adetliyken ilahi dinlenir mi / Adetliyken kuran okunur mu? Adetliyken mukabeleye gidilir mi?

Adetliyken Ilahi Dinlenir Mi

adetliyken ilahi dinlenir mi

Kalem Suresi Okunuşu: Kalem Suresi Yazılışı, Anlamı, Fazileti, Tefsiri ve Türkçe Okunuşu

Kur'an-ı Kerim'in altmış sekizinci suresi olan Kalem suresi, Mekke döneminin başlarında inmiştir. İniş sırasına göre 2. suredir ve 52 ayetten oluşur. Adını, ilk ayetinde geçen “elKalem” kelimesinden almıştır. Nun suresi olarak da anılır. Birçok İslami kaynakta, Nun ve Kalem suresi duası faziletleri, anlamı, sırları ve meali ile ilgili önemli bilgiler yer alır..

KALEM SURESİ OKU

Günümüzde genellikle sınavdan önce okunacak başarı duası olarak bilinir. Bu yüzden Kalem suresi okunuşu bilmek önemlidir. Kalem suresi okunuşu gün içerisinde ve sınavdan önce başarı için yapılmalıdır. Bu surenin fazileti, faydaları ve yararları olduğuna inanılır. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Kalem suresi anlamı (meali), Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu, fazileti, hikmeti ve dinle seçeneği hakkında bilgiler içeriğimizde bulunuyor:

KALEM SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim

  1. Nun velkalemi ve ma yesturune.
  2. Ma ente binı'meti rabbike bimecnunin.
  3. Ve inne leke leecren ğayre memnunin.
  4. Ve inneke le'ala hulukın 'azıymin.
  5. Fesetubsıru ve yubsırune.
  6. Bieyyikumulmeftunu
  7. İnne rabbeke huve a'lemu bimen dalle'an sebiylihi ve huve a'lemu bilmuhtediyne.
  8. Fela tutı'ılmukezzibiyne
  9. Veddu lev tudhinu feyudhinune.
  10. Ve la tutı' kulle hallafin mehiyni.
  11. Hemmazin meşşain binemiymin.
  12. Menna'ın lilhayri mu'tedin esiymin.
  13. 'utullin ba'de zalike zeniymen.
  14. En kane za malin ve beniyne.
  15. İza tutla 'aleyhi ayatuna kale esatıyrulevveliyne.
  16. Senesimuhu 'alelhurtumi.
  17. İnna belevnahum kema belevna ashabelcenneti iz aksemu leyasri munneha musbihıyne.
  18. Ve la yestesnune.
  19. Fetafe 'aleyha taifun min rabbike ve hum naimune.
  20. Feasbehat kessariymi.
  21. Fetenadev musbihıyne.
  22. Eniğdu 'ala harsikum in kuntum sarimiyne.
  23. Fentaleku ve hum yetehafetune.
  24. En la yedhulennehelyevme 'aleykum miskiynun.
  25. Ve ğadev 'ala hardin kadiriyne.
  26. Felemma reevha kalu inna ledallune.
  27. Bel nahnu mahrumune.
  28. Kale evsetuhum elem ekul lekum levha tusebbihune.
  29. Kalu subhane rabbina inna kunna zalimiyne.
  30. Feakbele ba'duhum 'ala ba'dın yetelavemune.
  31. Kalu ya veylena inna kunna tağıyne.
  32. 'asa rabbuna en yubdilena hayren minha inna ila rabbina rağıbune.
  33. Kezalikel'azabu ve le'azabul'ahıreti ekberu lev kanu ya'lemune.
  34. İnne lilmuttekıyne 'ınde rabbihim cennatin ne'ıymi.
  35. Efenec'alulmuslimiyne kelmucrimiyne.
  36. Ma lekum keyfe tahkumune.
  37. Emlekum kitabun fiyhi tedrusune.
  38. İnne lekum fiyhu lema tehayyerune.
  39. Em lekum eymanun 'aleyna baliğatun ila yevmilkıyameti inne lekum lema tahkumune.
  40. Selhum eyyuhum bizalike ze'ıymun.
  41. Emlehum şureka'u felye'tu bişurekaihim in kanu sadikıyne.
  42. Yevme yukşefu 'an sakın ve yud'avne ilessucudi fela yestetıy'une.
  43. Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zillefun ve kad kanu yud'avne ilessucudi ve lum salimune.
  44. Fezerniy ve men yukezzibu bihazelhadiysi senestedricuhum min haysu la ya'lemune.
  45. Ve umliy lehum inne keydiy metiynun.
  46. Em tes'eluhum ecren fehum min mağremin muskalune.
  47. Em 'ındehumulğaybu fehum yektubune.
  48. Fasbir lihukmi rabbike ve la tekun kesahıbilhuti iz nada ve huve mekzumun.
  49. Levla en tedarekehu nı'metun min rabbihi lenubize bil'arai ve huve mezmumun.
  50. Fectebahu rabbuhu fece'alehu minessalihıyne.
  51. Ve in yekadulleziyne keferu leyuzlikuneke biebsarihim lemma semi'uzzikre ve yekulune innehu lemecnunun.
  52. Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyne.

KALEM SURESİ YAZILIŞI

KALEM SURESİ DİNLE

KALEM SURESİ TÜRKÇE ANLAMI (DİYANET MEALİ)

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

  1. Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun.
  2. Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin.
  3. Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var.
  4. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
  5. Sen de göreceksin, onlar da görecek.
  6. Hanginizde imiş o fitne ve cinnet.
  7. Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.
  8. O halde, yalanlayıcılara itaat etme.
  9. Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
  10. Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,
  11. Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,
  12. Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,
  13. Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,
  14. Mal ve oğulları var diye (böyle davranır).
  15. Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.
  16. Yakında biz onu hortumunun (burnunun) üzerinden damgalayacağız.
  17. Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.
  18. İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı).
  19. Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da,
  20. Bahçe simsiyah kesiliverdi.
  21. Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
  22. "Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
  23. Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.
  24. "Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diyorlardı.
  25. (Zanlarınca yoksulları) engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.
  26. Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Biz herhalde yanlış gelmişiz" dediler .
  27. "Yok, biz mahrum edilmişiz." (dediler).
  28. İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"
  29. "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler).
  30. Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.
  31. Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız.
  32. Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.
  33. İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.
  34. Kuşkusuz korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır.
  35. Öyle ya, teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç?
  36. Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz?
  37. Yoksa size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz?
  38. O kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı?
  39. Yoksa, "ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
  40. Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi?
  41. Yoksa ortakları mı var onların? Doğru iseler ortaklarını getirsinler.
  42. O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
  43. Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
  44. Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
  45. Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.
  46. Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
  47. Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
  48. Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma. Hani o öfkeye boğulmuş da nida etmişti.
  49. Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
  50. Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.
  51. O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar "o bir deli" diyorlar.
  52. Halbuki o âlemler için bir öğüttür.

KALEM SURESİ NUZÜL

Kalem suresi mushaftaki sıralamada altmış sekizinci, iniş sırasına göre ikinci sûredir. Alak sûresinden sonra, Müzzemmil sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 17. âyetten 50. âyete kadar olan kısmının Medine’de indiği yönünde bir rivayet bulunmakla beraber (bk. Şevkânî, V, 307) âyetlerin üslûp ve içeriğinden bunların da Mekke’de indiği anlaşılmaktadır.

KALEM SURESİ KONUSU NEDİR?

Muhammed aleyhisselâmın Allah tarafından gönderilmiş gerçek bir elçi olduğu, yüksek şahsiyeti ve Mekkeli müşriklerin onun getirdiği mesaj konusunda yaymaya çalıştıkları tereddütler, müşriklerdeki şahsiyet bozuklukları, nimete karşı nankörlüğün sonucunu açıklamak amacıyla anlatılan “bahçe sahipleri kıssası”, âhiretin sıkıntılı ve dehşetli halleri, Allah’ın müminler için hazırlamış olduğu ödüller ve kâfirlere vereceği cezalar, sûrenin başlıca konularıdır. Ayrıca Hz. Peygamber’e metânetli olması, Yûnus peygamberin yaptığı gibi sabırsızlık göstermemesi tavsiye edilmektedir.

KALEM SURESİ FAZİLETİ

Kalem suresini üç bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölümde (âyet 1-7) ilk olarak kaleme ve yazıya yemin edilir. Sûrenin başındaki nûn hurûf-ı mukattaadan biridir. Bu harfin “hokka, mürekkep, balık” gibi anlamlara geldiği ve rahmân isminin son harfi, dolayısıyla bir ismin rumuzu olduğu ifade edilmekle birlikte (Fahreddin er-Râzî, XXX, 77) sûre başlarındaki diğer harfler gibi o da müteşâbihtir. Öte yandan kaleme ve yazıya yemin edilmesi Kur’an’ın okuma yazmaya verdiği öneme işaret eder. Bu bölümde inkârcılar tarafından Hz. Peygamber’e yöneltilen iftiralara cevap verilerek onu aşağılamak ve gözden düşürmek isteyenlerin iddiasının aksine Resûlullah’ın mecnun olmadığı ve yüksek bir ahlâka sahip bulunduğu vurgulanır; kimin çarpılmış, akıldan yoksun kalmış olduğunu yakında herkesin göreceği belirtilir.

Sûrenin ikinci bölümünde (âyet 8-47) başkalarını çekiştirme, insanlar arasında söz götürüp getirme, iyiliğin amansız düşmanı olma, saldırganlık ve kabalık gibi ahlâkî zaaflara dikkat çekilir (âyet 8-16). Bu âyetlerin, Hz. Peygamber’e düşmanlığı ile tanınan Velîd b. Mugīre ve Ahnes b. Şerîk gibi Kureyş kabilesinin ileri gelenleri hakkında nâzil olduğu nakledilmektedir (Süyûtî, s. 204). İnsanların onur ve şahsiyetini hedef alan, dolayısıyla ferdî ve içtimaî ahlâkı zedeleyen bu davranışların zikredilmesiyle bir taraftan adı geçen kişilerin karakterleri yerilirken diğer taraftan müminlerin bu niteliklerden uzak durmaları konusunda uyarıldıkları anlaşılmaktadır. Bu bölümde ayrıca, kendilerine verilen nimetlere karşı nankörlükleri yüzünden bu nimetlerden mahrum bırakılan kişilerle ilgili bir kıssaya yer verilerek (âyet 17-32) nimetle şımarmanın, iyiliğe engel olmanın ve başkalarının haklarına tecavüz etmenin sonucu anlatılır, mal ve evlâdın aslında bir imtihan vesilesi olduğu vurgulanır. Bu âyetlerde insanların sadece yoklukla değil nimetle sınanmalarının da ilâhî bir kanun olduğuna işaret edilmektedir. Daha sonra inkârcılara ardarda yöneltilen çarpıcı sorularla (âyet 35-47) onların üstünlük iddiaları reddedilir ve inançlarının hiçbir temelinin olmadığı belirtilir. Âhirette kendilerini bekleyen korkunç son hatırlatılarak kıyamet sahnelerinden biri etkileyici bir üslûpla tasvir edilir.

Üçüncü bölümde (âyet 48-52) nüzûl sırasına göre ilk defa bir peygamber kıssasına yer verilerek Hz. Yûnus’un yaşadığı tecrübe aktarılır. Resûlullah’ın mâruz kaldığı sıkıntılara karşı sabretmesi istenir; bu şekilde hem kendisi hem de ona inananlar teselli edilir. Burada, kâfirlerin Kur’an’ı işittikleri zaman Hz. Peygamber’i neredeyse gözleriyle devireceklerini ifade eden 51. âyetin Kureyş’ten bir grubun Resûlullah’a bakıp, “Ne onun gibisini ne de getirdiği delillerin benzerini gördük” demek suretiyle ona nazar değdirmek istemeleri üzerine nâzil olduğu nakledilmektedir (Vâhidî, s. 249). Nitekim Hasan-ı Basrî nazara karşı bu âyetin okunmasını tavsiye etmiştir (Zemahşerî, IV, 148; Fahreddin er-Râzî, XXX, 100). Sûre Kur’an’ın insanlar için bir uyarı olduğunu ifade eden âyetle sona erer.

Bazı tefsirlerde Hz. Peygamber’den nakledilen, “Kalem suresini okuyan kişiye Allah ahlâkını güzelleştirdiği kimselerin sevabını verir” (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 148) meâlindeki hadisin sahih olmadığı belirtilmektedir (Muhammed et-Trablusî, I, 1022).

KALEM SURESİ TEFSİRİ (KUR’AN YOLU)

Kalem suresinin başında bulunan “nûn” harfi, “hurûf-ı mukattaa”dan olup bu tür harflerin ilk inenidir. Bakara sûresinin ilk âyetinde bunlar hakkında geniş bilgi verilmiştir.

Mekke müşrikleri şair, kâhin ve sihirbazların cinlerden bilgi ve ilham aldıklarına inanırlardı. Hz. Peygamber’in de onlar gibi cinlerin etkisi altına girdiğine ve söylediklerinin ona cinler tarafından telkin edildiğine inandıkları için ona şair, kâhin, sihirbaz ve mecnun diyorlardı (krş. Hicr 15/6; Tûr 52/29-30; Müddessir 74/24 ve bu sûrenin 51. âyeti). Bu sebeple Allah Teâlâ kaleme ve kalem ehlinin yazdığı satırlara yemin ederek onun, iddia edildiği gibi mecnun olmadığını, aksine Allah’ın lutfuna yani peygamberlik gibi bir şerefe erdiğini ifade buyurdu (Şevkânî, V, 308).

Elmalılı buradaki bir anlam inceliğine dikkat çekerken özetle şunları söyler: “(Yazanların) yazdıklarına” diye çevrilen cümledeki fiilin kalıbı, yazanların, gerçekte kalemler değil, akıl ve idrak sahibi varlıklar olduğunu gösterir. İfadenin akışı dikkate alındığında burada kalemden maksadın da bu nesnenin kendisi değil onun yazdıkları olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde kalem ve yazılardan, akıl ve anlamlar âlemini, bunlardan da onları beşer aklına yazan ilk kalemi, bundan da onun sahibi olan rabbü’l-âlemîni anlamak gerekir. Öte yandan bu fiilin, “yazmakta oldukları ve yazacakları” anlamlarını birlikte anlattığı da gözden kaçırılmamalıdır (VIII, 5266-5267). “Kalemden maksat vahyi yazan kalem, yazdıklarından maksat Kur’an’dır” diyenler de olmuştur; ancak âyeti genel anlamda değerlendirmek daha doğru olur. Burada kalem ile simgelenen yazının, insanın düşünce, tecrübe ve kavrayışlarının kayıtlar aracılığıyla bireyden bireye, kuşaktan kuşağa ve bir kültür çevresinden diğerine aktarılmasında önemli bir etken; bilginin yazılıp korunmasında, ilim ve irfanın gelişmesinde, dolayısıyla toplumların aydınlanmasında vazgeçilmez bir araç olduğuna işaret vardır. Kur’an-ı Kerîm’in ilk inen sûresine (Alak) “oku!” buyruğuyla başlandığı gibi ikinci inen bu sûrenin ilk âyetinde de Allah Teâlâ tarafından yazı aracı olan kaleme ve kalem ehlinin onunla yazdıkları üzerine yemin edilmiş olup bu durum, İslâm’ın okuma yazmaya, bilime ve yazılı kültüre verdiği önemi göstermesi açısından oldukça anlamlıdır. Özellikle Hicaz Bölgesi Araplarının ilk defa Kur’an ile birlikte yazılı kültüre geçmelerinde –başka âmiller yanında– bu gibi âyetlerin teşvik edici bir role sahip olduğu söylenebilir.

Hz. Peygamber’e verilen “bitip tükenmeyen ödül”, dünyada peygamberlik görevini yerine getirirken her türlü engellere karşı yanında bulduğu Allah’ın yardımı, âhirette ise Allah’ın ona lutfedeceği müstesna mükâfatlardır (İbn Âşûr, XXIX, 62-63). 4. âyetteki “üstün ahlâk” ise Hz. Peygamber’in sahip olduğu Kur’an ahlâkıdır. Nitekim Hz. Âişe bir soru münasebetiyle Hz. Peygamber’in ahlâkının Kur’an ahlâkı olduğunu belirtmiş (Müslim, “Müsâfirîn”, 139); kendisi de güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini ifade buyurmuşlardır (Muvatta’, “Hüsnü’l-huluk”, 8). Bu açıklamalar, Hz. Peygamber’in, müşriklerin iddia ettiği gibi mecnun değil, aksine Allah’ın lutfuna mazhar olmuş yüksek bir şahsiyete ve üstün bir ahlâka sahip, her yönüyle mükemmel, insanlık için örnek bir önder ve güvenilir bir rehber olduğunu gösterir. 5-6. âyetler ise Hz. Peygamber’e mecnun diyenlere karşı bir cevap ve uyarı içermektedir. Burada inkârcıların, hak ettikleri cezaya çarptırıldıkları zaman Hz. Peygamber’i mi yoksa kendilerini mi cin çarpmış olduğunu görecekleri sert bir üslûpla ifade edilmiştir. Nitekim Bedir Savaşı’nda müslümanlardan beklemedikleri darbeyi yiyince cin çarpmışa dönmüşler ve neye uğradıklarını bilememişlerdir. 7. âyet, önceki âyetlerin gerekçesini anlatmaktadır; buna göre inkârcılar hem dünyada hem de âhirette kendilerine fayda sağlayacak ve mutlu kılacak olan Allah’ın dininden ve O’nun yolundan saptıkları için asıl mecnun kendileridir.

KALEM SURESİ NE ZAMAN İNMİŞTİR?

  • Kalem suresi ya da Nun suresi, Mekke döneminde inmiştir.
  • Mushaftaki sıralamada altmış sekizinci, iniş sırasına göre ikinci sûredir.
  • Alak sûresinden sonra, Müzzemmil sûresinden önce inmiştir.

KALEM SURESİ KAÇ AYET?

  • Kalem suresi, 52 ayetten oluşmaktadır.

KALEM SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR?

  • Kalem suresi, Kur'an-ı Kerim'in 29. cüzünde bulunuyor. Kalem suresi, 563. sayfada başlamaktadır.

KALEM (NUN) SURESİ KONUSU NEYİ ANLATIYOR?

Kalem Suresi Allah-u Teâlâ’nın kalem ve yazdıklarına yemin etmesiyle başlamaktadır. İkinci ayette ise, İslam düşmanlarının mecnun ve deli diyerek peygamberle alay etmeleri karşısında, Allah Resul-ünün (s.a.a) Allah tarafından övülmesiyle mecnun olmadığına işaret edilmektedir. Bu surenin başka bir ayetinde ise “imhal” konusuna, yani kâfir ve sitemkârlara “onların daha fazla zararı ile sonuçlanan mühlet verme” konusundan söz edilmekte ve daha sonra günah, fesat ve Allah’tan gaflet etmelerinden dolayı Ashabe’l Cennet’in (buradaki manası bahçe sahipleri) başına gelen belayı ve hikâyesini nakletmektedir. Kalem Suresi'nin sonunda da nazar ayeti olarak meşhur olan ve göz değmesini def eden “ve in yekad” ayetine değinilmektedir.

KALEM SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR?

  • Kalem suresi, adını, ilk ayetteki “kalem” kelimesinden almıştır.
  • Allah-u Teâla bu surede kaleme ve yazdıklarına yemin etmiştir; “Andolsun kâleme ve yazdıklarına”.
  • Nun suresi, Kalem suresinin bir diğer ismidir.

KALEM SURESİ NE ZAMAN OKUNMALI?

Kalem suresi, zaman ve mekân ayırt etmeksizin okunacak sureler arasındadır. Kalem suresi, sınavdan önce okunacak başarı duası olarak da bilinmektedir. Bu yüzden, sınavlardan önce zihin açıklığı ve başarı için Kalem suresi okunabilir. Kötülük ve şerden korunmak için de Kalem suresine başvurulur.

Kem göz ve nazardan korunmak isteyenler de Kalem suresini gün içerisinde okuyabilir.

KALEM SURESİ NE İÇİN OKUNUR, NEYE İYİ GELİR?

Kalem suresinin ne amaçlı okunabileceklerine dair bazı dini kaynaklarda belirtilenler şunlardır:

Zalimin zulmüne karşılık ve kötülükleri engellemek için Kalem suresi okunabilir.

Şerden korunmak için 10 defa Kalem suresi okunabilir.

Başarılı bir sınav sonucu için zihin açıklığı üzerine Kalem suresinin ilk 5 ayeti okunmalıdır.

Kalem suresi sınava girecek öğrencinin kalemine 1-3 ya da 7 kez okunduğu zaman Allah'ın izni başarı sağlanabilir.

Yara ve çıbanlara karşı toplamda 7 defa okunabilir. Kalem suresinin 16-19. ayetleri 1 kere okunmalı, 20. ayeti de 7 kere tekrarlanmalıdır.

KALEM SURESİ 51 VE 52. AYET NE İÇİN OKUNUR?

Kalem Suresi, 51 ve 52. ayet-i kerimeler, Nazar ayeti olarak meşhurdur. Birçok insan, bu ayet-i kerimenin yazılı olduğu tabloları satın alarak ev ve işyerlerine asmaktadır. Zira bu ayet-i kerimenin nazarı defedeceğine inanılmaktadır. Buna karşılık Üstat Şehit Mutahhari, nazarı kabul etmekle birlikte bu ayet-i kerimenin ev ve işyerlerine asılmasının, nazarla bir ilgisi olmadığı görüşünü savunmaktadır.

KALEM SURESİ 4. AYET NEYİ ANLATIR?

Ve şüphe yok ki sen, pek büyük bir ahlâka sâhipsin elbette. (Kalem Suresi / 4)

Bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle bir açıklamada bulunulmuştur: Bu ayet-i kerime gerçi Peygamber Efendimizin (s.a.a) güzel ahlakına değiniyor olsa da daha çok onun toplumsal ahlakının güzelliğine işaret etmektedir. Örnek verecek olursak sırasıyla bazılarını şöyle sayabiliriz: İnsanlarla olan ilişkilerde güzel ahlak, hak yolunda sağlam durmak, insanlardan gelecek olan eziyetlere ve tehlikelere karşı sabırlı olarak af ve bağışta bulunmak, eli açıklık, müdara etmek, tevazu ve diğer birçok örnek. Allame Tabatabai, el-Mizan Tefsirinde 6. cildin sonlarında Peygamber Efendimizin (s.a.a) ahlaki, ruhi ve cismi özellikleri hakkında 183 rivayet naklederek, açıklamaya çalışmıştır. Cenabet dışında hiçbir şey Peygamber Efendimizin (s.a.a) Kuran okumasına mani olmuyordu.

KALEM (NUN) SURESİ NASIL KOLAY EZBERLENİR?

Kur’an-ı Kerim’de yer alan bütün surelerin kolay ezberlenmesi için bol bol tekrar yapılması gereklidir. Nun ve Kalem suresi ezberlemek isteyen bir kişi, her ayeti en az üç kere okumalı ve sesli bir şekilde tekrar yapması yeterlidir.

KALEM SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?

Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Nun ve Kalem suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

Keza, başörtüsü olmadan da Kalem suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir.

KALEM SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU?

  • Kalem suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER

Abdestsiz Kur'an dinlenir mi? Abdetsiz olarak Kur'an dinlemek caiz midir? (Diyanet Cevabı)

Haberin Devamı

Kuran okunduğu zaman alınacak sevaplardan faydalanabilmek için abdestli olmak gerekir. Kuranı Kerim okunduğu zaman dinlemek ve Kuranı Kerimi hüzünlü bir şekilde okumak alimler tarafından çok önemli sayılır.

Abdestsiz Kur'an Dinlenir mi?

Abdestsiz Kuranı Kerim okuma hususunda en fazla dikkat edilmesi gereken konu kişinin gusül abdesti olup olmamasıdır. Gusül abdesti olmayan kişinin Kuranı kerimi ezberden bile okuması caiz görülmemiştir. Bu nedenle de gusül abdesti olmayan kişinin aynı zamanda Kuranı kerime dokunması ya da okuması da caiz değildir. Kişinin gusül abdesti var ve normal abdesti yok ise belli durumlarda Kuranı kerimi okuyabilir. Bu kişilerin ezberden okuması da normal abdest alamadığı durumlarda mümkündür. İki abdest ayrımının doğru bir şekilde yapılması gerekir. En güzel olanı ise, kişinin abdest alarak Kuranı kerimi yüzünden okumasıdır.

Haberin Devamı

Abdetsiz Olarak Kur'an Dinlemek Caiz midir? (Diyanet Cevabı)

Kur’an’ı Kerim okunduğu sırada dinlemek her zaman farzdır. Kuranı kerim, her nerede okunursa okunsun ona hürmet ederek dinlemek çok büyük sevaptır. Kur’an’ı Kerim okuyan birini abdestsiz bir şekilde olarak dinlemekte herhangi bir sakınca bulunmuyor. Kuranı kerim okunduğu zaman dinlemek için abdest almaya gerek yoktur ve abdestli bir şekilde dinlemek ise sevaptır ve çok daha faydalıdır.

Kur’an’ı Kerim’i dinlemenin okumaktan çok daha fazla sevap olduğu ile ilgili pek çok hadis de bulunuyor. Kur’an’ı Kerim’i abdestsiz bir şekilde dinlemek de mümkündür. Kuranı kerimi öğrenmek ya da öğretmek için öğretmek için kelimeleri telaffuz etmek ya da içinde geçen ayetlerden örnek verilmek sureti ile abdestsiz okumaya müsaade bulunuyor. Kuranı kerim, aynı zamanda da bir şifa kaynağı olduğu için en güzel şekilde sevabından yararlanabilmek için abdest almak gerekir.

Kur’an’ı Kerim’i, abdestsiz bir şekilde ezberden okumak isteyen bir kişinin kesinlikle gusül abdesti olması gerekir. Gusül abdesti olan bir kişi normal abdesti olmasa da Kuranı kerimde geçen ayet ya da sureleri ezberinden okuyabilir. Ezberden okumak, yoğun hayat şartlarında büyük bir kolaylık sağladığı için Kur’an’ı Kerim’de geçen duaları da ezbere okumak ve bilmek kişinin bu sevaptan yararlanabilmesi için daha kolaylık sağlar.

Adetliyken kuran okunur mu? Adetliyken mukabeleye gidilir mi?

adetli (regl) olan kadınlar nasıl ibadet edebilirler, namaz kılıp Kur'an okuyabilirler mi? Normal zamanlarda adetli kadınların namaz kılması caiz değildir. 
İslam alemlerine göre, kadınların adet dönemleri eğer kandil gibi kıymetli günlere denk gelirse o mümin ve müslüman kadınların kalblerindeki niyetlerine göre sevap verilir. adetli kadınlar kandil günlerinde Kur'an okuyup, namaz kılamazlar. ancak Kur'an dinlemelerinde bir sakınca yoktur.

adetli kadınlar nasıl ibadet edebilirler? : - Kur'an-ı Kerim okunduğu zaman dinleyebilir. - Her çeşit zikir ve dua yapabilir. - Sadaka verebilir. - İlim öğrenebilir.

adetli olan kadınlar Hadis-i şerfleri gereğince, o hayırlı günleri ve geceleri ibadetle geçirmek niyetinde idiyseler, şüphesiz ki, o mübarek ve güzel günlerin ve gecelerin rahmet ve bereketlerinden nasiplerini hem de eksiksiz olarak alacaklardır. Çünkü kadınların bu halleri, ellerinde olmayan bir özür kabilinden olduğu ve kendi istekleriyle olmadığı için mahrum olmalarını gerektirmez. Niyet, söz ve amelden hayırlıdır; çünkü söz ve amele gösteriş karışabilir, fakat niyete hiçbir şey karışamaz.

aDETLİYKEN (REGL DÖNEMİNDE) NaMaZ KILINIR MI? : adet (regl) olan bir kadının, namaz kılması ve Kur'an okuması haramdır. Peygamber Efendimiz (SaV) hayızlı (adetli), lohusa ve cünübün Kur'an okuması ile ilgili şöyle buyurmuştur; "Hayızlı kadın ve cünüp olan kimse Kur'an'dan bir şey okuyamaz." (Tirmizi, Taharet,) ayrıca Hz. ali (ra) de şöyle demiştir: "allah Resülünü cünüplüğün dışında Kur'an okumadan bir şey alıkoymazdı."

Bu hadislerden hareketle İslam alimlerinin çoğunluğu, hayızlı (adetli) kadının Kur'an okuyamayacağı gibi Kur'an ayetlerini de yazamayacağını belirtmişlerdir.

aDETLİYKEN FaTİHa OKUNaBİLİR Mİ? : Fatiha dua niyetiyle adetli regli döneminde okunabilir. ayrıca Kur'an'daki duaya benzeyen ayetler de Kur'an okuma niyetiyle değil de dua maksadıyla regli dönemlerinde okunabilir. Mesela felak, nas, ihlas gibi dualar.

REGLİ OLaN ZİKİR ÇEKEBİLİR, DUa EDEBİLİR  :adetli kadınlar namaz kılamasalar da zikir çekebilir, dua edebilir. Bunlara bir mani yoktur. Hatta özel günlerindeki bir bayanın kıbleye doğru oturarak zaman zaman tesbih çekmesi, dua etmesi isabetli bir davranış olur.


adet olan kadınların veya cünüplerin, Kunut vesaire gibi çeşitli duaları okumalarında, tesbih ve tehlil kelimelerini söylemelerinde ve Hazret-i Peygambere salat ve selam getirmelerinde hiçbir mahzur yoktur. Hayız ve nifaslı halde olanlar, Kur'an-ı Kerîm'i okuyamamakla beraber, onu dinleyebilirler.

SÜLEYMaN aTEŞ : KaDINLaR aDETLİYKEN KUR'aN OKUYaBİLİR, NaMaZ KILaBİLİR!

İslam alimlerinin büyük bir kısmı kadınların adet zamanlarında namaz kılamayacaklarını, Kur'an-ı Kerim okuyamayacaklarını söylerken, İslam alimleri arasında farkıl görüş bildirenlerde bulunmaktadır. Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Süleyman ateş'e göre ise kadınlar regl ve lohusa halindeyken de namaz kılabilir, Kur'an okuyabilir ve her tür ibadetini yerine getirebilir. 

Süleyman ateş kişisel internet sayfası suleyman-ates.com'da bir okurunun adetli-regl halindeyken ibadet edilip edilmeyeceği yönündeki soruya şu yanıtı veriyor:

"Sana hayd (adet görme)den soruyorlar. De ki: 'O eziyettir.' adet halinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman allah'ın emrettiği yerden onlara varın. allah tevbe edenleri sever, temizlenenleri sever!" (Bakara: 222)

Fakîhlere göre adet süresi en az üç, en çok on gündür. Bundan az veya çok süre akan kan, hayd (adet kanı) değil, hastalık eseri sayılır. Yine fakîhlere göre hayd halinde kadın oruç tutamaz, namaz kılamaz, Kur'an'a el süremez, cinsel ilişkide bulunamaz. Orucunu sonra kaza eder ama namazını kaza etmez. Fakîhler kişi rivayetleriyle gelen hadislere dayanarak bu yargılara varmışlardır.

KURaN'a GÖRE : Oysa Kur'an-ı Kerîm'in kendisinde ne adetin süresinden, ne de adetli iken Kur'an okunamayacağından, namaz kılınamayacağından, oruç tutulamayacağından söz edilir. Hayd tıpkı idrar tutamamak gibi bir özürdür. Özürlü erkek ibadetten mu'af tutulmaz, sadece her vakit için abdest alıp ibadetini yapar.

Bir kadın, allah'ın Elçisine gelip düzensiz adet gördüğünü, bu durumda namaz kılıp kılamayacağını sormuş, allah'ın Elçisi ona: "O gerçek adet değildir, yıkan ve namazını kıl!" demiştir (Müslim, Hayd: b. 14, h. 62-64). Bu kadın, her vakitte yıkanıp namazını kılarmış. adetin düzenli olup olmamasıyla akan kanın niteliği değişmez. Hepsi de adet kanıdır. adetten kesilen kadından kan gelmez.

TEK YaSaK CİNSEL İLİŞKİ : Kur'an, adetli kadının neyi yapamayacağını söylüyor: O da cinsel ilişkidir. Kadına eziyet vereceği için erkeklere, bu durumdaki kadınla ilişkiye girmemeleri emredilmiştir. Maksat kadına eziyet vermemek, bir de o durumda kadına karşı bir soğukluk duygusu oluşma olasılığını önlemektir.

Bunun dışında regl (adet) hali, normal bir özür durumudur. Nasıl cünüp kimse su ile yıkanamadığı takdirde teyemmüm ederek namaz kılıyorsa özürlü kimse, özrü devam ede ede ibadetini yapabiliyorsa adetli kadın da her namaz için abdest alarak namazını kılar. Regl hali, kadını sarstığı için o durumda kadın, kendisini güçsüz hissediyorsa orucunu yiyip sonra kaza eder. ama güçlü hissediyorsa oruç tutması daha iyidir.

NİHaT HaTİPOĞLU: KUR'aN Da YaZMaZ aMa NaMaZ KILINMaZ, ORUÇ TUTULMaZ, KUR'aN OKUNMaZ

Süleyman ateş'in aksine İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ise kadınların özel günlerinde namaz, oruç, Kur'an gibi ibadetlere yaklaşamayacağını söyledi.

Kadınların özel hallerinde yasaklanan ibadetlerin tek tek Kur'an da yazmasa da Hz. Peygamber'in hadislerinde detayların açıklandığının altını çizdi. Nihat Hatipoğlu'nun açıklamalarını aşağıdaki playerdan izleyebilirsiniz.

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Gündem

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır