anafaz şekli / Mitoz bölünme Nedir? Evreleri nelerdir?

Anafaz Şekli

anafaz şekli

Mitoz Bölünme Nedir?

JuSun/iStock.com

Mitoz Bölünme Nedir? Nasıl Gerçekleşir?

Mitoz bölünme; tek hücreli canlılarda üremeyi, çok hücreli canlılarda ise büyümeyi, gelişmeyi ve yenilenmeyi sağlayan yeni hücre oluşturma şeklidir. Mitoz bölünme sonucunda kromozom yapısı ve sayısı değişmez. Bu nedenle mitoz bölünmede genetik bilgi doğrudan yavru hücrelere aktarılır. 

Tomurcuklanma

ttsz/iStock.com

Örneğin tek hücreli mayalar mitoz bölünme ile çoğalırlar.

İnterfaz Evresi Nedir?

Mitoz bölünme, interfaz olarak adlandırılan evreden sonra gerçekleşir. İnterfaz evresinde, hücre bölünmeye hazırlanır. Bu evrede hücrenin hacmi büyür; organeller, DNA ve sentrozom kopyalanır. 

mitoz interfaz evresi nedir

Rujirat Boonyong/iStock.com

İnterfaz evresinden sonra mitoz bölünme başlar. Mitoz bölünme sırayla profaz, metafaz, anafaz ve telofaz olarak adlandırılan dört farklı evrede tamamlanır.

Profaz Evresi Nedir?

Profaz evresinde, DNA’nın proteinlerle oluşturduğu yapı olarak adlandırılan kromatin yoğunlaşarak kıvrılır ve giderek daha sıkı hâle gelir. Sıkılaştıkça kısalan ve kalınlaşan kromatinler mikroskop aracılığıyla görünebilen X şeklindeki kromozomları oluşturur. Kopyalanan kromozomlar kardeş kromatit olarak adlandırılır. Kardeş kromatitler, özdeş DNA çiftleridir ve kinetokor adı verilen bir noktada birleşir. Eşlenen sentrozomlar da zıt kutuplara gider.

kardeş kromatid

FancyTapis/iStock.com

Kardeş kromatitlerin oluşumu

Hücre bölünmesi sırasında mikrotübüllerin oluşturduğu iğ iplikleri kardeş kromatitlerin ayrılmasını sağlar. Profaz evresinin sonuna doğru çekirdekçik kaybolur, çekirdek zarı parçalanarak kromozomlar serbest kalır ve iğ iplikleri uzayarak sentromer çevresinde oluşan ve kinetekor olarak adlandırılan proteinler aracılığıyla kromozomları tutar.

mitoz bölünme profaz

Rujirat Boonyong/iStock.com

Metafaz Evresi Nedir?

Metafaz evresinde, mikrotübüller tarafından oluşturulan iğ iplikleri kromozomlara tutunarak kromozomların hücrenin ortasında sıralanmasını sağlar. Bu evrede hücre bütün kromozomların hücrenin ortasında sıralandığından ve iğ ipliklerine sağlam bir şekilde tutunduğundan emin olur. Eğer kromozomlar doğru sıralanmazsa ya da iğ ipliklerine tutunamazsa bölünme işlemi durur.

mitoz bölünme metafaz

Rujirat Boonyong/iStock.com

Anafaz Evresi Nedir?

Anafaz evresinde, kardeş kromatitler iğ iplikleri tarafından zıt kutuplara çekilir. Bu şekilde kardeş kromotitlerin birbirinden ayrılması sağlanır. Bu evrede hücre, yeni oluşan yavru hücrelerde her bir eş kromozomun bulunduğundan emin olur. 

mitoz bölünme anafaz

Rujirat Boonyong/iStock.com

Telofaz Evresi Nedir?

Telofaz evresi kardeş kromozomların kutuplara çekilmesi ile başlar. Bu evrede çekirdek zarı kromozomların etrafında yeniden oluşur. Bu şekilde kromozomlar sitoplazmadan ayrılır. Bu evrede ayrıca kromozomlar yeniden çözülmeye başlar, iğ iplikleri kaybolur ve her bir yavru hücrede çekirdekçik yeniden oluşur. Telofaz evresinde ayrıca hücre sitoplazmasının bölündüğü evre olarak bilinen sitokinez başlar. Sitokinez bazen anafaz evresinde de başlayabilir. 

mitoz telofaz

Rujirat Boonyong/iStock.com

Mitoz bölünme sonucu birbirine genetik olarak tamamen benzer hücreler oluşur ve kromozom sayısı korunur. 

mitoz bölünme aşamaları evreleri safhaları

ttsz/iStock.com

Sözlük:

Sentrozom: Sentrozom, sentriyollerden oluşan yapılardır. Sentriyol, uzun tüp şeklindeki hücre iskeletini ve iğ ipliklerini oluşturan ve mikrotübül adı verilen yapılardan meydana gelen hücre organelleridir.

Kaynaklar:


paylaş

Anafaz Evresi Nedir? Anafaz Evresinde Gerçekleşen Olaylar Nelerdir?

Mitoz bölünmenin 3. evresi olarak anafaz evresi ön plana çıkar. Özellikle kardeş kromatitlerin 2 grup halinde ayrılmak suretiyle ekvatoral bölge oluşturması bu dönem içerisinde gerçekleşmektedir. Hücre bölünmesinin en önemli evreleri içerisinde net olarak etkisini ortaya çıkarır.

Anafaz Evresi Nedir?

Kardeş kromatitleri bir arada tutma özelliği taşıyan sentromerlerin bölünmesi ile başlayan evreye anafaz evresi denmektedir. Artık farklı kutupları kardeş kromatitler üzerinden geçiş yapılarak kutupları ayrılma dönemi burada gerçekleşir. Böylece son evreye geçerek belli bölünme tamamlanmadan önce, yapılması gereken şekillenme etkin biçimde ortaya çıkar. Bu evre özellikle kutuplara doğru ayrımı ekvatoral olarak gösterdiği için, en hassas ve önemli evrelerden biri olarak değerlendirilmektedir.

Anafaz Evresinde Gerçekleşen Olaylar Nelerdir?

Aşamalı olarak anafaz evresinde belli başlı bazı olaylar gerçekleşir. Bu olaylar mitoz bölünme üzerinden hücre bölünmesinin tamamlanması noktasında önemli bir potansiyel teşkil eder.

- Kardeş kromatitleri bir arada tutan sentromerler bölünmeye başlar.
- Bu bölünme başlaması ile beraber mitoz bölünme evresi başlamış olur.
- İğ iplikleri kısalır.
- Bu kısalma neticesinde kardeş kromatitler bir kutpa, diğeri ise diğer kupa geçiş yapar.
- Böylece kromatitler iki grup arasında ayrılmış olarak belli bir şekil alır.

Gerçekleşen bu aşama seçenekleri ile beraber anafaz evresi sona ermiş olup. Artık kardeş kromatitler iki farklı kutupta yer almaktadır. Bu bağlamda artık anafaz evresinin bitmesi ile beraber aynı zamanda telofaz evresine geçiş gerçekleştirilir. 4 evreden oluşan mitoz bölünme noktasında, kutuplara ayrılma açısından büyük öneme sahiptir.

Tez NoİndirmeTez KünyeDurumu35126 Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Autotetraploid çok yıllık çavdarın C1 generasyonunda bulunan aneuploidlerin seçilmesi ve farklı seviyelerde uygulanan azotun diploid ve eutetraploid bitkilerin bazı sitolojik ve morfolojik özellikleri üzerine etkisi /
Yazar:İLKNUR AKGÜN
Danışman: PROF. DR. SEVİM SAĞSÖZ
Yer Bilgisi: Atatürk Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı
Konu:Ziraat = Agriculture
Dizin:Anöploidi = Aneuploidy ; Azot = Nitrogen ; Diploid = Diploid ; Eutetraploid = Eutetraploid ; Morfolojik özellikler = Morphological properties ; Sitolojik özellikler = Cytological properties ; Tarla bitkileri = Field crops ; Çavdar = Rye Onaylandı
Doktora
Türkçe
1994
158 s. i ÖZET Bu araştırma, 1990-1993 yılları arasında sera şartlarında iki aşamalı olarak yürütülmüştür. Birinci aşamasında auto- tetraploid cok -yıllık çavdarın (secale montanum Guss. ) Co çenerasyonuna ait bitkilerden elde edilen ca tohumları 1000-tane alırlığına göre gruplandırılmıs ve 1000-tane ağırlığı ile çimlenme yüzdesi ve aneuploidi oranı arasın daki ilişki belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir. 1- d populasyonunda 1000-tane ağırlığının artması çimlenme oranını da arttırmıştır. 2- Mitotik kromozom incelemeleri sonucunda cT generas- yonunu oluşturan bitkilerin %68.12'si eutetraploid, %14.71'i diploid, %16.89'u aneuploid (%13.35 hypop loid, %3.54 hyperploid) ve %0. 27' sinin triploid olduğu belirlenmiştir. Aneuploidler içerisinde bitki lerin kromozom sayısının dağılışı 2n= 19- 29 arasında değişmiş ve en fazla 2n=27 kromozomlu bitkilere rast lanmış bunu 2n=29 kromozoma sahip bitkiler takip etmiştir. Diğer kromozom sayıları (2n=19, 21, 25 ve 26) ise nadiren bulunmuştur. 3. Bin tane ağırlığına göre oluşturulan gruplarda eutetraploidlerin oranı %17.86 - 93.55, diploidlerin oranı %42,86-4.l7 arasında değişmiştir. Bin tane ağır lığının artmasına bağlı olarak eutetraploid bitki oranı artarken, diploidlerin oranı azalmış ve 1000- tane ağırlığının 18.08 g'ın üzerindeki ebeveynlerde diploid bitkiye rastlanmamıştır. 4- Bin tane ağırlığı ile eutetraploid yüzdesi arasında cok önemli pozitif bir korelasyon, aneuploidi veii diploid bitkilerin yüzdesi ile olumsuz ve çok önemli bir ilişki tesbit edilmiştir. îkinci aşamada ise sitolojik incelemeler sonucunda ayrılan eutetraploid (2n=28) ve kontrol (diploid) bitkilerine fark lı azot dozları (0, 2,4, 6 g/saksı) uygulanarak bazı sitolojik ve morfolojik özellikler değerlendirilmiştir. Sitolojik ve morfolojik incelemeler sonucunda; 1- Azot uygulamalarının meiosis bölünmede incelenen tüm sitolojik özellikler (hücre başına kiazma sayısı, metafâz I (MI) eşlenme şekilleri, anafaz I (Al) ayrılışları ve tetradlardaki çekirdekçik sayısı (M/Q) üzerine etkili olduğu belirlenmiştir. 2- Kiazma frekansındaki dağılışa bağlı olarak her iki ploidi seviyesinde de metafaz I eşlenme şekilleri değişmiştir. Ekstrem uygulamalar diploidlerde, kiazma frekansındaki azalmaya bağlı olarak hücre başına çubuk bivalent ve univalent sayısını arttırmıştır. Eutetrap loid bitkilerde ise univalent ve trivalentlerin art ması yanında quadrivalentlerin şekli de değişmiştir. Quadrlvalentler Al' de dengeli ayrılması güç olan daha komplex şekillenmelere dönüşmüştür. 3- Anafaz I' de görülen düzensizlikler eutetraploid bitki lerde daha yüksek bulunmuştur. Kromozomlar arasında bir eşlenme yarışının bulunduğu ve sitolojik yönden kararsız olan ham eutetraploid bitkilerin ekstrem şartlardan daha çok etkilendiği ortaya konulmuştur. 4- Tetradlardaki çekirdekçik sayıları da azot uygulan mayan ve yüksek azot dozlarında hem diploid hem de eutetraploidlerde diğer dozlara göre daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, anafaz I' deki düzensizlikler ileİÜ çekirdekçik bulunduran tetrad hücrelerinin istatistik sel karşılaştırılması benzerlik gösterdiğinden cok fazla bitki üzerinde çalışıldığı zaman incelenmesi daha kolay olan tetrad dönemine bakılarak meiotik düzen hakkında karar verilebileceği anlaşılmıştır. 5- Meiosis bölünmedeki sitolojik özellikler arasında ikili korelasyonlarda; Diploidlerde bivalent frekansı ile kiazma sayısı ve dengeli ayrılışlar arasında olumlu ve önemli, köprü oluşumları ve tetradlardaki çekirdekçik sayısı yönünden ise olumsuz ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. Yine, köprülü hücre sayısı ile univalent sayısı ve tetradlardaki çekirdekçik sayıla rı arasında pozitif ve önemli bir korelasyon bulunmuş tur. Eutetraploid bitkilerde dengeli ayrılışlar ile trivalent ve Univalent frekansı arasında negatif ve önemli bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca, tetradlardaki çekirdekçik sayıları ile geciken kromozom, kromatidler yada kromozom parçacıkları arasında olumlu ve önemli bir ilişki tespit edilmiştir. 6. Generatif özellikler için yetiştirilen diploid ve autetraploid bitkilerde azot dozu başaklanma süresini uzatmıştır. Azot uygulanmayan bitkilerde ise başaklan ma süresi her iki ploidi seviyesinde de kısalmıştır. 7. Azotlu gübrelemeye bağlı olarak hem diploid hem de eutetraploidlerde toplam kardeş sayısı artmış, yüksek azot dozunda (6 g) ise azaltmıştır. 8. Başak ekseni uzunluğu ve başak sıklığı hariç diğer başak özellikleri (başakcık sayısı, başakta çiçek sayısı, başakta tohum sayısı) ve tohum tutma üzerine azotlu gübrelemenin etkili olduğu belirlenmiştir.IV 9. Diploidlerde tohum tutma ile kiazma frekansı, bivalent frekansı ve dengeli ayrılışlar arasında olumlu ve önemli, univalent sıklığı, anafaz I' de köprülü hücre sayısı ve tetratlardaki çekirdekçik sayısı arasında negatif ve önemli bir ilişki belirlemiştir. Eutetrap- loid Cı bitkilerinde ise tohum tutma ile trivalent, univalent, geciken kromozom kromatid veya kormozom parçacığı, köprü oluşumları ve tetradlardaki çekirdek çik sayısı arasında olumsuz ve önemli bir korelasyon tespit edilmiştir. 10. Tohumların 1000-tane ağırlığı, çimlenme hızı ve gücü üzerine azot uygulamalarının etkisi her iki ploidi seviyesinde de önemli olduğu ortaya konulmuştur. Eu- tetraploid bitkilerde en düşük 1000-tane ağırlığı tohumların birçoğunun buruşuk ve iyi gelişmemiş olduğu yüksek azot dozunda (6g) tespit edilmiştir. 11. Eutetraplod CT bitkilerinin bitki başına toplam yeşil ve kuru ot verimleri diploidlerden daha üstün bulunmuş ve azotlu gübreleme hem diploid hem de eutetraploid bitkilerde yeşil ve kuru ot yemlerini arttırmıştır. V SUMMARY This work was conducted under controlled greenhouse conditions between 1990 and 1993 at two stages. At initial stage, seeds from colchicine treated wild rye (Secale montanum Guss.) were graded according to their 1000 grain weight. Then, the percentage of germination and aneuploidy level were determined in relation to 1000-grain weight. The results of the first stage can be summarized as below. 1- The percentage of germination increased as the 1000-grain weight increased. 2- d population consisted of 68.12 % eutetraploid, 14.71 % diploid, 16.89 % aneuploid (13.35 % hypoploid and 3.54 % hypoploid) and 0.27 % triploid plants. Amongst aneuploid plants, chromosome numbers ranged between 2n=19 and 2n=29 with a median value of 2n=27 followed by 2n=29 plants, other chromosome numbers (2n=19, 21, 25 and 26) were rarely detected. 3- The percentage of eutetraploid plants within various seed weight groups ranged between 17.86 % and 93.55 % whereas that of diploids was between 42.86-4.17 %. The percentage of eutetraploid plants increased as 1000 grain weight increased but that of diploids decreased. No diploid plants were detected over 18.08 g 1000 grain weight. 4- A significant and positive relationship was detected between the percentage of eutetraploid plants and 1000- grain weight while the percentage of aneuploid and diploid plants was negatively correlated with 1000-grain weight.vi After the initial tests, the response of the plants having eutetraploid (2n=28) and diploid set of chromosomes to nitrogen application (0, 2, 4 and 6 g/pot) was investigated under greenhouse conditions. The results are as followed. 1- Nitrogen application significantly affected all the investigated parameters of meiosis like chiasma number per cell, forms of paring during metaphase I (MI), segregation of anaphase I(AI) and micronuclei number in tetrads (M/Q). 2- The paring configurations during metaphase I varied with the distribution of chiasma frequency of both ploidy levels. High doses of N application increased number of univalents and rod bivalents per cell depending on the decrease in chiasma frequency, in eutetraploid plants, the shape of quadrivalents changed and the number of univalents and trivalents increased. Quadrivalents transformed into more complex configurations whose balanced segragation was difficult at Anaphase I. 3- Abnormalities seen at anaphase I were higher in eutetraploid plants. Crude eutetraploids in which there is a competition for paring among cytologically instable homolog chromosomes were affected by extreme conditions. 4- The number of micronuclei in tetrads was higher in 0 and 6 g N/pot doses than in 2 and 4 g N/pot in both diploid and eutetraploid plants. Further more, due to close relationship between irregularities at anaphase I stage and micronuclei possesing tetrad cells meiotic regularities can be more conveniently assessed by investigating tetrad period which is easy tovii study when worked with high number of samples. 5- Frequency of bivalents in diploid plants were positively correlated with chiasma number and balanced segragations and negatively with bridge formations and micronuclei number in tetrads. Further more, the number of cell with bridges was positively correlated with the number of univalents and the number of micronuclei in tetrads. A negative correlation was detected between balanced segragation and the frequency of trivalents and univalents. In addition, the number of micronuclei in tetrads were positively correlated with the number of lagging chromosomes, chromatids or chromosome fragments. 6- N applications increased the duration of heading in diploid and autetraploid plants while plants receiving zero N had a shorter flowering (heading) periods at either ploidy levels. 7- N application increased total tiller number in both diploids and eutetraploids up to a certain dose depending on the level of ploidy and thereafter decreased. 8- The length of rachis and density of spike apart, N application affected the number of spiklets, the number of flowers per spike, and the number of seeds per spike. 9- in diploids, positive correlation was detected between the rate of seed set and chiasma frequency as well as bivalent frequency and even separation whereas a negative relationship was determined between the number of cells having bridges at anaphase I and thevlii number a micronuclei in tetrads. In eutetraploid cT plants, seed set was positively correlated with trivalents, univalents, lagging chromosome chromatid or chromosome fragments while bridge formation was negatively correlated with the number of micronuclei in tetrad. 10- N effect on 1000-grain weight, the rate (speed) of germination and the percentage of germination were significant at both ploidy levels. Small seeds were related to the highest N doses where shrivelled and incompletely developed seeds were prevalent. 11- Fresh and dry hay yields of eutetraploid d plants were higher than that of diploids and N application increased fresh and dry yield in both groups.

Mitoz bölünme Nedir? Evreleri nelerdir?

Mitoz bölünmede ana hücrede bulunan kalıtımın maddesi eşit olarak yavru hücrelere geçirilmesi sağlanır. Mitoz bölünmede oluşmuş olan yavru hücreler tam olarak anneye benzer özellik taşır. Mitoz bölünmede yaşlanan ya da yaralanan hücreler yerine yeni hücreler oluşturulur. Ayrıca büyümeyi sağlanmış olan canlının hücre sayısının mitozda artması da sağlanır.

Mitoz bölünmede olgun bir hücreden iki yavru hücre ortaya çıkar. Mitoz tek hücreli canlılarda üremeyi sağlayan bölünme şeklidir. Hücre bölünmesi başlamadan öncesindeki hazırlık evresi geçirilir. İki mitoz arasında gerçekleşmiş olan bu evreye interfaz evresi adı verilmektedir. İnterfaz bölünmenin esas evresi olarak yer almaz. İnterfaz evresi; canlının normal bir şekilde yaşam evresi olarak ortaya çıkar. İnterfaz evresinde; büyüme, beslenme ve ayrıca kimyasal tepkimeler adı altında birçok olay gerçekleşir. Ancak hücre bölünmesine kadar verilmiş olan andan itibaren bölünme ile ilgili olaylar baş gösterir.

Bu evre içerisinde ortaya çıkan değişikliklerde kromozomlar kendilerini işlemeye çalışır ve kalıtsal madde miktarı iki katına çıkmış olur. Kromozomların eşlenmesi ile iki iplikle oluşan kromozomlar oluşur. Her birine de kromatit adı verilir. Kromatitler birbirlerine sentomerler aracılığıyla bağlı olurlar. Sentroiller kendilerini eşleme özelliğine sahiptirler. Hücrede bulunan ATP sentezi ve RNA protein sentezi gibi büyüme ile ilgili metobolik hareketler oldukça fazla hız kazanır.

Çekirdek bölünmesi evresi ( İnterfaz evresi) : İnterfaz dışında çekirdek bölünmesi profaz metafaz anafaz telofaz şeklinde birbirini takip eden 4 evre boyunca tamamlanır.

Profaz evresi: Bu evrede yapıda olan kromatin ipliği helezon şeklinde kıvrılması sonrasında kısalıp kalınlaşmaya başlar ve kromozomlar bu şekilde oluşur. Kromozomlar profaz evresinde görülmesiyle bu duruma gelir. İnterfaz evresinde fazla işlenmiş olan sentrioller aynı kutupları gitmek suretiyle aralarında iğ iplikleri oluşturmaya imkan tanırlar. Profaz evresinin sonlarına doğru çekirdek zarı ve çekirdekçik erimesi ortaya çıkar.

Metafaz evresi: Metafaz evresinde iğ ipliklerine tutulmuş olan kromozomlar hücrelerin ekvator düzleminde doğru dizilirler kromozomların en belirgin görülmüş olduğu evre metafaz evresi olarak yer alır. Ortaya çıkan kromozomların sentomeri belirgin olarak ikiye bölünür ve kromatitler tam olarak birbirinden ayrılmaya başlar. Sentomerlerin ayrılması sonrasında kromatitlerde aynı zamanda gerçekleşmiş olur. Kromatitler sentomeri iğ ipliklerine tutulmak suretiyle zıt kutuplara gitmek üzere hareket ederler.

Anafaz evresi: Anafaz evresinde kromatitlerin kutuplara hareketleri tam olarak sağlanmasının görüldüğü bir evredir. Kromatitler birbirinden ayrılmasından sonra kardeş kromozomlar şeklinde adlandırılırlar. Kardeş kromozomlar kutuplara ulaşmış olduğu anda anafaz evresi tamamlanmış olur.

Stoplazma bölünmesi (Sitokinez evresi): Çekirdek bölünmesinin tamamlanmasından sonra hücre sitoplazma bölünmesinin oluştuğu evreye geçer. Sitoplazma bölünmesinde bitki ve hayvan hücrelerinde farklılık oluşur hayvan hücrelerinde sitoplazma bölünmesi boğumlanma ile gerçekleşmektedir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır