Ağaoğlu Evlerinin Içi

Ali Ağaoğlu&#;nun evleri ve yaşamı birçok kişi tarafından merak edilen bir konudur. Yazımızda Ali Ağaoğlu&#;nun evleri için detayları paylaştık. İşte, sırasıyla bu evler ve özellikleri;

Ali Ağaoğlu&#;nun boğaza nazır köşkü

İşadamı Ali Ağaoğlu&#;nun yalısı yapımı Boğaz’a nazır 3 katlı bina 30 yıl boyunca Suriye Konsolosluğu olarak kullanılmıştı.

Tarihi köşk, Kuruçeşme&#;den Ulus&#;a kadar uzanan dev bir koruya sahip. Bahçesinde tavuk, horoz ve tavuskuşlarının dolaştığı &#;Ali Baba&#;nın Çiftliği&#;ni, Ağaoğlu İç Mimari Tasarım ekibi ve mimar Ebru Hamzaoğlu restore etmiş.

Ali Ağaoğlu en sevdiği yerin çalışma odası olduğunu söylüyor.

Duvarları ise Ali Ağaoğlu&#;nun aldığı ödüller ve aile fotoğrafları süslüyor.

Köşkün üçüncü katında yer alan ebeveyn yatak odasında Ivan Ayvazovski&#;nin &#;İstanbul ve Boğaziçi Manzarası&#; tablosu desenli bir halı bulunuyor.

İsmail Acar imzalı &#;Harem Ağası&#; adlı tablo da odanın göz alıcı parçalarından. Evin kütüphanesinde Ağaoğlu&#;nun çocuklarının fotoğrafları ve aldıkları ödüller yer alıyor.

Boğaza nazır bu yalının fiyatı ise 7 milyon euro!

Andromeda Gold

Ali Ağaoğlu&#;nun Ataşehir&#;deki yeni evinin hapılarını açtı.

Ağaoğlu, bu yaz başında kendi projelerinden biri olan Andromeda Gold&#;a taşındı&#;

Projenin girişi lüks detaylarıyla dikkat çekiyor.

Kalan daireler metrekaresi ortalama 8 bin liradan satılıyor.

Dubleks dairemin toplam büyüklüğü metrekare.  Ağaoğlu&#; nun dairesi ise 2 bin metrekare.

Vaniköy&#;de bulunan muhteşem yalı

Ağaoğlu&#;nun yalısı, dört katlı. En alt katta hobi odası ve bilardo salonu bulunuyor. Zemin katta salon ve mutfak, orta katta yatak odası, en üst katta da hobi odası var.

Yalı yaklaşık bir buçuk dönüm bahçe içinde, toplam metrekare civarında.

En alt katta hobi odası ve bilardo salonu bulunuyor.

Zemin katta salon ve mutfak, orta katta yatak odası, en üst katta da hobi odası var.

Ali Ağaoğlu’nun Metrekarelik Evi En Küçük Sevgiliye

Ağaoğlu, metrakarelik muhteşem evini 39 yaş küçük sevgilisine tahsis etti.

Dillere destan penthouse’u kendisinden 39 yaş küçük sevgilisi Duygu Su Gülpınar’a tahsis etti.

metrekarelik penthouse’un şehri kuşbakışı gören bir terası var.

Evin jakuzisi ve yatak odası da şehir manzaralı.

Ali Ağaoğlu&#;nun Trabzon&#;daki evi

Trabzon&#;a bağlı Sıraağaç Köyü&#;ne yaptırdığı ev&#;

Kahramanmaraş merkezli depremlerde, yurttaşlara ''ölüm evi'' satan müteahhitlere ilişkin ülke genelinde soruşturma başlatılırken; son olarak, Türkiye''nin en zengin insanlarından Ağaoğlu''nun Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu''nun yıllar önceki itirafları da gündeme geldi.

Ali Ağaoğlu yıllar önce çıktığı bir televizyon programında söyledikleri depremden neden korkmamız gerektiğini yine gözler önüne serdi. Çünkü Ağaoğlu çürük binalar yaptık itirafında bulunmuştu. İşte O sözler:

"Karadeniz kökenli bir ailenin çocuğuyum. Babam da inşaatçıydı. Çocukluğumdan beri sektörün içindeyim. Çocukluğum bile inşatta geçti"

İşte bu sözler üzerine spiker soruyu sordu:

-"Siz de yaptınız mı o çürük binaları?

-Evet çürük yapıldı. Yaptık. Herkes yaptı. Malzeme buydu"

Malzeme buydu lafıyla gelen sözler korkunç bir itiraftı. Vatandaş bile bile ölüme gönderiliyor. Referans Gazetesi''ne açıklamalar yapan Ali Ağaoğlu, olası bir depremde uzmanların açıkladığı 50 bin binadan çok daha fazlasının yıkılacağını, can kaybının ise milyonları bulabileceğini belirtmişti.

Ağaoğlu, "Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. İstanbul konut inşaat sektörünü en iyi bilen isimlerden biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70''i deprem açısından güvenli değil. ''li yıllarda İstanbul''un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemesini ben sattım. Kumları Marmara Denizi''nden demirleri hurdadan çektik. O zamanın şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. Deprem olursa İstanbul''a ordu bile giremez, ölen şanslıdır" itirafında bulunmuştu.

"HERKES BÖYLE ÇALIŞIYORDU"

O dönem Anadolu yakasında Bağdat Caddesi dahil olmak üzere çok sayıda inşaat yaptıklarını belirten Ağaoğlu, malzeme ve işçiliğin kaliteli olmadığına dikkat çekmişti.

Ağaoğlu, şöyle devam etmişti:

En lüks semtlerdeki o süslü püslü binalar için konuşuyorum; çoğu sadece tuğla üstünde duruyor, içleri gitmiş. ''li yıllar, sanayağ ve benzinin karneyle alındığı zamanlardı. İbrahim Tatlıses''in dediği gibi, Urfa''da Oxford vardı da okumadık mı? Yani o dönemde en iyi malzeme onlardı. Teknoloji yoktu, betonlar kürekle karıştırıldı. Sağdan sola en az beş kere karıştırılması gerekirdi. Beton işleri de Doğulu ekiplerin elindeydi. İşçilere laf da anlatamazdık. Bir kere çevirip bırakırlardı.

Yani kısaca kum kötü, malzeme kötü, işçilik kötü. Tüm firmalar böyle çalışıyordu. Belki karamsar bir tablo çiziyorum ama ilkokuldan bu yana işin içindeyim. İşin mutfağında yetişen biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70''i deprem açısından güvenli değil. Binalar resmen iman kuvveti ile ayakta duruyor. Binaların 17 Ağustos''ta nasıl karton gibi yıkıldığını unutmamak lazım.

İstanbul'daki binaların yüzde 70'inin teknik olarak ömrünü tamamladığını belirten Ali Ağaoğlu, "İstanbul'u yeniden yıkıp inşa etmek zorundayız ve bunun için de birilerinin söylediği gibi çok paraya değil, konsesnsüse ihtiyaç var. Bunların yüzde 70'ini yıkıp yeniden yapabiliriz. Bunu yapmak için gereken tek şey sadece doğru düzgün bir plan" dedi. Bazı sivil toplum kuruluşların konsensüsün oluşamamasında rol sahibi olduğunu iddia eden Ağaoğlu, "Benim elimde yetki olsa mimarlar odası ve STK'ları kapatırım. Çünkü en kötü plan plansızlıktan iyidir. Bizde ise STK'lar yapılan her işe itiraz ediyor" dedi.

İstanbul'un lüks semtlerinde midye kabuğundan yapılma evler var

Vatandaşın rant verilerek ikna edilmesi gerektiğini vurgulayan Ağaoğlu, "Mesela iki ayrı 10'ar dairelik apartmanın sahiplerine yıkıp yaptıktan sonra 30 tane daireniz olacak" gibi tekliflerde bulunmak lazım. Amaç halkın gelir düzeylerini yukarıya çekmekse, bu ilgili bölgelere rant verilerek çözülür. Bunun bir devlet politikası haline gelmesi gerek" dedi. İstanbul'da aşırı göçün olduğu yıllarda lüks semtlerdeki binaların dahi midye kabuğu ve balçık karıştırılmış kumlarla yapıldığını iddia eden Ağaoğlu, 70'li yıllarda Karabük'ten demir çelik alımının karne ile olmasından ötürü inşaatlarda merdivenaltı hurda demirlerin kullanıldığını belirterek, "Bu binalar gecekondu değil, Etiler'de, Bağdat Caddesi'nde hala duruyorlar. Japonya'da 9 şiddetinde deprem oldu. Oradaki felaketin nedeni tsunami. Bizde ise 5 şiddetindeki depremde bile ölen olur" dedi.

Evlerimizi durumu Haiti'den de kötü

Yakın zamanda Haiti meydana gelen ve bin kişinin ölümüyle sonuçlanan deprem bölgesine teknik heyetini gönderdiğini söyleyen Ali Ağaoğlu, "İnanın oradaki binaların durumu İstanbul'daki binalardan daha iyi" açıklamasında bulundu. Türkiye'nin deprem kuşağında bulunan bir ülke olması gerçekliğiyle depreminden sonra tanıştığını söyleyen Ağaoğlu, özellikle 'dan sonra inşa edilen binalarda kötü yapının bulunmadığını ifade etti.