aleviler camiye gider mi / Alevi dedelerinden Erdoğan'ın açıkladığı pakete tepki: Camiye tanınan haklar, cemevine de tanınsın

Aleviler Camiye Gider Mi

aleviler camiye gider mi

Bazı solcu ve ateistlerin, Alevî olmadıkları halde böyle görünüp Alevîliği İslam dışı, başka bir din veya inanç sistemi olarak göstermek, bilgisi yeterli olmayanları buna inandırmak için çaba gösterdiklerini biliyoruz. Ama Alevîlerin kahir çoğunluğunun buna katılmadıklarını, kendilerini Müslüman olarak bildiklerini, Alevîliği İslam''ın bir farklı yorumu olarak telakki ettiklerini de biliyoruz ve biz de böyle olduğuna inanıyoruz. Alevîlik tarihinin bazı dönemlerinde başka din ve mezheplerden etkilenmiş olsa bile bugün “Allah''ı, Muhammed''i ve Ali''si” olan Alevîliği İslam dışı gösterme gayretleri boşunadır ve tutmayacaktır.

Alevîlerin camilere gelmek ve orada ibadet etmek istemediklerine dair iddiayı genellemek doğru değildir. Birçok Alevî Müslüman hem cem evine gider, hem de camiye gider. İçlerinden camiye gitmek istemeyen ve cemevine devam etmek isteyenler varsa -ki, var oldukları anlaşılıyor- onlara da kimse mani olmamalıdır.

Ben Alevîlikle ilgili kaynakları gözden geçirdiğimde onun, bir mezhepten ziyade bir tasavvuf okulu, bir tarikat olduğu sonucuna varıyorum. Buna göre de cemevlerinin tekke mahiyetinde yerler olduğunu düşünüyorum. Bana sorulsa tekkelerin açılmasını, tarikatların serbest bırakılmasını söylerim. Çünkü dünyada ve ülkemizde tarikatlar hiçbir zaman yok olmamış, baskı ve yasak sebebiyle yer altına inmiş, faaliyetlerini gizli yürütmüştür.

Cemevleri tekke gibi olsun olmasın, Alevîler oraya gitmek, orada ibadet etmek, ayrıca bazı kültürel faaliyetlerde bulunmak istiyorlarsa bu onların hakkıdır. Devlet emsali kurum ve kuruluşlara yardım ediyorsa onlara da etmelidir. Problem “cemevlerini caminin yerine koymak veya camiye karşı bir alternatif olarak kabul etmek” ile ilgilidir. Ben bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum. Ne Sünnîler cemevi aleyhine konuşmalı, ne de Alevîler cami aleyhinde söz etmelidirler. Dileyen ibadetini dilediği yerde yapabilmelidir.

Aynı şeyi Diyanet-Alevîler ilişkisi için de söylemek isterim: Bu ikili arasında da çatışma ve dışlama değil, kapsama, diyalog ve hizmet alış-verişi olmalıdır. Eğer yeni anayasada Diyanet İşleri Başkanlığı muhafaza edilecekse başka mezhepler ve dini kuruluşlar yanında Alevî topluluğuna yönelik hizmetlerin de bu kurumda yapılması mümkündür, faydalıdır.

Sünnî Müslümanların, Ehl-i beyt''e yapılan zulüm karşısında duyarsız oldukları ve bu zulmü yapanlara lanet okumadıkları iddiası da genel olarak doğru değildir. Ehl-i beyt''e olan sevgi, saygı ve bağlılık istenirse bugün de iki camianın birbirine yakınlaşmasını, aynı sevgi ve saygıyı paylaşmanın hasıl edeceği duygu ortamında soğukluğun sıcaklığa dönüşmesini sağlayabilir. Ehl-i sünnet ulemasının Yezîd, babası ve Hz. Ali''ye cephe alan bazı sahabe aleyhinde söz etmemeleri, onları tuttuklarından, yaptıklarını meşru gördüklerinden değildir. Aynı alimler, Hz. Ali''ye başkaldıranların bâğî (meşru yönetinme başkaldıran asî) olduklarını kabul ve ifade etmişlerdir. Eserleri yıllarca Osmanlı medreselerinde okutulmuş bulunan büyük Sünnî alim Teftâzânî''nin (v. /) bu konuda söylediklerini önemli bir örnek olarak sunuyorum:

“Sahabe arasında geçen kavgalar ve tartışmalar açıkça gösteriyor ki, onların bir kısmı haktan sapmış, zulüm ve günah sınırına ulaşmıştır. Bunun da sebebi kin, inat, haset, direnme, servet ve iktidar talebi, dünyanın çekiciliğine (lezzet ve şehvete) meyildir. Bu böyledir; çünkü her sahâbî masum (günahsız ve günah işleyemez) değildir ve Peygamber''i (s.a.) gören, ona ulaşan herkes hayırlı (iyi) değildir Ehl-i sünnet ulemasının bu olayları farklı yorumlayıp mazeretlere bağlamalarının sebebi büyük sahabeye dil uzatılmasını engellemek içindir. Onlardan sonra Peygamber''in Ehl-i beytine yapılan zulüm ve kötülüklere gelince bunu kimse inkar edemez, buna dağlar taşlar ve hayvanlar bile şahitlik eder, göklerde ve yerde olanlar göz yaşı dökerler; dağlar paralanır, taşlar parçalanır. Bu sebeple o kötülükleri yapanlara, buna razı olanlara veya katkıda bulunanlara Allah lanet etsin! Ehl-i sünnet alimlerinin bir kısmının, onun daha fazlasını da hak ettiğini bildikleri halde Yezîd''e lanet etmeyi caiz görmemiş olmalarının sebebi, cahil ve aşırı gidenlerin işi ileriye götürüp büyük sahabeye kadar dil uzatmalarını engellemek içindir.” (Şerhu mekasıdı''y-tâlibîn, İst. , C. II, s. ).

etiket Alevilik ve Alevi Kültürüyle İlgili Merak Edilen Soruların Detaylı Yanıtlarını Öğrenmek İsteyenler Buraya

Haberler

Yaşam

Alevilik ve Alevi Kültürüyle İlgili Merak Edilen Soruların Detaylı Yanıtlarını Öğrenmek İsteyenler Buraya

Cem Evi Başkanı Turan Güner tüm soruların cevabını vermiş

YouTube üzerinden yayınlanan Soramazsın programınının sunucusu Su Sonia Herring, yine dikkat çekici bir bölümle karşımızda.

YouTube üzerinden yayınlanan Soramazsın programınının sunucusu Su Sonia Herring, yine dikkat çekici bir bölümle karşımızda.

Bu bölümde Şah Hatayı Derneği ve Cem Evi Başkanı Turan Güner'in Alevilik ile ilgili sorulara verdiği cevaplar var. Röportajda yer alan soru ve cevaplardan bir kısmını sizler için derledik.

Bu bölümde Şah Hatayı Derneği ve Cem Evi Başkanı Turan Güner'in Alevilik ile ilgili sorulara verdiği cevaplar var. Röportajda yer alan soru ve cevaplardan bir kısmını sizler için derledik.

Alevilik ne demek?

Alevilik ne demek?

Aleviler azınlık mı?

Aleviler azınlık mı?

Aleviler neden camiye gitmiyor?

Aleviler neden camiye gitmiyor?

Neden Alevilere Kızılbaş deniliyor?

Neden Alevilere Kızılbaş deniliyor?

Alevi kadınlar neden kapanmıyor?

Alevi kadınlar neden kapanmıyor?

Mum söndü nedir?

Mum söndü nedir?

Alevi ile Sünni evlenemez mi?

Alevi ile Sünni evlenemez mi?

Röportajın tamamı için bu videoyu seyredebilirsiniz.

Aleviler neden camiye gitmiyor

Aleviler neden camiye gitmiyor

Aleviler neden camiye gitmiyor

Hacıbektaş Dergahı'nın Postnişini Veliyettin Ulusoy, Akşam gazetesinden Şenay Yıldız'a vermiş olduğu röportajda Alevilik ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

İÇKİ İÇİLİR AMA..

Alevi-Bektaşi geleneğinde alkol var mı?
Bizde var. Dem adı altından şimdi çok uygulanmayan ama bazı yörelerde halen devam eden bir gelenek var. Bu içip kafayı bulmak şeklinde değil, temsili bir şeydir. İnsanlar sarhoş olmaya izinli değillerdir, kendinizi bırakamazsınız. Ama buna rağmen yine orada görevliler vardır. Kırklar Cemi bizim için bir örnektir. Kırklar Cemi'nde bir üzüm tanesinin nasıl paylaşıldığı; hem ezip kırka bölünmesi hem de üzüm şarap öyle bir şey. Bir de bu cemlerde sırf ibadet değil, bir de muhabbet olur. Muhabbet toplumun, oraya girenlerin görgüsünü, bilgisini artırır. Büyükler, bilenler muhabbet eder. Ama bu muhabbetin açılması için de bir şeyler gerekir. Bunlardan birisi de bu 'dem'dir işte. Fakat bu artık pek uygulanan bir gelenek değil.

ASLEN KÜLTÜRÜMÜZDE CAMİ YOK

İslam içindeyseler Aleviler neden camiye gitmiyor?
Peygamber döneminde mescitler vardı. Bunlar toplumsal ihtiyaçları karşılıyordu. İbadet de vardı bunun içinde, fakir fukaranın yemek yiyip gecelemesi de var. Camiler peygamberden daha sonra Emeviler döneminde oluştu. Emeviler'in iktidarında Hz. Ali'nin camide veya mescitte şehit edilmesiyle beraber camilerde Ehlibeyt düşmanlığı başladı. Ehlibeyt biliyorsunuz Peygamberin sülalesi: Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz, Hasan, Hz. Hüseyin.

Onun için de onları sevenler, yani bugünkü Aleviler soğudular camiden. Aslen cami yok zaten kültürümüzde mescit var. Şimdiki cemevleri de eski dönemlerdeki mescitlerin özelliğini taşıyor. Hem ibadet hem de toplumsal ihtiyaçları karşılıyor.

Google News ile Takip Et

Bir çok yönden ele alınması gereken bir konudur bu. Aleviler neden Camiye gitmezler ? bu sorunun bir çok nedeni vardır bunların bazılarını şu şekilde özetleyebiliriz

1 Kur’anda ibadethane olarak secde edilen yer anlamına gelen Mescit sözcüğü geçer. (Camii ismi geçmez), ve bütün yeryüzü insanların mescit kabul edilmiştir.

2 Büyük camiileri muaviye(Lanetli soyun mensubu) yaptırmıştır. Bu camilerde Hz. Muhammed’in soyuna Ehli beyte karşı propaganda yapmış, siyaseti camilere sokmuştur. Kendi çıkarı için dini ve Kur’an-ı kullanmıştır.

3 Emiviler, Hz. Muhammedin torunlarını ve ona bağlı olanların katline ferman çıkarmıştır.(Ehlibeyt’e karşı çıkmışlardır.), Ehli beyte küfr etmeyi ve lanet etmeyi namazın bir parçası yapmış yapmayanlari öldürmüş ve işkence etmistir.

4 Hz. Ali’ye küfür hutbeleri okutturmuşlardır.

Oysa Kur’an-ı Azümüşan’ın buyrulur ki;

…Bir de şunlar var: Tutup bir mescid yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük/gerçeği örtmek için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. “İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!” diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar…Böyle bir mescidde sakın İbadete durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir mescit,(burada cemevi işaret edilmektedir) içinde dua etmen için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte.(mute kable ente mutu) Allah, temizlenenleri sever…”

TEVBE SURESİ, AYET:



Camii ile cemevini karşılaştırırsak:

Camiide rızalık alınıp, razılık verilmez.

Cemevinde razı etmiş ve edilmiş olarak ibadet etmekteyiz.

Camiilerde kadın erkek ayrımı vardır. Birlikte yan yana ibadet edemezler.

Cemevlerimizde kadın erkek ayrımı yoktur. İbadete katılanlara CAN gözüyle bakılır.

Camiilerde lokma dağıtılmaz, semah dönülmez, telli kuran, tevhit yoktur.
Cemevlerimizde lokmalar dağıtılır, hizmetler görülür, Hakk aşkına semah dönülür, tevhitler okunur.

Camiilerde inanç önderleri HOCALAR’dır(Bizler kesinlikle cami hocalarına İMAM demiyeceğiz)

Cemevlerimizde Evlad-ı Resul dedelerimizdir. Cemevleri aynı zamanda küslüklerin giderildiği, sorunların çözüldüğü mekânlardır.

Camiilerde böyle bir durum söz konusu değildir.

Bazıları, Alevilerin, İmam Ali camiide namaz kılarken şehit düşüldüğü için, camiilere gitmediğini söylerler. Bu yalnış bir bilgidir. İmam Ali evinin önünde, İbni mülcem tarafından, zehirli hançerle sırtından vurularak, Hakk’a yürümüştür.

Son olarak Alevilerin neden camiiye değil de, cemevine gittiğini özetlersek:

“…Cemevi barış, özgürlük, eşitlik, ibadet, sevgi, yargı ve karar yeri, hizmet ve sohbet, dirlik ve birliğin korunup sergilendiği, ikrar ve iman, edeb ve erkân, tevella ve teberra, güvenin ve sevenin toplandığı, Hakk’a Temanna ve Hakk’ın tecelli yeridir….”

Kategoriler Alevice BilgiEtiketler Alevi, Aleviler, Alevilik, cami

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır