anarşizm nedir / Anarşizm Nedir ve Neyle İlgilidir? – Andreas Wittel | Öncül Analitik Felsefe

Anarşizm Nedir

anarşizm nedir

ANARŞİZM (Felsefe) NEDİR?

Anarşizm, otoritenin reddiyesini, tahakkümün her türlüsünün karşıtı olmayı ifade eder. Anarşi sözcüğü, Grek dünyasında askeri lider ya da hükümdar/yönetici anlamlarına gelen "arkhos" sözcüğünün "sız" ya da "siz" ön ekiyle birleşmesiyle "hükümdarsız/lidersiz" anlamında kullanılmıştır. Orta Çağ dünyasında ilk dönemlerde öncesiz varlık olarak Tanrı'yı tanımlamak için kullanılan bu sözcük, daha sonra tekrar Grek dünyasındaki anlamına kavuşmuştur. Günümüzde ise anarşizm sözcüğü, kurumsal otoriteden bağımsız biçimde yaşayan insanları tanımlamaktadır.

Anarşistlerin en fazla saldırdıkları kavram "devlet"tir. Aslında anarşistlerin devletin reddiyesi için sunduğu gerekçeleri sıralamak genel olarak anarşizmi de özetlemektir. Onlara göre devlet, hukuk, mahkemeler ve ordu gibi baskı araçları bulunan ve bunlar aracığıyla da toplumsal düzensizliğin çaresi değil, öznesi olan bir kurumdur. Bütün kötülüklerin anası, büyük bir mekanizma ve dev bir canavardır. Bütün eşitsizliklerin kaynağında olduğu gibi, bütün kısıtlamaların, özgürlüğü kısan uygulamaların temelinde de o vardır. Çünkü devletin özü tahakkümdür ve bu nedenle kendini doğal zorunluluk gibi dayatır; ama o zorunlu olmadığı gibi gerekli bir kurum da değildir. Bu nedenledir ki anarşistler, doğada içkin olduğu kabul edilen doğal zorunlulukların tahakkümüne karşı bir tavrı dile getirmez. Anarşistlerin karşı olduğu zorunluluk doğal olana değil, yapay olanadır; var olana değil, icat edilmiş olanadır, bilinçli seçimin sonucunda ortaya çıkana değil, iradeyi tecrit edenedir, varlığın özünde içkin olarak mevcut olana değil, zihinler tarafından hayalle kurgulanmış olanadır. Başta devlet olmak üzere, zihinle kurgulanmış bütün örgütlü kurumlar tahakküm odaklarıdır. Bu noktalarda müşterek olan anarşistlerin çözüm önerilerinde birbirlerinden ayrıldıkları görülür.

İnsan doğası, toplumsal örgütlenme biçimi ve amaçlara ulaştırıcı yöntem seçimi itibarıyla, toplumcu ve bireyci olmak üzere iki tür anarşizmden bahsetmek mümkündür. Toplumcu ve bireyci anarşistler arasındaki temel fark, bireyin toplumsal yapının oluşumundaki yeri noktasında açığa çıkar. Bireyci anarşizm, kolektivist yaklaşımın grup tiranlığına dönüşeceğini savunurken, toplumcu anarşizm, bireye yapılan aşırı vurgunun atomist bir topluma yol açacağını ve bireyler arasında ortaya çıkacak rekabet unsurunun, toplum içerisinde var olması gereken dayanışma ve yardımlaşma ilkesine darbe vuracağını iddia eder.

YAZAR

M. Hanefi Macit

 

kaynağı değiştir]

Farklı geleneklerden oluşan bireyci anarşizm [15] bireysel bilincin ve bireysel çıkarın herhangi bir kolektif organ ya da kamu otoritesi tarafından engellenmemesi gerektiğine inanır.[16] Bireyci anarşizm, sosyal, sosyalist, kollektivist, komünalist akımların ortak mülkiyet düşüncesine karşı mülkiyetin bireylerin elinde bulunmasına olumlu yaklaşır.[17] Bazı önemli temsilcileri: Henry David Thoreau[18], Josiah Warren ve Murray Rothbard’dır. Ayrıca genelde William Godwin de bireyci anarşist olarak değerlendirilir.[19] Godwin, yardımseverlik düşüncesini savunurken bunun yanında her bireyin, kendi emek ve mülkiyeti üzerinde bireysel söz hakkını dile getirmiş ve sonunda ortadan kalkmasıyla sonuçlanacak olan hükûmetin zamanla küçülmesine yol açacak ilerlemeci akılcılığa inanmıştır.

Max Stirner ise en tanınmış ayrıca ilk bireyci anarşisttir.[20] Stirner’ın felsefesi bireyci anarşizmin egoist formudur; ona göre tanrı, devlet, ahlak kuralları ve toplumu dikkate almadan [21] istediği gibi eyleyen bireyin, toplum üyelerine karşı hiçbir sorumluluğu yoktur.[22] Stirner’a göre haklar insan aklındaki korkulardır ve toplum denen şey yoktur; “bireyler onun gerçekliğidir” Mülkiyeti haklarla değil, güç ve kudretle sahip olunan varlıklar olarak görür.[23] Stirner merhametsizliğe saygının gösterileceği egoistler birliğini insanları bir araya getirecek örgütlenme modeli olarak görür.[24]

Daha az radikal olmak üzere[25] farklı bir bireyci anarşizm türü, Boston Anarşistleri'nce savunuldu. Bunlar, serbest piyasa ve özel mülkiyeti destekliyorlardı.[26] Özgürlüğün ve mülkiyetin korunmasını özel sözleşmelerle sağlama taraftarıydılar.[27] Bunun yanında emeğin, maaş karşılığı takasını öngörüyorlardı,[28] buna rağmen devlet tekelinde kapitalizmin (devlet garantisinde tekel olarak tanımlanır[29]) emeğin karşılığını sağlamayacağı uyarısını da yapıyorlardı.

19. yüzyılda dahi Amerikalı bireyciler arasında çeşitli konularda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştı ve bu yüzden bireyci anarşizm açısından belirli bir teoriden bahsetmek mümkün görünmemektedir. Örneğin Tucker entelektüel mülkiyet haklarına karşı çıkarken; Spooner desteklemekteydi,[30] Tucker sadece kullanıldığı sürece toprak mülkiyetini savunurken, Byington ve Spooner mülkiyet konusunda bu tür bir kısıtlamadan bahsetmiyordu.[31][32]

Önemli bir ayrışma, 19. yüzyılda Tucker ve bazı başka anarşistler, doğal haklar düşüncesini terkedip, Stirner'in felsefesi ışığında "egoizm"i benimsediklerinde görüldü.[33][34] Bu yüzyılın ardından “bireyci anarşizmin doruk dönemi kapandı” [35] Fakat, bireyci anarşizm, daha sonra Murray Rothbard ve 20. yüzyılın ortalarında anarko-kapitalistlerce daha geniş bir çerçevede özgürlükçü hareket akımlarından biri olarak çeşitli değişikliklerle benimsendi.[36][37] Anarko-kapitalizm, kapitalist bir ekonomik sistem üzerine kurulduğundan; piyasaları, mülkiyeti ve hukukun bireyleri korumasını gerektirir ve bunları devletsiz bir düzende sağlamayı amaçlar.[38]

Anarko-Komünizm[değiştir kaynağı değiştir]

Ana madde: Kollektivist anarşizm

Kollektivist anarşizm (daha geniş anlamda komünal anarşizmle karıştırılmaması gerekir [11]) özellikle Mikhail Bakunin ve Birinci Enternasyonal’in anti-otoriter kesimi ile ifade edilen anarşist akımdır. Ayrıca Johann Most da bu yaklaşımın üyelerindendir. [12]

Mutualistlerden farklı olarak kollektivist anarşistler üretim araçlarının her türlü özel mülkiyetine karşıdırlar ve mülkiyetin kolektifleştirilmesini savunurlar. Fakat kolektifleştirme, gelir paylaşımına kadar genişletilmemelidir, çünkü işçiler anarko-komünizmin "herkesin ihtiyacına göre" anlayışından farklı olarak çalışma zamanına göre ücretlendirileceklerdir. 1880’li yılların ilk bölümünde, Avrupa anarşist hareketinin büyük kısmı temelde ücrete dayalı işçiliğin kaldırılması ve emeğine göre değil, ihtiyaca göre dağıtımı savunan anarko-komünist düşünceye bağlı bulunurken, İspanya’nın erken dönem anarşist hareketi bazı dönemlerde kollektivizmi benimsemiştir. Kollektivist anarşistler çalışma tazminatlarını desteklerler ve ihtiyaca göre komünist paylaşımı devrim sonrası süreçte olanaklı görürler.[13] Kollektivist anarşizm, devletsiz, kollektivist toplum için birlikte mücadele ettiği ve kendisiyle aynı dönemde yükselişe geçen marksizmin işçi diktatörlüğüne mesafeli yaklaşmış onu reddetmiştir.[14]

Bireyci Anarşizm[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır