Arka resim kaynak: monash.pw
Sular pırıl pırıl, rüzgârı mis kokulu,
Kuş uçmaz eski Türk kalyonlarının yolu
Sağda, sıra dağlarla kabaran Anadolu,
Yeşil eteklerinde tükeniyor Torosun
Akşam pembeleşiyor bembeyaz tepelerde,
Eğiliyor bulutlar engine perde perde
Dönüyorken kıyılar koyu bir laciverde,
Sesini dinliyorum sularda Barbarosun
Havada bir dost eli okşuyor derimizi,
Boynu bükük adamlar tanıyor sanki bizi;
İçimize çevirip nemli gözlerimizi
Geçtik yabancı gibi yakınından Rodosun
Kemalettin Kamu
Akdeniz, Zeusun meyhanesi
Zeytinin kökü
Suyun maviye köprüsü
Akdeniz,mersin kokulu bir kadın
Athena mayalı şarab
Tanrıların tarihini yazar lodosu
Akdeniz,mandolin kıvrımlı bir arzu
Yakamoza en güzel yurt
Binlerce sevdalar tünedir Torosu
Akdeniz,huzurun kırmızı mumu
İskelede susan şarkı
Gecesi tuzlu dudaklardaki arzu
Oktay Baykurt
Yaslı gittim, şen geldim,
Aç koynunu ben geldim.
Bana bir yudum su ver,
Çok uzak yerden geldim.
Korkma açıl şen yurdum;
Dağlara ordu kurdum;
Açık denizlerine
Süngümle kilit vurdum.
Rüzgârlardan atım var,
Şimşekten kanadım var.
Göğsümde al yazılı
Gazilik beratım var.
Rüzgâr bana at oldu,
Şimşekler kanat oldu.
Eğilin gökler dedim,
Bulutlar kat kat oldu.
Semih RIFAT
Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.
Tedirgin olur ölüler
Bir an yaşlansanız karanlığa,
Sen Deniz Gök.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Dalarım engine
Ki yaşadığım
Anıladığımdır.
Romayla Kartacanın arasında
Yüzer, sevgi sevgi
İstanbul.
Böler bir kuş düşüncemi ikiye
Maviden
Yarıda kalır içki.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Dersin ki
Ellerimize değecek
Yıldızlar
Büyüyecek büyüyecek de.
Dersin ki
Bir aydınlığı var
Sevgililer için,
Karanlık sessiz de.
Dersin ki
Uyuyamıyorum
Yalnızız
Gece, mavi de.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.
Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.
Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.
Şu deniz şu gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
En çok suya benzer
Sevgimiz.
Morluğun acısı var sonu yok
Karışır yaşamımıza
Kendiliğinden.
Herkes ölünce toprak olurmuş
Hayır hayır
Bizim su olacağımız besbelli.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Akdeniz enginlerde kararmaktadır
Ama
Ben
Öyle maviyim ki.
Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
Ama
Ben
Sahibi gibiyim yıldızların.
Akdeniz seni bir daha yaratamaz
Ama
Ben
Seni bir daha sevebilirim.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Deli gibi bir gürültü, ansızın,
Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
Düşünür Akdeniz.
İşte uçaklar geçer havalarından
Kalır mavilik üstünde apak izleri,
Akdeniz anlar ve sever
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Denizdir,
Her akşam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.
7nin le
Acısı
Uzunluğu
Aksi.
Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.
Bu türküyle anılarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.
Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Denizin sakinleşip
Durgunlaştığı,
Dalgaların kıyıya
Yavaşça vurduğu
Ve pırıl pırıl güneş,
Berrak bir su
İşte eylül
Yazın kalabalığı gitmiş
Sahilde,
Sakin bir yaşam başlamıştı
Yengeçler rahatça
Serenat yapıyorlardı
Birbirlerine kumsalda
Yapraklar hafiften sararmaya
Yüz tutmuş,
Rüzgar inceden inceye
Serinlemişti
Artık benim de
Tatil yapma zamanım geldi
Sessiz ve sakin bir koyda
Çadırımı kurup
Güneşin batışını
Ve doğuşunu
İzleyebilirim
Hele bir de
Gökyüzünün berraklaştığı
Bu mevsimde yıldızların,
Sanki dans edercesine
Bir birine cilve yaparak
Göz kırpmalarını izlemek
Ayrı bir haz veriyor
Yalnız kalmaya
O kadar ihtiyacım varmış ki
Hiç fark etmemiştim
Buraya gelinceye kadar
İnsana ayrı bir huzur
Ve mutluluk veriyor sessizlik
Denizin hafif dalgası,
Ilık esen bir rüzgar,
Zeytin ağaçlarının ardından
Batmaya yüz tutmuş güneşin
Son kızıllığı
Ve denizdeki renk cümbüşü
Belki de aradığım buydu
Yosun kokusu
Ayrı bir güzellik katıyor
Bu manzaraya
Suskunluğum
Haykırıyor denize,
İşte buradayım,
Sana geldim Akdeniz
Murat Akcan
Kuzeyde toros dağları
Güneyde mavi sularıyla akdeniz
Doğudan batıya uzanmış..!
Tarih kokan bir şehir
Burası Adana..Çukurova
Memleketim benim..
Bu topraklarda doğdum..büyüdüm.
Bu şehirde monash.pwim.
Kızgın yaz güneşi,
Temmuz,ağustos aylarında
Ateş gibi yakar ovayı.
Kimisi tarlalara koşar..
Kimisi sıcaktan monash.pwara kaçar..
Sessiz bir kente dönüşür..
Adeta Şehir..
Burası adana,çukurovam
Memleketim benim..
Batı yanı yitik diye
Acı çekse de Taşköprü
Çukurovanın altında bir tarih yatar.
Bir yandan tüm zamanlara inat..!
Tumluda,yılankalede,toprakkale de
Tarih ayağa kalkar..
Ovaya hayat veren
İkiz kardeş gibi,
Bir yandan seyhan
Öbür yandan ceyhan akar.
Portakal limon bahçeleri
Bahar da mis gibi kokar..
Burası adana..çukurovam
Memleketim benim..
AKDENİZ'E DOĞRU
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti
Sakaryadan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
"Hedef Akdeniz, asker!" diyen parmağa koştuk
Zafer bahçelerinden gül koparmağa koştuk
Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız.
Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.
Sakaryadan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI
Trkiye'den ve Dnya’dan son dakika haberler, kşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate btn konuların tek adresi monash.pw; monash.pw haber ierikleri izin alınmadan, kaynak gsterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Akdeniz Kıyılarında
Yaslı gittim, şen geldim,
Aç koynunu ben geldim,
Bana bir yudum su ver,
Çok uzak yoldan geldim.
Korkma, açıl! Şen yurdum,
Dağlara ordu kurdum;
Açık denizlerine,
Süngümle kilit vurdum.
Rüzgârlardan atım var,
Şimşekten kanadım var,
Göğsümde al yapılı,
Gazilik beratım var.
Rüzgâr bana at oldu,
Şimşekler kanat oldu,
Eğilin gökler dedim,
Bulutlar kat kat oldu.
Irmaklar gibi taştım,
Yalçın kayalar aştım,
Hakka şükürler olsun,
Geldim sana ulaştım.
Varsın, yansın ocağım,
Kurtuldu al sancağım,
Bayrağımın altında,
Ben hür yaşayacağım.
Deniz, deniz, Akdeniz!
Suları berrak deniz,
Karşıda yâr ağlıyor,
Gideyim, bırak deniz!
Açıldı Kale yolu,
Göründü Gelibolu,
Bırak beni gideyim,
Orası yârla dolu.
Yürü ey şanlı Gazi!
Kılıcı kanlı Gazi!
Meriç seni bekliyor,
Büyük ünvanlı Gazi!
Samih RİFAT