aşk ı memnu kitap özeti / Aşkı Memnu Kitap Özeti, Konusu, Karakterleri, Halit Ziya Uşaklıgil – Sosyolojisi.com

Aşk I Memnu Kitap Özeti

aşk ı memnu kitap özeti

Yazar: Halit Ziya Uşaklıgil (1866-1945)

Konu:
Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı anlatır.

Ana Fikir: Yasak bir aşk bir ailenin yıkımına sebep olabilir, gerçekleri zamanında farketmek sevdiklerinin daha fazla üzülmesini engeller.

Özet: Roman Peyker ve Nihat Beyin evlenmesiyle başlar. Peyker ve Bihter’in annesi Firdevs Hanım duldur ve Adnan Bey’e gizliden ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Bihter’den çok hoşlanmaktadır. Onunla evlenir. Adnan Bey varlıklı, asil bir aileden gelmiştir. Annesi bu evliliği hiç kabullenemez.

Bir gün toplanıp pikniğe giderler, bütün aile oradadır. Adnan Beyin yeğeni Behlûl, Peyker’e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper. Peyker buna çok kızar çünkü kocasına çok bağlı birisidir. Behlûl Bihter’e göz koyar. Ondan çok hoşlanır, onun fiziki görünüşü Behlûl’u çıldırtma seviyesine getirir. Bihter’in kendisinden hoşlanmasını sağlar ve o günden sonra her gece beraber olurlar.

Behlûl ve Bihter’in mektupları Nihal tarafından görülür. Nihal bu olaya inanamaz çünkü Behlûl’le evlenmeyi düşünmektedir. Nihal’in tam mutluluğu düşündüğü bir sırada bu olayı öğrenmesi hayatını yıkmıştır. Adnan Bey’in bu olayı öğrenmesiyle her şey değişir.

Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlûl ne de Bihter olacaktır.

Olay ve Kişilerin Değerlendirilmesi:

Bihter: Düzgün bir fiziğe sahip, çok güzel, erkekleri kolayca elde edebilen cazibeli bir kadındır. Annesine karşı kin beslemektedir.

Adnan Bey: Bihter’in kocasıdır. Orta yaşlı, varlıklı, iki çocuk babası, asil bir ailenin tek çocuğudur.

Nihal: Adnan Bey’in kızı. Zeki, güzel ve çalışkan bir kişiliğe sahiptir. Behlûl’e ilgi duymaktadır. Annesinin ölümü onu derinden etkilemiştir.

Behlûl: Adnan Bey’in yeğenidir. Kadınlara karşı özel bir ilgisi vardır. Bu onda bir zaafiyet haline gelmiştir.

KİTABIN ADI AŞK-I MEMNU
KİTABIN YAZARI HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
YAYIN EVİ VE ADRESİ İNLİLAP KİTABEVİ Ankara Caddesi No.95 - 34410 İSTANBUL
BASIM YILI 1987

1. KİTABIN KONUSU :

Toplumun uzun yapısına aykırı bir nitelik göstermek.

2. KİTABIN ÖZETİ :

Firdevs Hanım’la kızları, İstanbul’ un tanınmış ailelerinden ve Göksu eğlenti yarinin sürekli ziyaretcileri arasında bulunmaktadırlar. Bir sandal gezintileride, Adnan bey’ in sandalı, onlarınkine dokunurcasına yakın geçer.adnan Bey, iki çocuklu bir dul adamdır, ama Firdevs Hanım’ ın küçük kızı Bihter’ le evlenmek istemektedir. Peyker ise zaten evlidir.

Firdevs Hanım, aralarındaki yaş farkını hesaba katmaksızın kızını Adnan Bey’ e verir. Nitekim bu yaş farkına rağmen, evlilikleri, gayet düzgün, hayatları derli topludur. Adnan Bey’ in kızı Nihal, son derece duygulu bir kızdır. Üvey annesine yaklaşmak isterse de anlaşamayacaklarını görür, kendi alemine çekilir. İnce, zeki, anlayışlı bir çacuktur. Hayatın güçlüklerini şimdiden sezmiştir. Nihal’ le kardeş çocuğu olan bir de Behlül vardır. Behlül’ ü Nihal’ le evlendirmek isterler. Nihal buna içten içe sevinir.onun sık sık ziyaretlerini elbette anlamıştır.. geçekteyse Behlül’ ün ziyaretleri Nihal için değildir. O, çapkın yaratılışlı, bir dalda duramayan bir insandır.Firdevs Hanım’ ın büyük kızı Peyker’ e karşı içinde bir yakınlık duymaktadır. Kadını tuzağına düşürmekte gecikmez. Bir kısım kadınların cürete karşı asla dayamayacaklarını denemeleriyle bilmektedir.

Bir gün Bihter, Behlül’ e şekerleme ısmarlar. Almak için de genç adamın doasına gider. Oda loştur. Vakit akşamdır. Biraz konurlar. Kadın odasından çıkacağı sırada Behlül birdenbire yengesini içeri çağırır. Kendisine duygularını anlatır. O, asıl Bihter’ i sevmektir. Ama Bihter, Behlül’ ü, Göksu’ da Peyker’ in ensesine eğilmiş, onu öperken görmüştür. Bu sahneyi hatırladıkça genç adamın sevgisini reddeder ona inanmaz. Buna karşılık, öteki , şeytanca bir buluşla, hayatının yalnızlığını körpe kadına anlatır. Onu baştan çıkarmak içi,n elinden geleni yapar, zayıf anlarından faydalanır ve sonunda bu işi başarır.

Bihter’ le Behlül’ ün sevişmeleri türlü tehlike içinde sürüp gider. Ta, delikanlının Nihal’ le evlenmesi yeniden ortaya atılıncaya kadar.
Nihal’ i seven biri daha vardır: beşir. Beşir, evde büyütülmüş bir zenci çocuğudur. O da, bütün duygularıyla bu sarışın, ince kıza hayrandır. Ona karşı sevgisi yüzünden verem olmuştur. Kışta kıyamette,soğuk, sıcak demeden Nihal’ in peşini bırakmaz. Bir köpek bağlılığıyla bakar, hizmetine koşar. Gizli sevgisi bir yandan, Nihal’ in Behlül’ le evleneceğini duyduğu andan itibaren dayanılmaz duruma gelen kıskançlık sonunda Bekir’ i yere serer.

Bir gün Nihal, kötü bir raslantı sonucu üvey annesinin gizli macerasını öğrenir. Bihter’ in nefti çarşafını giymiş, prova yapmaya kalkmıştır. Bunu fark edemeyen Behlül, Nihal’ i Bihter sanarak bir söz söylemiştir. Nihal bu iz üzerinden yürür ve işin iç yüzünü öğrenir. Bir akşam, merdiven başında, Bihter’ le Behlül’ ün bir konuşmasını gizlice dinlerken, işşittiklerine ince ruhu, sağlıksız vücudu dayanamaz, düşer bayılır. Böylece öğrendiklerini de açığa vurmuş olur.

Bihter Nihal’ le Behlül’ ün evlendirilmesine engel olmak istemektedir. Çünkü o da Behlül’ ü şiddetle kıskanmaya başlamıştır. Tecrübesiz vücudunun bütün gücüyle sevdiği adamı elinden kaçırmak istemez.

Bu çarpışık durum, kendiliğinden çözülür. Nihal, uğradığı sarsıntının etkisinden kurtulamadığı için o bayıldığı akşam yatağa düşmüştür. Onu yatakta, kendinden geçmiş bir halde yatakta gören Beşir, dayanamaz, uzun zamandan beri sezdiklerini, gördüklerini, duyduklarını, Nihal’ in yatağı başında, Adnan Bey’ e birer birer sayar, döker. Karısının kendisini aldattığını öğrenen zavallı adam deliye döner. Doğru Bihter’ I aramaya koyulur.

Bihter artık kendisi için çıkar yol kalmadığını, ne yaparsa yapsın hayatını, mutluluğunu kurtaramayacağına karar vermiştir. Bir kere kocasına dönmesi mümkün değildir. Onuruyla oynadığı bir insanın artık yüzüne bakamaz. Öte yandan Behlül ise, kendisinden hevesini alıncaer geç onu affedecek olan Nihal’ e dönecektir. Bu durumda kendisi nasıl yaşayabilir? Kocasının karşısına çıkmamak için odasına kapanır. Elinnde mini mini bir tabancayla, o genç yaşında ölümü düşünür. Buna nasıl katlanacaktır? Lakin Adnan Bey gelmiş, kapıya dayanmıştır. Bihter için iki yolu vardır ya nursuz bir hayata razı olmak veya olmamak…

Razı olmayacaktır. Adeta başka biri, bileğini büker, elindeki zarif, mini mini oyuncağa benzeyen tabancasının simsiyah küçücük ağzı, ona döner, Bihter intihar eder.

Bihter’ in intiharından bir süre sonra, Nihal iyileşir. Behlül insan içine çıkmaya yüzü kalmadığı için kaçıp gitmiştir. Bu acı hayat tecrübesinden sonra baba kız, artık birbirleri için, evet, yalnız birbirleri için yaşamaya karar verirler.

3. KİTABIN ANAFİKRİ:

İnsanlar, hayatını sürdüreceği insanı iyi seçmeli ve sadece maddi yönünü düşünüp bir insanla evlenmemeli olduğunu dile getirmektedir.

4. KİTAPDAKİ ŞAHISLARIN VE OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:


Firdevs Hanım: İstanbul’un tanınmış ailelerinden ve Göksu eğlenti yerlerinin sürekli ziyaretçileri arasında bulunan ve iki çocuk annesi olan bir hanım.

Adnan Bey : İki çocuklu dul bir adamdır ve sandal gezintileri düzenlemektedir.

Nihal : Adnan Bey’in kızı olup, bekartır. Aynı zamanda da çok duygulu bir yapıya sahiptir.


Peyker : Firdevs Hanım’ın büyük kızıdır. Aynı zamanda da evlidir.

Beşir : Evde büyütülmüş zenci çocuğudur. Bütün duygularıyla Nihal’a hayrandır.

5. HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

Kitap dramatik bir aile yapısını gözler önüne sermektedir. Konusu çok açık ve anlaşılır biçimde yazılmıştır. Yabancı kelimelere neredeyse rastlamak mümkün değildir.





6. KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:

Halit Ziya UŞAKLIGİL: Türk yazarı. İstanbul’da doğdu. Mercan Mahalle Mektebi’nden sonra Fatih Askeri rüştüyesine devam etti. Ailece İzmir’e taşındıklarında öğrenimine İzmir rüştiyesine devam etti. Mekhitarist okulunda Fransızca eğitimi aldı.İki arkadaşı ile 1884’te Nevruz dergisi, iki yıl sonra Hikmet gazetesini çıkardı. 1893’te İstanbul’a gelerek Reji idaresinde başkatiplik görevine başladı. 1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna katıldı.Meşrutiyetten sonra Darülfünunda Batı Edebiyatı dersleri okuttu.Sonra, Darülfünunda müderris oldu.Hükümet tarafından 1913’te Fransa’ya , 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy’deki köşküne çekilerek gazetelerde yazmaya devam etti. Halit Ziya yazı hayatına, her konuda yazı ve tercümelerle girdi. Yazdığı şiirler Muallim Naci tarafından ağır bir dille yerilince mensur şiire yöneldi.1885’ten sonra yazmaya başladığı ilk romanları, Tanzimat romanının devamıdır. Bunlarda basit şemalarda duygusal aşk hikayeleri anlatılır. 1896’da Servet-i Fünun topluluğuna katıldıktan sonra Fransız romanlarını, özellikle teknik yapılarını ve anlatım ilkelerini incelemeye başladı. O yıllarda sürekli okuduğu yazarlar Balzac ve Paul Bourget’tir. Halit Ziya romanlarında, yaşadığı dönemin toplumsal şartları ve yetiştiği çevrenin özelliklerini dolayısıyla, genellikle varlıklı kişilerin hayatını ve meselelerini konu edindi. Kendi hayatına benzeyen hayatları tasvir etti; romanlarındaki kişiler, olayların oluşumu, Halit Ziya’nın iyi bildiği çevrelerden seçilmiştir. Roman kişileri tenkitçi bir tavırla ortaya koyan Halit Ziya, hikaye kişilerine daha çok şefkatle, acıyarak bakar; bunlar iyi yürekli, fedakar ve namuslu kişilerdir.Bu hikayelerde yazar, romanlarında olduğu gibi, küçük gözlemlerini değerlendirir.
Halit Ziya, ilk romanlarından beri aradığı anlatıma, Edebiyatı Cedide döneminde ulaştı.
Eserleri :

Roman :
Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar.
Uzun Hikayeler :
Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası.
Oyun:
Kabus(1918, Ankara Devlet Tiyatrosunda oynandı.)
Hatıraları:
Kırk Yıl, Saray ve Ötesi,Bir Acı Hikaye...
Servet-i Fünun devrinde, Tanzimat ile başlayan yeni nesir gelişerek olgunlaşmış ve bu devirde bugün klasik olarak değerlendirebileceğimiz güzel örnekler meydana getirilmiştir. Servet-i Fünun romancıları, Namık Kemal’in açtığı “sanatkarane roman” tarzını geliştirerek modern Batı seviyesine yükseltir. Servet-i Fünuncular yazdıkları hikaye ve romanlarda tasvir ve tahlil için önemli bir yer ayırmışlardır. Ayrıca bu hikaye ve romanlarda ilk defa kadın erkekle bir seviyede görülmüştür. Mai ve Siyah’ta belirtilen özellikler ustaca kullanılmıştır.
Roman ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan çekilmişlerdir.
Servet-i Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Halit Ziya’ya göre güçlü bir Türk nesir üslubunun oluşması için eski nesir yanlışlıklarından uzaklaşılarak, Fransız nesir üslubunun teknik özellikleri benimsenmelidir. Bu yüzden romanlarında sıfat tamlamaları ve benzetmelerde süslü cümleler yer alır.
Halit Ziya’nın romanlarındaki türler genelde yerleşmiş ve çevresinden sağlanmıştır. Sağlam bir tekniğe sahiptir. Bu romanlarında göze çarpmaktadır. Romanlarında yaşadığı dönemin etkisi görülür. Özellikle Fransız realist ve naturalistlerin tesirinde kalmıştır. Bunda aldığı eğitimin payı büyüktür. Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler. Bunlar “ev içi” romanlarıdır.

Aşk-ı Memnu Romanının Özeti ve Tahlili, Halid Ziya Uşaklıgil

KİTABIN ADI

AŞK-I MEMNU

KİTABIN YAZARIHALİD ZİYA UŞAKLIGİL
YAYIN EVİİNKILAP YAYIN EVİ
BASIMYILI1993

  1) KİTABIN KONUSU:

Bihter ve Behlül’ün gizlice yaşadıkları bir yasak aşkı anlatır roman. 

2) KİTABIN ÖZETİ: 

Roman Peyker’in Nihat ile evlenmesi ile başlar. Peyker ve Bihter’in annesi olan Firdevs kocasını aldattığı için kocasının ölümüne yol açmış dul bir kadındır. Firdevs hanım zengin bir iş adamı olan Adnan Beye ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Firdevs Hanımın kızı olan Bihter’den hoşlanmaktadır ve sonunda Bihter ile evlenir. Adnan Bey asil ve zengin bir aileden gelmektedir. Yapılan bu evliliği Bihter’in annesi Firdevs kaldıramaz.

Bir gün ailece pikniğe gidilir ve bu piknikte Adnan Beyin yiğeni olan Behlül dayanamaz ve Peyker’in ensesinden ateşli bir şekilde öper. Kocasına çok bağlı biri olan Peyker ise bu duruma sinirlenir. Bundan sonra Bihter’in dikkatini Behlül çeker. Behlül de Bihter’den hoşlanır ve onu elde etmek için her şeyi yapar. Sonun da Bihter’i elde etmeyi başarır ve artık her gece birlikte olmaya başlarlar.

Gizlice yaşanan bu yasak aşkı uzun bir süre sürdürür Bihter ile Behlül. İlişkilerinin anlaşılmaya başlamasıyla devreye Firdevs hanım girer ve oynadığı oyunlar ile Behlül ile Adnan Beyin kızı Nihal’in nişanlanmasını sağlar. Evlenme hazırlıkları yapılırken Behlül ile Bihter’in aşkı ortaya çıkar ve bundan Adnan Beyinde haberi olur. Düğünün yapılacağı gece Bihter kendini kalbinden vurarak intihar eder.

Tüm bu olaylardan sonra ise Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlûl ne de Bihter olacaktır.

3)    KİTABIN ANA FİKRİ:

Yasak bir aşkın tüm bir aileyi yok edeceği, herkesi mutsuz edeceğidir.

4)    KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Bihter: iyi bir eğitim almış fiziksel olarak son derece güzel ve çekici olan bir kızdır. Bu özelliklerini kullanarak birçok erkeği elde etmeyi başarmıştır. Babasının intihar etmesini annesine bağladığı için annesine karşı kin besler.

  Adnan Bey: Asil ve zengin bir aileden gelen bir iş adamıdır. 2 çocuk babasıdır. Bihter’e aşık olmuş ve onunla evlenmiştir.

 Nihal: Adnan beyin zeki, güzel ve çalışkan kızıdır. Behlül’e aşıktır. Onunla evleneceği gün yasak aşkın ortaya çıkmasıyla uzun bir süre kendine gelememiştir.

     Behlûl: Adnan beyin yiğeni olan Behlül yakışıklı ve çapkın biridir. Kadınlara karşı olan aşırı ilgisi onu bu konuda zaaflarının olmasına yol açmıştır.

 5) KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

Kitapta olaylar belli bir düzende ve sırada ilgi çekici halde verildiği için kitap zevkle okunacak bir hale geliyor. Kitapta ara sıra bazı karakterlerin psikolojik çözümlemeleri de verilmiştir. Serveti fününcuların ortak özelliği olan dilin ağır olması bu kitapta da kendini göstermiştir. Ancak sadeleşme yapılarak kitap günümüz de okunabilecek hale gelmiştir. Fazla yabancı kelimelere yer verilmemiştir. Yazar kitabın yazıldığı dönemin ilişkilerini ve aile yaşantısını aktarmaya çalışmıştır.

5)    KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:

Başlıca eserleri: Mai ve Siyah, Aşka Dair, Bir Ölünün Defteri, Aşk-ı Memnu, Ferdi ve Şürekası ve Hepsinden Acı, Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Kırık Hayatlar

Aşk-ı Memnu Romanının Özeti ve Tahliliaşkı memnu özetiAşkı memnu romanının tahlilibihter ve behlülHalid Ziya Uşaklıgil2012-03-03

Admin

Aşk-ı Memnu

Aşk-ı Memnu – Halit Ziya Uşaklıgil

Karakterler

Adnan Bey: Varlıklı bir yaşamı olan 50 yaşlarında bir İstanbul beyefendisidir.

Behlül: Kızlara zaafı olan, Galatasaray’da okumak üzere amcasının yanına yerleşen Adnan Bey’in yeğenidir.

Nihal: Adnan Bey’in kızıdır. Ayrıca Behlül’e aşıktır.

Bülent: Adnan Bey’in oğludur.

Matmazel de Courton: Zengin bir aileye mensup ama fakir düşmüş bir ailenin kızıdır.

Firdevs Hanım: “Melih Bey Takımı” olarak adlandırılan, kadınlarının hafifmeşrep ve gösterişli tavırlarıyla tanındığı bir aileye mensuptur.

Bihter: Firdevs Hanım’ın küçük kızıdır. Küçük yaşlardayken Adnan Bey’le evlenir. Ancak Behlül’e aşık olur.

Peyker: Firdevs Hanım’ın büyük kızıdır. Bihter’den üç yaş büyüktür. Etrafındakilere Mesafeli davranır.

Nihat Bey: Peyker’in eşidir. İstanbul’un üst tabaka yaşamına dâhil olmak ve onların yaşamlarını yaşamak için Peyker’le evlenmiştir. İki çocukları vardır.

Şakire Hanım: Adnan Bey’in yalısının aşçısıdır. Ayrıca Evin diğer hizmetkârları olan Süleyman Efendi ile evlenmiştir. Cemile adlı bir kızları vardır.

Şayeste: Yalısında kalfadır.

Nesrin: Yalısında hizmetçidir

Hacı Necip: Yalıda aşçıdır.

Beşir: Yalıdaki Habeş asıllı hadım hizmetlidir.

Katina: Firdevs Hanım’ın hizmetçisidir.

Konusu

Romanda, Batılı yaşam tarzlarına düşkün, aşktan başka sorunu olmayan varlıklı, yemeye hazır insanların yasak aşk maceraları konu edinir.

Aşk-ı Memnu Özeti

Firdevs Hanım, “Melih Bey’in takımı” denilen bir ailedendir. Evliliğinden Peyker ve Bihter adında iki kızı olur. Firdevs Hanım’a yazılan aşk mektuplarını okuduktan sonra karısı krizden ölür. Kızları Firdevs Hanım’ı pek sevmezler. Firdevs Hanım kızlarından da nefret eder. Çünkü ona göre kızları onun gençliğini çalmıştır. Firdevs Hanım’ın kızları zamanla büyür ve Peyker evlenir. Firdevs Hanım ve kızları güzel görünmeye ve çok şık giyinmeye büyük önem verirler. Firdevs Hanım, dönemin zenginlerinden Adnan Bey ile evlenmek ister. Ama Adnan Bey Bihter’i ister. Firdevs Hanım bu evliliğe başta karşı çıkar ama daha sonra kabul etmek zorunda kalır. Adnan Bey’in Nihal ve Bülent adında iki çocuğu vardır. Nihal on beş, Bülent ise yaklaşık dokuz yaşındadır. Adnan Bey’in eşi, Bülent’in doğumundan hemen sonra vefat etmiştir. Nihal, önce babasının yeni evliliğine soğuk soğuk bakar. Ancak Bihter ile tanışınca içi ısınır. Ancak artık babasından uzaklaşmıştır. Ancak Bihter’le anlaşamayan aşçının, kocası Süleyman Efendi ve kızları Cemile ile evi terk etmesiyle Nihal Bihter’den hoşlanmamaya başlar. Abisi Bülent’i yatılı okula gönderdiği için Bihter’i suçlamaya başlar.

Bihter iki yıl içinde evliliğinden sıkılmaya başlar. Çünkü Adnan Bey ile aralarındaki yaş farkı büyüktür ve Bihter ona âşık olmadığını hisseder. Zamanla Behlül ile arasında yasak bir ilişki başlar. Behlül Adnan Bey’in yeğenidir ve onlarla aynı evde yaşamaktadır. Bihter gece herkes uyuduktan sonra Behlül’ün odasına girer. Sabaha kadar bir ilişkileri oluşmaya başlar. Nihal zamanla Bihter’den nefret etmeye başlar: Bihter’in Nihal ve Bülent’in odalarını ayırması Nihal’e göre affedilmez bir harekettir.

Firdevs Hanım, kendi konağının çok nemli olduğunu, dizlerindeki romatizmayı bahane ederek, Adnan Bey’in konağına yerleşmeye karar verir. Aynı dönemde Nihal’in annesi olan mürebbiye Matmazel De Courton da evi terk ederek Fransa’ya döner; Nihal, Bihter’in kendisini uzaklaştırdığını düşünür. Nihal’in artık kimsesi kalmamıştır. Eskiden babasını çok sevse de şimdi ona karşı bir kin besler. Yaşadığı olayların ağırlığı karşısında bir gün piyano çalarken bayılmış; Bu olaya sadece konağın genç Etiyopyalı hizmetçisi Beşir şahit olur.

Aynı dönemde Nihal Behlül’e duygusal bir yakınlık hissetmeye başlar. Behlül ise zamanla Bihter’e duyduğu aşktan uzaklaşır ve yeni arayışlara girer. Firdevs Hanım, Adnan Bey’in konağında kalmaya başladıktan sonra Behlül ve Nihal ile evlenmeyi planlamaktadır. Bu sırada Bihter ile Behlül arasında bir ilişki olduğunu anlar. Nihal ve Behlül bu fikre başta şaka gibi gelmese de zamanla ciddileşir; İki genç birbirine âşık olur. Bihter, Behlül’ün Nihal’e olan aşkını kıskanır. Nihal, Behlül ile evlenmeye hazırlanırken Behlül ile Bihter arasındaki ilişkiyi sezer. Sonunda Bashir her şeyi açıklıyor. Nihal ve Adnan Bey şok geçirirler. Bihter evlendikleri gün odasında intihar eder. Behlül evden kaçar. Bir süre sonra Adnan Bey ve Nihal eski mutlu günlerine dönerler; Şakire Hanım ve Süleyman Efendi evlerine dönerler ve Mademoiselle de Courton Fransa’dan geri çağrılır. Ancak Beşir, uzun süredir mücadele ettiği hastalığa yenik düşerek hayatını kaybeder.

Kısa Bilgiler
  • Halid Ziya Uşaklıgil’in realist-naturalist bir romanıdır.
  • İlk olarak 1899-1900 yıllarında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edildikten sonra 1901’de kitap olarak yayımlanmıştır.
  • Aşk-ı Memnu, tefrika edildiği dönemde büyük ilgiyle karşılanmıştır. Halid Ziya Uşaklıgil’in en tanınan romanı olmuştur.
  • Roman, yazarın en olgun eseri olarak kabul edilir ve Servet-i Fünûn dönemi Türk edebiyatının şaheserlerinden biri olarak değerlendirilir. Batılı anlamda ilk roman örneği olduğu bilim çevrelerince kabul görmüştür.
  • Roman, Tarık Günersel tarafından tiyatroya uyarlandı ve üç perdelik bir oyun olarak temsil edildi.
  • Tarık Günersel’in yazdığı libretto, Selman Ada tarafından opera olarak bestelendi; Aşk-ı Memnu operasının ilk temsili 23 Ocak 2003 tarihinde Mersin’de yapıldı. Opera daha sonra İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda da sahnelendi.
  • Romandan yola çıkılarak Kanal D ve Ay Yapım tarafından yapılan yeni bir dizi uyarlaması 2008 yılında televizyonda yayınlanmaya başladı. Bu dizide hikâye 2000’ler Türkiye’sine uyarlanmış, olay örgüsünde ve karakterler özelliklerinde değişiklikler yapılmış, romanda yer almayan kimi yeni karakterler eklenmiştir.

Aşk-ı Memnu – Kitap Açıklaması

Aşk- Memnu tefrika edildiği dönemde büyük ilgiyle karşılanmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil’in en tanınan romanı olmuştur. Roman, yazarın en olgun eseri olarak kabul edilir ve Servet-i Fünun dönemi Türk edebiyatının şaheserlerinden biri olarak değerlendirilir. Aşk-ı Memnu romanı Servet-i Fünun neslinin dil ve kelime anlayışını devam ettiren bir özelik gösterir. Üslup olarak yazar, kendisine has sanatlı söyleyişlerin yanında kelimeleri de en güzel şekilde seçerek, anlatmak istediklerini okuyucusuna çarpıcı bir şekilde aktarır. Siirsel anlatım üslubu, Aşk-ı Memnu’da da kendini gösterir. Yazar kelimeleri son derece güzel bir şekilde kullanmış ve duygularını çok güzel bir rahatlıkla, şairane bir üslupla kelimelere dökmüştür.

(Tanıtım Bülteninden)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır