ali sezen akupunktur / Kırk bir kere maşallah - Karamandan.com

Ali Sezen Akupunktur

ali sezen akupunktur

Kırk bir kere maşallah

İLK TEDAVİSİNİ KARAMAN'DA YAPAN DR. ALİ SEZEN, MESLEKTE 41 YILI GERİDE BIRAKTI.

Türkiye'de akupunktur tedavisinin öncülüğünü Karamanlı bir doktorun yaptığını biliyor musunuz? Türkiye'de henüz akupunktur kelimesinin yazımı ve telaffuzu bilinmezken, bu genç doktorun Sri Lanka'daki eğitimini tamamlayıp, ilk kliniğini Karaman'da açtığını hatırlayan var mı? Hatırladıklarını söyleyen çok az kişi olacaktır. Tam kırk bir yıl olmuş. Çiçeği burnunda genç doktor, Karaman'da ilk adımını attığı mesleğinde 41 yılı geride bırakmış. Kırk bir kere maşaallah!

Dr. Ali Sezen, 1954 yılında Karaman'da doğdu. Komşumuzdu, evlerimiz yan yanaydı. Seki Çeşme Mahallesi'nde, Seki Hamamı'nın yanı başında kerpiç duvarlı, tahta kapılı ve toprak damlı evlerden biri Dr. Ali Sezenler'in, biri bizim evimizdi. Ali Sezen, rahmetli Hüseyin abimin arkadaşıydı. Ben ondan küçüktüm. Doktor, coşkun ruhluydu. Hareketliydi. Çocuk yaştan okumaya sardıranlardandı. Kur'an derslerini rahmetli Ahmet Hoca'dan birlikte aldık.

Hayat hızlı akıyor. Önünde ne varsa süpürüp götürüyor. Geçmişten bize sadece anılarımız kalıyor. İyi ki, insanın çocukluk diye adlandırılan bir dönemi var. İyi ki, çocukların kendilerine ait bir dünyaları var. Bir insanı yetişkinliğe taşıyan, onun karakterini, ahlâkını inşa eden dönem, çocukluk evresi diye inanırım.

Dr. Ali Sezen, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Karaman'da doktor olarak hizmete başladı. Kendini aşmayı, farklı bir branşta çalışmayı istedi. Bu onun karakterinin yansımasıydı. Türkiye'de o dönemler Sri Lanka, Seylan olarak bilinirdi. Hint Okyanusu'ndaki bu tropik adaya gitmeyi kafasına koyan Dr. Ali Sezen, vakit kaybetmeden yola çıktı.

Dr. Ali Sezen, Sri Lanka'da Uluslararası Medicina Alternativa Akupunktur Akademisi'nde, akupunktur ve homeopati üzerine ihtisas yaptı. Karaman'a döndü. Türkiye'de henüz akupunktur yöntemi ile tedavinin bilinmediği yıllardı. Karaman'dan Konya'ya, Konya'dan Ankara'ya taşındı. Dr. Ali Sezen'in Ankara'ya geldiği yıllar, ANAP'ın Türkiye'yi dünyaya açma, katı devletçi politikaların esnetilmeye başlandığı dönemlerdi. Hürriyet gazetesinde çalışıyordum. Doktorun kliniği Farabi'de benim iş yerim Cinnah Caddesi'nin başındaydı. Birbirimize çok yakındık. Doktorun hasta trafiği çok yoğundu. Buna rağmen sık sık görüşme fırsatımız oluyordu.

Özellikle hafta sonları Atlı Spor Kulübü'nde buluşur, ortak dostlarımızla uzun uzun sohbet ederdik. Ankara'nın ünlü lokantalarında yemek yemeye doyamazdık. Damak tadımız benzeşiyordu. İkimiz de yemek yemeyi seviyorduk. Ali Sezen, ünlü sanatçıların, iş insanlarının ve dönemin politikacılarının birçoğunun doktoruydu.

Dr. Ali Sezen'in şöhreti, kendi adıyla anılan "Sezen Metodu"nun alternatif tıp literatürüne girince iyice arttı. Akupunkturla kilo verme, migren, kansızlık, epilepsi, kronik alkol ve sigara bağımlılıkları ile kısırlık gibi bir çok alanda tedavi uyguluyordu. Dr. Ali Sezen'in hastalarının büyük bölümü, kliniğe zayıflama amacıyla başvuranlardan oluşuyordu. O yılların amiral gemisi olarak anılan Hürriyet gazetesi başta olmak üzere birçok gazet ve popüler dergiler onunla röportaj yapmak için sıra bekliyordu. Hürriyet gazetesinde "Dünyayı Hafifleten Doktor" başlığıyla haberi çıktıktan sonra, o artık başlıktaki sıfatla anılmaya başlandı.

Mesleğini yapmanın yanı sıra, hasta yoğunluğuna rağmen, akupunktur kongrelerinin hiç birini kaçırmadan izliyordu. Bir dönem uluslararası akupunktur derneğinin yönetiminde görev aldı. Türkiye'nin gönüllü tanıtım elçilerinden oldu. Akupunktur kongrelerinde bildirileriyle dikkati çekerken, meslektaşlarına Türkiye'yi tanıtmaktan geri kalmadı.

Hindistan, Pakistan, İngiltere, Güney Kore, İspanya, Yunanistan, Almanya, Norveç ve Avustralya'da bulunan akupunktur kuruluşlarının üyeleri arasında yer alıyor. Dr. Ali Sezen, 1986'da Colombo'da yapılan 13. Dünya Alternatif Akupunktur Doğal İlaçlar Kongresi'nde, felç tedavisine yönelik sunduğu bildiride, sadece başa yapılan akupunktur yöntemi ile felçli hastaların tedavi edilebileceğini ortaya koydu. Bu bildiri ve tedavi biçimi, kongrenin en önemli kazanımı olarak değerlendirildi.

"1954 yılında doğdu. Tıp doktoruydu. 32 yaşında profesör oldu. Alanında beş bilimsel eseri vardı. Bir gün kendini yazmak istedi. Korktu. Tenkit edilse de bir yaşam öyküsünü anlattı."

Dr. Ali Sezen, güçlü bir kaleme sahipti. Yukarıdaki tırnak içindeki ifadeler onun yaşam öyküsünü anlattığı romanının arka kapağından alıntıdır. Şu ifadeler de öyle:

"İnsanoğlunun yaratılışından bu yana doğasındaki her olay DNA'larına kaydedilerek gelmiştir. İnsanoğlunun kaderi de DNA'larında kayıtlıdır. Birkaç üst nesilde aynı kaderi gözlemlememiz kaçınılmaz bir gerçektir. Kaderin çizilen yolu ise yalnız karar verme aşamasındaki yol ayrımında kendimize aittir."

Dr. Ali Sezen'i kısaca anlatmam gerekseydi, "Zeki, esprili, iç dünyası zengin, kendini kendi iç dünyasına kapatmış" olarak özetlerdim. 20 yıl önce yazdığı ve bugün artık piyasada bulunmayan romanından sonra eline bir daha kalem almadı. Allah ona sevgiyle üzerlerine titrediği bir eş ve üç güzel evlat verdi. Kızları Altınay ve Gökçe'nin Ankara'da mimarlık ofisleri var. Oğul Buğra ise başarılı bir genel cerrah. İstanbul'da bir hastanede doçent olarak görev yapıyor.

Dr. Ali Sezen'in Ankara'daki kliniğine yurdun dört bir yanından hastaların yanı sıra yabancı ülke vatandaşları da geliyor. Dr. Ali Sezen, Karaman'ı, Karaman'daki çocukluğunu hiç unutmayanlardan. Benim gibi, Ankara'yı da çok sevenlerden. Yıllar önce Çayyolu'nda yapılan bir parka ismi verildi. Ankara'da isimleri parka verilen iki Karamanlıdan biri Dr. Ali Sezen, diğeri onun çocukluk ve gençlik arkadaşı rahmetli Hüseyin Tek olmuştur. Dr. Sezen, "Ankara, ülkemizin başkenti ama aynı zamanda Türkiye'nin en vefalı kentidir. Ankara'da yaşamaktan, Ankara'da hizmet vermekten çok mutluyum" diyor.

Türkçede "Noktanın iğnelenmesi" anlamına gelen akupunkturu, Türkiye'ye tanıtıp, alternatif tıp alanında bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmesinde büyük emeği olan Dr. Ali Sezen, kırk bir yıl önce başladığı mesleğini aynı heyecan ve şevkle sürdürüyor. Dostluğumuz da öyle. Nazar değmesin. Kırk bir kere maşallah!

AHMET TEK

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır