Vücüdunuzda herhangi bir bölge kesildiğinde veya yaralandığında vücudunuz bir kan pıhtısı oluşturarak kanamayı durdurur. Kanınızdaki trombosit adı verilen proteinler ve parçacıklar, kan pıhtısını oluşturmak için birbirlerine yapışır. Pıhtı oluşturma sürecine pıhtılaşma denir. Normal pıhtılaşma bir yaralanma sırasında kanamayı durdurmaya yardımcı olduğu ve iyileşme sürecini başlattığı için önemlidir.
Bununla birlikte, kan vücutta hareket ederken pıhtılaşmamalıdır. Kan çok fazla pıhtılaşma eğilimindeyse, buna hiper pıhtılaşma durumu veya trombofili denir.
Bu tip durumlar, özellikle bu koşullar uygun şekilde tanımlanmadığında ve tedavi edilmediğinde tehlikeli olabilir. Aşırı pıhtılaşma durumu olan kişilerde, arterlerde (kanı kalpten uzaklaştıran kan damarları) ve damarlarda (kalbe kan taşıyan kan damarları) kan pıhtısı oluşması riski artar. Bir kan damarı içindeki pıhtıya trombüs veya emboli de denir.
Damarlardaki veya toplardamar sistemindeki kan pıhtıları kan dolaşımında ilerleyebilir ve derin ven trombozuna (pelvis, bacak, kol, karaciğer, bağırsak veya böbrek damarlarında kan pıhtısı) veya pulmoner emboliye (akciğerlerde kan pıhtısı) neden olabilir. .
Atardamarlardaki kan pıhtıları felç, kalp krizi, şiddetli bacak ağrısı, yürüme zorluğu ve uzuv kaybı riskini artırabilir.
Aşırı pıhtılaşma durumları genetik (kalıtsal) veya sonradan edinilen durumlardır. Bu bozukluğun genetik formu, bir kişinin kan pıhtısı oluşturma eğilimi ile doğduğu anlamına gelir. Edinilmiş koşullar genellikle cerrahi, travma, ilaçlar veya hiper pıhtılaşma durumlarının riskini artıran tıbbi bir durumun sonucudur.
Kalıtsal aşırı pıhtılaşma koşulları şunları içerir:
Edinilmiş hiper pıhtılaşma koşulları şunları içerir:
Belirli koşullar, bir kişinin kan pıhtısı geliştirme riskini artırır, ancak mutlaka genetik bir hiper pıhtılaşma durumunun varlığını göstermez. Bu nedenle, hastanın kişisel ve aile tıbbi geçmişinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir.
Hastalar, aşağıdaki durumlarda aşırı pıhtılaşma durumları için tarama adayı olabilir:
Yukarıdaki koşullardan birine sahipseniz, doktorunuz durumunuzu daha detaylı değerlendirebilmek için kan testleri önerebilir.
Bu testler pıhtılaşma, vasküler tıp veya hematoloji konusunda uzman bir patolog veya klinisyen tarafından yorumlanmalıdır.
İdeal olarak, testler akut pıhtılaşma olayının olmadığı durumlarda yapılmalıdır.
Gerçekleştirilen en yaygın laboratuvar testleri şunları içerir:
Testlerin bazıları, antifosfolipid antikor sendromunu veya aşırı kan pıhtılaşması durumuyla ilişkili olabilecek disfibrinojenemi durumlarını saptamaya yardımcı olur.
Kalıtsal hiper pıhtılaşma durumlarının teşhisine yardımcı olmak için kullanılan testler ise şunları içerir:
*Faktör V Leiden ve protrombin gen mutasyonu (G20210A), bir kişinin kan pıhtılaşma riskini artıran en yaygın olarak tanımlanan genetik kusurlardır.
**Protein S aktivite testi sonuçlarını doğrulamak için serbest (aktif) ve toplam protein S antijen düzeylerinin ölçümü gibi ek laboratuvar testleri gerekebilir.
Edinilmiş aşırı kan pıhtılaşması durumu teşhisine yardımcı olmak için kullanılan diğer testler şunları içerir:
*Antifosfolipid antikorlarının (ACA) ve bir lupus antikoagülanının (LA) varlığı, tekrarlayan düşükleri ve venöz veya arteriyel trombozu olan birini değerlendirirken önemlidir.
Testler, hastanın daha fazla pıhtılaşma riski altında olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur ve gelecekteki pıhtıları önlemek için uygun bir tedavi süreci ve tedavi süresinin belirlenmesine yardımcı olur. Testler ayrıca şu anda semptomları olmayan ancak risk altında olabilecek akrabaların belirlenmesine de yardımcı olabilir.
Çoğu durumda, tedavi sadece bir damar veya arterde bir kan pıhtısı oluştuğunda uygulanır. Antikoagülanlar kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltır ve ek pıhtı oluşumunu engeller.
Antikoagülan ilaçlar şunları içerir:
Doktorunuz sizinle bu ilaçların yararları ve riskleri hakkında konuşacaktır. Bu bilgiler, teşhisinizle birlikte, alacağınız antikoagülan ilaç türünü, ne kadar süreyle almanız gerektiğini ve ihtiyacınız olan takip izleme türünü belirlemenize yardımcı olacaktır.
Her ilaçta olduğu gibi, antikoagülanınızı doktorunuzun talimatlarına göre nasıl ve ne zaman alacağınızı bilmek ve doktorunuzun önerdiği şekilde sık sık kan testi yaptırmanız önemlidir.
Doktorunuz Warfarin kullanmanız gerektiğini söyledi ise:
Adet döneminde kanda pıhtılaşma görülmesi genellikle kadınlar tarafından normal karşılanan bir durumdur. Kanda meydana gelen pıhtının rengi kahverengi veya açık kırmızı şeklindedir. Adet kanamasında meydana gelen bu oluşumun belirli nedenleri bulunmaktadır.
İşte adet döneminde pıhtı neden olur, sorusunun cevabı…
Kansızlık ve demir eksikliği
Demir eksikliği ve kansızlık bu dönemlerin oldukça sorunlu geçmesine neden olur. adet döneminde baş ağrısı, adet kanında meydana gelen kan pıhtılaşması demir eksikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Dolayısıyla adet döneminde kanda pıhtılaşma aynı zamanda da baş ağrısı sorunu yaşıyorsanız tıbbi bir yardım alarak demir eksikliğinizi ölçtürmenizi tavsiye ediyoruz.
Gebelik sonucunda genişleyen rahim
Gebelik döneminde aşırı genişleyen rahim daha sonra eski haline dönemez. bu durumun sonucunda gebelik sonrasında meydana gelen adet kanamalarında pıhtı görülmesi oldukça normal bir durum olarak karşılanır. Ancak pıhtılaşma çok fazla oluyorsa doktor ilaç kullanımını tavsiye edebilir.
Menopoz
Kadınlarda menopoz döneminin meydana gelmesi kadınlık hormonlarının değişmesi sonucunda oluşmaktadır. Bir kadının bütün üreme yıllarında östrojen ve progesteron arasındaki hassas bir denge korunur. Bu denge, menopoz sırasında sağlanamaz ve uterus duvarında kalınlaşmasına yol açar. Bu kalınlaşma kadınların kan pıhtılaşması gelişimine katkı sağlar.
Kullanılan ilaçlar ve yan etkileri
Herhangi bir hastalık için kullanılan bazı ilaçlar hormonal değişikliklere ve dengesizliklere sebebiyet verebilir. Aynı zamanda kadınların hormonla alakalı kullanması gerektiği ilaçlar rahim duvarının kalınlaşmasına sebebiyet verebilir. bu durumun sonucunda adet kanında pıhtılaşma görülebilir.
Miyomlar nedeniyle meydana gelen pıhtılaşma
Adet kanmasındaki yoğunluk, adet kanında meydana gelen kan pıhtısı rahimde ve yumurtalıklarda oluşmuş olan miyomlar nedeniyle meydana gelebilir. Ayrıca
adet döneminiz ağır ve yoğun geçiyorsa, bu durum yine miyomdan kaynaklanıyor olabilir. Muhakkak uzman bir hekime başvurulması gerekmektedir.
Rahimde meydana gelen polipler
Rahimde meydana gelen polip oluşumlar cinsel ilişkinin ağrılı geçmesine, adet kanında pıhtı oluşmasına neden olan en önemli etkenlerdendir. Verdiğimiz şikâyetlerden en az birine sahipseniz, bir uzman doktora görünmenizi tavsiye ederiz. Ancak uzman doktorla görüşürken rahim ultrasonu haricinde, rahim filmi çektirmeniz gerebilir. Aksi takdirde polip oluşumunu anlamanız biraz zaman alacaktır.
Adenomyozis veya Endometriozis
Bu iki durum, rahim astarından başka bir yerde uterus dokusunun büyümesi anlamına gelmektedir. Endometrioziste uterus dokusu, uterusun dışında, oysa ki adenomiyoziste ise doku rahim kasının içinde gelişir. Anormal kanama ve kan pıhtısının görüldüğü anormallikler bu iki koşuldan dolayı ortaya çıkabilir.
Adet döneminde gecikme
Adet döneminde gecikme yaşanması pıhtı sorunun diğer nedenleri arasında yer almaktadır. Adet döneminiz bir süre geciktiyse daha sonrasında oluşan kanamalarda pıhtı atması gayet sık karşılaşılan bir durumdur.
Kilo alıp verme
Yaşadığınız ani kilo değişimleri varsa bu durumda da adet kanınızda pıhtı meydana gelebilir. şunu da muhakkak unutmamak gerekir; kilonuzda meydana gelen değişiklikler hormonal nedenlerden dolayı ortaya çıkabilmektedir.
Adet dönemini sancılı ve sıkıntılı bir şekilde geçiriyorsanız doktor kontrolünde bitkisel tedavi yöntemleri de deneyebilirsiniz. işte adet döneminizde meydana gelen sıkıntılarınıza alternatif tedavi yöntemleri…
Bel Ağrısına İyi Gelen Doğal Çözümler
Öncelikle normal adet kanamasını tarif edecek olursak menarÅ dediÄimiz ilk adetten menopoza kadar olan dönemde döl yataÄı ya da endometrium denilen ve rahmin iç tabakasını oluÅturan dokunun belirli aralıklarla dökülmesidir. Düzenli bir adet kanaması olabilmesi için kafa içinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bezi ile yumurtalıkların bir ahenk içinde çalıÅması ve rahmin iç tabakasını oluÅturan endometriumun da bu organlardan salgılanan hormonlara cevap vermesi gereklidir. Bu uyumun neticesi yumurtlamadır, eÄer yumurtlama olmazsa adet kanamaları da belli bir düzen içinde gerçekleÅmez.
Normal adet düzeni 28+- 7 gündür, yani 21-35 günde bir tekrarlar, 3-7 gün sürer ve ortalama 20-80 ml miktarında olan kanamalarla birliktedir.
Ancak hastaların sadece %5’inde yukarıda bahsettiÄimiz düzen olduÄundan adet dıÅı kanamalar ya da düzensiz adet görme oldukça sık görülen bir durum olup kadın doÄum hekimine en sık baÅvuru nedenlerinden biridir. Adet dıÅı kanama çoÄunlukla altta yatan bir probleme baÄlıdır, bu nedenle bir hastalık olarak deÄil daha çok bir belirti olarak düÅünülmelidir. Sebep kafa içindeki iç salgı bezlerine baÄlı olabileceÄi gibi tiroid bezi, böbrek üstü bezi hastalıkları hatta rahim kanserleri dahi olabilir. Yani oldukça geniÅ bir hastalık grubu adet dıÅı kanamalara yol açabilir.
Adet dıÅı kanamaları sınıflayacak olursak hormonal sebepler, kan pıhtılaÅma faktörleri ile ilgili sebepler ve organik sebepleri sayabiliriz.
Bunlar; hormonların (anovulasyon) veya pıhtılaÅmayla ilgili fonksiyonların bozukluÄuna (idyopatik trombositopenik purpura, von Willebrand) baÄlı kanamalar ve organik yani kadın üreme organlarından geliÅen gözle yada mikroskobik inceleme neticesinde ortaya konulabilen patolojilerin (polip, myom (özellikle submüköz yani rahmin içine doÄru büyüyenler), rahim iç zarının kalınlaÅması ve kanserler) neden olduÄu kanamalardır.
Adet dıÅı kanamalar yeni doÄan bir bebekte olabildiÄi gibi (anneden gelen hormonların doÄum sonrası azalması) menopoz sonrası dönemde de olabilir.
Çocukluk döneminde görülen adet kanamaları puberte prekoks denen ve erken bir seksüel geliÅimin belirtisi olabileceÄi gibi oyun çaÄında bir çocukta da vajene kaçmıŠbir yabancı cisim nedeniyle de ortaya çıkabilir, yine bu dönemde görülen bazı nadir tümöral geliÅmeler de adet dıÅı kanamalara neden olabilir.
BuluÄ çaÄına girmiÅ genç bir kızın adet kanamaları genellikle düzensizdir. Bu durumun en önemli sebebi anovulasyon yani yumurtlamanın baÅlamamıŠolmasıdır. Bu durum menarÅtan yani ilk adetten itibaren genellikle 1-2 yıl sürer, 2 yıldan uzun süren durumlarda ayrıntılı bir araÅtırmada fayda vardır. BuluÄ çaÄındaki bir kızda yumurtlamasız adetlerin 2 yıldan fazla düzensiz olarak devam etmesi halinde kafa içindeki hormon üreten organları, yumurtalıkları ve yine üreme fonksiyonlarını etkileyebilen tiroid bezini ve bu organların salgıladıÄı hormonları deÄerlendirmenin yanında altta yatan bir organik patolojinin olup olmadıÄını anlamak için ultrasonografi gibi görüntüleme metotları kullanılmaktadır.
Yine yumurtlama düzenini aksatarak adet düzensizliÄine neden olan anoreksia nevroza, bulimia gibi yeme bozukluÄuyla kendini gösteren psikiyatrik rahatsızlıklar, aÅırı fiziksel aktivite, örn; maraton koÅan kadın atletlerde adet düzensizlikleri görülmesi, kronik hastalıklar ve emosyonel stres adet dıÅı kanamalara neden olabilir.
DıŠgebelikler de baÅlangıçta adet dıÅı kanamalara neden olarak hasta ve hekim için yanlıŠtanılara yol açabilir, çok sık olmamakla birlikte bu durumun da akılda tutulmasında fayda vardır.
Ülkemizin bulunduÄu coÄrafyada sık görülen bir hastalık ta polikistik over sendromudur. Yumurtlamanın az ya da hiç olmadıÄı bu hastalıkta düzensiz adet kanamaları ya 35 günün üzerinde bazan da 21 günün altında aralıklarla meydana gelmektedir. Bu duruma alıÅan hasta bazen gebe kaldıÄında bunu farkedememekte ve dıŠgebelik durumlarında ya da düÅük yaptıÄında tanı koymada gecikmeler yaÅanabilmektedir.
Adet dıÅı kanamaların organik sebeplerine baktıÄımızda ilk ve en çok karÅımıza çıkan hastalık myomlardır. Myomlar rahmin kas dokusundan köken alan iyi huylu tümoral yapılardır. Beyaz ırktaki kadınların %25’inde siyah ırkta ise yaklaÅık %50 oranında görülür.
Rahim aÄzında genellikle iltihap nedeniyle oluÅan erozyonlar (yaralar) ve rahim aÄzı kanserleri de özellikle iliÅki sonrası kanamalara neden olurlar. Ayrıca rahim içini döÅeyen endometriumun kanserleri de adet dıÅı kanamalar veya menopoz sonrası kanamalarla kendini gösterir. Endometrium kanserleri polikistik over sendromu olan hastalarla, kilolu ve diabetik hastalarda daha fazla görülür.
Aslında adet dıÅı kanamaların belki de en önemli olduÄu dönem menopoza giriÅ dönemi ve menopoz sonrası dönemdir. Çünkü bu dönemde adet dıÅı kanamaların en önemli sebepleri hormonal dengesizlikler olmakla birlikte akla gelmediÄi takdirde ciddi bir kanser de olabilir.
Sonuç olarak adet dıÅı kanama Åikayeti ile gelen her bayanda yaÅı ne olursa olsun mutlaka ultrasonografi yapılmalı, hormonal tetkikler istenmeli, rahim aÄzı smear testi (rahim aÄzından alınan sürüntü örneÄinin cama yayılarak histopatoljik inceleme yapılması) yapılmalı ve gerek duyulan durumlarda histeroskopi ( rahim içinin kamera yardımı ile gözlenmesi) yapılmalıdır.
Regl pıhtıları, genellikle menstrüel kanamanın daha yoğun olduğu ilk birkaç günde görülebilen, jöle benzeri bir yapıya sahip, yoğun kıvamdaki yapılardır. Regl döneminde bu pıhtılarla karşılaşman genellikle normal olsa da pıhtının sıklığı ve boyutuna bağlı olarak bazı rahatsızlıkların belirtisi de olabilir.
Pıhtı, vücudun savunma mekanizmasının bir parçası olan kalın ve jöle benzeri bir dokuya sahip ve yüksek miktarda kan kaybını engelleyen bir yapıdır. Regl pıhtıları, genellikle kanamanın yoğun olduğu, menstrüasyonun ilk günlerinde kümeler, parçalar ve yoğun kıvamda daha sık görülebilir. Regl pıhtıları, çoğu zaman normal olmakla birlikte, kimi zaman yapıları ve sıklıklarına göre, bazı rahatsızlıkların belirtisi olabilirler.
Menstrüasyon döneminde rahim astarı (endometriyum) dökülürken, rahmin dibinde birikerek, rahim ağzının büzülmesini ve içindekileri dışarı atmasını bekler. Bu kalınlaşmış kan ve dokunun parçalanmasına yardımcı olmak için, vücudumuz antikoagülan (pıhtılaşmayı önleyen madde) üreterek, daha kolay bir akış sağlamaya çalışır. Kan, antikoagülanlardan daha hızlı hareket ettiğinde, pıhtılar oluşabilir.
Regl pıhtıları akış yoğun olduğunda oluştuğu için, genellikle reglin en ağır olduğu ilk 2 gün daha sık görülebilir. Reglin sonuna doğru, regl kanı daha koyu ve kahverengi görünmeye başlayabilir. Pıhtılar:
Parlak renkli veya daha koyu kırmızı olabilir
Daha büyük boyutlu ve siyah görünebilir
Ara sıra meydana gelen ve 3-4 cm’den büyük olmayan pıhtılar genellikle normaldir.
Bazı regl dönemlerinde pıhtılaşma olmadan hafif bir kanama görürken, daha sonraki regllerde pıhtı içeren yoğun bir kanama yaşayabilirsin. Döngüden döngüye değişiklikler olması doğaldır; bu değişimler, beslenme ve yaşam tarzı gibi faktörlerdeki farklılıklara bağlı olabilir.
Fiziksel ve hormonal faktörler, regli etkileyebilir ve yoğun bir akış oluşturabilir. Yoğun kanama da pıhtı oluşumunu artırabilir. Rahmi büyüten ve tıkayan koşullar, rahim duvarına fazladan baskı uygulayabilir veya rahmin kasılma yeteneğini etkileyebilir. Böyle durumlarda, pıhtılaşma ihtimali artabilir.
Üst üste regl dönemlerinde büyük pıhtılarla karşılaşıyorsan,
Bu pıhtılar, 3-4 cm’den büyükse,
Tampon ya da pedini saatte bir gibi kısa aralıklarla değiştirmek zorunda kaldığın, ağır kanamalar yaşıyorsan,
Hamile olmana rağmen pıhtılaşma yaşayıp, düşük şüphesi ile karşı karşıyaysan.
Bu gibi durumlarda, pıhtılaşmanın ardında yatan başka bir hastalık ya da tedavi gerektiren durum yatıyor olabilir. Doktorunun yapacağı tetkikler ile doğrur teşhisi öğrenip, uygun tedaviyi görebilirsin.