Amanerrasülü Arapça Okunuş
Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem
Bakara Suresi ve ayetleri
Amenerrasulünün (Bakara suresi son 2 ayeti) yazılışı, okunuşu ve anlamı
Bakara Suresi Ayet
Bakara Suresi Ayet
ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلْمُؤْمِنُونَ ۚ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِۦ ۚ وَقَالُوا۟ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا ۖ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا ۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا ٱكْتَسَبَتْ ۗ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَآ إِن نَّسِينَآ أَوْ أَخْطَأْنَا ۚ رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَآ إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِنَا ۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِۦ ۖ وَٱعْفُ عَنَّا وَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَآ ۚ أَنتَ مَوْلَىٰنَا فَٱنصُرْنَا عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَٰفِرِينَ
Bismillahirrahmanirrahim
"Rahman ve rahim olan Allah ın Adıyla"
Amenerrasûlü bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nüferrigu beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve gâlû semi’nâ ve eta’nâ ğufrâneke Rabbenâ ve ileykel masîr(masîru). Lâ yükellifullâhu nefsen illâ vüs’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min gablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vağfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel gavmil kâfirîn(kâfirîne).
"Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” Bakara Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” Bakara ve ayetleri."
Allah’ın, kullarını güçlerini aşan fiillerle ve davranışlarla yükümlü kılmayacağını ifade eden bu âyet, İslâm düşüncesinde ortaya çıkmış bulunan önemli bir tartışmanın çözümüne ışık tutmaktadır. “Allah’ın kullarına, güçlerini aşan bir görevi yüklemesi (teklîf-i mâlâ yutâk) câiz midir?” sorusu etrafında gelişen bu tartışmada, Allah’ın kudret ve iradesini sınırlar korkusuyla “câizdir” diyenlere karşı, O’nun hikmetine, adaletine, imtihan iradesine, dinî, ahlâkî, hukukî değerlerin, mükâfat ve cezaların mâkul bir temele oturması gereğine ağırlık verenlerin savunduğu “Câiz değildir, hakîm olan Allah böyle bir yükümlülük getirmez” diyenleri bu âyet teyit etmektedir.
İnsanların kader ve fiillerinde kendi rollerinin de bulunduğunu ifade eden “Lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır” cümlesi, “kaza, kader, irade, kudret, kesb” konularında asırlar boyu süren ve mezheplerin (ekol) oluşmasına temel teşkil eden bir tartışmaya açıklık getirmektedir. “İnsanların ortaya koydukları fiillerde ve davranışlarda kendilerine mahsus irade ve kudretleri yoktur” diyen Cebriyye ekolü; “Bu fiiller ve davranışlar, bağımsız olarak insanın irade ve kudretinin eseridir, fiilini yoktan var eden (îcâd) kuldur” diyen Mu‘tezile mezhebi; “Kulun fiili meydana gelirken Allah’ın irade ve kudreti yanında–etkisi bulunmaksızın– kulunki de vardır” diyen İmam Eş‘arî, bütün bu ekollerin karşısında yer alan Mâtürîdî mezhebi, diğer deliller yanında bu âyetten ışık ve güç almaktadır. Bu son mezhebe göre Allah Teâlâ kullarına irade ve kudret (güç) vermiştir. Bu irade ve kudret yaratılmıştır, hem hayır hem de şer için işler ve bu mânada “küllî” niteliklidir. Küllî irade ve kudretin, hayır ve şerden birine sarfedilmesi ise cüz’î niteliklidir; yani cüz’î kudret, cüz’î iradedir. Buna kesinleşmiş ve fiile yönelmiş azim (azmi musammem) ve “kesb” de denir. Kesb fiilin aslını (yok iken var olmasını, yaratılmasını) değil, vasfını (hayır veya şer olmasını) etkiler. İşte beşerî sorumluluk da bu kesbe dayanır (genişbilgi için bk. Kemâleddin el-Beyâzî, İşârâtü’l-merâm, s. 54 vd., ). Açıkladığımız âyette kulun fiiline etkisini açıkça ifade eden kelime, Türkçesi “elde etmek, kazanmak, hak etmek” demek olan “kesb”dir. Eskiden sıkça tekrarlanan “Kul kâsibdir, Allah da hâlıktır” veya “Kul kesbeder, Allah da halkeder” cümlesi bu gerçeğin vecizeleşmiş şeklidir (ayrıca bk. Bakara 2/7).
Yukarıda meâli zikredilen bir hadis, Muhammed ümmetinin unutma ve yanılma sebebiyle meydana gelen kusurlarının Allah tarafından bağışlandığı müjdesini veriyor ve burada geçen duanın kabul edildiğini belgeliyor.
Hıristiyanlık için de amelî geçerliliği bulunan Eski Ahid’de yeme, içme, temizlenme gibi konularda oldukça zor dinî kurallar, yasaklama ve sınırlamalar vardır. Kur’ân-ı Kerîm’de bu âyetten başka yerlerde de aynı tarihî gerçek dile getirilmiştir (A‘râf 7/). İslâm’ın ümmete getirdiği yükümlülükler ise fıtrata uygundur, insanların zorlanmadan hatta kolayca yapabilecekleri ödevlerdir. Şahsî ve özel durumlar sebebiyle zorluk baş gösterdiği takdirde de ruhsatlar vardır.
Aslında temel nitelikleri sıralanmış bulunan bu dine bütün insanlığın akın akın girmesi gerekirdi. Mümin aklı böyle düşünür, mümin gönlü böyle ister ve beklerdi. Fakat Allah’ın imtihan için kullarına verdiği akıl, irade, nefis, yine bu maksatla insanlara musallat olan şeytan milyarlarca insan için doğru yolun ve hak dinin engelleri olmuş, müminin beklentisinin aksine insanların hakkıyla şükredenleri, küfür ve nankörlük içinde olanlardan az bulunmuştur. Bu çokluk karşısında müminler, kendi güç ve gayretleri yanında ve ondan daha çok yüce Allah’ın yardımına sığınmak durumundadırlar:
“Sen bizim mevlâmızsın, inkârcılara karşı bize yardım et!” Sûrenin bu son iki âyetinin fazileti hakkında birçok sahih hadis rivayet edilmiştir. “Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki bir gecede okuyana onlar yeter” meâlindeki hadis bunlardandır (Buhârî, “Fezâilü’l Kur’ân”, 10, 27, 34; diğer bazı örnekler için bk. Şevkânî, I, vd.)
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı, Kuran Yolu Tefsiri
Aklı başında hiçbir adam görmedik ki Bakara Suresi’nin son iki ayetini okumadan uyusun”
Bu söz Hz Ömer ile Hz Ali’ye (ra) aittir Bakara Suresi’nin son iki ayetinin önemini Kainatın İftihar Tablosu’ndan(s.a.v) bizzat işitmişler ve bu iki ayeti hayatları boyunca uyumadan önce mutlaka okumuşlardır.
Hz Peygamber “Amenerrasulü” diye başlayan Bakara Suresi’nin son iki ayeti hakkında bakın neler buyuruyorlar: “Her kim geceleyin Bakara Suresi’nden bu iki ayeti okursa ona yeter” “Allah Teala, Bakara Suresi’ni iki ayetle sona erdirdi ki, bunları bana, Arş’ın altındaki bir hazineden verdi Bunları öğreniniz, kadınlarınıza, çocuklarınıza belletiniz, öğretiniz Çünkü bunlar salattır (namazdır), hem duadır, hem Kur’an’dır”
Efendimiz’in (sas) bu kadar önemle vurguladığı Bakara Suresi’nin son iki ayetinin meali hakikaten çok muazzam hele de bu günlerde daha da bir anlam kazanıyor Şöyle ki; “Peygamber, Rabbi tarafından kendisine ne indirildi ise ona iman etti, müminler de Onlardan her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve resullerine iman etti “O’nun resullerinden hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz” dediler ve eklediler “İşittik ve itaat ettik ya Rabbena, affını dileriz, dönüşümüz Sana’dır
Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık da kendi aleyhinedir Ya Rabbena! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma Ya Rabbena! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme Ya Rabbena takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize Sensin Mevlamız, yardımcımız Kafir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize”
Şimdi teklifimizi yapalım: Efendimiz’in buyurduğu gibi bu iki ayeti bir hafta içinde bilmiyorsak önce kendimiz öğrenelim sonra eşlerimize, çocuklarımıza öğretelim ve bugünden itibaren her gece yatmadan önce mutlaka okuyalım..
Amenerrasulü’nin Fazileti Hakkında Hadisi Şerifler
Ebu Zer (monash.pw)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ü Teala Bakara suresini iki âyetle sona erdirdi ki, bunları bana Arş’ın altındaki bir hazineden verdi. Bunları öğreniniz, kadınlarınıza, oğullarınıza öğrettini, talim ediniz. Çünkü bu iki ayet: hem bir salât (namazda okunan Kuran) hem bir Kuran (ayetleri), hem de bir duadırlar.” (1)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ki: “Dört şey Arş’ı Azâm altındaki hazinelerden indirildi: Fâtiha, Ayete’l-Kürsi, Âmenerrasûlü, Kevser Suresi.” (2)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ki: “Bana Arşın altındaki hazineden Ben’den önce hiçbir peygambere verilmeyen Bakara Suresinin son âyetleri (Âmenerrasûlü) verildi.”(3)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Her kim bir gece içerisinde Bakara suresinin iki âyeti (Amenerrrasûlü) okursa, artık o iki âyet ona (ibadet etmek ve belalardan korunmak bakımdan) kâfi gelirler.” (4)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ki: “Kuran’da iki ayet vardır ki, müminler için şifadır ve Allah’ın sevdiği şeylerdendir. O iki ayet Bakara suresinin son iki ayeti (olan Amenerrasülü)‘dür.”(5)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah’u Teala, gökleri ve yeri yaratmadan yıl önce bir kitap yazdı ve o kitaptan iki ayet indirerek Bakara suresini bu iki ayetle bitirdi. Bu iki ayet, bir evde 3 gece okunursa, şeytan o eve yaklaşamaz.”(6)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ki: “Her kim Ayetle’l-Kürsi’yi ve Bakara suresinin sonunu sıkıntılı (kederli) anında okursa, Allah’u Teala ona yardım eder.”(7)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ki: “Her kim Bakara suresinin başından dört ayet, Ayete’l-Kürsi ve ondan sonraki iki ayet, surenin sonundan da 3 ayet olmak üzere, bir gece içinde bakara suresinden 10 ayet okursa, o gece o eve şeytan giremez.”(8)
Başka bir rivayette ise şöyledir: “Her kim bu ayetleri okursa; ona ve aile efradına o gün şeytan yaklaşmaz; çoluk çocuğunda ve malında istemediği şeyle karşılaşmaz ve bu ayeti kerimeler aklı başından gitmiş bir kişiye okurnursa, Allah’u Teala izni ile mutlaka akıllanır.” (9)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu ki: “Kim uyuyacağı sırada Bakara Suresinden on ayet okursa, Kuran-ı (Kerim’den ezberlediklerini) unutmaz. (Bu ayetler şunlardır:)Bakara suresinin başında dört ayet, Ayete’l-Kürsi ve ondan sonraki iki ayet, surenin sorundanda üç ayet.” (10)
(1)Dârimi, Fedailül-Kuran, 14; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 4/, , 5/; Hakim, elMüstedrek, 1/; Suyuti Cami’ussağir, 2/,no
(2)Suyuti, Cami’ussağir, ; ali el-Müttaki, Kenzül-Ummal,
(3)Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/; suyuti, Cami’ussağir, 1/, no
(4)Buhari, Fedailül-Kuran, 10, 27, 34; Megazi, 12;Müslim, Müsafirin ,;Ebu Davud, Ramazan, 9; Tirmizi, Sevabü’l-Kuran,4
(5)Suyuti, Cami’ussağir, 1/64, no; deylemi, Müsnedül-Firdevs
(6)Tirmizi, Fedailül-Kuran, 4; Darimi, Fedailül-Kuran, 14, no;Hakim, Müstedrek, 1/, 2/; Beyhaki, Şu’abül-İman, 2/
(7)Suyuti, Dürru’l-Mensür, 2/11
(8)Heysemi, Mecme’uzzevaid, 10/;Darimi, Fezail’l-Kuran, 14, no
(9)Beyhaki, Şu’abül-İman, 2/; Darimi, Fewzailü’l-Kuran, 14, no
(10)Darimi, Fezailü’l-Kuran, 14, no
Keywords:islam,kuran, kuranı kerim, amenerresulü, okunuşu, dua,ayet,meal, önemi, duanın fazileti, amenerresulünün önemi, amenerresulünün anlamı,
<< Other posts