ahmet kutsi tecer kısaca hayatı / AHMET KUTSİ TECER KISACA EDEBİ KİŞİLİĞİ-ESERLERİ MADDELER HALİNDE

Ahmet Kutsi Tecer Kısaca Hayatı

ahmet kutsi tecer kısaca hayatı

kaynağı değiştir]

  1. ^"Ercan İmre, Orda Bir Köy Var Uzakta, RecordTurk.com sitesi, Erişim tarihi:11.09.2012". 17 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  2. ^"Gıyasettin Aytaş, Ahmet Kutsi Tecer ve Tiyatro Edebiyatımıza Katkısı, G.Ü., Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 23, No 2, 2003". 6 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  3. ^"Index Anatolicus Apçağa köyü". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2014. 
  4. ^abc"Ahmet Kudsi Tecer (1901-1967), Turkceciler.com sitesi, Erişim tarihi:11.09.2012". 30 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  5. ^"Ahmet Kutsi Tecer, Kültürelbellek.com sitesi Erişim tarihi:11.09.2012". 12 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
  6. ^"İdil Biret'in annesi Leman Biret'in anıları, Idilbiret.com sitesi, Erişim tarihi:11.09.2012". 30 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012. 
kaynağı değiştir]

Milletvekili Ahmet Kudsi Tecer, 1941-1945 yılları arasında Ülkü mecmuasının ve Halkevleri'nin yönetimini üstlendi. Halkevleri’nin yayın organı olan bu mecmua, cumhuriyet ideolojisini yaymak için 1933’ten beri çıkarılmakta idi. Ülkü, Ahmet Kutsi Tecer’in idarecisi olduğu dönemde 15 günde bir yayımlandı. Fikir ve sanat hareketlerine yer verilen, kitap ve dergi tanıtımı yapılan dergide Âşık Veysel, Ali İzzet Özkan gibi âşıkların yurt genelinde tanıtılmasına yönelik çalışmalar vardı.

Bu dönemde Tecer’in yazıları ve şiirleri Ülkü’de, zaman zaman da Yücel dergisinde ve Ulus gazetesinde çıktı. Bu yıllarda köy temsilcileri ile ilgilendi, köy tiyatrosunu inceledi ve Koç yiğit Köroğlu oyununu yazdı.

Kültür Ateşeliği ve UNESCO[değiştir kaynağı değiştir]

Tecer, 1934'te Millî Eğitim Bakanlığı’nda Yükseköğrenim şube müdürü olarak atandı ve bu görevde 5 yıl kaldı. Bir yandan da Gazi Eğitim Enstitüsü’nün kompozisyon, Gazi Lisesi’nin felsefe derslerine girdi. Devlet Konservatuvarı'nın kuruluşunu hazırlayanlar arasında yer aldı. 1937 yılında öğretmen Meliha Hanım ile evlendi, bu evlilikten iki çocuğu oldu.

1938’de Yükseköğrenim Genel Müdürü olarak atanan Tecer, arkadaşı Muzaffer Sarısözen’in Ankara Devlet Konservatuvarı Folklor Arşivi Şefliğine tayinini sağlayıp, halk müziği derlemeleri yapmasına yardımcı oldu.

1942'de Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atanan Tecer, ardından VI. dönem Adana (ara seçim) ve VII. Dönem Urfa milletvekili olarak TBMM’de yer aldı. Milletvekilliği sırasında kültür ağırlıklı siyasi çalışmalarda bulundu ve Halk Evleri Şenliği'ni düzenledi.

Ülkü mecmuası[değiştir

Ahmet Kutsi Tecer Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Ahmet Kutsi TECER (d. 4 Eylül 1901, Kudüs- ö. 23 Temmuz 1967, İstanbul)

Cumhuriyet edebiyatımızın şair ve yazarlarından olan Ahmet Kutsi, babasının memuriyeti sebebiyle 4 Eylül 1901’de Kudüs’te doğmuştur. Asıl adı Ahmet olup Kutsi ismi doğduğu yer olan Kudüs’ten dolayı verilmiştir. İlk öğrenimini Kudüs’te bir Fransız okulu olan Kudüs Frers Okulu’nda tamamlamıştır. Ahmet Kutsi, babasının Kırklareli’ne tayini sebebiyle orta okulu Kırklareli’de, lise öğrenimini Kadıköy Sultanisinde tamamlamıştır. Lise sonrası iki yıllık olan Halkalı Yüksek Ziraat Okulu’ nu bitirmiştir. Daha sonra Yüksek Öğretmen okulu imtihanını kazanarak iki yıl İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne devam etmiştir. 1925 yılında, Yüksek Öğretmen Okulu bursuyla biyoloji öğrenimi için gönderildiği Paris Sarbonne Üniversitesi’nde felsefe öğrenimini sürdürdü, ancak bu öğrenimini de tamamlayamadan yurda döndü ve tekrar Edebiyat Fakültesi’ne devam ederek öğrenimini tamamladı. 1930’da Gazi Eğitim Enstitüsü’ne edebiyat öğretmeni olarak atandı.

Ahmet Kutsi, mecburi hizmetinden dolayı Sivas’a Milli Eğitim Müdürü olarak atandı. Sivas, Ahmet Kutsi için yönünü bulması bakımından önemli bir yer olmuştur. Âşık geleneğinin büyük bir canlılıkla yaşatıldığı bu ilimizde şiirin, çalışmalarının kaynağını bulmuştur.

Ahmet Kutsi, Sivas’ın Deliktaş Köyü’nden olan Ruhsati‘nin bir şiirinde geçen Tecer Dağının adını soyadı olarak almıştır.

Ahmet Kutsi 1931’de Sivas’ta “Halk Şairlerini Koruma Derneğini” kurdu. Bu çalışmalar Halk müziğinin tanınmasında, bu müziğin okula ve radyoya girmesinde önemli bir rol oynadı.

1934’te Yüksek Öğrenim Genel Müdürü oldu. Yedi yıl süren bu görevi sırasında özellikle Devlet Konservatuarı’nı teşkilatlandırdı. 1942’de Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atandı ardından Adana ve Urfa milletvekili (1942-1946) oldu.  1941-1945 yılları arasında ülkü mecmuasını yönetti. Bu yıllarda köy temsilcileri ile ilgilendi, köy tiyatrosunu inceledi ve Koç yiğit Köroğlu oyununu yazdı.

1948’de Devlet Konservatuarı’na, 1949’da Paris Kültür Ateşeliğine atandı; daha sonra UNESCO ( Uluslararası Çocuk Yardımlaşma Derneği) Yürütme Komitesi Türk Delegesi oldu. 1951’de Galatasaray Lisesinde,1953’te İstanbul Konservatuar ında görevlendirildi. 1957’de Güzel Sanatlar Akademisinde estetik dersleri verdi; İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde ve İstanbul Radyosunda folklor öğretmenliği yaptı.

1966’da İstanbul Eğitim Enstitüsü Öğretmeni iken yaş haddinden emekli oldu. 25 Temmuz 1967’de İstanbul’da öldü ve Zincirli kuyu mezarlığı’na defnedildi.

Ahmet Kutsi Tecer’in Edebi Kişiliği

Ahmet Kutsi, ilk öğrenimini Kudüs’te bir Fransız okulu olan Freres okulu’nda, orta öğrenimini Kıklareli’de lise öğrenimi Kadıköy Sultanisi’nde, yüksek öğrenimini Halkalı Yüksek Ziraat Okulu’ nda, İstanbul Darülfünun’ da (üniversite) ve Paris Sarbonne Üniversitesi’ nde öğrenim görerek öğrenimini tamamlamıştır.

Yolcular yolcular! Deniz çağırıyor,
Çağırıyor suların kükreyen sesi.
Kükreyen, çıldıran sular bağırıyor,
Bağırıyor toplamak için herkesi.

Ahmet Kutsi, Beş Hececiler‘den sonra, bu vezne yeni ses ve söyleyiş imkânları getiren Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Muhip Dıranas kuşağındandır.

Önce tekçi temaları özellikle aşk, ölüm, ıstırap konularını işledikten sonra Faruk Nafiz‘in açtığı yolda fakat onun tarzından çok türkülerde âşıklarda yol alan memleket şiirlerine yönelmiştir. Kimisi bir ülküye bağlı, kimisi biraz resmi ve zorlama kokan, kimisi de Anadolu’nun eski efsanelerine dokunan bu şiirler, Ahmet Kutsi’nin asıl kişiliğini gösterir.

Orhan Veli neslinden önce, Türk şiirini sade, saf ve çıplak hale getirenlerin başında Ahmet Kutsi gelir. Duygularını benzetmelerden ve sıfatlardan ayıklayıp, teferruatta değil öze önem verdiği üslubu çıplak dili de üslubu gibi yapmacıksız, tabiî ve canlı; halkın günlük konuşma dilidir.

Ahmet Kutsi, şiirlerini tema bakımından ikiye ayırmak mümkündür: Şahsi duyguları işleyenler ve yurt sevgisini dile getirenler. Şahsi duygularına yer verdiği şiirlerinde aşk, tabiat, metafizik (ölüm, hayat) gibi temalar; yurt sevgisini dile getiren şiirlerinden dolayı “memleketçi şiir” in temsilcileri içinde yer alır. Ahmet Kutsi, genellikle halk şiirlerinin sekizli ve on birli hece ölçüsüne ve milli nazım birimi olan dörtlüğe bağlı kalmış; bazen da heceyi yeni ölçülerle denemiştir.

Ahmet Kutsi, yalnız halk edebiyatı sınırları içinde kalmamış, Divan Edebiyatının ritmik bir biçimi olan “müstezat” heceye uygulamayı başarmıştır. Şiirin dış yapısını kurarken kâfiyenin imkânlarından daima faydalanmış ve daha çok zengin kâfiyeyi tercih etmiştir.

Ahmet Kutsi’ nin ilk şiirleri 1921-1922’de Dergah Mecmuasında, 1924-1925 yıllarında Milli mecmuada yayımlanmıştır.1933-36 yılları arası şiir bakımından en verimli olduğu dönemdir. 1932′ de Ahmet Kutsi’ nin kendi eliyle yayımladığı “Şiirler”adlı kitabından sonra şiirlerinin çoğu Varlık, Oluş, Yücel, Ülkü ve Türk Düşüncesi dergilerinde yayımlanmıştır. Ahmet Kutsi’ nin Şiirlerinin kaynağı halktır . Bundan dolayı saz şiirinin ve âşık tarzının bütün inceliklerini sabırla araştırıp folklor değerleriyle birleştirmiştir. Böylece milli bir şiir meydana getirmek istiyordu . ‘Sanat hayatımızdaki durgunluğun altında kendi kendinden emin olmayan, ruhunun içinde yürümekten korkan mütereddit bir insan ” tipimiz olduğunu belirterek milli sanatımızı kurmak isteyenlere yol göstermiştir.

Ahmet Kutsi, Milli Eğitim Müdürü olarak Sivas’a tayin edilince folklor hevesine çok sağlam bir zemin bulmuş oldu ve Halk kültürünün ortaya çıkması için bütün kuruluşlardan faydalandı.

Bu hususta daha İstanbul’da öğrenci iken Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu kendisine yol gösterici olmuş, Fındıkoğlu’nun yönettiği Halk Bilgisi mecmuasında Paris kütüphanelerinde yaptığı çalışmalar yayımlanmıştır. Özellikle “Köroğlu” yazısı onun Türk edebiyatında isminin duyulmasında etkili olmuştur.

Ahmet Kutsi’ nin Sivas’ ta “Halk Şairleri Bayramı” düzenlemesiyle Âşık Veysel, Talibi ve Ali İzzet gibi âşıkları tanıdı. Türk folklor zenginliklerini o devrin “Halkevleri” ne; her ilde çıkan Halkevi dergilerine ve özellikle de 1941-1945 yılları arası çalıştığı Ankara’ da yayımlanan Ülkü dergisine getirenlerin başında Ahmet Kutsi vardı. Ülkü dergisini bir köy şiirleri ve folklor “mektebi” haline getirmiştir.

Ahmet Kutsi, tiyatro türünde de eserler vermiştir. Paris’ e gidince modern Avrupa tiyatrosunu tanımış, yurda dönünce batı tekniği ile folklor ve halk malzemesini işlemek suretiyle milli tiyatroya ulaşmak istemiştir. Tiyatro türünde kendisine ilk şöhreti sağlayan, geleneksel tiyatromuzdan esinlenerek yazdığı Köşebaşı’ dır.

Ahmet Kutsi, tiyatro oyunlarının iki belirgin özelliği vardır:

  1. Biçim yönünden tiyatro geleneğimizden, halk kültüründen ve halk motiflerinden faydalanarak halkın konuştuğu Türkçe’ yi şiirli bir dille yazıya geçirmiş;
  2. Muhteva yönünden ise geçmişten geleceğe doğru uzanan bir süreç içinde dikkatlice gözlediği toplumumuzu özellikle toplumsal değişme, özüne yabancılaşma ve zıtlıklarıyla tasvir ederek diyalektik açıdan ele almıştır.

Ahmet Kutsi, gençlik yazılarından birinde “Ben ömrüm boyunca Anadolu’yu dinleyeceğim ve onun sesini dinletmeğe çalışacağım.” demişti. Bu sözüne bağlı kalarak Avrupa’ da öğrendiklerini memleket sevgisi ile birleştirip tam bir olumlu aydın örneği vermiştir. Folklor ve âşık şiirinin Türkiye’ de yayılışı, radyoları ve memleketi kuşatması bakımından büyük emek ve hizmetleri görülmüştür.

Ahmet Kutsi, halk şairlerinin son büyüklerinden olan Âşık Veysel‘i Sivas’ın Sivralan köyündeki yalnızlığından çıkarıp bütün ülkeye tanıtmıştır. Müze ve kütüphanelerdeki eski yazmalar, vesikalar, minyatürler, kenar köşeye atılmış cönkler arasından belgeler çıkararak Yunus Emre ve Karacaoğlan‘ın hayatına ışık tutmuştur. Eski Türk dansları, oyun kolları, Köylü Temsilleri, orta oyunu üzerinde çok önemli araştırmalar yapmıştır. Ayrıca Köylü Temsillerini ciddi manada ilk inceleyen Ahmet Kutsi’ dir.

Ahmet Kutsi TECER’in Eserleri:

ŞİİR:

  • Şiirler (1932)
  • Tüm Şiirleri (ölümünden sonra, 1980)

OYUN:

  • Yazılan Bozulmadan (1947)
  • Köşebaşı (1948)
  • Köroğlu (1949)
  • Beş Mevsim (1957)
  • Bir Pazar Günü (1959)
  • Satılık Ev (1961 ‘de oynandı , kitaplaşmadı)

İNCELEME:

  • Sivas Halk Şairleri Bayramı (1932)
  • Köylü Temsilleri (Köy seyirlik oyunları derlemesi, 1940)
  • Türk Folklorunda Sosyal Mesele (1969)

Ayrıca bakınız ⇒

Edebiyat

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır