açık kalp ameliyatı sonrası yoğun bakım süresi / One moment, please

Açık Kalp Ameliyatı Sonrası Yoğun Bakım Süresi

açık kalp ameliyatı sonrası yoğun bakım süresi

Özet

Yoğun bakımda kompleks hasta bakımlarının yönetilmesi amacıyla özel olarak yoğun bakım eğitimi almış doktorların yoğun bakım ünitelerindeki yeri son yıllarda artış göstermektedir. Hastanemiz yoğun bakım üniteleri Haziran ’te yeniden yapılandırılarak kardiyovasküler cerrahi, dahiliye ve cerrahi bilimler yoğun bakım ünitelerinin yönetimi yoğun bakım bilim dalına aktarılmıştır. Çalışmamızda kardiyak cerrahi geçiren hastalarda yoğun bakım dalında uzmanlaşmış hekimlerin yönetiminin postoperatif sonuçlara olumlu etkisinin ortaya konulması amacıyla Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde açık kalp cerrahisi sonrası takip edilmiş erişkin hastalardan Mayıs –Mayıs arasında ve Kasım –Kasım tarihleri arasında olacak şekilde 2 ayrı grupta ‘er hasta, toplam hasta retrospektif olarak incelendi. Veriler preoperatif, intraoperatif ve postoperatif olmak üzere üç alt başlık altında toplandı ve SPSS paket program kullanılarak analiz edildi. Hastaların yandaş hastalıkları ve demografik özelliklerine bakıldığında vücut ağırlığı (p) dışında hiçbir parametrede anlamlı fark görülmezken, preoperatif kardiyak durumları incelendiğinde kalp cerrahisi grubundaki hastaların daha çok kapak cerrahisi geçirdikleri (p), aort kapağı yetmezliğinin daha sık olduğu (p); ancak Euroscore-2 ve Revised Cardiac Risk İndex skorlarının gruplar arasında benzer olduğu saptanmıştır. Kardiyopulmoner bypass öncesi, sonrası ve postoperatif dönemde hemodinamik parametreler ve kan gazı değerlerinde anlamlı farklar olsa da her iki grup için de normal sınırlar arasında kalmıştımonash.pwr arasında dopamin kullanımının benzer olduğu ancak yoğun bakım grubunda inotrop olarak dobutaminin daha sık tercih edildiği (p<)gösterilmişmonash.pweratif dönemde bakılan hematolojik ve biyokimyasal laboratuar değerlerinde anlamlı farklar olsa da her iki grupta normal sınırlar içinde kalmıştır. Yoğun bakım grubunda sedatif ajan (p) ve opioid (p) infüzyonu daha fazla bulunmuştur. Bu fark yoğun bakım uzmanlarımızın anestezi kökenli olmasıyla birlikte, sedadif ve opioid tedavilerine daha hakim olmalarıyla açıklanabilir. Deliryum sıklığı yoğun bakım grubunda fazla bulunmuştur (p) fakat deliryum değerlendirmesinde sedatif ajan ihtiyacı gözönüne alındığından ve CAM-ICU ile değerlendirildiğinden kalp cerrahisi grubunda gerçek deliryum insidansını saptayamamış monash.pw cerrahisi grubunda mekanik ventilasyon süreleri daha uzun bulunurken (p:<) ekstübasyon süreleri arasında fark bulunamamıştır. Yoğun bakım grubunda daha güvenli ekstübasyon yapıldığı söylenebilir. Yoğun bakım grubunda non-invaziv mekanik ventilasyon daha sık kullanılmış (p) fakat iki grup arasında hipoksemi oranları açısından fark bulunamamıştır. Kalp cerrahisi grubunda hipoksemiye daha az sıklıkla non-invaziv mekanik ventilasyon tedavisiyle müdahale edildiği dikkati çekmektedir. Kalp cerrahisi grubunda daha sık kan ve kan ürünü transfüzyonu uygulanmıştır (p<), yoğun bakım grubunda kan ürünü transfüzyonu uygulama kararının daha dikkatli yapıldığını söyleyebiliriz. Her iki grubun yoğun bakım ve hastanede kalış sürelerinin benzer olduğu bulunmuştur. Kalp cerrahisi yüksek riskli bir cerrahidir ve kalp cerrahisi sonrası mortalite ve morbiditeyi etkileyen bir çok faktör bulunmaktadır. Kardiyak cerrahi sonrası yoğun bakım uzmanı yönetiminde hasta takibinin mortalite ve mobidite üzerine olumlu etkisinin olabileceğini düşünüyoruz. Hastanemizde yapılan yoğun bakım yönetimi değişikliği sonrası kalp cerrahisi sonrası postoperatif dönemde mortalite, yoğun bakım ve hastanede kalış süreleri gibi sonuçların benzer olduğu ancak önemli morbidite göstergeleri olan daha kısa mekanik ventilasyon süresi, azalmış kan ve kan ürünü kullanımı, yoğun bakıma yeniden kabul sıklığında azalma tespit edilmiştir. Bununa birlikte çalışmamızın literatürde kardiyak cerrahi sonrası postoperatif hasta yönetiminde kalp cerrahları dışında yoğun bakım uzmanlarının görev almasının olumlu sonuçların olabileceğini göstermesi bakımından değerli olduğunu düşünmekteyiz. Number of physicians who have received intensive care training specifically for managing complex patient care in ICU have been increasing in recent years in intensive care units. Intensive care units in our hospital were restructured in June and the management of intensive care units of cardiovascular surgery, internal medicine and surgical sciences was transferred to intensive care science. In our study, in order to determine the positive effect of the management of the physicians specializing in intensive care to the postoperative outcome of the patients who had cardiac surgery, a total of adult patients who were followed up after open heart surgery at Başkent University Medical Faculty Cardiovascular Surgery Intensive Care Unit during the period from May to May and from November to November were studied retrospectively to consist 2 separate groups that each contains patients. The data were collected under three subheadings: preoperatively, intraoperatively and postoperatively, and analyzed using SPSS program. While no significant difference was found in any parameters other than body weight (p) when the accompanying diseases and demographic characteristics of the patients were examined, when the preoperative cardiac conditions were examined, it was found that the patients in the cardiac surgery group had more valve surgery(p) and the aortic regurgitationwas more frequent(p), but the Euroscore-2 and Revised Cardiac Risk Index scores were similar among the groups. Although there were significant differences in hemodynamic parameters and blood gas values before, after and postoperative cardiopulmonary bypass, both groups remained within normal limits. Dopamine use was similar among the groups, but in the intensive care group, dobutamine was more frequently preferred as an inotrope(p<). Although there were significant differences in hematological and biochemical laboratory values observed in the postoperative period, both groups remained within normal limits. In intensive care group, sedative agent(p) and opioid (p)infusion were found more frequently. This difference can be explained by the fact that our intensive care specialists mastered sedative and opioid treatments more since they are originally anesthesiologist. The frequency of delirium is high in the intensive care group (p)but we may not have been able to detect the actual incidence of delirium in the cardiac surgery group because of the need for sedative agent in delirium assessment and it is evaluated by monash.pw was no difference in extubation times when the mechanical ventilation duration was longer in the cardiac surgery group(p:<). It can be said that safer extubation is done in intensive care group. Non-invasive mechanical ventilation was used more frequently in the intensive care group(p), but there was no difference in rates of hypoxemia between the two groups. It is noteworthy that in the group of cardiac surgery, hypoxemia was interfered less frequently with non-invasive mechanical ventilation therapy. Blood and blood product transfusion has been applied more frequently in the cardiac surgery group(p<), and we can say that the decision to apply blood product transfusion in the intensive care group is made more carefully. Both groups were found to have similar intensive care and hospital stay durations. Heart surgery is a high-risk surgery and there are many factors that affect mortality and morbidity after cardiac surgery. We think that the management of the patient after cardiac surgery that is followed-up by intensive care specialist may have a positive effect on mortality and mobility. After the intensive care management change in our hospital, in postoperative period after cardiac surgeries, outcomes such as postoperative mortality, intensive care and hospital stay durations were similar but we observed improved results for the outcomes that are highly related with morbidity such as shorter mechanical ventilation duration, decreased blood and blood product usage, decreased intensive care re-admission frequency. We think that our study is valuable in the literature for showing the participation of intensive care specialists apart from a cardiac surgeons in postoperative patient management after a cardiac surgery may have positive outcomes.

Bağlantı
monash.pw

Bypass sonrası normal yaşama ne zaman döneceğim?

Bypass sonrası normal yaşama ne zaman döneceğim?

Açık kalp cerrahisi sonrasında iyileşme süreci yapılan ameliyata ve hastaya göre değişiklik gösterir. Her hastanın yoğun bakım süreci, hastanede kalış süresi ve normal aktivitelere dönüş hızı birbirinden farklıdır. Yaş, cinsiyet, obezite, KOAH, diyabet, hareketsiz yaşam, yeni geçirilmiş kalp krizi… gibi faktörlerin etkisi olabilmektedir.

İyileşme süresi ve normal aktivitelere dönüş

  • Ameliyattan sonra hastanede kalış süresinin azalması: Ortalama minimal invaziv cerrahiden sonra 2 ila 5 gün kalırken geleneksel kalp ameliyatından sonra ortalama kalış süresi 7 ila 10 gündür.
  • Hızlı iyileşme süresi: Ameliyattan sonraki ortalama iyileşme süresi minimal invaziv cerrahi ile 1 ila 4 haftadır. Standart geleneksel kalp ameliyatından sonra ortalama iyileşme süresi 6 ila 8 haftadır.

AMELİYAT SONRASI:

  • İştahınızın geri dönmesi birkaç hafta sürebilir. Birçok hasta tat alma duyusunun azaldığını fark eder. Ancak geçicidir. Hatta bazı hastalar bir veya daha fazla hafta boyunca yemek kokusunun mide bulantısına neden olduğunu ifade eder.
  • Özellikle bacağınızda ameliyat yarası varsa biraz şişkinlik olabilir. Bu bacak daha fazla şişmeye meyilli olacaktır. Bacaklarınızı kaldırmak şişmenin azalmasına yardımcı olacaktır. Ancak hekiminiz anti embolik veya durumunuza göre kompresyon çorabı verebilir.
  • Uyku düzensizliği hafta sürebilir. Yatarken ağrı kesici almanızın faydası olacaktır.
  • Kabızlık ile ilgili problemleriniz olabilir. Lifli, meyve ve sebze ağırlıklı beslenme faydalı olacaktır. Gerekirse ilaç takviyesi alınmalıdır.
  • Ruh halinizde değişiklikler olabilir. Bazen çok mutlu bazen depresif modda olabilirsiniz. Endişeye kapılmayın; zamanla düzelecektir.
  • Göğüs kemiğiniz kesilmişse; ameliyatın erken döneminde ara sıra bir tıklama sesi veya hissi fark ederseniz (ilk günler, hafta) normal ancak devam eder ve kötüleşirse doktorunuzu aramalısınız.
  • Kaslarınızda batma tarzı ağrılar zamanla daha iyi olacaktır. Ağrı kesici şikayetlerinizi azaltacaktır.
  • Koroner bypass ameliyatınızda göğüs içi atardamarınız kullanıldıysa; göğsünüzün o tarafında uyuşma hissi olabilecektir. Aynı şekilde bacaktan alınan damar kesisi etrafında uyuşukluk olabilir. Bunlar normaldir.

 

AMELİYAT YARASI BAKIMI:

Sahip olduğunuz kesi türü, geçirdiğiniz kalp ameliyatı türüne bağlıdır: Geleneksel bir sternal (göğüs kemiği, iman tahtası) kesi geçirdiyseniz, göğüs kemiğinizi kapatmak için sternal teller kullanılmıştır. Cilt altı doku ve cildiniz eriyebilen dikişlerle kapatılmış ise dikiş alma olmayacaktır.

Minimal invaziv ameliyat geçirdiyseniz, muhtemelen sternumunuz açılmadan/ kısmi açılarak; veya kaburgalar arasından ameliyatınız yapılmıştır ve çok daha küçük bir kesiğiniz vardır.

Kasıklarınızda, bacaklarınızda veya kolunuzda küçük kesilerin yanı sıra göğüs tüplerinden, kalp pili tellerinden veya intravenöz (IV) hatlardan küçük yaralar da olabilir.

Tüm kesilerinizi ve yaralarınızı her gün enfeksiyon belirtileri açısından inceleyin. Taburcu olduktan sonra kesiklerinizi ovalama yapmadan yumuşak sabun ve ılık su ile yıkamak güvenlidir ve 10 dakikayı geçmeyen duşlar alabilirsiniz. Kurulama için temiz havlu kullanınız. Yarada akıntı /sızıntı yoksa üzerini pansuman malzemesi ile kapatmanıza gerek yoktur. Yara yerlerinize doktorunuzun önermediği krem yağ vs sürmeyiniz. Kabuklar kendiliğinden bile düşebilir. Bir ay sonra normal banyo yapabilirsiniz. İlk bir yıl içinde güneşe maruz kaldığında yara izi daha fazla pigmente (daha koyu) olacaktır.

 

Aşağıdakilerden belirtilerden herhangi birine dikkat edin:

  • Kesi hattının artan hassasiyeti
  • Kabuğun kenarlarında artan kızarıklık veya şişme
  • Kesi hattından herhangi bir drenaj (akıntı/ sızma)
  • Kalıcı ateş

Cerrahi yapılan bacağınızın bakımı:

  • Bacak yaranıza yukarıda anlatıldığı gibi özen gösterin.
  • Bacak bacak üstüne atmaktan kaçının; dolaşımı bozabilir.
  • Tek bir pozisyonda oturmaktan veya uzun süre ayakta durmaktan kaçının.
  • Ayağınızı bir tabure veya sehpa üzerinde kaldırın. Ayrıca bir kanepede uzanabilir ve yükseltebilirsiniz.
  • Bacağınızı şişlik açısından her gün kontrol edin. Şişme bacağınızı kaldırdığınızda azalmalıdır, ancak ayakta durduğunuzda tekrarlayabilir. Bacakta şişme devam ederse veya daha da kötüleşirse doktorunuza haber verin.
  • Elastik çorap önerilmişse taburcu olduktan sonra en az iki-dört hafta kadar giyilmesi şişmeyi azaltmaya yardımcı olur. Çoraplarınızı yatmadan önce çıkarın. Yumuşak sabun ve ılık su ile çoraplar yıkanabilir.

İLAÇLAR

Doktor ayrılmadan önce size reçeteler verecektir. Cüzdanınızda veya çantanızda ilaçlarınızın, dozajlarınızın ve alınacak zamanların güncel bir listesini tutun.

YAN ETKİLER:

Aşağıdaki taraflardan herhangi birine sahipseniz ilaçlardan kaynaklanan etkiler varsa, doktorunuzu aramalısınız:

  • Aşırı mide bulantısı, ishal, kabızlık veya karın ağrısı
  • Kusma
  • Ayakta dururken baş dönmesi veya baş dönmesi
  • Bilinç bulanıklığı
  • Ellerde ve ayaklarda karıncalanma
  • Son derece yavaş veya hızlı nabız
  • Deri döküntüsü
  • Olağandışı morarma veya kanama
  • AKTİVİTE

Aktivite esnasında kendinizi yetersiz hissederseniz herhangi bir aktiviteyi derhal durdurun.

Nefes almada zorluk, düzensiz kalp atışları fark etme, bayılma, baş dönmesi veya göğüs ağrısı varsa belirtiler geçene kadar dinlenin. 20 dakika içinde azalmazsa doktorunuzu arayın.

Duş: Taburcu olduktan sonra duş alabilirsiniz. Yara yerleri tam iyileşene kadar uzun süre banyoda kalmaktan ve aşırı sıcak sudan kaçının. Göğüs kesiniz iyileşiyorsa ve drenaj yoksa hızlı bir duş almakta sorun yoktur (en fazla 10 dakika). Kesi bölgenizi küvete batırmayın. Su sıcaklığı ılık olmalıdır çok sıcak veya soğuk olmamalıdır. Aşırı su sıcaklıkları bayılmanıza neden olabilir. Yalnızca sabun ve su kullanın. Cildi nazikçe kurulayın.

Elbise: Rahat ve bol giysiler giyin. Kesilerinize aşırı baskı uygulamayın.

Dinlenme: İyileşme sürecinde dengeli bir dinlenme ve egzersiz yapmanız gerekir.

Aktiviteler arasında dinlenin, kısa uykular faydalıdır; yemek sonrası egzersiz öncesi 30 dakika kadar dinlenin. Göğüs korsesi tavsiye edilmişse hafta kullanmanızda fayda olacaktır. Göğüs kemiğinin kaynaması haftayı bulabilmektedir. Bu esnada yan olarak yatmak; bel sabitken vücudun üst kısmında sağa sola dönüş hareketi yapmak ve öne eğilip yük kaldırmak kemik kaynaması esnasında problem yaratabilir. Sırt üstü baş yüksekte veya düz yatmak kaynamayı kolaylaştıracaktır.

Yürümek: Egzersiz yapmanın en iyi yollarından biridir. Kalp kasında ve tüm vücuttaki dolaşımı arttırır. Kademeli olarak artırmak önemlidir. Kendi hızınızda yürüyün, yorulunca durun ve dinlenin. Haftada üç - dört gün yarım saat olarak düz zeminde planlama yapabilirsiniz.

Gün boyunca aktivitelerinizi yavaş yavaş hızlandırmanız önemlidir. Bir seferde çok fazla egzersiz yapmaya çalışmayın. Kötü havalarda, kapalı alanlarda yürüyebilirsiniz. Soğuk havalarda ağzınızın ve burnunuzun çevresinde bir fular veya maske takın.

Merdivenler: Doktorunuz size farklı bir şekilde söylemediği sürece merdivenleri kullanabilirsiniz. Yavaş bir hızda kullanın ve yorulursanız dinlenin. Merdiven küpeştelerini kullanırken kollarınızla kendinize çekmeyin. Ağırlıklı olarak bacaklarınızı kullanın.

Cinsel İlişki: Kendinizi rahat hissettikten sonra başlayabilirsiniz.  Birçok hasta için doktor aksini belirtmedikçe bu yaklaşık iki ila dört haftayı bulabilmektedir.

Araç Kullanma: Herhangi bir arabada yolcu olarak bulunabilirsiniz. Ameliyattan sonraki altı hafta içinde araba kullanmaktan, açık havada bisiklet sürmekten veya motosikletten kaçının. Bu zaman aralığı göğüs kemiğinizin (sternum) iyileşmesi için gerekli süredir. Uzun seyahatlerde iki saatte bir arabadan inip birkaç dakika dolaşmak faydalı olur.

Yük Kaldırma: Sternum iyileşirken vücudunuzu çok fazla zorlamamalısınız. Altı hafta boyunca 5 kg dan daha ağır bir şey kaldırmaktan, itmekten veya çekmekten sakının. Buna çocukların taşınması, bakkaliye eşyaları, valizler, çim biçme, süpürme ve ev eşyalarını taşımak dahildir. Özellikle bir şey kaldırırken veya tuvalette iken nefesinizi uzun süre tutmayın.

İş: Çoğu hasta ameliyat sonrası durumuna göre hafif işlere hafta sonra başlayacak kadar kendini iyi hisseder.

Ziyaretçiler: Ziyaretçilerinizi ilk birkaç hafta için sınırlayın. Yorulursanız, izin isteyin ve uzanın. Ziyaretçileriniz anlayacaktır.

Dini Vecibeler: İlk 10 günlük dönemden sonra oturarak namaz kılabilirsiniz. Usule uygun namaz için haftayı beklemek gerekebilir. İlk 3 ay oruç tutmanız önerilmez. Şeker hastalığınız yoksa diğer zamanlarda oruç için doktorunuza danışınız.

 

İZİN VERİLEN AKTİVİTELER

İlk 6 hafta

  • Hafif ev işleri (toz alma, sofrayı kurmak, bulaşık, giysiler katlama)
  • Hafif bahçe işleri (çiçek budamak)
  • İğne işi, okuma
  • Yemek pişirmek
  • Merdiven çıkma
  • Küçük mekanik işler
  • Alışveriş yapmak
  • Spor etkinliklerine katılmak,
  • Film izleme ve restoranda yemek yeme
  • Arabada yolcu olarak seyahat
  • Yürüme, sabit bisiklet
  • Saçları şampuanlamak
  • Oyun kağıdı /oyun

6 Hafta Sonrası

  • İlk altı hafta faaliyetlerine devam edin
  • Eğer işiniz ağırlık kaldırma gerektirmiyorsa işe yarı zamanlı dönebilirsiniz,
  • Ağır ev işleri (süpürme, çamaşır yıkama…)
  • Ağır bahçecilik (çim biçme, yerden yaprakları tırmıklama)
  • Ütüleme
  • İş veya eğlence seyahat
  • Balık tutma, tekne gezintisi
  • Hafif aerobik (ağırlık yok)
  • Tasmalı yürüyen köpek gezdirme
  • Küçük bir araba veya kamyon kullanmak

3 aydan sonra

  • Ağır ev işi
  • Ağır bahçe işleri (kürekle)
  • kar, kazma)
  • Spor: tenis, bowling, golf, yüzme, avcılık
  • Bisiklet…
  • Motosiklet sürme

DİYET

Taburcu olduktan sonra az yağlı, tuz ilavesiz diyet öncelikli tavsiye olacaktır. Gelecekte tekrar anjiyoplasti veya ameliyat, kalp krizi geçirme riskinizi azaltmanıza faydalı olacaktır. Yağdan alınacak kalori yüzde 30’dan daha az olmalıdır. Kilonuzu kontrol etmeye çalışın ve daha az doymuş yağ ve kolesterol yemeye çalışın. Diyetle doymuş yağ alımının azaltılması ve tekli doymamış ve çoklu doymamış bitkisel yağ ile değiştirilmesi, statin tedavisi ile elde edilen azalmaya benzer şekilde kalp damar hastalıklarında riski yaklaşık % 30 oranında azaltmıştır.

Kolesterol alımı günde miligramdan az olmalıdır. Sodyum alımı günde miligramdan ( gram) fazla olmamalıdır. Yemek pişirirken veya masada tuz eklemekten kaçının.

KAPAKCIK AMELİYATI OLMUŞ HASTALARDA DİŞ KOMPLİKASYONLARININ ÖNLENMESİ

Ağzınızdaki bakteriler kan dolaşımınıza diş etlerinizden girebilir ve kalp dokularınıza ve kapakçıklarınıza bulaşabilir. Bu riski, dişlerinizi fırçalamak ve diş ipi kullanmak gibi düzenli ağız hijyeni uygulamalarını takip ederek azaltabilirsiniz.

Dişçiye gittiğinizde:

  • Diş hekiminize kapakçık ameliyatı geçirdiğinizi söylediğinizden emin olun.
  • Diş ağrısı veya apse gibi acil bir sorun olmadıkça ameliyatınızdan en az altı ay sonra diş muayenesi yaptırmayın.
  • Bundan sonra yılda en az bir kez bir diş hekimine görünün.
  • Herhangi bir diş temizliği veya tedavisinden önce antibiyotik almalısınız.

ACİL DURUM BELİRTİLERİ

  • Parlak kırmızı dışkı
  • Ameliyat öncesi ile benzer göğüs ağrısı (anjina benzeri)
  • Üşüme veya ateş
  • Parlak kırmızı kan öksürmek
  • Bayılma
  • atım / dakikadan daha hızlı kalp atış hızı
  • nefes darlığı veya yeni düzensiz kalp atış hızı
  • Yeni başlayan mide bulantısı, kusma veya ishal
  • Şiddetli karın ağrısı
  • Dinlenerek geçmeyen nefes darlığı
  • Kollarda veya bacaklarda ani uyuşma veya güçsüzlük
  • Ani, şiddetli baş ağrısı varsa acil durumdur; hastaneye gitmeniz gerekir.

EĞER

  • 24 saat içinde iki kez C'den yüksek yüksek sıcaklık
  • Aşırı yorgunluk
  • Baldırda parmakla işaret edildiğinde daha da kötüleşen ağrı
  • Kesilerden kalıcı kanama veya sızıntı
  • Derin nefes alırken batıcı ağrı
  • Deri döküntüsü
  • İdrar yolu enfeksiyonu: sık idrara çıkma, yanma, kanlı idrar
  • Kötüleşen ayak bileği şişmesi veya bacak ağrısı
  • Kötüleşen nefes darlığı varsa doktor kontrolünü gerektirir

Bypass sonrası nelere dikkat etmelisiniz?

Bypass ameliyatı tıkalı kalp damarlarına karşı yapılan önemli bir ameliyattır. Bypass ameliyatının deneyimli bir ekip tarafından yapılması, kişinin kendisini güvende hissetmesini sağlar. Bu nedenle bypass ameliyatları için deneyimli ekiplerin seçilmesi önem taşır.


Bypass nedir?

Bypass ameliyatında, işlem yapılacak damar ya da diğer adıyla "greftler" göğüs, kol ya da bacaktan alınarak tıkalı olan koroner artere bağlanır. Göğüs duvarından alınan meme atardamarları, koldan alınan aort atardamarIar ve bacaktan alınan toplardamarlar bypass ameliyatında sıklıkla kullanılan damarlardır. Bu damarların alındıkları bölgeler yedek damarlara sahip olduğu için onların çıkarılması vücudumuzun kan akışını etkilemez. Ayrıca fazla tıkalı damar olması durumunda, birden fazla bypass işlemi gerçekleştirilmesi olası bir durumdur.

Bypass ameliyatı komplike bir iş

Operasyon sırasında kalp cerrahı ve asistanları özel eğitimli hemşirelerden ve ileri teknolojiden destek alırlar. Cerrahi girişimde görevli olan herkes hayati bir rol üstlenir. Ağrısız bir girişimin sağlanması konusunda anestezi hekimi sürekli olarak monitörden yaşamsal fonksiyon bulgularınızı takip eder. Perfüzyonist ise kan dolaşımını sağlayan kalp-akciğer makinesini kontrol eder. Cerrahınız sağlıklı damarı kalp ile birleştirdiği sırada kan basıncı, sıcaklık ve solunum gibi tüm parametreler bu ekip tarafından yakından izlenir.

Bypass cerrahisinin gerekli olduğu durumlar ve riskler

Cerrahi girişimden önce kalbin durumunu saptamak üzere bir dizi test yapılır. Kalbin durumuna dair röntgen görüntülerinin alınabilmesi için kardiyak kateterizasyon ile birlikte koroner anjiyografi gerekebilir. Arterlerin tıkanma derecesine bağlı olarak, bypass girişi önerilir. Bu girişim, kalp kasının beslenmesini sağlayan kan akımını düzeltir ve sizi tekrar sağlıklı bir kalbe kavuşturur. Koroner Bypass, kalp için ikinci bir şans anlamına gelse de nadir karşılaşılan bazı riskleri de vardır:

  • Solunum problemleri ya da diğer akciğer komplikasyonları
  • Kanama
  • Yara enfeksiyonları
  • Kalp atağı, inme ya da hayatını kaybetme

Bypass ameliyatı öncesi hazırlık

Bypass ameliyatı öncesi ön hazırlık:

  • Ameliyat olacak kişi sigara kullanıyorsa, hemen bırakması gerekir.
  • Ameliyattan gün önce bazı ilaçları kullanmayı bırakmak gerekebilir.
  • Tüm vücut sistemi ve bazı kişilerde inme ihtimaline karşı boyun damarlarının durumu testlerle değerlendirilir.
  • Kişinin tıbbi geçmişi öğrenilir ve ameliyat sırasında kullanılacak ilaçlar hakkında bilgi verilir.
  • Cerrahi sırasında kusmanın engellenmesi için 1 gece önceden yiyecek ve içecek alımının durması gerekir.
  • Bypass ameliyatından sonra verilecek olan sıvı tedavisi için cerrahiden önce ve sonra kilo ölçümü yapılır.
  • Enfeksiyonu önlemek için göğüs, bacak, kol ve kasık bölgelerindeki tüyler tıraş edilir ya da azaltılır.

Bypass ameliyatı nasıl yapılır?

Cerrah kalbe ulaşmak için göğsün ortasında bir kesi yeri açar ve göğüs kemiğini (sternum) ayırır. Greftleme (kullanılacak damarın tıkalı artere dikilmesi) işleminden önce kalp geçici olarak durdurulabilir. Bu süre boyunca dolaşım ve solunum fonksiyonları, bir kalp-akciğer makinesi tarafından sürdürülür. Makine, kana oksijen sağlar ve kanı tekrar vücuda pompalar. Bypass edilecek olan damar, göğüs, kol ya da bacaktan alınır. Damarın bir ucu tıkanmanın olduğu yerin aşağısında olmak üzere koroner artere dikilir. Cerrahiden sonra göğüs kemiğiniz kuvvetli tellerle bağlanır ve kesi yeri dikilir. Çoğu kişide göğüs kemiği haftada tamamen iyileşir. Kalp ve akciğerler ise cerrahi tamamlandıktan hemen sonra eski işlevlerine geri dönerler.

Bypass ameliyatından sonraki süreç

Cerrahiden hemen sonra kişi, Kardiyak Yoğun Bakım Ünitesi’ne (YBÜ) alınır. Bu ünitede iyileşme yakından izlenir. İyileşme hızı herkes için farklı olsa da yoğun bakım ünitesinde birkaç gün geçirilebilir. Ardından, kişinin sürekli bakıma ihtiyacı kalmadığında yoğun bakım ünitesinden, kalbin monitör yoluyla takip edildiği başka bir yere alınır. Bu noktada iyileşme süresine kişinin katkısı başlar. Ancak sağlık ekibinin yardım ve desteği de durmaksızın devam eder. Örneğin; kişi hastanede kaldığı sürece bir hemşire ya da terapist, akciğer sorunlarını önlemek amacıyla derin nefes alma ve öksürük egzersizleri konusunda kişiye yardımcı olur. Solunum egzersizleri hızla iyileşme olması için çok önemlidir.

Bypass ameliyatı sonrası yoğun bakım süreci

Bypass ameliyatından sonra kişi uyandığında kendini bitkin, susamış ve üşümüş hissedebilir. Bu durum normaldir ve uzun sürmez. Genellikle ağrı hissedilmez, eğer hissedilirse ilaçla ağrı kesilir. Cerrahi sırasında vücuda birçok tüp ve kablo bağlanmış olduğundan, kişi uyandığında bu görüntüye hazırlanmalıdır. Başlangıçta boğazındaki bir tüp ile solunum cihazına bağlanmış durumda olur. Bu tüp olduğu sürece konuşamaz. Göğüs tüpleri ise ameliyat yerinde olan sızıntıların uzaklaştırılması içindir. Kalp monitörü kalp hızını kaydeder ve idrar çıkısı için de bir sonda takılı bulunur. İntravenöz (damar içi) bağlantılar sıvı, ilaç ve kan vermek amacıyla yerleştirilir. Bu tüpler ve bağlantılar, onlara gereksinim kalmadığında (genellikle gün içinde) çıkartılır.

Bypass olacak kişinin yakınlarına öneriler

Bypass ameliyatı, ameliyat geçiren kişi kadar, yakını için de zor bir süreçtir Bu süreci kolay atlatabilmek için bazı önemli bilgileri önceden bilmek ve hazırlıklı olmak gerekir. İşte bunlardan birkaçı:

  • Bypass ameliyatı, hazırlık ve ameliyat dahil tüm aşamalar, saat kadar sürer. Bekleme sırasında sizi rahatlatacak bazı aktiviteler planlayın.
  • Bypass ameliyatından hemen sonra kişi yoğun bakım ünitesine (YBÜ) alınır. Ameliyattan sonra saat içinde solunum cihazından ayrılabilir. Ancak yoğun bakım ünitesinde gün kalabilir. Bunlar normaldir, endişelenmeyin.
  • Yoğun bakım ünitesinde kalma süresi içinde kişinin durumu hakkında doktor veya hemşirelerden bilgi edinilebilir. Merak ettiğiniz her şeyi onlara sormaktan çekinmeyin.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Açık Kalp Ameliyatı

Kalp sağlığının insanın yaşaması için son derece önemli organ olduğu yadsınamaz Kalpte yaşanan herhangi bir sağlık problemi insanın genel sağlık durumunu önemli derecede etkilemektedir.

Kalp hastalıkları kalpten çıkan damarlar, kalbe kirli kanı taşıyan damarlar, kalp ritmi ya da kalp kapaklarında yaşanan problemler şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Tedavi edilmeyen bu problemler gerek uzun vadede hastanın yaşam kalitesini düşürebilmekte gerekse de ani ölümlere yol açabilmektedir. Kalp hastalıkları çeşitli cerrahi ve cerrahi dışı yöntemler ile tedavi edilebilmektedir.

Bilimsel çalışmalar ve teknolojinin ilerlemesi ile son 50 yılda oldukça gelişen ve günümüzde konforlu bir şekilde gerçekleştirilen açık kalp ameliyatları öncesinde hasta ayrıntılı bir tanı ve tedavi sürecinden geçmektedir.

Açık Kalp Ameliyatı Nedir

Açık kalp ameliyatlarında göğüs kemiği kesilerek açılmaktadır. Böylece kalbi ve akciğerleri destekleyici bir cihaz takılmaktadır. Bu nedenle açıl kalp ameliyatı şeklinde tanımlanan operasyon süreci günümüzde en sık koroner arter hastalıklarının tedavisinde uygulanmaktadır. Bununla birlikte;

  • Kalp ritim problemlerinin tedavisinde
  • Kalpte bulunan deliklerin tedavisinde
  • Doğumsal kalp problemlerinin tedavisinde
  • Kalp kapaklarında bulunan darlık ve kalp yetmezliği problemlerinin tedavisinde
  • Büyük atardamarların deformasyona uğraması, balonlaşması ya da yırtılması problemlerinin tedavisinde
  • Kalpte tespit edilen tümörlerin çıkarılmasında da uygulanabilmektedir.

Açık Kalp Ameliyatı Nasıl Yapılır

Açık kalp ameliyatı öncesinde hasta tanı ve tetkik sürecinden geçmektedir. Hastanın genel sağlık durumunun korunması için gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra ameliyattan bir gün önce hastaneye yatış işlemi gerçekleşmektedir. Vücutta gerekli dezenfeksiyon sağlandıktan sonra hasta ameliyathaneye alınmaktadır. Kalp ameliyatı yaklaşık 3 ila 4 saat arası sürmektedir. Açık kalp ameliyatında kalp ve akciğerlere takviye cihaz kullanılabileceği gibi kalp çalışır durumdayken de ameliyat gerçekleştirilebilmektedir.

Açık kalp ameliyatı sürecinde tüm risk faktörleri değerlendirilmekte ve gerekli önlemler alınmaktadır. Ameliyat sonrasında solunum cihazına bağlanan hastalar yaklaşık 4 – 6 saat sonra uyanmaktadır. Açık kalp ameliyatlarında yoğun bakım süresi ise minimum 24 saattir.

Açık Kalp Ameliyatı Riskleri Nelerdir

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi açık kalp ameliyatında da birtakım risk faktörleri bulunmaktadır. Dolaşım sistemi ile kalp damar sisteminin oldukça karmaşık ve birbiri ile ilişkili olması sebebi ile diğer cerrahi uygulamalara oranla daha riskli bir ameliyattır.

 

Açık Kalp Ameliyatı Öncesi

Açık kalp ameliyatı öncesinde hastaya sorulması gereken birtakım önemli sorular bulunmaktadır. Öncelikle hastanın total sağlık durumu değerlendirilmekte ve şeker hastalığı, tansiyonda dengesizlik, akciğerlerde herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığı, şah damarda herhangi bir deformasyon ya da tıkanıklık olup olmadığı değerlendirilmektedir. Aynı zamanda hastanın solunum sistemi incelenerek kapasitesi ölçülmektedir.

Açık kalp ameliyatı öncesinde risk faktörleri tespit edilmekte ve gerekli önlemler alınmaktadır. Bu noktada hastanın vücudunda herhangi bir enfeksiyon bulunup bulunmadığı kontrol edilmekte, enfeksiyon varlığı teşhis ediliyor ise öncelikle bu problemin tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle açık kalp ameliyatı olacak hastaların ağız ve diş kontrollerinin aksatılmamakta, herhangi bir enfeksiyon olmadığından emin olunmaktadır.

Açık kalp ameliyatı öncesinde hasta uygulamadan bir gün önce hastaneye yatırılmakta ve kan grubu tespit edilmektedir. Böylece uygulama sırasında açığa çıkabilecek herhangi bir kan ihtiyacında uygun kan sağlanabilecektir.

Açık Kalp Ameliyatı Sonrası

Açık kalp ameliyatı sonrasında yoğun bakıma alınan hasta 24 saat sonra servise nakledilmektedir. Bu süreçte kesi açılan bölgede ağrı hissedilmesi normaldir ve bu durum için doktor birtakım ağrı kesici ilaçlar uygulamaktadır. Ameliyat sonrasında yaklaşık 1 hafta içerisinde hastaneden taburcu edilen hasta evdeki iyileşme sürecinde çok özenli davranmalıdır.

Açık Kalp Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci

Açık kalp ameliyatı sürecinde ve ameliyat sonrası süreçte en büyük tehlike enfeksiyondur. Bu nedenle iyileşme sürecinde de sterilizasyona büyük önem verilmelidir. Nefes alma egzersizleri uygulamak ve öksürmek hızlı bir şekilde iyileşmek için oldukça önemlidir. Öksürmenin iyileşme sürecindeki etkisi ise; akciğerlerde biriken balgamın atılması ve bu sayede enfeksiyon ihtimalinin önüne geçilmesidir.

Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde vücudun ödem toplamaması için ve hızlı bir şekilde iyileşmek için hasta olabildiğince fazla hareket etmeli ve yürümelidir. Beslenme düzenine ise; az miktarda sıvı gıdalar ile başlanmalı ve sindirim sistemine göre normal gıdalara yavaş yavaş geçilmelidir.

Açık kalp ameliyatı olan hastalar ameliyat sonrası iyileşme sürecinde ve uzun vadede genel sağlık durumlarını korumalıdır. Bunun için egzersiz programları aksatılmamalı, dengeli beslenmeye özen gösterilmeli ve stresten uzak bir yaşam tarzı belirlenmelidir.

İlgili Makaleler

Bunlar da İlginizi Çekebilir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır