alaçatı antika pazarı hangi gün / Alaçatı’ya Geldiyseniz Bunları Yapmadan Sakın Geri Dönmeyin! – Alacati Aura

Alaçatı Antika Pazarı Hangi Gün

alaçatı antika pazarı hangi gün

Alaçatı Antika Pazarı, Çeşme, nerede, Otobüs ile nasıl gidilir?

Çeşme şehrinde Alaçatı Antika Pazarı konumuna Toplu Taşıma

Çeşme, Türkiye'deki Alaçatı Antika Pazarı adresine nasıl gidebileceğinizi mi merak ediyorsunuz? Moovit, en yakın toplu taşıma durağından adım adım yol tarifi ile Alaçatı Antika Pazarı adresine ulaşmanın en iyi yolunu bulmanıza yardımcı olur.

Moovit, şehrinizde gezmenize yardımcı olacak ücretsiz haritalar ve canlı yol tarifleri sağlar. Saatleri, güzergahları, hareket saatlerini görüntüleyin ve gerçek zamanlı olarak Alaçatı Antika Pazarı adresine ne kadar sürede ulaşabileceğinizi öğrenin.

Alaçatı Antika Pazarı için en yakın durak veya istasyonu mu arıyorsunuz? Hedefinize en yakın durakların listesine göz atın: Alaçatı Stadı.

Otobüs

Sizi daha erken zamanda ulaştırabilecek başka güzergah olup olmadığını görmek ister misiniz? Moovit alternatif rotalar veya saatler bulmanıza yardımcı olur. Moovit Uygulamasından veya Web Sitesinden kolayca Alaçatı Antika Pazarı için yol tarifi alın.

Alaçatı Antika Pazarı adresine en kolay yoldan ulaşmanızı sağlıyoruz, bu nedenle Çeşme konumundaki kullanıcılar dahil milyondan fazla kullanıcı, toplu taşıma için en iyi uygulama olarak Moovit'e güveniyor. Ayrıca otobüs uygulaması veya tren uygulaması indirmenize gerek yoktur. Moovit, en doğru otobüsü veya metro saatlerini bulmanıza yardımcı olan tüm toplu taşıma araçlarının bir arada olduğu ulaşım uygulamanızdır.

Alaçatı Antika Pazarı için Otobüs fiyatları, ve tüm yolculuk ücreti hakkında bilgi için lütfen Moovit uygulamasını kontrol edin.

Havaalanı, hastane, stadyum, market, alışveriş merkezi, kafe, okul, kolej ve üniversite gibi popüler yerlere gitmek için uygulamayı kullan.

İzmir&#;e en büyük antika pazarı

İzmir’e en büyük antika pazarı

   &#;Masa mezatından, Türkiye’nin en büyük antika pazarından biri olmaya giden yolda, antik mezatlar İzmir ve çevresine hızla yayılıyor.

           DUYGU GÖKSU     
     yılının başında antika ürünler satan esnafların etrafında toplanarak başlattığı nümizmatik üzerine yapılan masa mezatı, bugün Alsancak ve İzmir çevresinde her çeşit objenin sergilenmesi ve yüzden fazla kişinin katılımı ile gerçekleşiyor.
     Yoğun ilgi gören mezatlar, antika ürünler satan esnafların bir dernek çatısı altında bir araya gelmesi projesi ile Türkiye’nin en büyük antika pazarlarından birinin İzmir’de kurulmasının ilk ayağını oluşturuyor. İzmir esnafına can suyu olacak bu proje için, meraklılar ve antikacılar çalışmalarını sürdürüyor.
     yılının son aylarında İzmir’e yerleşerek masa mezatını genişletme ve halka açma düşüncesi ile harekete geçen ve esnaflar ile işbirliği sağlayarak İzmir’de ve çevresinde mezatlar gerçekleştiren Burak Argun; “İzmir’e 6 ay önce geldiğim zaman mezatlar, masa mezatı şeklindeydi. Esnaf kendi arasında birbirine mal satıyordu. Ufak tefek objeler ve özellikle nümizmatik ile ilgili olan mezat halka açık değildi.

     İzmir’e dışarıdan geldiğim için aklıma büyük bir şehirde mezatların halka açık olması halinde daha faydalı olacağı ve bunun için İzmir’de de bir şeyler yapılması gerektiği geldi. Alsancak’ta bir kafesi olan ve eski ürünler sergileyen bir ilgili ile tanıştık. Antika konsepti olan bir kafede ürünleri şovla birleştirerek halka açtık ve büyük ilgi gördü. 6 ayda beklediğimiz ilginin yüz katını gördük. Alaçatı’da, Seferihisar’da, Urla’da, İzmir’in çevresinde bir çok yerde mezatlar düzenlemeye başladık. Burada sağladığımız en güzel şey sosyal buluşma alanı yaratmak oldu. Esnaf birbiri ile güzel sosyal ilişkiler kurmaya başladı. Kolaksiyoner, toplayıcı, biriktirici, halk ve esnaf bir araya geldi. Eline daha iyi bir ürün geçen koleksiyonerler, elindeki daha düşük değerli ürünü getirip bizim mezatlarımızda sundular, değerlendirme sağlanmış oluyor. Son dönemde koleksiyon yapanlar oldukça azaldı bizim amacımız bu piyasaya yeni koleksiyonerler katmak. Sadece antika değil, özellikle son dönemlerde ilgi gören, retro, pop art, vintage ürünler de ön plana çıkmaya başladı. GÖrsel medyadaki dönem dizileri ve dönem filmleri bu talepleri büyük ölçüde artırdı. Genç kesimin daha çok ilgilendiği 60’lar, 70’ler, 80’lerdir. Antika ise ayrı bir grup oldu. Sosyal medya üzerinden de ürünler sunulmaya da başlandı” diye konuştu.

     Sosyal medya mezatı da revaçta
     Elindeki eski ürünler ile yola çıkan Argun, “Eski eşyaları bit pazarından nasıl toplayacağımızı öğrendik. İzmir’in büyük bir bit pazarı olması burada yaşayanlar için büyük bir avantajdır. Geldiğimiz gibi buradaki bu avantajı kullanmaya başladık. İzmir’in beğenilmeyen bit pazarından çok enteresan objeleri bulup, insanlara sosyal medya üzerinden mezatlamaya başlayıp neden bunu halka açmıyoruz diyerek bu işe başladık. Aslına bakarsanız ben bu işin biraz daha şov yönündeyim, satışta birazcık sahne yapıyorum, esprili satışlar yapıyorum. Eski objeler bilgim çok fazla olmasa da ilgilenerek başladım. Enteresan bir sunuşla bu objeleri halka indiriyorum diyebiliriz” dedi.

     Antik buluşma İzmir’e yayılıyor
     Uzun yıllardır İzmir’de antika dükkanında eski eşyaları sergilemenini yanı sıra, eski objeleri değerlendirmek ve geçmişten geleceğe kültür aktarımını sağlamak amacı ile toplayıcıyı, esnafı, koleksiyoncuyu bir araya getirme çabaları ile hedefine yaklaşan Erkan Sert ise, Burak Argun ile tanışmadan önceki çalışmaları ve işbirliklerini şöyle anlattı;
     “İlk olarak eski adliye binasında gümrük tarafında nümizmatik üzerine yapılan bir mezatımız vardı daha sonrasında Burak İzmir’e gelip de tanıştığımızda bunun çalışmasını yaptı. Önce yer bulduk daha sonra İzmir’deki esnafı da bu konuda yönlendirdik. Alsancak’ta bulunan Junker kafede bu işe  başladık bir iki ay içerisinde arz talep çok fazla olmaya başladı. İlk etapta 20 – 25 kişi kalabalık varken bir kaç ay sonra aşağı yukarı kişi katılım sağlamaya başladı. Şu anda devam ediyoruz, son dönemlerde bir kaç saatliğine gelerek satış yapanlarla beraber kişilik katılım olmaya başladı. Gün içerisinde ara vererek bütün gün bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Bu buluşma İzmir’e yayılmaya başladı. Artık sadece esnaf değil, halktan da ürün getirmeye başlayan oldu. Halk da bunlar bizim elimizde fazlalık değerlendirmeye başladık. Talep çoğalmaya başlayınca bu defa İzmir’in farklı yerlerinden talepler gelmeye başladı” dedi.

     Alsancak’ta Pop art, Vintage, Retro ilgisi
     Mezatın gerçekleştiği semtin sosyoekonomik durumunun sergilenen ürünlere yansıdığını ifade eden Sert, “Semtin yapısına göre ürünler sergilemek gerekiyor. Alsancak’ta yaptığımız ilk mezat ve devam eden şekli ile daha çok, pop art, retro, vintage ön planda. Üniversite öğrencisi ve genç yaşta olan gruplar ilgi gösteriyor. Alaçatı’da ise daha profesyonel  ve yüksek fiyatlı ürünlere ilgi gösteriliyor. öncesi ve nadiren bulunan ürünler sergileniyor. yılından büyük ekmek tekneleri, köy ve bahçe objeleri, eski kirmanlar, eski bakkal dekorasyonları, eski damacanalar, oradaki kitlenin talebi ne ise biz oraya onu taşıyoruz. Genç nesile büyük bir aktarım olacaktır, şu anda bizim sattığımız şeyler, dönemin koleksiyonerlerinden gelen şeyler. Son dönemlerde butik müzeler çok ilgi görmeye başladı. Bursa’da, Çanakkale’de, Ankara’da bulunan butik müzeler yoğun taleple karşı karşıya. Belli bir konsepte hitap ediyorar, örneğin Bakkkaliye müzesi’nde ekmek dolabından, o dönemde bakkalda satılan oyuncağa kadar sergileniyor. Gıda olarak tüketilen şeker ve una kadar eski bir bakkalda bulunan her şeye rastlamak mümkün. Örneğin bir kırtasiye kurma aşamasında olan arkadaşımız var. Antikacılık, herkesin merakına hitap ederek devam edilen bir iştir. Bu iş ne kadar yaygınlaşırsa İzmir’e o kadar katkısı olacaktır. Son dönemlerde en iyi müzelerden bir tanesinin Ödemiş Kent Arşivi Müzesi olduğunu da eklemeliyiz, herkesin gidip görmesini tavsiye ederim. Tire’ye de yeni bir müze kuruldu, Turgutlu’da da yeni bir müze kuruluyor” diye konuştu.

     İzmir’e Antika pazarı
     İzmir’e bir antika pazarı katmak konusunda çok ciddi bir projesi olduğunu söyleyen Argun, “Pazar projesi için bir derrnek kuruluşu üzerinde yoğunlaşıyorum. Bu proje vakit alacak ve zor bir iş. Bir çok insanı organize etmek kolay olmasa gerek. Biraz da kişileri seçmek gerekecek. Bit pazarının her esnafı ile yapılacak bir iş olmadığı için, kuracağımız dernek ile bu iş için ilk adımı atmış olacağız. Böyle bir proje aklımda var ve hep beraber bunu yapacağımızı düşünüyoruz. Her ayın ilk pazarı Ankara’da her ayın ilk pazarı kurulan Antika Pazarı, İstanbul’da Feriköy’de büyük bir pazar kurulur, Bursa’da her ayın üçüncü pazarı kurulur, Balıkesir’de her hafta kapalı alanda kurulur. Büfeleri ve tuvaletleri ile tertemiz belediyelerin organize ettiği büyük pazarlardır. Belediyeler bunlardan kazançlar elde etmektedir. Tezgah ücretinin yanı sıra şehir dışından gelen insanların yaptıkları harcamalar ve esnafa katkısı büyüktür. Örneğin, Ankara’da Antika Pazarı’nda yaklaşık ’ün üzerinde esnaf geliyor.

     Sadece pazarın bulunduğu ilde değil çevre illerden ve Tüm Türkiye’den ziyaretçiler geliyor. İzmir ise Bit Pazarı ile yetinmiş durumda, böyle bir organizasyon yok. İzmir’de bir tae bit pazarı var onu da organize edemiyorlar. Bit pazarı ile Antika pazarı arasında büyük farklar var. Antika esnafının bit pazarının içine sıkışmış olması büyük bir meseledir. Daha özel ürünler sunabilen kişilerin daha ayrı ve temiz rahat ziyaret edilebilir bir ortamda olması, koordine edilmeleri ve bir dernek çatısı altında bir araya gelinebilir. Bu şekilde yok olup gidiyorlar. Bunun önelikle bir altyapısını oluşturup İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sunmamız gerekir. Bu pazarın içerisine mezatlar da katılarak, İzmir’de Türkiye’nin en büyük Antika Pazarını kurabilme şansımız var. Potansiyelimiz var fakat değerlendirilemiyor. Öncelikle kendi aramızda bir birlik olması şart. Bunu bütün esnaf ile bir araya gelerek yapmak gerekiyor. Bu kadar çok insanı bir araya toplamak çok zor, bu projeyi gerçekleştirmek isteyen çok fazla insan olduğu gibi, Antika pazarı neticesinde kendi işinin bozulacağını zanneden bir kaç esnaf da var. Ürünü son kullanıcıya ulaştırmak önemlidir bizim için, çünkü ürün hem yerini bulmuş olacak hem de değerinde gitmiş olacak” diye konuştu.

     İzmir’in potansiyeli büyük
     Ege Bölgesi’nin küçük şehirlerindeki esnafların İzmir’deki gibi büyük bir müşteri potansiyeline ya da bit pazarına sahip olmadığını dile getiren Argun, “Antika pazarına katılacak ve ziyaret edecek kişiler her ayın belli günlerinde Ankara’ya, İstanbul’a gidiyorlar. Buna gerek yok, İzmir’de de bunu sağlarsak bütün çevre iller İzmir’e gelecek, böylece katılım çok fazla olacak. Manisa, Aydın, Denizli’de çok fazla esnaf var. İzmir’de kapalı bir pazar yeri olmuş olsa, biz mutlaka geliriz diyor. İzmir’in iklimi neticesinde de bu pazar daha düzenli, daha rahat olabilir ve tüm Ege Bölgesi esnafını buraya toplayabiliriz. İzmir bit pazarında iyi bir organizasyon yok, zor şartlarda tezgahlar kuruluyor. Bit pazarındaki potansiyel daha iyi bir organizasyona katılsın. Türkiye’nin büyük bir antika pazarı daha İzmir’de gerçekleşsin isteriz.

     Bu proje İzmir ekonomisine de büyük katkı sağlar, çünkü gelecek esnaf tahinimizce büyük katılım olacak. Diğer illerden gelenler burada konaklayacak aynı zamanda, otellerdeki doluluk oranı da artacak, İzmir esnafı da hareketlenecek. İstanbul Balat Antik Mezatı örneğini vermek istiyorum, Alsancak’ın bir bölümünün Balat’a dönüşeceğine eminim son bir iki senede, çünkü Balat’da başlayan fener mezatı ile başlandı, çok ilgi çekti ve kötü kokan, yıkılıp dökülen bir sokağın yerini şimdi restore edilerek bir antikacı mezatçı semt haline geldi, mezat kafeler bulunuyor. Günde üç defa mezat yapan mezat evleri var. İzmir eski bir yerleşim yeri olduğu için çok fazla eski ürün de var. Depolarda yılarca kapalı kalan bir ürünü gün yüzüne çıkararak, temizleyerek, restore edilmesi gerekiyorsa ederek onu meraklısına satan kişi hem kazanç sağlayacaktır, hem de ürün değer görmüş ve ilgilisine gitmiş olacaktır. Satana refah sağlayacak alan kişiye de büyük bir haz verecektir” diye konuştu.
     Mezatlar İzmir’in Alaçatı, Seferihisar gibi turistik ilçeleri ve Alsancak’ta, Salı günleri Guguklu Kafe’de, çarşamba günleri Hermit Kafe’de ve perşembe günleri Junker Kafe’de mezat yapılıyor. Cuma günü Kemeraltı’nda da esnaf ağırlıklı mezat yapılıyor. 20 Haziran’da Seferihisar’da ilçenin ilk mezatı yapılacak.

 

Alaçatı

Tatilimizi geçirmek ve yeni yerler keşfetmek üzere eşimle Çeşme Alaçatı’ya gitmeye karar verdik. Antik çağda adı Agrilia olan Alaçatı, İonia diye adlandırılan bölgenin tam merkezinde yer alır. İon kentleri 7. yüzyılda altın çağlarını yaşamış. Bu dönemde 12 şehirden oluşan İon birliği özellikle bilim, felsefe, heykeltıraşlık ve mimaride dünyaya yol göstermişler. Alaçatı’ya en yakın İon kentleri Ildırı; yani Erythrai. Sakız Adası; yani Chios ve Urla iskelesi eski adıyla Klazomenai’dir.

Alaçatı

Bugün Klazomenai denen bölgede bilinen en eski yağ fabrikası bulunmakta. Yolunuz düşerse görmenizi tavsiye edeceğim bir yer. Oldukça ilginç bir yağ fabrikası, adım adım nasıl yağ elde edildiğini görüyorsunuz. Fabrika deyince tabiki o günlere göre düşünmemiz gerekir, toplamda metrekarelik bir alana kurulu bir bina.

Alaçatı Değirmenler

Alaçatı’da yaşayan bir arkadaşımız olduğu için kendimizi şanslı sayıyorum çünkü Alaçatı’da otel ve pansiyon fiyatları bir hayli yüksek. Nedenini bilemiyorum ama başka tatil beldelerine göre Alaçatı’nın değişik bir havası var. Gittiğiniz bütün kafeteryalar ve restoranlarda, duvarlar beyaz boyalı, masalar ahşap ve üzerlerinde beyaz örtüler, çeşitli bitkiler veya objeler ile süslenmiş. Ahşap ve beyaz örtüler, tüller buraya değişik bir güzellik veriyor. Alaçatı Belediyesi plastik sandalye ve masaları yasaklamış, bu yüzden bütünde güzel bir ahenk yakalanmış.

Alaçatı

İlk gün yakınlarda bir plaja gitmek istediğimiz için bir kaç yıl önce açılmış olan Babylon adlı plaja gittik. Buraya giriş 15 TL. Sizi çimlerin üzerinde büyük minderler, etrafı beyaz tüllerle çevrilmiş tahtırevanlar ve kum alanda gölgelikli şezlonglar karşılıyor. Öğle yemeğinizi burada ufak tefek atıştırmalarla yapabilirsiniz. Denizin çok soğuk olduğunu hemen belirtmek istiyorum, öyle ki yüzüp çıktığınızda uzunca bir süre üşüyorsunuz çünkü hiç durmayan bir rüzgar var. Bu rüzgar sörf yapmak isteyenleri de Alaçatı’ya çekiyor.

Plaja giderken belki de hayatınızda görmediğiniz kadar çok sörfçüyü bir arada görme şansına sahipsiniz. Sörf dersleri saat ücreti ile veriliyor 10 saati TL. Bu kadar zaman içinde öğrenildiğini söylediler. Kendinize ait bir sörf takımınız olsun isterseniz biraz kesenin ağzını açmanız gerekiyor. Sadece sörf tahtası Euro civarında. Bu satırları önceki Alaçatı ziyaretimde yazmıştım. Ancak yılında gittiğimde Babylon denen plajın başka bir yere taşınmış olduğunu gördüm. Çağla Kubat Alaçatı&#;ya yeni bir sörf okulu açmış ve burada Pegasus sponsorluğunda sörf turnuvaları yapılıyordu.

Plaj seçenekleri için birkaç alternatif mevcut. Babylon’un hemen yanında halka açık bir plaj olan Çark plajı var. Halka açık deyince sakın aklınıza Caddebostan plajı gelmesin. Son derece düzgün bir plaj, buraya giriş ise kişi başı 7 TL. Bunun karşılığında bir gölgelik ve bir şezlong alabiliyorsunuz. Yemek seçeneği için ise bu kez yan tarafınızda Süzer Otelin plaj barı var. Fiyatları da oldukça makul, bir kişi 6 TL ye yiyecek ve içecek alabiliyor. Bu plaj barda İzmir’in meşhur kumrusunu yemenizi tavsiye ederim. Buraya yılı için yeni bir ekleme yapma gereği duyuyorum: halk plajı bu yıl belediye tarafından kaldırılmış. Herhalde herşeyin tavan şekilde pahalı olduğu Alaçatı&#;ya çok ucuz geldi. Artık yan tarafdaki otelin plajından denize girebilirsiniz. Buraya hafta içi kişi başı 15 TL hafta sonu ise 20 TL ödeyerek iki kişiye bir şemsiye ve iki şezlong ediniyorsunuz. Bu plajın yan tarafından hiç ücret ödemeden şimdilik denize giriliyor. Bunun için bir havlu ve kendi şemsiyeniz yeterli ama sadece şimdilik böyle seneye ne olur bilinmez.

Alaçatı’ya yakın yerlerde denize girmek için değişik seçeneklere sahipsiniz. Bunlardan biri de dolmuşların kapısına kadar gittiği, hem kaplıca hem deniz olan Şifne Kaplıcası. İlk etapta bana yaz ortasında kaplıca fikri itici gelmişti; ama gittiğimde oldukça memnun kaldım. Belediyenin işlettiği güzel bir tesis var. Denize 20 metre mesafede üstü açık bir kaplıca havuzu düşünün, havuza girip bunaldığınızda kendinizi hemen denize atabiliyorsunuz. Şifne’de deniz Alaçatı gibi rüzgarlı olmadığı için neredeyse ılık denebilir. Tesisin içinde bir de restoran mevcut, burada öğle yemeği yiyebilirsiniz. Kaplıcaya hafta içi giriş 12,5 TL, hafta sonları ise 15 TL. Konaklama imkanı da var ama bunu belki yaşlanınca düşünürsünüz.

Gezmek ve denize girmek için Alaçatı’ya yakın bir başka yer olan Ildırı’ya gidilebilir. Burada hem antik yerleşimlere ait kalıntılar, hem de çok güzel bir sahil sizi bekliyor. Ayrıca Çiftlikköy, Altınkum ve Pırlanta plajları ile Aya Yorgi Koyu ve Ilıca’da alternatif plaj noktaları olabilir.

Alaçatı
Akşamları Alaçatı’da birşeyler yemek isterseniz bu elit görüntünün faturası da ona göre oluyor. Ancak size Adaçatı Cafe’yi tavsiye edebilirim. Burası hem 4 odalı minik bir otel, hem de restaurant. İşletmecileri iki bayan. Alaçatı’ya özgü beyazlar içinde bir mekan, sunumlar çok keyifli ve yemekler oldukça lezzetli. İki kişilik yemeği bitiremiyorsunuz ve alkol almazsanız fiyat 2 kişi için 40 ytl. Bu Alaçatı’da kolay bulamayacağınız bir fiyat. (Adaçatı cafe: Hacı Memiş mah. Mithatpaşa caddesi No:7 tel: 77 63) Elbetteki her zaman tost, ayran gibi daha uygun bir seçeneğe de sahipsiniz :) Benim tavsiyem keyifli bir akşam yemeğini uygun fiyata yemek isterseniz geçerli.

Alaçatı Wabi Sabi

Akşam yemeğinden sonra birşeyler içmek veya tatlı yemek isterseniz size Yıldız hanımın eşi ile birlikte işlettiği Wabi Sabi’yi tavsiye ederim diye yazmıştım geçmiş yıllarda. Ancak Wabi Sabi konusundaki tavsiyemi geri çekiyorum. Aşağıda göreceğiniz yorumlardan da anlayacağınız gibi burası son yıllarda sürekli fiyat artıran bir yer halini almış gözüküyor. Bu mekanın yerine size Alaçatı Kumrucu Kale&#;yi tavsiye ederim. Burası hemen Cumhuriyet Caddesinin başında Alaçatının en eski mekanlarından biri sanırım. Eski hali ile de yeni hali ile de burası bir fırın ancak bugünlerde biraz daha moda ürünler üretip satıyor. Sakızlı kurabiye, boyoz, çay ve pastahane işi bir çok şeyi uygun fiyatlı bulabileceğiniz bir mekan.

Alaçatı antik pazarı

Geçmiş yıllarda Alaçatı&#;da caminin bulunduğu meydanda her gün antika pazarı kuruluyordu. Burada bazen oldukça güzel şeylere rastlamanız mümkündü. Maalesef yazında gittiğimde kaldırılmış veya artık kurulmaz olmuş. Belki de sebep bu alanın büyük çoğunluğunu kafelerin kaplamış olmasıdır. Geçmiş yıllarda en çok keyif aldığım yerlerden biri bu antika pazarıydı.

Ancak antika merakınız varsa güzel bir mekan tavsiye edebilirim. İsmi POP adresi Hacımemiş Mah. Dutlu Kahve Sk. No: Bu mağazadan içeri girdiğinizde çocukluğunuz, hatta büyükannenizin size anlattığı anılarınızda kalanlar geri gelecek. Mağazadaki antikalar yıllar süren bir uğraş sonucu bir araya getirilmiş ve kesinlikle değişik bir atmosferde sergileniyor. Bir köşeye gittiğinizde &#;lere başka bir köşede ise &#;lara gidebilirsiniz. Cumartesi günleri kurulan geleneksel Alaçatı pazarı da gezilebilir. Istanbul’un ünlü mağazalarındaki tekstil ürünlerini burada küçük defoları nedeniyle 2,5 ile 3,5 TL arasında satın almanız mümkün. Nerden mi biliyorum çünkü sabah erkenden kalkıp eşime ve bana bir sürü şey satın aldım. Alaçatı’nın içinde akşamları kurulan Çatladı Kapı çarşısı da görülebilecek yerler arasında.

Alaçatı Çatladı Kapı Çarşısı

Siz de bizim gibi internet bağımlısı iseniz İmren cafede birşeyler yerken kendi dizüstü bilgisayarınız ile internete bağlanmanız mümkün. Bizim gibi koltuğunuzun altında Notebook ile gezmiyorsanız internet salonları da mevcut. Alaçatı&#;da herşey pahalı olduğu gibi konaklama fiyatları da oldukça yüksek. Ancak kalacağım yerden çok beklentim yok derseniz size hostel tarzında bir yer önerebilirim. Buraya çok beklenti ile gitmemenizi en başta söylemek isterim. CC11 isimli işletme, hostel, bar ve aynı zamanda restoran olarak hizmet veren bir yer. Mekan yılında açılmış işletmeciler bir sonraki sezonda kalınacak yerlerin çok daha iyi konumda olacağını söylediler. Ancak restoran kısmına gönlünüz rahat gidebilirsiniz. Fiyatlar Adaçatı Cafe&#;de olduğu gibi burada da oldukça makul ve yemekler lezzetli. Hostelde yılı kişi başı konaklama fiyatı ise oda kahvaltı 50 TL, ben Alaçatı&#;da daha uygun bir fiyat duymadım açıkcası. Mekan Cumhuriyet Caddesi 11 numarada yer alıyor ismide buradan geliyor zaten CC

Alaçatı&#;yı 6 yıl önce ilk gördüğümde çok güzel bir yer olduğunu düşünmüştüm ancak sonraki yıllarda her gittiğimde çok kalabalık olmaya başladığını ve Alaçatı&#;ya yakışmayan bazı mekanların açılıp bir grup esnafın adeta vurgun yapma sevdasında olduğunu gördükçe üzülür oldum. Bundan belki bir 25 yıl önce burası bir tarım ve balıkçı kasabası iken her şey çok daha güzelmiş. Şimdi gördüğüm o ki yerli halk sokağa çıkamaz olmuş. Tabir yerindeyse kendi yaşadıkları yerde azınlık konumuna düşmüşler. Elbette bu olup bitenlerden rahatsız oluyorlar. Bir yanda yerel kıyafetleri gezen yerli halk, diğer yanda mini eteklerle ve topuklu ayakkabılarla birbirine şov yapmak için ve para harcamak için Alaçatı sokaklarında dolaşanlar.

Ama tüm bunlara rağmen ben yine de Alaçatı&#;yı seviyorum, dar sokakları ve mimarisini nadirde olsa kapı önünde oturan Alaçatı&#;nın yaşlılarını görüp onlarla sohbet etmeyi seviyorum. Alaçatı&#;yı görmek isterseniz benim yaptığım gibi sabah 7 ile 8 arasında yola düşmenizi öneririm. O zaman tüm kalabalığından arınmış hali ile gerçek Alaçatı&#;yı, dar ve parke taşı döşeli sokaklarını sabah ışığının güzelliği ile görüp fotoğraflayabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır