Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Defterlerinizi 70 yıllık hayatınız boyunca gizlemişsiniz; açmaya nasıl karar verdiniz?
- Yaşadığım her şeyi yazmadım elbet. Bir not düşme şeklinde oluştu bu defterler. Bunları yazmanın beni ıslah ettiğini gördüm. Fevri taraflarımı törpüleyen bir yanı vardı. Terapi gibiydi. Bazen birini aramak istiyorsun, onu çok seviyorsun mesela ama açıp söyleyemiyorsun. Yazınca aramaya gerek kalmıyor.
Aşağı yukarı kaç defter?
- Lise yıllarımdan beri yazdığım 500’e yakın defterim oldu... Pek çok ünlü kişi aleyhine notlarım vardı ama onlar bende kalsın istedim, doğru bulmadım açıklamayı.
YILMAZ GÜNEY’İ UNUTTUK MU?
Büyük bir sanatçıydı. Hatta bu sanatçı, bu topraklarda kendisini açığa çıkaramamıştır ve ürününü yeterince verememiştir. Bunun birçok nedeni kendisindedir, toplumsal koşullardadır, siyasal koşullardadır. Vahim olan, bugün Yılmaz Güney’in sinemasına hiçbir yerde rastlamıyorsunuz. Yeni kuşaklar bundan yoksun bir şekilde yetişiyor. Kendiliğinden, nereden oluştuysa bir yasak oluştu Yılmaz Güney’in üzerinde. Onyıllardır bu toplumu meşgul eden Yılmaz Güney diye bir efsane bugün yok.
Kemal Sunal ilk nerede parladı?
Kemal Sunal’la ilk karşılaşmanızı anlatır mısınız ?
- İstanbul’a geldim, öğrenciyim, geçim paramı kazanmam lazım. Ulvi Uraz, tiyatrosunu kurmuş, ‘Murtaza’ya figüran arıyormuş. Sıraselviler’de dokuz katlı bir apartmana girdiğimde Kemal diye bir adam geldi yanıma. Onunla merdivenleri çıkmaya başladık. “Sen niye geldin” dedim. “Ulvi Uraz’a çıkıyorum” dedi, “Ben de” dedim. O kişi Kemal Sunal’dı. Birçok kişi figüranlık için bekliyor, Ulvi Hoca ikimizi seçti. Oyunun ilk gecesiydi. Ben tombalacıyım, öyle geçiyorum sahneden. Ona verdiği rol de şöyleydi: Sahneden geçecek ama geçerken birine bağırıp bir haber verecek. Kemal öyle bir geçti, replik yok, salonda bir kahkaha patladı. Ulvi Abi “N’aptın lan sen” dedi. Kemal korktu, “Bir şey yapmadım hocam” diye cevap verince Ulvi Abi, “Ne yaptıysan bir daha yap bakayım” dedi. Oyunun metninde böyle bir şey yok, Kemal yine geçti, yine kahkaha patladı. Kemal Sunal o gün doğdu. Ulvi Abi ondaki ışığı gördü. Bazı insanlar o haleyle doğuyorlar ve o haleyi biri keşfediyor.
Türk sinemasında star ışığıyla doğan başka kimler var?
- Türkan Şoray, Yılmaz Güney mesela... Hülya Avşar’ın da vardır. Çok profesyoneldir. Yalnız sinema yapsaydı, Türkan Hanım gibi ikonlaşmış bir star olurdu... Türkan Hanım bir sinema kölesiydi.
‘PARİS’TE SON TANGO’DA NE OLMUŞTU?
1972 yapımı ‘Paris’te Son Tango’nun başrol oyuncularından Maria Schneider, 2007’de Daily Mail gazetesine bir röportaj verdi ve filmdeki ‘tereyağlı tecavüz’ sahnesi hakkında konuştu: “Orijinal senaryoda yoktu. Fikri Marlon buldu. Bana sahneyi çekmeden hemen önce bahsettiler, çok sinirlenmiştim. Marlon ‘Dert etme, bu yalnızca bir film’ dedi. Ama sahne sırasında gerçek gözyaşları döküyordum. Kendimi aşağılanmış, açıkçası biraz tecavüze uğramış gibi hissettim; hem Marlon hem de Bertolucci tarafından.” Bertolucci ise 2013’te bir açıklama yaptı: “Tereyağı fikrini çekim sabahı Marlon’la birlikte bulduk. Maria’ya bir manada korkunç davrandım, ona neler olduğunu söylemedim. Çünkü onun bir aktris olarak değil, bir kız olarak tepki vermesini istiyordum. Bunu söylemediğimiz için benden ve Marlon’dan nefret etti. Bundan dolayı kendimi çok suçlu hissediyorum. Evet, suçluluk duyuyorum ama pişman değilim.”
Oğuz Aral’ın pavyonda ne işi vardı?
Size kitapta olmayan bir anımı anlatayım: 15 yaşındayım. Bir grup kurmuşum, köylerde oyun oynuyoruz. Bir gün yine babamdan gizli tiyatro yaparken, Adana’da bir duvarda ‘Oğuz Aral ve arkadaşları Seyhan Pavyonu’nda’ diye bir ilan gördüm. Pavyon ortamında Oğuz Aral’ın soyut oyunları, ne tuhaf değil mi? Arkadaşlarla geceleyin gittik, pavyonda onlarla tanıştım. Dost olduk, İstanbul’a ilk geldiğimde otobüsten inip Krepen Pasajı’na, onların yanına gittim. Masadakilere bakın: Oğuz Aral, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Yaşar Kemal, Komet, Ömer Uluç, Osman Arolat... İstanbul’a girişim bu şekilde oldu, şanslıydım.
Tuttum elini
Sıcacıktı
Yüreği elindeymiş gibi
Götür beni
Deli oğlan
Sevdiğime yol versin
Bu dağlar, bu taşlar
Rüzgârlı ovalar
Dağılan yağmurlar
Al yazmam serde
Gönlüm başka evde
Sevmek dostluktur dilde
Sevgi neydi?
Sevgi emekti
Uçuşan yaprak
Boş bir salıncak
Senden başka
Yok hiç kimse
Düşerim dara
İçim yara
Gelirim ardı sıra
Dön bak bana
Yoksan boştur Asya
Gelirim ardı sıra
Dön bak bana
Yoksan yoktur Asya
Nakışladı kamyonunu
Kırmızıdandı yavuklusu
Götür beni
İstanbullu
Annem duyarsa duysun
Bizi saklar dağlar
Taştan bu ovalar
Dağılan yağmurlar, hey
Al yazmam sende
Gönlüm başka evde
Sevmek dostluktur dilde
Sevgi neydi?
Sevgi emekti
Uçuşan yaprak
Boş bir salıncak
Senden başka
Yok hiç kimsem
Düşerim dara
İçim yara
Gelirim ardı sıra
Dön bak bana
Yoksan boştur Asya
Gelirim ardı sıra
Dön bak bana
Yoksan boştur Asya
Yoksan yoktur Asya
JEHAN BARBUR
Türk sinemasının başyapıtlarından biri olan Selvi Boylum Al Yazmalım, yıllardır izlemekten sıkılmadığımız ve her seferinde üzüntüden ciğerimizi söküp atmamıza sebep bir Atıf Yılmaz filmi. Siz karar verebiliyor musunuz bilmiyoruz ama hep aynı kafa karışıklığını yaratıyor bizde bu muhteşem film. Kendimizi Asya’nın yerine koyup kararsız kalıyoruz her seferinde. Sahiden, sevgi neydi? Emek vermek, beklemek, sabretmek mi; yoksa kaçıp gitmek mi?
İşte Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ı yanyana görmekten en çok zevk aldığımız bu efsane filmden 16 duygu dolu replik. Peçetenizi hazırlamanızı tavsiye ederiz.
+ Bilmem. Orası yol, bir gören olur.
– Kalenin orda bekleyeceğim seni al yazmalım.
+Şehirli belli, şehirde kız çoook. Niye beni sevsin?
Selvi Boylum Al Yazmalım | |
---|---|
Yönetmen | Atıf Yılmaz |
Yapımcı | Arif Keskiner |
Senaryo yazarı | Ali Özgentürk (Cengiz Aytmatov bir romanından uyalama) |
Yazar | {{{Yazar}}} |
Oyuncular | Türkan Şoray Kadir İnanır Ahmet Mekin Nurhan Nur Hülya Tuğlu Cengiz Sezici Elif İnci İhsan Yüce |
Görüntü yönetmeni | Çetin Tunca |
Görüntüler | |
Kurgu | |
Müzik | Cahit Berkay |
Gösterim tarihi | 1 Kasım 1978 |
Yapım yılı, ülkesi | 1977, Türkiye |
Yapım şirketi | Yeşilçam Film |
Dağıtım şirketi | |
Süre | 95 dakika |
Dil | Türkçe |
Diğer adlar | {{{Diğer adlar}}} |
Bütçe | |
IMDb sayfası |
Selvi Boylum Al Yazmalım, Atıf Yılmaz tarafından yönetilen, başrollerinde Kadir İnanır ve Türkan Şoray'ın oynadığı, 1977 tarihli film.
İlyas: Çağırsam gelir mi? Ama kocası var, gelmez ki...