amonyak cilde sürülürmü / Amonyağın kullanım alanları nelerdir? - PCC Group Ürün Portalı

Amonyak Cilde Sürülürmü

amonyak cilde sürülürmü

Pişik nasıl oluşur, nasıl geçer?

Pişik nedir?

Tıbbi adı amonyak dermatiti olan pişik, özellikle popo, cinsel organların dışı ve kasık çevresindeki cildin amonyak nedeniyle tahriş olmasına denir. Normal şartlar altında idrarda amonyağın bir türevi olan üre bulunur. Ürenin cildi tahriş edici özelliği yoktur. Ancak bebeğin alt bezi sık sık değiştirilmez ve idrar uzun süre ciltte kalırsa bazı bakteriler üreyi amonyağa dönüştürür. Amonyak cildi tahriş edici etkiye sahiptir. Candida albicans olarak bilinen bir mantar çeşidi ürenin amonyağa çevrilmesinden sorumludur. Bu mantar çeşidi idrar ve dışkıyı besin olarak kullanır. Nemli ve sıcak bölgelerde mantarın çoğalması için ideal ortamı yaratır.

Pişik nasıl anlaşılır?

Cilt yüzeyinde cildi dış etkenlerden korumaya yardımcı olan ince bir yağ tabakası bulunur. Amonyak yağ tabakasının koruyucu etkisini ortadan kaldırarak cildin tahriş olmasına neden olur. Kasık, genital organ çevresi ve kalça bölgesindeki ciltte kırmızı ıslak bir görünüm, sızlama ve yanma gibi karakteristik etkilere sahip olan pişik hastalığı genellikle bebeklerde alt bezin tene temas ettiği noktalarda görülür. Başlangıçta hafif kabarıklığa sahip kızarmalar şeklinde ortaya çıkan tahrişler, zamanla içi su dolu kabarcık ve küçük şişliklere dönüşür ve acı verici yanmalar şeklinde kendini gösterir. Önlemi alınmayan pişikler enfekte olur ve deri döküntüleri kırmızı parlak bir renge dönüşerek genişler. Genellikle 9-12 aylık bebeklerde görülen cilt hastalığı anüs etrafından başlayarak erkek bebeklerde kasık kıvrımları, testis torbası ve penis altına, kızlarda büyük dudakların üzerinde kızarıklıklar oluşturur. Kabarcıkların oluştuğu bölgelerde yanma, kaşıntı ve batmalar hisseden bebekte huzursuzluk ve ağlama nöbetleri gözlenir.

Pişik nedenleri nelerdir?

Bebeklerde ve yetişkinlerde görülen pişiklerin nedenleri birbirinden farklıdır.

Bebeklerde pişik nedenleri:

  • Bebeğin altını temizlerken kullanılan temizlik maddeleri ve ıslak mendil kullanımı bebeğin cildini tahriş ederek pişik oluşturabilir.
  • İshal döneminde sık dışkıya çıkılması ve idrar yolları enfeksiyonları pişik oluşumunu kolaylaştıran nedenlerdir.
  • Bebeğin alt bezinin geç değiştirilmesi ve yeterince sık değiştirilmemesi bakterilerin çoğalması için ideal ortam yaratır ve pişik oluşumuna neden olur.
  • Anne sütünden mamaya ve ek besinlere geçilmesi bebeğin idrar ve dışkı ph’ında değişiklik yaratır ve bu durum pişik oluşumuna neden olabilir.
  • Hastalıklarda kullanılan antibiyotik tedavileri, bebeğin diş çıkarma dönemi ve egzama gibi hastalıklar pişik oluşumuna neden olabilir.
  • Bazı kalıtsal hastalıklar ve çinko yetersizliği de bebeklik döneminde pişiğe neden olan faktörlerdir.

Yetişkinlerde pişik nedenleri:

  • Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde yaşanan mantar enfeksiyonları özellikle kasıkta ve vajinal bölgedeki pişiklerin en önemli nedenidir.
  • Kasık ve vajinal bölgedeki enfeksiyonlar, viral kaynaklı olanlar bu bölgelerde döküntülere neden olarak pişik oluşumunu tetikler.
  • Cerrahi işlemler, bakteriler ve hijyen kurallarına uyulmaması da yetişkinlerde görülen pişiğin en önemli nedenleri arasındadır.

Pişik nasıl engellenir?

Pişiği engellemek için uyulması gereken en önemli kural hijyendir. Bebek bezinin bağlandığı alanın temiz, serin ve kuru tutulması gerekir. Bebeğin altı sık aralıklarla temizlenmeli ve mümkün olduğunca sık havalandırılmalıdır. Altı değiştirilen bebeğin 10-15 dakika boyunca altı bağlanmadan cildinin havayla temas etmesi sağlanmalı ve bel bölgesi fazla sıkılmadan bez içine hava geçişine izin verilmelidir. Bebeğin boyu ve kilosuna uygun bez kullanımı pişik oluşumunu engelleyen bir diğer önemli faktördür. Bebeklerin alt bölgesi temizlenirken temiz bir pamuk ılık suya batırılarak kullanılmalıdır. Parfüm ve kimyasal madde içermeyen dezenfektan bir sabun ya da sadece su ile idrar ve dışkı arındırılmalıdır. Yumuşak bir havlu yardımıyla bebeğin alt bölgesi iyice kurulanıp havalandırıldıktan sonra bezi bağlanmalıdır. Cildin nefes almasını sağlayan kıyafetler kullanılmalı ve bebeğin yeterli su tükettiğinden emin olunmalıdır. Emziren annelerin antibiyotik gibi ilaçların kullanımına ve bebeğin beslenmesine dikkat etmesi pişik oluşumunu engellemeye yardımcı olur.

Pişik nasıl geçer?

Pişik olan bölgenin hijyenine dikkat edilmesi ve kuru kalmasının sağlanması pişiğin birkaç gün içinde geçmesini sağlar. Tahriş olan bölgeye çinko içeren losyon ve kremler kullanılabilir. Birkaç gün içinde alınan önlemlere rağmen kızarıklık ve şişkinliklerde herhangi bir iyileşme olmazsa mutlaka aile hekimine ya da çocuk doktoruna gitmekte fayda vardır. Çocuk doktorunun önerdiği pişik için krem ve ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır yetişkinlerde pişik tedavisi nedene göre yapılır. Genellikle mantar enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen pişik için kulaktan dolma ilaç kullanımı hastalığın derecesini artırabilir.

Amonyak Nedir, Nerelerde Kullanılır?

Amonyak, sağlıktan sanayiye kadar geniş bir alanda kullanılan, gübre ve asit üretiminin başaktörü olan bir gazdır.

Amonyak Nedir, Nerelerde Kullanılır?

Amonyak; gaz, tuz ve çözelti olarak kullanımı çok yaygın maddeler arasında yer alıyor. Bazı formlarının sağlığa zararlı olmasına karşın insan sağlığı için birçok faydası bulunan, asitlerin üretilmesinde başrol oynayan amonyak, endüstride ve gübre üretiminde yaygın olarak kullanılıyor. Halk arasında “nişadır” olarak bilinen tuz, aslında amonyum klorür bileşiğidir.

Tarihçesi

Amonyağın geçmişi Eski Mısır’a dayanıyor. Rivayete göre, Amon Tapınağı’nı ısıtmak için deve tezekleri kullanılırmış. Bu gazlardan çıkan kimyasallar, tapınağın tavanında tuz ve beyaz kristaller halinde nişadır (amonyum klorür) biriktirirmiş. Bu tuza “Amon’un tuzu” adı verilmiş. Ortaçağ’da geyik boynuzundan amonyak elde edildiği bazı kaynaklarda yer alan bilgiler arasında.

Zooloji ve antropolojinin öncülerinden Iraklı bilim adamı El –Câhiz, 800’lü yılların başında hayvan gübresinden “kuru distilasyon” yöntemi ile amonyak elde etmeyi başaran ilk kişi oldu. Amonyak çözeltisi 15. yüzyıldan bu yana bilinen ve çeşitli şekillerde kullanılan bir madde…

Oksijeni keşfeden papaz” olarak bilinen ünlü İngiliz bilim adamı Joseph Priestley, 1774 yılında kimyasal deneylerle uğraşırken saf amonyağı keşfeden kişi olarak kabul ediliyor. Priestley’in amonyak ve oksijenle birlikte 10 farklı gazı keşfettiği bilimsel anlamda kabul görüyor. Priestley, nişadır ile kireçtaşını ısıtarak elde ettiği amonyağa “alkali ve bazik hava” adını vermiştir. 1785 yılındaFransız kimyager Claude Louis Berthollet, amonyağın bileşimini ortaya çıkarmıştır.

Alman bilim adamları Carl Bosch ve Fritz Haber, amonyak sentezi prosesini geliştirerek endüstriyel üretime taşıdı. Bosch-Haber yöntemi adı verilen yöntemle amonyağın temel bileşenlerinden biri olan mineral gübrelerin bağımsız üretilmesi sağlandı.

İkinci Dünya Savaşı’nda savaş gemileri denizaltılarından gizlenmek için amonyak gazından elde ettikleri asit buharı kullandı.


Kimyasal Özellikleri

Amonyak, kimyasal formülü “NH3” olan, azot ve hidrojen atomlarından oluşan bir gazdır. Azot ve hidrojenin en kararlı basit bileşiğidir. Bileşiminde -3 azot içeren proteinler ve üre gibi organik maddeler bulunur. Bu maddeler bakterilerin etkisiyle bozunarak amonyağı oluşturur. Kaynama noktası -33 derecedir, -78 derecede donar. Oda sıcaklığında gaz halinde bulunur. Renksiz, keskin kokulu, aşındırıcı ve zehirlidir. Rahatsız edici, boğucu bir kokusu vardır. Düşük sıcaklıklarda ve bazı ortamlarda alevlenebilir, patlayabilir.

Baziktir; yani normal tuza göre bileşimindeki asit ve baz ağırlığı düşük, baz oranı yüksektir. Bağ yapmamış bir çift elektronu olduğu için molekül şekli üçgen piramittir. Amonyak molekülü polardır; yani farklı atomlar arasında bağ oluşturabilir. Ametal-ametal arası kovalent bağ içeren bir bileşiktir. Bu sebeple suda çözünürlüğü yüksektir. Geçiş elementlerinin hemen hemen hepsiyle kompleks bileşikler (amin) oluşturur. Gaz aminler, karakteristik amonyak kokusu verir. Bu sebeple amonyak gibi balık, idrar, çürük et kokuları da aminlerden oluşur. Ahırlar ve kirli tuvaletlerin rahatsız eden keskin kokuları da amonyak sebebiyledir. Lağım suları da önemli bir amonyak kaynağıdır. Bozulup çürüyen bitki kalıntıları ve hayvan ölüleri amonyak tuzu ve gazları oluşturur. Bitkisel ve hayvansal proteinlerin çürümesiyle havaya amonyak yayılır. İnsan ve hayvan vücudundaki proteinlerin parçalanması ile oluşan amonyak idrar yoluyla dışarı atılmaktadır.

Hava ve yağmur, karbonat gibi eser miktarda amonyak içerir. Humusça zengin topraklarda, deniz suyunda, bitkilerde, yanardağ gazlarında amonyak bulunur. İnsan ve hayvan idrarları da amonyak içerirken, sebze ve hayvan materyallerinin nitratlaşması sonucu da meydana gelir.

Amonyak gazı, oda sıcaklığında basınç uygulanırsa sıvılaşır. Amonyak sıvısının buharlaşma ısısı oldukça yüksektir. Sıvıdan gaz haline dönerken çevreden önemli miktarda ısı alır. Bir gram amonyak sıvı, gaz haline gelirken 327 kalori ısı emer. Bu sebeple soğutma ve havalandırma sistemlerinde önemli bir soğutucu maddedir. Amonyak tuzları, gaz amonyak ile sudaki amonyak çözeltisinin elde edilecek tuzun asidi ile reaksiyona sokulması sonucu meydana gelir. Amonyak kolayca ayrıştırılabildiği için kolaylıkla hidrojen elde edilebilir.

Amonyağın suda çözünürlüğü kolay ve sonsuzdur. Bir litre suda 1300 litre amonyak çözünebilir. 20 derecede ise 700 litre amonyak çözünmektedir. Sudaki çözeltisi; 0 derecede yüzde 47, 20 derecede yüzde 34, 50 derecede yüzde 18 amonyak içerir. Sıvı amonyağın su gibi çözücü özelliği vardır. Suda çözündüğünde etkin kimyasal özellikler kazanır ve başka kimyasallarla kolayca tepkimeye girer. Piyasada amonyak diye satılan ürünlerin çoğu amonyağın sulu çözeltisi olan alkali çözelti veya amonyum hidroksittir. Bazı reçinelerin üretiminde katalizör görevi görür. Saf amonyak, yüzde 99,9 saflıktadır.

Nerelerde Kullanılır?

Amonyak, en fazla gübre üretiminde ve gübre olarak kullanılır. Azotlu gübre ve nitrik asit üretiminde başlangıç maddesidir. Sıvı amonyak, toprağa doğrudan dökülebilir. Amonyum nitrat ve amonyum fosfat gibi tuzları da gübre olarak kullanılabilir. Amonyağın oksitlenmesinden, gübrelerin hammaddesi nitrat asidi elde edilir. Amonyum nitrat ve amonyum sülfat önemli bir azot gübresidir.

Birçok kimyasalın elde edilmesi için amonyaktan faydalanılır. Gübre, boya, parfüm ve ilaç gibi ürünlerin sentezlenmesinde ilk aşamadır. Rafine petrolün asit içeren yan ürünlerinin nötrleştirilmesinde, lastik üretiminde pıhtılaşmayı önlemek için amonyağın rolü büyüktür. Askeri amaçlar için de kullanılabilen amonyum nitratın yüksek nem çekici özelliği vardır. Amonyum fosfat ise, 3 farklı formu ile kabartma tozlarından yanmaz kâğıtlara kadar birçok sektörde kullanılmaktadır. Gümüş ve kumaşlardaki yağ lekelerini temizlemek için kullanılan amonyak, bir bardak suya birkaç damlası karıştırıldığında sarhoşluğu giderebilir.

Başlıca kullanıldığı ürünler şunlardır; boyalar, plastikler, naylon, temizlik ürünleri, patlayıcılar, soğutucular (klima gibi), sentetik elyaflar, pamuk ve ipek temizliği, bakalit ve sentetik reçine üretimi, soda, patlayıcı maddeler, sentetik fiber, ilaç sentezleri…

Nişadır Nedir?

Halk arasında çok bilinen ve yıllardır kullanılan bir kimyasal olan nişadır, aslında amonyum klorür bileşiğidir. Kimyasal formülü “NH4Cl” şeklindedir. ‘Amonyak tuzu’ olarak bilinir. Farsça bir kelimedir. Bazı kaynaklarda “nışadır” olarak geçen bu ifade halk arasında “nişadır” olarak bilinmektedir. Çin’de “Uygur veya Tatar tuzu” olarak bilinir.

Amonyak gazı veya çözeltisi ile hidroklorik asidin reaksiyonu sonucu elde edilir. Amonyak çözeltisine yani amonyak içeren sıvılara “nişadır ruhu” denir. 340 derecede saflaştırılabilen ve kristal tuz şeklinde olan nişadır, kurutucu özelliği sebebiyle sağlık ve endüstride kullanımı yaygın maddelerden biridir. Genellikle; piller, azotlu gübre, kimyasal ürünler, kimyasal deneyler, dericilik, boyacılık ve lehim işlerinde kullanılır. Metallerin yüzeyindeki oksit tabakasının arındırılarak dayanıklı lehim yapılmasına olanak sağlar. Pillerin bozulması sonucu pil dışına akan madde nişadırdır.

Sağlık alanında tuz ve çözelti olarak kullanılmaktadır. Mide suyunun emilmesi için küçük nişadır parçaları yutulması tavsiye edilir. Egzama gibi deri hastalıkları, ağız yararları, boğaz ve bademcik iltihapları, faranjit, balgam söktürücü gibi hastalıkların tedavisinde de kullanılabilmektedir. Bulantı ve kusma gibi yan etkileri görülebilmektedir. Bu sebeple kullanım miktarları genellikle 1-2 gr kadardır. Berberlerin kullandığı ‘kan taşı’ da nişadır içerir. Besiciler, küçük ve büyük baş hayvanların üriner sistemlerindeki taşların yok edilmesi için kullanır.

Amonyağın Sağlığa Yararları ve Zararları

Amonyak, sağlık alanındaki birçok çözelti ve ürünün içeriğinde bulunur. Haricen veya ağız yoluyla kullanılan ilaçlar ve solüsyonlar amonyak içerir. Asit zehirlenmesi, cilt sorunları, anfizem, tetanos, ağrılar gibi rahatsızlıklarda başvurulan bir maddedir. Akrep, arı, örümcek gibi haşerelerin sokmalarına karşı cilde hafif amonyak sürülmesi tavsiye edilir. Ayrıca, bu haşerelerin sokması durumunda da zarar gören bölgeye uygulanabilir.

Zehirli ve aşındırıcı bir madde olan amonyağın bazı durumlarda insan sağlığına olumsuz etkileri vardır. Solunması, yutulması, deri ile teması yanıklara ve tahrişlere yol açar. Ciddi göz hasarlarına yol açabilir. Solunması halinde akciğerleri ve mukoza dokularını tahriş eder. Koklandığında burun ve genizde şiddetli yanma oluşur. Deri ile teması halinde soğuk yanık hissi verir. Amonyak buharı cildi ciddi oranda tahriş eder.

Cilt veya gözle teması halinde hemen bol su ile yıkanmalıdır. Yutulması halinde yemek borusu, mide ve bağırsaklara zarar verir. Yutulduğunda bol su içilmelidir; ancak kusulmamalıdır. Amonyak zehirlenmelerine karşı sulandırılmış sirke, limon suyu gibi hafif asitli ürünler içirilmesi tavsiye edilir.

FacebookTwitter

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır