allaha hamd nasıl edilir / Allah'a Hamd ve Şükretmenin Fazileti | İslam ve İhsan

Allaha Hamd Nasıl Edilir

allaha hamd nasıl edilir

En güzel dua sözleri! Dua nasıl edilmeli? Dua etmeyi bilmeyenler için örnek dualar

En güzel dua sözleri! Dua nasıl edilmeli? Dua etmeyi bilmeyenler için örnek dualar

Kalpten ve samimi bir dil ile edilen duaların Allah katındaki yerinin makbul olduğu bilinmektedir. Dua etmek isteyen ama dua etmeyi bilmeyen kimselere örnek olabilecek en güzel dua sözlerini sizler için derledik. Dua nasıl edilir? İşte dua etmeyi bilmeyenler için örnek dualar...

“Dua, kulluğun özüdür.” (Tirmizî, Deavât, 1/3371) buyuran Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV), özlü duaları pek sever aksi haldekileri ise terk ettiği yönünde rivayetler bulunmaktadır. Dua ederken odaklanmamız gereken en önemli şey ne zamanı ne de nerede yapıldığıdır. Her şeyden önce önemli olan samimi ve masumiyetle kalpten bir isteyiştir. Kelime anlamına baktığımızda 'istemek, seslenmek ve yardım istemek' anlamlarına gelen dua, dini bir terim olarak kullanıldığında; kulun tüm benliğiyle Allah’a yönelerek gerek maddi gerekse manevi isteklerini O’na arz etmesidir. Yalnızca Allah ile kul arasında olan bu bağ çok güçlü ve özel olduğu için devamlı istemeli, istediklerimiz hemen olmayınca da vazgeçmemeliyiz. Öyle ki Efendimiz (SAV), bu durumu da hadis-i şerifinde şöyle rivayet etmektedir: "Herhangi biriniz; «Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul buyurmadı»diyerek acele etmediği müddetçe duası kabul edilir.” (Buhârî, Deavât, 22) Mümin Suresi 60. ayette "Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua edin ki, size icabet edeyim." buyurarak bizlerden dua beklediğini zikrediyor.  Kalben çok dua etmek istesek de bazen Allah'tan bunu nasıl isteyeceğimizi bilemeyebiliriz. İşte tam da bu anlamda sizlere örnek olabileceğini düşündüğümüz en güzel dua sözlerini sizler için derledik...

Dua etmenin incelikleri neler ve en güzel dua nasıl edilir? Duada ısrarcı olmak...İLİŞKİLİ HABERDua etmenin incelikleri neler ve en güzel dua nasıl edilir? Duada ısrarcı olmak...

EN GÜZEL DUA NASIL EDİLİR? DUAYA NİYET NASIL YAPILIR? KALPTEN VE SAMİMİ DUA İÇİN ÖRNEK DUA SÖZLERİ

Dua nasıl edilir, dua örnekleri

Dua nasıl edilir, dua örnekleri

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla anlamına gelen "Bismillahirrahmanirrahim'' zikri ile başlayabilirsiniz. Duaya başlarken olduğu gibi, duayı sonlandırırken de Allah'a hamd ve Peygamberine salât ve selâmlar getirebilirsiniz. Übeyy bin Kâ’b’dan rivayetlerine göre, Efendimiz (SAV) birisinden bahsedip de ona dua edeceği zaman, önce kendisine dua ederek başlardı. (Tirmizî, Deavât, 10/3385)

Sahih hadis-i şerif kaynaklarında belirtilen “–Sizden biriniz namaz kıldığı vakit, önce Rabbini tâzim ve senâ etsin, sonra Peygamber’e salavat getirsin, bundan sonra da istediği şekilde dua etsin!” (Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1481) rivayete göre ilk Allah'a şükür sonra Efendimiz (SAV)'e salavat ve en sonda kendi isteklerimizle dua etmeliyiz.

En güzel dua sözleri

En güzel dua sözleri

DUALARIN KABULÜ İÇİN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:

- Tövbe ile ruhumuzu günahlardan temizlemeliyiz

- Vücudumuzu, helal kazançla alınmış, helal besinlerle beslemeliyiz.

- Abdestli ve kıbleye dönük şekilde elleri açmalıyız.

- Günahı gerektirecek isteklerde bulunmamalıyız.

- İhlasla dua yapmaya çalışmalıyız.

DUA ETMENİN EN GÜZEL VAKİTLERİ:

Namazlardan sonra özellikle de farz namazlardan sonra,

- Kametler arasında,

- Yağmur yağdığında,

- Nafile namazların secdelerinde,

- Cuma günü,

- Kandillerde,

- Hastayken,

- Oruçluyken, özellikle iftar vaktinde,

- İhramlıyken dua etmek dua edilecek en güzel vakitler için örnektir.

dua etmeyi bilmemek

dua etmeyi bilmemek

EN GÜZEL DUA SÖZLERİ! DUA ETMEYİ BİLMEYENLER İÇİN TÜRKÇE DUALAR

''Allah'ım Doğu ile Batı'yı birbirinden uzaklaştırdığın gibi, bizleri de günah ve hatalarımızdan uzaklaştır.

Yâ Rabbi, "Bizi, Sana lâyık kul, Habibi’ne lâyık ümmet eyle, Amellerimizi sahih îmanla, davranış ve ibadetlerimizi ihlâs ile ziynetlendir. Bizi ilim, irfan, hizmet ve faziletler ile şereflendir. Bizleri, Allah ve Rasûlü’nün razı olduğu hidâyet yolundan ayırma Bizi, râzı olduğun kullar zümresine, sevdiklerimizle beraber ilhâk eyle...''

''Allah'ım bu aciz bu cahil kulun, nasıl dua edeceğini bilemez. Gönlünden geçenleri dile getiremez. Sen ki her şeyi gören, her şeyi duyan ve bilen Allah'ım bu aciz kulunun dile getiremediklerini kabul et, gerçekleştir. En güzel dua eden kullarının, dualarıyla bir tut. Benim gibi dua etmeyi beceremiyorum, diyenler varsa onlarında kalplerinden geçenleri, dua olarak kabul eyle Rahman ve Rahim olan duaları kabul eden Allah'ım...''

Dua nasıl edilir

Dua nasıl edilir

''Allah'ım bizi imanı sevdir, kalplerimizde onu süsle. Küfrü, fıskı kötü göster. Bizi rüşd sahiplerinden kıl...''

''Allah’ım sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin, beni de affet.
Allah’ım, bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi cehennem azabından koru.
Allah’ım, şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.
Allah’ım, senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği isterim.
Allah’ım, bizleri sıkıntıyla, hastalıkla ve sevdiklerimizle imtihan etme.
Namaz dışında başımızı öne eğdirme Allah'ım.
Allah’ım, yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlakımı da güzelleştir.
Allah’ım, bize çok sabır ver, Müslüman olarak canımızı al.
Allah’ım, bana hikmet ver ve beni salihler arasına kat.
Bizi doyurup içiren ve bizi Müslümanlardan eyleyen Allah’a hamd olsun.
Allah’ım, beni ve neslimi namazı devamlı kılanlardan eyle.
Allah’ım, sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle.
Allah’ım, günahlarımızı rahmetinle af ve mağfiret eyle. Ölülerimizi de mağfiret eyle, yaşayanlarımıza hayırlar ihsan et.
Ey kalpleri halden hale çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl.
Allah’ım, kabir azabından, kalbin vesvesesinden, işlerin dağınıklığından sana sığınırım.
Allah’ım, sağlığın hastalığa çevrilmesinden, birden bire gelip çatacak azabından ve bütün gazabından sana sığınırım.
Allah’ım, seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et.
Allah’ım, dualarımın kabul olmasını engelleyen tüm günahlarımı affet...''

Kabe'de Türkiye için dua edildi! Depremin ardından Kabe'den...

İLİŞKİLİ HABER

Kabe'de Türkiye için dua edildi! Depremin ardından Kabe'den...

Hamd ve şükür arasındaki fark nedir? Hastalığa şükretmek mi hamd etmek mi gerekir?

Değerli kardeşimiz,

Hamd : “Bir ihsana karşı kalbin medih ve şükür duygularıyla dolması ve o ihsan sahibini tâzim etmesi”

Hamd ile şükür ilişkisi umum husus olarak özetlenebilir. Yani her şükür aynı zamanda bir hamddir. Ancak her hamd şükür değildir. Hamd, bize ve bütün mahlukata yapılan ikram ve izetleri Allah'a takdim etmektir. Şükür ise daha hususi olarak bize yapılan ikramlara karşılık gelir. Bu nedenle şükür kelimesi hamdin yerini tutamaz. Hamd daha geniş ve şumüllüdür.

Kur’an’ın hülâsası olan Fatiha sûresi, “Âlemlerin Rabbine hamd” ile başlar. Demek ki âlemlerin terbiye edilmeleri insan için bir ihsan, bir ikramdır; Ona Rabbinin bir lütfudur.

Güneş bir terbiyeden geçmiş de ziya veriyor, ısı veriyor; gezegenlerini etrafında döndürüyor. Onu böylece terbiye eden Allah’ı medih ve sena ederiz. Bir de bu terbiyenin insana bakan ciheti var. Güneşin böylece terbiye görmesi sayesinde insanoğlu ondan istifade edebiliyor. Yâni, bu terbiye insana bir ihsan. Bu ihsana karşı da Rabbimize şükür borçluyuz. İşte hamd, bu medihle bu şükrü birlikte ifade eden mühim bir zikir.

Oksijenle hidrojeni ayrı ayrı terbiye eden, sonra bunların ikisini yeni bir terbiyeden geçirerek su hâline getiren Rabb-ül Âlemin’e hamdederiz. Zira, su yaratmak, nehir, göl, deniz yaratmak Allah’ın azim bir sanatı olduğu gibi insanoğluna da büyük bir ihsanıdır.

Gözümüzü görmeğe, elimizi tutmağa, ciğerimizi solunuma uygun olarak terbiye eden Rabbimize hamdederiz.

Dünyanın Güneş etrafında, Ay’ın da Dünya etrafında döndürülmesi büyük bir kudret tecellisi olduğu gibi, insan için büyük bir İlâhî ihsandır ve ikramdır. Onları böylece terbiye eden Allah’a hamdederiz.

Mü’minler için cenneti, kâfirler için cehennemi terbiye eden Hâlıkımıza hamdederiz.

Kur’an-ı Kerim'in “Rabb-ül Âlemin’e” hamd ile başlayıp, “Rabbünnâsa” sığınmakla son bulması ne kadar mânidardır. Rabb-ül Âlemin; bütün âlemlerin terbiye edicisi. Rabbünnas da insanı bütün organlarıyla ve bütün duygularıyla terbiye eden Allah. Âlemlerin terbiyesi, insana baktığı, insanın faydalanmasına en uygun şekilde yapıldığı için, âlemleri terbiye eden ancak insanın Rabbidir. Bir diğer ifadeyle insanın Rabbi ancak âlemleri terbiye eden zât olabilir. İşte insan bu tabloyu tefekkür ettiğinde ruh ve kalbi sonsuz bir minnet, medih ve şükür ile dolar. Allah’a sonsuz hamdeder.

Fikrimize kâinat kitabını okuma gücü veren, kalbimize iman ve marifeti yerleştiren Rabbimize hamdederiz. Kalb gözümüzü hidayetiyle açması ve bize kendini bildirmesi, tanıttırması, sevdirmesi, Allah’ın en büyük bir ihsanı bir ikramı olduğu kadar, en ince bir san’atıdır da. Dünün nutfesi bugün Rabbini tanıyor, O’nu seviyor, O’nun san’atlarını tefekkür edebiliyor.

San’atkârını bilen eser, kâtibini tanıyan kitap... Bunlar beşer hayâlinin erişemeyeceği noktalar. İşte hidayetle nurlanan bir mü’minin kalbi, Allah’ın böyle harika bir san’atı.

İnsan kendisinde tecelli eden bu kemal için hem Rabbini medih ve sena eder, hem de bu büyük lütuf karşısında O’na sonsuz derecede şükreder.

Hamd sadece insana mahsus değil. Diğer mahlûkların da en azından hâl diliyle hamdleri vardır. Bir yıldız, Allah’a hamdeder; yok iken var olduğu için. Zira, yoğu var etmek hem İlâhî bir san’at, hem de o yıldıza bir ihsandır.

Bir çiçek de Allah’a hamdeder. Suyu, toprağı terbiye ederek çiçek hâline getirdiği için Allah’ı hâl diliyle medih ve sena ettiği gibi, kendisine çiçek olmayı lütfettiği için de yine Rabbine şükreder. İşte bu medih ve şükür onun hamdidir.

Diğer varlıkları da bunlara kıyas ettiğimizde, her varlığın Allah’ı tesbih ettiği gibi O’na hamd de ettiğini bir derece hissedebiliriz.

* * *

İnsan, başına gelen musibeten dolayı şükretmesi gerekir. Ayrıca her şükür bir hamddir.

Şükretmek, sabretmenin bir alameti olduğu gibi Allah'tan gelen her şeye razı olmanın göstergesidir. Bu bakımdan gelen hastalıklara şükretmek de kulun Rabbine teslimiyetinin ve onun rızasından başka bir şeyi gözetmediğinin delilidir.

Şükretmekle hastalık artmaz, belki hastalıktan gelen ısdıraplar ve meyusiyetler azalır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Allah’a Hakkıyla Hamd Etmek Mümkün müdür?

Hamd ne demektir, nasıl yapılır, Allah’a hakkıyla hamd etmek mümkün müdür? Söz, fiil ve hal ile hamd nasıl olur?

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Hamd âlemlerin Rabbına mahsûstur.”

HAMDIN EN MÜKEMMELİ

Bu âyetteki “el-Hamd” kelimesinin başındaki harf-i tarîf, yâni “el” takısı hamdin kemâlini gösterir yâni hamdin en mükemmeli demektir. O da: “Allah’ın hamdi Allah içindir. Peygamberlerin, velâyet makamına ermiş kâmillerin hamdi de Allah içindir” demektir. Ya da hamd ve senâ; ister bizâtihî (ayn olarak) isterse melek, beşer ve diğer varlıklardan sâdır olan ârızî şekliyle olsun, aslında mahmûd, adlinde memdûh ve gerçek ma’bûd olan Allah içindir. Nitekim Allah Teâlâ: “Hiçbir şey yoktur ki, Allah’ı hamdi ile tes- bih etmiş olmasın.” (el-İsrâ, 17/44) buyurur. Sûfîlere göre hamd; övgüye lâyık bulunan Allah Teâlâ’nın kemâlini ortaya koymaktır. O’nun kemâli sıfat, fiil ve eserlerinde zâhir olur.

SÖZ, FİİL VE HAL İLE HAMD

Dâvud Kayserî der ki: “Hamd; söz, fiil ve hâl ile olur.” Söz ile olan hamd, dil ile yapılan övgüdür. Hak Teâlâ’yı, peygamberlerinin lisânıyla veya kendini övdüğü şekilde senâ etmektir. Fiilî hamd, Allah’ın rızâsını umarak ve O’nun yüce katına yönelerek ibâdet ve hayır türünden bedenî amelleri yerine getirmektir. Çünkü insanın diliyle hamd etmesi, organlarıyla da gerektiği gibi şükretmesi ve her halükârda müteşekkir bulunması gerekmektedir.

Nitekim Allah Rasûlü (s.a): “Hamd, her halükârda Allah’a mahsustur” (Ebû Dâvud, Edeb, 91; Tirmizi, Edeb, 2.) buyurur. Bu da ancak her organın yaradılış sırrına uygun bir biçimde şerîatın gösterdiği şekilde kullanılmasıyla mümkün olur. Hakk’a kullukla olur. Nefse pay ayırmadan emr-i ilâhîye boyun eğmekle olur.

Hal ile şükür ise rûh ve kalb ile gerçekleşir, ilmî ve amelî kemâlât ile bezenmek, ahlâk-ı ilâhî ile ahlâklanmak sûretiyle kazanılır. Nitekim insanlar, ilâhî ahlâk ile muttasıf olmakla emrolunmuşlardır ki, bu sûretle ahlâkî olgunluk nefislerinde ve kişiliklerinde meleke hâline gelebilsin.

Hakikatte hamd, mazâhir denilen tecellî, zuhûr ve tafsîl makamında Hakk’ın kendi kendisini senâsıdır. Çünkü bu tecellî ve mazharlar Hakk’ın gayrı değildir. “Cem’-i ilâhî” makamında Hakk’ın zâtını söz ile hamdetmesi, Allah’ın ilâhî kitaplarda kendisini anlattığı kemâl sıfatlarıyla olur. Hakk’ın fiilen kendisini hamdi ise cemâl ve celâle âid kemâlâtını gayb âleminden şehâdet âlemine, bâtından zâhire, ilimden ayn’a ızhâr ile sıfatlarının tecelligâhında ve isimlerinin mahallinde göstermesidir. Hakk’ın hal yolu ile hamdi de O’nun feyz-i akdesde ilk tecellîleridir. Ve ezelî nûrun zuhûrudur. Cem’ hâlinde Hâmid de, Mahmûd da; Hamd eden de Hamd edilen de O’dur. Tafsîl makamında ise durum şu şiirde belirtildiği gibidir:

Perde açılmadan önce tüm zaman boyu ben

Zannediyorum ki Seni zikrediyor, Sana şükrediyorum.

Gece ışıdığında ben şâhid oldum ki;

Sen hem Mezkûr hem Zikir, hem de Zâkirsin.

Sözle hamdeden herkes, hamd ettiğine kemâl sıfatlar isnâd ederek tanır ve böyle bir tanımanın tanıtmayı gerektiğini de bilir.

HAKİKİ HAMD MÜMKÜN MÜDÜR?

Hamd; senâ, şükür ve medih anlamlarını da kapsar. Bu yüzden Allah’ın kendisine olan hamdi “lillâh” ta’bîriyle, şükrü “Rabbi’l-âlemîn”, medhi de “er-Rahmânirrahîm ve Mâliki yevmi’d-dîn” ile sâdır olmuştur. Bu üç vecihle kulun Allah’a gerçekten hamd etmesi mümkün değildir. Kul, ancak taklîd yoluyla ve mecâzî olarak hamdedebilir. Çünkü O’nun zâtına ve sıfatlarına lâyık bir senâ ve medih O’nu, zât ve sıfatlarının künhüne vâkıf olarak bilmenin bir bölümüdür. Nitekim Allah Teâlâ: “Onların ilmi, O’nu ihâta edemez” (Tâhâ, 20/110) “Onlar Allah’ı gereği gibi tanıyamadılar.” (el-En’âm, 6/91) buyurmaktadır.

Kulların mecâzî ve taklîdî hamdine gelince; Mi’râc gecesinde Hz. Peygamber (s.a)’e Yüce Allah’ın: “Beni senâ et!” hitâbı karşısında: “Ben Seni gerçek anlamda senâ edemem” demişti. Ancak ilâhi emre imtisâl ile ubûdiyetini arzedebilmek için: “Sen kendini nasıl senâ ettiysen; ben de Seni öylece senâ ediyorum” (Müslim, Salât, 222; Ebû Dâvud, Vitr, 5; Tirmizi, Deavât, 112; Nesâî, Tatbîk. 47, 71; İbn Mâce, İkame, 117; Muvatta’, Kur’ân, 31. ) demişti. İşte bu taklîdî bir senâdır. Bize de bu anlamda taklîdî senâ emredilerek: “el ­Hamdü lillâh de” (el-İsrâ, 17/111) buyrulmuştur. Ayrıca “Gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı takvâ üzre olunuz” (et-Teğâbün, 64/16) buyurulmaktadır. et-

Te’vîlâtü’n-Necmiyye adlı eserde böyle anlatılmaktadır. Şeyh Sa’dî (k.s.) de şöyle der:

Vücûdumdaki her kıl O’nun bir ihsânıdır

Ben her kıl için nasıl şükre muktedir olabilirim?

Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Ruhül Beyan Tefsiri, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Elhamdülillah Ne Demek?

Hamd Etmek İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır