geniz akıntısına bağlı ağız kokusu olabilir. Kişi genellikle dilinde pas tadı olduğunu zanneder, başkası söylemediği takdirde ağız kokusunun farkına varmaz'' dedi.

Göz çevresinde ve göz kapaklarında kızarıklık ve şişliğe dikkat

Op. Dr. Bahadır Baykal, ''Sinüzit tedavisinde ilk seçenek ilaçla tedavidir. Bu amaçla antibiyotikler, burun akıntısı ve burun içindeki dokuların şişliğini azaltan ilaçlar (dekonjestanlar) ve üst solunum yollarını temizleyen buradaki koyu salgıları azaltan ilaçlar birlikte kullanılır. Son zamanlarda özellikle çocuklarda sinüzite bağlı gelişen komplikasyonlara oldukça sık rastlamaya başladık. Göz çevresinde ve göz kapaklarında kızarıklık ve şişlik geliştiğinde iltihabın göze yayıldığını ve göz de ciddi hasar yapabileceğini unutmamak lazım. Bu durumda çocuğunuzu mutlaka acil olarak KBB doktoruna götürmelisiniz. Erişkinler için de bu durum geçerlidir. 7 günü geçen koyu renkli burun akıntısı, yüksek ateş ve şiddetli baş ağrısı olan hastalarda antibiyotik tedavisi 10-14 gün süreyle mutlaka uygulanmalıdır'' diye belirtti.

Ameliyat alternatifi

Op. Dr. Bahadır Baykal, ''Akut sinüzitler de komplikasyon gelişmediği sürece ameliyata çok nadir gereksinim duyulur. Eğer kişi uzun süren ilaç tedavisinden fayda görmemiş ve sinüziti kronikleşmişse ameliyat alternatif bir yöntem olarak düşünülmelidir. Tomografi ile kronik sinüzitinin değerlendirilmesi yapılan hastanın, burun kemiği eğriliği, burun eti büyümesi yada polipi varsa sinüzitle beraber bunlar da tedavi edilmelidir'' dedi.

Bebeklerde Ağız Kokusu Normal Mi?

En değerli varlığınız minik bebeğinizin ağzında oluşan koku son zamanlarda dikkatinizi çekiyorsa; bu durum bazen normal kabul edildiği gibi sağlık sorunlarının da habercisi olabilir. Eğer bebekte ağız kokusu uzun süredir devam ediyorsa ve aldığınız tedbirlere rağmen koku kaybolmadıysa, kronik bir ağız kokusu olduğu söylenebilir. Bu durumda doktora başvurmak gereklidir.

Bebeklerde Ağız Kokusu Nedenleri

• Yetersiz ağız bakımı
• Pamukçuk
• Enfeksiyon
• Mama
• Ağız içinde kalan gıda parçacıkları
• Ağız kuruluğu
• Emzik veya diş kaşıyıcılar
• Yabancı nesne veya oyuncakları ağıza götürme

Zaman zaman diş çıkaran bebeklerde ağız kokusu meydana gelirken, dişlerini tamamlamış 2 yaş bebeklerde de ağız kokusu fark edilebilir. Buna neden olan pek çok faktör vardır. En güvenli bilgiler için lütfen doktorunuza başvurunuz.

Bu yazımızda, anne ve babaların sıkça yönelttiği bebeklerde ağız kokusu neden olur sorusunun genel yanıtlarını bulabilirsiniz. Geçmeyen ve rahatsız eden ağız kokuları için en kısa sürede çocuk doktorunuza danışmanız önerilir.

En doğru bilgiler ve sağlıklı sonuçlar için lütfen uzman doktora başvurunuz. İçeriğimizde yer alan bilgiler reçete niteliği taşımaz.

Emziren Anneler Ne Yemeli? Anne ve Bebek İçin Gerekli 14 Besin

Bebeklerde Ağız Kokusu Neden Olur?

Bebeklerde ağız kokusu, ek gıda döneminden sonra çoğunlukla ağız içinde, diş aralarında kalan gıda parçaları nedeniyle oluşur. Bunun dışında pamukçuk ve enfeksiyon hastalıkları en yaygın bebeklerde ağız kokusu nedenleri arasındadır.

Enfeksiyon başta olmak üzere damak, dil üzerinde yayılacak bakterilerin oluşumunu önlemek için bebeğinizin ağız bakımına dikkat etmelisiniz. Kimi zaman mamalar da ağız kokusuna neden olabilir; eğer mama kaynaklı olduğunu düşünüyorsanız doktorunuza danıştıktan sonra farklı bir mama seçimi yapabilirsiniz.

Bebekler özellikle diş çıkarma döneminde damakları kaşındığı için çeşitli nesneleri, oyuncaklarını ağızlarına götürme eğiliminde olabilir. Bu nesneler de ağız kokusu nedenleri arasındadır. Ayrıca uzun süre aynı biberon ya da emziğin kullanılması ve bunların temizliğinin yapılmaması yine ağızda koku oluşturur.

Bebeklerde en yaygın ağız kokusu nedenleri:

• Yetersiz ağız bakımı,
• Pamukçuk,
• Enfeksiyon,
• Mama,
• Ağız içinde kalan gıda parçacıkları,
• Ağız kuruluğu,
• Emzik ya da diş kaşıyıcılar,
• Yabancı nesne veya oyuncakları ağıza götürme şeklinde sıralanabilir.

Çocuk doktorlarına gelen şikayetlerden biri de bebeklerin ağız kokusudur. Bu şikayetlerde bebeklerde ağızda aseton kokusu hissedildiği dile gelir. Bazen yoğun süt kokusu da alındığını söyleyen aileler vardır. Peki bebeklerde ağız kokusu başka hangi nedenlerden kaynaklanır?

1) Gece Uykusu

Bebekler sabah uyandığında ağız içinde bir koku duyulur. Bu koku genellikle fizyolojik kokudur. Gün içinde beslenme sonrasında kaybolur. Bazen vitamin eksikliği ya da salgının azlığından dolayı oluşmaktadır. Bu durumu önlemek için bebeğin bolca sıvı alması gerekir. Vitamin takviyeleri verilmişse; ihmal edilmemelidir.

2) Ağız İçi Nedenlerden Dolayı Oluşan Koku

Bebek beslenmesinde bazen dil üzerinde artıklar kalabilir. Bu artıklar uzun süre kaldığı için bebeklerde ağız kokusu meydana gelir. Diş et iltihabı, tükürük birikmesi de kokunun nedenlerinden biridir. Eğer bebeğin dişleri varsa, dişlerin kontrolü yapılmalıdır. Çünkü oluşan ilk çürükler, ağızda kötü kokuya sebep olabilir.

3) Solunum Yoluna Bağlı Ağız Kokusu

Ağız içi enfeksiyonu, solunum yolu enfeksiyonu, bademcik iltihabı gibi enfeksiyon hastalıkları kokulara neden olmaktadır. Sık sık öksürme, iştah kaybı ve ses kısıklığı varsa hekime danışarak hastalığı tedavi ettirebilirsiniz. Verilen tedavi sayesinde hastalık ortadan kalkarken ağız içindeki koku da giderilir.

4) Kronik Hastalıklara Bağlı Ağız Kokusu

Kronik hastalığı olan bebeklerin, hormonların sağlıklı salgılanmamasından dolayı ağız kokusu yaşadığı bilinir. Böbrek hastalığı, diyabet, kan hastalıkları, zehirlenmeler bu durumu etkileyebilir. Kronik bir hastalık söz konusu olduğu için bebeğin sıkı takip edilmesi gerekir. Çocuk doktorunuz, size bu süreçte nasıl bir yol izleyeceğinizi ifade edecektir.

Sağılan Anne Sütü Nasıl Saklanır, Kullanılır? En Sağlıklı Tavsiyeler

5) Mide ve Bağırsak Sağlığına Bağlı Ağız Kokusu

Kimi bebek mide ve bağırsak hastalıklarıyla mücadele eder. Bu hastalıklar, gastroesofagial reflü hastalığı, yemek borusundaki divertüküller, yemek borusundaki darlıklar, mide çıkış darlıkları, duedonal darlıklar, bağırsak emilim kusurları, karaciğer yetersizliği, helicobakter pilori enfeksiyonları ve paraziter hastalıklar olabilir.

Mide ve bağırsaklardaki enzimlerin yeterli düzeyde salgılanmadığı durumlarda, ağız kokusu oluşur. Ağız kokusunu gidermek için doktorunuza danışabilirsiniz. Hastalığın seyrini iyileştiren ilaçlar sayesinde ağız kokusu önlenebilir.

6) İlaç Kullanımı Sonrası Ağız Kokusu

Dönem dönem bebekler ilaç kullanmak zorunda kalabilir. Her ilaç yapısı birbirinden farklı olacağı için ağız kokusuna neden olan ilaçlar da tedaviye eklenebilir.

İlaçlarda yer alan nitrat ve nitritler, sitotoksik ajanlar, fenotiazinler, amfetaminler, dimetil sülfoksitler ve kloral hidrat maddeleri ağız içinde kokuya neden olmaktadır. Bu kokunun giderilmesinin en kolay yöntemi bolca sıvı almak, ağız içi bakımını ihmal etmemektir.

7) Besinlere Bağlı Oluşan Ağız Kokusu

Ağır kokulu besinlerin bebekler tarafından tüketilmesi ağız kokusunu oluşturur. Bu tür kokuları gidermek için ağız içi bakım ve diş fırçalama yeterli olacaktır. Soğan, sarımsak, brokoli, turp, süt ürünleri ve tatlı gıdalar ağız kokusuna neden olur. Bunun için ölçülü tüketim önerilir.

Bebeklerde kokusu keskin besinlerin çok fazla tüketimi önerilmez. Her beslenme sonrası diş fırçalama alışkanlığı edinilmelidir. Aksi takdirde ağız içi enfeksiyonu ve diş çürümesi meydana gelir.

8) Bakterilere Bağlı Ağız Kokusu

Bebeklerde ağız içi hijyen sağlanamadığı durumda, bakteri görülür. Bu bakteriler de nefesin kötü koku vermesine neden olur. Kişisel bakım, kişisel eşya kullanımı bu kokuyu önleme konusunda etkili olacaktır.

Bebeklerin kullandığı emzik, biberon, çatal ve kaşık gibi ürünlerin sık sık temizlenmesi gerekir. Bekleyen, yemek artığı kalan ürünlerin kullanımı sonucunda ağız içi bakteri gözlemlenir ve kötü koku oluşur.

Anne Sütünü Artıran Yiyecekler, İçecekler ve Doğal Çözümler 

Bebeklerde Ağız Kokusu Nasıl Giderilir?

• Ağız içi bakımını erken yaşta yaparsanız ve bu alışkanlığı bebeğinize öğretirseniz; daha beyaz dişlere ve sağlıklı diş etine sahip olmasına yardım edersiniz.
• Dişlerin çıktığı ilk aydan itibaren silikon diş fırçası kullanabilirsiniz.
• Her beslenme sonrasında su vermeyi teklif edebilirsiniz.
• Pamukçuk gibi hastalıklarda doktor onayı aldıktan sonra karbonatlı suyla bebeğin ağzını temizleyebilirsiniz.
• Temiz bir gazlı bez ile bebeğin ağız içini nazikçe silebilirsiniz.
• Yiyeceklerin dişlerde ve damakta artık bırakmasını önlemek için ağız içini çalkalamayı 2 yaş sonrasında öğretebilirsiniz.
• Emzik, biberon kaynaklı ağız kokularını gidermek için bu malzemeleri sıcak suda steril edebilirsiniz.
• Diş çıkaran bebeklerde salya oluşur; bu durumdan kaynaklı ağız kokusunu gidermek için bebeğin ağzını sık sık temiz bir bezle silebilirsiniz.

2 aydan daha uzun süren ağız kokusunu iyileştirmek için mutlaka hekime danışmalısınız.

Diş Çıkarma Döneminde Ağız Kokusu Yaşanır Mı?

Bebeklerde 6. aya merhaba denildiğinde yavaş yavaş diş patlamaları yaşanır. Dişlerin patlaması ortalama 3 hafta sürebilir. Bu dönemde ağız içinde salya miktarı artmaktadır. Salyalar da ağız kokusuna neden olabilir. Özellikle de azı dişlerin ve sivri dişlerin çıkacağı anlarda yaşanan diş kaşınması da kokunun artmasını tetikler. Bu nedenle diş çıkarma döneminde ağız kokusu yaşanması mümkündür denilebilir.

Eğer ağız kokusuna diş çıkarma döneminde önlem almak isterseniz; sık sık ağız içi bakımına zaman ayırmalısınız. Özellikle de ek gıdayla beraber besin seçenekleri çoğaldığı için yemeklerin kokusu ve salya kokusu birbirine karışabilir. Bu durumu en hijyenik şekilde çözmek için her öğün sonrasında silikon fırça ile dil, dişler ve damak temizlenmelidir. Böylece hem koku hem de diş çürükleri önlenmiş olacaktır.

Bebekler İçin kategorisinden ek gıda dönemine yardımcı bol vitaminli tariflere ulaşabilirsiniz.

Bebekler İçin En İyi Mamalar Listesi

Lohusa Döneminde Sağlıklı Beslenme ve Diyet

Bebeklerde Demir Eksikliği: Belirtileri, Ne İyi Gelir?

Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş Nasıl Olmalı? Faydalı İpuçları, Tarifler

Ağız kokusunun 8 önemli nedenine dikkat!

1. Fizyolojik ağız kokusu: Sabah uyanınca ortaya çıkan ağız kokusu, ağız salgısının azlığı, dehidratasyon, bazı vitamin-mineral eksiklikleri (örneğin A vitamini, B12 vitamini, demir, çinko) ve açlık durumuna bağlı görülebilir.

2. Ağız içi nedenlere bağlı ağız kokusu: Dilin üstündeki tükürük, bakteri, epitel hücreleri ve gıda artıkları birikerek ağız kokusuna neden olabilirler. Dişeti iltihabı, ağız içi enfeksiyonlar, ağız kuruluğu, ağızda ülserler, ağızda aftlar, diş hastalıkları, diş çürükleri ve yumuşak damak hastalıkları sayılabilir.

3. Solunum yolu nedenlere bağlı ağız kokusu: Boğaz enfeksiyonları, bademcik iltihapları, boğaz iltihapları, bademcik taşları, sinüzit, burun iltihabı, kronik burun tıkanıklıkları, geniz akıntısı, solunum yollarında yabancı cisimler, bronşektazi ve akciğer enfeksiyonları sayılabilir.

4. Sistemik hastalıklara bağlı ağız kokusu: Diyabet, diyabetik koma, metabolik hastalıklar, zehirlenmeler, kan hastalıkları, maligniteler ve böbrek yetmezliği sayılabilir.

5. Mide-bağırsak sistemine bağlı ağız kokusu: Gastroesofagial reflü hastalığı, yemek borusundaki divertüküller, yemek borusundaki darlıklar, mide çıkış darlıkları, duedonal darlıklar, bağırsak emilim kusurları, karaciğer yetersizliği, helicobakter pilori enfeksiyonları ve paraziter hastalıklar sayılabilir.

6. İlaç kullanımına bağlı ağız kokusu: Nitrat ve nitritler, sitotoksik ajanlar, fenotiazinler, amfetaminler, dimetil sülfoksitler ve kloral hidrat sayılabilir.

7. Yiyecek ve içecekler bağlı ağız kokusu: Soğan, sarımsak, lahana, turp, alkol, kahve, süt ürünleri vb. sayılabilir.

8. Bakteriler: Uçucu kükürt bileşikleri, organik bileşikler ve azotlu bileşikler üreten bakterilerin ağızda bulunması kötü ağız kokusuna neden olurlar.

Fizyolojik ağız kokusu kişiden kişiye her an değişiklik gösterebiliyor. Çocuğun sıvı tüketimi, salya üretimi, ağız hijyeni, ağız ve burun florası, mikrobiyotası, en son yenen besinin kimyasal, biyokimyasal, hormonal etkisi, açlık veya tokluk durumu, uyku durumu, gastrointestinal sistemdeki enzimlerin durumuna göre fizyolojik ağız kokusu zaman zaman farklılık gösterebiliyor.

Fizyolojik ağız kokusunda altta yatan sistemik bir hastalık ve patolojik bir durum olmadığını söyleyen Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Yıldız, patolojik ağız kokusunun ise birçok nedeni olduğunu söylüyor.

Bunların; sübjektif ağız kokusu, ağız içi nedenlere bağlı ağız kokusu, solunum yolu nedenlerine bağlı ağız kokusu, mide-bağırsak problemlerine bağlı ağız kokusu ve kan gazındaki sorunlara bağlı olabildiğini aktaran Dr. Yıldız, çocuklarda ağız kokusu ve yapılması gerekenler hakkında şunları söylüyor:   

AĞIZ KOKUSUNUN 8 ÖNEMLİ NEDENİNE DİKKAT!

“1. Fizyolojik ağız kokusu: Sabah uyanınca ortaya çıkan ağız kokusu, ağız salgısının azlığı, dehidratasyon, bazı vitamin-mineral eksiklikleri (örneğin A vitamini, B12 vitamini, demir, çinko) ve açlık durumuna bağlı görülebilir.

2. Ağız içi nedenlere bağlı ağız kokusu: Dilin üstündeki tükürük, bakteri, epitel hücreleri ve gıda artıkları birikerek ağız kokusuna neden olabilirler. Dişeti iltihabı, ağız içi enfeksiyonlar, ağız kuruluğu, ağızda ülserler, ağızda aftlar, diş hastalıkları, diş çürükleri ve yumuşak damak hastalıkları sayılabilir.

3. Solunum yolu nedenlere bağlı ağız kokusu: Boğaz enfeksiyonları, bademcik iltihapları, boğaz iltihapları, bademcik taşları, sinüzit, burun iltihabı, kronik burun tıkanıklıkları, geniz akıntısı, solunum yollarında yabancı cisimler, bronşektazi ve akciğer enfeksiyonları sayılabilir.

4. Sistemik hastalıklara bağlı ağız kokusu: Diyabet, diyabetik koma, metabolik hastalıklar, zehirlenmeler, kan hastalıkları, maligniteler ve böbrek yetmezliği sayılabilir.

5. Mide-bağırsak sistemine bağlı ağız kokusu: Gastroesofagial reflü hastalığı, yemek borusundaki divertüküller, yemek borusundaki darlıklar, mide çıkış darlıkları, duedonal darlıklar, bağırsak emilim kusurları, karaciğer yetersizliği, helicobakter pilori enfeksiyonları ve paraziter hastalıklar sayılabilir.

6. İlaç kullanımına bağlı ağız kokusu: Nitrat ve nitritler, sitotoksik ajanlar, fenotiazinler, amfetaminler, dimetil sülfoksitler ve kloral hidrat sayılabilir.

7. Yiyecek ve içecekler bağlı ağız kokusu: Soğan, sarımsak, lahana, turp, alkol, kahve, süt ürünleri vb. sayılabilir.

8. Bakteriler: Uçucu kükürt bileşikleri, organik bileşikler ve azotlu bileşikler üreten bakterilerin ağızda bulunması kötü ağız kokusuna neden olurlar.

İKİ AYDAN UZUN SÜRMESİ DURUMUNDA KRONİK KABUL EDİLİYOR

Kötü ağız kokusunun kesintili veya kesintisiz olarak 2 aydan daha uzun süre devam etmesi durumu kronik kötü ağız kokusu olarak adlandırılır. Kötü ağız kokusu olan çocukta tanı açısından bazı testler kullanılabilir. Bunun için gaz kromotografisi ve halimeter gibi testler yapılabilir. Böylelikle patolojik ağız kokusu tanısı konulabilir. Kötü ağız kokusu hem kişiyi hem de çevresindekileri rahatsız eder. Bu nedenle altta yatan neden açığa kavuşturulmalı ve nedene yönelik tedavi yapılmalıdır. Kötü ağız kokusunun tedavi yaklaşımı multidisipliner olarak planlanmalıdır. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı, diş hekimi, kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı ve ilgili uzmanlık alanı hekimleri tarafından değerlendirmeler yapılmalı ve altta yatan neden bulunarak tedavi planlanmalıdır. 

ÇOCUKLAR AĞIZ VE DİŞ TEMİZLİĞİ KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLMELİ

Kötü ağız kokusu olan bir çocukta ayrıntılı alınmış bir hasta öyküsü, tam ve sistemik yapılmış bir fizik muayene gereklidir. Öykü ve fizik muayene yapıldıktan sonra gerekli laboratuvar tetkikler yapılır. Ağız kokusuna neden olan neden bulunup tedavi edilir. Ağız kokusunun en sık altta yatan nedeni ağız ve diş sağlığı ile ilgili problemlerdir. Bu nedenle çocuklarımıza ağız ve diş temizliği hakkında eğitim verilmelidir. Diş ve dilin fırçalanması ağız kokusunun önlenmesinde önemli bir yaklaşımdır. 

AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMENİN YOLLARI

Ağız kuruluğunun önüne geçmek için bol sıvı tüketilmesi önemlidir.
Tükürük salgısının arttırılması ağız temizliği ve hijyeni açısından önemlidir. Şekersiz sakız tüketimi tükürük salgısını arttırıcı özellik gösterir.
Ağız gargaralarının kullanılması ağız hijyenini sağlamada önemlidir.
Ağız kokusunu artırıcı özellik gösteren besinler kısıtlanması önerilir.
Ağız, diş hijyeni ve temizliği yapılmasına rağmen ağız kokusu devam eden çocuklarda altta yatan sistemik ve olası hastalıklar açısından ilgili uzmanlık bölümleri tarafından değerlendirme yapılmalı ve tedavi edilmelidir.”

Fotoğraf: Memorial