alkol ile antibiyotik / Antibiyotik Kullanırken Alkol Alsak Ne Olur?

Alkol Ile Antibiyotik

alkol ile antibiyotik

Antibiyotik Ne Zaman Kullanılır? Yan Etkileri Nelerdir? Antibiyotik Direnci Nedir?

Antibiyotikler, bazı bakteriyel enfeksiyon türlerini tedavi etmek veya önlemek için kullanılır. Antibiyotikler, bakterileri öldürerek veya yayılmalarını önleyerek çalışırlar ancak hepsi için etkili değillerdir.

Medicabil Randevu Al

Birçok hafif bakteriyel enfeksiyon, antibiyotik kullanmadan kendi kendine iyileşilebilir. Antibiyotikler soğuk algınlığı ve grip gibi viral enfeksiyonlara karşı etkili değildirl. Antibiyotikler bazı hastalıkların tedavisinde artık rutin olarak kullanılmamaktadır. Antibiyotiklere ihtiyaç olup olmadığı hususunda doktorların tavsiyesine uyulmalıdır. Antibiyotik direnci oldukça büyük bir sorundur. İhtiyaç olmadığı halde antibiyotik kullanmak, gelecekte antibiyotiklere gerçekten gerek duyulduğunda etkili olmamalarına neden olabilir.

Ne Zaman Antibiyotik Kullanmak Gerekir?

Antibiyotikler, aşağıdaki durumlarda bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılabilir:

Hekiminiz yazmadıkça antibiyotik talep etmeyin

  • Antibiyotik olmadan tedavi etme ihtimali düşükse.
  • Başkalarına bulaşma ihtimali varsa.
  • Reçetesiz iyileşme süresi daha uzun sürecekse.
  • Daha ciddi komplikasyon riski taşıyorsa.

Enfeksiyon riski yüksek olan kişilere, önlem olarak antibiyotik profilaksisi olarak bilinen antibiyotik tedavisi uygulanabilir.

Antibiyotikler Nasıl Kullanılır?

Antibiyotikler, ilaçla birlikte verilen prospektüste ya da hasta bilgi broşüründe belirtildiği şekilde veya doktorun, eczacının talimatına göre alınmalıdır. Antibiyotikler şu şekillerde olabilir:

  • Tabletler, kapsüller veya içilebilen bir sıvı formunda antibiyotikler: Bunlar vücuttaki çoğu hafif ila orta dereceli enfeksiyon türünü tedavi etmek için kullanılabilir.
  • Kremler, losyonlar, spreyler ve damlalar şeklindeki antibiyotikler: Bunlar genellikle cilt, göz veya kulak enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılır.
  • Enjeksiyonlar halindeki antibiyotikler: Bunlar enjeksiyon olarak doğrudan kan veya kas içine damlatılarak verilebilir ve daha ciddi enfeksiyonlar için kullanılır.

Antibiyotik Dozunun Alınması Unutulursa Ne Yapılmalıdır?

Antibiyotik dozunun alınması unutulduğunda, ne yapılacağının öğrenilmesi için ilaçla birlikte verilen hasta bilgilendirme broşürüne ya da prospektüse bakılmalıdır. Kişi hala ne yapacağı konusunda emin değilse, konuyu aile hekimine danışmalıdır.

Çoğu durumda, hatırlandığı anda atlanan doz alınabilir ve ardından antibiyotik kürü normal şekilde kullanılmaya devam edilir. Bir sonraki dozun zamanı çok yakınsa, unutulan doz atlanır ve normal doz programına devam edilir.

ÖNEMLİ NOT: Kaçırılan dozu telafi etmek için çift doz antibiyotik alınmamalıdır.

Fazla Doz Kullanımında Ne Olur?

Kişi kendisine önerilene göre yanlışlıkla fazladan bir doz daha alırsa yan etki riski artar. Yanlışlıkla fazladan alınan 1 doz antibiyotiğin kişiye ciddi zararlar vermesi muhtemel değildir ancak midede ağrı, ishal ve mide bulantısı gibi yan etkilerle karşılaşma ihtimali artacaktır.

Kişi yanlışlıkla fazladan 1 dozdan fazla antibiyotik alırsa, bu durumdan endişe duyuyor veya ciddi yan etkiler yaşıyorsa, mümkün olan en kısa sürede bir doktorla iletişime geçmeli ya da acil çağrı merkezini aramalıdır.

Antibiyotiklerin Yan Etkileri Nelerdir?

Herhangi bir ilaçta olduğu gibi antibiyotikler de kimi yan etkilere neden olabilir. Çoğu antibiyotik, doğru kullanıldığında sorun yaratmaz ve ciddi yan etkilerin görülmesine nadiren rastlanır.

Antibiyotiklerin yaygın yan etkileri şunlardır:

  • Kusma,
  • Mide bulantısı,
  • Şişkinlik ve hazımsızlık,
  • İshal.

Antibiyotik Kullanımına Bağlı Alerjik Reaksiyonlar

Bazı insanlar antibiyotiklere, özellikle penisilin ve sefalosporin adı verilen başka bir antibiyotik türüne karşı alerjik reaksiyon gösterebilir. Çok nadir olarak bu durum, tıbbi bir acil durum olan önemli alerjik reaksiyona (anafilaksi) yol açabilir.

Aşağıdaki durumlarda acil çağrı merkezi aranmalı ya da bir acil servise başvurulmalıdır:

  • Kaşıntılı, kırmızı, şişmiş, kabarmış veya pul pul dökülmüş şekilde bir deri döküntüsü varsa.
  • Hırıltılı bir şekilde soluk alıp veriliyorsa.
  • Göğüste veya boğazda sıkışma oluyorsa.
  • Nefes almakta veya konuşmakta zorluk çekiliyorsa.
  • Ağzı, yüz, dudaklar, dil veya boğaz şişmeye başlarsa.

Bu gibi belirtiler varsa kişi ciddi bir alerjik reaksiyon geçiriyor olabilir ve hastanede acil tedavi görmesi gerekebilir.

Gebe ve Emziren Kadınların Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalıdır?

Bazı antibiyotikler, belirli tıbbi sorunları olan kişiler veya hamile ya da emziren kadınlar için uygun değildir. Kişi hamileyse veya emziriyorsa, kendisi için en uygun antibiyotiği reçete edebilmesi için doktoruyla konuşmalıdır. Kişi sadece kendisi için reçete edilen antibiyotikleri kullanmalı, asla bir arkadaşından veya aile üyesinden antibiyotik ödünç almamalıdır. Bazı antibiyotikler, doğum kontrol hapı gibi bazı diğer ilaçlar ve alkolle iyi bir şekilde etkileşime girmez. İlaçla birlikte gelen bilgi broşürü dikkatlice okunmalı ve kişi endişelerini eczacısı veya doktoruyla görüşmelidir.

Antibiyotik Türleri Nelerdir?

Yüzlerce farklı antibiyotik türü vardır ancak bunların çoğu 6 grupta sınıflandırılabilir:

  • Penisilinler (penisilin, amoksisilin, ko-amoksiklav, flukloksasilin ve fenoksimetilpenisilin gibi): Cilt enfeksiyonları, göğüs enfeksiyonları ve idrar yolu enfeksiyonları dahil olmak üzere çeşitli enfeksiyonları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılır.
  • Sefalosporinler (sefaleksin gibi): Çok çeşitli enfeksiyonların tedavisinde kullanılır ancak bazıları sepsis ve menenjit gibi daha ciddi enfeksiyonların tedavisinde de etkilidir.
  • Aminoglikozidler (gentamisin ve tobramisin gibi): İşitme kaybı ve böbrek hasarı dahil olmak üzere ciddi yan etkilere neden olabildiklerinden, sepsis gibi çok ciddi hastalıkları tedavi etmek için genellikle hastanede kullanılırlar ve genellikle enjeksiyonla verilirler. Bazı kulak veya göz enfeksiyonlarında damla olarak da verilebilirler.
  • Tetrasiklinler (tetrasiklin, doksisiklin ve lymesiklin gibi): Çok çeşitli enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılabilirler ancak genellikle akne ve rosacea adı verilen bir cilt durumunu tedavi etmek için kullanılırlar. Tetrasiklinler, cildi güneş ışığına, yoğun ışık veren lambalara ve solaryum gibi yapay ışık kaynaklarına karşı hassas hale getirebilir. Bu ilaçlar alınırken parlak ışığa uzun süre maruz kalmaktan kaçınılmalıdır.
  • Makrolidler (azitromisin, eritromisin ve klaritromisin gibi): Özellikle akciğer ve göğüs enfeksiyonlarını tedavi etmek için veya penisiline alerjisi olan kişiler için bir alternatif olarak veya penisiline dirençli bakteri suşlarını tedavi etmek için yararlı olabilirler.
  • Florokinolonlar (siprofloksasin ve levofloksasin gibi): Bir zamanlar çok çeşitli enfeksiyonları, özellikle solunum ve idrar yolu enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan geniş spektrumlu antibiyotiklerdir. Bu antibiyotikler, ciddi yan etki riski nedeniyle artık rutin olarak kullanılmamaktadırlar.

Diğer antibiyotikler arasında; kloramfenikol (göz ve kulak enfeksiyonlarında kullanılır), fusidik asit (cilt ve göz enfeksiyonlarında kullanılır), nitrofurantoin ve trimetoprim (idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılır) bulunur.

Florokinon Antibiyotiklerle Alakalı Önemli Notlar

Florokinolonlar, şiddetli ağrılar ve acılara sebep olabilir. Çok nadir durumlarda florokinolon antibiyotikler; eklemleri, kasları ve sinir sistemini etkileyen sakat bırakıcı, uzun süreli veya kalıcı yan etkilere neden olabilirler. Florokinolon antibiyotikler, kalp kapakçığı sorunları riski taşıyan kişilerde ciddi yan etkilere neden olabilir. Aşağıdaki belirtilere sahip olan kişiler florokinolon tedavisi almayı hemen bırakmalı ve bu durumu doktoru ile görüşmelidir:

  • Genellikle diz, dirsek veya omuzda görülen tendon, kas veya eklem ağrısı yaşanırsa.
  • Karıncalanma, uyuşma veya vücuda iğneler batıyormuş gibi bir his varsa.
  • Ayak bilekleri, ayaklar ve bacaklarda şişme ve ödem.
  • Yeni kalp çarpıntıları (aniden daha belirgin hale gelen kalp atışları).
  • Ani nefes darlığı.

Antibiyotikler Hangi Durumlarda Kullanılır?

Antibiyotikler, bazı bakteriyel enfeksiyon türlerini tedavi etmek veya önlemek için kullanılır. Soğuk algınlığı veya grip gibi viral enfeksiyonlara karşı etkili değillerdir. Antibiyotikler yalnızca uygun sağlık sorunlarını tedavi etmek için reçete edilmelidir. Bu sorunlar şunlar olabilir:

  • Ciddi olmayan ancak antibiyotik olmadan geçmesi muhtemel olmayan akne gibi.
  • Ciddi olmayan ancak derhal tedavi edilmezse diğer insanlara yayılabilen hastalıklar. Örneğin deri enfeksiyonu impetigo veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyon klamidya gibi.
  • Kanıtların antibiyotiklerin iyileşmeyi önemli ölçüde hızlandırabileceğini öne sürdüğü durumlarda. Örneğin böbrek enfeksiyonu gibi.
  • Selülit veya zatürre (pnömoni) gibi daha ciddi komplikasyon riski taşıyan durumlarda.

Antibiyotikler, enfeksiyonun zararlı etkilerine karşı daha savunmasız olan kişiler için de önerilebilir. Bu grup aşağıdakileri içerebilir:

  • 75 yaş üstü insanlar.
  • 72 saatten küçük, bakteriyel enfeksiyonu olan veya ortalamadan daha yüksek bir enfeksiyon geliştirme riski olan bebekler.
  • Kalp yetmezliği olan insanlar.
  • Diyabet için insülin almak zorunda olan insanlar.
  • HIV gibi altta yatan bir sağlık sorunu veya kemoterapi gibi belirli tedavilerin yan etkisi nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler.

Enfeksiyonu Önlemek İçin Antibiyotik Kullanımı (Önleyici Tedavi Olarak Antibiyotik)

Antibiyotikler bazen bir enfeksiyonu tedavi etmek yerine önlemek için de verilebilir. Buna antibiyotik profilaksisi denir. Önleyici tedavi olarak antibiyotik verilen durumlar şunlardır:

  • Bazı ameliyatların öncesinde,
  • Enfekte olabilecek bir ısırık veya yaradan sonra,
  • Daha yüksek enfeksiyon riskine sahip olunduğu manasına gelen bir sağlık sorunu varsa, örneğin kişinin dalağı alındıysa veya kemoterapi tedavisi görüyorsa.

Hangi Ameliyatlar Öncesinde Antibiyotik Proflaksisi Uygulanır?

Kişi, yüksek enfeksiyon riski taşıyan bir ameliyat geçirecekse antibiyotik kullanması önerilir. Örneğin, aşağıdaki ameliyatları olacak kişilere antibiyotik reçete edilebilir:

  • Bazı göz ameliyatı türleri. Katarakt ameliyatı veya glokom ameliyatı gibi.
  • Eklem protezi ameliyatları.
  • Meme büyütme ameliyatları.
  • Kalp pili ameliyatları.
  • Safra kesesini çıkarmak için yapılan ameliyatlar.
  • Apandisiti çıkarmak için yapılan ameliyatlar.

Cerrah, ameliyat olacak kişinin antibiyotiğe ihtiyacı olup olmadığını talep edecek ve bu antibiotik dozu ameliyatınızdan önce hastanede size uygulanacaktır.

Isırıklar veya Yaralarda Antibiyotik Kullanımı

Enfekte olma olasılığı yüksek olan bir yara için antibiyotikler önerilebilir. Bu, örneğin bir hayvan veya insan ısırığı veya toprak ya da dışkı ile temas etmiş bir yara olabilir.

Tıbbi Durumlarda Antibiyotik Kullanımı

Bazı insanlar enfeksiyonlara karşı bilhassa savunmasızdır ve bu da antibiyotikleri onlar için gerekli kılar. Örneğin:

  • Dalağı alınmış kişiler.
  • Kanser için kemoterapi görenler.
  • Orak hücreli anemisi olan insanlar.

Bazı durumlarda; sürekli tekrarlayan, tehlike yaratan veya komplikasyon riskinin artmasına neden olan bir enfeksiyonu olan kişiler için de antibiyotikler reçete edilebilir. Örneğin:

  • Selülit.
  • İdrar yolu enfeksiyonları.
  • Genital uçuk.
  • Romatizmal ateş.

Antibiyotiklerle Diğer Maddelerin Etkileşimleri Nasıldır?

Antibiyotikler bazen diğer ilaçlar veya maddelerle etkileşime girebilir. Bu, beklenenden farklı bir etkiye sahip olabilecekleri manasına gelir. Diğer ilaçların antibiyotiklerle birlikte alınmasının güvenli olup olmadığını kontrol etmek için doktor veya eczacıya danışılmalıdır.

Bazı antibiyotiklerin yemekle birlikte alınması gerekirken bazılarının aç karnına alınması gerekir. Her zaman ilaçla birlikte gelen prospektüsün okunması tavsiye edilir.

Antibiyotik Kullanırken Alkol Alınabilir mi?

İlaç kullanırken veya kendini iyi hissetmezken alkol almaktan kaçınmak gerekir. Bununla birlikte, bazı antibiyotiklerin mide bulantısı veya baş dönmesi gibi yan etkileri olabilir ve bu etkiler alkol alındığında daha da kötüleşebilir. Antibiyotik kullanırken alkol alıp alınmayacağından emin olmak için bir doktora ya da eczacıya danışmak gerekir.

Metronidazol ve Tinidazol ile Alkol Kullanımı

Bu tür antibiyotikleri kullanırken alkolden tamamen kaçınmak en iyisidir:

  • Metronidazol: Bazen diş veya vajinal enfeksiyonlar, cilt enfeksiyonları, enfekte bacak ülserleri ve basınçla oluşan yaralar için kullanılan bir antibiyotiktir.
  • Tinidazol: Bazen metronidazol ile benzer enfeksiyonların çoğunu tedavi etmek için ve ayrıca bağırsaktan Helicobacter pylori (H. pylori) adı verilen bakterileri temizlemeye yardımcı olmak için kullanılan bir antibiyotiktir. Metronidazol almayı bıraktıktan sonra 48 saat ve tinidazol almayı bıraktıktan sonra 72 saat boyunca alkolden uzak durulması gerekir.

Metronidazol veya tinidazol ile birlikte alkol almak, aşağıdakiler gibi pek çok yan etkiye neden olabilir:

  • Mide bulantısı veya kusma.
  • Karın ağrısı.
  • Ateş basması.
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı.
  • Baş ağrısı.
  • Baş dönmesi.
  • Kendini uykulu hissetmek.

Diğer Antibiyotiklerle Alkol Kullanımı

Aşağıdaki antibiyotikler kullanılıyorsa, alkol almaktan kaçınmak en iyisidir:

  • Linezolid: Bu ilaç şarap, bira gibi damıtılmamış, fermente edilmiş alkollü içeceklerden etkilenebilir.
  • Doksisiklin: Alkol bu ilacı etkileyebilir ve ayrıca çok fazla içki içen kişilerde ilacın etkisi azalabilir.

Doğum Kontrol Hapı ile Alkol Kullanımı

Rifampisin ve rifabutin gibi bazı antibiyotikler, doğum kontrol hapının etkinliğini azaltabilir.

Kişiye rifampisin veya rifabutin reçete edildiyse, antibiyotik alırken prezervatif gibi ek doğum kontrol yöntemleri kullanılması gerekebilir.

Ayrıca bazı antibiyotikler, bazı ilaçlar ve bitkisel takviyelerle iyi bir uyum göstermez. Böyle bir durumda kişiye farklı bir antibiyotik reçete edilebilir ya da bazı ilaçları veya bitkisel takviyeleri almayı bırakması söylenebilir.

Her zaman ilaçla birlikte gelen prospektüs okunmalı ve herhangi bir ilaç veya bitkisel ürün kullanılıyorsa bu bilgi doktor ile paylaşılmalıdır.

Antibiyotik Direnci Nedir?

Antibiyotikler artık enfeksiyonları tedavi etmek için rutin olarak kullanılmamaktadır. Bunun nedenleri şunlardır:

Antibiyotiğin ateşi düşürmediğini, ağrıyı dindirmediğini biliyor musunuz?

  • Birçok enfeksiyonun nedeni virüslerdir. Bu sebeple antibiyotikler bu enfeksiyonlar üzerinde etkili değildir.
  • Antibiyotiklerin genellikle iyileşme sürecini hızlandırması pek muhtemel değildir ve yan etkilere neden olabilirler.
  • Önemsiz durumları tedavi etmek için ne kadar çok antibiyotik kullanılırsa, daha ciddi durumları tedavi etmek için antibiyotiklerin etkisiz hale gelme ihtimali o kadar yükselir.

Dünyanın dört bir yanındaki sağlık kuruluşları, özellikle ciddi olmayan sağlık sorunları için antibiyotik kullanımını azaltmaya çalışmaktadır.

Hangi Durumlarda Antibiyotik Almak Gereksizdir?

Antibiyotikler artık aşağıdaki durumları tedavi etmek için rutin olarak kullanılmamaktadır:

Antibiyotikler ağrı kesici veya ateş düşürücü değildir.

  • Göğüs enfeksiyonları.
  • Çocuklarda kulak enfeksiyonları.
  • Boğaz ağrısı.

Antibiyotik Direnci ve Süper Mikroplar

Son yıllarda antibiyotiklerin aşırı kullanımı, daha az etkili hale geldikleri göstermekte ve bu durum "süper mikropların" ortaya çıkmasına neden olmuş durumdadır. Bu, büyük bir sorundur.

Antimikrobiyal direnç bugün ve gelecek için küresel bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaktadır.

Aşağıdakiler, birçok farklı antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiş bakteri türleridir:

  • MRSA (metisiline dirençli Staphylococcus aureus).
  • Clostridium difficile (C. diff).
  • Çoklu ilaca dirençli tüberküloza neden olan bakteriler.

Bu tür enfeksiyonlar ciddi ve tedavisi zor olabilir. Bunlar aynı zamanda, dünya çapında giderek artan bir sakatlık ve ölüm nedeni haline gelmektedir. Bu konudaki en büyük endişe, mevcut antibiyotiklerle tedavi edilemeyecek yeni bakteri türlerinin ortaya çıkmasıdır.

antibiyotik kullanırken alkol almak ne demek?

Antibiyotik kullanırken alkol almak, ilaçların işlevselliğini azaltabilir ve yan etkileri artırabilir. Alkol tüketimi, karaciğerdeki enzimleri etkiler ve antibiyotiklerin vücuttan uzaklaştırılma hızını yavaşlatabilir. Bu nedenle, alkol almak, antibiyotiklerin etkisini azaltabilir ve enfeksiyonun iyileşme sürecini daha uzun ve zorlu hale getirebilir.

Ayrıca, antibiyotik ile alkol arasında etkileşime neden olabilecek yan etkiler de vardır. Örneğin, bazı antibiyotikler mide bulantısı, kusma, baş dönmesi veya baş ağrısı gibi yan etkilere neden olabilir. Alkol tüketimi de benzer yan etkilere neden olabilir, bu nedenle ilaçlar ve alkol birleştiğinde bu yan etkiler artabilir. Aynı zamanda alkol, antibiyotiklerin etkisini azalttığı için, hastalığın iyileşmesi daha uzun sürebilir.

Bu nedenle, antibiyotik tedavisi sırasında alkol tüketmekten kaçınılmalıdır. Antimikrobiyal ilaçlarla tedavi edilen bir enfeksiyon geçirdiğinizde, vücudunuzun dinlenmesine, yeterli sıvı alımına ve diyetinize dikkat etmenize özen gösterin. Eğer alkol kullanmaya devam etmek istiyorsanız, ilaç tedavisi tamamen sona erdikten sonra alkol tüketmeye başlayın. Ancak her durumda, ilacı kullandığınız doktorunuzun önerilerine uymanızı öneririz.

DERGİ - Antibiyotikle birlikte alkol almak yanlış mı?

  • Claudia Hammond
  • BBC Future

Araştırmalar alkolün antibiyotik tedavisini genellikle olumsuz etkilemeyeceğini ya da yan etkisi olmadığını gösteriyor. Fakat sorun bu kadar basit mi? İstisnalar neler?

Gebeliklerinin ilk aşamasında olup da bunu henüz açıklamak istemeyen kadınlar, alkollü içki teklifini geri çevirdiklerinde kendilerini ele vermemek için antibiyotik kullandıklarını söylerler genellikle.

Peki, gerçekten de antibiyotik tedavisi görürken alkolden sakınmak gerekir mi?

Bazıları alkolün antibiyotiğin etkisini azaltacağına, bazıları ise yan etkisi olacağına inanıyor.

Oysa birçok antibiyotik açısından bu varsayımların hiçbiri doğu değildir. Doktorların korkusu ise bu yanlış inançlar yüzünden hastaların bir bardak şarap uğruna ilaçlarını almaları gereken zamanda almamaları. Antibiyotik alırken her dozu zamanında almak önemlidir. Bu nedenle insanların bir dozu kaçırmalarına neden olan her şey, ciddi bir sorun haline gelen antibiyotik direncini daha da kötü etkilemektedir.

Alkolle alınamayan antibiyotikler

Aslında doktorların en yaygın verdiği antibiyotiklerin çoğu alkolden etkilenmez. Fakat bazı istisnalar da var. Çoğunlukla deri, kemik, idrar yolları ve alt solunum yolları enfeksiyonlarında kullanılan ve etkin maddesi cephalosporin cefotetan olan antibiyotikler alkolün emilimini yavaşlatarak asetaldehit adı verilen maddenin vücutta artmasına neden olur. Bu ise bulantı, kusma, yüzde kızarma, baş ağrısı, nefes yetmezliği ve göğüs ağrısı gibi şikâyetlere yol açar.

Genellikle alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılan Antabus/Antabuse adlı ilacın etken maddesi olan disulfiram kullanıldığında da benzer semptomlar görülür. İlacın amacı, alkol alındığında hoş olmayan yan etkiler ortaya çıkararak caydırıcı olmaktır. Semptomlar öyle kötüdür ki bu antibiyotikler alınırken ve birkaç gün sonrasında alkolden kaçınmak önemlidir.

Alkolle alınmaması gereken bir diğer antibiyotik de metronidazole’dur. Diş apseleri, iltihaplı bacak ülserleri ve yatak yaralarının tedavisinde kullanılan bu ilaçla birlikte alkol alındığında da benzer yan etkiler oraya çıkar. Fakat beş gün boyunca bu ilacı kullanan Finlandiyalı erkekler arasında ’te yapılan bir araştırmada bu bağlantı görülememiş, alkol aldıklarında herhangi bir yan etki ortaya çıkmamıştır. Ancak araştırmayı yürütenler, bazı insanlarda yan etki ihtimalinin hâlâ geçerli olabileceği ve bu ilaç alınırken alkolden sakınılması gerektiği sonucuna varmıştır.

Tinidazole, linezolid ve erythromycin etken maddeli antibiyotikleri kullanırken alkol alındığında ortaya çıkan yan etkiler öyle barizdir ki doktorlar bu konuda özellikle uyarıda bulunur.

Farklı teoriler

Birçok antibiyotik ise alkolle alınabilir. Fakat ilaç kullanarak iyileşmeye çalışırken aşırı alkol alıp sarhoş olmanın bir yararı olmaz. Sorun, alkolün ilaçla ters etkileşimi değil, vücudu yorması ve su kaybına neden olmasıdır.

Alkolün antibiyotik üzerinde ters etkide bulunması yargısının oluşmasında iki şeyin etken olduğu düşünülüyor. Birincisi, antibiyotikler çoğunlukla cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıkların tedavisinde kullanıldığı için, doktorların geçmişte hastaları en sevdikleri şey olan alkolden mahrum ederek cezalandırdıkları düşüncesi.

İkincisi ise Londra’daki bir klinik araştırmada ortaya çıkan bir hikâye: Araştırmayı yapan James Bingham, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey Afrika’da yaralı askerlerde penisilin kullanımını başlatan tuğgeneral Ian Fraser ile konuşuyor. Fraser, o dönem penisilin kıtlığı yüzünden, ilaç bir kez kullanıldığında onu alan hastanın idrarından geri dönüşüm yapılarak yeniden kullanıldığını belirtiyor. İyileşmekte olan askerlere bira içme izni veriliyor. Fakat bira idrar miktarını arttırdığından penisilini yeniden kullanılır kılmak zorlaşıyor ve bu nedenle komutanlar bira içimini yasaklıyor.

Bugünkü yanlış algının temelinde bu hikâye mi yatıyor bilemiyoruz ama bunun hoş bir hikâye olduğu kesin. Mitleri sonlandırmak iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Antibiyotik tedavisi görenler alkole hayır diyemiyorsa, antibiyotik direncinin yayılmasına karşı, bu ilacın alındığı dönem alkolden uzak durulmasını tavsiye etmek yerinde olur. Fakat kamuoyunun bu konuyla ilgili doğru bilgilendirilmesi de önemlidir. O zaman, gebeliklerinin ilk aşamasında iyi haberi açık etmek istemeyen kadınlar, gelecekte, kendilerine alkol teklif edildiğinde “antibiyotik kullanıyorum” demekten daha iyi bir bahane bulmak zorunda kalacak.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır