ali seydi gültekin eğitimi / Ali Seydi Gültekin (@alistezi) • Instagram photos and videos

Ali Seydi Gültekin Eğitimi

ali seydi gültekin eğitimi

Alistezi  felsefesi

Ali’stoloji,  enerji bedenlerin dengelerindeki bozulma ve çakra merkezlerindeki blokajların yaşamımızda olan etkisini araştıran bir ilimdir.
Bunun açıklamasını yapmamızı sağlayan haritalama tekniğinin adı ise Ali’skop haritasıdır. Kadim bilgi olan Dowsing(Radyestezi) yüzyıllar boyunca tartışma konusu olmuştur.

Ali’stoloji; Dowsing(Radyestezi) ile iç içe olmakla birlikte aralarında temel bir takım ayrışmalar vardır.
Dowsing(Radyestezi) cisimlerin ve canlıların yaymış olduğu ışınmaların çatal çubuk ve sarkaç ölçülmesi ile değerlendirerek yorumlanması bilimidir.
Dowsing(Radyestezi) nesnel Ali’stoloji ise öznel bir bilimdir.
Birçok bilinmeyen veriler  Dowsing(Radyestezi) ile açıklanabilir.
Ancak  Ali’skop haritasının yorumu Ali’stoloji’nin  konusudur.
Ali’stoloji  enerji  bedenlerin dengeleri ve çarka merkezlerindeki  blokajların insanların yaşamları ve davranışları üzerindeki etkileri ile ilgilenir.
Ali’stoloji kişi merkezli bir bakış açısı sunar. Yani doğum anınızdan şimdiki yaşınıza kadar enerji beden dengelerine ve çakra blokajlarına bakarak yorum yapar.

İşaretler, % Sayılar ve Grubu

isaretler_ve_Yuzde_sayilar

AlisteziFelsefesi-2

Bu dünyaya gelirken hangi görev için geldiniz ve seviyeniz nedir?
Bunun işaret ve sayısı sizin seviyenizi belirleyecektir.
Bugüne kadar yaşam şekliniz sizi hangi seviyeye getirdi?
Görevinizi yaparak yükselişe devam mı ettiniz, yoksa sorunlarla başa çıkamayıp, gerilere mi düşütünüz?
Bu durumdaki işaret ve sayınız da şu anki seviyenizi belirliyor

dunyadakigelis-1

Enerji beden haritasının dengede olmamasının anlamı, sizin bugüne kadar yaşadığınız sorunlardan kurtulamadığınızı, hala sizi etkileme devam ettiği, zaman içerisinde tekrarladığıdır.
Enerji beden haritanızın  ruhsal, zihinsel,  duygusal,  fiziksel dengesinde oluşan değişimler eril ve dişil sorunların sizi hangi yaşınızda etkilediği ile ilgilidir.

Öncelikle aşağıdaki tümceleri  içimizden tekrar etmemiz ve şükrederek amin dememiz gerekiyor.

“Ben benim, ben sevgiyim, ben ışığım, ben bilgiyim, ben değerliyim, ben bolluk ve bereketim, ben sağlık ve şifayım, ben bilen bulanım, ben koruyan kollayanım, ben üst benliğimle birim, 10 yaşımdaki  DNA’mı aktive ediyorum, ben Allah’ı seviyorum. Allah’ım sana emanetiz, bize emanet ettiklerinde sana emanet, bizi doğru yerde, doğru zamanda, doğru insanlarla karşılaştır, Amin…”

sarkac-grafigi

Dr. Ali Seydi Gültekin

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

İlgili

Dünyanın gözü bu adamda

Elinde bir çatal çubuk! Arazide su arıyor, o bu yöntemiyle dünyayı inandırdı ama öğrenciyken hocasını asla!

Abone ol

İnanılmaz ama o tarihin çok eski çağlarından beri Anadolu'da uygulanan ilginç bir medotla dünyanın gözdesi oldu. Elindeki çubukla su arayan Gültekin'in hüneri suyla sınırlı da değil! O, "çatal çubukla" maden ve petrol kaynaklarını da şıp diye buluyor.

Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Seydi Gültekin, 'çatal çubuk yöntemi'yle su, maden ve petrol kaynaklarının yerini tespit ediyor. Üstelik bunu 1 saatte yapıyor. 'Maden bulmak benim için nefes almak kadar kolay' diyen Gültekin'e göre pahalı bilimsel yöntemlerin başarı şansı yüzde 50, çatal çubuğun ise 95...

Ali Seydi Gültekin, TÜBİTAK bursuyla İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünü bitirmiş, doktorasını vermiş, jeoloji yüksek mühendisi unvanı almış. Gültekin, radyestezi yöntemiyle Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde su, maden yatakları buluyor, deprem faylarını tespit ediyor.

Radyestezi üzerine çalışmasına izin verilmediği için üniversiteden istifa eden Gültekin, yönteminin istatistiksel olarak yüzde 95 başarılı olduğunu ve bu nedenle bilimsel sayılması gerektiğini söylüyor. İşte Gültekin'in ilginç hikayesi;

Nasıl başladı, çatal çubukla su arama işi?
1990’da sahada su arıyorduk. Avcılar kampusundan Silivri’ye yürüyordum. Çatal çubukla gezen bir adam gördüm. “Amca burada ne yapıyorsun” dediğimde, “su buluyorum” dedi. Çok kızdım, “biz güneşin altında saatlerdir su arıyoruz, sen herhalde benimle dalga geçiyorsun” dedim. Amca, “beni Gaziantep’ten uçağa, sonra da Mercedes’e bindirip buraya getirdiler. Ben çatal çubukla su buluyorum” dedi. Merak ettim, üniversiteye döndüğümde hocama durumu anlatım: “Oğlum sen akıllı çocuksun, böyle şeyler söyleme, atarım okuldan” dedi. Sonra iş inada bindi. Kütüphanede ‘Amerika’da Su Nasıl Bulunur’ diye bir kitap buldum, üzerinde bir çatal çubuk resmi vardı. Onunla başladım. Yurtdışından kitaplar getirttim. Sonra Almanya’dan bir öğrencim, çatal çubuk getirdi. Fayların, kuyuların üstünde çalıştım onunla. 100’ün üzerinde sondaj yapılmış yerde ölçüm yaptım. Ölçtüğüm değerlerle sondaj değerlerini karşılaştırdım. Yerin altını okuyup söyleyen biri konumuna geldim. Üniversite hocalarıma, öğrencilerime anlattım durumu. Doktora tezimi bitirdikten sonra, radyestezi üzerine doçentlik tezimi vermek istedim.

Nereye dayanıyor kökeni?
Çin kitabelerinde, Çin imparatorunun elinde çatal çubuk resmi var. 6 bin yıldır süren bir gelenek, dünyada biliniyor. Rusya’da devlet üniversitesinde ders olarak okutuluyor.

Dünyada cemiyetleri var; ‘Society of Dowsing’ diye internete girdiğiniz zaman binlerce sayfayla karşılaşıyorsunuz. Bunu kullanan, eğitimini veren çok insan var.

V. INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON HISTORY EDUCATION 10-12 May 2018 Istanbul / TURKEY SYMPOSIUM PROCEEDINGS V. ULUSLARARASI TARİH EĞİTİMİ SEMPOZYUMU 10-12 Mayıs 2018 İstanbul / TÜRKİYE TAM METİN BİLDİRİLER Editör: Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞEK Doç. Dr. Selahattin KAYMAKCI Dr. Öğr. Üyesi İbrahim TURAN E-book 2018 © V.International Symposium on History Education All the ideas and theories and any existing errors in this e-book are the sole responsibility of the authors. The papers published in this e-book may be cited if proper references provided and full bibliographical credit is given. ISBN: 978-605-84866-1-4 Formatting&Design: Hasan ŞERİTOĞLU https://www.historyeducation.org Sempozyum Onur Kurulu Prof. Dr. Mahmut AK İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik TURAN Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Hülya ÇALIŞKAN İstanbul Üniversitesi HAYEF Dekanı Ömer Faruk YELKENCİ İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Prof. Dr. Mustafa SAFRAN Tarih Eğitimcileri Birliği Derneği Başkanı Sempozyum Düzenleme Kurulu Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞEK İstanbul Üniversitesi (Başkan) Prof. Dr. Bahri ATA Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Nihat Gürel KAHVECİ İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Selahattin KAYMAKCI Kastamonu Üniversitesi Doç. Dr. Hüseyin KÖKSAL Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Özgür YILDIZ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Şahin ORUÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi İbrahim TURAN İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Esra ÖZSÜER İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Fatih DURGUN İstanbul Medeniyet Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Genç Osman İLHAN Yıldız Teknik Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Namık ÇENÇEN Gazi Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Akif PAMUK Marmara Üniversitesi Dr. Mustafa İÇEN Yıldız Teknik Üniversitesi Erol KÖMÜR M.E.B Sempozyum Bilim Kurulu Prof. Dr. Cemil OZTURK Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Salih OZBARAN Emekli Profesör Prof. Dr. Penelope HARNETT University of the West of England Prof. Dr. İsmail Hakki DEMIRCIOĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Yücel KABAPINAR Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Yahya AKYUZ Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Levent YILMAZ EHESS-Fransa Prof. Dr. Maria REPOUSSI Thessaloniki Üniversitesi, Yunanistan Prof. Dr. Elisabeth ERDMANN Nurunberg Üniversitesi, Almanya Prof. Dr. Alexander KHODENOV Yaroslav Üniversitesi, Rusya Prof. Dr. Benediktas SETKUS Educational Sciences Üniversitesi, Lithuania Prof. Dr. Mustafa ERGUN Afyon Kocatepe Üniversitesi Prof. Dr. Hasan AKGUNDUZ İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Nuri KOSTUKLU Prof. Dr. Necmettin Erbakan Üniversitesi Prof. Dr. Ahmet DOGANAY Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Ali Sinan BILGILI Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Mesut CAPA Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet İPÇİOĞU Necmettin Erbakan Üniversitesi Prof. Dr. Muammer DEMIREL Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Fatma ACUN Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Ali YILMAZ Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Necmi UYANIK Selçuk Üniversitesi Prof. Dr. İbrahim SIRIN Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Hamza KELES Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Ramazan ACUN Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet SAHINGOZ Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Necdet HAYTA Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Nuri YAVUZ Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa ORAL Giresun Üniversitesi Prof. Dr. Fahri SAKAL Ondokuz Mayıs Üniversitesi Prof. Dr. Necmettin ALKAN Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Muhittin TUŞ Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ Selçuk Üniversitesi Prof. Dr. Necati Fahri TAŞ Erzincan Üniversitesi Prof. Dr. Kaya YILMAZ Marmara Üniversitesi Prof. Dr. İsmail GÜVEN Ankara Üniversitesi Prof.Dr. Mehmet Öznur ALKAN Prof. Dr. Güray KIRPIK Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Ersin GÜLSOY Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Salih YILMAZ Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet Ali CAKMAK Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Cengiz DONMEZ Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Kadir ULUSOY Mersin Üniversitesi Prof. Dr. Kubilay YAZICI Niğde Üniversitesi Prof.Dr. İrfan ERDOĞAN İstanbul Üniversitesi Prof.Dr. İlyas TOPSAKAL İstanbul Üniversitesi Prof.Dr. Cezmi ERASLAN İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet Serhat YILMAZ Kastamonu Üniversitesi Prof.Dr. Mustafa ŞAHİN 9 Eylül Üniversitesi Prof.Dr. İrfan BAŞKURT İstanbul Üniversitesi Prof.Dr. Mustafa GÜNDÜZ Yıldız Teknik Üniversitesi Prof.Dr. Mustafa AYDIN İstanbul Üniversitesi Prof.Dr. Mehmet HACISALİHOĞLU Yıldız Teknik Üniversitesi Pof. Dr. Haşim ŞAHİN Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet AÇIKALIN İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Erkan DİNÇ Uşak Üniversitesi Doç. Dr. İsmail ACUN Osman Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Alan HODKINSON Liverpool Hope Üniversitesi Dr. Dean SMART University of the West of England Doç. Dr. Arzu Meryem NURDOGAN Marmara Üniversitesi Doç. Dr. M. Bilal ÇELİK Sakarya Üniversitesi Doç. Dr. Semih AKTEKIN M.E.B Doç. Dr. Fatih DEMIREL Artvin Çoruh Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa GÖKÇE Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Hakan AKDAĞ Gaziantep Üniversitesi Doç. Dr. Erdal ASLAN Dokuz Eylül Üniversitesi Doç. Dr. Bülent AKBABA Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Serkan YAZICI Sakarya Üniversitesi Doç. Dr. Gülin KARABAG Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Yasin DOGAN Adıyaman Üniversitesi Doç. Dr. Ahmet S. CANDAN Karabük Üniversitesi Doç. Dr. Aydin GUVEN Atatürk Üniversitesi Doç. Dr. Ramazan KAYA Atatürk Üniversitesi Doç. Dr. Özgür AKTAS Kars Kafkas Üniversitesi Doç. Dr. Ayten KİRİŞ AVAROĞULLARI Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Banu CULHA ÖZBAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa ALİCAN Adıyaman Üniversitesi Doç. Dr. Adnan ALTUN İzzet Baysal Üniversitesi Doç.Dr. Kürşat YILDIRIM İstanbul Üniversitesi Doç.Dr. Dinçer KOÇ İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Fatih Mehmet SANCAKTAR İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Zafer TANGÜLÜ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Cemil Cahit YEŞILBURSA Gazi Üniversitesi Doç.Dr. Fehime Nihal KUYUMCU İstanbul Üniversitesi Doç.Dr. Muhammet BAŞTUĞ İstanbul Üniversitesi Doç.Dr. Filiz MEŞECİ GIORGETTI İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Dilşen İNCE ERDOĞAN Adnan Menderes Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Sezai OZTAS Kırklareli Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Gökhan KAGNICI Uşak Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Teyfur ERDOGDU Yıldız Teknik Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Hasan ISIK Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan CELEN Trakya Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Hülya ÇELİK Sakarya Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet AKPINAR Karadeniz Teknik Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Fatih YAZICI Gazi Osman Paşa Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Tercan YILDIRIM Ordu Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ramazan ALABAŞ Kastamonu Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Neval AKÇA BERK Çukurova Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Tuba ŞENGÜL Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ersin TOPÇU Kastamonu üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Muhittin SAĞIRLI İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Murat ÖZTÜRK İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ali Ergin GÜMÜŞ İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Aslı AYTAÇ İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Akif PAMUK, Marmara Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Nihan EROL ŞAHİN Gazi Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Muhammet AVAROĞULLARI Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Betül BATIR İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ensar KÖSE İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Derya ÇIĞIR DİKYOL İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Nil TÜRKER TEKİN İstanbul Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Evren ŞAR İŞBİLEN İstanbul Üniversitesi Sekreterya Okt. Mehmet Alper CANTİMER Sakarya Üniversitesi Arş. Gör. Hamide KILIÇ İstanbul Üniversitesi Arş. Gör. Ahmet VURGUN, Marmara Üniversitesi Arş.Gör.Dr. İsmail ÖZSARI İstanbul Üniversitesi Arş.Gör.Dr. Nur ÜTKÜR İstanbul Üniversitesi Arş.Gör.Dr. İrem PAMUK İstanbul Üniversitesi Arş.Gör. Gökhan ABANOZ İstanbul Üniversitesi Arş.Gör. Senem GÖNENÇ İstanbul Üniversitesi Arş.Gör. N. Ahmet TOKDEMİR Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Türkiye M. Fatih ÇALIŞIR İbn Haldun Üniversitesi, Türkiye M. Fatih YALÇIN Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Türkiye Mahmut AK İstanbul Üniversitesi, Türkiye Medine Nur KILINÇ Gazi Üniversitesi, Türkiye Mehmet Ali BEYHAN Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Mehmet Ali ÇAKMAK Gazi Üniversitesi, Türkiye Mehmet Alper CANTİMER Sakarya Üniversitesi, Türkiye Mehmet ELBAN Bayburt Üniversitesi, Türkiye Mehmet GÜLER MEB, Türkiye Mehmet Kaan ÇALEN Trakya Üniversitesi, Türkiye Mehmet Ö. ALKAN Tarih Vakfı, Türkiye Mehmet ÖZBAŞ Erzincan Üniversitesi, Türkiye Mehmet Sami BAŞAK MEB, Türkiye Mehmet UYMAZ Sakarya Üniversitesi, Türkiye Mehtap NASIROĞLU Batman Üniversitesi, Türkiye Meliha KÖSE Bartın Üniversitesi, Türkiye Mert DABAN İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, Türkiye Merve AYGÜN Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye Meryem KEKEÇ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye Mesut ÇAPA Ankara Üniversitesi, Türkiye Metanet MEMMEDOVA Bakü Devlet Üniversitesi, Azerbaycan Metin IŞIK Adıyaman Üniversitesi, Türkiye Muhammed Bilal ÇELİK Sakarya Üniversitesi, Türkiye Muhammet AVAROĞULLARI Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Türkiye Muhammet ŞAHİN Gazi Üniversitesi, Türkiye Murat KORALTÜRK Marmara Üniversitesi, Türkiye Murat TARHAN Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Türkiye Mustafa H. Dr. Mesut ÇAPA Ankara Üniversitesi Cumhuriyet Dönemi Tarih Eğitimi ve Ders Kitapları Prof. Dr. Darkhan KYDYRALİ Uluslararası Türk Akademisi (International Turkic Academy) Başkanı Ortak Türk Dünyası Tarih Kitabı için Çalışmalar Doç. Dr. Hasan AYDIN Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi Tarihe Felsefeyle Bakmak İÇİNDEKİLER TARİHYAZIMI 1 Roma Tarihyazıcılığında Antiquariusların Yeri ve Önemi 2-13 Prof. Dr. Muzaffer DEMİR Neriman Serdarlar ile Fahriye Çetinkanat’ın Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ders Kitabı Üzerine 14-19 Medine Nur KILINÇ, Prof. Dr. Nejla GÜNAY Türk Tarihini Edebiyata Taşıyan Yazar: Hüseyn Cavid 20-31 Prof.Dr. Lütviyye ASGERZADE Genel Türk Tarihçiliğinde Tahrifat Sorunu Üzerine Bazı Görüşler 32-35 Doç. Dr. Kürşat YILDIRIM Azerbaycan’da Sosyal Fikrin Yeni Forması Gibi Aydınlanma Harekâtı, Onun Tekâmülüne Farklı Yaklaşımlar (Tarihçilık Açısından) 36-47 Doç.Dr. Qasımova SEVİNC Alternatif Tarih Yazımı ve Yöre Tarihçiliği Noktasında Samim Kocagöz Romanları 48-67 Doç.Dr. Dilek ÇETİNDAŞ Pan-Narrativizm Ertesinde Tarih ve Edebiyat Arasındaki İlişkiler 68-71 Dr. Öğr. Üyesi Güneş IŞIKSEL Türk Tarihinin Çağlara Ayrılması ve Devlette Devamlılık Esası 72-82 Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Kaan ÇALEN Oxford’da Geç Ortaçağ İngiliz Tarihi Çalışmalarının Yükselişi: K.B. Mcfarlane ve Tarihçiliği 83-91 Dr. Öğr. Üyesi Fatih DURGUN II. Bayezid Devri Osmanlı Tarih Yazıcılığında Cem Sultan 92-114 Dr. Öğr. Üyesi Yunus İNCE Ali Seydi Bey’in Eğitime Dair Gölgede Kalmış Bir Eseri: “İptidailere Mahsûs Tarih-i Osmanî” 115-131 Dr.Öğr. Üyesi Betül BATIR Genel Türk Tarihçiliğinde Orta Asya Arkeolojisinin Eksikliği ve Güncellenmeme Sorunu 132-135 Dr. Öğr. Üyesi Elvin YILDIRIM Bir Yöntem Olarak “Dünya Tarihinin Morfolojisi” Dr.Öğr. Üyesi Arzu İBİŞİ TEMELLİ 136-143 Gazneli Mahmud Dönemi Temel Tarih Kaynakları Üzerine 144-153 Öğr. Gör. İzzetullah ZEKİ Osmanlı ve Cumhuriyet Tarihçiliğinin Madun Bırakılmış Yüzü: “Kadın Tarihi” 154-166 Dr. Şeyda ÖZÇELİK Alparslan Türkeş’te Tarih Tasavvuru 167-173 Öğr. Gör. Haluk KAYICI Tarih Kaynağı Olarak Menakıbnameler 174-180 Öğr. Gör. Tunay KARAKÖK Demokrat Parti Dönemindeki Gazetelerde İstanbul’un Fethinin 500. Yıldönümü Kutlamalarına İlişkin Yazıların Değerlendirilmesi 181-201 Dr. Namık ÇENCEN İnsanlık Tarihine Bir Başka Bakış 202-207 Hacıyev Rövşen SABİR OĞLU Osmanlı Devleti’nde Rüşdiye Mektebi’nde Okutulan Dünya Tarihi: Hülasa-i Tarih-i Umûmi (Kurûn-u Ulâ) 208-220 Özlem GÜMÜŞER Tarih İhtisas Kütüphanelerinin Kuruluşu 221-228 Prof. Dr. Mustafa ORAL Türkiye Cumhuriyeti Tarih Ders Kitaplarında Sultan II. Abdülhamit İmajı 229-257 Suat ÇATAR, Prof. Dr. Ahmet ŞİMŞEK, Prof. Dr. Vahdettin ENGİN Türkiye ve Yunanistan Örneğinde Din ve Milliyetçilik Algısının ‘Öteki’ Üzerinden İnşası 258-271 Dr. Öğr. Üyesi Esra ÖZSÜER Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ders Kitaplarında 27 Mayıs 1960 Darbesi (1969-1982) 272-286 Çağhan SARI The Representation of The Muslim World in History Textbook in Germany 287-295 Feride DURNA, Ilaria BELLATTI EĞİTİM TARİHİ 296 “Tabiat Muhabbeti” Başlıklı Makale Özelinde Çevre Eğitiminde Yöntem ve Yaklaşımlara Tarihi Bakış 297-307 Doç. Dr. Emine ALTUNAY ŞAM Bursa Amerikan Kız Koleji’nin 1876-1900 Yılları Arasında Eğitimine Bir Bakış 308-313 Doç.Dr. Özgür YILDIZ Öğretmen Kılavuz Kitaplarının İlk Örneklerinden Olan Coğrafya’ya İlk Adım (1915) Adlı Eserin İncelenmesi 314-327 Dr. Gönül Türkan DEMİR, Doç. Dr. Emine ALTUNAY ŞAM Okullarda Hava Tahmini Yapılmasına Yönelik Bir Uygulama Örneği (1925) 328-341 Dr. Gönül Türkan DEMİR 18. Yüzyıl Osmanlı Medreselerinde Müderrislerin İstihdam Sorunu 342-355 Öğr. Gör. Ülkü YANCI Cumhuriyet Tarihi Türk Eğitim Sisteminin Temelini Oluşturan Değişkenler 356-363 Hayati DOKDEMİR, Doç. Dr. Mehmet ÖZBAŞ Osmanlı Siyaset ve Fikir Adamlarının Kızların Eğitimi İle İlgili Görüşleri 364-373 Okutman Sevim CEYLAN DUMANOĞLU, Prof.Dr. Memet YETİŞGİN Türkiye’de “Eğitim Tarihi” Alanında Yapılmış Doktora Tezlerindeki Geçerlik ve Güvenirlik Önlemlerinin İncelenmesi 374-382 Arş. Gör. Eyüp CÜCÜK, Doç. Dr. Ayhan DOĞAN Bizans İmparatorluğu’nda Yüksek Öğretim (1204-1453) 383-401 Arş. Gör Ali GENÇ Sınıf Öğretmeni Adaylarının Tarihteki Ünlü Matematikçiler Hakkındaki Farkındalıkları 402-409 Dr. Öğr. Üyesi Gülşah BATDAL KARADUMAN, Doç. Dr. Dilek ÇAĞIRGAN Eğitim Tarihimizde İhmal Edilmiş Bir Kurum: Çocukları Kurtarma Yurdu 410-430 Mert DABAN Türk Eğitim Tarihindeki Üç Kuşak Matematik Ders Kitabından Örnekler 431-435 Dr.Öğr.Üyesi Çiğdem ARSLAN, Hatice Kübra GÜLER Trakya Umumi Müfettişliği’nin II. Tarih Kurultayı Münasebetiyle Sunduğu Rapor Hakkında Bir Değerlendirme 436-443 Öğr. Gör. Osman KÖSE, Öğr. Gör. Dr. Zeynep ÖZDEM KÖSE Cumhuriyet Dönemi Geleneksel Türk Makam Mūsikisi Eğitimi Tarihi’nin Disiplinlerarası Yaklaşım İle İncelenmesi 444-462 Dr. Alp ÖZEREN TARİH EĞİTİMİ 463 Gelibolu Bağlamında İngiliz, Avustralya ve Türk Ders Kitaplarına Bakmak: Nasıl İşleniyor Bu Konu? 464-475 Prof. Dr. Yücel KABAPINAR, Tuba YEŞİL Mübadeleyi Duyumsamak / Anlamak ve Kanıt Temelli Öğrenme: Ortaokul Öğrencileri İle Karşılaştırmalı Bir Araştırma 476-489 Prof. Dr. Yücel KABAPINAR, Uzman Yasemin YABANSU Öğretmen Adaylarının Göreme Tarihi Milli Parkının Kaynak Değerleri İle İlgili Farkındalıklarının Değerlendirilmesi 490-498 Prof. Dr. Ali MEYDAN Kimya Öğretmen Adaylarının Yerel ve Sözlü Tarihle İmtihanı: Periyodik Cetvelden Öte Bir Yaşam da Varmış 499-511 Prof. Dr. Yücel KABAPINAR, Larissa UYAR, Büşra UBUZ, Aslı ÇELİK Tarih Öğretiminin Yeniden Sorgulanması: İkinci Maarif Şûrası’nda Tartışmalar ve Sonuçları 512-528 Prof. Dr. Mesut ÇAPA İlkokul Tarih Eğitiminde Jigsaw Tekniği 529-535 Doç.Dr. Özgür YILDIZ, Narin YILDIZ Yetişkinlerin Yerel Tarihe İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi: Safranbolu Örneği 536-546 Doç. Dr. Fatma ÜNAL, Çağrınur SAĞ, Seda GÜNEŞ Pedagojik Formasyon Eğitimi Alan Öğrencilerin Türk Eğitim Tarihi Dersinin Amaç, İçerik ve Yöntemine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi 547-567 Doç. Dr. Hasan IŞIK İnönü Döneminde Tarih Öğretimi: Haydarpaşa Lisesi Öğrencilerinin Ödevlerinden Örnekler 568-581 Doç.Dr. Filiz MEŞECİ GIORGETTI Günümüz Eğitim Fakültelerinde “Pedagoji Tarihi” Niçin Okutulmaz? 582-588 Doç. Dr. Nebahat GÖÇERİ Modern Reform Olan Uzaktan Eğitimin Tarihi ve Onun Tarih Eğitimine Uygulamasında Önemi 589-602 Doç.Dr. Metanet MEMMEDOVA Lise Tarih Öğretmenlerinin Öğretim Programı Geliştirme Süreci ve Güncellenen Öğretim Programına Dair Görüşleri 603-614 Dr. Öğr. Üyesi İbrahim TURAN 4.Sınıf Öğrencilerinin Yerel Tarih Çalışmaları ve Yerel Tarih Sergisi 615-626 Doç. Dr. Fatma ÜNAL, Seda GÜNEŞ, Çağrınur SAĞ Empatiye Kapı Açan ya da Yanılgı Kafesine Kilitleyen Bir Anahtar Olarak Tarihi Romanlar 627-639 Burak AKDAĞ, Doç. Dr. Ş. Gülin KARABAĞ Tarih Dersi Öğretim Programları Değişiyor Peki, Tarih Ders Kitapları Değişiyor mu? 640-663 Doç.Dr. Bülent AKBABA 8. Sınıf Öğrencilerinin Bakış Açılarına Göre Tarihi Dizilerin Etkileri 664-672 Dr. Öğr. Üyesi. Hülya ÇELİK,Hande KOÇ Değerler Açısından Tarih Öğretim Programları ve Ders Kitaplarının İncelenmesi 673-685 Dr.Öğr. Üyesi Serdar ERKAN,Doç.Dr. Ahmet ÇOBAN Toplumsal Belleğİn Aktarımında Bir Araç OlarakTarihsel Canlandırma: Türkiye’de Uygulama Örnekleri 686-697 Dr.Öğr. Üyesi Neval AKÇA BERK Sosyal Bilgiler Derslerinde Yerel Tarih Uygulamaları: Mahallemin Tarihini Yazıyorum 698-711 Dr. Öğr. Üyesi Gül TUNCEL, Arş. Gör. Dr. Mustafa İÇEN Sorgulamaya Dayalı Tarihsel Düşünme Becerilerini Geliştirmeye Dönük Uygulamaların Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Soru Sorma Becerilerine Yansıması 712-727 Dr. Öğr. Üyesi Kibar AKTIN Tarih Öğretmen Adaylarının Darbe Kavramına İlişkin Metaforik Algıları 728-744 Dr. Öğr. Üyesi Yücel Atila ŞEHİRLİ Tarih Öğretmen Adaylarının Tarih Öğretimine İlişkin Tutumları 745-762 Dr. Öğr. Üyesi Yücel Atila ŞEHİRLİ Sosyal Bilgiler Dersinde Oyunla Öğretimin Etkileri 763-774 Dr.Öğr. Üyesi Kamil UYGUN, Uz. Öğrt. Bilal BAYRAM, Uz. Öğrt Özgür ARSLAN İnsan, Zaman ve Mekân: Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Bağlamsallaştırma Becerileri 775-791 Dr. Öğr. Üyesi Fatma GÜLTEKİN, Dr. Öğr. Üyesi Neval AKÇA BERK Ortaöğretim Öğrencilerinin Tarihi Çevre Bilgileri ve Bilinçlerinin Değerlendirilmesi 792-802 Dr. Öğr. Üyesi Ayşe SEYHAN, Öğr. Gör. İbrahim YAHŞİ Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin İslamiyet Öncesi Türk Tarihine Yönelik Görüşleri 803-811 Dr.Öğr. Üyesi Genç Osman İLHAN, Merve AYGÜN Osmanlı Arşivi ve Tarih Öğretimine Katkıları 812-827 Dr. Muhammet Ahmet Tokdemir Ortaöğretim Öğrencilerinin Osmanlı Arşivinde Bulunan Hazine-i Evrak Daimi Sergi Alanına İlişkin Görüşleri 828-843 Dr. Muhammet Ahmet Tokdemir Tarih Ders Kitaplarında Sorumluluk Değerinin Yeri (9. Sınıf Ders Kitabı İncelemesi) 844-853 Tuğçe DURMAZ, Dr. Öğr. Üyesi Togay Seçkin BİRBUDAK Uluslararası Bakalorya Diploma Programı ve Ulusal Programdaki Tarih Müfredatı 854-862 Sibel YALI Ortaöğretim Tarih Ders Kitaplarında Kullanılan Haritalar Üzerine Bir Değerlendirme 863-888 Ahmed Fatih GÖKTAN Tarih Öğretiminde “Sorgulamacı Yaklaşım” Çerçevesinde 9.Sınıf Lise Tarih Ders Kitabındaki Soruların Durumu 889-902 Emrah AVCI, Hasan ŞERİTOĞLU Dijital Tarihçilik Açısından Amerikan Kongre Kütüphanesi ve Milli Kütüphanenin Karşılaştırılması: Bir Durum Tespiti Çalışması 903-910 Fatih BERK 9. Sınıf Öğrencilerinin İslamiyet Öncesi Türk Tarihine İlişkin Kavram Algıları: Metafor Analizi 911-936 Cemile KURT, Doç.Dr. Ş. Gülin KARABAĞ 12. Sınıf Türk ve İtalyan Tarih Ders Kitaplarının Karşılaştırılması 937-957 Ali TUNÇEL, Doç. Dr. Ş. Gülin KARABAĞ 9. Sınıf Tarih Ders Kitabının Değerlendirilmesi 958-992 Anıl Arda ARICI, Doç. Dr. Ş. Gülin KARABAĞ, Dr.Öğr. Üyesi Muhammet ŞAHİN ALİ SEYDİ BEY’İN EĞİTİME DAİR GÖLGEDE KALMIŞ BİR ESERİ: “İPTİDAİLERE MAHSÛS TARİH-İ OSMANΔ Dr. Öğr. Üyesi Betül BATIR İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa, Türkiye Özet Ali Seydi Bey, Mülkiye mezunu olup, yaşamı boyunca eğitime hizmet etmiştir. Tarihi Osmanî Encümeni üyesi olan Ali Seydi Bey’in eğitim hakkında yazılmış yüze yakın eseri bulunmaktadır. Sözlük ve tarih dersleri üzerine kitaplar yazan Ali Seydi Bey’in 1912 tarihli “İptidaiyelere Mahsûs Tarih-i Osmanî” isimli eseri oldukça önemlidir. Kitabın dilinin sadeliği, konuların kronolojik bir sıra ve anlam bütünlüğü taşımasının yanında padişahlar hakkında verdiği bilgiler belli hususlarda ilginç yaklaşımlara sahiptir. Padişahların özelliklerinin anlatıldığı bölümlerde, padişahlara verilen lakaplar, bunların nedenleri, başarı ve hezimetleri, zafiyetleri gibi hususlar üzerinde durulmaktadır. Kısa ve öz bilgilerin verildiği bu eserin incelemesi tarih öğretimin tarihçesine önemli katkılar sağlayacaktır. Ders kitaplarını destekleyici şekilde düzenlenmiş olan bu eğitim kitabında pedagojik hususlar da dikkate alınmıştır. Bölümlere ayrılan kitabın her bölümünün sonunda anlatılan kısımlarla ilgili sorular bulunmaktadır. Çalışmada dönemin tarih anlayışı göz önünde tutularak kitabın içerik olarak incelenmesi, kavramsal ve tematik çerçeve içerisinde değerlendirmesi yapılmıştır. Kitap bölümlerinden verilen örneklerle dönemin tarih bilimine bakışı, Osmanlı tarihinin (devlet tarihi) işlenişi, dönemin politik ve ideolojik yapısının etkisi ile kitabın içerdiği konular irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Ali Seydi, Osmanlı Tarihi, Tarih metodu, Tarih eğitimi, Tarih bilinci. A NEGLECTED WORK OF ALI SEYDI BEY ON EDUCATION: “THE HISTORY OF THE PRIMARY SCHOOL” Abstract Ali Seydi Bey, being a Mülkiye graduate, has been training throughout his life. Ali Seydi Bey, a member of The Ottoman Historical Counsel found nearly a hundred works written about education. Ali Seydi Bey, who wrote books on dictionaries and history lessons, is very important, with the title "The History of The Primary School" dated 1912. Besides the language of the book, the chronological order of topics, and the integrity of meaning, the information given by the sultans is of particular interest. In the sections describing the characteristics of the sultan, the surnames given to the sultans, their causes, successes and defeats, weaknesses are emphasized. The examination of this work, to which brief information is given, will provide important contributions to the history of history teaching. Pedagogical considerations have also been taken into account in this educational book, which is organized in support of textbooks. At the end of each chapter of the book, which is divided into chapters, there are questions about the parts described. Considering the historical understanding of the period in the study, the content of the book should be examined and assessed within the conceptual and thematic framework. The views of the period in the history of science will be examined with examples given in the chapters of the book, the effects of Ottoman history (state history), the political and ideological structure of the period, and the topics covered by the book. Keywords: Ali Seydi, Ottoman Empire, History method, History education, History consciousness. 114 Giriş I-Çalışmanın Amacı ve Yöntemi Çalışmanın amacı, Meşrutiyet döneminin tarih anlayışını, dönemin Osmanlı tarihinin işlenişini ve pedagojik yaklaşımlarını daha önce ele alınmamış olan Ali Seydi Bey’in ilkokullar için yazdığı Tarih- i Osmanî isimli ders kitabında tespit etmektir. Dönemin önemli kurullarından Tarih-i Osmanî Encümeni üyesi olan bir eğitimcinin ders kitabına olan yaklaşımı, dönemin tarih felsefesi ile birlikte çözümlenmiştir. Tarih öğretimine yaklaşım, ideolojik değişimler, tarihe bakış ders kitabının verileri ışığında irdelenmiştir. Çalışmanın amacına uygun olarak verileri okumak ve anlamlandırmak için içerik analizi yapılmıştır. İçerik analizi; metodolojik araç ve teknikler bütünü, kontrollü yorum yapma, nesnel, sistematik ve nicel yollardan betimleme, önceden belirlenmiş ölçütlere göre inceleme, anlam çıkarma, açık talimatlara göre nicelleştirme işlemi, niteli nicele dönüştüren bir işlem, kavramların ölçülmesi ve belirli bir anlam çıkarılması için kategorilere ayırma şeklinde tanımlanmaktadır (Tavşancıl-Aslan, 2001, 21-22). Eğitim bilimlerinde kullanım alanları olarak ders kitaplarındaki değerleri ortaya çıkarmak ve kitabın niteliğini belirlemek açısından uygun bir tekniktir (Tavşancıl-Aslan, 2001,43). II-Dönemin Tarih Eğitimi Anlayışı Kültürü aktaran, değerleri yansıtan, bireylerin ve toplumun gelişimini sağlayan ders kitapları çoğu kez siyasi rejimlerin müdahalesi ile şekillenmektedir (Somel,2015,236). Bu şekillenme devletin eğitim politikaları ile gerçekleşmektedir. Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan sonra sivil eğitim kurumları için de ders kitapları yazılmaya başlanmıştı. 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ve ardından 1870 tarihinde Telif ve Tercüme Nizamnamesi modern anlamda ders kitaplarının yazılmasında önemli faktörlerdi. Bu gelişmeler bazı ders kitaplarının Avrupa eserlerinden çeviriler şeklinde çoğalmasına da sebep olmuştu. (Somel, 2015,238). Saffet Paşa’nın Maarif Nazırlığı zamanında hazırlanan 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile programlarda yapılan değişikliklerle tarih dersi okul müfredatlarında yerini almıştı (Ata,2017,3). 1876-1918 tarihleri arasında verilen tarih derslerinde kimlik oluşturma gayesi güdülmüştür (Ata,2017,7). Dönemin ders kitaplarında da bu kimlik yaratma amacı tespit edilmektedir. Ayrıca dönem içerisinde ders kitaplarında, devlet merkezli ve hanedana sadakatle bağlı vatanseverler yetiştirmek de ön plana çıkmaktadır (Ata, 2017,11). Yazılan tarih ders kitaplarında devlet merkezli bir anlayış mevcuttu. Osmanlı tarihi kitaplarında padişahların yönetim tarihleri (sadaret) esas alınmak üzere bir ayrım yapılmıştı. Devletin toprak kazanması ve kaybetmesi bilgileri üzerinde durulmaktadır. 1908’e kadar padişahlara genel olarak eleştirel bir yaklaşım yokken, bu tarihten sonra daha eleştirel ders kitapları yazılmaya başlamıştı. Ayrıca Tanzimat’tan İkinci Meşrutiyet dönemine kadar geçen sürede ders kitaplarının pedagojik anlamda gelişimi de tespit edilmektedir (Somel, 2015,25). II. Abdülhamid döneminin ders kitaplarının genel özelliğini Somel, bir yandan dini ve otoriter sosyal değerlere, diğer yandan da dünyevi ve ilerlemeci anlayışa vurgu yapan kitaplar olarak değerlendirmektedir (2015,253). İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra ilkokullar için tarih derslerinin müfredata yeniden konulması gündeme gelmişti. Üç sınıflı iptidaiyelerin üçüncü sınıflarına haftada iki saat konulan derste “Muhtasar 115 Tarih-i Osmanî” isimli kitap okutulmaktaydı (Merey, 2016,31).Tarih dersleri dönem içerisinde milli ve vatani terbiye aracı olarak görülmüştü (Merey, 2016,34). Ancak ilköğretim alanında çalışmaları olan ve döneme damgasını vuran eğitimci Satı Bey, tarihin ezber bilgilerden kurtarılması, tarih eğitiminde amacın ahlâk ve vatan eğitimi olması gerektiğini vurgulamıştır (Merey, 2016,34). Dönem içerisinde yazılan kitaplarda özellikle ilkokullar için yazılan kitaplarda bu etki görülmektedir. İkinci Meşrutiyet dönemi tarih kitapları bakımından önceki dönemlere nazaran daha geniş ve renkli bir görünüm elde etmişti (Türk,2013,264-265). Bu dönemle birlikte Türkçülüğün tarih ders kitaplarına olan etkisiyle Osmanlı hanedanının Orta Asya ve Türk kökenini Kayı aşiretine dayandıran girişle başlattıkları görülür (Türk,2013,268). Tarih kitaplarının tarih biliminin tanımı ile başlaması da bu dönemin ders kitaplarının özelliklerindendir (Türk,2013,269). Akbayrak, İkinci Meşrutiyet dönemi tarihçiliğini tarihin devlet memurluğu (vakanüvis) tarafından kaydedilen resmi tarihçiliği dönemi ile akademik tarihçilik arası, resmi tarih kurumu geleneğini başlatan her iki dönemin de özelliklerini taşıyan bir geçiş dönemi olarak nitelemektedir (2012,190). İkinci Meşrutiyet döneminin tarih yazımında 1909 yılında Abdurrahman Şeref Bey’in başkanlığında kurulan Tarih-i Osmanî Encümeni önemlidir. Kurulma gerekçesi Osmanlı Devleti’ni bütün unsurları ile bir arada tutmak için hizmet edecek milli tarih öğretme misyonudur (Albayrak,2012,49). Tarih-i Osmanî Encümeni bir Osmanlı tarihi yazmak, arşiv belgelerini yayınlamak ve Osmanlı tarihi ile ilgili yazma eserleri basmak amacıyla kurulmuştur. Alkan, II. Abdülhamid döneminde esas olan “İslam-Türk Sentezi”nin İkinci Meşrutiyet döneminde yerini “Türk-İslam Sentezi”ne bıraktığını söylemektedir (2013,157). Bu görüşe dayanılarak İkinci Meşrutiyet döneminin tarih ders kitaplarının Türk-İslam sentezini yansıttığı, Balkan Savaşları’ndan sonra ise Türkçülük ideolojisini yansıttığı görülebilir. Dönemi kısaca özetlersek; Osmanlı tarihi dar entellektüel çevreden geniş kitlelere doğru olan gelişimini sürdürmüştür. Matbuat alemindeki ilerleme, okullarda tarih öğretiminin yaygınlaşması ve savaş şartlarında tarihe duyulan ihtiyacın artması bu eğitimi hızlandırmıştır. Buna ek olarak geniş kitlelerin ilgisini artıracak içerik ve biçime yönelik değişiklikler meydana gelmiştir. Anlatının dili sadeleşmiş, metin resim ve haritalarla görsel anlamda zenginleştirilmiştir. Diğer taraftan bilimsel/akademik tarihçilik de Tarih-i Osmanî Encümeni vasıtasıyla çalışmalarını sürdürmüştür (Köse, 2014,22-26). Dönemin tarih eğitiminde özellikle Osmanlı tarihi yazımında bir ilkokul kitabı olan Ali Seydi Bey’in Tarih-i Osmanî isimli eserini, örnek bir ders kitabı olarak içerik analizi ile ele alacağız. III- Ali Seydi Bey’in “İptidaiyelere Mahsûs Tarih-i Osmanî” İsimli Eserinin İncelenmesi A-Ali Seydi Bey’in Hayatı Ali Seydi Bey, 24 Mart 1870 tarihinde Erzincan’da doğmuştur. Süvari kumandanı Üzeyir Paşa’nın oğludur. Erzincan Askeri Rüşdiyesi ve Mülkiye İdadisini bitirmiştir. Rıza Tevfik sınıf arkadaşıdır. Ali Seydi Bey, bu dönemde şiirle uğraşmıştır. 1891 yılında Mülkiye’nin yüksek kısmından mezun olmuştur. Aynı yıl Şûrâ-yı Devlet kaleminde devlet hizmetine girmiştir. Bir taraftan da Numûne-i Terakki Mektebi ile idâdilerde hesap, hendese, kitâbet, imlâ ve tarih muallimliği yapmaya başlamıştır. Üsküdar İdâdisi’nde çalışırken Hazîne-i Hâssa Nezâreti Tahrirat Kalemi mümeyyizliğine atanmıştır. 1896 yılında hakkında verilen bir jurnal yüzünden tutuklanmış, mahkeme edildikten sonra “arâzi-i seniyye” başkatipliği üyeliğiyle Bağdat’a sürgün edilmiştir. Burada Bağdat İdâdisi ve diğer başka okullarda muallimlikler de yapmıştır. Ayrıca aşiretler arasındaki bazı düşmanlıkları gidermek üzere 116 de görevlendirilmiş ve bu görevinde aşiretlerin ihtilaflarını çözerek devleti büyük bir olaydan kurtarmıştır. Böylece kendisine Mart 1900 tarihinde mükâfat olarak İstanbul’a dönmesine izin verilmiştir. Görevlerinde başarılı olduğu için Ali Seydi Bey, 1901’de Hazîne-i Hâssa Tahrirat Kalemi mümeyyizi, 1904’te baş mümeyyiz, 1907’de ise müfettiş olmuştur. Çeşitli rütbe ve nişanlarla ödüllendirilmiştir. Ali Seydi Bey, Hazîne-i Hâssa’nın II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesinden sonra Maliye Nezâreti’ne bağlanmasıyla bir müddet kadro düzenlemesinden dolayı açıkta kalmıştır. Bu tarihlerde Mirgûn’de ikamet eden Ali Seydi Bey’in 1909 yazında Mirgûn İttihat ve Terakki Mektebi adıyla bir özel okul açma girişimi olmuştur (BOA,ŞD.NF.225/28). 9 Eylül 1909 tarihinde Dahiliye Nezâreti müfettişliğine tayin edilmiştir. Kasım 1909’da Sultan Reşat’ın emriyle kurulan Tarih-i Osmanî Encümeni’ne dâimî üye seçilmiştir. 1913-19 yılları arasında Adana vali vekilliği, Bolu ve Çatalca sancakları mutasarrıflığı ve Elazığ valiliği yapmıştır. Ali Seydi Bey, Cumhuriyet’in ilanından sonra adı Türk Tarih Encümeni olarak değiştirilen ve başkanlığını Ahmet Refik Altınay’ın yaptığı Tarih-i Osmanî Encümeni’nde tekrar görev almıştır. Bu arada Mekteb-i Mülkiyye’de öğretmenlik yapmıştır. Nisan 1933’de Trabzon milletvekili seçilerek TBMM’ye girmiştir. Ali Seydi Bey, Haziran 1933’te rahatsızlanmış ve Cerrahpaşa Hastanesi’nde iki ay süren tedaviye rağmen kurtarılamayarak 1 Ağustos 1933 tarihinde vefat etmiştir. 3 Ağustos 1933 tarihinde Topkapı mezarlığına defnedilmiştir. Ailesi “Soyadı Kanunu” ile Armaner soyadını almıştır (Uzun,1989,442-445; “Biyografik Fiş 1”, Atatürk Kitaplığı.) B-Ali Seydi Bey’in Eserleri Meşrutiyet aydınlarının birçoğu gibi Ali Seydi Bey de eğitim alanındaki eksikliklerin giderilmesine inanmış, bunun için pek çok eserler yayınlamıştır. Ali Seydi Bey’e göre Batı’nın ilim ve fen alanlarındaki gelişmelerinden acilen haberdar olmak ve halkın kültür seviyesini yükseltmek gerekmekteydi. Bunun için birçoğu ders kitabı mahiyetinde büyüklü küçüklü doksandan fazla eser kaleme almıştı (Gündüz,2018,104). Dil ve tarih üzerinde duran Ali Seydi Bey’in eserlerini sözlükler, tarihler, dini ve ahlâki eserler olmak üzere üç kısıma ayırmak mümkündür. 1928 Harf devriminden sonra yazdığı “Resimli Yeni Türkçe Lügat (İstanbul 1929)”, isimli eser harf devriminin birinci yıl dönümü münasebetiyle yeni harflerle basılmış ilk sözlüktür (Akalın,2017,1-7). (İstanbul 1340), Resimli Yeni Türkçe Lügat (İstanbul 1929) (“Ali Seydi Biyografik Fiş 1”, Atatürk Kitaplığı; Güven- Akagündüz, 2009,141-164). C- Ders Kitabının İncelenmesi Ali Seydi Bey tarafından ilkokul öğrencileri için yayımlanan kitap 54 sayfadan oluşan küçük boy kitaptır. Kitapta kullanılan tek görsel haritadır. Harita Osmanlı Devleti’nin sınırlarını ve şehirlerini gösteren haritadır(Bkz.2). Kitap İstanbul’da İkdam Matbaasında 1328 tarihi ile basılmıştır. Telif hakkının Bab-ı Âli caddesinde Kanaat Kütübhanesi sahibi İlyas’a ait olduğu belirtilmektedir. Kitap içindekiler kısmı ile başlamaktadır. Sadece konu başlıklarının verildiği ilk sayfada kitabın adı, yazarı, basım yeri, “her hakkı mahfuzdur” ibaresi bulunmaktadır(Bkz.Ek1). İlk sayfada “Muhteviyât” başlığı ile şunlar yazılmıştır: “Tarih-i Osmanî hakkında bazı mütalaat- Osmanlıların Aslı- Ertuğrul Bey- Tesis-i Hükümet-i Osmanîye ve Osman Gazi- Orhan Gazi- Hüdavendigâr- Yıldırım Beyazıt- Fasıla-ı Saltanat- Çelebi Sultan Mehmet- Murad-ı sâni- Fatih Sultan Mehmet- Feth-i Konstantiniye- Beyazıd-ı sâni- Sultan Selim-i evvel- Sultan Süleyman-ı evvel- Selim-i sâni- Murad-ı salis- Mehmed-i salis- Sultan Ahmed- i evvel- Mustafa Han-ı evvel- Osman Han-ı sâni- Murad-ı rabi- Sultan İbrahim- Mehmed-i rabi- Süleyman-ı sâni- Ahmed-i sâni- Mustafa Han-ı sâni- Ahmet Han-ı salis- Mahmut Han-ı evvel- Osman Han-ı salis- Mustafa Han-ı salis- Abdülhamid-i evvel- Selim salis-Mustafa-ı rabi- Mahmut Han-ı sâni- 118 Sultan Abdülmecit- Sultan Aziz Han- Sultan Murad-ı hamis- Sultan Hamid-i sâni- Sultan Mehmet Reşat Han”. Ders kitabının içerik olarak incelenmesinde bazı temalar oluşturulmuştur. Bu temalar toplanarak ana temalar şekline getirilerek ortak başlıklarda değerlendirilmiştir. Genel olarak öğretmek amacıyla yazılan kitabın konusunu Osmanlı Tarihi oluşturmaktadır. Öncelikli olarak aidiyet temasıyla yola çıkan kitaptan, soy, padişahlar, fetihler, zaferler, ordu, yönetim, güç, güzel ahlâk, kötü ahlâk, din, hurafeler, ritüeller, lakaplar, şehit olmak, ölüm, icatlar, ilim ve fen, rivayetler, Avrupa, yabancı dil, hilafet, isyanlar, reformlar, komutanlar, kanunlar, düzen, hürriyet, nasihat, ders çıkarma gibi birçok alt temalar çıkarmak mümkündür. Her konunun sonunda sorulardan oluşan kitapta “biz” dili kullanılmıştır. 1- Tanımlar Kitabın birinci bölümü Osmanlı’nın zuhuru ile başlarken, bu bölüme bir giriş yapılarak öncelikle Tarih-i Osmanî tanımlanmıştır. Tarihin önemi, tarihten alınacak dersler, Tarih derslerinin önemi diğer kısımlarda anlatılmıştır. Giriş bölümünün sonunda sonuç, ihtar ve sorular şeklinde devam edilmiştir(s.3-7). Bazı tanımlara örnek vermemiz gerekirse şu kısımları belirtebiliriz: “Tarih-i Osmanî:Her kavmin kendisine mahsûs bir tarihi olduğu gibi bizim de, Osmanlıların bir tarihi vardır. İşte tarih-i Osmanî tâbi olduğumuz Devlet-i Osmanîye’nin ne zaman ve ne suretle teşkil ettiğinden, neler geçirdiğinden, kimlerle muharebe ettiğinden, nereleri zapt eylediğinden bahis eder”(s.3). “Tarihin Ehemmiyeti: Bir millet efradı için ölüm halinden sonra bilinmesi ve öğrenilmesi lâzım gelen şey, mensup olduğu kavmin tarihidir; çünkü nereden ve nasıl geldiğimizi bilmez isek nereye gideceğimizi de bilemeyiz. Evvelden ne ve nasıl olduğumuzu öğrenmez isek, ileride ne olacağımızı da kestiremeyiz. Bunun için tarihimizi iyi öğrenmeliyiz, onu sevmeliyiz”(s.3-4). Tarih dersini neden öğrenmemiz gerektiği ve tarihe neden ihtiyaç duyulduğu da giriş bölümünde “Tarihten alınacak lezzetler ve ibretler” başlığı altında verilmiştir. Bakın çocuklar nidasıyla başlayan bölüm tarihten ders almalıyız öğüdü ile bitirilmektedir (s.4). Ali Seydi Bey, giriş bölümünde tarih derslerinin her sınıf derecesinde okutulduğundan bahisle bu kitabın sadece Osmanlı Tarihine küçük bir giriş olduğundan bahsetmektedir (s.6.). Kitapta aynı zamanda modellemeler yapılmıştır. Örneğin kitapta inşaat ustalarının önce modeller üzerinde çalışarak büyük binalar ortaya çıkarması, bu küçük kitabın büyük eserlerin modeli olduğu belirtilmiştir. “…bu kitap neye benzer bilir misiniz? Hani ya ev yaptırmak isteyenler mühendislere bir parça kâğıt üzerine evin numûnesini, modelini yaptırmazlar mı? İşte bizim bu sene okuyacağımız bu kitap adeta Tarih-i Osmanî’nin öylece küçük bir numûnesi, modelidir. Lakin binayı, evi yapan kalfanın elinde öyle bir çizilmiş, yapılmış kâğıt olmazsa bir şey yapamayacağı gibi biz de eğer iptidai mektebinde iken bu kitabı okumaz, öğrenmez isek daha büyük mekteplerde okuyacağımız tarih-i Osmanî’den bir şey anlamayız.”(s.6). Ali Seydi Bey, kitaba başlamadan önce kitabın nasıl okunması gerektiğini yönerge olarak belirtmiş ve kitabın asla ezberlenmemesini, öğrenilmesini tavsiye etmiştir. Öğrenme metodu olarak, öğretmeni dinlemek, sonra bu kitabı okumak, hatırda kalanları arkadaşlara anlatmak olarak belirlemiştir. 119 Tanımlardan bir diğeri “Fasıla-ı Saltanat”ın tanımıdır. Fasıla-ı Saltanat Yıldırım Beyazıt’ın ölümünden sonra beş oğlu arasında on bir yıl süren taht kavgası olarak ifade edilmiştir (s.24-25). 2- Aidiyet: Kimlik-Köken Ali Seydi Bey, başlangıç olarak “Osmanlıların Aslı” başlığını vermektedir. Burada Osmanlıların aslının Türk olduğu, Türkistan Horasan mevkiinde oturduklarından bahsetmektedir. Yedi yüz yıl önce Tatarların Türkistan tarafına hücum ederek Türklerin çoğunu kılıçtan geçirdikleri, evlerini yaktıkları için Türk aşiretlerinin çeşitli taraflara dağıldıklarını anlatmaktadır. Osmanlıların bu kaçan aşiretlerden Kayı Han Kabilesinden Süleyman Şah’a mensup olduğunu yazmaktadır (s.8). Süleyman Şah’ın Fırat Nehri’ni geçerken boğulması, ardından Ertuğrul Bey’in kabilenin bir kısmı ile Konya ve sonrasında Selçuklu padişahının kabileye Bursa civarındaki Domaniç yaylasıyla Söğüt nahiyesini bağışlaması ile Osmanlı Devleti’nin burada oluştuğunu belirtmektedir (s.8-9). 3- Ritüeller- İlkler Kitapta devlet olma emareleri, tahta geçme, hâkimiyet, bağışlama, çeyiz gibi bazı ritüeller de belirtilmektedir. Ayrıca ilk kez ifadesi ile birlikte olayın bundan sonra gelenekselleştiği belirtilmektedir. Örneğin; “Osman Bey Karacahisar’ı alınca, Selçuklu hükümdarı Osman Bey’e bir beyaz bayrak ile bir davul ve sair gönderdi, bunlar beylik, hidivlik alametleri idi” (s.9-10). “Karacahisar’da kendi ismine (hitabe) okutturdu. Bu tarihten itibaren devletimiz tesis etti” (s.10). Yine ilkler arasında yer alan Hayrettin Paşa’nın sadrazam oluşu şöyle anlatılmaktadır: “Ulemadan (Cendereli Kara Halil) ismindeki bir zat (Hayrettin Paşa) namıyla sadrazam oldu ki: Devlet-i Osmanîye’de ilk sadrazam ve ilk vezir olan zat budur”(s.18). Devlete verilen isim Osman Gazi’den gelmektedir: “Bize (Osmanlı) denilmesi devletimizi tesis eden (Osman) Gazi’nin ismine nispetledir” (s.11). Osmanlı Devleti’nin toprak kazanmasında ordu, güç ve askeri düzen olmasının yanında evlilikler yoluyla da toprakların genişletildiği, güçlenildiği belirtilmiştir: “[İstanbul] İmparator kendisiyle hoş geçinmek için kızını Orhan Gazi’ye verdi. Hele Osmanlıların Rumeli tarafına geçişi itibarlarını bir derece daha yükseltti” (s.15-16). Ali Seydi Bey kitabında rakamlar ile ilgili bir durumu on dördüncü padişah “Sultan Ahmed-i evvel” başlığında vurgulamaktadır: “Sultan Ahmed-i evvel (14) üncü padişah olup, (14) yaşında cülus etmiş ve 14 sene saltanat sürmüştür. Bundan başka yaptırmış olduğu Sultan Ahmet Camii şerifin minarelerinde dahi 14 şerefe vardır” (s.40- 41). Osmanlı’da avlanmak hobiler arasında geçmektedir. Örneğin “Orhan Gazi’nin büyük oğlu Süleyman Paşa av avlanırken vefat etmişti” (s.14) bilgisi mevcuttur. 4- Devlet Kitapta devlet, devletin yönetimi, büyüklüğü, adaletli yönetim gibi konular üzerinde durulmaktadır. 120 Osmanlıların adaletli yönetimleri sayesinde büyüklüklerinden bahsedilmektedir (s.4). Devletimizin kurulduğu 299 rakamını asla unutmayınız diyerek çocuklara devletlerinin kurulduğu tarihi beyinlerine kazımaları istenmektedir (s.10). Kanunlar yapılmasından bahsedilerek devletin ulema-asker-ahali olarak Alaettin Paşa tarafından üç kısma ayrıldığı belirtilmektedir (s.13). Kitapta devlet olmanın emareleri önce nizam, sonra para, sonra asker olarak sıralanmıştır. Ali Seydi Bey bunu Orhan Gazi zamanında Osmanlı’nın bir devlet olarak kurulduğu anlatılırken vermektedir. Şöyle ki; “Osman Gazi zamanında Osmanlı hükümeti tamamıyla tesis etmiş sayılmazdı. Çünkü ne nizamı ne sikkesi, ne muntazam askeri vardı. Arazisi de pek dar idi. Hâlbuki Orhan Gazi (Bursa) gibi büyük bir şehri ele geçirip de orasını payitaht yapınca ehemmiyeti arttı” (s.15). Bağımsız bir devlet olma emareleri arasında yer alan para bastırma usûlü kitapta belirtilmektedir: “Alâeddin Paşa himmetiyle (Orhan) Gazi namına sikke basıldı. Selçuki paraları ortadan kaldırıldı. Vakıan müstakil bir hükümet için bu da lâzım idi” (s.13). Vergi vermenin devlet yönetiminde yer aldığı, hatta bazı yabancı devletlerin vergi vererek Osmanlı akınlarından kurtulduğu belirtilmektedir (s.21,22). III. Mehmet zamanında şehzadelerin taşra valiliklerinde kullanılması usulü kaldırıldığı üzerinde durulmaktadır (s.40). III. Ahmet zamanında devlet özellikle İstanbul halkı safahata dalmıştı. Lala eğlenceleri çoğalmıştı(s.45). Sultan Abdülaziz döneminde devletin maliyesi bozulmuş, hain devlet adamlarına gereksiz yetkiler vererek onların sözü ile hareket etmesi, 1293’de halledilmesine sebep olmuştur. Ali Seydi Bey dönemin maliyesinin bozulmasının nedeni olarak Abdülaziz’in israfa düşkün olması, Avrupa’dan yüksek faizle borç alınması gibi olguları göstermektedir(s.53). Abdülhamit döneminin çok fena geçtiğini söyleyen Ali Seydi Bey, Rusya ile yapılan savaşta Osmanlı topraklarının yarısının kaybedildiğini belirtir. Abdülhamit’in her işe karıştığını, söz dinlemediğini, hafiye jurnallerine inandığını, işlere bakmaz zalim bir padişah olduğundan ülkeyi harap ettiğini anlatır. Artık yaptıklarına millet tahammül edemedi demektedir. 31 Mart 1325 ihtilali (kitapta geçen tabir) üzerine Selanik’ten gelen hareket ordusunun yardımıyla II. Abdülhamit’in hal ile Selanik’e gönderildiği ve yerine meşrutiyet-perver padişah Sultan V. Mehmet’in otuz beşinci padişah olarak tahta geçtiğini belirtir(s.53-54). Devletin karşı karşıya kaldığı isyanlardan da kitapta bahsedilir. Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde isyanların civar beyliklerden çıktığı ve bu isyanların bastırıldığı, isyan eden beyliklerin Osmanlı Devleti’ne yönetimine dahil edildiği anlatılır (s.21,25). II. Murat zamanında yaşanan Düzmece Mustafa olayına da yer verilmektedir (s.26). Ali Seydi Bey, kuruluş döneminden sonra çıkan isyanların sebebini, padişahların ya küçük yaşta tahta çıkması ya da kendilerinin yönetim konusunda aciz olmalarından dolayı ülkede zaman zaman isyanların çıktığını vurgulamaktadır(s.41-42). II. Mahmut zamanında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın devlete karşı başlattığı isyan ve bu olay sonucu Mısır’a verilen Hidiviyet konusuna da yer verilmektedir (s.51). 5-Asker-Ordu Osmanlıların iyi askerlikleri sayesinde kıtaları aldığından bahsedilmektedir (s.4). Alâettin Paşa tarafından oluşturulan askere, yeniçeri adı verildiği, yeniçerilerin piyade sınıfından oluştuğu belirtilmektedir. Yeniçeriler belli kanunlarla idare edilen bir ordu olarak kitapta tanımlanmaktadır. Ali 121 Seydi Bey, “İşte bu yeniçeriler idi ki; dört yüz sene kadar bütün Avrupa’yı titrettiler ve birçok yerleri kolayca zapt ettiler” demektedir (s.13). Yeniçeriler kitapta çeşitli bölümlerde övülmektedir. “Yeniçeri gibi muntazam bir askere kim karşı koyabilirdi ki: böyle derme çatma adamlara karşı koyabilsin!” (s.17). Osmanlı askeri Fatih zamanında dünyanın en güzide ve en muntazam askeri olarak tasvir edilmektedir. Buna karşılık donanmanın bu zamana kadar iyi olmadığı ancak Fatih zamanında donanmanın iyileştirilmesi anlatılmaktadır. “İşte Hazret-i Fatih bunun için Osmanlı donanmasını düzeltti, onu Akdeniz’e çıkardı. Bunlar Venedik donanmasıyla muharebe ederek onları mağlup ve perişan ettiler. Yine bu donanma sayesinde bir müddet sonra (Kırım) kıtası (ve Eğriboz) adası Osmanlıların eline geçti. Fatih hazretleri pek ziyade ehemmiyet verdiği (Rodos) Kalesi’ni feth için donanmasını yola çıkarıp kendileri dahi karadan İzmir’e doğru giderken Kekbuze’de irtihâl dar-ı beka eyledi. (885)”(s.30). Ali Seydi Bey kitapta, “Yavuz Sultan Selim tahta çıktığında askerin düzeni ve devletin idaresi bozulmuştu. Bu durumu düzeltmek için şiddet göstermeye mecbur oldu” diyerek Şiiler üzerine yapılan akınlardan bahsetmektedir(s.33-35). Kanuni zamanında askerlik kurumu o kadar gelişmiştir ki, askerlik öğrenmek için Avrupa hükümdar çocukları Osmanlı sarayına misafir olarak gelmekteydiler (s.38). Ancak II. Süleyman zamanında yeniçeriler bozulmaya başlamıştı (s.44). I. Abdülhamit zamanında yeniçerilere asla söz geçmez olmuştu(s.48). Abdülmecit döneminde asker başarılar kaydetmiş, Ruslarla yapılan savaşı yenmiş, Avrupa’nın büyük devletleri arasına girmişti(s.52). Abdülaziz döneminde ordu güçlendirilmiş, donanma geliştirilmişti. Bahriye alanında Osmanlı Devleti Avrupa’nın ikinci derece devletleri arasına girmişti(s.53). 6-Islahatlar Kitapta Osmanlı Tarihi içerisinde yapılan ıslahatlardan bahsedilmektedir. İlim ve fen alanında olan ıslahatların yanında askeri alanda yapılan ıslahatlara daha fazla yer verilmiştir. Ali Seydi Bey’in kaleme aldığı kitapta, IV. Mehmet zamanında sadrazam olan Köprülü Mehmet Paşa’nın devleti ıslah ederek bütün kötülükleri düzelttiği belirtilmektedir (s.43). Diğer ıslahatlar sırasıyla şöyle özetlenebilir: III. Ahmet zamanında İstanbul’da ilk defa matbaa açılmıştı(s.45). III. Mustafa zamanında Sadrazam Koca Ragıp Paşa bazı ıslahatlar yapmış, kanunlar koymuştu(s.47). III. Selim zamanında bir takım ıslahatlar yapılmıştı. Nizam-ı Cedit adıyla talimli asker oluşturulmuş, Mühendis mektebi açılmış, nizamlar, kanunlar koyulmuştu(s.48). “II. Mahmut zamanında Nizam-ı Cedit adıyla az miktarda talimli asker kurdu ve bu ordu yeniçerileri kıyıma uğrattı (1241). O tarihten sonra düzenli ordu kuruldu. Osmanlı Devleti’nin şimdiki şekli bu dönemle başladı”(s.51). Islahatlar arasında hürriyet-eşitlik kavramlarının kazandırılması da yer almaktadır. Örneğin Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alınca Rumlara mezhep hürriyeti vermesi(s.29), Abdülmecit zamanında yapılan ıslahatlardan Gülhane’de okunan Hattı Hümayûn’un millete hürriyet ve müsavat kazandırması, yine Onun döneminde mahkemeler, okullar açılması (s.52), şeklinde kitapta ayrıntılar verilmektedir. Kitapta, III. Selim zamanında yapılan askeri ıslahatlar ve II. Mahmut zamanında yapılan ıslahatlara da özet şeklinde değinmektedir(s.49,51). 122 7- Kişiler Kitapta bazı kişilerin isimleri zikredilmektedir. Bu kişiler genellikle asker, devlet adamı şeklinde eylem adamlarından oluşmaktadır. Genel itibarıyla kitabın içeriğine uygun olarak başlıklandırmak gerekirse, komutanlar, yöneticiler, yabancı kişiler, büyük adamlar şeklinde bir sıralama uygun olur. a) Komutanlar Kitapta çeşitli komutanların isimlerine yer verilmiştir. Ali Seydi Bey, Orhan Gazi’nin büyük oğlu Süleyman Paşa maiyetinde 50 asker ile Çanakkale civarında sallar ile Rumeli tarafına Gelibolu’ya geçilip, Bolayır ve Tekirdağı aldıklarını anlatır (s.14). Kitapta, I. Murat zamanında Avrupalıların Osmanlıya açtıkları savaşta komutanlık eden Hacı İlbey’e yer verilmiştir. Burada Hacı İlbey komutasında Osmanlı ordusunun Avrupa ordusunu perişan ettiği anlatılır (s.18). Kanuni Sultan Süleyman zamanında Barbaros Hayrettin Paşa Osmanlı donanmasıyla Akdeniz’e çıkarak bütün Avrupa’yı korkutmuştu (s.36). Yine Kanuni döneminde Seydi Ali Reis güçlü komutan olarak anlatılmaktadır(s.37). b) Yöneticiler Kitabın yazıldığı dönem itibarıyla Osmanlı Devleti’nde padişahlık yapmış otuz beş isim başlıklar halinde kronolojik olarak verilmiştir. Padişahların isimleri ile birlikte bazı yöneticilerin adları da zikredilmektedir. Süleyman Şah, Alâettin Paşa, Cendereli Kara Halil (Hayrettin Paşa [Ulemadan- sadrazam]), Timurlenk, Şehzade Sultan Selim, Bahriye Nazırı Kılıç Ali Paşa, Köprülü Mehmet Paşa [Sadrazam], Köprülüzade Mustafa Paşa, Koca Ragıp Paşa, Alemdar Mustafa Paşa’nın isimleri geçmektedir. c) Yabancı Kişiler Kitapta bazı yabancı devletlere mensup kişilere de yer verilmiştir. Katoliklerin reisi Papa, Osmanlılara karşı Avrupalıların (Hristiyan dünyasının) birleşerek açtıkları savaştan bahsederken geçmektedir (s.19). I. Murat’ın Kosova muharebesinde şehit edildiği anlatılırken hançeri saplayan Miloş Kabiloviç ismi zikredilmektedir. “Ne faide ki Hüdavendigâr Gazi muharebenin hitamından sonra muharebe meydanını gezer iken yaralılar içinde bulunan (Miloş Kabiloviç) ismindeki bir Sırplı padişaha arzuhal takdim etmek üzere yanaştığı sırada koltuğu altında sakladığı hançeri ile vurup müşarünileyhi şehit eyledi. Bu hain herif orada debelendi ise de Osmanlı milleti de büyük bir padişah gaip eyledi. (761)” (s.19- 20). II. Murat zamanında Belgrad’ın muhasara edilmesinden sonra Jan Hünyadi adında bir Macar sergerdesinin askerle gelerek şehri muhasara etmesi anlatılmaktadır (s.26-27). Jan Hünyadi ismi ile Fatih zamanında da karşılaşılmaktadır. Bu savaşta Jan Hünyadi’nin ordusu bozguna uğratılmıştır (s.29). III. Ahmet zamanında yapılan Prut savaşında Rusya İmparatoru Deli Petro ismi geçmektedir. Yine aynı dönemde İran Şahı Nadir’in ismine yer verilmektedir(s.45). Yavuz Sultan Selim zamanında İran Şahlığında meşhur (Şah İsmail Safevi)’in adının geçtiği Şiiler üzerine yapılan seferlerden bahsedilmektedir. Yine aynı dönemde Mısır ile yapılan savaşta öldürülen 123 Mısır Hükümdarı Kansu Gavri anlatılırken yerine geçen Tumanbay’ın büyük bir kuvvetle Osmanlı’ya saldırdığı ve bozguna uğrattı anlatılır(s.33-34). d) Büyük Adamlar Devrin büyük adamları tabiri Abdülmecit dönemi için kullanılmış ve Büyük Reşit Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa büyük adamlar olarak sıralanmıştır. Büyüklükleri devleti iyi idare etmeleri, Avrupa’ya Osmanlı’yı tanıtmaları ve gazetelere serbestlik vermeleri olarak gösterilmiştir (s.52). 8- Lakaplar Osmanlı Tarihinin anlatıldığı, bilgilerin özet halinde verildiği kitapta padişahların lakapları nedenleri ile birlikte verilmiştir. Bunlardan bazılarına örnek olarak şu cümleleri verebiliriz: “Dördüncü padişahımız birinci Sultan Beyazıt’tır. Her nerede bir vukuat zuhur etse oraya yetiştiğinden kinâye olarak kendisine (Yıldırım) deniverdi” (s.21). “Halife-i Abbasiye’nin sonuncusu olup Mısır’da bulunan (Mütevekkil ʿalâ ʾl-Lâh) Yıldırım Beyazıt’a (Sultan-ı iklim-i Rum) unvanıyla bir tebrik mektubu yazdığından o günden itibaren padişahlarımıza (Sultan) denilmeye başladı” (s.22). “Çelebi Sultan Mehmet on bir yıl süren taht kavgasının ardından padişah olunca yönetimde kaldığı sekiz sene içerisinde ülkenin iç işlerini yoluna koymuştu. Bu sebeple kendisine Müessese-i sâni unvanı verilmişti” (s.25). “İstanbul’u fetheden II. Mehmet’e Fatih lakabı verilmişti” (s.28). “Zamanında muntazam, mükemmel kanunlar yapıldığı için kendilerine (Kanuni) denilmiştir”(s.38). “III. Mehmet Macaristan’ın en meşhur kalesi olan Eğri’yi fethettiği için kendisine Eğri Fatihi denilmişti”(s.40). “IV. Murat Bağdat’ı Acemlerden kurtardığı için kendisine Fatih-i Bağdat unvanı verilmiştir” (s.42). “Ava pek meraklı olduğundan kendisine (Avcı Sultan Mehmet) deniyor” (s.43). “Sultan Mahmut’un (müceddet devlet), (adlî) gibi lakapları vardı” (s.52). 9- Din Kitapta din konusu ile alakalı bazı kısımlar mevcuttur. Fatih Sultan Mehmet’ten sonra tahta geçen II. Beyazıt için Ali Seydi Bey sofu meşrepli bir adam olup dünya işlerine pek karışmadığını söylemektedir. Vaktini ekseri ibadetle geçirdiğinden devlet işleri ve askerin düzeni Onun zamanında bozuldu yorumunu yapmaktadır (s.31). Yavuz Sultan Selim’in Şiiler üzerine yaptığı akının sebebini din ile açıklamaktadır. Şöyle ki; “Yalnız (Şii) mezhebinde olan (İran) hükümetini ortadan kaldırıp bütün Asya’daki birkaç yüz milyon İslam’ı bir padişahta cem etmek istiyordu” (s.32). Kitapta din konusuyla ilgili olarak Hilafet makamının Osmanlı Devleti’ne nasıl verildiği anlatılmaktadır: “Yavuz Sultan Selim zamanında Mısır’da bulunan Abbasilerden gelen Hilafet-i İslamiye Sultan Selim’e terkedilerek o günden itibaren Osmanlı padişahlarına “Hilafe-i Müslimin” denilmeye başlanmıştı” (s.34). 124 Kitap dönemin padişahı V. Mehmet’e “Cenab-ı Hâk kendilerini her işlerinde muvaffak buyursun Amin” duası ile sona ermektedir (s.54). 10-Hurafeler Kitapta batıl inanç sayılabilecek, hurafe tarzı bazı bilgiler ve ifadeler yer almaktadır. Örneğin; Süleyman Şah’ın Fırat Nehri’nden geçerken suya düşüp boğulması, oğulları tarafından uğursuzluk sayılarak geri döndükleri anlatılmaktadır (s.9). Sultan İbrahim’in aciz bir padişah olduğu, “Efsun ile sihir ile herkesi dolandıran meşhur (Cinci Hoca) bunun zamanında türemiş idi” bilgisini vererek bu tür hurafelerin acizlikle ilgili olduğuna vurgu yapmaktadır (s.43). 11- Ahlâk Kitapta ahlâk konusu özellikle padişahların ahlâkı şeklinde başlıklarda kullanılmıştır. Daha sonra bu başlık ahvâli şekline dönüşmüştür. Padişahların ahlâklarına değinilen bu kısımlarda olumlu ve olumsuz ahlâk olguları belirtilmiştir. Bu olguları bir bütün halinde verirsek şunlar ortaya çıkar: Olumlu ahlâk olguları; akil, cesur, âli, haramdan çekinmek, kötülük etmemek, kibirsiz, gözü-gönlü tok, yardımlaşma, gayretli, dirayetli, hamiyetli, hayır-sever, sade, sabırlı, merhametli, vakarlı, çalışkan, yürekli, bilgili, fazıl, âlim-sever. Olumsuz ahlâk olguları; safahata düşkün, despot, zalim, zaaf-ı kalp, meyus olmak, şiddete meyilli, hiddetli, aciz. Güzel ahlâk olgusu devlet için de kullanılmaktadır. Osmanlıların güzel ahlâkları olduğundan söz edilmektedir. Ali Seydi Bey, kitabı okuyan çocukların bu güzel meziyetlerden gurur duyduğunu belirtirken, Osmanlı Devleti’nin toprak kaybetmesini ahlâkın bozulmasına ve devletin kötü idare edilmesine dayandırmaktadır (s.4-6). 12- İlim ve Fen Kitapta Osmanlı Devleti’nin ilim ve fen konusuna bakışı daha çok padişahların hususi durumları anlatılırken işlenmiştir. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet’in ilim ve fen ile meşgul olduğu, kendisinin altı lisan bildiği, askerlikle gemiciliğe, fenne ilgisi olduğu kitapta belirtilmektedir. Fenne olan ilgisi ve alâkası ile top bile icat ettiği üzerinde durulmaktadır (s.31). Kanuni döneminde sanayi, ilim ve fen ilerlemiş, mimari alanında oldukça ileri gidilmişti. Kitapta, Süleymaniye Camii bu gelişmiş mimariye örnek olarak verilmektedir (s.38). Murat Hüdavendigâr’ın zamanında Osmanlı tuğrasının icat edilmesi (s.20), Fatih’in İstanbul’u alırken büyük toplar, kendi başına hareket eden kaleler yaptırması, o zamana kadar görülmemiş, eşine rastlanmamış icatlar olarak tanıtılmaktadır (s.29). Sonuç Ali Seydi Bey’in ders kitabı giriş kısmında tarih bilimi ile ilgili genel bilgiler ve öğrencilere okuma yönergesi ile başlamıştır. Yönergede çocuklara okuduklarını anlamaları gerektiği ve asla ezberlememeleri gerektiğini söylemiştir. Bu özelliği ile kitap ders kitabı olma özelliklerine sahiptir. Kitapta Osmanlı tarihine ait bilgilere başlıklar halinde yer verirken V. Mehmet Reşat’a kadar tüm padişahları sıralamış ve önemli gördüğü tarihi olaylara yer vermiştir. Padişahların ahlâkı/ahvâli başlığı 125 altında padişahların kişisel özelliklerini belirtmiştir. Bunu yaparken objektif bilgiler vermeye çalışmıştır. Bazı padişahların olumlu ve olumsuz yönlerini vermekten çekinmemiştir. Osmanlı tarihinde padişahlara verilen lakap ve tabirlerin kökenlerini, kelimenin anlamı ve nereden geldiğini belirtmiştir. Osmanlı tarihinde yer alan ilkler üzerinde durmuştur. Bölümlerin sonunda sorulara yer vermiştir. Ayrıca öğrenme metodu olarak ezberi asla önermemiştir. Çocuklara okuduğunuzu, anladığınızı arkadaşlarınıza anlatınız ki unutmayınız tavsiyesinde bulunmuştur. Bu anlamda Ali Seydi Bey’in pedagojik bir eser yazmaya gayret ettiğini söyleyebiliriz. Kitabın okuyucu kitlesine göre sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Anlamı bilinemeyecek kelimeler için dipnot kullanılmıştır (Sözlük çalışması mahiyetinde-Bkz.Ek.3). Yabancı devletlerle olan savaşlardan bahsederken kin ve nefret barındıran sözcükler kullanmamıştır. Ali Seydi Bey, eserin sonunda dönemin klasik ders kitaplarında gördüğümüz şekilde kitabı padişaha dua ile bitirmiştir. 126 Kaynakça “Ali Seydi Biyografik Fiş 1”, Atatürk Kitaplığı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), ŞD.NF, 225/28. Akalın, Şükrü Halûk. “Ali Seydi Bey ve Sözlükleri”, Sanal Türkoloji Araştırmaları Dergisi (STAD), Ocak 2017, s.1-7. Akbayrak, Hasan. Milletin Tarihinden Ulusun Tarihine Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarih Yazımı, İkinci Baskı, İstanbul: Kitapevi, 2012. Alkan, Mehmet Ö. “II. Meşrutiyet’te Resmi İdeoloji, Resmi Tarih ve Eğitim”, Türkiye’de Tarih Yazımı, Ed. Vahdettin Engin- Ahmet Şimşek, İkinci Baskı, İstanbul: Yeditepe, 2013, s.155-179. Ali Seydi Bey. İptidailere Mahsûs Tarih-i Osmanî, İstanbul: İkdam Matbaası,1328. Ata, Bahri. “Tarih Öğretiminin Tarihi (169-1922 Dönemi)”, Türkiye’de Tarih Eğitimi Araştırmaları El Kitabı, Ed.İsmail H. Demircioğlu, Ebru Demircioğlu, Ankara: Pegem Akademi, 2017, s.1-28. Gövsa, İbrahim Alâettin. “Seydi, Ali Seydi (1870-1933)”, Türk Meşhurları Ansiklopedisi, Yedigün Neşriyat, 1946, s.353. Gündüz, Mustafa. İstanbul’un 100 Eğitimcisi, İstanbul: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, 2018. Güven, İsmail- Akagündüz, Ümüt. “Osmanlı Devleti’nde Kadınlara Yönelik Tarih Öğretimi Çabaları ve Ali Seydi Bey’in Kızlara Mahsûs Tarih-i Osmanî Adlı Eseri”, OTAM, 26/Güz 2009, s. 141-164. Köse, Ömer Faruk. “Tarih Öğretmek İçin Yazmak Ali Reşat ve Ali Seydi’nin Tarih-i Umûmî’si”, Toplumsal Tarih Dergisi, Nisan 2014, 244, s.22-26. Merey, Zihni. “Dünyada ve Türkiye’de Tarih Eğitiminin Tarihsel Gelişimi”, Tarih Nasıl Öğretilir?Tarih Öğretmenleri için Özel Öğretim Yöntemleri, Ed. Mustafa Safran, İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi, 2016. Somel, Selçuk Akşin. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi (1839-1908) İslamlaşma, Otokrasi ve Disiplin, İkinci Baskı, İstanbul: İletişimYayıncılık, 2015. Tavşancıl, Ezel- Aslan, A.Esra. İçerik analizi ve uygulama örnekleri, İstanbul: Epsilon Yayınları, 2001. Türk, İbrahim Caner. Osmanlı Devletinde Tarih Eğitimi (1839-1922), İstanbul: Arı Sanat, 2013. Uzun, Mustafa. “Ali Seydi Bey”, İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 1989, s.442-445. 127 EKLER 1.Kitap kapak sayfası. 128 2. Kitapta yer alan görsel. Osmanlı Devleti’nin toprakları, s.5. 129 3. Kitabın ihtar, sualler ve dipnotlarını gösteren örnek bir iç sayfası, s.7. 130

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır