adli muayene raporu / Adli Rapor Formları | Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi | T.C. Trakya Üniversitesi

Adli Muayene Raporu

adli muayene raporu

T.C.

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI

Konu : Adli Raporların Tanziminde Dikkat Edilecek Hususlar Hakkında.

DEVLET HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİ’NE

                                                                                                                         

            Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi konusunda tarihinde yürürlüğe giren sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler doğrultusunda, adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili hususlar yeniden düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler doğrultusunda Yeni TCK, adli travmatoloji açısından eski TCK’ya göre kısmen farklı tanımlar getirmiş olup, buna bağlı olarak adli rapor tanziminde kullanılacak kavramlar ve adli rapor formatı değişmiştir. Eski yasa döneminde bulunmayan, şüpheli veyan sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuler üzerinde yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar yeni CMK’nın Gözlem Altına Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümünde (’inci maddeler arasında) düzenlenmiştir. Kanuna istinaden hazrılanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi,Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik de 21 Haziran tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözüedilen Kanun ve Yönetmelikte, adli vakaları sağlık kuruluşlarına sevk etmeye yetkili adli merciler, muayene ve vücutta örnek alınması ve muayene koşulları ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Daha önce de var olan, ancak CMK doğrultusunda yeniden düzenlenen Yakalam, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’ncu maddesinde, kişilerin muayene koşulları ve raporların iletilme şekli gibi hususlarda, eskisine göre değişikliğe uğramıştır.

         Adli tabiplik hizmeti aslen bir bilirkişilik hizmeti olup, görevin icrasında CMK’nın bilirkişilik ile ilgili hükümleri geçerlidir ( CMK, Madde ). Bilirkişi olarak adli tabibin yetki ve sorumlulukları da bulunmaktadır.

         Bilirkişiler, hakimler veya mahkemeler ile soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenir. Kanunların belirli konularda görevlendirdiği resmi bilirkişiker öncelikle atanırlar.

         Resmi bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar, bilirkişilik görevini kabul etmekle yükümlü olup, usulünce çağrıldığı halde yasal bir sebep olmaksızın gelmeyen veya görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında disiplin hapsi cezası uygulanır.

         Bilirkişi olarak görevlendirilen tabip, görevini yerine getirirken zorunlu saydığı soruları, mağdur, şüpheli veyan sanığa yöneltebilir. Ayrıca görevini yerine getirmek amacıyla bilgi edinmek için şüpheli veya sanık dışındaki kimselerin de bilgilerine başvurulabilir.

         Mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar verebileceği gibi, ilgililerden birinin istemesi halinde de açıklamalarda bulunmak üzere duruşmaya çağırılabilir.

         Bilirkişiler yasal mevzuata vakıf olmak durumundadırlar. Bu çerçevede:

         Şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuler üzerinde yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar, CMK’nın Gözlem Altına Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümündeki 75 ila 81’inci maddelerinde ve bu Kanuna göre çıkarılıp taihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te yer almaktadır.

         Zor kullanılarak yakalan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü ile ilgili hususlar, CMK’nın 99’uncu maddesine istinaden çıkartılıp, tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’uncu maddesinde yer almaktadır.

         Adli tabiplik hizmetleri kapsamında değerlendirilmesi gereken ölünün kimliğini belirleme ve adli muayene CMK’nın 86’ıncı, otopsi 87’inci, yeni doğan cesedinin adli muayenesi veya otopsi 88’inci, zehirlenme şüphesi üzerine yapılacak işlem 89’uncu, bir şüpheli ölüm vakası durumunda yapılacak işlem ’uncu madde hükümlerine göre yapılmalıdır.

         Bu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla, mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı planlama yapılmak üzere, düzenleme yapılmalıdır.

         Mesai saatleri dışında, adli vakaların muayenesiile rapor tanzimi gibi hizmetlerin, varsa 24 saat hizmet veren ve tanı-tedavi imkanları en geniş ve merkezi konumdaki bir sağlık kuruluşunca/kuruluşlarınca yerine getirilmesi şeklinde düzenleme yapılacak; otopsi hizmetleri için ise icapçı personel görevlendirilmesi esas olacaktır.

         Yataklı tedavi kurumlarında adli tabiplik hizmetleri, varsa adli tıp uzmanlarının sorumluğu altında yürütülecek; yoksa, acil servis veya başhekimlikçe belirlenecek başkaca bir birim, bu hizmetlerden birinci derecede sorumlu olmak üzere görevlendirilecektir. Yataklı tedavi kurumlarındaki adli tabiplik hizmetlerinin, bağlı emt polikliniği ve benzeri uç birimlerde değil, kuruluşun ana hizmet binasında verilmesi esastır.

         Adli tabiplik hizmeti veren sağlık kuruluşları, personel ve hizmetin gerektirdiği diğer hususlarda destelenecektir.

         Adli tabiplik hizmeti verecek sağlık kuruluşları ile gerektiğinde otopsi hizmeti verecek icapçı personelin ad, soyad ve iletişim bilgilerini içeren listeler, mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı ihtiva etmek üzere ve aylık olarak düzenlenecek ve Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilecektir.

         Bunların yanında, adli vakaların muayenesinde tıbbi deontoloji kurallarına titizlikle uyulacak, İnsan hakları iddialarını ortaya çıkarabilecek uygulamalardan dikkatle kaçınılarak, raporların tıbbi ve bilimsel olarak rapor, film, grafi, tahlil ve benzeri verilerle desteklenmiş olarak yazımı esas alınacaktır.

         Muayene ve rapor tanzimi, olayın mahiyeti ( yakalama, gözaltına alma, soruşturma veya kovuşturma), muayenesi istenilen kişinin sanık, şüpheli veya mağdur olması ve yapılması istenen tıbbi işleme göre değişmektedir. Anılan ayrıma dikkat edilecektir.

         Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamınaki vakalarda:

         Şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklere saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir. Cinsel organlar ve anüs bölgesinde yapılacak muayeneler de iç beden muayenesi kapsamında değerlendirilecektir. Şüpheli veya sanık üzerinde dış beden muayenesi, hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adli kolluk görevlilerinin talebiyle yapılabilir.

         Mağdurun vücudu üzerinde dış ve iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir.

         Genital muayene taleplerinde mutlaka hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallderde Cumhuriyet savcısının kararı aranacaktır.

         Çocuğun soybağının araştırılması amacıyla yapılacak işlemler için, hakim veya mahkeme kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı gerekir.

         Suçun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla şüpheli, snaık veya diğer kişilerin kendi rızaları ile başvuruları halinde, soruşturma safhasında Cumhuriyet savcısının, kovuşturma aşmasında hakim veya mahkeme kararı ile tıbbi muayeneleri yapılabilir ya da vücutlarından örnek alınabilir.

         Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde belirtilen hallerde yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması durumunda tabipçe yapılması öngörülen sağlık kontrolü, Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adli kolluk görevlilerinin talebiyle yapılacaktır.

         Adli vakaların muayenesi ve rapor tanzimi işlemi, mutlaka tabiplik yapma yetkisine sahip kişilerce ve muayeneyi yapanın çalıştığı kurumun bu işe uygun bir mekanında yapılacaktır.

         CMK doğrultusunda ( madde 77 ) kadın muaynesi, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın tabip tarafından tapılacaktır. Muayene edilecek kadının talebine rağmen bir kadın tabibin bulunmasına olanakların elvermediği durumlarda, muayene sırasında tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği personelinin bulundurulmasına özen gösterilecektir.

         Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak Fizik Kimliğin Tespiti açısından, kişinin ağzındaki dişlerin incelenmesi ve diş izlerinin alınması diş tabibi tarafından yapılacaktır. Kişilerin dış beden muayenesi kapsamında değerlendirilebilecek tıbbi görüntüleme, labaratuvar tetkikleri ve benzeri işlemler, tabip gözetiminde sağlık mesleği mensubu diğer bir yetkili kişi tarafından da yapılabilir.

         Sağlık kuruluşlarında, acil vakalar hariç olmak üzere, adli vakaların muayenesine ve rapor tanzimine öncelik tanınacaktır.

         Adli vakaların muayene ve rapor tanzimi işleminin CMK ( madde )doğrultusunda en geç 10 gün içinde sonuçlandırılarak gönderen adli makama bildirilmesi gerekmektedir. Muayene sonucunda düzenlenen raporun ilgili adli makama en kısa sürede gönderilmesi esas olmakla beraber, tanıya yönelik tetkik işlemlerin uzaması ve bu sürenin aşılması sözkonusu ise aynı süre içinde durum gerekçeleri ile birlikte ilgili adli makama bildirilecektir.

         Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından adli vakanın muayenesi talep edilen sağlık kuruluşunda görevli tabip, CMK kapsamında resmi bilirkişi olarak bu görevi kabul etmek zorundadır.

         Vaka değerlendirilerek, tespit eidlen bulgular ışığında mümkünse rapor düzenlenmesi yoluna gidilecektir. Ancak, canlı adli vakaların veya cesetlerin muayenesi sonucunda, vakanın, olanakları daha fazla olan bir kuruluşa sevk edilmesi, bazı uzmanlardan konsültasyon istenmesi, bir adli tıp uzmanına, Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin adli tıp ile ilgili bölüm veya birimlerine gönderilmesi gerekebilir. Böyle bir durumda bilirkişi sıfatı ile tabip , kendisini görevlendiren Cumhuriyet savcısı, hakim veyan mahkemeye durumu gerekçeli olarak anlatacak veya rapor edecektir. Cumhuriyet savcısı veya mahkeme ya da hakimin bu görüşü kabul etmemesi halinde, yasal zorunluluk olarak adli makamların talebi doğrultusunda hareket edilecek, ancak, vakanın sevk edilmesinin daha uygun olacağı yönündeki bilirkişi görüşünün raporda yer alması sağlanacaktır.

         Adli vakanın sevki durumunda, Sağlık Bakanlığının tarihli Genelgesinin Adli Raporların Düzenlenmesi başlıklı bölümündeki sevkle ilgili hususlara uyulacaktır.

         Adli vakalarda, kişinin sağlık durumunun gerekliliklerine göre, kişinin hayatını ve sağlığını korumaya yönelik olarak, Cumhuriyet savcısı veya hakim kararı aranmaksızın tıbbi muayene ve tedavi amaçlı müdahaleler yapılabilir. Ancak, bu muayene ve müdahaleler sırasında suç delillerinin kaybolmamasına özen gösterilecektir.

         Muayene edilmek üzere getirilen kişinin resmi evrakta belirtilen kişi olup olmasına dikkat edilecek, kişinin kimliği konusunda şüpheye düşülmesi halinde durum derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Kişinin kimliğinin kontrolünde, yasal olarak geçerli bir kimlik belgesi esastır. Böyle bir belge ibraz edilememesine halinde, durum raporda belirtilecek ve tıbbi kimlik bilgileri yazılacaktır.

         Muayene edilenin, tabip tarafından muayene ve yapılacak işlemler konusunda bilgilendirilmesi esastır. İlgilinin, buna rağmen muayene yapılmasına ve vücudundan örnek alınmasına rıza göstermemesi halinde, bu durum tutanakla tespit edilerek ilgili adli makama bildirilecek ve gerekli tedbirlerin alınması istenilecektir.

         Adli vakalarda muayeneye getirilen kişinin üzerinde beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlına açıkça ve öngörülebilir zarar verme tehlikesinin bulunmamasına dikkat edilecektir.

         Adli vakaların muayenesi ve muayene koşulları ile ilgili olarak uyulacak hususlar şunlardır:a) Adli vaka olarak sevkedilen kişi, tabip tarafından bizzat görülecek ve muayene edilecektir. Başkasının ifadesine dayanılarak rapor tanzim edilmeyecektir.

         Muayene ve tetkikler sırasında temel insan hak ve hürriyetleri ile mahremiyete saygı kurallarına mutlaka uyulacaktır.

         Muayenenin diğer kişilerin göremeyeceği ve duyamayacağı bir ortamda yapılması, muayene esnasında tabip ile muayene eidlen kişinin yalnız kalmaları ve muayenenin hekim-hasta ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirilmesi esastır. Gözaltı işlemi nedeniyle yapılan muayenelerde buna özellikle dikkat edilecek; diğer muayenelerde tabibin gerek görmesi halinde bir sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında hazır bulundurulabilecektir. Ancak tabip, kişisel güvenlik endişesi ile muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılmasını isteyebilir. Bu durumda, tabibin isteği belgelendirilerek yerine getirilecektir. Muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılması ve muayene edilenin talebi, müdafii de – muayenede gecikmeye neden olmamak kaydıyla-muayene sırasında hazır bulunabilecektir.

         Muayene edilecek kişi kadınsa ve talebine rağmen bir kadın tabibin bulunması mümkün olmamışsa, tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında bulundurulacaktır.

         Muayene, kişinin bütün vücudu üzerinde yapılmalıdır. Rapor yazımında yardımcı olmak üzere, muayene bulguları kısaca not alınmalıdır.

         Muayeneyi yapan tabip, bütün adli vakalarda ve özellikle gözaltına alınmış kişilerin muayenesi esnasında TCK’da yer alan işkence (madde94), neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence ( madde 95 ) ve eziyet ( madde 96 ) suçlarının işlendiği yolunda herhangi bir bulguya rastlanması halinde, durumu derhal Cumhuriyet savcısına bildirecektir. Bu durumda Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 7’inci ve 8’inci maddesine göre işlem yapılacaktır.

         Adli vakalarda, suçun aydınlatılmasına katkıda bulunabilecek delil ihtiva etmesi muhtemel elbise ve benzeri materyalin saklanması için gerekli tedbirler alınmalı veya tedbirlerin alınması husus kolluk kuvvetlerine hatırlatılmalıdır.

         Muayene edilen kişinin bedeninden numune alınması gerekiyorsa, bu işlem usulünce yapılacak, alınan numunelerin kurum içi veya başka bir kuruma gönderilmesi sırasında örneklerin değiştirilmemesi ve dış koşullardan etkilenip bozulmaması için gerekli önlenmler alınacaktır.

         Raporların tanziminde aşağıdaki hususlara titizlikle dikkat edilecektir.

Adli raporlar, bütünüyle muayeneyi yapan tabibin tespit ettiği objektif bulgulara, konsültasyonlar ve tetkik sonuçlarının incelenmesi ile mesleki biglileri ışığında yapacağı değerlendirmelere dayanmalıdır ve tarafsız olmalıdır.

         Adli raporlar, kesinlikle resmi makamların istek yazısının altına yazılmamalı, ayrı bir rapor olarak düzenlenmelidir.

         Raporlar bilgisayar çıktısı şeklinde olacaktır. Özellikle sonuç kısmında anlaşılır ve sade bir dil kullanılmalıdır. Kelimeler, özellikle tıbbi terimler, kısaltma yapılmadan tam olarak yazılmalıdır.

         Adli rapor formları eksiksiz olarak doldurulmalı; olayın öyküsü, kişiye ait özgeçmiş ve fizik muayene bulguları, muayene tarihi ile saati ve varsa yapılan konsültasyon değerlendirmeleri açıkça belirtilmelidir. Raporda , saptanan bulgulara, varsa travmatik lezyonlara ve yapılmışsa tetkik sonuçlarına ayrıntılı olarak yer monash.pw değerlendirmede ‘’yaşamsal tehlike’’ kararı verildi ise, karara dayanak teşkil eden bulgular raporun sonuç kısmında mutlaka belirtilmelidir. Adli makamlar tarafından sorulan sorular muhakkak cevaplanmalıdır. Sorulmamış olmakla birlikte adli soruşturmanın boyutunu etkileyebilecek durumlar da rapora yazılmalıdır.

         Muayenesi yapılan kişinin alköllü olup olmadığı dikkate alınmalı; tabipçe gerekli görülmesi, adli makamın veya kolluğun talebi halinde kişinin alkollü olup olmadığı usulünce tespit edilerek sonucuna raporda yer verilmelidir. Durumu ağır hastalar hariç trafik kazası ve benzeri olaylarda alkol durumu alkolmetre ile tespit edilmelidir.

         Raporun ilk sayfasında sağlık kuruluşunun ismi; raporun her sayfasında muayene edilen kişinin adı, soyadı ve raporu düzenleyen tabibin parafı veya imzası; raporun sonunda okunaklı olarak raporu düzenleyen tabibin adı , soyadı, diploma numarası ve imzası ile kurumun adı ve okulanklı olarak mührü bulunmalıdır.

         Adli kanıt niteliği taşıyan tetkik sonuçları ve grafilerin aslı, muayene edilen kişinin kendisine verilmemeli ve ilgili mevzuatta belirtilen süreyle arşivde saklanmalıdır. Bu materyallerin, özellikle grafilerin üzerinde muayene edilenin adı, soyadı ve kayıt numarası silinmeyecek ve değiştirilmeyecek şekilde yer almalıdır.

         Adli vakanın bir başka sağlık kuruluşuna sevk edilmesi durumunda veya tetkik sonuçları ile tıbbi belgelerin düzenlenen adli raporun ekinde yer alması gerektiğinde, bu belgeler sasıl belge niteliğinde değilse, örnekler ‘’ aslı gibidir’’ ibaresi konularak onaylanmalıdır.

         Muayene edilen kişinin, tetkik sonuçlarının veya çekilen grafilerin kendisine verilmesini talep etmesi halinde, asıl belgeler ve grafiler sağlık kuruluşunda korunmak kaydıyla, kişiye bu tetkik sonucu veya mümkünse grafilerin bir örneği verilmelidir.

         Adli vaka bir başka sağlık kuruluşundan sevk edilerek gelmişse, gönderen kuruluşça düzenlenen geçici rapor incelenmeli; ancak , sevk edilen kurumca yapılan işlemler ve değrelendirmeler geçici rapor üzerinde değil ayrı bir rapor olarak tanzim edilmelidir.

         Tanzim edilen bulgular ışığından mümkünse kesin rapor düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. Ancak, mevcut muayene ve laboratuvar bulğuları kişi hakkında kesin rapor düzenlemek için yeterli değilse, ayrıntılı geçici rapor/durum bildirir rapor düzenlenerek muayenesi ve kesin rapor düzenlenmesi için hastanın bir üst sağlık kuruluşuna sevki yapılmalıdır. Vakanın sevk edilmesi durumunda, düzenlenen geçici raporun bir nüshasının sağlık kuruluşunda saklanması ihmal edilmemelidir.

         Düzenlenen raporlar adli rapor kayıt defterine, raporun sonuç kısmındaki değerlendirmeler yer alacak şekilde kaydedilmelidir.

         Yeni TCK'da tanımlanan yaralama suçlarını büyük kısmı eski TCK'da yer alanlarla benzer veya karşılaştırılabilir nitelikte iken, bazı suçlar ise eski TCK'da yer almayan tamamen yeni tanımlamalardır. Bunlar, yeni TCK'nın 86'nci maddesisnin üçüncü fırkasında sözü edilen vücutta kemik kırılmasına neden olan yaralamadır. Eski TCK'da yer alan mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden mahrumiyet kavramı ise yeni TCK'da yer almamaktadir. Eski TCK'da yer alan kavramların büyük kısmı yeni TCK'da Türkçeleştirilerek konulmuştur. Mesela, Hayati tehlike, yaşamı tehlikeye sokan durum: çehrede sabit eser, yüzde sabit iz; izic züügo, organlardan veya duuylardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması şeklinde yer almaktadır.

         Yeni TCK'da tanımlanan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma, kanunda öngörülen en hafif yaralama suçunu oluşturmaktadır. 87'nci maddenin birinci ve ikinci fırkası kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerini içermekte olup;üçüncü fırkada kasten, yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması haline ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmıştır.

         Özetle, kadli raporlarda, varsa travmanın sonucu artık mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden mahrumiyet/iş ve güçten geri kalma şeklinde tanımlanmayacak ,bunun yerine basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu/olmadığı değerlendirmesi yapılacak;yaşamı tehlikeye sokan bir durum olup olmadığına mutlaka yer verilecek; ayrıca, saptanmışsa yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış diğrek halleri ayrı ayrı belirtecektir. Keza, kemik kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayati fonksiyonlara etkisi belirtilecek;birden fazla kırık varsa kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayati fonksiyonlara etkisi belirtilecek; birden fazla kırık varsa skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır.Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır. Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi monash.pwğmonash.pw adresinde rehber kısmında yer formlar kullanılacaktır. Bu formların düzenlenmesinde ykarda belirtilen hususlara titizlikle riayet edilecektir.

         Adli raporlar üç nüsha olarak düzenlenecektir. Her bir nüshanın verileceği merci vakanın Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik veya Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında olmasına göre farklılık arzetmekte olup; muayene için getirilen kişinin hangi kapsamda olduğu sevk evrakında belirtilmemişse getiren kolluk kuvvetinden sorularak öğrenilecek ve raporun dağıtımı şu şekilde yapılacaktır.

         Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamında bir suça ilişkin olarak şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve muayene sonucunda rapor tanzimi isteniyorsa, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda kalacak, muayene sonrasında hemenrapor tanzim edilmesi mümkün ise iki nüshası kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili hakimliğe, mahkemeye veya Cumhuriyet başsavcılığına iletilmek üzere getiren kolluk görevlisine teslim edilecek, iler tetkik ve benzeri nedenlerle hemen rapor tanzimi mümkün değilse raporun iki nüshası kapalı ve mühürlü bir zarf içinde sağlık kuruluşunca ilgili adli makama en kısa sürede iletilecektir.

         Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında, kolluk kuvvetlerince zor kullanılarak yakalanan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü amacıyla muayene ve rapor tanzimi istenmesi durumunda,

         Yakalama veya nezarethaneye giriş durumu sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda alıkonacak, ikinci nüshası gözaltına alınan kişiye, üçüncü nüshası ise soruşturma dosyasına eklenmek üzere ilgili kolluk görevlisine verilecektir.

         Gözaltı süresinin uzatılması veya yer değişikliği ya da nezarethaneden çıkış sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda saklanacak, iki nüshası ise raporu düzenleyen sağlık kuruluşunca kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili Cumhuriyet başsavcılığına en seri şekilde gönderilecektir. Bu raporların gönderilme şekli ve sıklığı sağlık kuruluşunun iş yükü, yerleşim biriminin büyüklüğü ve ulaşım imkanları dikkate alınarak şu vasıtalarla yapılabilir: Sağlık kuruluşundca görevlendirilecek bir personel, imkanlar varsa Elektronik İmza Kanunu uygulaması esaslarına göre elektronik ortamda.

         Raporların düzenlenmesinde ve adli makamlara gönderilmesinde gizlilik kurallarına uyulacak ve bu amaçla gerekli tedbirler alınacaktır.

         Sağlık kuruluşunda saklanması gereken rapor nüshalarının korunması için ilgili mevzuata göre gerekli tedbirler alınacaktır.

         Adli tabiplik hizmeti kapsamında tabipler, Cumhuriyet savcılarınca CMK’nın 86’ıncı maddesine göre ölü kimliğini belirlemek ve adli muayene yapmak, 87’nci maddesine göre otopsi yapmak, 88’inci maddesine göre yeni doğanın cesedenin adli muayenesini veya otopsisini yapmak ve 89’uncu maddesine göre de zehirlenme şüphesi üzerine inceleme yapmak üzere görevlendirilebilir. Bu durumlarda CMK’nın sözü edilen maddeleri ile mesleki ve adli tabiplik bilgilerine göre işlem yapılacaktır. Yine otopsi işlemlerinde aksaklığa sebebiyet verilmeyerek personel görevlendirmesi yapılacak otopsi yapılacak yerin fiziki koşulları düzenlenecektir.

         Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak adli tıp hizmetlerinin, Sağlık ve Adalet Bakanlıkları genelgelerinde de yer aldığı üzere genelgelerde belirtilen hususlar dikkate alınarak ve insan haysiyeti ile temek hak ve hürriyetlerin mahiyetine uygun olarak yürütülmesini; böylelikle bu hizmet ile ilgili olarak ulusal ve Uluslar arası yargı koşulları ve diğer kuruluşlar nezdinde oluşabilecek problemlere ve sağlık personeli hakkında ileri sürülebilecek haksız ithamlara mahal verilmesini; getirilen düzenlemelerin adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olan tüm kurum ve kuruluş sorumlularına ve uygulayıcılarına tebliğini ve sözkonusu düzenlemelerin acililiyet ve hassasiyetle uygulamaya konulmasını önemle rica ederim.

                                                                                                       CUMHURİYET SAVCISI -Sicil

                                                                                                           

Adli Tıp Raporu Nedir, Nasıl Alınır?

Olayların gerçek yüzünü ortaya çıkarmada geçmişten günümüze bilimsel değerlendirmeler yapılmıştır. Adli tıp raporu bu alanda bilimsel çalışmalar yapan ve özellikle mahkemeler vasıtasıyla yardımına ihtiyaç duyulan çalışma alanlarından bir tanesidir. Biz de bunlardan biri olan adli tıp raporu başlığını ele alacağız.

Adli Tıp Raporu

Adli tıp raporu medyada, gazetelerde, dergilerde ve birçok yerde duyulan fakat tam olarak ne olduğu bilinmeyen bir olgudur. Genel anlamda raporu adli olguyu değerlendiren rapor olarak nitelendirmek mümkündür. Herhangi sebeplerden hastanelere intikal eden şüpheli durumlarda görevlilerin izlenimleri ve mesleki becerilerine göre bu raporlar oluşturur. Hukuki süreçlerin ilerlemesinde oldukça faydalı olan bu raporlar gerçeklerin gün yüzüne çıkmasında büyük yararlar sağlar. O zaman bizde bundan hareketle adli tıp raporları başlığını ele alalım.

Adli Tıp Raporları

  • Adli tıp raporları şüpheli birtakım durumlarda adli olguları değerlendirir. Adli rapor resmi makamlarca düzenlenmektedir.
  • Genel olarak hastanelerin acil servisleri, aile hekimliği gibi sağlık kuruluşlarında şüphe ve dikkat çeken olaylar bir rapor hazırlanarak ilgili birimlere iletilir.
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemiş olduğu Genel Adli Muayene Raporu ve Cinsel Saldırı Muayene formları aracılığı adli süreçler başlatılır. Cinsel Saldırı Muayene Formları erkek ve kadınlar için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
  • Adli tıp raporları konularına göre farklı içerikler barındırır. Yaralama, cinsel saldırı, adli-psikiyatrik, otopsi, alkol tespiti için düzenlenen adli tıp raporları adli vakalarda büyük yarar sağlar.
  • Adli tıp raporları yalnızca adli vakalara bakmaz. İş kazaları gibi maluliyet durumlarında zarar görme durumu ile yapılan iş arasındaki nedensellik bağının tespiti oldukça önemlidir. Bu durumun tespitinde Adli Tıp KurumuHeyet Raporunun vereceği karar bağlayıcı olacaktır. Çünkü mahkemeler ve Sigorta Tahkim Komisyonu içerisinde adli tıp uzmanı olmayan maluliyet raporlarına şüphe ile yaklaşmaktadır.
  • Adli tıp raporları maluliyet kararlarında oldukça önemlidir. İş kazası yada meslek hastalığı sonucunda çalışamaz durumda olan kimselerin maluliyetleri engellerindeki oranlara göre değerlendirilir.
  • Adli tıp rapor oranları maluliyet kararlarının verilmesinde büyük bir paya sahiptir
Adli Tıp Kurumu Kararlarının Mahkemeye Etkisi

Adli Tıp Kurumu Kararlarının Mahkemeye Etkisi

  • Adli tıp kurumu kararları birçok adli vakanın aydınlanmasında önemli rol oynar.
  • Adli tıp kurumu kararları mahkemelerde bilirkişi raporu niteliğinde yer alır. Bu anlamda oldukça etkili olduğu söylenebilir.
  • Adli tıp kurumunun vermiş olduğu kararlar genel anlamda mahkemenin seyrini değiştirecek niteliktedir. Fakat her zaman için bu durum geçerli değildir.
  • Olayın içeriğine yönelik hazırlanmamış yada olayla bağdaşmayan adli tıp kurumu raporları mahkeme tarafından dikkate alınmaz.

Adli Tıp Raporu Sonucu Öğrenme

  • Adli tıp kurumunun vermiş olduğu kararların aksi yönünde birçok mahkeme sonucu vardır.
  • Adli tıp raporu sonucu öğrenmek isteyenler e-devlet uygulamasında bulunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı sekmesinden ulaşmaları mümkündür. Yada Adli Tıp Kurumu Başkanlığı resmi internet sitesinden bilgi alınabilir.
  • Adli tıp dosya sorgulama da yine e-devlet üzerinden yada Adli Tıp Kurumu Başkanlığının resmi internet sitesinden gerekli bilgilere ulaşılabilir.

Adli Tıp Kurumundan Sonuç Ne Kadar Sürede Gelir?

  • Adli tıp kurumuna sevk edilen birçok olay vardır. Bunların niteliğine göre sonuçların çıkma zamanları değişkenlik gösterir.
  • Öncelikle normal ölüm gibi durumlarda 1 gün içerisinde raporların çıkması muhtemeldir.
  • Cinayet, kaza, yaralanma, darp gibi şüpheli adli vakalarda sonucun çıkmasında net bir tarih verilemez. Çünkü olayın durumuna göre süreler değişir.
ATK Raporu Nedir?

Atk Raporu Nedir?

  • Atk raporu açılımı itibariyle Adli Tıp Kurumu olarak ele alınır. Genel anlamda ATK raporu adli olayları bildirmede kullanılır.
  • Adli Tıp Kurumu raporu ise daha geniş kapsamlı bir değerlendirme denilebilir. Buradaki hekimler adli tıp hekimi vasfıyla görev yaparlar.
Adli Tıp Raporu Kesin Delil midir?

Adli Tıp Raporu Kesin Delil midir?

  • Adli tıp raporu kesin delil midir? Sorusu oldukça sık sorulur. Genel anlamda adli tıp raporları mahkemelerde bilirkişi olarak değerlendirilmektedir.
  • Mahkemenin isteğine bağlı olarak düzenlenen adli tıp raporları bazı durumlarda mahkemelerde dikkate alınmaz.
  • Raporda bahsi geçen olayla sanık arasında bir bağdaşmazlık varsa mahkemede ATK raporu delil olarak ele alınamaz.
  • Birçok davada bilirkişi niteliğinde ATK raporu doğrultusunda kararlar çıksa da bunun aksi olan davalarda mevcuttur.

Adli Tıp Raporuna İtiraz Yargıtay Kararı

  • Adli tıp raporuna itiraz Yargıtay kararıyla mümkündür.
  • Savcı tarafından yada mahkemelerin isteğiyle düzenlenen adli tıp raporları bilirkişi raporu niteliğindedir.
  • Yargıtay’a intikal eden kimi davalarda ATK raporu dikkate alınmayabilir. Bu gibi durumlarda genel olarak olayın içeriğiyle raporun uyuşmaması bu duruma etki eder.
  • Adli tıp raporu sonucu öğrenme ve adli tıp raporu sorgulama e-devlet kanalları üzerinden gerçekleştirilir.
  • Mahkemelerde ilgili olay ile ilgili sunulan raporlar birçok davada emsal teşkil eder. Adli tıp rapor örnekleri bu anlamda yol göstericidir.
Adli Tıp Raporu Nasıl Alınır?

Adli Tıp Raporu Nasıl Alınır?

  • ATK raporu alabilmek için öncelikle olayın mağduru olan kimsenin bu durumu polise bildirmesi gerekir.
  • İlgili kişinin bilinçsiz olduğu hallerde kaza, yaralanma, darp, intihar gibi bulguların doktor tarafından şüpheli bulunması durumunda hasta formuna doktor adli vaka olduğunu belirtir.
  • Hasta formuna işlenen adli ibaresi hastane polisine bildirildikten sonra yasal işlemler başlar.
  • Olaydan bir süre sonra meydana gelen sakatlıklar ve kalıcı engeller bahsi geçen olayla bağlantılı mı bu durum yine ATK raporuyla ortaya çıkartılır.
Adli Tıp Raporuna İtiraz

Adli Tıp Raporuna İtiraz

  • ATK raporu mahkemelerde bilirkişi raporu niteliğindedir ve çoğu mahkemede kararlar bu raporlar üzerinden verilir.
  • Bazı durumlarda mahkeme adli tıp kurumunun raporlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek verilen kararlarda bu raporu dikkate almaz yada başka bilirkişiden yeniden bir rapor hazırlanması istenir.
  • ATK raporuna kişilerin itirazı da mümkündür. Adli tıp raporu itiraz dilekçesiyle raporda bulunan eksikler yada hatalar belirtilerek ilgili mercilere bu dilekçe verilir.
  • ATK raporu itiraz dilekçesi örneğini yazımızın devamında verelim.

Adli Tıp Raporu İtiraz Dilekçesi Örneği

 

… CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE;

DOSYA NO                                      : …/… E.

RAPORA İTİRAZ EDEN

(SANIK)                                           :

TC KİMLİK NUMARASI                         :

MÜDAFİİ                                         :

ADRES                                             :

KONU                                               : …/…/… tarihli ATK raporuna itirazlarımızın

sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR                           :

1-) …/…/… tarihli …. Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca gönderilen bilirkişi raporu usul ve yasaya aykırıdır, Şöyle ki;

2-) Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 7. maddesine göre; “Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu 1 başkan, 2 uzman ve ruh sağlığı hastalıkları için iki uzmandan oluşması gerekir” hükmüne rağmen uzmanlık alanı psikiyatri olmayan ….. Üniversitesi Adli Tıp Başkanının ve Adli Tıp Araştırma görevlisinin verdiği rapor usul ve yasaya aykırı olacaktır.

3-) Mağdur …. … ‘nın tüm aşamalarda vermiş olduğu ifadeleri dilekçemiz ekinde tekrardan Mahkemenize sunulmuştur. (EK-1) Hiçbir ifadesi birbirini tutmadığı halde, Mental Retardasyon rahatsızlığı bulunan mağdurun tüm dosya ile birlikte yeniden Adli Tıp Kurumu 4. ihtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmesini talep ediyoruz. Zira, konunun uzmanının katılmadığı Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna dayanarak hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil edecektir.

4-) Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, söz konusu Adli tıp kurumu raporuna itiraz ediyoruz.

HUKUKİ NEDENLER      :  S. K. m. 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, S.

  1. 7

SONUÇ VE İSTEM                        : Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, …/…/… tarihli Adli tıp kurumu raporuna itirazlarımızın kabulü ile, yeniden ve itirazlarımızda belirttiğimiz hususları da kapsar şekilde rapor incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini, vekaleten talep ederiz. …/…/…

EKLER:

1-) Mağdur … …. ‘nın beyanları

Sanık Müdafii

Av.

Adli Tıp Raporu İtiraz Dilekçe Örneği Word İndir 

Adli Tıp Raporuna İtiraz Süresi

Adli Tıp Raporuna İtiraz Süresi

  • Adli tıp raporları mahkemelerde bilirkişi kararı niteliğinde olduğu için bunlara itiraz gerçekleştirilebilir.
  • Mahkemelerin adli tıp raporlarını yetersiz bulması kararlarında dikkate almamasına neden olur yada başka bilirkişi kararı isteyebilir.
  • Kişiler bilirkişi raporuna eksik yada hatalı olduğu gerekçesiyle itiraz edebilir.
  • Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden iki hafta içerisinde dosyada eksik bulunan yerlerin tamamlanması yada belirsiz görülen kısımların açıklanmasını mahkemeden talep edebilir.
  • Adli tıp raporuna itiraz süreleri genel anlamda öğrenildikten 2 hafta içinde gerçekleşmelidir.
  • ATK raporuna itiraz durumları malulen emeklilik durumlarında iş görememe oranlarında sık rastlanır.
  • Adli tıp rapor oranları kişinin bedensel olarak çalışamayacağı seviyeyi belirtir.

Adli Tıp Ölüm Raporu Kaç Günde Çıkar?

  • Adli tıp ölüm raporlarının çıkış süresi ölümün nedenine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
  • Normal yolla ölümlerde rapor 1 gün gibi kısa sürelerde çıkabilmektedir.
  • Adli vakalara konu olabilecek cinayet, yaralama, darp gibi farklı durumlarda ise adli tıp ölüm raporları daha detaylı inceleneceği için hazırlanma süreleri değişkenlik gösterecektir.

Adli Tıp Raporu Sonucu Nereden Alınır?

  • Adli tıp raporu mahkemenin isteği üzerine hazırlanan belgelerdir. Hazırlandıktan sonra ilgili mahkemelere iletilir.
  • İlgili kişiler rapor sonucuna e-devlet adli tıp raporu sorgulama yoluyla ulaşmaları mümkündür.

Adli Tıp Raporuna İtiraz Yargıtay Kararı

  • Adli tıp raporunun verdiği kararlar kimi durumlarda Yargıtay tarafından yetersiz bulunabilir.
  • Yargıtay’ın yetersiz bulmasından kastedilen durum rapor ile ilgili olayın içeriğinin bağdaşmamasıdır.
  • Yargıtay adli tıp raporuna itiraz ettiği durumlarda farklı bir bilirkişi raporu isteyebileceği gibi eksikliklerin tamamlanmasını da isteyebilir.
  • Bazı durumlarda mahkemede taraflar adli tıp kurumunun verdiği kararlara itiraz etmesi mümkündür.
  • Kişilerin itirazları adli tıp raporu itiraz dilekçesi ile yerine getirilir.

Adli Tıp Raporu Yargıtay Kararları PDF

Adli Tıp Rapor Oranları

Adli Tıp Rapor Oranları

  • Adli tıp rapor oranları genel anlamda iş kazaları yada meslek hastalıkları sebebiyle malulen emekli olmak isteyen kişilerin iş görememe durumlarını belirtir.
  • İş kazası gibi durumlarda malulen emeklilik kararlarının verilebilmesi için mahkemeler ve Sigorta Tahkim Komisyonu adli tıp uzmanının düzenlendiği mululiyet raporu istemektedir.
  • adli tıp raporlarında belirtilen duruma göre mahkeme malulen emeklilik kararı verecektir.

Adli tıp raporları günümüzde birçok adli vakanın çözümünde önemli rol oynar. Olaya karışmış bulunan kişilerin tükürük, kan, vücut sıvısı gibi delillerden yola çıkarak bulunması bu raporlar sayesinde olmaktadır. Ayrıca ölümü şüpheli bulunan kişilerin asıl ölüm sebepleri yapılan detaylı incelemelere dayanarak ortaya çıkar. İş kazası yada meslek hastalığı gibi malulen emeklilik kararları da yine adli tıp raporlarına dayanılarak verilir. Çeşitli nedenlerden ortaya çıkarak hazırlanan vakalarda adli tıp raporu sonucu öğrenme e-devlet kanalıyla gerçekleştirilebilir. Çok sıkça duyulan adli tıp raporları geçmişten günümüze daha da ilerleyerek olayların açığa çıkmasında büyük hizmetler vermeye devam ediyor.

CİNSEL SALDIRILAR

 

Dr. Ercüment AKSOY, Dr. Mehmet Akif İNANICI, Dr. Gürsel ÇETİN,
Dr. Oğuz POLAT, Dr. M. Şevki SÖZEN, Dr. Fatih YAVUZ

 

Cinsel saldırı, rızası olmayan veya herhangi bir sebepten dolayı (yaşının küçüklüğü veya akıl hastalığı) rızası kabul edilmeyen bir kişinin, fiziksel güç kullanımı, tehdit, korku, hile ve kandırma gibi zorlamalarla cinsel içerik taşıyan bir davranışa maruz kalmasıdır. Bu yasal olmayan davranışlar cinsel amaçlı bir dokunuştan ırza geçmeye kadar geniş bir spektrum içerir. Cinsel davranışlar toplumların gelenek, görenek, ahlaki değerler ve yasal yaptırımlarına bağlı olarak farklı biçimlerde değerlendirilseler de, ülkemizde hukuksal boyutta bir cinsel davranışın suç olarak nitelendirilmesinde bazı ortak kavramlar bulunmaktadır. Bunlar;

1.      Davranışın rızası olmayan bir kişiye yönelik olması,

2.      Yasalarda belirtilen yaş gruplarındaki kişilere karşı yapılması,

3.      Mental veya beden hastalığından yararlanılması,

4.      Zor kullanılması,

5.      Kişiyi alkol, uyutucu, uyuşturucu bir madde etkisi altında bırakarak yapılması,

6.      Hile ve kandırma yolu ile gerçekleştirilmesi.

T.C.K. çerçevesinde cinsel saldırı vajinal veya anal koitusla gerçekleşmişse ırza geçme, koitus amaçlanmayıp cinsel tatmin hedeflenmişse ırz ve namusa tasaddi, her ikisi de amaçlanmayıp eylem sadece dokunuşla veya sözle sınırlı kalmışsa sarkıntılık olarak tanımlanmaktadır. Irza geçmede ejakülasyon koşulu aranmaksızın, sadece penis penetrasyonunun yeterli olacağı gözönüne alınmalıdır.

Muayenenin talep edilmesi (Mağdur ve şüpheli saldırgan): Pratikte savcılık veya polis saldırıya uğradığı iddia edilen kişinin muayenesini yazı ile adli tabiplikten istemektedir. Bu talebin hemen her zaman yazılı olmasına dikkat edilmeli ve gelen tüm yazılar dosyalanmalıdır. Muayeneye başlamadan önce kişinin kimlik bilgileri tespit edilmeli ve bu bilgiler dosyaya kayıt edilmelidir. Muayenenin saati, günü ve tarihi, incelemede hazır bulunanların isimleri ve saldırı ile muayene saati arasındaki süre mutlaka kayıt edilmelidir. Kişinin kendi talebi ile adli muayenesi ve rapor yazılması mümkün değildir. Bir cinsel saldırıdan sonra doğrudan bir sağlık kurumuna başvurulması durumunda, bulguların en sonunda rapora geçeceği düşünülerek muayene titizlikle gerçekleştirilmelidir. Bulgular aradan vakit geçirmeksizin not edilmeli ve aynı zamanda görevli savcılığa veya hastane polisine haber verilerek soruşturmanın başlaması sağlanmalıdır.

İnceleme Yeri: Muayenenin hem mağdur, hem de hekim için en uygun şartlarda yapılmasına dikkat edilmelidir. Kişilerin polis karakollarında veya cezaevlerinde muayene edilmesi talep edilebilir. Kişinin iyi aydınlatılmış ve gerekli aletlerin bulunduğu bir muayene odasına nakli ve muayenenin orada yapılması sağlanmalıdır.

Mağdurun izninin alınması: Maruz kalınan cinsel saldırı sonrası oluşan fiziksel ve emosyonel hasarların fazlalığı nedeni ile mağdur büyük bir travmaya maruz kalmıştır ve bu travma polis soruşturması, hekim muayenesi, savcı ve mahkeme aşamalarında çeşitli derecelerde tekrarlanır. Bu nedenle, hekim muayene olacak kişiye sevecenlikle ve saygıyla yaklaşmalı, görüşme ve muayene detayları hakkında bilgi vermeli, bilimsel terminoloji kullanılmakla birlikte, mağdurun düzeyine göre açıklama yapılmalı, ortamın fizik koşullarının uygun olmasına dikkat edilmelidir. Olayla ilgili ayrıntılı anamnez alındıktan sonra fizik muayeneye geçilmelidir. Cinsel saldırı muayene formları ve şemalarının kullanılması tercih edilmelidir. Gerek görüşme, gerekse de muayene aşamalarında hekim, hasta ile yalnız kalmamalı, bir bayan personel (tercihen hemşire) hekime eşlik etmelidir. Kişinin isteğine göre bir yakını da muayenede hazır bulunabilir. Mağdurun aydınlatılmış onamı (rızası) alınmaksızın muayenesi yapılmamalıdır. Mağdura, yapılacak incelemeler ve idari işlemler hakkında bilgi verilmelidir.

Cinsel suç iddiası adli tıp ve jinekoloji uzmanlık alanına girmekle birlikte, herhangi bir hekimden de adli makamlar tarafından bir cinsel saldırı iddiasının araştırılmasında yardım istenebilir. Deneyimsiz veya çok az deneyimi olan hekim, oldukça büyük sorumluluk taşıyan bu konuda görev almakta isteksiz olsa da, yasal sorumluluk nedeniyle bu çağrıya uyacaktır. Bu görev esnasında azami dikkat gösterilmeli, hekimin görüşleri ölçülü olmalı, özellikle deneyimsizlikten kaynaklanabilecek belirsiz ve her iki anlama da çekilebilecek ifadelerden kaçınmalıdır. Bu konu, gerek mağdur gerekse de sanık açısından herhangi bir adli hataya düşmemek için oldukça büyük önem taşır. Muayeneyi yapacak olan hekim tüm bulguları objektif ve yorumsuz olarak kaydetmeli, fizik muayene sadece genital bölge ile sınırlı kalmayıp tüm vücudu içermeli, muayene tamamlandıktan sonra bulguları içeren raporla birlikte muayenesi yapılan kişinin en kısa zamanda adli tıp uzmanı bulunan bir kuruluşa, bunun mümkün olmadığı durumlarda bir jinekologa gönderilmesi sağlanmalıdır. Bu imkanların yokluğu halinde ise, hiç olmazsa ilgili uzman hekimlere sözlü olarak danışılması gerekir.

Cinsel saldırı olaylarında, adli tıp açısından yapılan muayenenin üç temel amacı vardır.

1. Olayda fiziksel şiddet kullanılıp kullanılmadığı,

2. Cinsel ilişkinin gerçekleşip gerçekleşmediği, derecesi ve sonuçları,

3. Saldırganın kimliğinin saptanması.

Cinsel saldırı olgularının muayenesinde ise üç önemli basamak vardır. Anamnez, fizik muayene ve örnek alınması.

A. Anamnez

Kısa bir tıbbi hikayenin alınması gerekmektedir. Evli veya bekar olduğu, geçirdiği hastalıklar, operasyonlar, halen bir tıbbi tedavi altında olup olmadığı, son 24 saatte alkol ve başka bir ilaç kullanıp kullanmadığı not edilmelidir. Jinekolojik ve obstetrik anamnez alınmalı ve kayıt edilmelidir. Gebelikleri, düşükleri, doğumları, son adet tarihi, kontraseptif kullanılıp kullanılmadığı sorulmalıdır. Kişinin cinsel yaşamı ile ilgili sorulara yer verilmelidir. Anamnez sırasında kişinin mental ve psikolojik durumu değerlendirilir.

Saldırı ile ilgili olarak saldırı zamanı, yeri, çevre koşulları ve şikayetin ne zaman yapıldığı, elbiselerin değiştirilip değiştirilmediği, yıkanıp yıkanmadığı, saldırı sırasında zor kullanılıp kullanılmadığı, saldıran kişilerin sayısı, saldırıda ejakülasyon olup olmadığı sorularak not edilmelidir. Vücudundaki ağrılı bölgeler ve vajinal akıntısı olup olmadığı sorulmalıdır. Ağrı olduğu belirtilen yumuşak doku bölgelerinde makroskopik bir lezyonun bulunamaması halinde kişi 24 saat sonra tekrar muayeneye çağrılmalıdır. Bazı olgularda travmadan sonra ekimozların görünmesi 6 saate kadar uzayabilmektedir.

B. Fizik muayene ve örneklerin alınması

Anamnezden sonra genel bir fiziksel muayeneye geçilir. Mağdur, hekimin önünde soyunmak istemeyebilir. Kendisine giysilerindeki yırtık ve lekelerin tespit edilmesinin bir saldırıyı destekler delil olduğu anlatılarak iknaya çalışılmalıdır. Mağdura o an üzerinde bulunan giysilerin, saldırıya uğradığı an üzerinde bulunanlar olup olmadığı sorulmalıdır. Söz konusu giysiler o an üzerinde bulunanlar ise, inceleme için saklanmalıdır. Eğer değilse, saldırı anında üstünde bulunan giysiler temin edilmelidir. Giysilerde olabilecek ve bir saldırının gerçekleştiğini gösterebilecek yırtık, kir ve düzensizlikler kaydedilmelidir. Giysiler incelenmek üzere uzak bir laboratuvara gönderilecek veya bekleyecek ise, mutlaka önce kurutulmalı ve kağıt torbalar ile gönderilmelidir. Plastik torbanın kullanılması hızla mantar üremesine neden olmakta, bu da yapılacak incelemeleri imkansız hale getirmektedir. Kişiye giysilerinde ıslaklık hissedip hissetmediği sorulabilir. Giysilerde bulunan şüpheli lekeler daire içine alınarak laboratuvara gönderilir.

Fizik muayeneye her zaman genital bölge dışından başlanmalıdır. Böylece kişinin rahatlaması sağlanır ve tüm vücut incelenebilir. Genital lezyonların minimal olduğu olgularda vücudun diğer bölgelerindeki lezyonlar bir saldırının meydana geldiğini göstermede daha faydalı olacaktır.

Çocukların muayenesinde, önce çocuğun güveni kazanılmalıdır. Çocukların genital muayenesi dahil tüm muayenesi gerekirse annesinin kucağında yapılabilir. Ayrıca, küçük çocukların muayenesini bir kerede bitirecek şekilde organize olunmalıdır. Teknik olanaklar ve deneyim eksikliği durumunda çocuğun muayenesinin ve tedavisinin daha geniş olanakların bulunduğu bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına veya merkeze gönderilmesi çocuğun tekrar tekrar muayenesini engelleyecektir. Özellikle sağlık ocaklarına başvuran ve genital bölgede ciddi yaralanmaları bulunan olguların en yakın hastaneye gönderilmesi uygundur.

Ağız ve dudaklar: Dudakların bukkal yüzlerinde şiddetli öpme sonucunda ekimozlar görülebilir. Dudakların dişlere bastırılmasıyla abrazyonlar, ekimozlar ve hatta laserasyonlar görülebilir. Her olguda oral penetrasyon sonucu olabilecek semeni gösterebilmek için ağızda herhangi bir incelemeden önce, nadiren pozitif sonuçlar verse de yine de yayma preparatların yapılması yerinde olacaktır.

Isırıklar: Boyunda, omuzlarda, göğüslerde ve gluteal bölgelerde emmeye ve ısırmaya bağlı ekimozlar bulunabilir. Bunlar hafif şiddetteki lezyonlardan sadistik yapıdaki parçalayıcı lezyonlara kadar değişebilmektedir (Resim 36).

Emme lezyonları oval veya yuvarlak şekilde, içinde intradermal peteşiyal kanamalar bulunan lezyonlar şeklinde olabilir. Peteşiyal kanamaların nedeni emme ile basıncın düşmesi sonucu küçük kan damarlarının rüptüre olmasıdır. Bu lezyon dudak kenarlarında ise yarımay şeklinde gözlenebilir. Bunlara dişlerin neden olduğu izler ve abrazyonlar eşlik edebilir. Bu tip emmeye bağlı lezyonlara boyunda, kulak altında, omuz üst bölümlerinde, göğüslerde ve memebaşı etrafında sıklıkla rastlanmaktadır.

Gerçek ısırıklar emmeye bağlı lezyonlarla birlikte veya yalnız başına bulunabilir. Temel özellik dişlerin ark yapısına uyan dişlerin tek tek yaptığı lezyonlar şeklindedir. Dişlerin kapanması ile lineer abrazyonlar da görülebilir. Memenin veya meme başının bir bölümü kısmen veya tamamen ampute edilmiş de olabilir.

Cinsel saldırı olgularında, bu tip yaralar mümkünse fotoğraflanmalıdır. Eğer mümkün değilse lezyonların lokalizasyonu ve ölçümleri yapılarak kayıt edilmelidir. Lezyonlarda herhangi bir inceleme yapmadan önce - eğer saldırgan sekretör ise - yaymalar alınarak kan grubu ve diğer özel maddeler aranmalıdır.

Genel ekimozlar ve abrazyonlar: Boyuna ve başa yapılan öldürücü yaralanmalardan başka, bazı ekimozlar cinsel bir motivasyonun belirtileridir. Göğüsler sıkıştırılmış olabilir. Bunun sonucunda öncellikle memebaşı çevresinde santimetre aralıklı değişik ekimozlar görülebilir. Tırnakların neden olduğu lineer abrazyonlar da bulunabilir. Penetrasyonun gerçekleştirilmesi amacıyla zorlamadan dolayı bacaklarda ve kalçalarda ekimozlar görülebilir. Femoral bölgenin iç kısımlarında da bacakların zorla açılması sonucunda ekimozlar görülebilir. Anus etrafında, anal veya vulval penetrasyonun gerçekleştirilmesi amacıyla ellerin gluteusları ayırması sonucunda ekimozlar görülebilmektedir.

Eğer saldırı sert ve düzensiz bir zeminde gerçekleşmişse sırtta özellikle omuzlarda ve gluteal bölgelerde ekimozlar ve abrazyonlar bulunur. Açık arazide ise taşlara, çalılara ve dallara ait lezyonlar ile yaprak ve çimenin izleri deride bulunabilir. Elbiselerin incelenmesi genellikle adli bilimcinin görevidir, fakat adli tıp uzmanı vücudu incelediğinde elbiselerdeki hasarı, düzensizlikleri ve yabancı cisimleri de not etmelidir.

Diğer bölgesel yaralar: Eller dikkatlice incelenmelidir. Kadınların uzun tırnakları saldırı sırasında kırılmış olabilir. Otopside ise tırnaklar kesilerek incelenmek üzere laboratuvara gönderilebilir. Her tırnaktan ayrı ayrı örnek alınması şart değildir, ama iki eli ayrı ayrı örneklemek yerinde olacaktır.

Konjonktivalarda peteşial kanamaların bulunması bir elle veya bağla boğma girişimini akla getirebilir. İple veya benzer cisimlerle bağlama sonucu ekstremitelerde lezyonlar bulunabilir. Bazı olgularda memelerde, kalçalarda, perinede kesici delici alet yaraları bulunabilmektedir.

Genital Muayene: Dış genital organların muayenesine inspeksiyonla başlanır. Labium majus ve minuste eritem, sıyrıklar ve ekimotik alanlar oluşabilir. Bu bölge sperm, kan ve kıl gibi materyal açısından tercihen bir büyüteçle incelenmelidir.

Hymen muayenesi özellikle genç kızlarda ve çocuklarda bazen travmatik bulgu içeren tek bölge olması nedeni ile önem taşımaktadır. Her iki labium majus ve minusun bilateral olarak 1/3 üst kısmından tutulup gayet yavaş olarak hafif yukarı ve öne doğru oblik olarak iyice gerilmesi ile hymen rahatlıkla görülebilir. Hymenin bütünüyle açık bir hale getirilmesinden sonra incelemenin yapılması gerekir, çünkü çoğunlukla iç kenarda bulunan doğal çentikler travmatik yırtılmalarla karışabilmektedir.

Hymen muayenesi için anatomisini iyi bilmek gerekir. Hymen morfolojisi 4 ana özellikten oluşur.

1. Şekil: En sık görülenler halka (annuler), yarımay (semiluner) ve dudak (labial) şeklinde olanlardır, daha nadir olarak köprülü ve kalbur (kribriform) şekilli olabilir, çok daha nadir olarak deliksiz hymen tipleri de mevcuttur.

2. Karakter: a. Hymen açıklığı (fevha) küçük, orta veya geniş olabilir. b. Hymen serbest kenarı düz, ince tırtıklı, derin çentikli, saçaklı veya çiçek tacı şeklinde olabilir.

3. Direnç: Hymen kalınlığı ve yapısal özelliği değerlendirilir. İnce ve zayıf dirençli olabildiği gibi, kalın ve sağlam dirençli özellikte de olabilir.

4. Elastikiyet: Hymenin elastiki olup olmadığı değerlendirilir.

Muayene bulguları yazılırken hymenin yukarıda belirtilen ve 4 ana özellikten oluşan morfolojik yapısı ayrıntılı olarak tanımlanır.

Hymen, vagina mukozasının devamından ve vajina ağzında bir kıvrıntı meydana getirmesinden oluşmuş mukoza karakterinde bir zardır. Hymenin ortasında normal olarak menstruasyon kanının ve sekresyonların akması için bir açıklık vardır. Hymenin biri vajina duvarına yapışık diğeri serbest, açıklığı çevreleyen iki kenarı vardır. Hymen çocukluk çağında dış ortamdan gelebilecek mikroorganizmalara ve yabancı cisimlere karşı doğal bir koruma aracıdır. Daha sonra adolesans çağında hormonal dengenin değişmesi ile birlikte olgunlaşan vagina ve vaginadan gelişen flora nedeni ile hymenin biyolojik işlevi sona ermektedir.

Yırtılmada meydana gelen yara, mukoza yarası karakterinde olup, kanamalıdır. Bu kan bazen çok bazen de azdır. Yırtılan mukoza hemen kızarır, şişer ve ödemli bir hal alır. Üstü ekimozlanır ve hafif iltihaplanır. Bu durum yaklaşık gün devam eder. Yaklaşık güne doğru iltihabi durum yavaş yavaş geçer. Yırtılan parçalar birbiri ile birleşmeden serbest olarak boşlukta sallanır. Koit’in gününe doğru hymen vagina kenarına çekilerek nedbeleşmeye başlar ve böylece yırtığın kenarları çevrenin mukozası ile aynı görünüşü kazanır. Şu halde bir hymen yırtığı günde tamamen nedbeleşerek iyileşir. İyileştikten sonra artık bu yırtığın kaç günlük olduğunu söylemeye olanak yoktur. Hymenin ilk yırtılışından sonra koit tekrarlandığı durumlarda iyileşme süresi uzayabilir.

Cinsel ilişkiden sonra yırtılan ve nedbeleşen hymen gene de az çok karakterini muhafaza eder. Fakat doğumdan sonra her tarafından tamamen yırtılan hymen bütün özelliklerini kaybetmiştir. Doğumda pek çok parçalara ayrılmış olan hymen vagina kenarına çekilerek tomurcuklar halinde toplanarak nedbeleşir. Hymenin bu haline caruncula myrtiforme denir. Geniş iç açıklığı bulunan ve elastikiyeti fazla olan hymen ise herhangi bir hasar görmeden koitusa izin verir ve bu durumda anatomik olarak bakirelikten bahsedilir. Bu özellikte bir hymen ancak vajinal doğum sırasında yırtılacaktır.

Normal genişlik gösteren hymende parmak sokmakla yırtığın genellikle oluşmadığı görülmektedir. Fakat vaginaya girmiş parmak kıvrılarak dışarı çekilirse, parmak ucu hymene takılacağından yırtıklar meydana gelebilir. Bu yırtık koit yırtığından farklı olup yatay ve parçalıdır ve hymen üzerinde yarımay şeklinde tırnak yarası meydana getirir. Benzer lezyon vajina mukozasında genellikle ön duvarda laserasyon olarak oluşur.

Vajinanın muayenesi: Vajinanın hangi yöntemle inceleneceği, inceleyen kişiye ve kullanılan muayene aletlerine göre değişmektedir. Puberte öncesi çocuklar nadiren vajinal yolla muayene edilmektedirler. Gerekli görülürse çocukların vajinal muayenesi ancak genel anestezi altında yapılmalıdır. Eğer hymen sağlam ise vajina içi muayene mümkün değildir ve spekulum kullanılmamalıdır. Bu durumda vajina içinden örnekler hymen açıklığından alınacaktır. Çocukların vajinası ince ve pembe-kırmızı renktedir. Mukoza normal olarak kırmızı renkte gözükür. Puberte öncesinde çok az bir salgı bulunmaktadır. Vajina akıntısının özelliği, kıvamı, rengi ve kokusu not edilir. Vajina girişi ve vajina incelenir. Genç kızlarda ve cinsel ilişkide bulunmamışlarda vajina nispeten elastik değildir. Bu kişilerde yaralanma ihtimali daha fazladır. Bunun yanında multiparlarda ve düzenli bir cinsel hayatı olan kadınlarda daha az lezyona rastlanabilmektedir. Yaşlı kadınlarda senil atrofik değişikliklerin bulunduğu durumlarda da yaralanma ihtimali yüksektir. Çok küçük çocuklarda vajina duvarlarında ekimoz, laserasyon, perforasyon ve anüse kadar uzanan perine yırtıkları gibi şiddetli yaralanmalar bulunabilmektedir. Muayene sırasında vajinada bulunan kanın menstruasyona bağlı veya yaralanmalar sonucu oluşabildiği unutulmamalıdır.

Cinsel ilişki ile geçen bir hastalık bulunabileceği akılda tutulmalıdır. Mikrobiyolojik kültür için örnek alınmalıdır. Bu hastalıklardan birisi gonokok enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon tanısı için hem uretradan hem de serviksten örnek alınmalıdır. Mikrobiyolojik incelemenin bir süre sonra (+) olması anlamlı olabilir. Gonokok en fazla geçen enfeksiyon olarak bilinmektedir. Sırasıyla sifiliz, non-spesifik vulvovajinit, non-gonokoksik uretrit (Clamidia trachomatis’e bağlı), Trikomonas Vajiniti, Condyloma Accumunata, Monilia vajiniti, Herpes enfeksiyonları, parazitler de geçebilmektedir. Eğer sıklıkla görülmeyen bir enfeksiyon düşünülüyorsa bir mikrobiyoloji uzmanına danışılmalıdır. Tekrarlayan üriner enfeksiyonlar da kimi olgularda dikkat çekici olabilir. Genital bölgede pruritus ve akıntı var ise bir vulvovajinit akla gelebilir. Enterobius vermicularis, candida albicans, coliform gibi etmenlerin de bu tip tablolar yapabildiği hatırlanmalıdır.

Anal muayene ve bulguların değerlendirilmesi: Karar, sadece anamnez ve muayene sonucu saptanan objektif bulgulara dayandırılmalıdır. Yasal uygulamada, anal veya vajinal yolla yapılan cinsel saldırı eylemlerinde ceza uygulamaları bakımından bir ayrıcalık bulunmasa da, eylemin tıbbi açıdan değerlendirilmesi, anüsün anatomik yapısı bakımından tamamen farklıdır. Anüs, dış ve iç sfinkter kasları ile kaldırıcı kaslardan oluşmuş bir yapıdır. İç sfinkter, düz kaslardan meydana gelmiş ve istem dışı kontraksiyon halindedir. Dış sfinkter ise çizgili kaslardan oluşmuş ve istemli olarak çalışır. Her iki sfinkter kapalı iken, sigmoid kolondan gelebilecek büyük bir basınca karşı koyabilirler. Doğal olarak bu direnç hali içerden dışarıya doğru olan bir basınca karşı olduğu gibi, dışardan içeriye doğru olan bir basınca karşı da söz konusudur. Anal bölgeye yönelik cinsel saldırıya uğrayan kişilerin değerlendirilmesi çocuk ve erişkin olarak iki ayrı grupta yapılır. Erişkinler ise kadın ve erkek ayrımı yapılmaksızın, akut ve kronik ayrımı yapılarak incelenir.

Erişkin bir kişide muayene: Rahat koşullarda ve iyi bir ışık kaynağı altında, diz dirsek pozisyonunda yapılmalıdır. Muayene odasında mağdurun bir yakını ile yardımcı sağlık personelinin bulunması olası iddiaları önlemek açısından gereklidir. Mağdurun elbiseleri çıkarıldıktan sonra dikkatli bir dış muayene ile tüm travma izleri tespit edilerek, özellikle bacak ve kalça bölgelerindeki yaralanmalar kaydedilmelidir.

Akut belirtiler:

1. Anüs mukozasını çepeçevre saran halka şeklinde geniş ekimoz.

2. Mukozada şişlik ve hassasiyet.

3. Mukoza membranında, bazen sfinkter ve hatta perineyi ilgilendiren, dışarıdan içeriye doğru seyirli, rektuma uzanan kanamalı veya kanamasız fissür ve yırtıklar.

4. Sfinkter zedelenmesi.

Akut bir eyleme maruz kalan kişilerde rektal tuşe ağrılıdır. Yürüme ve dışkılama sırasında da ağrı oluşabilir. Anüsteki lezyonlar ve bunlara bağlı fonksiyonel bozukluklar yaklaşık 1 hafta 10 gün içinde tamamen iyileşir. Fissür ve yüzeyel yırtıklar ara sıra nedbe dokusu oluştursa da genellikle belirgin bir iz bırakmadan iyileşirler. Konstipasyonda, bazı kaşıntılı ve paraziter hastalıklarda ve hijyenik şartların bozuk olduğu durumlardaki cilt lezyonları kaşıntı izleri ve hiperemik görünüm akut belirtilerle karıştırılmamalıdır.

Kronik belirtiler:

1. Anal mukozanın düzleşmesi (kıvrımların silinmesi), kaygan ve nemli bir görünüm kazanması.

2. Mukoza kalınlaşması (kronik irritasyon).

3. Eski ve yeni skarlar ile fissür ve yırtıklar.

4. Anüs girişinin normalden daha derin ve mukoza membranının dışa çıkmaya eğilimli bir görünüm olması; huni şekli oluşumu.

5. Hemoroid veya paketçiklerin oluşumu (tanıda değerleri yoktur, ancak diğer bulgular ile birlikte bulunduklarında destekleyici anlam taşırlar).

6. Anüs sfinkterinin özelliğini kaybetmesi, gevşemesi ve yayılarak açık görünüm kazanması.

Tuşe ile anüsteki tonus kaybı anlaşılabilir. (Normalde tuşe esnasında anüsün 15 saniye kasılı kalması gerekir.) Parmağın girişinde ağrı olmaması destekleyici bir bulgudur, fakat bunun anüs açıklığı, elastikliği ve genişliği ile birlikte değerlendirilmesi gereklidir. Normal anal kanalın özellikle astenik yapılı kimselerde esnek ve yanıltıcı olabileceği unutulmamalıdır. Bimanuel lateral traksiyon yapılarak anüs sfinkterindeki dilatasyona bağlı gevşeme anlaşılır. Bunun için anüsün her iki yanından başparmaklar yardımıyla lateral traksiyon uygulamak yeterlidir. Postmortem görülen anal dilatasyonun ise normal olarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Çocukta muayene: Çocuğun yaşı ve uğradığı yıkım gözönüne alınarak daha fazla psikolojik travmaya maruz kalmaması önemlidir. Muayene sırasında çocuğun vücudundaki tüm travmatik lezyonlar lokalizasyonlarına, boyutlarına ve özelliklerine göre kaydedilmelidir. Ağız-burun çevresindeki, boyundaki, her iki omuz başlarındaki, karın, genital ve anüs bölgesindeki ekimozlar, tırnak izleri, yırtık ve sıyrıklar saldırıyı destekleyen dış bulgulardır. Böyle bir saldırıya uğrayan çocukta anal bulgular muayenenin küçük bir kısmını kapsar. Tüm lezyonların birlikte değerlendirilmesi gereklidir.

Anal bulgular:

1. Anal dilatasyon: “Refleks Anal Dilatasyon Testi 1”. Çocuk sol yan pozisyonuna getirilmeli, dirsekler karına doğru bükülmeli ve kalçalar yavaşça birbirinden ayırılmalıdır. Çocuk çok ufaksa muayene annenin kucağında yapılabilir. Dış sfinkter 30 saniye içinde anal kanalın iç yüzünün görülmesine olanak verecek şekilde gevşerse, test pozitiftir. Dilatasyon bir kaç saniye devam etmelidir. Refleks olarak hızla büzülmenin tanı açısından değeri yoktur. Bu test çok tartışmalı olduğundan, sadece buna güvenerek sonuca gitmek ise hatalı olur.

2. Perianal eritem: Tek başına anlamlı bir bulgu değildir. İsilik, kötü hijyen veya paraziter bir hastalık sebebiyle irritasyon sonucu oluşabilir.

3. Perianal dokularda şişme: Herhangi bir travmatik ödemin ilk belirtisidir.

4. Anal sfinkter tonusunda azalma ve gevşeme: Tek başına olduğunda çocuklarda normal olarak kabul edilebilir.

5. Fissürler: Bir veya iki adet fissür oluşumu farklı travmatik sebeplere bağlı olabilir. Ancak, çok sayıda fissür cinsel istismarı destekleyici bir bulgudur.

6. Hematom ve ekimozlar: Anüs boyunca oluşan çepeçevre ekimoz anal penetrasyonu gösteren bir bulgudur.

7. Doku değişimleri: Kalıcı ve geçici olarak iki şekilde incelenir. Anal mukozada kalınlaşma, düzleşme, normal görünümün kaybı ile parlak bir şekil alma kalıcı değişimler olup kronik olgularda görülür. Geçici değişimler ise travmanın erken evrelerinde görülen anal kenar boyunca çatlaklar ve skarlardır.

8. Anüsün huni şeklini alması: Küçük çocuklarda görüldüğünde şüphe ile karşılanması gereken ancak yaşça büyük çocuklarda kronik olguları tanımlama açısından önemli bir belirtidir.

Travmatik çevresel ekimozun perianal pigmentasyon ve venöz konjesyona bağlı renk değişimi ile karıştırılmaması gerekmektedir. Özellikle venöz konjesyon, diz dirsek pozisyonunda vena kava inferiordaki basıncın artması ve bunun hemoroidal venlere iletilmesi ile 30 saniye içinde fizyolojik olarak anüs çevresinde morumsu renkte oluşabilir. Bu bulgunun anal penetrasyona bağlı çevresel ekimoz ile karıştırılmaması için, mağdurun diz dirsek pozisyonunda uzun süre tutulmaması ve değerlendirmenin geciktirilmemesi gerekir. Bu bulguların ağırlığı, kişinin yaşı ile ters orantılı olarak değişir. Özellikle yaşın altındaki çocuklarda tanımlanan ekimoz, fissür ve yırtıkların ağırlığı dramatik boyutlara ulaşır. Bazı olgularda yırtıklar sfinkter adelelerine ve perine bölgesine uzanabilir. yaşın üzerindeki kişilerde vücut gelişimi ile bağlantılı olarak rıza ve kaygan madde kullanılarak yapılan eylemlerde anüsün kolayca genişleyebilmesi sonucu hiçbir lezyon görülmeyebilir.

Şüpheli sanığın muayenesi: Cinsel suç olgularında sadece mağdurun muayenesi ile yetinilmemelidir. Sanığın muayenesi de olayın aydınlatılmasında değer taşır. Cinsel saldırı olaylarında, doktordan şüpheli saldırganın muayenesi istendiğinde, aynı genel düzen kullanılmalıdır. Birçok ülkede, muayene edilecek kişinin rızası şarttır ve buna aykırı olarak yapılacak muayene doktorun, şahsın kişilik haklarına tecavüzü sayılır.

Yaş ve fiziksel gelişimi, mental durum ve genel davranışları kaydedilmelidir. Alkol veya uyutucu-uyuşturucu kullanıp kullanmadığı, giysilerdeki yırtıklar, kan ve lekeler incelenmeli, giysi üzerindeki saç ve kılların da kurbana ait olup olmadığı araştırılmalıdır. Giysilerin tetkikinden sonra dikkatli bir şekilde tüm vücut muayenesi yapılır. Vücut genelinde yaralar, özellikle yüz, boyun ve göğüsteki mağdurenin tırnakları ile oluşmuş çizikler önemlidir. Genital bölgenin muayenesi nadiren nonspesifik ağrı ve kızarıklık gibi bulgular verebilir. Çok nadir olarak da glans penis veya prepisyumda morarmalar ve frenulumda yaralanma oluşabilir. Penis ve çevresindeki kan, krem ve jel gibi herhangi bir yağlı kaygan madde ile prepisyum altında swabla saptanabilecek fekal madde bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İzlerden oluşan deliller genital inspeksiyondan daha önemlidir. Tırnak içleri incelenerek materyal alınmalı, pubis kıllarından, saçlardan ve varsa bıyık ve sakaldan da örnek alınmalıdır. Pubik bölge, yabancı kıl aramak için taranmalıdır. Gruplandırma, alkol ve DNA için kan örnekleri alınır ve veneryal enfeksiyon bulgusu varsa kaydedilir. Penisin alt yüzündeki üretra boyunca basınç uygulanarak meatüsten smear alınmalı, bakteriyolojik inceleme yapılmalıdır (Gonokok infeksiyonu). Ayrıca genital bölge dikkatli bir şekilde inspekte edilerek mağdurdan geçebilecek, kıl ve kan gibi materyalin varlığı araştırılır.

Örnek alımında özen gösterilmesi gerekenler;

a. Mağdurdan örnek alma: Cinsel saldırı olaylarında hangi bölgeden ve nasıl materyal alınacağı, nelere öncelik verileceği olayın özelliğine, mağdurun yaşına ve cinsiyetine göre değişiklik gösterir. Materyalin olaydan sonraki mümkün olan en kısa sürede alınması, mağdurun elbiselerini değiştirmemesi ve yıkamaması, vücudunun hiçbir bölgesini yıkamaması ve materyal alınıncaya kadar bir şey yiyip içmemesi ve defekasyon yapmaması daha iyi sonuç alabilmek açısından önemlidir.

Elbiseler: Olay esnasında mağdurun üzerinde bulunan elbiseler ıslak veya nemli ise kurutulduktan sonra sağlam kağıt torbalara konulmalı ve incelemenin yapılacağı yere gönderilmelidir. Kokuşma ve küflenme olmaması için plastik torbalar kullanılmamalıdır.

Vücuttaki Her Türlü Şüpheli Leke: Bunun için genellikle ucuna pamuk sarılı çubuk (swab) kullanılır. Gerekirse uçtaki pamuk serum fizyolojik ile ıslatılabilir. Pamuklu uç döndürülerek sürtülür ve örnek alınır. Şüpheli lekenin bir bistüri ile petri kutusuna kazınması şeklinde de örnek alınabilir.

Vücuttaki Yabancı Kıllar: Mağdurda bulunan ona ait olmayan yabancı veya şüpheli kıllar bir pensle alınarak zarfa konulur. Bu esnada pubis kılları dikkatle incelenmeli, taranmalı ve yabancı bir kılın varlığı araştırılmalıdır.

Ağız Boşluğundan Örnek: Ağzın su ile çalkalattırılıp bu çalkantı suyunun alınması şeklinde olabileceği gibi, ağızdan örnek almak için pamuklu çubuk veya filtre kağıdı kullanılabilir.

Tırnak Aralarından: Bulunması muhtemel kan, deri kalıntıları gibi örnekler bir törpü kulanılarak petri kutusuna kazınır.

Isırık veya Emilmeye Ait Lezyonlardan: Serum fizyolojik ile ıslatılmış swab kullanılır. Lezyonun üzerine döndürülerek sürtülür ve tükürük örneği elde edilmeye çalışılır.

Vulva ve Perineden: Gerektiğinde serum fizyolojik ile ıslatılmış swab kullanılır. İki ayrı swab vulva ve perineye döndürülerek sürtülür.

Vajinadan: Olgunun özelliğine göre spekulum kullanılabilir. Arka forniks, alt ve üst duvarlardan olmak üzere üç yerden örnek alınır. Ön ve arka duvarlardan örnek almak için swab kullanılır. Arka forniksten materyal almak için ise swab, pipet veya plastik puar kullanılabilir. Bakteriyolojik tetkik yapılacaksa öncelikle ve steril kültür çubuğu ile örnek alınması gereklidir.

Anüsten: Önce bir swabla anüs dış mukozasından sürülerek, daha sonra ikinci bir swabla içeri sokularak rektumdan örnek alınır.

Mağdurun Kendisine Ait Pubik Kıl Örnekleri: Yabancı bir kıl bulunmuşsa; mağdurun pubisinden cilt seviyesinden kesilmek suretiyle adet kıl örneği alınır ve bir zarfa konur.

Mağdura Ait Tükürük Örneği: Mağdura ait ml. tükürük bir filtre kağıdına emdirilir. Bu örneğin alınma amacı mağdurun sekretör olup olmadığının tayinidir.

Mağdura Ait Venöz Kan Örneği: İki ayrı steril enjektöre antikoagülansız olarak ml. venöz kan örneği alınır. Bunun amacı; olayın özelliğine göre kan grubu tayini, kimyasal analizler, DNA profili ve mikrobiyolojik kültür yapılabilmesidir.

Mağdura Ait İdrar Örneği: Olayın özelliğine göre eğer gebelik testi yapılması gerekiyorsa idrar örneği alınır.

b. Sanıktan örnek alma: Sanığın muayenesi esnasında elbiselerinde veya vücunda bulunması muhtemel mağdura ait kan lekeleri veya kıllar elde edilir. Penisten iki ayrı swab ile sürtmek suretiyle örnek alınır. Gerektiğinde swab serum fizyolojik ile ıslatılır. Penis swabının amacı vajinaya veya rektuma ait materyal ve oral ilişkilerde tükürüğün içindeki maddelerin araştırılmasıdır. Karşılaştırma için ise sanıktan aynı mağdurdan alındığı gibi kan, kıl, sperm, tükrük örneği alınmalıdır.

c. Olay yerinden materyal alınması: Olay yerindeki zemin, eşyalar, çarşaflar üzerindeki her türlü leke ve şüpheli kıllar alınır.

Alınan bütün örnekler etiketlenmeli ve etiketlerin üstüne mağdurun adı ve alındığı yer yazılmalıdır. Cinsel saldırı olaylarında materyal alımı aciliyet gerektirir. Alınan materyalde inceleme yapılması ise sadece spermlerin hareketliliği açısından aciliyet taşır. Usulüne uygun olarak alınan ve saklanan örnekler üzerinde diğer bütün tetkikler daha sonra yapılabilir. Bu tetkiklerin uzman kişilerce yapılmasında büyük fayda vardır. Aksi halde yanlış pozitif veya yanlış negatif sonuçların elde edilmesi nedeni ile olay yanlış yönlendirilmiş olabilir. Spermlerin hareketliliği açısından yapılacak tetkik; arka forniksten alınan örnekten vajinal içerikten bir damla lamın üzerine konur, üzerine bir damla serum fizyolojik damlatılır. Mikroskopta direkt olarak incelenir. Spermatozoid olup olmadığı, varsa hareketli olup olmadıkları araştırılır.

Alınan materyal üzerindeki tetkikler iki ana hedefe yönelik olacaktır. Bunlardan birincisi saldırgana ait sperm, kıl, kan, tükürük gibi örneklerin varlığının ortaya konması, ikincisi ise elde bir sanık varsa, bu örneklerin bu sanığa ait olup olmadığının araştırılmasıdır. Bu nedenle yukarıda belirtilen karşılaştırma örnekleri alınmaktadır.

Cinsel saldırı olaylarında swablarda spermatozoidin kendisinin tespit edilmesi, saldırı dışındaki normal cinsel faaliyet dışlandığında veya ileri yöntemlerle bu spermin saldırgana ait olduğu anlaşıldığında, en önemli laboratuvar delilidir.

Semen (meni, ejekulat sıvısı) varlığını göstermek için; mor ötesi (UV) ışık kullanımı, asit fosfataz, lösin aminopeptidaz gibi gama-glutamiltransferaz, glisilprolin dipeptidil aminopeptidaz, kolin, spermin, çinko testleri ön inceleme testleri ile spermatozoidlerin mikroskop ile gösterilmesi, laktat dehidrogenaz izozim x (LDH-x), semen varlığının immünolojik yöntemlerle belirtimi (p30) gibi kesin kanıtlayıcı testler kullanılmaktadır. Semenin kime ait olduğunun araştırılmasında ise; eğer semenin sahibi “sekretörse” yani vücut sıvılarında kan grup faktörlerini içeriyorsa, basit kan grubu yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemlerin aynen babalık tayinlerinde olduğu gibi ancak saldırganı belli oranda dışlayacağı, hiçbir şekilde kesinlik taşımayacağı unutulmamalıdır. Kesin yöntem olarak günümüzde DNA testleri yapılabilir. Eğer bu testler yapılacaksa materyalin steril şartlarda alınması ve örneklerin derin dondurucuda saklanması gereklidir.

Türk Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı ile ilgili kanunlar

ADABI UMUMİYE VE NİZAMI AİLE ALEYHİNDE CÜRÜMLER CEBREN IRZA GEÇEN, KÜÇÜKLERİ BAŞTAN ÇIKARAN VE İFFETE TAARRUZ EDENLER

MADDE (Mefruz Cebirle Irza Geçme):Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırzına geçerse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkum olur.

Eğer fiil cebir ve şiddet veya tehdit kullanılmak suretiyle veya akıl veya beden hastalığından veya failin fiilinden başka bir sebepten dolayı veya failin kullandığı hileli vasıtalarla mukavemet edemiyecek bir halde bulunan bir küçüğe karşı işlenmiş olursa ağır hapis cezası on seneden aşağı olamaz.

Irza geçmelerde 15 yaş sınırı cezayı arttırıcı bir unsur olarak ele alınmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında behsedilen “fiile mukavemet” fiziki bir karşı koyma anlamına gelmemekte, ruhsal yönden karşı koymayı kastetmektedir. (Bu konuda kitabın adli psikiyatri bölümüne bakınız.)

MADDE (Mefruz Cebirle Irz ve Namusa Tasaddi):Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırz ve namusuna tasaddiyi mutazammın bir fiil ve harekette bulunursa iki seneden dört seneye ve bu fiil ve hareket yukardaki maddenin ikinci fıkrasında yazılı şartlar içinde olursa üç seneden beş seneye kadar hapsolunur.

Irza geçmelerde mağdurun iradesinin sözkonusu olduğu yaş 18 iken, ırz ve namusa tasaddide 15 yaş sınır olarak alınmaktadır. 15 yaşın üzerindeki kişilerde maddenin ikinci fıkrasındaki şartlar bulunmadıkça tasaddi şeklinde bir suç sözkonusu değildir.

MADDE (Zorla Irza Tecavüz, Zorla Irza Geçme ve Tasaddi, Zorla Irza Tasaddi, Reşit Olmayanla Rızaen Cinsel Münasebet):Onbeş yaşını bitiren bir kimsenin cebir ve şiddet veya tehdit kullanmak suretiyle ırzına geçen veyahut akıl ve beden hastalığından veya kendi fiilinden başka bir sebepten veya kullanıldığı hileli vasıtalardan dolayı fiile mukavemet edemeyecek bir halde bulunan bir kimseye karşı bu fiili iişleyen keimse yedi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

Yine bu suretle ırz ve namusa tasaddiyi tazammun eden diğer bir fiil ve hareket bulunursa üç seneden beş seneye kadar hapsolunur.

Reşit olmayan bir kimse ile rızası ile cinsi münasebette bulunanlar fiil daha ağır cezayı müstelzim bulunmadığı takdirde altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

18 yaşını bitirmemiş yani “reşit” olmamış bir kişiyle rıza dahilinde de olsa cinsel ilişki suçtur ve ırza geçme olarak kabul edilmektedir.

MADDE (Cezayı Artıran Şahsa Bağlı Haller):Yukarıdaki maddelerde yazılı fiil ve hareketler birden ziyade kimseler tarafından işlenir veya usulden biri veya veli ve vasi veya mürebbi ve muallimleri ve hizmetkarları veya terbiye ve nezaret veya muhafazaları altına bırakılan veya buna düçar olanların üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından vuk’u bulursa kanunen muayyen olan ceza yarısı kadar artırılır.

MADDE (Cezayı Artıran Fiile Bağlı Sebepler):Yukarıdaki maddelerde yazılı fiil ve hareketler mağdurun ölümünü mucip olursa faile müebbet ağır hapis cezası verilir.

Eğer bu fiil ve hareketler bir marazın sirayetini veya mağdurun sıhhatine sair büyük bir nakisa irasını veya maluliyet veya mayubiyetini müstelzim olursa cezanın yarısı ilave edilerek hükmolunur.

Bu maddedeki “mayubiyet” teriminden toplum içerisinde utanılacak, ayıp karşılanacak bir durum anlaşılmakta olup, kızlık zarının yırtılması veya kişinin hamile kalması buna örnektir.

MADDE (Hayasız Hareketler): Alenen hayasızca vaz’u harekette bulunanlar onbeş günden iki aya ve o suretle cinsi münasebette bulunanlar altı aydan bir seneye kadar hapis ve bu fıkrada yazılı hallerde ayrıca altıbin (yirmibin) liradan otuzbin () liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar. () yüz liradan beşyüz liraya: 60 misli artırılmıştır (/ sk.)

MADDE (Söz Atma - Sarkıntılık):Kadınlara ve genç erkeklere söz atanlar üç aydan bir seneye ve sarkıntılık edenler altı aydan iki seneye kadar hapsolunur.

MADDE (Evlenme Vaadi ile Kızlık Bozma): Her kim on beş yaşını dolduran bir kızı alacağım diye kandırıp kızlığını bozarsa altı aydan iki seneye kadar hapsolunur.

Evlenme vukuu halinde dava ve ceza tecil olunur. Şu kadar ki beş sene içinde koca aleyhine boşanmaya hükmolunursa hukuku amme davası avdet eder ve evvelce ceza hükm olunmuşsa çektirilir.

Nişan, söz kesme gibi akitlerin varlığı kesin evlenme vaadi olarak kabul edilmemektedir.

KIZ VE KADIN VE ERKEK KAÇIRMAK

MADDE (Zorla Kadın Kaçırma; Alıkoyma):Her kim cebir ve şiddet veya tehdit veya hile ile şehvet hissi veya evlenme maksadı ile reşit olan veya reşit kılınan bir kadını kaçırır veya bir yerde alıkoyarsa üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

Kaçırılan kadın evli ise ağır hapis cezası yedi seneden aşağı olamaz.

MADDE (Küçüğü Kaçırma; Alıkoyma):Her kim cebir veya tehdit veya hile ile şehvet hissi veya evlenme maksadı ile reşit olmayan bir kimseyi kaçırır veya bir yerde alıkorsa beş seneden on seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

Eğer reşit olmayan kimse, cebir ve şiddet veya tehdit veya hile olmaksızın kendi rızası ile şehvet hissi veya evlenme maksadı ile kaçırılmış veya bir yerde alıkonulmuş ise ceza altı aydan üç seneye kadar hapistir.

MADDE (Oniki Yaşını Doldurmayan Küçüğün Kaçırılması):Kaçırılan kimse on iki yaşını doldurmamış ise fail, cebir ve şiddet veya tehdit veya hile kullanmamış olsa dahi cezası beş sene ağır hapisten aşağı olamaz.

MADDE (Evlenmek Maksadı ile Kaçırma; Cezanın Azaltılması):Yukarıdaki maddelerde yazılı cürümlerden biri mahza evlenmek maksadı ile işlenmiş ve bir guna tecavüz vuku bulmamış ise fail hakkında tayin olunacak ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.

MADDE (Dava veya Cezanın Ertelenmesi):Kaçırılan veya alıkonulan kız veya kadın ile maznun veya mahkumlardan biri arasında evlenme vukuunda koca hakkında hukuku amme davası ve hüküm verilmiş ise cezanın çektirilmesi tecil olunur.

Müruru zaman haddine kadar erkek tarafından haksız olarak vukua getirilmiş bir sebeple boşanmaya hükmedilirse takibat yenilenir. Evvelce hüküm verilmiş ise ceza çektirilir.

Bu madde hükümleri , ve ’ıncı maddeler hakkında da caridir.

Evlenen maznun veya mahkum hakkında hukuku amme davasının veya cezanın tecilini müstelzim olan haller fiilde methali olanlar hakkında dava ve cezanın düşmesini müstelzimdir.

ZİNA

MADDE (Kadının Zinası):Zina eden karı hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası tertip olunur.

Karının evli olduğunu bilerek bu fiilde ortak olan kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur.

MADDE (Kocanın Zinası):Karısı ile birlikte ikamet etmekte olduğu evde yahut herkesçe bilinecek surette başka yerde karı-koca gibi geçinmek için başkası ile evli olmayan bir kadını tutmakta olan koca hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası hükmolunur.

Ancak zina suçunu tanumlayan maddeler eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle Anyasa Mahkemesi tarafından bozulmuş ve henüz bu konuda yeni bir düzenleme yapılmamıştır.

EDEBE MUHALİF HAREKETLER

MADDE Bir kimse edebe muhalif surette halka görünür, veya bir yerini gösterir veyahut söz, şarkı ve sair surette halkın edep ve nezahatine tecavüz eylerse bir aya kadar hafif hapse veya dokuzyüz () liradan beşbindörtyüz liraya kadar hafif nakdiye mahkum olur (TCK ). () Beş liradan otuz misli artırılmıştır.

BAŞA DÖN

ADLÎ TIP KURUMU KANUNU UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Dayanak

Amaç ve Kapsam

Madde 1 — Bu Yönetmelikte, Adlî Tıp Kurumu Başkanlığının kuruluşuna dahil birim ve müdürlüklere; ihtisas dairelerinde bulunacak şubeler ve bu dairelerde çalıştırılacak uzmanların sayısına; grup başkanlıklarının kuruluş, görev, çalışma usul ve esaslarına; adlî tıp şube müdürlüklerinin oluşumuna, hizmetlerine, çalışma usul ve esaslarına, kurulacakları yerlerin tespitine; kurum dışından görevlendirilecek bilirkişilere ödenecek ücretin tespitine dair esaslara; ihtisas daireleri şubelerinde görevlendirilecek personelin niteliklerine, çalışma usul ve esaslarına; yüksek öğretim kurumları veya birimlerinde tetkik edilecek adlî tıp ile ilgili işlere, Adlî Tıp Kurumunda uzman yetiştirilmesinin esaslarına ilişkin hükümler ile Adlî Tıp Kurumu Kanununun uygulanmasına dair hususlar düzenlenmiştir.

Dayanak

Madde 2 — Bu Yönetmelik sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanununun sayılı Kanun ile değişik 4, 8, 9, 10, 13, 17, 23, 24, 25, 31, 33 ve 36 ncı maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

 

İKİNCİ BÖLÜM

Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı

KuruluÅŸ

Madde 3 — Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı; adlî tıp uzmanı bir başkan ve en az birisi adlî tıp uzmanı iki başkan yardımcısı ile aşağıdaki birim ve müdürlüklerden oluşur:

a) Hukuk Müşavirliği,

b) Personel ve Eğitim Şubesi Müdürlüğü,

c) İdarî ve Malî İşler Şubesi Müdürlüğü,

d) Evrak ve Arşiv Şubesi Müdürlüğü,

e) Emanet MemurluÄŸu,

f) Kütüphane Memurluğu,

g) Bilgi İşlem Şubesi Müdürlüğü.

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına Bağlı Birim ve Müdürlüklerin Görevleri

Hukuk Müşavirliği

Madde 4 — Adlî Tıp Kurumu hukuk müşavirliğinin görevleri şunlardır:

a) Başkanlıkça sorulan hukukî konular ile hukukî, malî ve cezaî sonuçlar doğuracak işlemler hakkında görüş bildirmek,

b) Kurumun menfaatlerini koruyucu, anlaşmazlıkları önleyici hukukî tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak,

c) Adli Tıp Kurumunun taraf olduğu adlî ve idarî davalarla, her türlü icra işlerini takip etmek ve sonuçlandırmak, bunlarla ilgili merciler nezdinde Kurumu temsil etmek,

d) Kurumun amaçlarını daha iyi gerçekleştirmek, mevzuata, plân ve programa uygun çalışmalarını temin etmek amacıyla gerekli hukukî teklifleri hazırlamak ve başkana sunmak,

e) Bakanlık kuruluşları tarafından hazırlanan veya diğer bakanlıklardan yahut Başbakanlıktan gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarılarını hukukî açıdan inceleyerek görüşlerini bildirmek,

f) Adli Tıp Kurumu Başkanı tarafından verilen benzeri görevleri yerine getirmek,

Personel ve Eğitim Şubesi Müdürlüğü

Madde 5 — Personel ve eğitim şubesi müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) Atamaları Adalet Bakanlığınca yapılan personelin özlük işleri konularında gerekli ön çalışmaları yapmak ve yürütmek,

b) Atamaları Adlî Tıp Kurumu Başkanınca yapılan personelin özlük işlerini yürütmek,

c) Kurum personelinin hizmet içi eğitim programlarını hazırlamak ve takip etmek,

d) Adlî Tıp Kurumu merkez ve taşra teşkilâtının kanun ve yönetmelik hükümleri dairesinde kuruluş ve işleyişini düzenlemek,

e) Kanunlarda gösterilen ve Başkanlıkça verilecek benzeri hizmetleri yapmak.

İdarî ve Malî İşler Şubesi Müdürlüğü

Madde 6 — İdarî ve malî işler şubesi müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) Kurum için gerekli olan araç, gereç ve malzemenin temini ile ilgili hizmetleri yürütmek,

b) Kurumun malî işleri ile ilgili hizmetleri yürütmek,

c) Kurum personelinin ve ailelerinin sağlık (tedavi yardımı) hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak,

d) Temizlik, aydınlanma, ısıtma ve taşıma işleri ile ilgili hizmetleri yürütmek,

e) Sosyal tesislerin kurulması ve yönetimi ile ilgili hizmetleri yapmak,

f) Kuruma ait bina ve tesislerin bakım ve küçük onarımlarını yaptırmak,

g) Görev alanına giren benzeri hizmetleri yerine getirmek.

Evrak ve Arşiv Şubesi Müdürlüğü

Madde 7 — Evrak ve arşiv şubesi müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına gelen yazı ve mesajlardan gerekenlerin Başkan veya başkan yardımcılarına sunulmasını sağlamak,

b) Başkan ve başkan yardımcılarının talimatlarını ilgililere duyurmak ve işlemlerini takip etmek,

c) Süreli evrakların zamanında işleme konulmasını sağlamak,

d) Genel evrak, arşiv ve haber merkezinin hizmet ve faaliyetlerini düzenlemek ve yürütmek,

e) Görev alanına giren benzeri hizmetleri yapmak.

Kütüphane Memurluğu

Madde 8 — Kütüphane memurluğunun görevleri şunlardır:

a) Kütüphaneye kayıtlı yayınları ve diğer demirbaşları muhafaza etmek,

b) Kütüphane defterini, fişleri tutmak, kitapların tasnifini yapmak,

c) Kütüphanenin düzen ve temizliğini sağlamak, çalışma saatleri içinde yayınları adalet bakanlığı mensuplarının istifadesine sunmak,

d) Ayniyat talimatnamesi gereğince kütüphaneyi devir ve teslim almak, bu görevlerden ayrılışında aynı esaslar dahilinde yayınları devretmek, ödettirilmesi gerekli halleri vaktinde birim amirlerine haber vermek,

e) Okunmak için alınan kitapların zamanında iadesini takip ve temin etmek,

f) Görev alanına giren benzeri hizmetleri yerine getirmek.

Bilgi İşlem Şubesi Müdürlüğü

Madde 9 — Bilgi işlem şubesi müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) Bakanlık ilgili birimleriyle işbirliği yaparak bilgi işlem sistemini kurmak, işletmek, bakım ve onarımını yapmak ve yaptırmak, bunlara ait hizmetleri ilgili birimlerle yürütmek,

b) İlgili birimlerle işbirliği yaparak bu birimlerin derlediği bilimsel yayınları ve gerekli görülen diğer konuları değerlendirerek bilgi işlem ortamına aktarmak ve kullanıcıların hizmetine sunulmasını sağlamak,

c) Bilişim teknolojisiyle gelişmelere uygun olarak daha etkin ve verimli bilgi, belge ve iş akışı düzenini kurmak, buna yönelik yazılımları üretmek veya sağlamak üzere Bakanlık ilgili birimleriyle işbirliği yapmak,

d) Kurum personeli için Kurum veya Bakanlığın ilgili birimleri ile işbirliği içerisinde olanaklar ölçüsünde bilgisayar kursları düzenlemek,

e) Kurumun diğer birimlerine teknik yardım ve destekte bulunmak,

f) Kurumla ilgili internet sayfalarını hazırlamak ve güncelleştirmek,

g) Görev alanına giren benzeri hizmetleri yerine getirmek.

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

İhtisas Daireleri ve Şubeleri

Morg Ä°htisas Dairesi

Madde 10 — Morg ihtisas dairesinde adlî tıp uzmanı bir daire başkanı, yıllık her otopsi için en az bir adlî tıp uzmanı, her otopsi için en az bir patoloji uzmanı ile yeterli sayıda otopsi teknisyeni ve yardımcı personel ile diğer şubeler için gerekli uzmanlar ve teknik personel bulunur. Morg ihtisas dairesi aşağıdaki şubelerden oluşur:

a) Otopsi ÅŸubesi,

b) Histopatolojik tetkik ÅŸubesi,

c) Kitlesel ölümlerde olay yeri incelemesi ve kimliklendirme şubesi,

d) Kemik ve diÅŸ inceleme ÅŸubesi,

e) Lâboratuvarlar şubesi. (Adlî entomoloji, postmortem mikrobiyoloji, postmortem acil toksikoloji ve yangın lâboratuvarından oluşur)

Her şubede uzman bir şube müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Morg ihtisas dairesinin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Cesetler ve kısımları üzerinde otopsi ve bilimsel inceleme yaparak ölüm sebeplerini tespit etmekle beraber ölüm olayı ile ilgili canlılara ait doku ve biyolojik materyal üzerinde de incelemeler yapar, cesetlerden ve canlılardan alınmış organ ve doku parçalarının histopatolojik incelemesi ile makroskopik, mikroskopik, postmortem toksikolojik, antropolojik ve odontolojik incelemelerde bulunur.

b) Otopsiler, daire başkanı veya onun görevlendireceği bir uzman nezaretinde, asistanlar ve teknik elemanlarla müştereken, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunundaki hükümlere uygun olarak ve cesedin morga gelmesinden itibaren en geç kırk sekiz saat içerisinde yapılıp, raporu diğer ilgili ihtisas dairelerindeki işlem ve gerekli tüm incelemeler, istenilen belgeler tamamlandıktan sonra on beş gün içinde rapor tanzim edilerek mahalline gönderilmek üzere Adlî Tıp Kurumunun ilgili birimine teslim edilir.

c) (DeÄŸiÅŸik:RG/10/) Otopsinin sonuçlanması veya hüviyetin tespitinden sonra morg ihtisas dairesiyle ilgisi kalmayan ceset veya beraberindeki materyal, tahkikatı idare eden hakim veya Cumhuriyet savcısı veya hüviyet tespiti için gönderilen makam tarafından gömülmesinde sakınca olmadığını bildiren yazılı belge üzerine ailesine veya yakınlarına veya kimsesiz ise onbeÅŸ gün içinde (DeÄŸiÅŸik ibare:RG-7/1/)belediyeye veya mülki idare amirliÄŸine teslim edilir. KimliÄŸi tespit edilmiÅŸ olmasına raÄŸmen ailesi veya yakınları tarafından (DeÄŸiÅŸik ibare:RG/4/)beÅŸ gün içinde teslim alınmayan cesetler de belediyeye veya mülki idare amirliÄŸine gömülmek üzere teslim edilir.(Ek cümle:RG/1/)Cesedin teslim veya gömülme iÅŸlemleri sırasında kamu düzeninin bozulabileceÄŸi veya toplumsal olayların meydana gelebileceÄŸi ya da suç iÅŸlenebileceÄŸi mülki idare amirince deÄŸerlendirildiÄŸi takdirde cesetler, gömülmek üzere doÄŸrudan mülki idare amirliÄŸine teslim edilir. Ancak; yabancı uyruklu kiÅŸiye ait olduÄŸu tespit edilen ceset, ailesi, yakınları veya vatandaşı bulunduÄŸu ülkenin diplomatik ya da konsolosluk temsilciliklerince tesliminin istenilmesi halinde, ülkelerine nakledilmek kaydıyla kendilerine ya da yetkili temsilcilerine teslim edilir. Ailesi veya yakınlarınca Ãœlkemizde defnedilmek istenilen, vatandaşı bulunduÄŸu devlet tarafından ülkesine kabul edilmeyen, yabancı ölüm bildirimine diplomatik ya da konsolosluk  temsilciliklerince onbeÅŸ gün içinde cevap verilmeyen (Ek ibare:RG-7/1/)veya cevap verilmesine raÄŸmen ailesi, yakınları veya yetkili temsilciliklerce (DeÄŸiÅŸik ibare:RG/4/)beÅŸ gün içinde teslim alınmayan veya kimsesi bulunmayan yabancı uyruklu ceset ise o yer mülki idare amirliÄŸinin belirleyeceÄŸi yerde gömülür. (Ek cümle:RG/12/) GerektiÄŸi hallerde İçiÅŸleri Bakanlığının belirleyeceÄŸi yerde ve ÅŸartlarda baÅŸka bir ilde de gömülebilir. Morg Ä°htisas Dairesi, kimlik belirlenmesi için gerekli görülen örnekleri alır ve beÅŸ yıl süreyle saklar. Morg ihtisas dairesine getirilen ve otopsinin sonuçlanması ile hüviyetinin tespitinden sonra morg ihtisas dairesi ile ilgisi kalmayan ve yakınlarınca alınmayan veya araÅŸtırmalar sonucu kimsesiz olduÄŸu anlaşılan ceset veya kısımları adlî tahkikatla ilgisi kalmamış olması ve aksine vasiyeti bulunmaması ÅŸartıyla, en az altı ay süreyle muhafaza edilmek ve bilimsel araÅŸtırma için kullanılmak üzere yüksek öğretim kurumlarına verilebilir. Ceset üzerinde tekrar bir inceleme yapılması ihtimali düşünülerek cesedin gömüldüğü yer veya mezara, morg defterindeki numarayı taşıyan bir iÅŸaretin konulacağı, cesedi alanlar tarafından yazılı olarak taahhüt edilir ve cesedi teslim alanların da adresleri ile imzaları alınır. Kanun ve yönetmelikler çerçevesinde organ ya da organ parçaları adlî mercilerden gerekli izinler alındıktan sonra, Adlî Tıp Kurumu EÄŸitim ve Bilimsel AraÅŸtırma Komisyonu ve Adlî Tıp Kurumu Etik Kurulunun da onayı ile transplantasyon için alınabilir.

d) Otopsi yapılmak veya hüviyet tespit edilmek üzere ilgili makamlarca, morg ihtisas dairesine gönderilen cesetlerin soyularak gönderilmesi gerekmektedir. Çıplak olarak gelen cesedin kimliği belli ise etiket takılıp tutanakla teslim alınır ve buzdolabına konulur.

e) Morg ihtisas dairesinde incelenen materyalin, alınan örnekler dışında tekrar incelenmesi isteği düşünülerek, raporlarının mahalline gönderildiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde kafatası ve iskelet kemikleri usulüne göre ambalajlanarak iade edilir. Cesetlere ait aksam ve materyal ise bir ay sonra ve en geç altıncı ayın bitiminde mahalli Cumhuriyet savcılığının izni ile ve morg ihtisas dairesi başkanının tezkeresi üzerine belediye mezarlıklar müdürlüğünden yer talep edilerek mezarlığa Kurumca gömdürülür.

f) Morg ihtisas dairesinde mesai saatleri dışında ve resmî tatil günlerinde gönderilen cesetleri ve bunlarla ilgili evrakı teslim almak üzere bir görevli bulundurulur.

g) Morg ihtisas dairesine otopsi yapılmak üzere gönderilen cesetler ancak ilgili makamın yazılı emriyle ve ilk muayenesi yapılmış olmak kaydıyla kabul edilir. Acele hallerde ve ilk muayenesi o an için mümkün olmayan cesetler morga geçici olarak kabul edilir. Geçici olarak kabul edilen cesetlerin ilgili makamın yazılı emri ve ilk muayene raporu olmadıkça üzerlerinde herhangi bir işlem yapılmaz. Bu işlemin gecikmesi hallerinde durum mahalli Cumhuriyet savcılığına morg ihtisas dairesi başkanınca yazıyla bildirilir.

h) Morg ihtisas dairesinin adlî patoloji şubesindeki lâboratuvarlarda yapılan patolojik incelemelere ait doku parçaları en az bir yıl, bloklar ve preparatlar ise en az beş yıl süre ile saklanır. Bu süre sonunda imha edilmesi gereken blok ve preparatlar tıbbî atık gibi işlem görür.

ı) Morg ihtisas dairesinde tanzim edilen raporlar ile otopsilere ait görsel materyalin birer örneği şubede saklanır.

i) İlgili Cumhuriyet savcılığının talebi üzerine il içi ve dışında, tekil veya kitlesel ölümlerde olay yeri incelemesi, cesetlerin kimliklendirme ve otopsilerini yapmak üzere bir adlî tıp uzmanı sorumluluğunda yeteri kadar adlî tıp uzmanı, adlî odontolog, adlî entomolog, adlî toksikolog ve adlî biyologtan oluşan en az bir ekip hazır bulundurulur.

Gözlem İhtisas Dairesi

Madde 11 — Gözlem ihtisas dairesinde uzman bir daire başkanı, yeteri kadar psikiyatri ve adlî tıp uzmanı, bir nöroloji uzmanı ile yeteri kadar hemşire, teknisyen ve yardımcı personel bulunur. Gözlem ihtisas dairesi aşağıdaki şubelerden oluşur:

a) Gözlem şubesi,

b) Psikolojik tetkikler ÅŸubesi,

c) Elektrodiagnostik ÅŸubesi.

Her şubede uzman bir şube müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Gözlem ihtisas dairesinin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Gözlem ihtisas dairesinde, haklarında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 74 üncü maddesine göre gözlem kararı verilmiş tutuklu ve tutuksuz kişilerle hukuk mahkemelerince hukukî ehliyetleri bakımından gözlemi gerekli görülen kimseler kabul edilir. Tutukluların yatırılarak gözlemi şarttır. Tutuksuz kişilerden gerekli görülenler, daire başkanının kararıyla ayakta gözleme tabi tutulabilirler. Ancak, ister tutuklu ister tutuksuz olsun yatırılarak gözlem altına alınan şahıslara dairenin disiplin ve inzibat hükümleri uygulanır. Mümkün olduğu takdirde tutuksuzlar ayrı koğuşta muhafaza edilirler.

b) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 74 üncü maddesine göre gözlem süresi üç haftayı geçemez. Ancak, bu süre içinde kesin bir karara varılmazsa gönderen makamdan gözlem süresinin uzatılması konusunda karar istemek üzere durum derhal Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına bildirilir. Cumhuriyet başsavcılığı ya da mahkemeden gerekli izin alınır.

c) Usulü dairesinde gözlem için gönderilen şahıs, görevli infaz ve koruma memuru, hastabakıcı ve güvenlik görevlisi ile şahsı getiren kişinin de bulunduğu heyet önünde üstü aranıp gözlem sırasında yanında bulunması sakıncalı bulunan eşyaların bir tutanakla tespit edilerek muhafaza altına alındıktan sonra daireye kabul edilir. Gerekli temizliği yapılır ve koğuşa kapatılır. Derhal koğuşun kapısında bulunan tabloya resmi konulur, ismi yazılır ve hakkında bir dosya açılır.

d) Uzmanlar, daire başkanının düzenleyeceği çalışma programı içinde, gözlem için gönderilmiş olan şahısların dosya tetkikini, klinik muayene ve gözlemini yapmak, raporlarını düzenlemekle yükümlüdürler.

e) Psikologlar, gözlem altında bulunan kişilerin psikolojik testlerini yaparlar. Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yerine getirirler.

f) Teknik elemanlar kendi bilgi sahalarında verilecek görevleri daire başkanının yapacağı program çerçevesinde yerine getirirler.

g) Diğer personelin görev sınırı ve programı daire başkanı tarafından belirlenir.

h) Gözlem dairesinin iaşe ihtiyacı hastaneler talimatnamesinin iaşe ile ilgili hükümlerine göre temin edilir.

ı) Gözleme alınan şahsın geldiği gün derhal muayenesinin yapılması ve o andaki durumunun tespiti, vücudunda yara, bere, darp izi gibi asarın tespiti ve dosyasına yazılması gereklidir.

j) Gözlem süresince tutuklu şahısları hangi daire sorumlularının koğuşlarından çıkartabilecekleri bir liste halinde tespit edilerek güvenlik sorumlusuna verilir. Tutukluları koğuştan çıkarmaya yetkili uzman ve psikologların arzu ettikleri zaman bu şahıslar, muayene ve tetkik için gereken odaya jandarma eşliğinde getirilirler.

k) Gözlem ve muayeneleri sonuçlanmış ve haklarında rapor düzenlenmiş kişilerin kurumdan ilişikleri kesilerek tutuklu ve hükümlü olanlar, kurumca talep edilen jandarmanın muhafazasında Cumhuriyet savcılıklarına, askerler ve askeri inzibat nezaretinde merkez komutanlığına teslim edilir.

l) Gözlem ihtisas dairesinde gözlem altında bulunan şahıslar hiçbir şekilde ziyaretçi kabul edemezler. Ancak, bunların aileleri tarafından gönderilmiş mektuplar daire başkanı veya görevlendireceği bir uzman tarafından okunup kontrol edildikten sonra, giyecek ve yiyeceklerden de sakıncalı görülmeyenler yine başkan veya onun görevlendireceği bir uzman ile güvenlik görevlisinin birlikte yapacağı kontrolden sonra kendilerine verilebilir. Bu şahıslara gönderilen para da daire başkanının takdiri ile kendisine verilebilir.

m) Gözlemi ve raporu tamamlanan şahsın dosyası derhal kurum başkanlığına intikal ettirilerek merciine teslimi sağlanır.

n) Talep halinde Adlî Tıp Kurum Başkanlığı’na gönderilmek üzere gözlem ihtisas dairesi başkanlığı tarafından gözlem altına alınan kişilere ait günlük giriş çıkışı gösterir liste hazırlanır.

o) Gözlem altına alınmak üzere gönderilen şahıslarla birlikte ilgili evrakın da gönderilmesi gereklidir.

ö) Gözlem altına alınmak üzere gönderilen şahısların sanık veya hükümlü olup olmadıklarının evraka açıkça yazılması, tutukluların tevkif müzekkeresi örneklerinin eklenmesi ve başka bir suçtan dolayı tutuklu veya hükümlü olup olmadıklarının da yazılı olarak bildirilmesi gereklidir.

p) Gözlem altına alınacak şahısların üzerinde bulunan para ve benzeri kıymetli eşya bir tutanakla tespit edilir. Bu tutanağı daire başkanı ve uzman, infaz ve koruma memuru, hastabakıcı ve getiren memur imzalar, tutanak dairedeki sorumlusuna teslim edilir.

r) Gözlem ve muayeneleri sona erip, raporları tanzim edilen şahıslar gözlem ihtisas dairesinde bırakılamazlar; ancak hükümlü ve tutuklularla, mevcutlu gönderilmesi gerekenler, muhafız ve teslim alacak görevli temin edilinceye kadar misafir olarak alıkonulabilir.

s) Gözlem ihtisas dairesinde düzenlenen raporların bir nüshası ile kurum tarafından çekilen elektro-diagnostik lâboratuvarına ait belgeler ve fotoğraflar gözlem ihtisas dairesince saklanır.

ş) Gözlem ihtisas dairesinde bir ilk yardım ecza dolabı bulundurulur. Acil tedavi gerektiren durumlarda daire başkanına bilgi verilmek suretiyle acil ilk tedavisi uygulanır. Hastaneye sevk gereken olgularda bu konu hakkında ilgili Cumhuriyet savcılığından talepte bulunulur.

t) Gözlem ihtisas dairesinde yeteri kadar infaz ve koruma memuru, hemşire, hastabakıcı ve bir rütbeli komutanın komutasında jandarma müfrezesi bulunur. Gözlem ihtisas dairesinin dış güvenliğinden bir rütbeli komutanın komutasındaki jandarma müfrezesi, iç güvenliğinden ise silahsız olarak infaz ve koruma memurları sorumludur. Güvenlik işleri, daire başkanı ve jandarma komutanı tarafından müştereken düzenlenecek program uyarınca yürütülür. Bu görevin yürütülmesinde de Adlî Tıp Kurumu Başkanının denetim ve düzenleme hak ve yetkisi saklıdır.

u) Gözlem altında bulunan şahısların barındırılacakları koğuş ve odalarla dairenin genel güvenlik durumu zaman zaman daire başkanının tayin edeceği heyet ve jandarma müfreze komutanı tarafından birlikte kontrol edilir. Nerelere nöbetçi konacağı, hangi kapıların nasıl kilitleneceği bu heyet tarafından belirlenir. Gözlem altında bulunan kişilerin ortaya çıkaracağı herhangi bir olaydan nöbetçi memur ve hizmetliler sorumludur.

ü) Gözlem altında bulunan kişilerin muayene ve tetkik için koğuştan çıkarılma ve yerlerine götürülmeleri daima bir jandarma refakatinde yapılır.

v) Gözlem ihtisas dairesinde görev düzenlenmesi, infaz ve koruma memuru, hastabakıcı ve memurlarla, sayıca yeterli oldukları takdirde asistanların nasıl ve ne şekilde nöbet tutacakları, her ay daire başkanınca tanzim edilecek listelerle belirlenir.

Kimya Ä°htisas Dairesi

Madde 12 — Kimya ihtisas dairesinde uzman bir daire başkanı, yeteri kadar uzman kimya mühendisi veya kimyager, laborant ve yardımcı personel bulunur. Kimya ihtisas dairesi aşağıdaki şubelerden oluşur:

a) Toksikoloji ÅŸubesi,

b) Narkotik ÅŸubesi,

c) Gıda ve çeşitli maddeler şubesi,

d) Alkolmetri ÅŸubesi,

e) Enstrümantal analiz ve araştırma şubesi.

Her şubede kimya mühendisi veya uzman kimyager bir şube müdürü ile her lâboratuvarın yine uzman kimya mühendisi veya uzman kimyager lâboratuvar şefi bulunur.

Kimya ihtisas dairesinin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Mahkemeler ile hakimlikler ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından gönderilen toksikolojik, narkotik, gıdai, alkolmetrik ve Adlî Tıp Kurumunun ihtisas konuları çerçevesinde her türlü kimyasal analizler yapılır ve sonuç raporla tespit edilerek mahalline gönderilir.

Ayrıca Adlî Tıp Kurumunun tespit edeceği usule göre savcı yerine karakollar tarafından gönderilen kişilerin solunum havalarında veya usulüne göre gönderilen kan veya idrar örneklerinde alkol veya narkotik madde incelemesi ve analizleri yapılır. Sonuç bir raporla tespit edilerek mahalline gönderilir.

b) Kimya ihtisas dairesine gönderilen ve zamanla bozulması mümkün olan gıda, kan, ahşa gibi maddeler kilitli buzdolabı veya soğuk odalarda muhafaza edilir. Bu gibi maddelerin üzerlerine teslim tarihi, kayıt numarası ve ilgili Cumhuriyet savcılığını gösteren bir etiket takılır veya yapıştırılır.

c) Kimya ihtisas dairesine gelen materyali içeren ambalajların mühürlerinin ve kapatılış şekillerinin ve ağızlarının bağlanış biçimlerinin bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin 41 inci bendinde belirtildiği gibi olması gereklidir. Mühürleri bozuk, okunmaz durumda ve açılabilir vaziyette olan koli ve diğer ambalajlar (zarf, çuval, sandık gibi) ilgili uzman tarafından alınmaz, bu durumda teslim alınmayış nedeni teslim almayan uzman tarafından bir tutanakla belirtilir ve altı imzalanır.

d) (Değişik:RG/6/) Adlî Tıp Kurumuna Tahlil ve Tetkik için gönderilecek materyallere ilişkin kolilerin yazısı, önceden Adlî Tıp Kurumuna gönderilir. Yazısı gelmeyen ve usulüne uygun gönderilmeyen koliler teslim alınmaz.

e) Dairelere evrakı ile birlikte verilen koli veya zarflar (Koli veya zarfların mühürleri, kapatılış şekilleri ve ağızlarının bağlanış biçimleri bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesinde belirtildiği gibi olması gereklidir.) şube müdürü veya ilgili uzman ile şubede bulunan laborant veya teknisyen ve varsa memur önünde açılır ve bir tutanak tutularak yukarıda adı geçenler tarafından imzalanır.

f) Birden fazla ihtisas dairesini ilgilendiren materyaller bir ambalaj içersinde gönderilmiş ise bu maddenin (d) bendi gereğince işlem yapılır.

g) Adlî Tıp Kurumuna posta, kargo veya kurye ile usulüne uygun gönderilen tetkik ve tahlil edilecek maddeleri içeren;

1) Koliler : (Torbalar veya çuval halindeki ambalajların) ağızları yekpare sicim iple (kopmuş ve kopuk yerinden tekrar düğümlenmiş olmayacak) usulüne uygun biçimde sıkıca bağlı ve ip uçlarındaki (ipin iki ucu) kapsül (tahta veya plastik) üzerindeki mum mühür okunur durumda olmalıdır. Kolinin (torba, çuval) üzerinde, kolinin hangi makam tarafından gönderildiği, mersüle numarası ile ağırlığının ve mahalli Cumhuriyet savcılığının veya mahalli mahkemesinin veya mahalli emanet memurluğunun numarasının yazılı olması gereklidir.

2) Zarflar :

) Yanlardan yapıştırmalı olmayan zarflar : Bu zarfların, yapıştırma yerlerinin üzerine gelecek şekilde en az üç adet mum mühürlü ve bu mühürlerin okunur durumda ve zarfın açılmayacak şekilde olması gereklidir.

) Yanlardan yapıştırmalı olan zarflar : Bu tip zarfların yapıştırma yerlerinin en az beş yerinden (Dört köşe ve bir orta kısım) tel zımba ile zımbalanıp veya toplu iğne ile iğnelendikten sonra zımba telinin veya toplu iğne uçlarının üzerine gelecek şekilde en az beş adet mum mühürlü ve bu mühürlerin okunur durumda ve zarfın açılmayacak şekilde olması gereklidir.

) Torba zarflar : Bu tip zarfların yapıştırma yerlerinin üzeri en az yedi yerinde (dört köşe, zarfın ortası ve zarfın iki yan yapıştırma yerinin ortası) tel zımba ile zımbalanıp veya toplu iğne ile iğnelendikten sonra zımba telinin veya toplu iğne uçlarının üzerine gelecek bir şekilde en az yedi adet mum mühürlerin okunur durumda ve zarfın açılmayacak bir şekilde olması gereklidir.

Yukarıda belirtilen zarf tiplerinin dışındaki zarflar söz konusu olduğunda gönderilen zarfın açılmayacak durumda, mum mühürlerinin üzeri okunur durumda ve bu mum mühürlerin kırılmadan yerlerinden kaldırılmayacak şekilde olması gereklidir.

Gönderilen her türlü zarfın üzerinde; hangi makam tarafından gönderildiği, mahalli Cumhuriyet savcılığının veya mahalli mahkemesinin veya mahalli emanet memurluğunun numarasının yazılı olması gereklidir.

h) Kimya ihtisas dairesine gelen maddelerden muayene ve tahlilleri, önemli bir neden bulunmadıkça, geliş ve tarih sırasını takip ederek azami bir ay içinde tamamlayıp raporları hazırlanarak mahalline gönderilir.

l) Analize gönderilen materyallerden deney ve tanık örneklerinin alınması;

1) 31/ gün ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun Uygulamasına İlişkin Yönetmeliğe göre kimya ihtisas dairesi narkotik şubesine gönderilen materyallerden yeterince deney için örnek ile aşağıda belirtilen miktarlarda "tanık örneği" alınır, geri kalan materyaller ilgili mercie iade edilir.

Toz ve katı maddelerden;

On parçaya kadar olan numunelerin her birinden ayrı ayrı ikişer gram;

On parçadan fazla numunelerden, her on parçadan bir adet iki gram,

Yüz parçadan fazla numunelerden, yüz parçaya kadar olan örneklerde her on parçada bir ve yüz parçanın üzerindeki parça sayısının karekökü kadar ikişer gramlık tanık örneği alınır.

Sıvı halindeki maddelerden, aynı yöntemle beşer mililitre tanık örneği alınır.

Fabrikasyon yapılmış orijinal ambalajlardan birer adet tanık örneği alınır.

Tanık olarak alınan numuneler,dosya numaraları, tarih ve Cumhuriyet savcılıkları defter veya bilgisayara kaydedildikten sonra mühürlü bir ambalaj içinde çelik dolaplarda en az yedi yıl saklanır.

Gönderilen katı ve toz numunelerin her bir parçası dört gramdan, sıvı numunelerin her bir parçası on mililitreden daha az ise bu numunelerin tamamı deney ve tanık örneği olarak alınır, madde iadesi yapılmaz, mercilerince istenmiş veya gönderilmesinde gerek görülenlerin sadece ambalajları iade edilir.

2) Toksikoloji bölümüne gönderilen materyallerden tanık örneği alınmaz, mercilerince istenmeyen materyallerin analizden artan kısımlarının tamamı geliş tarihinden itibaren en az altı ay süre ile soğuk odalarda muhafaza edilir. Biyolojik materyaller haricinde toksikoloji bölümüne gönderilen materyallerin (ilaç, elbise, v.s.) analizden artan kısımları raporla birlikte mercilerine iade edilir.

3) Gıda ve muhtelif maddeler şubesine gönderilen materyallerden tanık örneği alınmaz ve analizden artan materyaller raporla birlikte mercilerine iade edilir.

j) Saklanan materyallerin imhası;

1) Narkotik materyallerin imhası:

Narkotik şubesinde saklanan tanık örneklerin saklama süresi yedi yılı doldurduğunda, narkotik şube müdürlüğünün yazılı isteği üzerine daire başkanlığınca imha tarihi ve yerini belirten bir yazı ile Kurum Başkanlığına imha yapılacağı bildirilir. Kurum Başkanlığı; merkezde, Kurum başkan yardımcısının başkanlığında, taşrada ise grup başkanı başkanlığında, kimya ihtisas dairesi başkanı, narkotik şube müdürü, narkotik şube müdürlüğünde görevli en az üç uzman kimya mühendisi veya kimyager ile yeteri kadar laborant ve yardımcı personelden oluşan bir imha komisyonu kurar. Ayrıca imha komisyonunda mahalli Cumhuriyet başsavcılığının görevlendirdiği bir Cumhuriyet savcısı nezaretçi olarak görev yapar.

İmha komisyonu kurulduktan sonra Kurum Başkanlığınca bir yazı ile mahalli Cumhuriyet başsavcılığından izin alınır. İmha Komisyonu usulüne göre imhayı her yılın ilk iki ayı içinde yapar ve bir imha tutanağı düzenler.

2) Toksikolojik ve diğer materyallerin imhası:

Toksikoloji şubesinde, geliş tarihinden itibaren saklama süreleri en az altı ayı dolduran materyallerin (ahşa, kan, idrar ve bunlara bağlı gıda maddeleri ve diğer materyaller) imhası için toksikoloji şube müdürlüğünün isteği üzerine daire başkanlığınca imha tarihi ve yerini belirten bir yazı ile Kurum Başkanlığına imha yapılacağı bildirilir. Kurum Başkanlığı; merkezde, Kurum başkan yardımcısının başkanlığında, taşrada ise grup başkanı başkanlığında, kimya ihtisas dairesi başkanı, toksikoloji şube müdürü, toksikoloji şube müdürlüğünde görevli en az beş uzman kimya mühendisi veya kimyager ile yeterince laborant ve yardımcı personelden oluşan bir imha komisyonu kurar. İmha komisyonu kurulduktan sonra Kurum Başkanlığınca bir yazı ile mahalli Cumhuriyet başsavcılığından izin alınır ve belediyeye ait bir mezarlıkta belediyece tahsis edilecek yere imha edilecek materyaller gömülerek imha edilir. İmha ve gömü tutanağı düzenlenir.

Biyoloji Ä°htisas Dairesi

Madde 13 — Biyoloji ihtisas dairesinde uzman bir başkan, yeteri kadar uzman, laborant, hemşire ve yardımcı personel bulunur. Biyoloji ihtisas dairesi aşağıdaki şubelerden oluşur:

a) Adlî genetik şubesi,

b) Hematoloji ÅŸubesi,

c) Ön inceleme şubesi,

d) Kan lekesi model analiz ÅŸubesi.

Her şubede uzman bir şube müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Biyoloji ihtisas dairesinin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Mahkemeler, hakimlikler ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından gönderilen kişilerden nesep tayini ve kriminalistik amaçlı analizleri mümkün olan her türlü biyolojik materyalden yapmak ve sonucunu bir raporla mahalline, ilgili ihtisas kuruluna ya da ihtisas dairesine bildirmek,

b) Gönderilen suç aletleri, giysi, eşya üzerinde sperm ve diğer biyolojik lekeler aramak, lekeden orijin tayini yapmak, sorulan hususta soruları cevaplandırmak,

c) Spermiogram yapmak.

Biyoloji ihtisas dairesi başkanlığına havale edilen işler, daire başkanının imzası ile ilgili uzmana zimmetle verilir.

İlgili uzmana verilen koliler, şube uzmanı ve laborant veya görevli memur tarafından müştereken açılır, açma ve kapama tutanakları bu şahıslar tarafından imzalanır.

Nesep tayini için şahıslardan kan veya kimliklendirmeye uygun herhangi bir biyolojik materyal alınır, uzman tarafından incelenir.

Biyoloji ihtisas dairesine tevdi edilen ve zamanla bozulması mümkün olan her türlü biyolojik materyal ve biyolojik materyal taşıyan örnekler uygun koşullarda ve gerekli güvenlik önlemleri alınarak muhafaza edilir. Bu gibi maddelerin üzerlerine geliş tarihi, kayıt numarası ve gönderen adlî merciin kayıt numarası yazılır. Bu maddeler gönderen makama iade edilmediği takdirde raporları yazıldıktan altı ay sonra bir tutanakla imha edilir. İmha usulü genel hükümlere tabiidir. Vaginal ve anal frottiler ile DNA izolatları en az bir yıl muhafaza edilir.

Fizik Ä°htisas Dairesi

Madde 14 — Fizik ihtisas dairesinde uzman bir başkan ile yeteri kadar uzman ve diğer personel bulunur. Fizik ihtisas dairesi aşağıdaki şubeler ve birimlerden oluşur:

a) Adlî belge inceleme şubesi,

b) Balistik ÅŸubesi,

c) Adlî astronomi şubesi,

d) (Mülga:RG/11/)

e) (MülgaRG/11/)

f) Ä°z incelemeleri ÅŸubesi.

Her şubede uzman bir şube müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Fizik ihtisas dairesinin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Mahkemeler ile hakimlikler ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından gönderilen belge, mermi, yazı, fotoğraf, resim, imza, imza niteliği taşıyan parmak izleri ile radyolojik radyoizotop klimatolojik, diğer fiziksel materyal ve olaylarla ilgili olarak incelemeler yapılarak sonucu bir raporla mahalline bildirilir.

b) Evrakı, fizik ihtisas dairesine gönderilen suç aletleri; silah, bıçak ve mermiler ile diğer benzeri maddeler emanet memurluğundan alınarak, ilgili şubede emniyetli ve kilitli bir bölümde muhafaza edilir. Bu bölümün anahtarı ilgili uzman veya memurda bulunur. İnceleme için koliler açıldığı sırada genel hükümlere tabi olarak bir tutanak tutulur.

c) Fizik ihtisas dairesine gönderilen senet, çek, mektup, fotoğraf, kaset gibi her türlü adlî belge; ilgili şubede emniyetli ve kilitli bir bölümde muhafaza edilir. Bu bölümün anahtarı ilgili uzman veya memurda bulunur.

d) Fizik ihtisas dairesinde düzenlenen raporların bir nüshası ile tetkik sırasında çekilen fotoğraflar ve mukayeseli mikroskopla tetkik edilerek çekilen mermi fotoğrafları ve agrandismanları, adlî belge fotokopi veya suretleri en az yirmi yıl süreyle arşivde muhafaza edilir. Raporların bir nüshası en az on beş gün fizik ihtisas dairesinde bekletildikten sonra arşive gönderilir.

e) Fizik ihtisas dairesi şubelerindeki işlerin tamamlanış şekli, rapor ve kayıt işlemleri genel hükümlere tabidir.

f) Raporları sonuçlanan silah, mermi ve diğer materyal usulüne göre kapatılarak mahalline gönderilmek üzere posta birimine zimmetle verilir.

g) Mukayesesi istenen silahların özel mermileri dairede yok ise mahallinden bir yazı ile Kurum Başkanlığı tarafından istenebileceği gibi Makine Kimya Endüstrisi Kurumundan elde edilebilir.

h) Fizik ihtisas dairesindeki şubeler Kurum Başkanı’nın bilgisi altında rapor ve açma kapama tutanaklarından genel hükümler dışında bünyesine uygun yöntemler kullanabilir, ancak her rapor ve tutanak ihtisas daire başkanı tarafından imzalanır.

i) Fizik ihtisas dairesinin ilgili şubelerinde incelenen materyale şube damgası vurularak kayıt numarası ya evrak üzerine veya geriye gönderilen materyali içeren zarf üzerine kayıt düşülür.

j) Fizik ihtisas dairesinde incelenmek üzere gönderilen adlî belgeler, silah ve aletlerden bazıları merciinden müsaade alınmak üzere eğitim ve araştırma amaçlı olarak fizik ihtisas dairesinde muhafaza edilebilir.

k) Fizik ihtisas dairesinde kalan silah ve diğer materyal dairenin özel demirbaş defterine kaydedilir. Fizik ihtisas dairesinde tutulan diğer adlî belge örneklerinin bilgi amaçlı olarak kaydı tutulabilir.

l) Tetkike gelen ateşli silah mermileri, patlayıcı maddeler, bazı adlî belgeler mahallince geri alınmayıp da dairede birikim olduğunda bir zimmetle tadadı yapılarak ilgili mercilere teslim edilir.

Adli BiliÅŸim Ä°htisas Dairesi

Madde 14/A –(Ek:RG/11/)

Adli Bilişim İhtisas Dairesi’nde uzman ya da mühendis bir başkan, yeteri kadar uzman, mühendis, tekniker ve yardımcı personel bulunur. Adli Bilişim İhtisas Dairesi aşağıdaki birim ve şubelerden oluşur:

a) Veri inceleme ÅŸubesi,

b) Mobil cihazlar inceleme ÅŸubesi,

c) Kriptoloji ve elektronik cihazlar inceleme ÅŸubesi,

d) Ses ve görüntü inceleme şubesi,

e) ARGE ÅŸubesi,

f) İş Tasnifi ve önceliği bürosu.

Her şubede uzman ya da mühendis bir şube müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

İş Tasnifi ve Önceliği Bürosu’nda yeteri kadar uzman, mühendis ile tekniker görev yapar.

Adli Bilişim İhtisas Dairesi’nin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Mahkemeler, hâkimlikler, Cumhuriyet Savcılıkları tarafından gönderilen bilişim suçları, ses ve görüntü analizi ile ilgili konularda gerekli incelemeleri yaparak sonucu bir raporla mahalline bildirir.

b) Bilişim alanı ile ilgili teknik personel yetiştirilmesi ve yeterliliklerinin sınanması hususlarında faaliyet gösterir.

c) Bilişim alanı ile ilgili her türlü yazılım ve donanım geliştirilmesi hususlarında projeler yürütür.

d) İlgili şubelerde ekipler halinde çalışılır. Her bir ekibin liderinin uzman ya da mühendis olması esastır.

e) Gönderilen deliller Adli Tıp Kurumu Emanet Birimi’nden İş Tasnifi ve Önceliği Bürosu’nca teslim alınır. Söz konusu büro tarafından delil üzerinde yapılacak incelemenin türü, gönderen makam yazısında belirtilen hususlar da gözetilerek hangi şube ya da şubeler tarafından inceleneceği, önceliğin hangi şubeye verileceği, delilin bu Yönetmeliğin 20 nci maddesi kapsamınca önceliği bulunup bulunmadığı belirlenir ve buna göre ilgili şubeye tasnifi ve teslimi yapılır.

f) Adli Bilişim İhtisas Dairesi, faaliyet alanlarına yönelik diğer hususlarda bu Yönetmeliğin ilgili hükümlerine tabidir.

Trafik Ä°htisas Dairesi

Madde 15 — Trafik ihtisas dairesinde uzman bir başkan, yeteri kadar uzman, teknisyen ve yardımcı personel bulunur. Trafik ihtisas dairesi aşağıdaki şubelerden oluşur:

a) Hasar trafik ve deÄŸerlendirme ÅŸubesi,

b) Motor tetkikler ÅŸubesi,

c) Araç teknik kontrol lâboratuvar şubesi,

d) Yol ve trafik kaideleri deÄŸerlendirme ÅŸubesi,

e) Psikoteknik lâboratuvarı şubesi,

f) Kazaları önleme ve eğitim şubesi.

Her şubede uzman bir şube müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Trafik ihtisas dairesinin görevleri ve çalışma usulleri şunlardır:

a) Mahkemeler ile hakimlikler ve Cumhuriyet savcılıklarınca gönderilen trafik olayları ile ilgili konularda gerekli muayene ve incelemeler yapılarak sonucu bir raporla mahalline bildirilir.

b) İlgili mercilerden gönderilmiş trafik kazaları ile ilgili tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yapılarak tarafların kusur oranları, zararları ve gerekli tazminat miktarları tespit edilerek sonucu bir raporla tespit edilir.

c) Özel ihtisas gerektiren konularda kurum dışından uzman çağrılabilir ve bu uzmanlara bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.

d) Trafik kazalarının teknik arızadan dolayı meydana gelmesi halinde, mahkeme veya savcılıkların talebi üzerine, taşıtların teknik yönden kontrolü yapılarak durumu bir raporla tespit edilir.

e) Taşıtların şase ve motor numaralarında sonradan yapılmış bir değişikliğin olup olmadığının kontrolü yapılarak durum bir raporla tespit edilir.

f) Trafik kazalarının önlenmesine yönelik bilimsel çalışmalar yapılır.

 

BEŞİNCİ BÖLÜM

Adlî Tıp Kurumu Grup Başkanlıkları, Görevleri, Çalışma, Usul ve Esasları

Kuruluş, Görev, Çalışma, Usul ve Esasları

Madde 16 — Adalet Bakanlığınca kuruma bağlı olarak grup başkanlıkları kurulabilir. Grup başkanlıkları bünyesinde bir veya daha çok adlî tıp ihtisas dairesi bulunur.

Adlî Tıp Kurumu grup başkanlığı adlî tıp uzmanı bir başkan ile buna bağlı bürolardan oluşur. Grup başkanları Adlî Tıp Kurumu Başkanının yetkileri saklı kalmak üzere emrindeki görevlileri denetler, raporların zamanında yazılıp mahalline gönderilmesini sağlar, ihtisas dairelerinde bulunan uzman, teknisyen ve diğer görevlileri işin niteliğine ve eleman yetersizliğine göre geçici olarak diğer daire ve şubelerde çalıştırır.

Grup başkanlıkları ve başkanlığa dahil ihtisas daire ve şubeleri, bu Yönetmelikte yer alan ihtisas daire ve şubelerinin kuruluş ve çalışma hükümlerine tabidirler.

 

ALTINCI BÖLÜM

Adlî Tıp Şube Müdürlükleri

KuruluÅŸ

Madde 17 — Adlî tıp şube müdürlükleri, iş hacmine göre bir veya daha fazla adlî tıp uzmanı ile memur ve diğer personelden oluşur. Adlî tıp şube müdürlükleri Bakanlıkça ağır ceza merkezlerinde kurulur. Ancak, ağır ceza mahkemesi bulunmayan ilçelerde de coğrafî durum ve iş yoğunluğu da göz önünde tutularak, adlî tıp şube müdürlükleri kurulabilir.

Adlî Tıp Şube Müdürlüklerinin Görev ve Çalışma Usulü

Madde 18 — Adlî Tıp Şube Müdürlüklerinin görevleri ve çalışma usulleri şu şekildedir;

a) Adlî tıp şube müdürlüğünde görevli tüm personel, Bakanlıkça görev sınırları belirlenen yerlerde bulunan mahkemeler ve Cumhuriyet savcıları tarafından adlî tıpla ilgili olmak üzere gerekli gösterilecek otopsi, ölü muayenesi ve olay yeri incelemelerini yaparak bu konuda rapor vermek ve davet olduğunda sözlü görüşlerini bildirmekle görevlidirler.

b) Adlî tıp şube müdürlüklerinde görevli personel veya ilgili uzmanın Bakanlıkça belirlenen görev sınırları dışında bir işe gidebilmeleri Kurum Başkanlığının iznine bağlıdır.

c) Adlî tıp şube müdürlüklerinin bulundukları görev bölgeleri sınırları içinde otopsisi gereken cesetlerin ölü muayeneleri adlî tıp uzmanınca yapıldıktan sonra, otopsileri o mahalde Adlî Tıp Kurumu veya grup başkanlığındaki morg ihtisas dairelerinde yapılır. Morg ihtisas dairesi bulunmayan yerlerde mevcut resmî sağlık kurumlarının olanaklarından yararlanılır.

d) Adlî Tıp Kurumu Başkanı; adlî tıp şube müdürlüğünde görevli şube müdürü veya uzmanın; ölüm, istifa, emeklilik gibi nedenlerle kadronun boşalması veya hastalık ve izin gibi kanunî mazeret halinde, bu mazeretin devamı süresince, kurum merkezi, grup başkanlığı veya şube müdürlüklerinde görevli uzmanları uygun yerlerde geçici olarak görevlendirebilir.

e) Adlî tıp uzmanları mesai saatleri dışında ve resmî tatil günlerinde nöbetçi bilirkişi olarak Cumhuriyet savcıları ile beraber görev yaparlar.

f) Adlî Tıp Kurumunda ve grup başkanlıklarında Cumhuriyet savcılıklarınca veya Cumhuriyet savcısı yerine mahalli karakollarca gönderilmiş kişilerin alkol tesirinde olup olmadıkları sorulduğunda bu maksatla gece ve gündüz tutulan nöbetlerde adlî tıp uzmanları, hemşireler, hastabakıcılar, gerekli kanı alarak tahlil için kimyagere teslim ederler.

g) Nöbetçi kimyager en kısa zamanda kandaki alkol miktarını bir raporla adlî tıp uzmanına bildirir.

h) Adlî tıp uzmanı olmayan mahallerde kimyagerin raporu doğrudan gönderilen yere sevk edilir.

ı) Adlî tıp şube müdürlüklerine adlî tıp uzmanları atanır.

j) sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi gereğince resmî bilirkişi olarak görevlendirilecek olan adlî tıpla ilgili bölüm veya birimdeki uzman elemanlar bulundukları şehirlerdeki adlî olaylarda resmi bilirkişi sayılırlar.

k) Yükseköğretim Kurumlarında muayene edilen kişilere hazırlanan raporlar bu Yönetmelik esasları dahilinde düzenlenir.

 

YEDİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Adlî Tıp Kurumuna Ait Müşterek Hükümler

Madde 19 — Adlî Tıp Kurumuna ait müşterek hükümler:

1) Adlî Tıp Kurumuna gelen dosyalar dosya kabul odasında, gönderiliş yöntemine uygun olup olmadığı araştırılarak görevliden zimmetle alınır.

2) Usulüne uygun şekilde gönderilmemiş dosya ve paketler getiren görevliye iade edilir.

3) Posta veya kargo ile gönderilmiş dosya ve paketler teslim zimmet defterine şerh verilmek suretiyle teslim alan ve veren memurlar tarafından zimmet defteri imzalanır.

4) Kabul işlemleri tamamlanmış dosyalar başkan yardımcısı tarafından ilgili kurul ve dairelere sevk edilerek genel kayıt şefine teslim edilir.

5) Genel kayıt birimine gelen dağıtım kaleminde tüm dosyalar, genel kayıt defterine kayıt edilip adlî tıp numarası (AT) alarak Genel Kurul ve her İhtisas Kurulu ile her İhtisas Dairesi için oluşturulmuş kayıt masalarına zimmetle sevk edilerek özel kayıt defterlerine kaydedilir. AT numaraları her yıl önüne o yılın son iki rakamı konulduktan sonra 1 den başlar ve sırayla verilir. Verilen numara gelen evrakın üzerine kaşe ile basılır.

6) Genel kayıt biriminde oluşturulan Kurul/Daire masalarına gelen dosyalar ilgili memur tarafından açılarak gönderilen dosya muhteviyatının dizi pusulasına uygun olup olmadığı müzekkerede sorulan hususları ilgilendiren geçici ve kesin rapor, hastane evrakı, grafik ve lüzumlu belgelerin mevcut olup olmadığı araştırılır.

7) Kurul/Daire masalarında eksiklikleri tespit edilen ve usulüne aykırı gelen dosyalar genel kayıt birimi muhaberat masasına verilerek gönderilen makama iade edilir.

8) Kurul/Daire masalarında Kuruma ilk defa gelen dosya için Kurum Arşiv Zarfı hazırlanır. Zarfın üzerine hakkında rapor düzenlenecek kişinin adı, soyadı, AT numarası, gönderen mahkeme veya savcılık adı yazılır. Kuruma daha önce gelmiş olan dosyanın Kurum Arşiv Zarfı kayıt masasındaki görevli tarafından Kurum Arşiv Biriminden zimmetle alınır ve son gelişine dair bilgiler zarf üzerine kaydedilir. Kayıt işlemi tamamlanan dosyalar ilgili kurul ve dairelerin kalemlerinde memurlarına zimmetle teslim edilir.

9) İhtisas kurulları ve dairelerine muayene için gönderilecek kişilere genel kayıt biriminden randevu alınması zorunludur. Kişilere ait dosyalar önce gönderilir, telefonla randevu alınır. Kişi randevu tarihinde müracaat etmediği takdirde 30 (otuz) gün içinde yeni randevu tarihi için müracaat olmazsa dosya iade edilir. Dosya kişi ile birlikte gönderilecekse randevu günü dosyası ile birlikte müracaatı sağlanır, aksi takdirde muayeneye kabul edilmez.

10) Genel kayıt birimine teslim edilen dosyalara ilgili Kurul kayıt defterinden sıra numarası verilir. Sıra numarası her yıl ile başlar. Kurul Başkanları, kalemlerince kaydedilen dosyaların konularına göre ilgili uzmana havalesini yapar ve kalem memurunca dosyalar ilgili uzmana zimmet edilir.

11) Genel Kurul dosyalarını teslim alan raportör en kısa zamanda dosyaları tetkik ederek Adlî Tıp Kurumu Kanununun ilgili maddeleri ile bu Yönetmeliğin şartlarına uyup uymadığı hususu hakkında Kurum Başkanından direktif alır.

12) Dosyasını zimmetle teslim alan üye/uzman/raportör, zorunlu haller dışında 15 gün içinde sonuçlandırarak kuruluna sunar.

13) İşi biten dosyaların sonuçları ilgili memur tarafından karar defterine yazılıp üyelerce imzalandıktan sonra üye/uzman/raportör zimmetinden düşülür.

14) Üye/uzman/raportör zimmetinden düşülen rapor müsveddeleri, mahkeme/savcılık yazısıyla birlikte ilgili ihtisas kurul ve dairelerinin veri hazırlama ve kontrol işletmenlerine zimmetle teslim edilir.

15) Üye/uzman/raportör tarafından hazırlanmış raporlar bilgisayarda yazılır ve üç nüsha olarak çıkış alınır.

16) Bilgisayarda yazılmış olan raporlar raportörlerce okunup ikinci sayfaları paraf edildikten sonra ilgili memurca Başkan ve üyelere imza ettirilir.

17) İlgili İhtisas kurul ve dairelerince dosyaların kayıt kapama işleri yapılırken yazılı raporun aslı mahalline gidecek dosyası ile beraber zarflanarak posta bürosuna, 2 nci nüshası kurumda kalacak kurum arşiv zarfı ile beraber arşiv birimine, 3 üncü nüshası ciltlenmek üzere yıl boyunca ilgili birimce biriktirilerek sıraya konulup yıl sonunda kurum başkanlığına zimmetle teslim edilir. Kurum arşiv zarfı arşiv birimine teslim edilmeden önce Kurul kalemindeki kaydı kapatılır ve arşiv zarfı üzerine işlenir.

18) Posta bürosuna teslim edilen dosyalar geldiği şekildeki içeriği ile beraber ağırlıklarına göre sınıflandırılarak, pullanır ve iki nüsha posta jurnali hazırlanır. Bir nüsha posta bürosunda saklanır; bir nüsha da PTT’deki ilgili memura verilir. Mahkeme ya da Cumhuriyet Savcılığınca talep edilmesi halinde dosyanın kurye ile de ilgili makama teslimi yapılabilir.

19) Kurum Arşivine gelen Kurum arşiv zarfları son gelişlerinde verilen AT numaralarına göre evveliyatları ile beraber arşivlenir.

20) İhtisas dairelerindeki memura genel kayıt birimi daire masalarından zimmetle teslim edilen dosya veya dosyadaki koliler sıraya konarak Daire kayıt defterine kaydedildikten sonra Daire Başkanı tarafından ilgili şube müdürlüklerine zimmetle teslim edilir.

21) Dosyayı alan şube müdürü işin niteliğine ve şubede mevcut uzman elemanların sayısını ve sırasını göz önüne alarak incelenmek üzere zimmetle uzmana teslim eder.

22) Şubeye verilen materyal şube müdürünün uygun gördüğü kişiler huzurunda açılır; bir tutanak tutarak imzalanır ve uzmana teslim edilir. Kolileri teslim alan uzmanlar zimmetindeki materyali kilit altına alarak işin niteliğine göre özel durumlar dışında 15 (onbeş) gün içinde raporunu sonuçlandırmak zorundadır.

23) Hazırlanan raporların tamamı veya özeti, uzmanlar, şube müdürleri ve daire başkanları tarafından rapor defterine ve/veya bilgisayara yazıldıktan sonra üç nüsha olarak bilgisayar çıkışı alınır ve ilgililerce imza edilir.

24) Uzmanlarca düzenlenmiş raporlar kendilerince, şube müdürünce ve ihtisas daire başkanınca imzalandıktan sonra dairedeki defterinden kapatıldıktan sonra daire kalemine teslim edilir ve ilgili uzmanın zimmetinden düşülür.

25) Kayıt kapama işlemleri bu maddenin 17 ve 18 inci bentleri gereğince yapılır.

26) İhtisas Dairelerinde hazırlanmış raporlardan daire başkanı, şube müdürü ve uzmanlar sırasıyla ilmi ve idari sorumluluk taşır.

27) İhtisas dairelerince hazırlanan raporların ilgili ihtisas kurullarında incelenmesi hususunda daire başkanlığının talebi olduğu durumlarda Kurum Başkanlığınca ilgili ihtisas kuruluna havalesi yapılır.

28) Dosyaları gelmek üzere emanette bekletilen kolilerin evrakı 30 (otuz) gün içinde kuruma gelmediğinde, bir yazı ile mahalline iade edilir.

29) Gönderilen koli veya dosya birden fazla İhtisas Dairesini ya da İhtisas Kurulunu ilgilendiriyorsa koliyi ilk alan daire diğer ilgili dairelere işini bitirdikten sonra zimmetle teslim eder.

30) Ambalaj (koli) muhtevasının evrakına uymaması veya evrakta yazılandan eksik veya fazla çıkması yahut da bu konuda bir tereddüt hasıl olması halinde durumun koliyi gönderen mahalline bildirilmesi için Kurum Başkanlığına yazılır ve yazıya tutanağın bir örneği de eklenir.

31) Adlî Tıp Kurumuna gönderilen tetkik ve tahlil edilecek maddeleri ihtiva eden zarf ve emsali kağıt torbalar kesinlikle bez torbalara konarak posta koliler rehberinin ilgili hükümleri ile bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin 41 inci bendine göre gönderilir.

32) Silah ve mermi çekirdekleri zarf veya kağıt torbalar içinde bez torbaya veya sandığa konulmadan kesinlikle gönderilemez.

33) Birden fazla silah ve mermi – kovan – fünye – kapsül ve benzeri patlayıcı maddeler ise sandık içinde ve ayrı ayrı usulüne göre zarflanmış ve torbalanmış halde sandık içine yerleştirilerek yine P.T.T. tarafından tanzim edilmiş posta kolileri rehberinin ilgili hükümleri ve yöntemlerine uygun şekilde gönderilir.

34) Her bir koli veya sandık üzerinde mersule ve evrak numarası ile ağırlığının ve mahalli emanet memurluğu numarasının yazılı olması gereklidir.

35) Adlî Tıp Kurumu ihtisas dairelerinde rapor düzenlemeden evvel gerekirse tahkikat evrakı, suç delili ve eşyaları başkanlık kanalı ile mahallinden istenebilir. Bu halde raporun yazılması istenen evrak veya eşyanın incelemesi sonuna kadar bekletilebilir.

36) Adlî Tıp Kurumuna gelen dosyalar ve koliler ilgili ihtisas kurul veya dairelerine tevdi edildikten sonra görevli raportör veya uzman tarafından kilitli dolaplarda saklanır. Dolapların anahtarı uzman veya raportörde bulunur.

37) Daire ve şubelerde bulunan alet-edevat ve malzemenin muhafazasından başkan, şube müdürü, uzman, teknisyen ve diğer görevliler sorumludur.

38) Üniversite bulunan şehirlerde sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 38 inci maddesinin son paragrafı gereğince resmi bilirkişi olarak görevlendirilen birimlerdeki Adlî Tıpla ilgili işlemler sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak düzenlenmiş bu Yönetmelik hükümlerine tabidir.

39) sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 38 inci maddesi gereğince resmi bilirkişi sayılan Adlî Tıpla ilgili birimlerin Adlî Tıp Kurumuna eleman temini ve adalet işlerinde bilirkişilik görevini olumlu bir şekilde yerine getirmeleri için mezun olacak öğrencilere eğitim amacıyla Adlî Tıp Kurumunun materyalinden gizlilik ilkelerine sadık kalmak şartıyla istifade etmelerine başkanlıkça izin verilebilir.

40) İhtisas Kurul ve Dairelerinin ne kadar iş çıkardıkları ilgili kurul ve daire başkanlarınca bir rapor halinde her ay kurum başkanına bildirilir. Kurum Başkanı gerek gördüğünde bu birimlerde çalışan personelin aylık iş dökümünü isteyebilir.

41) Analiz ve araştırma için gönderilecek örnekler fiziksel özelliklerine uygun naylon, bez torba, şişe, kavanoz veya madeni kutu gibi temiz bir ambalaj içine konur. Numune torbalar daha sonra kağıt, bez gibi bir ambalaj içine sarılır ve dikişsiz veya içten makine dikişli torbalarda, yekpare bezlere, sandık ve kutulara yerleştirilir. Kolilerin boş kalan yerlerine sünger veya kağıt vesaire konularak boşluk bırakılmaz. Örnekler torba veya yekpare bezlere konmuş ise; torba veya bezin ağzı iyice sıkılarak sicimle en az üç defa sarılır (Şekil 1), sicim iki düğümle sıkıca bağlanır (Şekil 2), bağın üst kısmında kalan bezin boğaz kısmı ufak aralıklarla üst üste gelecek şekilde katlanır ve beze yapılan düğümün bir buçuk santimetre yukarısından ve düğümün bulunduğu aksi yönden çıkacak surette ve her katından geçecek şekilde iğne (bız) sokulur ve o halde bırakılır. Sicimin düğümünden sonra serbest kalan uçları birbirine sıkıca bağlanarak yukarıya doğru 3 santimetrelik bir örgü meydana getirilir (Şekil 3).

monash.pw

Sicimin serbest uçları bez katlarını bozmayacak şekilde yine üç defa sarılır (Şekil 4) ve sicim iki düğümle sıkıca bağlanır. Düğümden sonra serbest kalan ip uçları beze takılı bulunan iğnenin (bız) deliklerinden ard arda geçirilir (Şekil 5); iğne (bız) geri çekilmek suretiyle iplerin aksi tarafa yani örgünün bulunduğu tarafa alınması sağlanır. Örgü bu iplerin arasına alınmak suretiyle iki defa düğümlenir (Şekil 6).

monash.pw 

Düğümden sonra serbest kalan ip uçlarına kapsül takılarak dibe kadar itilir. Kapsül kırmızı mumla mühürlenir (Şekil 7). Koli sandık veya kutu içine konulmuş ise; sandık veya kutuların alt ve üst kapaklarının yan tahtalarla birleştiği yerlerde her üç tahta üzerine gelecek şekilde özel olarak açılmış bulunan oyuklara mühür mumu akıtılarak mühürlenir (Şekil 8).

monash.pw 

Mühürlenmeden sonra sandık veya kutu yekpare bir sicimle alt ve üst kapakların yan tahtalarla birleştikleri yerlerde karşılıklı olarak açılan deliklerden geçirilerek sıkıca artı işareti şeklinde bağlanır. Düğümlerden sonra boş kalan ip uçlarına kapsül takılarak kapsül dibe kadar itilir ve kırmızı mühür mumu akıtılarak mühürlenir (Şekil 9).

monash.pw

Kolinin üzerine gideceği yer adresi ile gönderen Cumhuriyet savcılığı ve evrak numarası mürekkeple, okunaklı bir şekilde yazılır. Koli havale kağıdına ilişik olarak gönderilen yazıda alınan örneğin ne olduğu, ne aranılması istenildiği, nereden ne şartlarla alındığı bildirilmelidir.

Biyoloji ihtisas dairesine incelenmek üzere gönderilecek biyolojik materyaller aşağıdaki koşullarda toplanmalı ve gönderilmelidir :

a) (Değişik:RG/1/) Mahkeme ve Cumhuriyet savcılıkları tarafından nesep tayini için gönderilen şahısların, son altı ay içinde çekilmiş ve mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca onaylanıp usulüne uygun zarflanmış ikişer adet vesikalık fotoğraflarını getirerek nüfus cüzdanlarıyla birlikte mesai gün ve saatlerinde başvurmaları,

b) Nesep tayini için ilgili şahısların bizzat gönderilememesi halinde; en az 5 ml olacak şekilde kapaklı, antikoagülan içeren (EDTA lı) tüplere kan örneklerinin alınması ve tüpün alt üst edilerek karıştırılması (pıhtılaşmayı önlemek için), dik pozisyonda naklini sağlamak için sabitleyici içine yerleştirilerek en kısa zamanda, kurye ile birlikte soğuk taşıma zincirine uyularak (plastik buz paketi içeren termos içinde) Biyoloji İhtisas Dairesine gönderilmesi, bu koşulların yerine getirilememesi halinde; emici vasıfta pamuklu beyaz bez üzerine damla kan damlatılarak oluşturulan lekenin oda ısısında, güneş ışınlarından uzak, tozsuz, temiz bir ortamda doğal seyriyle kurutularak beyaz kağıda sarılmasını müteakiben zarflanıp etiket bilgileri yazılarak biyoloji ihtisas dairesine gönderilmesi,

c) Ölen bir kişinin kimlik tespitinin yapılması isteniyorsa; öncelikle kan veya kan lekesi (yukarıda tarif edilen usullere uyularak) örneklerinin gönderilmesi, otopside alınan dokuların steril petri içinde formaldehit, alkol vb. gibi herhangi bir koruyucu madde içerisine konulmadan en kısa zamanda, kurye ile birlikte soğuk taşıma zincirine uyularak (plastik buz paketi içeren termos içinde) biyoloji ihtisas dairesine gönderilmesi,

d) Embriyo, fetus gönderilmesi halinde;bunların herhangi bir koruyucu madde içine konulmadan bir bütün halinde,en kısa zamanda, kurye ile birlikte soğuk taşıma zincirine uyularak (plastik buz paketi içeren termos içinde) biyoloji ihtisas dairesine gönderilmesi,

e) Olay mahallinde kıl bulunması halinde; gönderilecek kıl örneklerinin köklerinin korunarak ayrı ayrı kağıtlara sarılması ve numuneyi alanın adı-soyadı, görevi, numunenin alınış gün ve saati, numunenin elde edildiği yer ve alınış usulü, ilgili adlî makamın isim ve numarası gibi etiket bilgileri yazılmış bir zarfa konularak gönderilmesi, böyle bir olayda şüphelilerden mukayese amacıyla inceleme konusu materyalin aynısının gönderilmesine gerek olmadığı, bunun yerine şüphelilerden alınacak taze kan yada kan lekesinin bu maddenin (b) bendinde tarif edilen koşullara uyularak gönderilmesi,

f) Feth-i kabir yapılacaksa; çürümemiş yumuşak dokulardan (örneğin, psoas kası, femoralis kası) bir parça (yaklaşık 3x3x3cm ebadında) gönderilmesi, bunun yanında adet azı dişi, 2x2 cm2 ebadında kemik parçaları (örneğin, femur, tibia, sternum) kemiklerinin her hangi bir koruyucu madde içerisine konulmadan ayrı ayrı steril kaplara konularak analize gönderilinceye kadar buzdolabında (+40 °C de) muhafaza edilerek, etiketlenip usulüne uygun olacak şekilde mühürlü koli halinde soğuk taşıma zinciri sağlanarak (plastik buz paketi içeren termos içinde) en kısa zamanda Kuruma gönderilmesi,

g) Olay mahallinden toplanan leke örnekleri (kan, sperm, salya vs.) temiz ve kapalı bir ortamda bu maddenin (b) bendinde tarif edilen koşullara uyularak doğal seyri ile havada kurutulduktan sonra ayrı ayrı ambalajlara konarak üzerine gerekli bilgileri (kimden alındığı, olay türü, alındığı tarih, alınan materyal, kim tarafından alındığı) içeren etiket yapıştırılması, alınan biyolojik materyal nemli ise ve hemen olay yerinde kurutulma imkanı yok ise, 2 saatten fazla plastik ya da kağıt ambalajda muhafaza edilmemesi,

h) Anal ve vajinal svapların eküvyon ile alınarak ayrı ayrı steril tüpler içine konulması, ağızlarının iyice kapatılması ve her tüpün üzerinde yukarıda belirtilen gerekli bilgileri içeren etiketin bulunması,

i) Biyolojik delilleri toplarken bulaşmayı engelleyici tedbirler alınması, bunun için de delillere eldivensiz, maskesiz, bone takmadan ve koruyucu giysi giymeden yaklaşılmaması, bir delili toplamak için kullanılan bir eldivenle diğer örneklerin toplanmamasına da dikkat edilmesi gerekmektedir.

j) Ayrıca mikrobiyolojik analiz için gıda maddelerinden numune alınması, muhafazası ve lâboratuvara gönderilmesinde aşağıda yazılı kurallara uyulması gerekmektedir:

Tüm gıda maddesini temsil edecek şekilde örnekleme ile yeteri kadar numune alınmalı. (Türk Standartları ’e göre)

Numune alma araç ve kapları temiz ve steril olmalı.

Numune kapları sıkıca kapatılmalı, su ve hava geçirmemeli.

Numuneler depolama sıcaklığında tutularak süratle lâboratuvara ulaştırılmalı. (0 0CC’de en geç 24 saat içinde taşınmalı)

Her bir numune ayrı ambalaj içine konarak mühürlü ve etiketli olarak varsa numune alma tutanağı ile gönderilmeli; önceden tahlili yapılmış ise analiz raporu da ilave edilmelidir.

Etiket üzerine:

Malın niteliği ve kaynağı,

Ambalajdaki numune sayısı ve ağırlığı,

Numunenin alındığı yer ve tarih,

Ä°mal ve son kullanma tarihi,

Numuneyi alan teknisyenin adı, soyadı, imzası,

Alındığı anda numunenin sıcaklık derecesi yazılmalıdır.

42) Adlî Tıp Kurumunda ve grup başkanlıklarında Cumhuriyet savcılıklarınca veya Cumhuriyet savcısı yerine mahalli karakollarca gönderilen kişilerin solunum havalarında alkol veya vücutlarında herhangi bir narkotik madde olup olmadığı sorulduğunda, cevap verilebilmesi amacıyla gece ve gündüz kimya mühendisi, kimyager, biyolog, eczacı ve ihtiyaç duyulduğunda asistan ve adlî tıp uzmanı hekimler tarafından aylık nöbet listesine göre nöbet tutulur. Şu işlemler uygulanır:

a) Trafik Kazası olayının meydana gelme saatinden itibaren derhal ve en kısa sürede Adlî Tıp Kurumuna veya grup başkanlığına solunum havasında alkol veya vücutlarında narkotik madde incelemesi için kimlikli olarak Cumhuriyet savcılıklarınca yada Cumhuriyet savcısı yerine mahalli karakollarca bir yazı ile gönderilir.

b) (DeÄŸiÅŸik:RG/1/) Trafik kazaları dışındaki sebebi anlaşılamayan her türlü olgularda kiÅŸilerin solunum havalarında alkol veya vücudundaki herhangi bir narkotik madde tespiti için kan veya idrar örnekleri alınmak üzere kimlikleri ile, kimlikleri yoksa bu durum resmi yazıda belirtilerek kimlik tespitine iliÅŸkin düzenlenecek belge ve güvenlik görevlisiyle birlikte olayın meydana gelme saatinden itibaren derhal ve en kısa süre içinde savcılıklarca veya savcı yerine mahalli karakollarca gönderilir.

c) Adlî Tıp Kurumuna veya grup başkanlıklarına alkol muayenesine gönderilemeyecek durumda olanlar ile hastanelerde tedavi altında olan şahısların alkol durumlarını veya vücutlarındaki narkotik maddeleri tespit için, olayın oluş saatinden itibaren derhal ve en kısa süre içinde usulüne uygun şekilde kan alınır ve kanı alan sağlık kuruluşu tarafından Kan Alma Tutanağı düzenlenir. Bu tutanakta sağlık kuruluşunun adı, kanı alınan şahsın adı, soyadı, olayın oluş şekli, olayın tarihi ve saati, kanın şahıstan alındığı tarih, saat, kan miktarı, kanı alan sağlık görevlisinin adı-soyadı, imzası ile sağlık kuruluşunun yetkilisinin adı-soyadı, imzası bulunur ve sağlık kuruluşunun mührü ile mühürlenir. Alınan kan uygun tüplere alınır ve güvenlik görevlisi ile bir yazı ekinde sağlık kuruluşunun düzenlediği kan alma tutanağı ile birlikte kan tüpü güvenlik bantlı veya mühürlü olarak Adlî Tıp Kurumuna veya grup başkanlıklarına 24 saat içinde savcılıklarca veya savcı yerine mahalli karakollarca gönderilir ve tutanakla teslim edilir.

43) Adli Tıp Kurumu ihtisas kurulları ve dairelerine gönderilecek zarfların; bu yönetmeliğin 12 nci maddesinde belirtilen usullere göre hazırlanması zorunludur. Usulüne uygun gönderilmeyen zarflar genel kayıt birimince ilgili merciine iade edilir.

Dosyalarda Öncelik Tanıma

Madde 20 — Kuruma bağlı birimlere incelenmek üzere gönderilen dosyalar sıraya konularak incelenmeye alınır. Ancak;

a) Tutuklusu bulunan dosyalar,

b) Fizik ihtisas dairesi adlî belge inceleme şubesinde, fizik ihtisas dairesi başkanlığı önerisi üzerine Adlî Tıp Kurumu Başkanlar Kurulunun belirli aralıklarla belirleyeceği meblağ ile ilgili senet, çek ve benzeri kıymetli evrak.

c) Mahkemesince gerekçe gösterilmek suretiyle aciliyetine karar alınmış dava dosyaları,

d) Zamanaşımı yaklaşmış olan dava dosyaları,

İhtisas kurul, daire ve şubelerinde öne alınarak incelenir.

Kurum Dışından Bilirkişi Dinlenmesi ve Toplantılara Katılma

Madde 21 — Adlî Tıp Genel Kurulu ve adlî tıp ihtisas kurulları ile adlî tıp ihtisas daireleri, inceledikleri konularla ilgili olarak Adlî Tıp Kurumunda bulunmayan tıp ve diğer uzmanlık dallarında Adlî Tıp Kurumu dışından uzmanların bilirkişi olarak davet edilmesine karar verebilirler. Uzman kişiler oy hakları olmamakla beraber görüşlerini bir raporla adlî tıp genel kurulu, adlî tıp ihtisas kurulu ve adlî tıp ihtisas dairesi başkanlıklarına bildirirler.

Davet edilen bilirkişilere uzmanlıkları ile ilgili olarak ödenmesi gereken ücret, yaptıkları çalışmaya uygun olarak Adli Tıp Kurumunun uyguladığı bilirkişilik fiyat listesindeki üst sınırı aşmamak kaydı ile, ilgili kurul veya daire başkanının teklifi, Adli Tıp Kurumu Başkanının onayı ile ödenir.

Adlî Tıp Kurumunda Uzman Yetiştirilmesi

Madde 22 — Adlî Tıp Kurumunda adlî tıp uzmanı, yan dal uzmanı yetiştirilir.

a) Asistanlığa giriş

Asistanlığa giriş Tıpta Uzmanlık Tüzüğü hükümlerine tabidir.

Atama işleminin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren ilgili mevzuatta öngörülen süre içerisinde göreve başlamayan asistanların atamaları iptal edilir.

b) Adlî tıp asistanlarının yetiştirilmesi

1) (Değişik: RG/06/) Adli tıp asistanlarının eğitim programları ve rotasyon sürelerinin saptanması, Adlî Tıp Kurumu’nda bilimsel araştırma ve tez çalışmalarını yürütmek için yapılacak başvurularının değerlendirilmesi ve bu çalışmalara gerekli iznin verilmesi konularından sorumlu olması amacıyla Adlî Tıp Kurumu Eğitim ve Bilimsel Araştırma Komisyonu kurulur. Ayrıca, Adlî Tıp Kurumunda gerçekleştirilecek bilimsel araştırmaları ve uzmanlık tez çalışmalarının tıbbi etik açısından yeterliliğini sağlamak amacıyla Adlî Tıp Etik Kurulu kurulur.

Adlî Tıp Kurumu EÄŸitim ve Bilimsel AraÅŸtırma Komisyonu ve Adlî Tıp Kurumu Etik Kurulu, Adlî Tıp Kurumu BaÅŸkanlar Kurulunun, Adlî Tıp Kurumunda veya üniversitelerde görev yapan akademik unvanlı personel arasından seçeceÄŸi en az  sekiz üye ile Adli Tıp Kurumu BaÅŸkanından oluÅŸur. Adlî Tıp Kurumu BaÅŸkanı, Adlî Tıp Kurumu EÄŸitim ve Bilimsel AraÅŸtırma Komisyonu ve Adlî Tıp Kurumu Etik Kuruluna baÅŸkanlık eder.

Adlî Tıp Kurumu Eğitim ve Bilimsel Araştırma Komisyonu ve Adlî Tıp Kurumu Etik Kurulu üyeleri, Adlî Tıp Kurumu Başkanının daveti üzerine, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve toplanan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alır.

Adlî Tıp Kurumu Eğitim ve Bilimsel Araştırma Komisyonu ve Adlî Tıp Kurumu Etik Kurulu üyelerinin görev süreleri, göreve başlama tarihinden itibaren bir yıldır. Görev süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Görevden ayrılanların yerine kalan süreyi tamamlamak üzere aynı usulle seçim yapılır.

2) Asistanların eğitiminden Tıpta Uzmanlık Tüzüğü hükümleri dahilinde, Adlî Tıp Kurumunun akademik unvanlı personeli ile Kurumda sayılı Kanunun 38 inci maddesine göre görev yapan akademik unvanlı personel sorumludur.

3) Asistanlar Adlî Tıp Kurumu ihtisas kurulları, daireleri ve adlî tıp şube müdürlüklerinde Adlî Tıp Kurumu Eğitim ve Bilimsel Araştırma Komisyonunca belirlenen esaslar çerçevesinde staj yaparlar ve süresi sonunda ihtisas kurulları ve morg ihtisas dairesince sınava tabi olurlar. Yapılan sınav tutanağı Başkanlığa yazılı olarak bildirilir. Diğer ihtisas daireleri ve adlî tıp şube müdürlüklerince rotasyon sınavı yapılmaz, ancak asistanlar hakkında rotasyonları sırasındaki çalışmaları ile ilgili görüş yazısı Kurum Başkanlığına iletilir.

4) Asistanların, uzmanlık sınavına girebilmeleri için, adli tıp ile ilgili bir konu üzerinde tez hazırlamaları zorunludur. Tez, uzmanlık dalı ile ilgili orijinalliği haiz, bilimsel ve yayınlanabilir bir inceleme ve araştırma niteliğinde olmalıdır. Uzmanlık tezi, Adli Tıp Kurumu Eğitim ve Bilimsel Araştırma Komisyonunun belirlediği tez yazım kılavuzuna göre hazırlanır. Tez, asistanlık süresinin son üç aylık devresinden önce Adli Tıp Kurumu Başkanlar Kurulunun tayin edeceği üç kişilik bir jüri tarafından değerlendirilir. Tez, jüriye verildiği tarihten itibaren en geç bir ay içerisinde incelenir. Asistan jüri tarafından, belirlenen tarihte tezini jüri huzurunda savunur. Tezi kabul edilen asistanlar, uzmanlık sınavına girmeye hak kazanırlar. Tezin kabul edilmemesi halinde; sonuç, en geç 15 gün içerisinde yazılı ve gerekçeli olarak Kurum Başkanlığına, Kurum Başkanlığınca da asistana bildirilir. Tezi kabul edilmeyen asistanlar hakkında Tıpta Uzmanlık Tüzüğü hükümlerine göre işlem yapılır.

Asistanlıkla ilişkisi kesilenlerin aynı zamanda Kurum ile de ilişkileri kesilir.

5) (Değişik: RG/06/) Asistanlık süresi bitiminde uzmanlık sınavı yapılır. Uzmanlık sınavına girebilmek için 14/5/ tarihli ve / sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Tıpta Uzmanlık Tüzüğü’nde belirtilen şartlar aranır.

Uzmanlık sınavında iki kez başarısız olanların asistanlıkla ilişkileri kesilir.

6) Asistanlık süresini tamamlayan ve bu Yönetmeliğin 5 inci maddesindeki diğer şartları haiz asistanların uzmanlık sınavı Adli Tıp Kurumu Başkanlar Kurulunca tensip ve tayin edilen beş kişilik jüri tarafından yapılır.

7) Uzmanlık sınavı, biri mesleki bilgi, diğeri uygulama ve beceri sınavı olmak üzere iki kısımda yapılır. Jüri üyeleri, mesleki bilgi sınavı ile uygulama ve beceri sınavındaki başarı durumunu göz önünde bulundurmak suretiyle birlikte değerlendirme yaparak adayın başarılı veya başarısız olduğunu tespit ederler. Sınavların cereyan tarzı ile neticeleri bir tutanakla tespit ve imza edilerek Adalet Bakanlığına bildirilir.

8) Asistanlar maaşlı ve ücretli, resmi veya özel kuruluşlardan hiçbirinde devamlı veya geçici bir görev alamayacakları gibi muayenehane de açamazlar. Bu yasaklara aykırı hareket edenlerin asistanlıkla ilişkileri kesilir.

9) Adli Tıp Kurumu, adli tıp uzmanı olan kişilere, Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne ekli çizelgede belirtilen yan dallarda, yan dal uzmanlık eğitimi verebilir.

c) (Mülga: RG/06/)

Adlî Tıp Genel Kurulunun Çalışma Usulüne Ait Genel Hükümler

Madde 23 — Adlî Tıp Genel Kurulunun çalışma usullerine ait genel hükümler şunlardır;

a) Adlî Tıp Genel Kurulu yeterli sayıda dosya bulunduğunda toplanır.

b) Genel kurul toplanmadan en az beş gün evvel Başkanlıkça her ihtisas kurul başkanına ve toplantıda bulunması gereken daire başkanına genel kurul gündemini içeren davetiye gönderilir.

c) Davetiyeyi alan ihtisas kurulu başkanı ve daire başkanı genel kurulda konuşulacak dosyaları önceden ilgili raportöründen isteyebilir. İnceleme bittikten sonra ilgili raportöre iade edilir.

d) Genel kurul toplantısında alınan karar özetleri genel kurul karar defterine raportör nezaretinde kaydedilir.

e) Kararlar oy çokluğu ile alınır. Eşitlik halinde Başkanın bulunduğu taraf oy çokluğu sağlamış sayılır.

f) Karara muhalif olan üye veya üyeler muhalefet şerhlerini yazılı ve gerekçeli olarak 24 saat içerisinde genel kurul başkanına vermek zorundadır.

g) Genel kurul bitiminde kurula iştirak eden başkan ve üyeler karar defterini aynı gün imzalamak zorundadır.

h) Genel kurul oylamalarında çekimser oy kullanılamaz ve yazısız, gerekçesiz muhalefet kabul edilmez.

ı) Fizik ihtisas dairesi adlî belge inceleme şubesi ve trafik ihtisas dairesinin işleri Adlî Tıp Genel Kurulunda incelemeye alınmaz. Bu dairelerden birinin raporu ile diğer bir bilirkişi raporu arasında çelişki varsa, mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle ihtisas dairesi en az yedi uzmanın katılımıyla rapor hazırlar. Bu rapora daha önceki raporda imzası bulunan uzmanların, ihtisas dairesindeki görevi devam ettiği sürece, katılımı zorunludur. İhtisas dairesindeki uzman sayısının yediden fazla olduğu durumlarda, bu raporlarda görüş bildirecek uzmanlar her ay ihtisas dairesi başkanı huzurunda çekilecek kura ile belirlenir. Fizik ihtisas dairesinin adlî belge inceleme şubesi dışında kalan şubelerinde de yeterli sayıda uzman olduğu takdirde aynı hükümler geçerlidir. Kararlar oy çokluğu ile alınır. Eşitlik halinde daire başkanının bulunduğu taraf oy çokluğu sağlamış sayılır.

Adlî Tıp İhtisas Kurullarının Çalışma Usulüne Ait Genel Hükümler

Madde 24 — Adlî Tıp İhtisas Kurullarının çalışma usulüne ait genel hükümler şunlardır;

a) İhtisas kurullarında, fizik ihtisas dairesiyle trafik ihtisas dairesinin tıpla ilgili olmayan işleri tetkike alınamaz.

b) Adlî tıp ihtisas kurulları bir başkan ve en az dört uzman ile toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış sayılır. Üyelerden birinin özrü olması veya yokluğu halinde eksiklik diğer kurullardan alınacak üye ile tamamlanır. Şu kadar ki, incelenecek konu, ilgili uzman üye hazır bulunmadıkça tartışmaya açılamaz.

c) İhtisas kurullarındaki oylamalarda çekimser oy kullanılamaz ve yazısız, gerekçesiz muhalefet kabul edilmez.

Adli Tıp Başkanlar Kurulunun Çalışma Usulüne Ait Genel Hükümler

Madde 25 — Adli Tıp Başkanlar Kurulunun çalışma usulüne ait genel hükümler şunlardır;

Adli Tıp Başkanlar Kurulu, Adli Tıp Kurumu Başkanının daveti üzerine Kurum Başkanının başkanlığında en az ayda bir kez olmak üzere toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. Oylamalarda çekimser oy kullanılamaz ve gerekçesiz muhalefet kabul edilmez.

Adli Tıp Başkanlar Kurulunun kararlarını Adli Tıp Kurumu Başkanı uygular.

Emanet Memurluğu ile İlgili Hükümler

Madde 26 — Emanet memurluğu ile ilgili hükümler şunlardır;

a) Adlî Tıp Kurumuna gönderilen kolilerin, mahalli Cumhuriyet savcılığı, mahkeme ve hakimliğince okunur, kırmızı mum mühürlü, koli üzerinde Cumhuriyet savcılığı, mahkeme veya hakimliğinin sayısı, ağırlığı, P.T.T. mersule numarası ve mahalli Cumhuriyet savcılığının emanet memurluğu numarasının yazılı olması gerekir. Koli havale kağıdına ilgili merciin yazışmasının bir örneği kapalı zarf içinde eklenmelidir.

b) Adlî Tıp Kurumuna Cumhuriyet savcılığı, mahkeme ve hakimliklerce gönderilen kolilerin kapsülü, Cumhuriyet savcılığının mührü okunaklı olmalıdır. İkisinden birisi eksik ise (j) bendine göre hareket edilir.

c) Adlî Tıp Kurumuna, her bir dosyanın ayrı koliler halinde gönderilmesi şarttır.

d) Adlî Tıp Kurumuna gönderilen kolilerin evraklarının bir sureti koli içine, diğer sureti ise posta kanalı ile Kuruma gönderilir.

e) Adlî Tıp Kurumuna tetkik için gönderilen kıymetli mektup zarfları yanlardan yapıştırmalı ise, selobantla kapatıldıktan sonra kenarları tel zımba ile zımbalanıp tellerin uç kısımlarına mum dökülüp Cumhuriyet savcılığının okunur mührü ile mühürlenmelidir.

f) Adlî Tıp Kurumuna tahlil ve tetkik için posta veya kurye ile gönderilen koliler, posta koli rehberine veya bu Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin 41 inci bendinde sözü geçen şartlara uygun olacaktır.

g) Adlî Tıp Kurumuna tetkik ve tahlil için elden gönderilen koliler (torba, tahta kutu, zarf) usulüne uygun mühürlenip gönderilmelidir.

h) Adlî Tıp Kurumuna tetkik ve tahlil için elden gönderilen koliler mühürsüz, okunmaz mühürlü, açılabilir, bu maddenin (e) bendindeki şartları taşımayan yandan yapıştırmalı durumda ise teslim alınmayıp iade ediliş sebebini bildiren yazı başkanlık kanalı ile mahalline bildirilir.

ı) Adlî Tıp Kurumuna tahlil ve tetkik için gönderilen dökülecek, akacak, batıcı, patlayıcı, kesici materyaller zarar görmeyecek bir şekilde gönderilmelidir.

j) (Değişik:RG/6/) Adlî Tıp Kurumuna tahlil ve tetkik için gönderilecek materyallere ilişkin kolilerin yazısı, önceden Adlî Tıp Kurumuna gönderilir. Moleküler Genetik İnceleme yapılması istenilen materyallere ilişkin kolilerin yazısı ise, hakim kararı ile birlikte gönderilir. Yazısı gelmeyen ve usulüne uygun gönderilmeyen koliler teslim alınmaz.

k) Tetkik ve tahlil için usulüne uygun gönderilen materyal evrakı ile birlikte emanet memuru tarafından teslim alınır.

l) Dairelerde dolaplarda muhafazası mümkün olan koliler, emanette muhafaza edilmeyip ait olduğu dairesine verilir.

m) Emanet odasının anahtarı yalnız emanet memurluğunda bulunur.

n) Emanet memuru Başkanlıkça uygun görülen günlerde Kurum adına gönderilen kolileri Paket Postanesinden alır ve yerlerine yollanan evraka ait eşyayı gönderir.

o) Emanet memuru, koli veya eşyayı havi sandıkları bir liste halinde yazılı olarak Paket Postanesine teslim eder. Listeyi Kurum Başkan Yardımcısı ile emanet memuru imzalar.

p) Kolilerin Paket Postanesinden alınmasında ve eşyaların Paket Postanesine tesliminde, emanet memuruna yeteri kadar personel yardım eder.

r) Emanet memurunun bulunmadığı zamanlarda bu görev Başkanlıkça görevlendirilen bir memur tarafından yapılır.

Tutulacak Defterler

Madde 27 — Adlî Tıp Kurumunda;

a) Zimmet defteri,

b) Protokol ve rapor defteri,

c) Muhabere defteri,

d) Esas defteri,

e) DemirbaÅŸ eÅŸya esas defteri,

f) Pul sarf defteri,

g) Eşya geliş kayıt defteri,

h) Eşya dağıtma defteri,

ı) Eşya yollama defteri,

j) Ayniyat defteri,

k) Avans defteri,

l) Kütüphane defteri,

ile ihtiyaç duyulacak diğer defterler tutulur. Bu defterler Yazışma Yönetmeliğindeki esaslara uygun olarak düzenlenir.

Geçici Madde 1 — Bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin (c) bendi hükmü 1/1/ tarihinde yürürlüğe gireceğinden, bu tarihe kadar geçecek süre içinde adlî ve idarî davalarda gerekli bilgileri hazırlama ve Hazineyi ilgilendirmeyen idarî davalarda Kurumu temsil etmede sayılı Maliye Vekaleti Baş hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 18 ve 22 nci maddeleri hükmü uygulanır.

Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

Madde 28 — 14/02/ tarihli ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

Madde 29 — Bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin (c) bendi 1/1/ tarihinden itibaren, diğer hükümleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 30 — Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır