Toprak çeşitleri bakımından oldukça zengin olan ülkemizde, her biri farklı özelliklere sahip, farklı bölgelerde dağılım göstermiş toprak tipleri bulunmaktadır. Dolayısıyla bir bölgede görülen toprak çeşidinin hangisi olduğunun doğru bilinmesi, o bölgede yetişen bitki türlerini tanımaya da yardımcı olmaktadır.
Peki dünya coğrafyasında görülen farklı toprak çeşitleri nasıl oluşmaktadır? Özellikleri nelerdir? Ülkemizde hangi toprak tipleri bulunmaktadır? Sürdürülebilir tarım ve toprak çeşitliliği arasında nasıl bir ilişki söz konusudur?
Misafirlerine yemyeşil doğanın içinde 5 yıldızlı otel konforu sunan Çam Otel olarak sizler için hazırlamış olduğumuz yazımızda tüm bu sorulara sırasıyla cevap buluyoruz. Toprak türlerine göz atmadan önce dilerseniz ilk olarak toprağın nasıl oluştuğuna hep birlikte göz atalım!
Toprak; üzerinde insan, hayvan, bitki fark etmeksizin tüm canlıların yaşamını sürdürdüğü yeryüzünün bir parçasıdır. Bununla birlikte bitkilerin, yaşamına devam etmeleri için ihtiyaç duydukları mineralleri almalarına yardımcı olan şey de topraktır. Peki toprak nasıl oluşur?
Toprak aslında bulunduğu ana kayanın bir parçasıyken, kimyasal ve fiziksel çözünmeler yoluyla zamanla ufalanarak parçalanır ve birbirinden ayrışır. Bu ayrışma sonucunda oluşan kaya parçalarının içerisine de çeşitli organik maddeler karışır. Böylelikle toprak oluşumu gerçekleşmiş olur.
Öte yandan toprak oluşumunun hiçbir zaman tamamlanmadığını, söz ettiğimiz faktörlerle birlikte dünyanın farklı yerlerinde oluşumunu her daim sürdürdüğünü de belirtelim. Öyle ki ince bir toprak oluşumu için yaklaşık yıllık bir zaman gerektiğini söylemek yanlış olmaz.
Toprak türlerinin oluşumunu etkileyen olan beş temel unsur bulunmaktadır. Bunları iklim, bitki örtüsü, yer altındaki organizmalar, ana kaya ve zaman olarak sıralayabiliriz. Toprağın yapısında, çözünmüş kaya parçacıkları, çürümüş bitkiler ya da hayvan gübresi gibi pek çok atık bulunmaktadır. Bu maddeler zamanla fosilleşerek gübre görevi görür ve toprağın da zenginleşip nemlenmesini sağlar. Böylece toprak verimliliği artmış olur.
Farklı bölgelerde birbirinden farklı toprak türleri olmasının en önemli nedeni ise yeryüzünü kaplayan ana kayanın yapısı ile ilgilidir. Bunun yanı sıra toprağın bulunduğu iklim, bu bölgede bulunan organizmalar, toprak arazinin yapısı gibi etkenler de toprak yapısını belirlemekte ve toprak çeşitliliğine neden olmaktadır.
Dünya coğrafyasında pek çok noktada verimli ve verimsiz olarak sınıflandırılabilecek toprak çeşitleri bulunmaktadır. Toprak oluşumu ile ilgili yapmış olduğumuz genel bilgilendirmeden sonra gelin hep birlikte yapısında bulunan parçaların boyutuna bağlı olarak değişiklik gösteren toprak türlerine göz atalım.
Toprak çeşitleri arasında en çok bilinenlerden biri kumlu topraklardır. Kum oranının yüksek olduğu bu toprak çeşidinde kil oranı daha azdır. Bu yönü ile kumlu toprak, “hafif toprak” olarak da adlandırılmaktadır. Kumlu toprak kireç taşı, granit ve kuvars gibi kayaların aşınması sonucu oluşur. Kumlu toprak çeşidinin diğer özellikleri şöyle sıralanabilir;
Toprak çeşitleri denildiğinde akla gelen bir diğer toprak çeşidi de %25’inden fazlası kilden oluşan killi topraklardır.
En verimli topraklardan biri olarak kabul edilen siltli toprak çeşidi, kuvars ve daha ince organik parçacıkların bir araya geldiği minerallerden oluşmaktadır.
İşlemesi en zor toprak tiplerinden biri olan kireçli toprak; içerisinde bol miktarda kil, kireç, taş, humus ve kum bulundurur.
Alkali yapıdaki tebeşir topraklar, içerisinde yüksek oranda kalsiyum karbonat ve kireç barındırmaktadırlar. Ekime elverişli olmayan bu toprak türünün asidik hale gelmesi mümkün değildir. Bu nedenle yine de ekim yapmak isteyen çiftçilerin yalnızca alkali topraklarda büyüyebilen bitkileri tercih etmeleri önerilmektedir.
Humuslu toprakların içerisinde yalnızca ana kayanın tortu ve mineralleri değil, üzerinde yetiştirilen bitkilerin dal ve kök kısımları da bulunmaktadır. Humuslu toprak çeşidinin diğer özelliklerini ise şöyle sıralayabiliriz.
Artık dünya genelinde görülen toprak çeşitleri hakkında bilgi sahibisiniz. Peki yaklaşık olarak %36’ı işlenebilen Türkiye arazilerinde bulunan toprak tipleri hangileridir? Bu sorunun cevabını öğrenmek için içeriğimizi okumaya devam edebilirsiniz.
Bulunduğu coğrafya nedeniyle Türkiye’de pek çok farklı toprak çeşidi olduğu söylenebilir. Öte yandan bulunan bu toprak türleri 3 ana grupta ele alınmaktadır. Elbette tıpkı dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de bu toprakların dağılımı aynı alanda değildir.
O halde gelin, yazımızın bundan sonraki bölümünde bu 3 ana grupta hangi toprak türlerinin yer aldığına hızlıca göz atalım. İşte Türkiye toprak haritası!
Türkiye’de kapasitesi en geniş toprak türünü, ana kayanın ayrışması ile meydana gelen zonal topraklar oluşturmaktadır. Zonal toprakların oluşumunda etkisi bulunan en önemli unsurlar ise iklim ve bitki örtüsüdür. Yayılım miktarı nedeniyle “yerli toprak” olarak da bilinen zonal toprak çeşitleri ise aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Azonal topraklar, Türkiye’de daha çok dağlık alanların ev sahipliği yaptığı toprak türleridir. Aydın Dağları, Bozdağlar, Yıldız Dağları, Güney Toroslar ve Kaçkar Dağları, azonal toprakların yaygın bir dağılım gösterdiği bölgeler olarak gösterilebilir.
İntrozonal topraklar, dağılım gösterdikleri bu bölgelerden akarsu, rüzgar ve buzulların etkisi ile taşınırlar. Bu nedenle “taşınmış topraklar” olarak da bilinmektedirler. Taşınmış topraklar, bir yerden başka bir yere taşınırken yapılarına pek çok kalıntı, humus ve mineral katarlar. Bu nedenle oldukça verimli bir toprak tipi oldukları söylenebilir.
Ülkemizde çok bir bölgede dağılım gösteren introzonal topraklar,Büyük ve Küçük Menderes, Çukurova ve Bafra’da görülmektedirler. Bulundukları ana kayanın etkisinde olan bu topraklar kumlu ya da tuzlu yapıda olabilirler. Türkiye’de görülen introzonal toprak türlerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
Yazımızın bu bölümüne kadar sizlerle hem dünyada hem de Türkiye’de görülen toprak çeşitlerini inceledik. Eğer tarım ve bahçecilik ile ilgileniyorsanız bulunduğunuz bölgedeki toprak çeşidininin hangisi olduğunu bilmeniz ve ekimlerinizi buna uygun olarak yapmanız büyük önem arz ediyor.
Çünkü toprak türlerinin tanınması, toprak verimliliğinin korunması ve yapılan tarımın sürdürülebilir olması noktasında çok önemli. Öte yandan bilinçsiz yapılan tarım, toprak yapısında bozulmalara neden olmaktadır. Ağaçlar ve bitkiler toprak oluşumu için gerekli olan olan organik bileşenleri sağlarlar. Bu nedenle uygun olarak bölgeler ağaçlandırılabilir.
Ülkemizde her bölgede yetiştirilebilen ağaç türlerinden biri de çam ağaçları. Çam ağaçları ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için Çam Ağacı Çeşitleri ve Türleri başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Son olarak Doğanın Korunması ve Geleceğimiz İçin Önemi başlıklı yazımızı okumayı da unutmayın!
Yeryüzünde canlılığın temel öğelerinden biri olan toprak, içerisinde mineraller, canlı organizmalar, hava, su ve organik maddeler bulunduran yapılar olarak tanımlanıyor. Ortalama %45’i minerallerden, %25’i havadan, %25’i sudan ve %5’i organik bileşenlerden meydana gelen topraklar, bitki ve hayvan yaşamı için büyük önem taşıyor.
Toprak oluşumu, literatürde pedojenez kavramına karşılık geliyor. Bugüne dek binlerce yıl boyunca gerçekleşen toprak oluşumu, kayaçlardaki doğal ayrışma süreci ile açıklanıyor. Fiziksel ve kimyasal reaksiyonlar sonucu ayrışan toprak, biyolojik ve iklimsel etkenlerin uygunluğu sonucu son formuna ulaşıyor.
Ankara Üniversitesi kaynaklarına göre toprak oluşumunu sağlayan beş temel faktör arasında
yer alıyor.
Ana kayanın materyali, toprak oluşum hızı ve süreci üzerinde ana belirleyici oluyor. Toprağın fiziksel, kimyasal, biyolojik yapısı, ana kayaya göre belirleniyor. Mesela, toprak sadece mineral ana kayadan oluştuğunda mineral madde oranı da yüksek oluyor. Benzer şekilde organik ağırlıklı ana materyaller, humuslu toprakları meydana getiriyor. Örneğin, ana kayaç sedimanter kaya ise, topra açık renkli nötr PH lı, kalsiyum karbonat yönünden zengin oluyor. Diğer yandan, kumtaşı ağırlıklı kayaçlar, organik maddesi daha düşük, geçirgen ve kumlu topraklar meydana getiriyor. Bu tip örnekler çoğaltılabilir.
İklim ve yağış koşulları bu etkenler arasında, en önemli olanlar şeklinde işaretleniyor. İklim bağlamında, sıcaklık ve yağış toprak ayrışmasına önemli iki etkeni oluşturuyor. Topraktaki ısınma, soğuma, nem veya kuraklık sonucu fiziksel ve kimyasal etkinlikler etkileniyor. Eğer iklim yağışlı ise, alkali ve toprak alkaliler yıkanıyor. Toprak bu sayede asit karakter taşıyor. Ancak eğer toprak kuraksa, yıkanma gerçekleşmediği için toprak kireçli ve eriyebilir tuzlar açısından daha zengin bir hal alıyor. Yüksek sıcaklık bulunan bölgelerde, nemle beraber topraktaki mikroorganizma aktivitesi de artıyor. Elbette topraktaki reaksiyon sıklığı, şiddeti, ekinlerin büyüme hızını da olumlu şekilde etkiliyor. Ayrıca iklim yüksekliğe bağlı olarak değiştiği için topoğrafya da önem kazanıyor. Yamaç açısına bağlı olarak toprak gelişimi etkileniyor. Örneğin en iyi toprakların hafif eğimli ve iyi drenajli arazilerde oluştuğu not düşülüyor.
Buna ek olarak, toprakta yaşayan, toprakla beslenen, toprağı karıştıran ve toprakta ölen organizmalar da toprağın ayrışma ve oluşumu süreçlerine yardım ediyor. Solucanlar sağlam zemini gevşetme görevini yerine getirirken, organik asitler toprağın ayrışmasını kolaylaştırıyor. Elbette tüm bunlar, beşinci etmen olan zaman içinde gerçekleşiyor. Toprak oluşumu, doğası gereği belli bir zaman alıyor. Bu faktörlerden herhangi birinin noksanlığı, toprak oluşumunun gerçekleşmemesine neden oluyor.
Toprak oluşum sürecinde canlı organizmaların rolü, dört ana grup altında incelenir. Bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar ve insanlar dört grubu meydana getiriyor.
Toprak horizonları, toprak içindeki belli eylemlerin sonucu olarak oluşuyor. Bu eylemler; ekleme, uzaklaştırma, karıştırma, yer değiştirme ve dönüşümler olarak sıralanıyor. Ayrıca suyun hareketleri de bu süreçte belirleyici oluyor. Yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı yönlü gerçekleşen hareketlerde yıkanma, organik ve inorganik bileşenlerin karışımı yine toprak içeriğinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.
Yıkanma derecesi, toprağın asitliğini belirliyor. Yoğun yağış alan yerlerde yıkanma daha çok görülüyor. Bazların indirgenmesi ile kalsiyum alt katmanlara çözüyor ve suyun alta doğru hareketiyle beraber N, Ca, Mg, Na ve K gibi mineraller de yüzeyden kayboluyor. Kil, üst horizonlardan taşınarak alta ulaşıyor. Bu sürece kil elüviyasyonu adı verilliyor. Asit, humus veya turbanın birikmesi ise podzolleşme sürecini oluşturuyor. Fe ve Al’nin üst tabakadan çökelmesi ile N, Ca ve Mg mineralleri kayboluyor.
Geçirimli topraklarda aşağı doğru yavaş hareket eden su ve dalgalı bir şekilde yükselen alçalan taban suyu gleyleşme meydana getiriyor. Organik madde varlığının kesintili havalandırılması ile ferrik demirin nakli ve lokal çökelmesi gerçekleşiyor.
Lateritleşme ise yoğun ayrışma sonucu Si kaybı ve Fe, A birikim kaybı ile görünür oluyor. Yukarıdan aşağı yönlü gerçekleşen su hareketi ile N, Ca, Mg, K ve Na minerallerinde kayıplar yaşanıyor. Bunun sonucunda alt katmana kaolinit oluşabiliyor.
Tuzlu yeraltı suyunun yukarı yönlü hareketi ise buharlaşma ile sonuçlanıyor. Yüzeyde tuzlanma ve tuz kabuğu görülürken, Na, Mg, K, Cl ve SO4 bileşenleri yukarı doğru iletiliyor. Eriyebilen tuz ise yüzeyde depolanıyor.
Dünya üzerindeki çok çeşitli topraklar, 12 ayrı isimle sınıflandırılıyor.
Toprağı Tarfin Blog ile tanımaya devam edebilir, Tarfin Mobil uygulaması ile tarımsal ve hayvansal alışverişlerinizi çok daha avantajlı, pratik ve hızlı bir şekilde tamamlayabilirsiniz. Peşin veya hasat vadeli ödeme imkanları sunan Tarfin ile tanışmak için size en yakın yetkili satış noktası ile iletişime geçebilirsiniz.
(Büyük halini görmek için haritaya tıklayınız.)
Kaynak: monash.pw
Alüvyal Toprak Nerelerde Görülür?
Toprak sınıflandırılmasına göre topraklar zonal topraklar, azonal topraklar ve intrazonal topraklar olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır. Alüvyal topraklar ise bu sınıflardan azonal toprak grubunda yer almaktadır. Akarsuların taşıdıkları ince malzemelerinin akarsuların yayıldıkları alanlarda birikmesi sonucunda oluşan topraklara alüvyal toprak denir.
Ülkemizde bulunan pek çok akarsu bulunmaktadır. Bu akarsuların taşıdıkları ve biriktirdikleri topraklara alüvyal toprak denmektedir. Akarsular bazı bölgelerde hızları artar. Hızlarının arttığı yerlerde aşınma kuvvetleri de artabilir. Akarsular bu aşınma kuvvetinin fazla oldukları yerlerde kayaçları ufak ufak parçalar ve bu parçaları bünyesine alırlar. Bu parçalar akarsuların hızlarının azaldıkları bölgelerde birikirler. Böylece alüvyal topraklar oluşmaktadır.
Alüvyal topraklarının görüldükleri yerler genellikle akarsu boyları ve delta ovalarıdır. Delta ovaları ise akarsuların taşıyıp biriktirmesi sonucunda oluşmuş ovalara denmektedir. Ülkemizde pek çok yerde alüvyal topraklar görülmektedir. Özellikle alüvyal topraklar iç kesimlerde görülür. Erzurum, Erzincan, Muş, Erbaa, Niksar ve Konya ovaları alüvyal toprakların geniş olarak kapladıkları alanlardır.
Alüvyal Toprakların Özellikleri
Alüvyal topraklar kimyasal veya fiziksel özelliklerini alüvyal malzemelerin kaynaklanan sahadan gelen malzemelerin özelliklerini taşımaktadır. Buna bir örnek vermek gerekir ise ülkemizdeki Muş Ovasının Güney kesimini örnek verilebilir. Muş ovasının güney kesimindeki alüvyonların kumlu ve kahverengimsi olması Bitlis dağlarında aşınan paleozoik metamorfik şistlerdir.
Bu alüvyonlar genel olarak sisli, koyu renkli ve kireçsiz olmaktadır. Ayrıca kuzey kesimindeki alüvyal topraklar beyaz ve killi topraklardır. Bunun nedeni kuzey bölgesindeki aşınan tersiyer killi-marnlı ökelerin özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Toprak horizonları toprakların oluşumlarına göre meydana gelmiştir. Bu toprak horizonları çok belirgin değildir. Dünya üzerinde genellikle bütün bölgelerde her çeşitte doğal vejetasyon altında bulunurlar. Ayrıca çok çeşitlilik gösteren bu topraklarda tabakalaşma da görülebilir.
Alüvyon Ne Demek?
Fransızca olan bu sözcük Latincede ise, ''alluere'' fiilinden türetilerek dilimize yerleşmiştir. Alüvyon kelimesi, sıkça günlük yaşantımızda kullanılan bir kelimedir. Evrenin oluşumunu ve coğrafi şekilleri incelerken eğitim hayatımızda çok önemli bir yeri olan coğrafya derslerinde mutlaka zemin ya da alüvyon toprak anlatımlarını öğreniyoruz.
Suyun akış hızının giderek azalması sonucunda akarsular tarafından taşınan çakıl, kil, kum, taş gibi maddelerin yani tüm kütle parçalarının elverişli olan bölgelerde birikmesi sonucunda meydana gelen tortu bölümlerine alüvyon adı veriliyor.
Alüvyal Toprak Nerelerde Görülür?
Alüvyon tortu maddeleri de zamanla alüvyon ovalara dönüşebilirler. Genellikle de geniş vadilerin çoğunda tabanda çok geniş bir yer kaplar. Bu aşamadan sonra çok daha geniş bölgelere yayılarak alüvyon ovalarını meydana getirir. Alüvyonların horizonları da bulunmaz. Alüvyal toprakların en çok olduğu yerler ise, deltalardır. Vadi tabanlarının giderek genişlediği yerlerdeki akarsu boyu ve ovaları da alüvyon topraklardan meydana gelir.
Alüvyal Toprakların Özellikleri Nelerdir?
Yeryüzünde bulunan yüksek yerler sürekli aşınıyor. Aşındırılan bu materyaller bu sayede çok uzak mesafelere taşınır. Bu materyaller ise iriliğine göre; kum, çakıl, mil olarak da tanımlanır. Bunların hepsine ise, alüvyon adı verilir. Alüvyonların birikmesi sonucunda oluşan topraklar alüvyal ise, topraklardır.