amazon nehri rejimi / Dünya düzenini değiştirmek için Amazon`da binlerce kilometre yol katetmek - Yeşil Gazete

Amazon Nehri Rejimi

amazon nehri rejimi

Ekvador&#;daki petrol sızıntısı Amazon Nehri&#;ni tehdit ediyor

Ekvador basınında yer alan habere göre, kaya parçasının petrol boru hattının üzerine düşmesi sonucu meydana gelen petrol sızıntısı Amazon ormanlarındaki nehirde, yaklaşık kilometrelik alana yayıldı.

Ekvador Amazon Yerli Milliyetleri Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Lola Piyaguaje, açıklamasında, sızıntının sebep olduğu kirlilik nedeniyle bölgede yaşayan yerlilerin sağlığının tehlike altında olduğunu belirterek, yetkililerden hızlıca harekete geçmesini istedi.

Çevresel felaket uyarısında bulunan Piyaguaje, "Ekvador devleti taleplere dikkat etmeli, eğer gereğini yapmazsa, nehri temizlemek için bütün gücümüzle çalışacağız, nehir yerli halkların tek zenginliğidir." ifadesini kullandı.

Sitemiz yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Neden En Uzun Nehri Bilmiyoruz?

Yazar: Yusuf Mert ÜSTÜN

Editör: Muhammet ALAN

Yayımlanma Tarihi:

Anahtar Kelimeler

# Dünya'nın en uzun nehri

# Nil nehri

# Amazon

Dünya'nın en uzun nehri hangisidir?​

“Dünya’nın en uzun nehri hangisidir?” gibi sorular bir coğrafyacı olmama rağmen beni oldukça geriyor. Burada problem benim bu sorunun cevabını bilmiyor oluşum değil, sorunun bilimsel olarak cevaplanmasının imkânsız oluşudur. Çünkü coğrafya bilimi her ne kadar kulağa ilginç gelse de yeryüzü üzerindeki en uzun nehrin hangisi olduğunu tespit edecek bir yapıda değildir. Bu yüzden böyle basit ve oldukça sıradan bir soruya verilecek cevapların hepsi yanlış olacaktır.

Bu noktada yazdıklarımın manasız olduğunu düşünerek, internete girmek veya ansiklopedi karıştırmak suretiyle hızlıca sonuca ulaşabileceğinizi düşünebilirsiniz. Ben de bu noktada bize yol gösterecek rastgele kaynakları listelemeyi uygun buldum. Örneğin Prof. Dr. Ramazan Özey, basımlı “Doğal Bölgeler Coğrafyası” adlı kitabının ’üncü sayfasında, Mississippi nehrinin km ile yeryüzündeki en uzun nehir olduğunu yazarken, başka bir kaynak olan MEMO Larausse ansiklopedisinde Amazon km ile en uzun akarsu olarak belirtilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nin saygın coğrafya kurumu olan USGS’e göre ise km ile Nil nehrinin en uzun nehir olduğunu belirtmiştir. Türkçe Wikipedi km ile Amazon nehrinin en uzun nehir olduğunu ileri sürerken, Guinness Rekorlar Kitabı km’lik Nil nehrinin en uzun nehir olduğunu iddia etmiştir. National Geographic’te John Roach tarafından ’de yayınlanan bir yazıda ise Brezilyalı bilim insanlarının Amazon nehrinin en uzun nehir olduğu hakkındaki iddialarından bahsetmiştir.

Kaynaklar çok daha uzatılabilir. Ancak hemen hemen bütün kaynaklar farklı sayılar ve farklı isimler (Nil, Mississippi veya Nil) vermektedir. Kimi kaynaklar ise bu durumun farkına vararak kimi şerhler düşmüşlerdir. Örneğin Amerikan Milli Parklar Servisi’ne göre “Bazıları, Missouri ve Ohio Nehirlerinin uzunluğunu Mississippi'nin ana koluna ekleyerek, dünyanın en uzun nehir sistemi olarak tanımlar.” Bu cümledeki “bazıları” kelimesi oldukça önemlidir. Zira resmi bir devlet kurumu bile bu iddiada bulunurken şerh düşmeyi tercih etmiştir. Britannica’da benzer bir şekilde kolların eklendiği takdirde Mississippi'nin en uzun 4’üncü nehir olduğunu belirtmiştir.

Peki çeşitli bilim insanları ve kurumlar neden dünya üzerindeki en uzun nehrin hangisi olduğunu bulmak gibi basit bir konuda farklı sonuçlara ulaşmıştır? Yoksa uygarlığımızın ürettiği bilim düşündüğümüzden çok daha geri mi kalmış durumda? Cevap özünde HAYIR. Ancak bu duruma neden olan başlıca durumları belirtmekte fayda var.

Öncelikle bir nehrin uzunluğu sorulduğunda neyi kastettiğimize açıklık getirelim. Eğer kaynak noktasıyla Ağız noktası arasındaki kuş uçumu uzaklık hesaba katılacaksa hızlıca sonuca ulaşılabilir.

(ı) Khobistsqali Nehri ve (II) Gökırmak

Yukarıda görülen örnekte I ve II numaralı şekillerin uzunluklarının hemen hemen aynı olduğu görülebiliyor. Peki bu kabul edilebilir bir sonuç mu? Pek çoğumuz için oldukça manasız bir sonuç çünkü II numaralı nehir çok daha kıvrımlı, bu yüzden I numaralı nehirden aslında çok daha uzun. Daha manalı bir sonuca ulaşmak için izlenen yolu kuş uçumu mesafeye tercih etmek gerektiği sonucuna ulaşabiliriz. Ancak burada yeni bir problem ortaya çıkıyor. Bir akarsuyun ağzı veya kaynağı nerededir?

(ı) Volga Nehri ve (II) Don Nehri Ağızları

Bin yıllarca kaynağı merak edilen yüzlerce kâşifi kendine çeken, esrarengiz, çölün ortasında bereketli topraklar oluşturan ve bir medeniyetin doğuşunu mümkün kılan Nil nehri. Kaynağının neresi olduğu konusunda yılında bile tartışmalara neden oluyor.

Nil deltasından başlayarak kaynağa doğru ilerleyelim. Öncelikle Nil deltasından nehrin ikiye (Mavi ve Beyaz Nil) bölündüğü noktaya kadar km’lik bir mesafe vardır. Bu noktada kaynağa olan yolculuğumuzda Nil sularının %90’ının geldiği Mavi Nil yerine daha uzun olan Beyaz Nil’i seçtiğimizi varsayarsak Victoria gölüne ulaşırız. Bu noktada her şey netleşmiş gözüküyor. Nil kaynağını Victoria’dan alıyor. Ancak gölün nehirle buluştuğu nokta mı kaynak kabul edilmeli yoksa gölün ortası mı ya da gölün en uzak kıyısı mı? Açıkçası tercihimiz yine nesnelden çok, öznel olacaktır. Ancak henüz kaynağa ulaşmış olmayabiliriz. Bazıları Victoria’nın Nil’in kaynağı olduğu ancak göle kaynaklık eden nehirlerin de Nil nehrinin bir parçası olduğunu ileri sürmektedir. Bu noktada da Kagera nehrini Nil’in başlangıcı olarak kabul edebiliriz. Artık sonuca ulaştığımızı düşünebilirsiniz, ancak yanılıyorsunuz. Çünkü Nil’İn bir kolu olan Beyaz Nil’in kaynağını aldığı Victoria gölüne dökülen Kagera nehrinin de Nuvyironza adlı bir kolu var. Bu noktadan sonra akarsuyu takip etmek oldukça zor bir hal alıyor. Ancak toplam km’lik bir mesafe izlediğimiz söylenebilir. Ama bu seyahat öznel tercihler üstüne gelişti ve herkes tarafından kabul edilmek zorunda değil.

Yukarı da gördüğünüz örneklerde çeşitli akarsuların ağız kısımları yer almaktadır. Genellikle pek çok parçaya bölünen bu akarsuların hangi kolunun denize kavuştuğu nokta ağız kabul edilmelidir? Açıkçası uygun bir bilimsel cevap vermek oldukça zor. En uzun olan kol mu, en geniş olan mı ya da en çok su taşıyan mı seçilmelidir. Hangisi seçilirse seçilsin muhtemelen öznel bir tercih olacaktır.

Afrika Hidrografya Haritası

Mississippi nehrini ele alacak olursak durum daha da farklı bir hal alıyor. Öncelikle hangi noktayı ağız kabul ederseniz edin Mississippi nehrinin bir kolu olan Missouri, Mississippi nehrinden uzun oluyor. Bunun sebebi doğudan gelen Avrupalı kaşiflerin nehrin daha uzun kolunu keşfetmeden Mississippi’ye adını vermeleridir. Nehrin daha uzun olan Missouri kolu ilerleyen dönemde keşfedildiğinde, Mississippi denen nehrin isminde değişiklik yapılmadı. Bu yüzden nehrin kolu nehrin kendisinden uzun bir hal aldı ki bu oldukça sıra dışı bir durum.

Benzer durumları Amazon için de yazmak pekala mümkün ancak tekrara düşmemek adına daha fazla uzatmayacağım.

 

Bir akarsuyun uzunluğunu belirlemede bir sonraki problemimiz ise akarsuların kendisidir. Aşağıdaki görselde de görülebileceği üzere akarsular sürekli hareket ve değişim halindedir. Bu yüzden uzunları sürekli değişebilir. Bu yüzden sürekli gözlem yapılmalı ve sayılar güncellenmelidir.

Nehir Yatağının Zamanla Değişimi

Bir nehrin ne kadar su taşıdığı, genişliği, rejimi vb. özelliklerini tespit edebilirken uzunluk konusunda bu kadar zorlanmamızda “Dünya’nın en uzun nehri hangisidir?” gibi sorulan coğrafya biliminin temel yapısına uymayan sorular olduğu gerçeği yatmaktadır. Coğrafya mekanı anlamaya yönelikliktir. Ve doğal mekanlar çoğu zaman bizim istediğimiz kesin sınırları vermezler. Doğanın kimi noktalarında fluluk bulunmaktadır. Bu fluluk doğanın kendisinden değil, bizim onu anlama şeklimizden ileri gelmektedir. Biz doğada kesin başlangıç ve bitiş noktaları görmek isteriz ve onlar çoğu zaman orada bulunmaktadır. Bu yüzden biz bazı noktaları nirengi kabul edip anlam yükleriz. Ancak bu anlam nehir uzunluklarında olduğu gibi öznel olabilir ve kişiden kişiye değişebilir. Tabi bu durum Meriç nehrinin Nil’den veya Amazon’dan uzun olduğunu iddia edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Fluluk o boyutlar da değil.  

KAYNAKLAR

  1. Britannica, monash.pw

  2. National Park Service, monash.pw

  3. Library of Congres, monash.pw

  4. Roach, J. (). monash.pw

  5. Guiness Rekorlar Kitabı, monash.pw?fb_comment_id=_

  6. Wikipedia, monash.pw%C3%BCnyan%C4%B1n_en_uzun_nehirleri

  7. USGS, monash.pw?qt-science_center_objects=0#qt-science_center_objects

  8. Özey, R. (). Doğal Bölgeler Coğrafyası, İstanbul: Aktif Yayınları

  9. Memo Larousse Cilt 1

Amazon Nehri nedir? Nereye dökülüyor ve ne özellikler taşıyor? Amazon Nehri Güney Amerika kıtasında And Dağları'ndan başlayıp binlerce kilometre yol alarak Atlantik Okyanusu'na dökülür. Amazon Nehri'nin kaynağına dair en yaygın teori Peru'nun yüksek And Dağları olması. Nehrin kaynaklarının Mantaro, Apurimac ve Maranon nehirleri olduğu düşünülüyor. Amazon Nehri, dünyadaki en geniş biyolojik çeşitliliğe sahip ekosistemleri içine alıyor. Herhangi başka bir nehirden daha fazla su taşıyor ve boto olarak bilinen Amazon nehri yunusuna ev sahipliği yapar. Boşaldığı Atlantik Okyanusu'nun rengini km'ye kadar değiştiriyor.

Amazon Havzası 6,9 milyon km2 büyüklüğüyle tüm Güney Amerika'nın %38'ini oluşturuyor.

Bilim insanları Amazon Nehri'nin geçmişte bir zamanlar batıya, Pasifik Okyanusu'na döküldüğünü ortaya çıkardı. And Dağları 15 milyon yıl önce yükselene dek nehir Güney Amerika'nın Pasifik Kıyısına doğru tersi yönde akıyordu. Amazon yağmur ormanlarında 'den fazla balık türü ve 'den fazla memeli canlı yaşar ve nehirde hiç köprü yoktur. Araştırmacılar yılında Amazon Nehri Deltası'nda bir mercan resifi sistemi keşfettiler. Büyük öneme sahip bu devasa resif km'den uzun ve km2 alanı kaplıyor. Sloven atlet Martin Strel 'de Amazon Nehri'nin neredeyse tamamını 66 günde yüzmüştür.

Amazon Nehri'nin konumu ve geçtiği ülkeler

Amazon Nehri haritasına göre nehrin konumu ve geçtiği ülkelerden bazıları.

Amazon Nehri, Nil Nehri'nden ( km) sonra Dünya'nın en uzun nehirleri arasında ikinci. Birçok bilimsel yayına göre Amazon Nehri'nin uzunluğu km civarındadır ve yağmurlu mevsimde genişliği yere göre 1,5 ila 55 km arasında değişir. Derinliği metredir. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) raporuna göre, Amazon Nehri'nden her saniye ayrı koldan gelen ortalama metreküp su geçiyor. Bu kollardan 17'si yaklaşık km uzunluğunda olmasıyla dünyanın en büyük drenaj sistemini oluşturuyor. Öyle ki Dünya'da akan tüm suların yaklaşık %20'si Amazon Nehri'nden geçiyor. Öyle ki sonraki en büyük altı nehrin toplamından daha fazla hacme ve drenaja sahip.

Amazon Nehri yedi Güney Amerika ülkesinden geçerek Brezilya'nın kuzey doğu sahilinden Atlantik Okyanusu'na dökülüyor. Geçtiği ülkeler Peru, Bolivya, Venezuela, Kolombiya, Ekvador, Guyana ve Brezilya'dır. Havzanın çoğu ve nehrin yaklaşık üçte ikisi Brezilya'da bulunuyor. Nehrin geçtiği büyük şehirler arasında nehrin ağzında bulunup 1,3 milyon insanın yaşadığı Brezilya'nın Belem kenti ile nehrin orta hizasında bulunan Brezilya'nın 2 milyonluk Manaus şehri var.

And Dağları doğudan gelen ılık ve nemli havayı duvar gibi engelleyerek Amazon'un nehirlerini sürekli olarak besleyen yoğun ve kalıcı yağışlar oluşturur. Yağmurlu mevsimlerde Amazon Nehri’nin akıntı hızı (debi) saatte 7 kilometreye dek çıkıyor. Bu nehir ve havza birçok benzersiz hayvan, ağaç ve bitki türüne sahip. Nehir ve kolları etrafındaki ovalar her yıl taşar ve çevredeki toprağı zenginleştirir.

Amazon Nehri'nin çoğu Amazonya denilen Amazon yağmur ormanlarıyla çevrili. Burası 5,5 milyon km2'lik yoğun tropik ormanıyla dünyanın en büyük yağmur ormanıdır. Dünyadaki bilinen tüm türlerin üçte biri bu çevrede yaşıyor. Ormanın bir dönümünde ağaçcıl hayvan türü yaşar.

Amazon Nehri'nin tarihsel yönü

Rio Negro ile buluşur ancak birbirine hemen karışmaz.

Amazon Nehri 'de İspanyol kaşif ve fatih olan Francisco de Orellana tarafından keşfedildi. Yolculuğunda tanıştığı kadın savaşçılar kendisine Yunan mitolojisindeki benzerlerini hatırlattığı için nehre "Amazon" ismini verdi (Bkz. Amazon savaşçı kadınları kimdi?). Dünya'nın jeolojik kayıtlarına göre Amazon Nehri'nin milyon yaşında olduğu düşünülüyor. Geniş Amazon biyomunun içinde yer alan Amazon Nehri hala 2,7 milyon yerli insanı besliyor. Nehirde 60'ı izole olan farklı etnik gruptan insan yaşıyor.

Bu insanlar uzun tarihlerden bu yana nehre bağımlı durumda. Amazon Nehri yedi ülkeden geçtiğinden sularını kullanmak çoğu zaman çatışmalara yol açmıştır. Bunun sonucu olarak, çatışmaları önlemek adına yıllar içinde yasalar ve antlaşmalar hazırlandı. 'de Ekvador ile Peru arasında bir antlaşma yapıldı ve adına Ekvador-Peru Ticaret ve Gemicilik Antlaşması denildi. Antlaşma Ekvador'a nehir üstünde bir takım haklar tanıdı ve Amazon'a olan erişimini artırdı ancak nehrin sınırları büyük ölçüde Peru’da kaldı.

Geçilmez ormanlar ve sınırlı yollardan oluşan bu topraklarda Amazon Nehri çevre insanları için hala birincil ulaşım aracı. Yurttaşlar, turistler ve mallar nehir tekneleri ve gemileri ile Amazon'un bir ucundan diğerine taşınıyor.

Amazon Nehri'nin bugünkü önemi

Amazon Nehri’ne boşalan sular Dünya'daki tüm tatlı suların %20’sidir.

Nehre ulaşan sular bölgeye Amazon havzasından geliyor. Havza 6,9 milyon km2 büyüklüğüyle tüm Güney Amerika'nın %38'idir. Amazon Nehri’ne boşalan sular ise Dünya'daki tüm tatlı suların %20’sini oluşturuyor. Nehirde, çoğu Amazon havzasında yaşayan ve ticaretle geçinen toplulukların yakaladığı binlerce balık türü yaşıyor. Ayrıca akvaryum ticaretinde kullanılan süs türleri var. Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre, Amazon Nehri'nin Brezilya tarafındaki balıkçılık ticareti kişiye iş yaratıyor.

Kolombiya, Peru, Bolivya, Ekvador ve Bolivya kalkınmayı teşvik etmek adına ortak sınırlar arasındaki ticareti kolaylaştıran ulaşım sistemleri kurdular. Amazon Nehri, eşsiz florası ve faunasını keşfetmek isteyen turistler, araştırmacılar ve film yapımcıları tarafından ziyaret ediliyor. Nehrin özellikle Brezilya tarafında kalan kısmına hidroelektrik enerji için barajlar inşa edildi.

Amazon Nehri habitatı

nehre özgü yunus pembe boto

Amazon Nehri Dünya'nın en büyük tropik yağmur ormanının içinde yer alıyor. Nehrin iklimi yıl boyunca ılık ve nemli olmasıyla tropiktir. Yani Amazon Nehri habitatları zengin çeşitliliğe sahip. Birçok yabani canlı türünün yaşadığı bataklıklar ve akarsular var. WWF'ye göre Amazon Nehri'nde 'den fazla sürüngen türü, tatlı su balığı ve amfibi hayvan yaşıyor. elektrikli balık türü ve 60 pirana türü bunlar arasında. Arapaima veya pirarucu denilen 4,6 metrelik dünyanın en büyük tatlı su balıklarından biri burada barınıyor.

Bu büyüleyici hayvanlardan bazıları dev bir Amazon Nehri kaplumbağası olan Arrau kaplumbağası, Boa yılanı, aligator, anakonda, cüce kayman, pirana, çeşitli ışınsal yüzgeçli balıklar ve timsahlardır. Amazon Nehri yunusu boto, dev su samuru ve tapir gibi başka memeliler de var. Amazon Nehri'nin pembe yunusu dünyadaki en büyük nehir yunusu türü. Rengi yaşla birlikte griden pembeye ve beyaza döner. Amazon deniz ayısı da bu tropikal sularda yaşar. Amazon'un nehir kıyılarında bol miktarda Machaerium lanatum çalılıkları yetişir.

Amazon Nehri'nin karşılaştığı tehditler ve anlaşmazlıklar

Amazon Nehri ekosistemi son zamanlarda insan faaliyetlerinden kaynaklanan tehditlerle karşı karşıya. Büyük tatlı su türlerinin aşırı avlanması, ormansızlaştırma, altın madencilerinin akarsularda yarattığı cıva kirlenmesi, artan nüfus yoğunluğu, arıtılmamış lağım akıntısı ve yol ve baraj yapımı Amazon Nehri'ne ve çevresine zarar vermeye devam eden insan faaliyetleri arasında.

Örneğin nesli tükenmekte olan Amazon Nehri'ne özgü tatlı su yunusu boto ekosistemdeki bu bozulmaya karşı savunmasız durumda. Bu yunus Orinoco Nehri Havzası'nda yaşıyor ve tahmini nüfusu on binlerle sınırlı. Bir çalışmaya göre Amazon Nehri'ndeki sedimantasyon (tortulaşma), ormansızlaşmanın yol açtığı toprak erozyonu nedeniyle de meydana geliyor ve nehir yaşam alanlarını daha da bozuyor.

Benzer Yazılar

Amazon Havzası

Güney Amerika’da Brezilya’da Amazon Nehrinin suladığı veya sular altında bıraktığı büyük bir havza. İki eski fakat yüksek olmayan kristal plato arasındaki genç ve çökelmiş bir ovadan ibarettir. Kuzeyde Guiana yaylaları, batıda Andean Cordillera ve güneyde Brezilya yaylası ile çevrilidir. Pekçok bölge deniz seviyesinden 60 m yüksekliktedir. Ancak bazı yerler – metreye kadar yükselir.

Amazon’da en çok dikkati çeken ekvatoral ormanlardır. Sık orman hemen hemen tüm bölgeyi halı gibi kaplar. Alçak bölgeler yükseklere nazaran daha çeşitli bitki ve hayvana sahiptir.

Havzanın su basmayan ormanlarında mobilyacılıkta kullanılan sert ağaçlar yetişir. Sulanan arazideki Mahogani ve Brezilya cevizi gibi ağaçlardan inşaat kerestesi olarak istifade edilir. Bölgedeki ağaçların ortak özelliği, güneş görebilmek için, boylarının çok uzun olmasıdır. Bölgede ormanların yanında çok geniş çayırlara da rastlanır.

Havzada çeşitli böcek, sürüngenler ile kuşlar bulunur. Büyük memeliler ise azdır.

İklim: Amazon havzasının iklimi insanlar için elverişli olmayan bir karaktere sahiptir. İki mevsim halinde görülür. Birisi üç ile beş ay süren kurak, ikincisi de bol yağmurlu geçen yağışlı mevsimdir. Bölgenin metrekareye düşen yıllık yağış oranı mm arasındadır. Sıcaklık ise gündüzleri 27 ile 32; gece de 21 ile 27 derece arasında değişmektedir. Eylül ve Kasım ayları arası ılık geçer. Kuraklık bu aylarda yerini yağışlı mevsime terkeder.

Amazon’un doğu havza kesimleri boyunca rüzgarlar doğu ve kuzeydoğudan kuvvetli eserler. Aralık-nisan arasındaki yağmurlu mevsim nemli havanın ekvatora ve güneş ışığının dünya yüzeyine dik geldiği kısımlara doğru enleme bağlı hareketi ile aynı zamana rastlar.

Nüfus: Havza’da 4 milyon insan yaşar. Bu nüfusun kadarı kızılderilidir. ’i Brezilya’da yaşamaktadır. Safkan kızılderili sayısı çok azdır. Bunlar bölgenin haricindeki yerlerde yaşarlar. En çok nüfus toplulukları, Amazon ağzında Belem-a ile Braganca’dan uzanan sahillerde görülür. Marajo adasından, Amapa’ya kadar uzanan yerlerde nüfus kalabalıktır. İkinci büyük topluluk da, Amazon Nehri boyunca, Rio Negro’nun kavşak noktasında ve Manaus şehri civarında yerleşmiştir.

Amazon Nehrinin kenarlarında kurulmuş önemli bir şehir yoktur. Manaus ve Santrarem gibi bazı şehirler ise, büyük kolların Amazon Nehrine döküldüğü yerlerde kurulmuştur.

Amazon'un keşfi: Burası ilk defa yıllarında İspanyol Francisca ve Orellana tarafından keşfedildi. On altıncı yüzyılın ilk yıllarında İspanyollar ve Portekizliler; altın ve gümüş aramak, kızılderilileri köle olarak kullanmak için Güney Amerika kıtasını alt üst ettiler. Bu arada büyük bir alan keşfedilmiş oldu.

Amazon’un birçok Avrupalı tarafından on dokuzuncu asır boyunca ve sonra incelemesi yapıldı. En önemli inceleme yılında ABD ile Brezilya’nın ortaklaşa yaptıkları projedir. Bu incelemenin sonunda Amazon’un alanının tahminlerin üstünde olduğu ortaya çıktı.

Amazon’un ekonomisi: ’da kauçukların kükürtle sertleştirme işleminin keşfedilmesinden sonra Amazon bölgesinin önemi fazlalaştı. Bu keşif bölgenin önemli bir tabii kaynağının endüstride geniş ölçüde kullanılmasını mümkün kıldı. tarihinden itibaren Japon göçmenler karabiber üretimini tanıttılar. Tetrafirme’nin sağ kesiminde başarıyla karabiber yetiştirildi.

’li ve özellikle ’lı yıllarda Amazon’da daha değişik gelişmeler oldu.

Son senelerde Belem’in dış kenarında bütün Amazon’un ihtiyacını karşılayacak Çimento fabrikası, Manaus’ta bir petrol rafinerisi, Belem’in iç kesimlerinde küçük sanayi bölgeleri ve inşaat malzeme fabrikası kuruldu. Amazon’un bu şekilde gelişmesi, Brezilya ekonomisine büyük fayda sağladı. Sanayinin gelişmesi ve sorumsuz kesimler neticesinde Amazon ormanları çok azaldı. Eski duruma getirmek için ’da başlayan çalışmalara milyarlarca dolar ayrıldı.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır