Kaz Dağları
Akaleos Kamp Alanı Kaz Dağlarında Zeytinli Köyünden km uzaklıkta, Zeytinli Deresinin hemen kenarına kurulmuş bir kamp alanı. Kamp yerinin sahipleri emekli iki öğretmen. Emekli olup buraya yerleşmişler. O yüzden profesyonel bir tesis beklentiniz olmasın. Tesiste akan derenin kenarında kamp yapmak mümkün olduğu gibi çadırda kalmak istemeyenler için bungalov seçeneği de mevcut.
Bu yazıda Akaleos kamp alanıyla ilgili kişisel deneyimlerimi anlatmıştım. Kamp alanından ayrıldıktan sonra kamp alanıyla ilgili duyduğum birkaç nahoş hikaye bu eklemeyi yapma ihtiyacını doğurdu. (Kamp alanını az çok araştırdıysanız zaten siz de aynı şeyleri duymuşsunuzdur.) Bu duyduğum şeylerden daha önce haberim olmamamıştı. Sonradan duyunca da bu yazıya bu olayları ben görmedim ama anlatılıyorlar, haberiniz olsun minvalinde bir ekleme yapmıştım. Bu işletmeyle bugüne kadar herhangi bir işbirliği yapmadım. Maddi ya da manevi hiçbir bağım yok. Amacım kimseyi karalamak da değil. Dediğim gibi bu olayları gözümle görmedim. Fakat gerçeklik payı varsa gidenlerin de mağdur olmasını istemem.
İlk başta yazının sonuna bir uyarı eklemiştim ama bir süre sonra güvendiğim bir arkadaşım beni birkaç sene önce bir kız arkadaşının başına gelen bir taciz durumundan haberdar etti. Bu olay yine gözümle gördüğüm bir olay değil. Ama bunu bana anlatan arkadaşım güvendiğim ve sevdiğim bir arkadaşım. Böyle ciddi bir konuda yalan söyleyeceğini düşünmüyorum. O nedenle bu eklemeyi yazma ihtiyacı hissettim. Bunula birlikte bu uyarıyı görüp, bahsi geçen taciz konusuyla ilgili anlatılanların manipülasyon olabileceğini söyleyenler de oldu. Konuyla ilgili olarak polise başvuruldu mu, dava süreci var mı, varsa nasıl ilerliyor bilmiyorum. Ekşide ilgili başlıkları inceledim, başlığı açan kişiler bu konuyla ilgili yargı sürecine dair hiçbir bilgi paylaşmamış.
İşletmeyle hiçbir bağım olmadığı gibi konuyla ilgili bir bilgim de yok. Buraya gitmek istiyorsanız kendi araştırmanızı yapıp ona göre karar verin.
Her şeyden önce doğanın tam içinde olacağınız bir deneyim yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Bunda en büyük pay çekmeyen telefon hatlarında tabii. İsterseniz çardaklarda dereye karşı ayaklarınızı uzatıp dinlenebilir, isterseniz buz gibi suda kanoyla gezebilirsiniz. Kanoyla gezmek ücretsiz. Herhangi bir ek ücret talep edilmiyor. Derenin gölet oluşturulmuş kısmını gördüğünüz an yüzmek isteyeceksiniz. Özellikle sabah saatlerinde gün ışığının da etkisiyle cam gibi berrak görünen turkuaz su oldukça çekici geliyor. Yüzmek suyun soğukluğu nedeniyle çok kolay değil ama bir kere suya girdiğinizde çıkmak istemiyorsunuz. Bunda ayaklarınızın dibinde dolaşan hatta sizi zaman zaman gıdıklayan minik balıkların rölü büyük.
Kano ile gezmeyi mutlaka deneyin. Bir de kısa süre de olsa mutlaka hamakta uyuklayın. Derenin sesiyle birlikte mışıl mışıl uyuyacağınıza emin olabilirsiniz. İsterseniz çevrede yürüyüş de yapabilirsiniz.
Kamp yerinin güzelliği dillere destan olunca özellikle haftasonları, bayram günleri ve tatillerde de kalabalık oluyor haliyle. Sessiz ve sakin kamp yapmayı seviyorum diyenler hafta içi gitmeyi tercih edebilirler.
Zeytinli Köyünden sonra kamp alanına yaklaşık km bir yol kalıyor. Bu güzergahta toplu taşıma olmadığı gibi aktif bir araç trafiği de yok. Duyduğuma göre taksiler de fahiş fiyat istiyorlarmış. Kişisel araçla gidilebilir ya da yürünebilir.
Çok özel bir yere gidiyorsunuz. Beklentileri çok yükseltmek istemeyiz ama Yunan mitolojisinden, Hristiyanlığa, Alevilikten, Sünniliğe tarih boyunca her inancın Kaz Dağlarının kutsal bir yer olduğuna kanaat ettiği kadar var.
Biz her gittiğimizde anne rahmine dönmüş gibi bir huzur ve yenilenme hissediyoruz. Ama cennetimize meteor düşerek elimizden alındığı da oldu. Nerede, ne zaman bulunduğunuza göre Kaz Dağlarındaki deneyiminiz tamamen değişebilir.
Şöyle ki; Kaz Dağları Çanakkale ve Balıkesire yayılan çok geniş bir coğrafya ve insanlar sıklıkla tüm dağın milli park olduğu gibi bir yanılgıya kapılıyorlar ama aslında dağın sadece %10u milli park, gerisi, içinde köylerin, maden ocaklarının olduğu orman ve yerleşim karışımı yerlerden oluşuyor.
Anlayacağınız; Kazdağı genelinde insanı mest eden bakir doğa harikası kuytular da var, koşarak uzaklaşmak isteyeceğiniz istila altındaki piknik alanları da. Keşfedilmiş, haritada görünen çoğu doğal güzellik, yok çay bahçesi, yok piknik alanı yapılarak harcanmış. Maalesef Hasanboğuldu, Mıhlı gibi bilinen çoğu yer ününü hak edecek doğal güzelliğe sahip olsa da iş çıkışı metrobüs tadında olduğu için pek bir keyfi kalmamış. Mangal dumanı, bağrış çağrış çocuklar maalesef buraların olağan manzaraları olmuş.
Dolayısı ile hayalinizdeki Kaz Dağları karelerini bulmanız için çoğu zaman bizzat keşfe çıkmanız gerekiyor. Aşağıda zaten rehberlik hizmeti ve bunun gibi konulara gireceğiz. Ha, benim kafamdaki tatil çantaları sırtlanıp ormanı karışlamayı içermiyor diyorsanız yine de Kaz Dağları güzel bir destinasyon çünkü yarım saatte denize ulaşılıyor, renove edilmiş çok hoş köyleri var, (Mehmetalan Köyünü referans alırsak) Assos ve Cundaya 1,5 saatlik mesafede bulunuyor.
Listeye eklenmesinin iyi olacağını düşündüğünüz bir yer varsa her zaman yorumlara yazabilirsiniz.
♡ Ne Demek? En sevdiğimiz şeyleri sizin için ♡ ile işaretledik.
Çünkü ağzından sular akarak dağları oymak isteyenler var.
Kazdağlarının altında dünyanın en verimli altın madenlerinden bir kısmı yatıyor, ormanları ise biyoçeşitlilik açısından çok kıymetli bir rezerv ve dünyanın en zengin 2. oksijen kaynağınına ev sahipliği yapıyor. Dağ zaten şu an dört bir yanında açılan madenlerin kuşatması altında. Dağın kendisine de girmek için türlü dolaplar dönüyor. Anlamıyorlar ki; dağın üzerindekiler altındakilerden kat be kat daha kıymetli Bölge için HES planları olduğundan da bahsediliyor. Sonumuz hayrola
Index
Kaz Dağlarına uçakla gelecekseniz, en yakın havalimanı Balıkesir Edremit Havalimanı. Buraya çeşitli havayolu firmalarının direkt uçuşları var. Uçak biletinizi almadan önce fiyat karşılaştırması yapmayı unutmayın. Fiyat karşılaştırması yapmak ve uygun fiyatlı UÇAK BİLETİ bulmak içinTIKLAYIN.
Kaz Dağlarında ağırlıklı olarak restore edilerek butik otele dönüştürülmüş taş evler, küçük oteller ve pansiyonlar var. Bunların en iyileri de Adatepe ve Yeşilyurt Köyünde bulunuyor. Kaz Dağlarında seçtiğimiz otelleri aşağıda bulabilirsiniz:
Hünnap Han aynı zamanda yüzyıldan kalma otantik bir Osmanlı konağının otele dönüştürülmüş hali. Kahvaltı dahil. WiFi ücretsiz. Ne yazık ki evcil hayvan kabul edilmiyor. İncelemek için TIKLAYIN.
Yeşilyurt Köyü’nde, 16 odalı bir taş butik otel. Odaların hem Kaz Dağları manzarası hem deniz manzarası var. Yarım pansiyon hizmet veriyor. İncelemek için TIKLAYIN.
Kurşunlu Köyünde, 5 kişi kapasiteli, 3 yatak odasında 4 yatak ve tek banyo bulunan bir taş ev seçeneği. Akşamları verandasında barbekünüzü yakabileceğiniz bir yer. İncelemek için TIKLAYIN.
Kaz Dağlarının eteklerindeki Bayramiçte, 5 kişi kapasiteli, taşın ahşap ile karıştığı sıcak, otontik, verandalı bir ev seçeneği. İncelemek için TIKLAYIN.
Kaz Dağları Milli Parkı Türkiyede çadır kampı yapılacak en güzel yerlerden. Ayrıca işletme de olsun isterseniz, Türkiyedeki en sevdiğimiz kamp noktalarından biri olan Hızır Kamp da burada.
Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
Yeme-İçme
Kaz Dağları, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için çok önemli bir biyoreserv alanı. Alplerden sonra dünyanın en önemli 2. oksijen deposu olarak biliniyor. Bilinenin aksine bu oksijenin üreten orman değil, denizdeki yosunlarmış. Denizde üretilen oksijen, dağların arasındaki kanyonlardan bir baca misali yukarı vakumlanıp yoğun olarak metre arasında birikiyormuş. Kaz Dağlarında uykunun tatlılığı işte bu oksijen seviyelerinden geliyor.
Oksijen seviyesi, denizden gelen nem, dağın yüksekliği gibi bazı etkenler bir araya gelince burada çok özel bir ekosistem oluşmuş ve başka coğrafyalarda yaşaması mümkün olmayan bitki türlerinin gelişmesi mümkün olmuş. Kaz Dağlarında den fazla bitki çeşidi var ve bunların 49u Anadoluya, 31de bu milli parka özel endemik türler. Barındırdığı türlerin zenginliği ve benzersizliği bakımından aynı Amazonlar gibi dünya için kritik önem taşıyor.
Eskiden dağın %10unu kapsayan milli parka sadece rehber eşliğinde girmeye izin veriliyordu ve bu ne kadar bilinçsiz olduğumuz düşünüldüğünde çok doğru bir uygulamaydı ama artık uygulamayı kaldırmışlar. Ateş yakmalar, çiçek toplamalar, patikadan çıkıp bitkileri ezmeler, çöp atmalar, dal koparmalar, güneş yağı ile dereye girmeler buraları geri dönüşü olmayan bir şekilde tahrip etmekte. Ayrıca, burada yetişen bitkiler farmakolojik özellikleri nedeniyle biyo-kaçakçılarca sökülüp götürüldüğünden denetim şart. Haritada 1 numara.
Tabi biz sadece bir alan kılavuzu ile tanıştığımız için tüm kılavuzlar için genelleme yapamayız ama bizim kılavuzumuz o kadar bilgiliydi ki çok etkilendik. Alan kılavuzu ile gezmenin en büyük bonusu da bu zaten; baktığınız şeylerin onların açıklamaları ile anlam kazanması. Endemik bitkileri gösterip faydalarını ya da bir ağacın nüfus artışının işaret ettiği iklimsel değişiklikleri anlattığı zaman tabi ki çok farklı bakıyor ve haz alıyorsunuz.
Kılavuz ayarlamak için Zeytinli Köyündeki Kaz Dağları Tanıtım Ofisine gitmeniz gerekiyor. Sabah a kadar tanıtım ofisine geldiniz geldiniz, yoksa rehber kalmıyor. Rehberlerin hepsi, bölgeyi kimse bölgeyi onlar kadar iyi bilemeyeceği için buranın köylülerinden seçilmiş. Adaylar önce bir teste tabi tutulmuşlar, seçilenler Orman Bakanlığınca eğitilip alan kılavuzluğuna yükselmişler. Alan kılavuzu almak isteyen belirtildigi gibi Zeytinlideki tanıtma ofisini gitsin ordan yönlendiriyorlar. Önemli not: Rehberin ücretini Orman Bakanlığına veriyorsunuz. Rehberelere ufak miktarlar kalıyor. Bu servisi vermeye devam edebilmeleri için sizin vereceğiniz bahşiş çok önemli. Lütfen rehberinize bahşiş vermeyi unutmayın!
Klasik tur, araçla yapılıyor. Bir kaç noktada dura dura Milli Parkın Sarıkız Türbesine gidiyor. Dönüş yolunda araba bir yerde park edilip bir yürüyüşe çıkılıyor. Ne kadar yürünmek istediği misafirlere kalmış; 2, 4, 7 ya da 20 km olmak üzere farklı yürüyüş parkurları var. Ama siz rehberinizle görüşüp bambaşka bir rota çizebilirsiniz.
Önerimiz gelmeden bir kaç gün önce temasa geçip ayarlamanız çünkü az sayıda rehber var ve erkenden kapılıyorlar.
Kazdağı Milli Parkı Alan Kılavuzları Derneği Başkanı Coşkun Taşkın Tel: 0 31 16
Kazdağı Milli Parkı Tel:+90 72 00
Tanıtım ofisinin konumu için tıklayın. Haritada 2 numara.
Hatırlatalım: Rehberinize bahşiş vermeyi unutmayın!
Milli Park sınırları içinde, zirvede, Sarıkızın türbesi de bulunuyor. Hem Aleviler, hem de Sünniler için kutsal kabul ediliyor ve her sene buraya şenliğe geliniyor. Yılın diğer günleri de adakçılar ziyaret ediyor. Resimde görünen taş duvar ve Edremit Körfezi manzarası dışında bir şey bulunmuyor. Haritada 3 numara.
Kaz Dağları ile özdeşleşmiş olan Sarıkızın efsanesi, çok önemli bir toplumsal konu olan töre cinayetlerine parmak basıyor: Bir zamanlar civar köylerden birinde genç ve güzel bir Sarıkız ve babası yaşarmış. Sarıkız köyden kimseye varmak istemeyince köyün gençleri tarafından adı kötüye çıkarılır ve yok yere dışlanır. Babasına namusunu temizlemesi söylenir ancak baba kızını öldüremeyince, kazları ile birlikte kızı dağa götürüp orada ölmeye terk eder.
Yıllar sonra dağa çıkanlardan kızının hala yaşıyor olabileceği haberini alır bunun üzerine dağa çıkmaya karar verir. Gerçekten de kızı yaşıyordur. Vardığında kızından yüzünü yıkamak için su ister, kızı bir elini uzatır testisine denizden su doldurur, diğer elini uzatır dağlardan susayan babasına içme suyu getirir.
Baba o an anlar ki kızı ermiştir. Kızına hakkısızlık edildiğini anlayan baba kahrından bu dağlarda ölür. Buradaki Sarıkız Tepesinde kızın türbesi, hemen yakınındaki diğer bir zirveye de Baba Tepe deniliyor ve Sarıkızın babasının türbesi bulunuyor. Bu zirvede Sarıkız Türkmen Şenlikleri adı altında Türkmenlerin yıllık geleneği yaşatılıyor. Her sene Ağustos ayında buraya çıkan Türkmenler zirvede kurban kesiyor, adak adıyor, hayırlı bir yıl için dualar ediyor.
Gelmişken Edremitte, Kazdağlarının yaklaşık metre rakımlı Şahindere Kanyonu üzerine de kurulan cam seyir terasına o muhteşem manzarası için uğramaya değer. Tüm körfez, Burhaniye, Gömeç, Küçükkuyu, Madra Dağı, Midilli ayaklarınızın altında olacak. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Kaz Dağlarındaki ardaşık köylerde Rumu, Yörükü, Türkmeni yüzyıllarca kardeşçe bir arada yaşamış. Rumlar taştan, Türkmenler ahşaptan, Yörükler de hayvancılıktan anlar, birbirlerinin söküklerini dikerlermiş.
Her köyün bir hiyakesi var. Mesela;
Fatih Sultan Mehmet, İstanbulu fethetmeye karar verdiğinde gemilerin taşınacağı kızakları yaptırmak için ahşap işçiliği çok iyi olan Türkmenleri Toroslardan buraya getirmiş. Daha sonra buraya kalıcı olarak yerleşmişler. Tahtakuşlar, Mehmetalan ve diğer bazı köylerde bu emektarların torunları yaşıyor.
Yörükler daha sonra yerleşik hayata adım attıklarında evlerini yapmaları için Rum taş ustalarıyla anlaşmışlar. Daha sonra o Rumlar da aynı köye yerleşmeye karar vermiş ve beraber yaşamışlar; örneğin şimdi anlatacağımız Adatepe ve Yeşilyurt Köyleri.
Bir zamanlar Rumlar ve Türkler’in beraber yaşadığı Adatepe Köyünün nüfusu seyrele seyrele lerde hayalet köy olma yolundaymış. Bir grup aydın köyü keşfedip, evleri satın alıp, kendi gayretleri ile restore ettirerek köyü kurtarmış ve burada bir düşünce üretme havzası kurmuşlar. Mimari ve sosyolojik dokuya saygısı ile övgüyü hak eden Adatepe Köyünde ne yapılır, nerede kalınır ADATEPE KÖYÜ yazımızda anlattık. Kesinlikle Kaz Dağılarında öncelikli olarak görülecek yerlerden. 1 saat ayırmanız yeterli olacaktır. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Adatepeye hemen 10 dakika mesafedeki Zeus Altarının bulunduğu tepe, Kaz Dağlarının yani Mitolojideki İda Dağının en manzaralı noktalarından biri. Bu altarla birlikte Troya Antik Kenti’ni de keşfeden Heinrich Schliemann tarafından ortaya atılan bir iddiaya göre İlyada Destanında da bahsedilen, Zeusun Truva Savaşını izlediği tepe de burası oluyor. Zeus Altarı da zaten adeta kayadan bir tahtı andırıyor. Edremit Körfezi, Küçükkuyu ve Midilliye hakim nefis bir manzarası olan bir nokta. Bizce Behramkaledeki tapınak manzarasıyla kapışır romantiklikte bir yer. E Zeusunki can da bizimki patlıcan mı? Tek kusuru yazın biraz kalabalık olabilmesi. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Adatepeye arabayla 10 dakika mesafedeki, restore edilmiş taş evleri ile ziyaretçileri çeken bir diğer köy de Yeşilyurt Köyü. Kaz Dağılarında göçebe yaşan Türkler yerleşik hayata adım attıklarında evlerini yapmaları için Rum taş ustalarıyla anlaşmışlar. Daha sonra o Rumlar da aynı köye yerleşmeye karar vermiş ve beraber yaşamışlar. Daha sonra mübadele ile birlikte Rum nüfus gitmiş olsa da Yörük ve Türkmen nüfus kalmış.
Adatepeye kıyasla çok daha turistik bir köy. Çok sayıda butik otel ve işletme bulunuyor. Köyde bir de dışı taş, içi ahşap ile süslü yıllık tarihi bir cami var. Gittiğinizde imamını yakalarsanız kendisinden detaylıca hikayesini dinleyebilirsiniz.
Son olarak, gitmişken köydeki Teknoloji Müzesine de uğrayın deriz. Ufak ama çok hoş bir müze. Bireysel bir koleksiyonun sergiye açılması ile oluşmuş. Arabadan telefona bugünün bilinen markalarının hikayesini anlatıyor. Çok şaşırtıcı şeyler var; mesela bugün ünlü bir çanta makrası olan Hermes aslında bir daktilo üreticisiymiş! Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Köye 1 saat ayırmanız yeterli olacaktır.
Kaz Dağlarında değil ama hemen yamacında ve Adatepe’ye giderken her halükarda önünden geçtiğiniz Küçükkuyu‘da bulunuyor. Tarihi bir sabunhanenin dönüştürülmesiyle yılında oluşturulmuş, bölgedeki köylerden toplamış zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin presler, taşıma saklama toplama aletleri gibi çeşitli araç – gereçlerin sergilendiği hoş bir müze burası. Müze aynı zamanda kuru baskı tarzında zeytinyağı üretiminin de olduğu bir üretimhane. Müzenin yanında bir de zeytin ve zeytinden üretilen yağ, sabun gibi ürünleri alabileceğiniz bir dükkan var. Taze köy ekmeğiyle tadım yapmak da en büyük artısı. Adatepeye çıkan yolun başında. Ya köye girişte ya da köyden çıkışta mutlaka uğrayın deriz. Giriş ücretsiz. Adres: Eski Sabunhane Binası, İlkokul yanı. Ayvacık Tel: () E-mail: [email protected] Çalışma Saatleri: Haftanın yedi günü Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kaz Dağları Fatih Sultan Mehmetten bu yana Türkmenlere ev sahipliği yapıyor. Kazdağlarında yaşayan Türkmenler, ta yüzyılda Orta Asyada yaşadığımız zamanlara kadar soylarının izini sürebiliyorlar. Moğol istilasından kaçarak Anadoluya doğru göçü başlayan Oğuz Türklerinin Ağaç Eri boyundan geliyorlarmış. Horosan ve Iraktan sonra Toroslara varıp, oraya yerleşmişler. Toroslardaki ormanlarda ağaç işçiliğinde ustalaşarak Tahtacı ismini almışlar.
Fatih Sultan Mehmet İstanbulu almaya karar verdiğinde gemi ve kızakların kerestelerinin için Kazdağlarındaki ağaçlardan yapılması gerekince tahta işçiliğinde usta olan Tahtacı Türkmenlerine yeni bir göç yolu gözükmüş. Padişahın fermanı üzerine develerini yükleyip Kaz Dağlarının yolunu tutan Tahtacılar, burada Midilli İsyanlarını bastırmada da kullanılan 67 adet geminin yanı sıra, birçok ahşap malzeme de yapmışlar. Fetih sonrasında buraya yerleşip, Kaz Dağlarında Türkmen geleneklerini sürdürdükleri köyler kurmuşlar.
Orta Asyadayken Türklerin uyguladığı birçok örf ve adeti sürdürmesi sebebiyle Tahtakuşlar Köyünden bazı yerlerde “şaman köyü” olarak bahsediliyor. Tuncel Kurtiz vefat edince buraya gömülmek istiyormuş ama sonra ailesi Çamlıbel’de karar kılmış.
Köyün en önemli ve aynı zamanda en çok ziyaretçi çeken özelliği, içindeki Alibey Kudar isimli bir öğretmen tarafından kurulmuş, dünya çapında birçok ödül almış olan Etnografya Müzesi. Müzede eski Türk boylarının kültürleriyle ilgili hikayeler, Orta Asyadan göçten bugüne geçirdikleri sosyolojik evrim hakkında bilgiler yer alıyor.
Burayı müzeyi işleten ve aynı zamanda kurucusu olan Alibey Bey ile gezmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Onun açıklamaları ile dinlemezseniz buranın sıradan bir köy müzesi olduğuna kanaat edebilirsiniz ve çok şey kaçırırsınız. Kendisinden tarihi dinlediğinizdeyse bambaşka gözlerle bakacaksınız. Müze her gün arası açık. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Kaz Dağları, ekolojik tarım ve permakültür komüniteleri ile sıkça anılmaya başlandı.
Kaz Dağlarının Çanakkaleye bakan kısımlarında Türkiyedeki TaTuTa ağına veya daha global ölçekte Global Ecovillage Networke üye olan, kar amacı gütmeyen ama bölgedeki sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı da gözeten, kendi kendine yetebilen bir permakültür girişimi olan birçok ekolojik çiftlik var. Buralarda yemek ve yatak karşılığında gönüllü olabiliyorsunuz. Biz buraları deneyimlemedik. Gitmeden araştırmanızı tavsiye ederiz.
Ayvacık, Küçükkuyudaki Çamtepe Ekolojik Yaşam ve Kültür Merkezi; insanların doğada yarattığı tahribatı minimuma indirmek, bu konuda daha önce yapılmış çözümleri geliştirmek ve yenilerini bulmak amacıyla kurulmuş bir merkez. Burada ekolojik araştırmalar ve uygulamalar yapılıyor. Başka bir ekolojik yaşam derneği olan Buğday Derneğinden bir grup görevli, Çamtepe Merkezini hayata geçirmiş ve bu konuda gönüllüleri bilinçlendirmek amacıyla eğitim veriyorlar. Tel: Adres: Adatepebaşı Köyü Yolu Ayvacık Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Global Ecovillage Networke de üye olan Bayramiç Yeniköy de bir Ekolojik Çiftlik. Çiftlikte gönüllü olan kişiler doğal tarım uygulamalarını hem burada uyguluyorlar, hem de burada öğrendiklerini çiftliğe gelen ve öğrenmeye hevesli başka gönüllülerle paylaşıyorlar. Bayramiç Yeniköy kendi kendine yeten bir köy kurma girişimi olarak açıklıyor çiftliğin amacını. Zaman zaman organik tarım, hayvancılık veya ekolojik yaşamla ilgili herhangi bir konuda gerek gönüllüler gerek konunun uzmanı insanlar konuşmalar yapıyor. Bu şekilde ekolojik farkındalık sağlayıp doğal tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlıyorlar. Tel: Adres: Yeniköy Mevkii, Muratlar Köyü, Bayramiç Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Ayrıca bunlara ek olarak, Türkiyedeki TaTuTa ağına dahil olan, gönüllü olarak ekolojik tarım yapabileceğiniz çiftlik ve tarlalar da var. TaTuTa web sitesine girip ev sahipleri bölümünden çanakkale diyerek arattığınızda, bu bölge desteğe ihtiyacı olan ev sahiplerini ve müsaitlik durumlarının görüntüleyebiliyorsunuz. TaTuTa ağı nedir, nasıl bu ağa dahil olunur, nasıl gönüllü olunur gibi tüm diğer sorularınızın cevabını TATUTA yazımızda tüm detaylarıyla anlattık.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu bölgede toplamda 10 Türkmen 14 Yörük köyü var. Bu da burada hatrı sayılır bir Türkmen Yörük nüfusu var demek. Bu da Burada yaşayan Türkmenler yüzyıllardan beri süregelen geleneklerini yaşatmaya ve nesilden nesile aktarmaya özen gösteriyorlar. Özellikle Sarıkız Türkmen Şenlikleri adı altında, her yıl Ağustos ayında 10 günlüğüne Kaz Dağları’nın Kartal Çimeni Yaylasına çıkıp finali Sarıkız Türbesinde kurban keserek ve adaklar adayarak yaptıkları, yıllık geleneksel ritüelleri aralarından en ünlüsü. Yakalarsanız yıldır yaşatılan bu özel geleneğe şahit olabilirsiniz.
Kaz Dağlarının yılından beri, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından düzenlenen bir ekolojik festivali var. Kazdağı Ekofestivalinin bu yıl Ağustos ayında, Fidanlıkta üçüncüsü düzenlenmiş. Aslında festivalin çıkış noktası, te Devlet Su İşlerinin Mıhlı Çayı üzerinde başlattığı HES projesine dikkatleri çekmek üzere burada toplanan insanların başlattığı ekolojik bir karşıt duruşa dayanıyor. Zamanla iş festival boyutu kazanıyor. Daha sonra her sene aynı tarihlerde burada toplanan insanlar, bölgedeki ekolojik değerlere dikkat çekici söyleşiler, atölyeler, paneller, dinletiler ve konserlerle bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Çeşitli konulara ve sorunlara çözüm üretmek için beyin fırtınası yapıyorlar.
Darıdere Tabiat Parkı yakınında topluca kamp kurulan festivalde, gün sabah yogası ile başlıyor, doğa yürüyüşüyle devam ediyor, gün boyu spor temelli aktiviteler, nefes ve ritim egzersizleri, doğa gözlem turları, ahşaptan, çamurdan, sermikten hatta geri dönüşümden yani doğa ile yüzde yüz uyumlu birçok materyalden el işi atölyeleri oluyor. Ağustos ayında bu taraflardaysanız aklınızda olsun. Bu festivale gitmedik. Ama yapıldığı alanı gördük. Çok içimizi açmadı. Bu nedenle gitmeden araştırmanızı yapın. Konum için tıklayın.
Girişte yazdığımız gibi buraların doğal güzelliğine söz söylemek ne mümkün ama insan faktörü nedeniyle biz hiç haz alamadık. Hem yok varsaymamak için, bem de bir ihtimal sezon dışı gidenler belki farkı manzaralarla karşılaşıyorlardır ümidiyle onları da not ettik. Tekrar ediyorum;
Bu maddeler önermek niyetiyle değil, sadece varlığı konusunda bilgilendirmek amacıyla yazdığımız yerlerdir
Bir diğer popüler piknik alanı da Hasanboğuldu. Kaz Dağları’nın eteklerinde, Zeytinli sınırları içinde kalan bu piknik alanına Beyoba Köyü’nden geçerek ulaşılıyor. Hemen metre önce de Sütüven Şelalesi var. Kocaman bir yeme içme tesisi ve köylülerin ürünlerini sattıkları bir de pazar var. Konum için tıklayın. Haritada 12 numara.
Mıhlı Çayı da Kaz Dağlarının Çanakkale tarafında kalan kısmındaki popüler mesire alanlarından biri. Çayın oluşturduğu turkuaz havuzcukta yüzme deneyimini ve gürleyip de akan şelale burayı diğerlerinden daha bir ayrıcalıklı yapıyor. Piknik alanı ve restoran var. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.
Mıhlı Çayının üzerinde bir başka yerde de Roma döneminden kalan, kemerli bir Başdeğirmen Köprüsü var. Yanında da eskiden değirmen olarak kullanılmış harika bir taş bina var. Elbette diğer mesire yerleri gibi burası da piknikçilerle dolup taşıyor. Şu anda körüden restorasyon çalışması var. Bu nedenle hali yukarıdaki resimle alakasız. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Şahinderesi Kanyonu 27 kilometre uzunluğunda, metre yüksekliğinde, çevresi endemik bitkilerle ve hatrı sayılır çeşitlilikte bir canlı popülasyonuna sahip oldukça bakir bir kanyon. Buraya iki giriş var. Biri Piknik alanı, bir diğeri Milli Park tarafından. Milli Park tarafından girerseniz Yine Edremit Milli Parklar Mühendisliği ya da Zeytinli Kazdağı Milli Parkı Ön Tanıtım Bürosundan izin ve alan kılavuzu almak gerekiyor.
Kendi aracınızla gidebiliyorsunuz ancak dediklerine göre yolu bozuk olduğundan arabasını harcamak istemeyenler tur şirketlerinin düzenlediği turlara katılabilirlermiş. Kazdağı Tur ve Miss Turun kanyona her gün, günübirlik jeep safari turları oluyor ama sizi jeep safari ismine çok kaptırmayın, daha çok bir jeepin arkasına banklar konulması ile oluşmuş bir nevi ulaşım hizmeti şeklinde oluyor. Tur arası oluyor. Miss Turun haraket noktaları, Küçükkuyu, Altınoluk, Güre, Akçay, Edremit iken Kazdağı Tur, Akçay ve Altınoluktan haraket ediyor. Yanınıza mayonuzu da alın zira kanyonun buz gibi soğuk suyunu kaçırmak istemezsiniz! Haritada 15 numara.
Güre Köyüne gelmeden Yassıçalı’ya devam ederseniz Ağlayan Şelale’den önce iki tane piknik alanı var. Orayı geçtiğinizde dar bir yol sizi Ağlayan Şelale’ye götürecek. Halk arasında Patlak Çınar da denebiliyor bu yüzden duyarsanız şaşırmayın bilin ki aynı şeyden bahsediyorsunuz. 🙂 Ağlayan Şelale’nin çevresinde park, restoran, ormanda masalar var. Aklınızda bulunsun ateşsiz bir piknik alanı olduğu için mangal yakılamıyor (OLEY!). Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
Bu bir önerme değil, varlığı konusunda bilgilendirme. Kampa katılmadığımız için olumlu ya da olumsuz bir şey söyleyemeyiz:
Kaz Dağı Turizm Zayıflama Kampı Darıdere Tabiat Parkı içinde hizmet veren bir zayıflama ve sağlık kampı. Konaklama da burada oluyor, eğitimler de, özel diyetisyenlerle beslenme de spor aktiviteleri de. Ayrıca dönem dönem bio enerji, meditasyon, yoga, çakra açma, masaj ve nefes terapileri gibi birçok yan aktivite de oluyor. Kamp toplam 30 kişi alıyor ve 1 periyod 21 gün sürüyor. Önceden arayıp rezervasyon yaptırılması şart. Tüm periyodlar, tarihler, program akışı ve fiyatlamalar için no’lu rezervasyon numarasına isminizi bırakıyorsunuz, yetkili temsilcilerinden birisi size en kısa zamanda dönüş yapıyormuş. Ekşisözlükte hakkındaki yorumlar pek olumlu değil. Biz alanı ve kampı gördük. Alanı çok güzel görünüyordu ama dediğimiz gibi kamp ile ilgili katılmadığımız için olumlu veya olumsuz yorum yapamayacağız. Haritada 17 numara.
Kaz Dağlarından akıp giden bir sürü dere, çay, şelale var, bunlar arkalarında yüzülebilir havuzcuklar bırakarak teras teras akıyorlar. Eğer sezonda buradaysanız, bizce dağda yapılacak en güzel şey bu havuzcuklarda yüzmek. Bu sularda yüzmenin arınıyormuşcasına pür bir hissiyatı var. Ama tavsiyemiz, piknikçilerle dolup taşan, mangal dumanı altı, popüler mesire yerleri yerine kendinize daha bakir yüzme noktaları bulmanız.
Bu dağlar bereketli yerler, bu tezgahlardakileri her yerde bulamazsınız. Mesela kekiğin 40, nanenin da 7 çeşidi yetişiyor. Bu otların zengin aromasıyla ne yemekler pişer siz düşünün.
Temmuz ve Ağustos ayı boyunca yol kenarlarında kurulmuş çilek tezgahları göreceksiniz. Bir oturuşta 1 kilo yedirtir güzellikte.
Buraların zeytini meşhur. Zeytin ve zeytinyağı almak için doğru yerdesiniz.
Kafanızda canlanan Ege köyünün vücud bulmuş hali. Mutlaka bi köy kahvesine uğrayın ki yerellerle sohbet edin.
Milli Parkın içinde kamp için tahsis edilmiş bir alan var ancak yukarıda da bahsettiğimiz yanınızda alan kılavuzu olmadan gidemiyorsunuz. Kafanıza göre kamp atamazsınız, hiçbir şekilde ateş yakamazsınız. Rehber sizinle geliyor ve metre ötenizde bir yerde çadırını kuruyor, beraber takılıyorsunuz. Bu ayakta alkışlanası uygulamayı anlamamak için ya bencil, ya da buranın ekolojik önemini anlayamacayacak kadar anlayış yoksunu olmak lazım diye düşünüyoruz. Fiyatları eleştirilebilir orası ayrı konu.
Hayallerindeki şey bu olmayanlara dağın geri kalan %90lık bölümünün milli park olmadığını ama hala orman olduğunu hatırlatalım. Ateş yakmak tüm bölgede katiyetle yasak. Buralarda duman nöbetinde birkaç tane askeriye olduğunu da ve konuyu ciddiye almanız gerektiğini de hatırlatalım.
Mehmetalan Köyü ormanın bitip artık yerleşimin başladığı yerde kurulmuş. Köyden arabayla 10 dakika mesafede ormanın içine kurulmuş kamp yerleri var. Hepsi dere kenarında ve yüzme imkanı sağlıyor. Bütün kamplardan trekking için destek alabilirsiniz. Bizce Kaz Dağlarında kamp yapmak için en iyi seçenek bu köyün civarındaki kamplar.
den beri gittiğimiz ve kesinlikle Türkiyenin en iyi 10 kamp alanı arasında listeleyeceğimiz bir yer. İki akademisyen ve köyün yerlileri beraber işletiyor. Ama burası tematik bir yer ve herkese hitap etmiyor. Adında kamp geçmesi sizi yanlış yönlendirmesin; burası bir inziva ve çeşitli beden atölyeleri alanı.
Mandala, yoga, tai-chi gibi konulara ilgisi olmayanlar aşağıda bahsettiğimiz komşusu olan diğer kamplara bakmalılar. Çocuklar bir kenarda oynar, biz de piknik yaparız diyen günübirlik kullanıcılara açık değil. Günübirlik ve rezervasyonsuz kapıdan ziyaretçi alınmıyor. Kendi çadırınızda, taş veya ahşap evlerde ve ağaç evlerde olmak üzere 3 çeşit konaklama opsiyonunuz var. Yarım pansiyon şeklinde ücretlendiriliyor. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.
Çadır kişi başı 90 TL (2 öğün yemek dahil)
Ağaç Ev TL (2 öğün yemek dahil, ortak banyo)
Taş Ev TL (2 öğün yemek dahil)
Önemli: Buralarda telefon çekmiyor, telefon ile ulaşmaya çalışmayın. Buradan rezervasyon yapabilirsiniz.
Klasik kamp arayanların buradaki tercihi genellikle Endes Kamp. Hem çadır kampı hem de taş-ahşap evlerde kalma opsiyonu var. Evlerde duş, wc, sıcak su var. İşin en güzel tarafı her evin kendine ait sebze bahçesi var. Her bahçede ekili dikili ürünler var. Bu bahçeyi dilediğinizce sulayıp, çapalayıp, ürün hasatı yapabiliyorsunuz. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği açık büfe şeklinde. Fiyatlara iki öğün de dahil. yaş grubu ücretsiz. Çadır kampı için ise ister kendi çadırınızı kurun ister buradan kiralayın. Fakat bu fiyata yemek dahil değil. Kamp alanında ortak kullanımlı duş ve wc var. Kendi mangal ve kamp ateşiniz yakabiliyorsunuz. Endes Kamp
Akeleos Ağaç Evler, buz gibi dere suyunun kenarında, ağaç evde veya orman içinde çadırlarda konaklıyorsunuz. Gidenler genelde hakkında olumlu yazmışlar ama bize sıkışık ve kalabalık geldi. Yeme-içme fiyata dahil değil ama onlar da bir o kadar uygun. Duş, wc, güneş enerjisi ile elektrik var. İnternet yok. Telefon çoğunlukla çekmiyor. Tel: 35 68 Konum için tıklayın.
Kuzgun Kamp aslında henüz açılmadı, o yüzden pek bir alt yapı ya da servis beklemeyin ancak bayram gibi aşırı yoğunluk dönemlerinde yer bulamama ihtimalinize karşı yine de buraya not edelim dedik. Sadece kendi çadırınızda konaklayabiliyorsunuz. Çocuklardan ücret almıyorlar. Tuvalet ve duş var. Kendi yiyecek ve içeceklerinizi getirebiliyorsunuz ama ortak yakılan kamp ateşini kullanmak dışında kendi ateşinizi yakmanıza müsade edilmiyor. Rezervasyon yapmanıza gerek yokmuş ama gelmeden kampı haberdar etmekte fayda var. Kapıda şifreli bir kilit varmış şifreyi öğrenmek için telefonla aradığınızda yardımcı oluyorlar. Araçla geliyorsanız köy merkezinden kuzgun işaretlerini takip ederek ulaşabiliyorsunuz. Tel: Konum için tıklayın.
Kazdağları eteklerinde, Hıdırlar Köyü mevkiinde, çok tatlı bir çiftin, titizlikle, organik bir şekilde oluşturduğu bir çiftlik konaklaması seçeneği. Rezervasyonsuz kimseyi kabul etmiyorlar. Ahşap evciklerde konaklama yapıyorsunuz. Her bir ahşap evin farklı bir karakteri var. Yemeğinizi de kendiniz evde pişiriyorsunuz. Samimi bir çiftlik konaklaması deneyimi için tercih edilebilir. Instagram Tel: + Konum için tıklayın.
Senelerce köy kahvaltısı diye market peyniri kakalanmaktan sıkılanlara müjde! Burada sadece ev yapımının ötesinde şeyler yiyeceksiniz. Tarladan bile gelmeyen, dağdan bizzat kendi topladıklarını kahvaltı olarak sundukları manzaralı, sade, samimi, minnoş bir köy işletmesi. Süt ürünleri yine tanıdık köylülerden alıyorlarmış. Masayı envai çeşitle donatıyorlar. Her şeyi bitirmenize imkan yok ama yine de ekstradan çiğ börek de söyleyin deriz. Nazım Usta ve eşi çoğu zaman mekanda oluyor, tam bir aile anlayacağınız. Tel: 30 74 Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
Zeytinbağı Restaurant, Kaz Dağlarının eteklerindeki Çamlıbel Köyü’nde, Ramiz Dayı karakteri ile bilinen, çok sevdiğimiz ama ’de kaybettiğimiz Tuncel Kurtiz’in oteli olan Zeytinbağı Otelin restoranı. Meşhur kahvaltısında her şey doğal ve ev yapımı. Yemeklerde ise malzeme olarak Kaz Dağlarının kendine özgü otları, köy pazarlarından, yerel imalathanelerden ve Ege Denizinden çıkma ürünler kullanılıyor. Yalnız restoran dışarıdan misafir kabul edemiyor. Otel müşterisi olmanız gerekiyor. Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.
Düşler Vadisi Güre’de Çamlıbel Köyü’nde bir restoran. Çam ağaçları ve kuş sesleri arasında yemek yemek ya da serpme bir kahvaltı yapmak isterseniz doğayla iç içe olabileceğiniz güzel bir alternatif. Otlu omletleri mutlaka denenmeli. Havuzu ve akşamları havuz başında canlı müzikleri de var. En büyük sıkıntılardan biri Çamlıbel Köyü’nden Düşler Vadisi’ne giden bayağı dar olması. Rezervasyon yapılabiliyor. Konum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Yaya yaya bir keyif kahvaltısı yapmak için Nazım Usta ve Düşler Vadisi daha uygun ama yolunuz bu taraftan geçecekse yol üzerindeki çok tatlı bir alternatif Şarlak Deresi Köy Kahvaltı Yeri. İçinde ördeklerin yüzdüğü dere kenarında, tahta salaş masalarda, samimi bir işletme ama yemeklerden Nazım Usta performansı beklemeyin. Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Narlı Köy Erdemit’te bir rum köyü. Kışın nüfusu oldukça az olsa da yazın süper manzaraları görmek ve doğa kaçamağı yapmak isteyenlerle bayağı doluyor. Kalmak isterseniz pansiyon bulmakta da zorlanmazsınız, hatta bazı evler ziyaretçilere evini bile açıyormuş. Narlı Köy’de yapılabilecek en keyifli şeylerden biri Kısık Restoranda manzaraya karşı mangal yapmak. Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.
Kaz Dağlarında canınız tapas ve taco gibi alternatif lezzetler çekerse uğrayabileceğiniz bir gastronomi durağı. Patates Bravas, Dana Yanağı Taco, Poke Bowl, Ördek Bao, Lita Burger, Penne Romesco, Lomo Saltado gibi seçeneklerle dolu zengin bir menüsü var. Instagram Tel: Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.
Adatepede yydan kalma otantik bir Osmanlı konağı olan Hünnap Han, şu an otel olarak işletiliyor. Evin alt katı ve avlusu zamanında hayvanlar için ayrılan bir bölmeymiş. Şimdiyse çok sevimli bir restoran olarak işlevselleştirilmiş. Websitesi Tel: Adres: Adatepe Köyü Ayvacık Konum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Akçay, Zeytinlide, kendinizi evinizde annenizin zeytinyağlılarını yiyormuşcasına hissedeceğiniz sıcak ve samimi bir aile işletmesi. Zeytinyağlıları başarılı ama mantısı ayrı bir başarılı. Konum için tıklayın. Haritada 8 numara.
Bayramiç çok eskiden Troya Krallığı’nın bir parçası olan Çanakkale’de bir ilçe. Ama Bayramiç merkezde enteresan bir şey yok. Özellikle yemyeşil doğası, buz gibi akan dereleri ve bol oksijeniyle Ayazma bölgesi ve yerlilerinin baldan tatlı oluşu buranın enleri. Kaz Dağları ve Menderes Çayı’nın tam dibinde şirin bir yer. Ayazma Pınarı üzerinde bilimum birçok alabalık çiftliği ve balık restoranı var. Hepsinde kiremitte kırmızı benekli alabalık spesiyal. Biz denemedik ama aralarından en ünlüsü Keskin Restoran. Bu bölgenin meyvesi, sebzesi de topraktan hep tap taze ve lezzetli. Zaten bölgede irili ufaklı birçok meyve bahçesi, çiftlik ve tarla var. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Dağda değil, ama hemen sahilinde. Küçükkuyu liman içinin en sevilen balıkçılarından. Özellikle mezeleri çok ünlü. Sütlü patlıcan diye bir spesiyali var. Ahtapot salatası ve kalamarı da çok seviliyor. Gitmişken az ilerisinde bir Küçükkuyu klasiği olan Ballım Dondurmaya da belki uğrarsınız. Websitesi Tel: Adres: Sahil Mahallesi, Sahil Mahallesi Cemal Burnaz Caddesi No Küçükkuyu-Ayvacık Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
Kazdağlarının oksijen deposu Yeşilyurt Köyünde konumlanan butik otel Casa Mila içindeki İtalyan mutfağı lezzetlerini sunan mekan. Türk ve İtalyan kahvaltısı, kokteyller, şefin hazırladığı aperatifler, atıştırmalıklar, sürpriz günlük tatlar, makarnalar, yöresel lezzetlerle harmanlanmış etler ve pizzalar bulabileceğiniz bir adres. Instagram Adres: Yeşilyurt, Yeşilyurt/Ayvacık/Çanakkale Konum için tıklayın. Haritada 11 numara.
Ayvalıkta Ne Yenir, Nerede Yenir
Ayvalık Tostu Nerede Yenir
Kaz Dağları’nın çok bilinen birkaç tane efsanesi var. Ucu bucağı bitmeyen bir efsaneler listesi olsa da biz “en”leri yazıyoruz sizin için. İlki ve en çok kulaklarımıza çalınanı Zeus hakkında olanlar. Efsaneye göre Zeus Kaz Dağları’nda doğmuş, Truva Savaşı’nı buradan izlemiş ve sonra da Hera ile yine bu dağda evlenmiş. Yani Zeus’un hayatındaki köşe taşları hep Kaz Dağları -diğer adıyla İda Dağı-’nda yaşanmış.
Bir diğer efsane de Üçgüzeller hakkında. Zeus bir toplantıya tanrıça Eris’i çağırmıyor, Eris de toplantıya altın bir elma gönderip bu elmayı en güzel tanrıçaya vermesini söylüyor. En güzel tanrıçanın kim olduğuna bir türlü karar verilemeyince, Zeus kararı Paris’e bırakmış. Sonuçta Paris elmayı Afrodit’e vermiş ve Homeros’un İlyada Destanına göre bu yarışma tarihteki ilk güzellik yarışması olarak tarihe geçmiş. Bu yarışmadan sonra Paris, Afrodit’in de yardımıyla Helen’i kaçırmış ve böylece Troya Savaşı başlamış.
Kazdağları, eski adıyla İda Dağı, Türkiyenin kuzeybatısında yer alan bir bölge. Çanakkale ve Balıkesir şehirlerinin sınırında diyebiliriz.
Balıkesir Merkez ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 2 saat 43 dakika,
Çanakkale ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 3 saat 11 dakika,
İzmir ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 4 saat 22 dakika,
İstanbul Beşiktaş ile Kaz Dağları arası arabayla kilometre ve yaklaşık 5 saat 48 dakika sürüyor.
Aynı zamanda Bergama, Ayvalık, Cundaya da çok yakın olduğundan aynı tatil planında dahil etmek fena fikir olmaz:
Cunda Adası Gezilecek Yerler
Ayvalık Gezilecek Yerler
Bergama Gezilecek Yerler
Rotaya dökülmüş halini görmek isterseniz: Kazdağları Bergama Rotası
Kaz Dağlarına gidebilmek ve rahatça gezebilmek için nasıl gitmeyi tercih ederseniz edin bir noktadan sonra araba gerekiyor. Orman ve dağ yollarından gidecekseniz, bazı yollar bozuk ama 44 bir araçla gitmeniz şart da değil. Bize kalırsa İstanbuldan direkt şahsi aracınıza atlayıp gitmek en rahatı olur. İstanbuldan Kaz Dağlarına direk gitmek isterseniz aşağı yukarı 6 saatte orada olursunuz.
Diğer bir seçenek de İstanbuldan Edremit Havalimanına uçup oradan araba kiralamak olabilir. Pegasus Hava Yollarının İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından Pazartesi günleri günde 3, diğer günler ise günde 2 uçuşu var. Türk Hava Yollarının ise neredeyse her gün 1 tane Atatürk Havalimanından, 1 tane de Sabiha Gökçen Havalimanından direkt uçuşu var. Bazı günler sefer sayısı 1e düşebiliyor veya 3e çıkabiliyor bu yüzden düşündüğünüz tarihe göre mutlaka kontrol edin deriz.
-Edremit Koca Seyit Havalimanına ulaştıktan sonra da havalimanından araba kiralayabilirsiniz, birçok bilindik araba kiralama şirketinin oradan kiralama seçeneği var. Koca Seyit Havalimanından Kazdağı Milli Parkı ise 27 kilometre ve arabayla yaklaşık 50 dakika sürüyor. Zeytinli ise havalimanından taş çatlasa 20 dakika.
Dimes GO vişne rotası da tam buralardan geçiyor. Kaz Dağları’nın bol oksijenli köylerinden çıkıp, Ayvalık ve Cunda Adası’na uğrayıp İzmir’de son bulan 3 – 4 günlük bir kaçamak yapak isteyenler için: Dimes GO Vişne Rotası