akciğer kireçlenmesi uzman tv / Romatoid artrit akciğeri etkiler mi? - Romatizma TV

Akciğer Kireçlenmesi Uzman Tv

akciğer kireçlenmesi uzman tv

Deprem bölgesinde 'akciğer sağlığı' riski

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası, bölgede enkaz kaldırma çalışmaları ve hava şartlarından doğan, toz, kimyasal madde vb. havaya karışmasından dolayı sahada bulunanların akciğer sağlıklarının risk altında olabileceğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer Ofluoğlu, “Enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle havada yoğunlaşan toz başta olmak üzere, havaya karışan toksik maddeler, kimyasal maddeler nedeniyle ciddi solunum yolu hastalıkları yaşanabilir" dedi. 

Deprem bölgesine yönelik yapılan uyarının devamında Ofluoğlu, "Ayrıca KOAH, astım, nefes darlığı, alerji gibi kronik hastalıkların hızlı ilerlemesine neden olmasının yanı sıra tekrarlayan üst solunum yolları hastalıklarına (kronik sinüzit, rinit) asbest ya da silika gibi diğer zararlı maddelerin etkisiyle de yıllar sonra akciğer kanserleri ve doku sertleşmesine bağlı solunum hastalıklarına neden olabilir” diye konuştu. 

"BİNALAR YIKILDIĞINDA PEK ÇOK KİMYASAL ORTAMA SALINIYOR"

Enkaz kaldırma veya hasarlı binaların yıkımında çok miktarda toz ve toksik maddenin atmosfere dağıldığını bu nedenle enkazlarda çalışanların, direkt bu toz ve kimyasallara maruz kaldığını vurgulayan Ofluoğlu, şöyle konuştu:

“Tozların yayılması ile çevre ve halk sağlığı sorunu ortaya çıkıyor. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC-The International Agency for Research on Cancer) sınıflamasına göre insanlar üzerinde kesin kanserojen (Grup 1) sınıfında yer alıyor. Asbest, tek başına akciğer kanseri gelişimi için beş kat risk oluşturuyor. Binalar yıkıldığında sadece asbest değil, solunan havayı kirleten pek çok kimyasal ortama salınıyor. Organik, inorganik tozlarla moloz ve hafriyatlardan ortama salınan kimyasalların tepkimeye girmesiyle toksik gazlar açığa çıkıyor."

GÖZLE GÖRÜLMEYEN DNA PARÇALAYICI: ASBEST TEHLİKESİ

yılında yasaklanana kadar asbestin yaygın bir kullanımı olduğunu belirten Uzm. Dr. Hacer Ofluoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

  • “Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir, öldürücüdür. Solunan lifler akciğerlerde birikir ve zarar verir. Bu durumda akciğerde zedelenmeler başlar ve bu da akciğerin çalışmasını engeller ve kansere yol açar. Asbestli malzemelerin gerek üretiminde gerekse sökümünde çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, farkında olmadan bu maddeye maruz kalabilirler. Asbest, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi kalıcı hasar veren hayati tehlike taşıyan hastalıklara neden olabilir.
  • Bu nedenle enkaz kaldırma çalışmaları profesyonel ekipler tarafından, uygun teçhizat ile yapılmalı, asbest yayılma riskine karşı makineler uygun şekilde kullanılmalıdır. Çalışma sahalarında sivil vatandaşlar bulunmamalı ve uzaklaştırılmalıdır. Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması sulama yapılması, kaldırılan tozun etkisini azaltır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına mutlaka sulama eşlik etmelidir. Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir. Enkaz kaldırma çalışmasına katılanların ‘FFP2’ veya ‘FFP3’ tipi yüksek koruyucu maske kullanması, sağlık açısından bir zorunluluktur. Pandemi döneminde yaygın kullanıma giren basit cerrahi maskeler bu maddelere karşı koruyucu değildir.”

MANTAR VE KRONİK AKCİĞER HASTALIKLARI RİSKİ

Enkaz kaldırma çalışmaları başta olmak üzere, deprem bölgesinde görev yapanların yüksek filtreli ve iş güvenliğine uygun maske kullanmaları gerektiğinin önemle altını çizen Ofluoğlu, “Profesyonel ekipmana ve bilgiye sahip olmayanların enkaz bölgelerinde çalıştırılmaması, vatandaşların ve diğer saha çalışanlarının mecburu olmadıkça bu bölgelere yaklaştırılmaması gerekmektedir. KOAH, astım, nefes darlığı, alerji gibi kronik hastalıkları olanların kesinlikle koruyucu maske takması gerekmektedir” ifadesini kullandı.

Uzm. Dr. Hacer Ofluoğlu, ayrıca inşaat tozunun ve bölgede kirlenen havanın, bazı mantar enfeksiyonlarının akciğere yerleşmesine neden olabileceğini dile getirerek, “Bu enfeksiyonlar akciğerlerde kalıcı hasara neden olabilir. Özellikle kronik hastalığı olan, akciğer hastalığı olan kişilerde bu daha önem arz edebilir” dedi.

KRONİK HASTALIKLARI OLANLAR İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR

Bölgede kirlenen havaya da dikkati çeken Uzm. Dr. Ofluoğlu, şunları kaydetti:

  • “Bölgede ısınma konusu da şu an ciddi bir sorun. Isınma için kullanılan malzemelerin yanı sıra ani sıcaklık değişimleri, havadaki basıncın, nem oranının ani alçalma ve yükselmeleri de yoğun sis ortamı oluşturuyor. Bu da astım, KOAH, alerji gibi kronik hastalıkları olanlar için risk oluşturuyor. Bu da kronik akciğer hastalıkları olanlarda oldukça büyük sorun teşkil ediyor. Sisli, nemli ortamda partikül yoğunluğu da çok fazla oluyor.
  • Havadaki partiküllerin yoğunlaşması solunum yoluna virüslerin özellikle partiküllerle birlikte hızlı taşınmasına neden oluyor. Böyle havalarda özellikle kronik akciğer hastalığı olan hastalarımızın mümkün olduğu kadar maske kullanmasını öneriyoruz. Kapalı ve temiz ortamda olamayanlara ağızlarını, burunlarını sarmaları ve maskenin sıkıca takılması, önlemlerin ise unutulmaması gerekiyor."

deprem bölgesidepremakciğer kanseriakciğer

Karar Konusu: say&#x;l&#x; Kanun&#x;un 8&#x;inci maddesinin dördüncü f&#x;kras&#x;n&#x;n ihlali nedeniyle Kanun&#x;un 32&#x;nci maddesinin birinci f&#x;kras&#x; uyar&#x;nca, &#x;dari Para Cezas&#x;, (DOLUNAY TV &#x; &#x;STANBUL DOLUNAY RADYO TELEV&#x;ZYON YAYINCILIK VE REKLAMCILIK A.Ş.)

İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının tarih ve sayılı yazısına konu DOLUNAY TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun tarihinde saat ’te yayınladığı ticari iletişim yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;

Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun tarihinde saat ’te yayınladığı "Doğal Antibiyotix" isimli ürünün ticari iletişim yayınında, “Çok önemli bir karışım evet çok önemli bir karışım; bağışıklık sisteminizi güçlendirecek, astım, alerji bakın alerji artı koah diyorlar ben öyle isimlere, hekimler öyle söylüyor. Yine nefes darlığı, akciğer rahatsızlıkları, mide rahatsızlıkları, böbrek rahatsızlıkları, eklem rahatsızlıkları, bir de bağışıklık sistemi. Çocuklarınıza her sabah akşam, gençlerinize okula giden herkese birer kaşık bunlardan yedirin bakın o çocuğunuz hastalanmayacak. Neden, çünkü immün sistemi güçlenecek. Onun için bu karışımı ben hepinize öneriyorumDoğal bir antibiyotik olarak bunu yediğinizde 21 gün devam edin bu anlattığım karışımı kullanmaya her öksürdüğünüzde kapkara böyle balgam atacaklar bu akciğerleri temizlenecek ve inanın sağlığına kavuşacaklardırMide bağırsak sıkıntısı olanlar muhakkak kullansınlar, çocuk gelişimi için hocamız zaten ısrarla kullanılmasını tavsiye etti. Virüslerden kurtulmak için parazitlerden kurtulmak için muhakkak ama muhakkak kullanın …, alzheimer artık tarihe gömmek istiyorsanız yine hocamızın özel olarak yapmış olduğu bu karışımdan sizler de destek alabilirsiniz. Vücut ağrılarınız varsa şeker kolesterol tansiyon gibi sıkıntılarınız var ise böbrek rahatsızlıkları yaşıyorsanız böbrek taşınız var ise bağışıklık sisteminizde bir sorun var ise idrar yolu enfeksiyonu yaşıyorsanız kalp damar rahatsızlığınız varsa,Bu anlatmış olduğumuz rahatsızlıkların hepsini ortadan kaldırabilmek için yine bu Doğal Antibiyotixi kullanmaları yeterli olacak öyle değil mi hocam? Evet. Kullanacaklar ve inşallah şifalarını bulacaklar, rahat rahat hayatlarına devam edecekler…”, " 15 …", "Ahmet Maranki Güvencesiyle Doğal Antibiyotix", "2 Kutu 99 TL Kargo Bedava", "Bağışıklık Sistemi, Koah-Astım, Akciğer Rahatsızlıkları, Eklem Rahatsızlıkları", "Nefes Darlığı, Böbrek Rahatsızlıkları, Mide Rahatsızlıkları, Doğal Antibiyotik", "Anadolu Doğal Antibiyotix Bağışıklık Sistemini Güçlendirir!", "Kadın Hastalıklarına Yönelik Şifalı Tarif İşte Anadolu Yöresel Doğal Antibiyotix!", "Son Dönemde Dünyada Hızla Yayılan Korona Virüsü Domuz Gribi Gibi Tehlikeli Virüslerden Korunun!", "Bu Kür Zihin Açıcı Bir Kürdür!", "Anadolu Doğal Antibiyotix Kozmik Beden Temizliği Yapın!", "Unutkanlığa İyi Gelir!", "Maranki'den Boğaz Enfeksiyonuna İyi Gelen Doğal Antibiyotik!", "Eklem Rahatsızlıkları, Bel, Diz, Boyun Ağrısı Gibi Ağrılara Karşı Şifa Kürü Anadolu Yöresel Doğal Antibiyotix!", "Koah, Astım, Nefes Darlığı Gibi Solunum Rahatsızlıklarına Şifa Kürü! Anadolu Yöresel Antibiyotix!", "Bağışıklık Güçlendirici Ve Öksürüğü Kesen Karışım Anadolu Yöresel Antibiyotix", "Mikropları Virüsleri Azaltan Ve Yok Eden Şifa Kürü Anadolu Yöresel Antibiyotix "Grip, Nezle, Öksürük Ve Bulaşıcı Virüslere Karşı Anadolu Yöresel Doğal Antibiyotix İle Savaş Açın!" vb. şeklinde sözlü ve yazılı ifadelerle, ürünün astım, alerji, nefes darlığı, akciğer rahatsızlıkları, mide, bağırsak, rahatsızlıkları, böbrek rahatsızlıkları, eklem rahatsızlıkları, unutkanlık, alzheimer, vücut ağrıları, şeker, kolesterol, tansiyon, kalp damar rahatsızlığı, böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonu, bağışıklık sistemi sorunlarına iyi geldiği vurgulanarak, sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayın yapıldığı görülmüştür.

Bilindiği üzere, sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasında; "Müstahzar olmamakla beraber hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması hâlinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrası uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

Diğer yandan, 03 Temmuz tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkındaki Yönetmeliğin Tanıtım Faaliyetlerinin Kapsamı ve Esaslarının anlatıldığı 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında “Ürünlerin internet dahil halka açık yayın yapılan her türlü medya ve iletişim ortamında program, film, dizi film, haber ve benzeri yollarla doğrudan veya dolaylı olarak topluma tanıtımı yapılamaz…” hükmü,

Gıda kapsamında değerlendirilerek izin verilen ürünlerin de sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği'nin 7’inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen "bir hastalığı önleme, tedavi etme veya iyileştirme özelliğine sahip olduğuna dair bilgilendirme yapılamaz, bu tür özelliklere atıfta bulunulamaz." hükmü yer almaktadır.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun

Bahse konu ürünün tanıtım ve satışına yönelik ihlale konu yayında, söz konusu ürünün astım, alerji, nefes darlığı, akciğer rahatsızlıkları, mide, bağırsak, rahatsızlıkları, böbrek rahatsızlıkları, eklem rahatsızlıkları, unutkanlık, alzheimer, vücut ağrıları, şeker, kolesterol, tansiyon, kalp damar rahatsızlığı, böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonu, bağışıklık sistemi sorunlarına iyi geldiği vurgulanarak, çok sayıda rahatsızlığa çözüm olarak sunulduğu ve ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla tanıtım ve satışının yapıldığı sabit olup, tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan ürünlerin sağlık beyanı ile tanıtılması ve bu tanıtımda yer alan ifadelerin, insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.

Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında; ihlale konu yayında, söz konusu ürünün sağlık beyanı ile tanıtım ve satışının yapılmasının, sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasına ve ilgili mevzuatına aykırılık taşıdığı, dolayısıyla mezkur yayında, sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına yer verilemez" hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.

Anılan yayın kuruluşu hakkında;

sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.

Bu itibarla;

sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına yer verilemez " hükmünün ihlali nedeniyle;

sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,

a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,

Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Mayıs ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre (yirmibeşbinsekizyüzseksenbir) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,

b) sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan, “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,

Oy birliği ile karar verildi.

Kireçlenme (artroz) nedir? Kireçlenme belirtileri, teşhis ve tedavisi

Tıbbi adı ile “artroz” veya “osteoartrit” halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalık ile ilgili merak edilenler haberimizde. Kireçlenme nedir? Kireçlenme belirtileri ve kireçlenme tedavisi

monash.pw

Yayınlanma:

Kireçlenme (artroz) nedir? Kireçlenme belirtileri, teşhis ve tedavisi

Genellikle ilerleyen yaşlarda daha sık görülen, aşırı kilo, enfeksiyonlar, genetik yatkınlık gibi nedenlerle ortaya çıkan vücudun hemen hemen her bölgesinde olabilen kireçlenme nedir nasıl tedavi edilir? Kireçlenme belirtileri nelerdir? Hepsi ve daha fazlası için haberimize göz atın…

KİREÇLENME NEDİR?

Kireçlenme vücut dokusunda, kan damarlarında veya organlarda kalsiyum oluştuğunda olur. Bu birikim, vücudunuzun normal süreçlerini sertleştirebilir ve bozabilir. Kalsiyum kan dolaşımından taşınır. Ayrıca her hücrede bulunur. Sonuç olarak, kireçlenme vücudun hemen hemen her yerinde ortaya çıkabilir.

Vücudumuzdaki kalsiyumunun yaklaşık yüzde 99’u dişlerde ve kemiklerdedir. Diğer yüzde 1, kan, kaslar, hücrelerin dışındaki sıvılar ve diğer vücut dokularındadır.

Bazı bozukluklar, tipik olarak ait olmadıkları yerlerde kalsiyumun birikmesine neden olur. Bu zamanla fazlalaşır ve sorunlara neden olabilir.

KİREÇLENME TÜRLERİ

Kireçlenmeler, vücudunuz dahil olmak üzere birçok yerde oluşabilir:

– küçük ve büyük arterler
– kalp kapakçıkları
– beyin kireçlenmesi olarak bilinen beyin
– diz eklemleri ve rotator manşet tendonları gibi eklemler ve tendonlar
– göğüsler, kaslar ve yağ gibi yumuşak dokular
– böbrek, mesane ve safra kesesi

Bazı kalsiyum birikimi zararsızdır. Bu birikimlerin, vücudun enflamasyona, yaralanmaya veya bazı biyolojik süreçlere verdiği yanıt olduğuna inanılmaktadır. Bununla birlikte, bazı kireçlenmeler organ fonksiyonunu bozabilir ve kan damarlarını etkileyebilir.

Yapılan bir araştırmaya göre, 60 yaşın üzerindeki yetişkinlerin çoğunun kan damarlarında kalsiyum birikimi vardır.

KİREÇLENMENİN NEDENLERİ

Kireçlenmede birçok faktör rol oynar. İşte o nedenler:

– enfeksiyonlar
– hiperkalsemiye neden olan kalsiyum metabolizması bozuklukları (kanda çok fazla kalsiyum)
– iskelet sistemi ve bağ dokularını etkileyen genetik veya otoimmün bozukluklar
– kalıcı iltihap

Harvard Üniversitesi’ne göre, kireçlenmeye kalsiyum açısından zengin bir diyetin neden olduğu yaygın bir yanlış anlamadır. Bununla birlikte, bilimsel araştırmalarda diyet kalsiyum ve daha yüksek kalsiyum birikimi riski arasında bir bağlantı bulunamamıştır.

Adale romatizması yani fibromiyalji nedir? Fibromiyalji belirtileri ve kas romatizması tedavi yöntemleriİlginizi ÇekebilirAdale romatizması yani fibromiyalji nedir? Fibromiyalji belirtileri ve kas romatizması tedavi yöntemleri


KİREÇLENME TEŞHİSİ NASIL KONUR?

Kireçlenmeler genellikle röntgen ile bulunur. Doktorunuz röntgen ile hemen hemen herhangi bir kireçlenme sorununu tespit edecektir.

Doktorunuz ayrıca kan testleri de yapabilir. Örneğin, böbrek taşları varsa, bu testler genel böbrek fonksiyonunuzu belirleyebilir.

Bazen kanser bölgelerinde kalsiyum birikimi bulunur. Bir kireçlenme genellikle kanseri bir neden olarak dışlamak için test edilir. Doktorunuz biyopsi isteyecektir. Yapılan incelemede herhangi bir kanser hücresi tespit edilmediyse, kireçlenmeyi iyi huylu olarak etkileyecektir.

eklem

KİREÇLENME TEDAVİSİ

Kireçlenme tedavisi çeşitli faktörlere bağlıdır:

– Kalsiyum birikimi nerede oluşur?
– Temel nedenleri nedir?
– Varsa, ne tür komplikasyonlar ortaya çıkar?

Kireçlenme bulunduğunda doktorunuz olası komplikasyonları kontrol etmek için düzenli takip randevuları talep edecektir. Küçük arter kireçlenmeleri tehlikeli kabul edilmez.

Kalp kapakçıklarında kireçlenme gelişebilir. Bu durumda, kalsiyum birikimi kapakçığın fonksiyonunu etkileyecek kadar şiddetli ise, kapakçığı açmak veya değiştirmek için ameliyat gerekebilir.

Böbrek taşı tedavileri böbreklerdeki kalsiyum birikimini azaltmaya yardımcı olur. Doktorunuz, gelecekte oluşacak kalsiyum böbrek taşlarını önlemeye yardım etmek için tiazid adı verilen bir diüretik reçete edebilir. Bu idrar söktürücü, böbreklerde daha fazla kalsiyum tutarken idrarı serbest bırakır.

Eklemlerinizde ve tendonlarınızdaki kalsiyum birikintileri her zaman ağrılı semptomlara neden olmaz, ancak hareket aralığını etkileyebilir ve rahatsızlığa neden olabilir. Tedaviler, anti-enflamatuar ilaçlar almak ve buz paketleri uygulamayı içerebilir. Ağrı geçmezse, doktorunuz ameliyatı önerebilir.

Bazı ilaçlar vücudunuzun kalsiyum seviyelerini etkileyebilir. Kolesterol ilaçları, tansiyon ilaçları ve hormon replasman tedavisi, vücudunuzda kalsiyum değerlerini etkileyen yaygın ilaçlardır.

Eğer sıklıkla kalsiyum karbonat takviyeleri alırsanız (Tums gibi; Tums mide yanması için kullanılan tablettir), kalsiyumunuzu yüksek seviyelere çıkartma riski taşırsınız. Böbrek veya paratiroid ile ilgili sorunlar (tiroidin arkasındaki dört küçük bez), kanınızda kalsiyum düzeylerinin çok yükselmesine neden olabilir.

Günlük tuz ihtiyacı yaşınıza bağlı olarak değişir. Yaşınıza, cinsiyetinize ve diğer sağlık sorunlarınıza göre hangi kalsiyum dozunun sizin için doğru olduğu konusunda doktorunuzla konuşmakta fayda vardır.

Sigara içmek kalp hastalığını geliştirmede önemli bir risk faktörü olduğu için, bu kireçlenmelerde de rol oynayabilir. Genel olarak, sigarayı bırakmak özellikle kalbiniz, kan damarlarınız ve beyniniz için kısa ve uzun vadeli olarak faydanızadır.


Yataktan kalmadan yapabileceğiniz 6 egzersiz

Spor yapacak vaktiniz yoksa sabah uyanır uyanmaz çok vaktinizi almayacak egzersizler yapabilirsiniz… 30'ar, 20'şer saniyelik setler halinde yapacağınız 6 farklı hareketle hem güne zinde başlayabilir, hem de düzenli yaptığınızda vücudunuzu şekillendirebilirsiniz…

Bu egzersizler hem zayıflatıyor hem rahatlatıyor

Doğru nefes alıp vermenin fiziksel ve mental faydasını uzmanlar sık sık dile getiriyor. Bazı tekniklerle yapılan nefes egzersizleri de rahatlamak ve hatta zayıflamak için birebir…

Ağrıameliyatbeyinböbrek taşıdiyetEgzersizgenetikkanserkireçlenmeSağlıksigara

Akciğer sertleşmesi (İPF) nedir? Akciğer sertleşmesi neden olur, nasıl belirti verir? (İPF ölümcül olabilir!)

Öksürük ve egzersizle ortaya çıkan nefes darlığı, akciğer sertleşmesi yani idiopatik pulmoner fibrozisin en önemli belirtisi. Nedeni tam olarak bilinmeyen akciğer sertleşmesinde şikayetler genellikle sinsi başlıyor. Akciğer sertleşmesi, birbirini izleyen alevlenme ve iyileşme döngüleri ile yıllar içerisinde son aşamaya ilerliyor. Akciğerleri sertleştiren İPF hastalığı, bazı hastalarda yavaş seyrediyor, bazılarında ise nefes darlığı hızla ilerliyor, solunum yetmezliğine ve ölüme yol açıyor.

Akciğer sertleşmesi (&#x;PF) nedir? Akciğer sertleşmesi neden olur, nas&#x;l belirti verir? (&#x;PF ölümcül olabilir!) - 1

Akciğer sertleşmesi, (İdiopatik Pulmoner Fibrozis) hastalığının nedenleri ve oluş mekanizması henüz kesin olarak aydınlatılmış değil. Akciğerin süngerimsi dokusunun yoğun nedbe dokusu (yara iyileşmesinde görülen bağ dokusu) ile yer değiştirdiği akciğer sertleşmesi, ilerleyici ve erişkinlerde görülen bir hastalık.

Akciğer dokusuna bal peteğini andıran bir görüntü veren hastalıkta hava yolları daralmıyor ancak akciğer dokusu kalınlaşıp sertleşiyor. Akciğerlerden kan dolaşımı sistemine oksijen geçişinin zorlaşmasına yol açan bu durum, başta beyin olmak üzere kalp ve diğer organlara ulaşan oksijen miktarının azalmasına neden olabiliyor.

AKCİĞER SERTLEŞMESİ NEDEN OLUR?

Akciğer sertleşmesinin nedenleri tam olarak bilinmese dehastalığa zemin hazırlayan risk faktörlerinin bazıları biliniyor. Bunları; sigara kullanımı, viral enfeksiyonlar, gastro-özefageal reflü hastalığı (mide içeriğinin yemek borusuna kaçması), ailesel yatkınlık, bazı ilaçlar (bazı antidepresanlar) şeklinde özetlemek mümkün.

Çevresel toz ve kimyasalların da önemli nedenler arasında bulunduğunu söyleyen Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Erdoğan Dadaş, pirinç, kurşun, çelik gibi metal tozları ile odun tozunun bunlardan bazıları olduğuna dikkat çekti. Dr. Dadaş, çiftçilik, hayvancılık, kuaförlük, kuş besleme, taşçılık gibi mesleklerin de akciğer sertleşmesine giden süreçte risk faktörleri arasında bulunduğunu söyledi.

AKCİĞER SERTLEŞMESİNİN BELİRTİLERİ VE EVRELERİ NELER?

Hastalığın genellikle öksürük ve egzersizle ortaya çıkan nefes darlığı şikayetleri ile sinsi şekilde başladığını belirten Doktor Erdoğan Dadaş, nefes darlığının yavaş seyirli ve stabil bir kötüleşme gösterdiğini ifade etti. Halsizlik, güçsüzlük, iştah ve kilo kaybı gibi şikayetlere de neden olabilen hastalığın ileri aşamalarında nefes darlığının istirahat sırasında da gözlendiğini aktaran Dadaş, viral ve bakteriyel solunum sistemi enfeksiyonlarının akut alevlenmeleri tetiklediğine dikkat çekti.

Akciğer sertleşmesi hastalığı daha çok ileri yaşlarda görülüyor, genellikle 60 yaş üzerindeki erkeklerde daha fazla ortaya çıkıyor ancak daha erken yaşlarda ve kadınlarda da gözlenebiliyor.

İPF seyrek görülen hastalıklar arasında. Türkiye için hastalığın toplumsal yaygınlığı ile ilgili istatistiki veri yok ancak Türk Toraks Derneği verilerine göre, İPF’nin yaygın parankimal akciğer hastalıkları genel grubu içindeki oranı %

Akciğer sertleşmesi, KOAH ve astım gibi hastalıklarla karıştırılabildiği için ayırt edici tanı son derece önemli. İPF’nin “tanısı zor hastalıklar” grubunda olduğuna vurgu yapan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Erdoğan Dadaş, akciğer sertleşmesi ile ilgili sık sorulan soruları ise şöyle yanıtladı:

Akciğer sertleşmesi (&#x;PF) nedir? Akciğer sertleşmesi neden olur, nas&#x;l belirti verir? (&#x;PF ölümcül olabilir!) - 2Doç. Dr. Erdoğan Dadaş

1- Akciğer sertleşmesinde tanı nasıl konur, teşhis için biyopsiye gerek duyulur mu?

İPF’de altın standart tanı yöntemi yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı göğüs tomografisidir (YÇBT). Bu tetkikte özellikle akciğer dokusunun alt bölümlerinin göğüs duvarına yakın çevresel alanlarının tutulumu İFP’ye işaret eder. Akciğer sertleşmesine YÇBT ile doğru tanı koyma oranı % arasındadır. Bu yöntemle kesin tanısı konulamayan hastalarda cerrahi akciğer biyopsisi gündeme gelmektedir. Bu hastalarda biyopsi sonrası histopatolojik inceleme ile tanı konulur. Ancak bazı hastalarda histopatolojik inceleme ile de kesin teşhis mümkün olmayabilir. Böyle olgularda ise göğüs hastalıkları, radyoloji ve patoloji uzmanlarından oluşan bir heyet tarafından çoklu disipliner bir yaklaşımla final tanı konulur ve tedavi belirlenir.

2 - Özellikle kanser nedeniyle kullanılan tedaviler (kemoterapi ajanları, radyoterapi) akciğer sertleşmesine zemin hazırlar mı? Bu yan etkilerin önceden düşünülüp tedavinin ona göre planlanması söz konusu olabilir mi?


Kemoterapötik ilaçlar ve radyoterapi İPF için risk faktörleri arasında değildir. Ancak kemoterapi ve radyoterapinin İPF’de alevlenmelere neden olduğuna dair yayınlar da mevcuttur.

3- Akciğer sertleşmesi nasıl tedavi edilir? Tedavinin başarı oranı hakkında neler söylersiniz? Hastalık ölümle sonuçlanır mı?

Kortikosteroidler akciğer sertleşmesinin tıbbi tedavisinde en çok kullanılan ilaçlardır. Ayrıca hastalığın gelişiminde rol oynayan bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar da tedavide kullanılabilir. Bu ilaçların daha çok kortikosteroidlerle kombine kullanılması önerilir. Çalışmalarda tıbbi tedaviye yanıt oranı % olarak verilmektedir. Ayrıca immün sistem düzenleyici ilaçlar da araştırma çalışmalarında kullanılmıştır. Ancak henüz bu tedaviler standart uygulamalara dönüşmüş durumda değil. İPF, tedavilere rağmen tanı konulduktan sonra 5 yıllık yaşam süresi % düzeylerinde olan bir hastalıktır. Tüm bu tıbbi tedavilerin yaşam süresine ne yazık ki anlamlı düzeyde bir katkısı yoktur. 

AKCİĞER NAKLİ YAŞAM SÜRESİNİ NE KADAR ARTTIRIR?

4- Akciğer nakli, akciğer sertleşmesinde bir tedavi seçeneği olarak ne zaman gündeme gelir ve başarı oranı hakkındaki görüşünüz nedir?

Tıbbi tedaviye yanıt vermeyen, doku hasarının şiddetli olduğu, pulmoner hipertansiyon gelişen, ilerleyici ve kriterlere uygun İPF hastalarında akciğer nakli gündeme gelir. Uluslararası Kalp ve Akciğer Nakli Derneği tarafından, günümüzün tüm tedavi yaklaşımları ve devam eden çalışmalarına rağmen, akciğer sertleşmesi hastalarında uzun dönem sağ kalım sağlayan tek tedavi seçeneğinin akciğer nakli olduğu bildirilmiştir. Nakil sonrası 5 yıllık yaşam beklentisi ise % olarak bildirilmektedir.

5- Akciğerlerin sertleşmesini önlemek için alınabilecek önlemler var mıdır?

Toplumsal duyarlılığın ve bilinçlenmenin artırılması ile tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının sınırlandırılması ve yukarıda risk faktörleri arasında saydığımız iş kollarında mesleki koruyucu önlemlerin artırılması bu konuda alınabilecek önlemlerdir. 

VİDEO: YAPAY ZEKA AKCİĞER KANSERİNİ TEŞHİS EDİYOR ()

SAĞLIK HABERLER&#x;

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır