anizokori nedir tıp / Anizokori Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Anizokori Tedavisi | SAĞLIK'lı

Anizokori Nedir Tıp

anizokori nedir tıp

Anizokori: Bir göz bebeği diğerinden neden daha büyük?

Ana SayfaGörmeyi Anlamak Göz İle İlgili Durumlar, A-Z

Yrd. Doç. Dr. İbrahim ŞAHBAZ tarafından düzenlenmiştir.

David Bowie'nin gözleri anizokori ile

Aynada gözlerinize dikkatlice bakın. Bir göz bebeğiniz diğerinden belirgin şekilde daha büyük veya daha küçük mü görünüyor? Eğer öyleyse, anizokoriniz olabilir.

Anizokorinin tanımı

Anizokori"" eşit olmayan göz bebekleriniz olduğu anlamına gelir. Bir göz bebeği normalden daha büyük (irileşmiş) veya bir göz bebeği normalden daha küçük (daralmış) olabilir, bu da farklı boyuta sahip göz bebekleri ile sonuçlanır.

Anizokorinin nedenleri

Birçok hafif anizokori vakası normaldir ve altta yatan patoloji veya travma öyküsü yoktur. Genellikle, belirgin bir nedeni olmadan bir göz bebeğinin diğerinden 1,0 mm'den daha az büyük olduğu anizokori vakalarına basit anizokori,, iyi huylu anizokori veya fizyolojik anizokori adı verilir..

Anizokori prevalansı üzerine yapılan bir çalışmada, araştırmacılar 128 normal gönüllünün göz bebeklerini arka arkaya beş gün boyunca loş ışıkta fotoğraflamıştır. Fotoğraflar her gün sabah ve öğleden sonra çekilmiştir.

Üst: Normal pupiller. Orta: Normal bir pupilden büyük olan anizokori. Alt: Normalden daha küçük olan bir pupil, anizokori.

Gönüllülerin elli ikisinde (%41), bu beş gün boyunca herhangi bir zamanda 0,4 mm veya daha fazla anizokori olduğu görülmüştür. Herhangi bir fotoğraf seansında, oldukça sabit sayıda gönüllü (%19) bu düzeyde bir hafif anizokori göstermiştir.

Anizokorinin prevalansı günün saatine veya günden güne değişmediği gibi gönüllünün cinsiyetinden, yaşından veya göz renginden de etkilenmemiştir.

Başka araştırmalar da, genel nüfusun yaklaşık %20'sinde hafif iyi huylu anizokori bulunduğunu göstermektedir.

Bununla birlikte, anlamlı anizokorinin bir takım nedenleri olabilir ve bunların bazıları tıbbi problemler olabilir. Anlamlı anizokorinin nedenleri (bir göz bebeğinin diğerinden 1,0 mm'den fazla büyük olması) arasında şunlar yer alır:

  • Göz travması. Örneğin, David Bowie'nin gözleri hakkında aşağıda verilen bilgileri okuyun.

  • Bazı göz ilaçları. Örneğin, glokom tedavisinde kullanılan pilokarpin göz damlası, tedavi edilen gözün göz bebeğinin diğer göz bebeğinden daha küçük olmasına neden olabilir.

  • İris iltihabı.İritis (ön üveit) genellikle göz ağrısı ile birlikte anizokoriye neden olabilir.

  • Adie tonik göz bebeği. Bu iyi huylu durum (Adie göz bebeği, tonik göz bebeği veya Adie sendromu olarak da bilinir) tipik olarak bir göz bebeğinin diğerinden belirgin şekilde daha büyük olmasına neden olur. Etkilenen göz bebeği ışığa tepki vermez. Çoğu durumda, Adie göz bebeğinin nedeni bilinmemektedir. Ancak göz travması (komplike katarakt ameliyatından kaynaklı travma dahil), kan akışı eksikliği (iskemi) veya bir enfeksiyon ile ilişkili olabilir.

  • Nörolojik bozukluklar. Beyinde veya omurilikteki sinirlere zarar veren bir dizi rahatsızlık anizokoriye neden olabilir. Bunların en önemlilerinden biri Horner sendromudur [aşağıya bakınız]. Anizokoriye neden olan sinir sistemi bozuklukları olan kişilerde genellikle sarkık göz kapakları, çift görme ve/veya şaşılık görülür. Anizokoriyle ilişkili beyin bozuklukları arasında inme, kanama (spontan veya kafa travması nedeniyle) ve daha az yaygın olarak bazı tümörler veya enfeksiyonlar yer alır.

Horner sendromu

Horner sendromunun (bazen Horner sendromu veya Horners sendromu olarak da adlandırılır) üç klasik belirtisi şunlardır:

  • Pitozis (göz kapağı sarkması)

  • Miosis (bir göz bebeğinin daralarak anizokoriye neden olması)

  • Yüz anhidrozu (etkilenen göz çevresinde terleme kaybı)

Horner sendromu, basit (iyi huylu) anizokoriden göz bebeğinin loş ışıkta ne kadar hızlı genişlediğine göre ayırt edilebilir. Normal göz bebekleri (boyut olarak hafif şekilde eşit olmayan normal göz bebekleri dahil), oda ışıklarının kısılmasından sonraki beş saniye içinde genişler. Horner sendromundan etkilenen bir göz bebeğinin loş ışıkta veya karanlık bir odada genişlemesi genellikle 10 ila 20 saniye sürer.

Horner sendromuna tipik olarak inme, tümör veya omurilik yaralanması gibi altta yatan bir tıbbi sorun neden olur. Ancak bazı durumlarda hiçbir neden bulunamaz.

Horner sendromu için spesifik bir tedavi yoktur, ancak tanımlanmış bir tıbbi problemle ilişkiliyse, bu durumun tedavisi, anizokoriyi de içeren Horner semptomlarını çözümleyebilir.

David Bowie'nin gözleri

Merhum şarkıcı, söz yazarı ve yapımcı David Bowie'nin en belirgin fiziksel özelliklerinden biri gözleriydi.

Birçok insan onun gözlerinin farklı renklerde olduğuna inanıyor – aslında bu, heterokromi denilen bir rahatsızlıktır. Ancak David Bowie'nin gözlerinin bu kadar çarpıcı olmasının gerçek nedeni anizokoriydi.

Bowie'nin gözleri doğduğunda maviydi. Ancak gençken bir arkadaşıyla yaptığı kavga sonucunda gözlerinden biri kalıcı olarak genişledi ve bu göze daha koyu bir görünüm verdi.

Anizokoriniz varsa ne yapmalısınız

Siz veya başka biri göz bebeklerinizden birinin diğerinden daha büyük olduğunu fark ederse, derhal gözlükçünüze görünün – özellikle de aşağıdakilerden herhangi birine sahipseniz:

  • Sarkık göz kapakları (pitozis)

  • Çift görme

  • Görme kaybı

  • Baş ağrısı veya boyun ağrısı

  • Göz ağrısı

  • Yakın tarihli kafa veya göz yaralanması

Göz bebeği boyutunuzdaki fark küçükse ve göz bebeğiniz göz doktorunun yaptığı testlere normal tepki veriyorsa, endişelenecek bir şey olmayabilir. Ancak, her şeyin iyi olduğunu varsaymadan önce eşit olmayan göz bebeklerinizin bir göz doktoru tarafından değerlendirilmesini sağlamalısınız.

İyi huylu anizokoriniz varsa ve bir göz bebeği diğerinden daha büyükse, gözlükçünüze fotokromik gözlük camlarını sorun. Bu gözlük camları güneş ışığında otomatik olarak karararak, herhangi bir ışığa duyarlılığınızı (fotofobi) azaltabilirler.

Fotokromik gözlük camları gözlerinizi, özellikle de ışığa normal tepki vermiyorsa daha büyük olan göz bebeğini, zararlı UV ışınlarından ve yüksek enerjili mavi ışıktan korur.

Horner sendromu. Mayo Clinic. Erişim tarihi: Haziran 2017.

Eşit olmayan göz bebekleri (Anizokori). Merck El Kitabı (Tüketici sürümü). Erişim tarihi: Haziran 2017.

Remington, Lee Ann. Clinical Anatomy And Physiology Of The Visual System, 3rd Edition.. Butterworth-Heinemann, 2012.

Disorders of the pupil. Ophthalmology Clinics of North America. January 2001.

The prevalence of simple anisocoria. American Journal of Ophthalmology. July 1987.

Sayfa yayınlandı 1 Eylül 2020 Salı

NÖROOFTALMOLOJİ

 

 

Yazan: Murat Kürtüncü

 

 

Giriş

 

Nörooftalmoloji görsel yolların, göz hareketlerinin, göz kapağının ve pupillanın işlevlerini kontrol eden sistemlerin etkilendiği oftalmik ve nörolojik hastalıklarla ilgilenen bilimdir. On altıncı yüzyıl şairlerinden Guillaume Du Bartas’ın belirttiği “gözler ruhun kapısıdır” cümlesine analojiyle birçok nörolojik hastalığın tanısında “gözler beynin kapısıdır” demek pek de yanlış olmayacaktır.

 

Nörooftalmolojik hastalıklar göz hastalıkları veya nöroloji hekimlerinin tek başına ilgi alanına girebileceği gibi, çoğu zaman her iki bilimin ortak çalışmasına veya nörooftalmoloji konusunda uzmanlaşmış hekimlerin varlığına ihtiyaç duymaktadır. Birçok Batı ülkesinde Nöro-oftalmoloji adına sahip, oftalmoloji veya nöroloji kürsülerinin bünyesinde çalışan bilim dalları mevcuttur. Ülkemizde ise bu konuda uzmanlaşmış kişilerin sayısı halen çok yetersizdir.

 

Nörooftalmoloji üzerine yazılan ilk kitap olma ünvanını 1906 yılında basılan, Wiliam Campbell Posey ve William G Spiller’in editörlüğündeki “The Eye and Nervous System: Their Diagnostic Relations” isimli kitap almıştır. Takip eden yıllarda bu alana en önemli katkıyı Frank B. Walsh yapmıştır. Walsh’ın 1947’de yayınlanan, 1500 sayfalık “Clinical Neuro-ophthalmology” kitabı uzun yıllar bu alanın en önemli kaynağı olmuştur.

 

Bu bölümde nörooftalmolojik hastalıkların daha iyi anlaşılabilmesi için klinik nöroanatomi, nörofizyoloji, nörooftalmolojik muayene, laboratuvar yöntemleri, okülomotor sistem ve aferent görsel sistem hastalıklarından bahsedilecektir.

 

 

KLİNİK NÖROANATOMİ VE NÖROFİZYOLOJİ

 

Gözün Anatomisi

 

Göz küre olarak isimlendirilse de gerçekte farklı çaplara sahip hafifçe basık iki kürenin bileşiminden oluşur. Çok karmaşık bir histolojik yapısı olan göz başlıca anterior ve posterior olmak üzere iki kompartmana ayrılabilir (Şekil 1). İris ve lens gözü anterior ve posterior kompartman olarak ikiye böler. Anterior kompartman önde kornea ile sınırlandırılmıştır. Kornea miyelinsiz duysal sinir liflerinden zengin olan şeffaf ve avasküler bir membrandan oluşur. Korneayı innerve eden duysal lifler trigeminal sinirin oftalmik dalına karışır. Kornea dokusu beş tabakadan oluşur. Bu katmanlar dıştan içe doğru sırasıyla epitel, Bowman tabakası, stroma, Descemet membranı ve endotel olarak adlandırılır.

 

Anterior ve posterior kompartmanın arasında lens bulunmaktadır. Lens iris ve pupilin arkasında yerleşik olan şeffaf bikonveks bir dokudan oluşur ve ön kısmına anterior kutup (“anterior pole’’), arkasına ise posterior kutup (“posterior pole’’) adı verilir.

 

Uvea ise iris, silier cisim ve koroid tarafından oluşturulur. İris uveanın öne doğru yerleşik mobil uzantısıdır. İrisin ortasındaki boşluk pupili oluşturur. İris sfinkteri miyozis ve midriazisi sağlayarak retinaya düşen ışık miktarını ayarlar. İrisin hemen arkasında silier cisim yer alır. Silier cisim göz içi sıvı, mukopolisakkarid üretimi ve akomodasyondan sorumludur. Koroid silier cisimden arkaya doğru uzanan yoğun vasküler yapıdaki süngerimsi bir dokudur. Önde ora serratadan arkada optik sinire kadar uzanır. Koroidin dört tabakası dıştan içe doğru suprakoroid, stroma, koriokapillaris ve Bruch membranı olarak adlandırılır.

 

Koroidin içinde retina yer alır. Retina yaklaşık 266 mm2’lik transparan bir membrandır. Koroide ve pigment epiteline yapışıktır. Nöroduysal (“neurosensory”) retina ve retinal pigment epiteli olmak üzere iki tabakadan oluşur. Santral bölgede, optik diskin temporalinde fovea yer alır. Maküla santral görme alanının 15o’sini görür. Retina on tabakadan oluşur: Dıştan içe doğru, retinal pigment epiteli, rod ve kon tabakası, dış sınırlandırıcı membran (“outer limiting membrane”), dış nükleer tabaka, dış pleksiform tabaka, iç nükleer tabaka, iç pleksiform tabaka, ganglion hücre tabakası, sinir lifi tabakası, iç sınırlayıcı tabaka.

 

Makülanın nazalinde optik disk yer alır. Optik diskin santralinde santral retinal arter ve ven bulunmaktadır. Santral retinal arter oftalmik arterden orijin alır. Santral retinal ven ise kavernöz sinüse ve superior oftalmik vene drene olur.

 

Gözün posterior kompartmanını vitreus doldurur. Vitreus şeffaf bir jel yapısındadır ve lens ile retina arasında yer alır, suya göre yaklaşık olarak iki kat daha visközdür. Yapısında su, kollajen, proteinler ve hiyaluronik asit bulunmaktadır.

 

Gözün kornea haricindeki dış yüzeyini ise beyaz renkli, fibröz yapıda olan sklera oluşturur. Sklera dört tabakadan oluşmaktadır: Episklera, stroma, lamina fuska ve endotel. İlginç şekilde, insan dışı primatların %99’unun sklerası ya çok küçüktür ya da iris rengine benzerdir. Homo sapienste skleranın büyük ve beyaz renge evrilmesinin, bakış yönünün başkaları tarafından rahatça anlaşılmasını sağlayarak, verbal olmayan iletişimi kolaylaştırdığına inanılmaktadır.

 


 

Orbita ve retina

 

 

Şekil 1. Gözün anatomisi

 

 

Fotoreseptörler

 

Fotoreseptörler retinada dış nükleer tabakada yerleşmiştir. Rodlar ve konlar olmak üzere iki tip fotoreseptör vardır (Şekil 1). Rodlarda fotopigment miktarı konlardan daha fazladır, bu nedenle rodlar ışığa daha duyarlıdır ve akromatik görmeden sorumludur. Retinada rodların sayısı konlardan yirmi kat daha fazladır. Rod disfonksiyonunda gece körlüğü izlenir.

 

Rodlarda fototransdüksiyon opsin ve vitamin A’dan derive olan retinal proteinlerden olan rodopsin sayesinde gerçekleşir. Işık ile konformasyonel yapısı değişen rodopsin hücre içi cGMP’yi azaltır ve cGMP bağımlı iyon kanallarının kapanıp fotoreseptörün hiperpolarize olmasını sağlar. Rodopsinin mutasyonları retinitis pigmentozaya neden olmaktadır.

 

Konlar ise yüksek ışık seviyesinde işlev görür ve temporal çözünürlükleri rodlardan üstündür. Konlar foveada yoğunlaşmıştır ve üç çeşit kon bulunmaktadır. Bunlar farklı boyda ışık dalgalarına hassas oldukları için renkli görmeyi sağlar. Konlar önce bipolar hücrelerle, bipolar hücreler de ganglion hücreleri ile sinaps yaparlar. Ganglion hücre aksonları da optik siniri oluşturur.

 

Bu hücreler dışında retinada yer alan amakrin ve horizontal hücreler bipolar ve ganglion hücrelerine lateral giriş sağlarlar.

 

Ekstraoküler Kasların Anatomisi

 

Göz küresinin hareketinden sorumlu olan altı adet kas vardır; superior, inferior, medial, lateral rektus kasları, superior ve inferior oblik kasları (Şekil 2) . Bu kaslar Zinn anulusundan orijin alır ve sklerada sonlanır.

 

Ektraoküler kaslar agonist, antagonist, sinerjist ve yöndeş olarak isimlendirilir (Tablo 1). Bu kasların birincil, ikincil ve üçüncül işlevleri tablo 2’da verilmiştir. İkincil ve üçüncül işlevler kasların aksı ile göz küresi arasındaki açı nedeniyle ortaya çıkan ek hareketlerden kaynaklanmaktadır.

 

 

tem 9

Şekil 2. Ekstraoküler kasların anatomisi.

 

 

Tablo 1. Ekstraoküler kasların işlevlerine göre terminoloji.

 

Agonist kaslar

Gözde belirli bir yöne hareketi sağlayan kas

Antagonist kaslar

Gözde belirli bir yönün tersine hareketi sağlayan kas

Sinerjist kaslar

Tek gözün belirli bir yöne hareketini sağlayan kas grubu. Bu kaslardan birinin primer işlevi o yöne hareketi sağlarken diğerinin ikincil veya üçüncül işlevi o yöne olan harekete yardımcı olur. Örneğin: Bir gözün abdüksiyonu sırasında lateral rektus ve oblik kaslar sinerjistik olarak çalışır.

Yöndeş (“yoke”) kaslar

İki gözün aynı yöne konjuge hareketini sağlayan farklı gözlere ait kaslar. Örneğin sağa konjuge bakış sırasında sağ gözde lateral rektus, sol gözde ise medial rektus yöndeş kaslardır.

 

 

Tablo 2. Ekstraoküler kasların işlevleri ve bu kasları innerve eden sinirler.

 

Kas adı

Birincil işlevi

İkinci işlevi

Üçüncül işlevi

İnnervasyon

Medial rektus

Addüksiyon

 

 

3. sinir

Lateral rektus

Abdüksiyon

 

 

6. sinir

Superior rektus

Elevasyon

İntorsiyon

Addüksiyon

3. sinir

İnferior rektus

Depresyon

Ekstorsiyon

Addüksiyon

3. sinir

Superior oblik

İntorsiyon

Depresyon

Abdüksiyon

4. sinir

İnferior oblik

Ekstorsiyon

Elevasyon

Abdüksiyon

3. sinir

 

 

 

 

Yoke kaslar

Şekil 3. Konjuge göz hareketlerinden sorumlu kas çiftleri.

 

 

 

Göz Kapağının Anatomisi

 

Sfenoid kemiğin küçük kanadından orijin alan levator palpebra superior (LPS) kası göz kapağını kaldıran en önemli kastır (Şekil 4). LPS göz küresinin üzerinden levator aponöroz ve superior tarsal kasta sonlanacak şekilde iki parçaya ayrılır. LPS okülomotor sinir tarafından innerve edilmektedir.

 

Göz kapağını eleve eden başka bir kas da düz kas hücrelerinden oluşan superior tarsal kastır (Müller kası). Bu kas LPS ile superior tarsal plato arasında yer alır ve sempatik sinir sistemi tarafından innerve edilmektedir. Superior tarsal kas göz kapağında yaklaşık olarak 2 mm’lik bir elevasyon sağlar.

 

 

Orbita sagital

Şekil 4. Göz kapağı ve kaslarının anatomisi, sagital kesit.

 

 

 

Ekstraoküler Kasların İnnervasyonu

 

Ekstraoküler kaslar okülomotor, troklear ve abdusens kranial sinirleri tarafından innerve edilir. Dördüncü kranial sinir superior oblik kası, 6. kranial sinir ise lateral rektus kasını innerve eder ve izole motor sinirlerdir. Üçüncü kranial sinir ise geri kalan tüm ekstraoküler kasları; superior, medial, inferior rektus kasları ve inferior oblik kası innerve eder. Üçüncü sinir içinde ayrıca parasempatik lifler de bulunmaktadır.

 

Okülomotor sinirin motor ve parasempatik (Edinger-Westphal) nukleusları mezensefalonda superior kollikus düzeyinde posterior bölgede yerleşiktir. Serebral akuaduktun hemen önünde yer alan motor alt-motor nukleuslarından (superior, inferior ve medial rektus) başlayıp medial longitüdinal fasikülus (MLF), nukleus ruber ve substansiya nigranın içinden geçerek serebral pedunkülün medialinden beyinsapını terk eder ve interpedunküler sisternaya ulaşır. Okülomotor sinirin üç alt-nukleusundan superior rektus nukleusu kontralateralde yerleşiktir. Bu nedenle unilateral nükleer tutulumda kontralateral gözde de elevasyon parezisi izlenir. Okülomotor sinir interpedunküler sisternada superior serebellar arter (SCA) ve posterior serebral arter (PCA) arasından geçer ve bu seviyede posterior komunikan arter ile yakın komşuluğu vardır (Şekil 5). Okülomotor sinir kavernöz sinüs içinden ve superior orbital fissürden geçerek orbitaya ulaşıp, superior ve inferior olmak üzere iki dala ayrılır.

 

Edinger-Westphal nukleusundan orijin alan parasempatik aksonlar periferik, üç alt-nukleustan orijin alan motor aksonlar ise santral yerleşimli olarak okülomotor sinir içinde seyreder. Parasempatik lifler orbitaya girdikten sonra gözün hemen arkasındaki silier ganglionda sinaps yapar. Silier ganglionda yaklaşık olarak 2500 postganglionik nöron mevcuttur. Postganglionik lifler kısa silier sinir vasıtasıyla pupilla sfinkteri ve silier kası innerve ederek miyozisi ve akomodasyonu sağlar.

 

İskemik okülomotor sinir hasarlarında ışık refleksi korunur. Bunun nedeni parasempatik liflerin sinirin periferinde seyretmesi ve iskemiye rağmen çevre dokudan diffüzyon yolu ile beslenebilmesidir. Bu nedenle, anizokorisi olmayan ve ışık yanıtı olan hastalarda iskemik bir etiyoloji (sıklıkla diyabetes mellitus) düşünülmelidir.

 

Okülomotor sinir ayrıca, superior levator palpebra kasını innerve ederek göz kapağı elevasyonunu da sağlar.

 

Troklear sinirin nukleusu okülomotor sinir nukleusunun hemen kaudalinde, serebral akuaduktun önünde yer alır. Sinir lifleri serebral akuaduktun dorsalinde çaprazlaşarak pontomezensefalik bileşkede inferior kollikulusun üzerinde, posteriordan çıkar (Şekil 6). Beyinsapının etrafından dolaşıp SCA ve PCA arasından geçerek kavernöz sinüse ulaşır, superior orbital fissür içinden geçip superior oblik kasta sonlanır.

 

Abdusens sinirinin nukleusu rostral ponsta dördüncü ventrikül önünde fasial kollikulus düzeyinde yer alır (Şekil 7). Fasial sinirin aksonları abdusens nukleusunun etrafından dolanarak beyinsapını önden terk eder. Abdusens sinirinin lifleri anteriordan piramidal traktusun lateralinden geçerek ponsu terk eder. Tüm kranial sinirler içinde 6. kranial sinir en uzun traseye sahip olandır. Abdusens siniri Dorello kanalından geçip kavernöz sinüsten sonra superior orbital fissürün içinden geçip orbitaya ulaşır.

 

 

 

Şekil 5. Okülomotor sinir düzeyinde mezensefalon anatomisi.

 

 

 

 

 

Şekil 6. Kaudal mezensefalon troklear sinir seviyesinde kesit.

 

 

 

 

Şekil 7. Abdusens ve fasial sinir nukleus seviyesinde pons kesiti.

 

 

Gözün Sempatik İnnervasyonu

 

Gözün sempatik innervasyonu C8-T1 segmentinde bulunan preganglionik pupillodilatör nöronlar ile başlar. Bu aksonlar önkökten çıkıp, superior servikal ganglionda sinaps yapar. Postganglionik lifler internal karotis arteri çevresinde karotid pleksusu oluşturur, kavernöz sinüsü geçip iris dilatör kasına ulaşır ve midriazisi sağlar (Şekil 8).

 

 

 

 

 

Şekil 8. Gözün sempatik innervasyonu. Hipotalamik sempatik lifler C8-T1’deki siliospinal nöronlarda, siliospinal sempatik nöronlar ise superior servikal ganglionda sinaps yapar. Postganglionik lifler karotid pleksus ile silier ganglionda sinaps yapmadan uzun silier sinir ile göze girer ve iris dilatör kası innerve eder.

 

 

 

 

 

Strabismus terminoloji

 

Şekil 9. Strabismus terminolojisi.

 

 

Tablo 3. Nörooftalmolojide kullanılan terimler ve anlamları

Düksiyon

Tek gözün hareketi (örn: abdüksiyon, addüksiyon, supradüksiyon, infradüksiyon

Versiyon

Her iki gözün simultane aynı yöne hareketi (örn: dekstroversiyon, levoversiyon, supraversiyon, infraversiyon)

Verjans

Her iki gözün simultane ters yöne hareketi (örn: konverjans, diverjans)

Tropia

Binoküler bakışta her zaman deviasyon olması (örn: ekzotropi, ezotropi, hipertropi, hipotropi)

Phoria

Latent deviasyon, binoküler bakışta bazen deviasyon olması (örn: ekzophoria, ezophoria, hiperphoria, hipophoria)

Komitan

Her yöne bakışta açısı değişmeyen strabismus

İnkomitan

Bakış yönüne göre açısı değişen strabismus

 

 

Fundus Anatomisi

 

Fundus pupilladan içeri bakarken görünen retinal yüze verilen isimdir. Retinal arter ve venler, maküla, fovea ve papilla (optik disk) fundusta yer alır (Şekil 10). Fovea makülanın ortasında yer alır (Şekil 11). Konlar bu bölgede çok sıkışık şekilde konumlandığı için görmenin en keskin olduğu bölgedir. Papilla optik sinirin göze girdiği yerdir. Sağlıklı papillanın sınırları net olarak seçilir. Burada optik çukur/disk oranı (“cup to disc ratio”) önemlidir (Şekil 12). Bu oranın 0,5’ten daha büyük olması patolojiktir (“cupping”). Çukur/disk oranı glokomda, kompresif optik nöropatide, herediter optik nöropatilerde, konjenital anomalilerde artar. Ayrıca, optik sinirin retinaya açılı olarak girmesine de eğimli disk (“tilted disc”) adı verilir. Bu durum genellikle 5 dioptriden daha büyük miyopik gözlerde izlenir. Son olarak, muayene sırasında papillanın nazalinin temporaline göre daha soluk olduğu da hatırlanmalıdır.

 

 

Simple Anatomy of the Retina by Helga Kolb – Webvision

 

Şekil 10. Normal fundus.

 

 

 

 

OCT

 

Şekil 11. Makülanın optik koherans tomografi (OCT) görünümü. Fovea maküla ortasında yer almaktadır.

 

 

 

 

 

Şekil 12. Normal optik çukur/disk oranı.

 

Kavernöz Sinüs Anatomisi

 

Kavernöz sinüs beyindeki venöz kanın kalbe geri dönüşünü sağlayan bir yapıdır. İçinden III., IV., VI. sinirler, V. sinirin 1. dalı (V1, oftalmik sinir), internal karotis arteri ve internal karotis arter çevresindeki sempatik lifler geçer.

 

Görme Yollarının Anatomisi

 

Görme işlevi retinadaki fotoreseptörlerin ışık uyaranı ile aksiyon potansiyeli üretmesi ile başlar. Retinanın iç tabakasındaki retina ganglion hücre aksonları optik siniri oluşturur. Retinada seyrederken miyelinsiz olan bu aksonlar, optik sinir içinde miyelinli lifler haline dönüşür. Her optik sinirde yaklaşık 1,2 milyon akson vardır. Bu tüm kranial sinirlerdeki toplam akson sayısının %40’ına denk gelmektedir. Yaşam boyunca sağlıklı bir insanda her yıl yaklaşık olarak 4000 akson dejenere olmaktadır.

 

Her iki nazal retinadan gelen lifler optik kiazmada çaprazlaşıp karşı tarafa geçmektedir (Şekil 13). İnferior nazal lifler ise kontralateral optik sinir içinde yaklaşık 4 mm distale kadar halka yapıp sonrasında da optik traktusa katılır (Wilbrand dirseği). Tipik olarak kiazma lezyonlarında bitemporal hemianopsi olur. Ancak, optik sinirin kiazmaya yakın bölgesindeki lezyonlarda Wilbrand dirseğinden geçen liflerin etkilenmesi nedeni ile kontralateral gözde superior kuadrantanopsi olur (bileşke skotomu, “junctional scotoma”) (Şekil 14). Temporal retinadan gelen lifler ise çaprazlaşmaz. Kiazmadan geçen lifler optik traktus içinde talamustaki lateral genikülat nukleusta sinaps yaparlar.

 

Lateral genikülat nukleus altı katmandan oluşmaktadır. Birinci ve ikinci katmanları magnosellüler, üçüncü-altıncı katmaları ise parvosellüler nöronlardan oluşur. Bu iki nöron tipinden başka bir de koniosellüler nöronlar vardır. Magnosellüler nöronlar rodlardan, parvosellüler nöronlar ise konlardan gelen uyaranları alır. Lateral genikülat cisimden çıkan lifler optik radyasyon içinde seyredip primer görsel kortekste kalkarin sulkus komşuluğundaki V1 bölgesinde sonlanır. Retinanın ipsilateral inferior kadranından gelen lifler ise lateral ventrikülün inferior boynuzunun etrafından geçip temporal lob içinden primer görme korteksine ulaşır (Meyer yolu, “Meyer’s loop”, Archambault yolu). Meyer yolu lezyonlarında bu yüzden kontralateral superior kuadrantanopsi olur.

 

Kortikal vasküler lezyonlarda maküler alan korunur (“macular sparing”). Bunun nedeni makülanın ifade edildiği kortikal alanının orta ve posterior serebral arterler tarafından ortak olarak beslenmesidir.

 

 

 

Fotoğraf açıklaması yok.

 

Şekil 13. Görme yolları ve lezyonlarında oluşan görme bozuklukları.

 

 

Wiilebrand

 

Şekil 14. Wilbrand dirseği ve bileşke skotomu. İnferonazal lifler kontralateral optik sinir içinde yaklaşık 4 mm dirsek yaparak çaprazlaşır. Bu nedenle bileşke bölgesindeki optik sinir lezyonlarında kontralateral gözde de superior kuadrantanopsi izlenir.

 

 

Optik disk vasküler anatomi

 

Şekil 15. Optik sinirin vasküler anatomisi. Optik diskin kanlanması. Posterior silier arter optik sinirin superior ve inferiorunu sular. Bu yüzden iskemik lezyonlarında altidudinal (seviye veren) görme alanı defekt olur.

 

 

Horizontal Göz Hareketlerinin Nöroanatomisi

 

Beyinde horizontal göz hareketleri için özelleşmiş bir şebeke (“network”) vardır (Şekil 16). Konjuge sağa bakış için örnek vermek gerekirse; sol frontal korteksten kalkan uyaranlar pons sağ yarımında  paramedian pontin retiküler formasyona (PPRF) gelir ve sağ (kontrlateral)  abdusens nukleusunu uyarır. Bu sayede sol frontal korteks sağ göz lateral rektus kasına uyaran gönderir. Sol taraftaki (ipsilateral) medial rektusun uyarılabilmesi için de abdusens nukleusu ile okülomotor nukleusun medial rektus nukleusuna MLF üzerinden uyarı gönderilir. Bu sayede kişinin konjuge şekilde sağa bakması sağlanır.

 

 

horizontal göz hareketleri.ai

Şekil 16. Horizontal göz hareketlerinden sorumlu yolak.

 

 

Hering eşit innervasyon yasası

 

Hering eşit innervasyon kuralı konjuge göz hareketlerinde her iki göze eşit miktarda uyarı geldiğini postüle eder. Bu nedenle, strabismusta paretik göz ile yapılan fiksasyonda paretik olmayan gözle yapılan fiksasyona göre daha fazla deviasyon gözlenir (Şekil 17). Bu durum, paretik olan göze aynı derecede deviasyon için gerekli uyaranın, paretik olmayan göze göre daha fazla olmasından kaynaklanır.

 

 

Hering eşit inervasyon

 

Şekil 17. Sağ lateral rektus parezisi olan hastada primer (A) ve sekonder deviasyon (B). Paretik olan göz önü kapatıldığında (şekilde kapatıcının şeffaf olmasının nedeni eğitim maksatlıdır), paretik gözde izlenen primer deviasyon açısı (α), paretik olmayan göz kapatıldığında izlenen sekonder deviasyon açısından (β) daha azdır. Bu durum Hering’in eşit innervasyon yasasından kaynaklanmaktadır.

 

Sherington Resiprokal İnnervasyon Yasası

 

Sherington resiprokal innervasyon yasası agonist kasın kontraksiyonunda antagonistin aynı oranda gevşemesini ifade eder. Bu durumun bozulması halinde göz hareketinde restriksiyon sonucunda deviasyon ortaya çıkarır.

 

Alexander Kuralı

 

Alexander kuralı vestibüler hasarda vestibulooküler refleks yanıtı ile ilintilidir. Alexander kuralının iki önermesi vardır. Bunlardan ilki; akut gelişen unilateral vestibüler hasarda hızlı fazı normal tarafa olan sıçrayıcı (jerk) nistagmus ortaya çıkar. İkincisi ise, vestibüler hasarda normal tarafa konjuge bakışta nistagmusun şiddetinin artmasını, hasta tarafa bakarken de azalmasını ifade eder. Bu bağlamda, hızlı fazın, yani nistagmus yönüne konjuge bakışta nistagmusun amplitüdü artar. Bu bulguların temel nedeni unilateral vestibüler hasar ile oluşan hipoaktivasyonun gözlerin konjuge şekilde ipsilaterale deviasyonuna neden olmasıdır. İzlenen nistagmus ise fiksasyonu tekrar sağlamaya çalışan kontralaterale (sağlıklı tarafa) olan jerk nistagmustur. Kontralaterale konjuge bakışta göz deviasyonunun daha da fazla olmasından dolayı nistagmusun amplitüdü de artmaktadır (Şekil 18).

 

 

Alexander

 

 

 

Şekil 18. Alexander kuralı: Unilateral vestibüler hasarda hızlı fazı kontralaterale doğru vuran jerk nistagmus izlenir ve kontralaterale bakışta nistagmusun şiddeti artar.

 

Riddoch Fenomeni (Riddoch Sendromu, Statokinetik Disosiasyon)

 

Riddoch fenomeni genellikle oksipital lob lezyonlarında ortaya çıkar. Bu fenomen statik objelerin görülememesine karşın hareketli objelerin görülebilmesini ifade eder. Riddoch fenomeni görsel asosiasyon yollarındaki disfonksiyon ile ilişkilidir.

 

 

 

NÖROOFTALMOLOJİK MUAYENE

 

 

Göz Hareketlerinin Değerlendirilmesi

 

Göz hareketleri muayene edilirken öncelikle horizontal ve vertikal planda konjuge hareketler değerlendirilmeli, bunu takiben de konverjans değerlendirmesi yapılmalıdır. Muayene eden kişi işaret parmağını veya herhangi bir objeyi kullanabilir. Kardinal göz hareketleri dışında oblik düzlemlerde de göz hareketlerinin tam olup olmadığına bakılmalı ve hastanın diplopisi sorgulanmalıdır. Diplopisi olan hastalarda hangi tarafa konjuge bakışta diplopinin arttığının sorulması, patolojik kas konusunda fikir verecektir (Şekil 19).

 

 

Şekil 19. Göz hareketlerinin terminolojisi.

 

Strabismusu olan hastalarda göz kapama testi uygulanmalıdır. Üç tip kapama testi bulunmaktadır:

 

1.  Monoküler kapama-açma testi: Uzak bir objeye fikse iken her iki göz sırayla kapatılır. Kapama sırasında hastada heterotropia varsa deviye gözün foveal fiksasyon yapmak için hareket ettiği görülür. Bu test tropia ve foria ayırımı için önemlidir (Şekil 20).

 

 

Monoküler kapama açma testi

 

Şekil 20. Monoküler kapama açma testi. Sağ gözde ekzotropisi olan hasta görülüyor. Hasta sol göz ile foveal fiksasyon yapmaktadır (B). Açma kapama testinde her defasında tek bir göz kapatılıp açılır. Fikse eden göz kapatıldığında deviye gözün foveal fiksasyon için hareket ettiği izlenmektedir (A). Buna karşın, fikse etmeyen göz kapatıldığında diğer gözde bir hareket ortaya çıkmamaktadır (C). Şekilde görsel maksatlı olarak kapatıcı şeffaf görünmektedir.

 

2.  Alterne kapama test: Bu testte kapatıcı gözler arasında alterne şekilde hareket ettirilir. Latent strabismusta (heteroforia) her iki açık gözde foveal fiksasyonun alterne ettiği ve buna bağlı olarak gözde hareket olduğu izlenir (Şekil 21).

 

 

 

Alterne kapama

 

Şekil 21. Alterne kapama testi. Bu testte hastalarda foria (latent strabismus) olup olmadığı test edilir. Hasta her iki gözü ile de fikse ettiği için kapama açma testinde gözde deviasyon izlenmez. Ancak kapatıcı gözler arasında alterne edildiğinde her iki gözde eşit miktarda deviasyon izlenir. Deviye gözün önüne konan prizmatik cam ile hangi gözde foria olduğu anlaşılabilir.

 

3.  Prizma ve kapama testi: Bir göz kapatılır ve açık gözün önüne kapama açma sırasında o gözde deviasyonu engelleyecek diyoptride prizmalar konur.

 

 

Hirschberg Testi

 

Bu testte gözlerin tam karşısında bir ışık kaynağı tutulur ve ışık reflesinin pupillada simetrik şekilde oluşmasına bakılır. Işık reflesinin konumuna göre hangi gözün deviye olduğu tahmin edilebilir. Ayrıca, bu test ile özellikle çocuklarda sık olarak karşılaşılan psödoezotropi de anlaşılabilir (Şekil 22).

 

 

Hirschberg

 

Şekil 22. Hirschberg testi. Karşıdan tutulan bir ışık kaynağının pupilla üzerindeki reflesine göre gözün deviasyonu anlaşılabilir.

 

Maddox Çubuğu (“Rod”) Testi

 

Maddox çubuğu noktasal ışığı çizgisel bir ışık haline çeviren kırmızı renkli cama sahip yarı şeffaf bir cihazdır (Şekil 23). Bu cihaz bir gözün önüne yerleştirilir ve hastanın gözüne 30 cm’den bir ışık kaynağı tutulur. Deviasyonun paterni ve şiddetine göre hastanın gördüğü ışık ile kırmızı çizgi ilişkisini tarif etmesi istenir (Şekil 24). Maddox çubuğu genellikle sağ göz önüne yerleştirilerek muayene edilir. Bu muayenede göz hareketlerinde çizgi ile ışık arasındaki mesafe sorgulanır. Maddox çubuğunun açısı değiştirilerek kırmızı çizgi vertikal veya horizontal bir çizgi haline getirilip gözün aksındaki deviasyonunun hangi düzlemde olduğu da test edilebilir.

 

 

maddox

 

Şekil 23. İki farklı maddox çubuğu.

 

 

Maddox rod

 

Şekil 24. Maddox çubuğu ile hastanın gördüğü kırmızı çizgi ve ışığın birbirine göre konumları sorgulanır. Tipik olarak Maddox çubuğu sağ göz önüne konur. Vertikal deviasyon için çubuk üzerindeki çizgiler horizontal, horizontal deviasyon için ise çubuk üzerindeki çizgiler vertikal pozisyona getirilir. Şekilde hastanın gözünden ışık kaynağı ve kırmızı çizginin konumları gösterilmektedir.

 

 

 

Kırmızı Cam Testi

Kırmızı cam testinde bir göz önüne (genellikle sağ) kırmızı şeffaf bir cam yerleştirilir ve hastanın bir ışık kaynağına bakması istenir. Işık kaynağı vertikal, horizontal ve çapraz düzlemde hareket ettirilir. Hastaya konjuge göz hareketleri sırasında kırmızı ve beyaz ışık arasındaki mesafenin hangi tarafa hareketle daha da belirginleştiği sorulur. Mesafenin en açık olduğu düzlemde parezinin olduğu anlaşılır. Bu şekilde hafif düzeyde pareziler ve troklear sinir felci gibi ilk bakışta anlaşılması zor olan kranial sinir feçleri ortaya konabilmektedir (Şekil 25).

 

 

 

red glass

 

Şekil 25. Kırmızı cam testi ile troklear sinir felcinin ayırımı. Parezinin olduğu yöne doğru olan konjuge bakışta kırmızı ve beyaz ışık arasındaki mesafe açılır. Sağ troklear sinir felcinde sola aşağı bakışta, sol troklear sinir felcinde ise sağa aşağı bakışta iki görüntü arasındaki mesafenin daha da belirginleştiği saptanır.

 

 

Pupillanın Değerlendirilmesi

 

Işık refleksi: Işık refleksinin aferenti (gelen) II. sinir, eferenti ise (giden) III. sinirdir. Retinaya düşen ışık uyaranını ileten lifler lateral genikülat nukleus öncesinde ayrılarak pretektal nukleusa gider. Buradan çıkan uyaran mezensefalonda okülomotor sinirin parasempatik nukleusu olan, Edinger-Westphal nukleusunu iki yanlı olarak uyarır. Bu sayede bilateral miyozis oluşur. Işık tutulan gözde oluşan miyozise direkt, kontralateral gözdeki miyozise ise indirekt ışık yanıtı adı verilir (Şekil 26).

 

 

 

Şekil 26. Işık refleksinin arkı. Her iki retinadan gelen lifler pretektal oliver nukleuslarda sonlanır. Pretektal oliver nukleustan çıkan lifler Edinger-Westphal nukleusu bilateral olarak innerve eder. Edinger-Westphal nukleuslarından çıkan preganglionik parasempatik lifler okülomotor sinir içinde seyredip silier ganglionda sinaps yapar. Silier gangliondan çıkan postganglionik lifler kısa silier lifler ile göze girer ve pupilla sfinkterine ulaşır.

 

 

Sallanan fener testi ve relatif aferent pupil defekti (Marcus Gunn pupili, RAPD): Relatif aferent pupil defekti (RAPD), sallanan fener testinde ışığın miyozis yerine midriazis oluşturması durumudur (Şekil 27). Sallanan fener testinde her iki göze sırası ile üç sn. süreyle ışık tutulur, direkt ve indirekt ışık yanıtlarına bakılır. Aslında izlenen midriazisin nedeni indirekt ışık refleksi ile miyotik hale gelmiş pupillanın nötral pozisyona gelmesidir, bir başka deyişle RAPD pasif bir süreçtir. RAPD varlığı lezyonun kiazma önünde olduğunu göstermektedir. Unilateral optik sinir hastalıklarında (optik nevrit (ON), iskemik optik nöropati gibi) hasta tarafta RAPD pozitiftir.

 

 

RAPD

 

Şekil 27. Sol optik nevriti olan hastada izlenen sallanan fener testinde relatif aferent pupil defekti (RAPD) görülüyor. Sallanan fener testinde fener gözler arasında hızlı şekilde yer değiştirecek şekilde hareket ettirilir. Vizyon kusuru olan gözde midriazisin ortaya çıkmasının nedeni daha önce indirekt ışık refleksi nedeni ile miyozisin olmasıdır. Özetle, RAPD aktif değil, pasif bir süreçtir.

 

 

Göz ve Göz Kapaklarının Değerlendirilmesi

 

Gözün inspeksiyonu sırasında egzoftalmus, proptozis, enoftalmus, blefaroptozis olup olmadığı değerlendirilmelidir. Egzoftalmus ve proptozis terimlerinin her ikisi de göz yuvarının öne doğru protrüzyonunun izlendiği durumlardır ve aynı süreci ifade eder. Egzoftalmusun şiddeti bunu ölçmek için kullanılan egzoftalmometre ile ölçülebilir. Egzoftalmus genellikle tiroid hastalıkları, özellikle de Graves hastalığı zemininde gelişen proptozis için kullanılmaktadır. Tiroid hastalıkları zemininde gelişen egzoftalmus (tiroid oftalmopatisi) genellikle bilateraldir. Proptozisin tek taraflı olması durumda karotiko-kavernöz fistül, kavernöz sinüs trombozu, sfenoid kanat meninjiomu, meningosel veya mukormikozis düşünülmelidir.

 

Göz yuvarının içeri doğru yer değiştirmesine ise enoftalmus adı verilir. Bu durum genellikle Horner sendromu ile ilişkilidir.

 

Blefaroptozis göz kapağının aşağı doğru düşmesine verilen isimdir. Ptozis ölçümü için bir cetvel kullanılabilir. Bireysel farklılıklara karşın, ileri bakışta normal palpebral açıklık 9-12 mm’dir. Bu mesafe yukarı ve aşağı bakışta da ölçülüp kaydedilmelidir. Ptozis birçok hastalıkta ortaya çıkabilir. Ancak, dalgalanan ptozisde ilk akla gelmesi gereken hastalık myasthenia gravistir.

 

Ptozis periferik sinir, nükleer veya supranükleer lezyonlarda görülebilir. Supranükleer ptozis özellikle unilateral sağ hemisfer lezyonlarında ortaya çıkmaktadır.

 

Fundus Muayenesi

 

Rutin fundus muayenesi direkt oftalmoskop ile yapılır. Günümüzde birçok farklı marka oftalmoskop bulunmaktadır (Şekil 28). Her oftalmoskopta ışık kırma ayarı dışında markasına göre değişen şekillerde farklı ayarlar da bulunmaktadır. Işık kaynağının büyüklüğü veya ışık şiddeti pupil boyutu ve ortamın aydınlığına göre ayarlanır. Çizgisel (“slit”) ışık kornea, lens ve retinadaki şekil bozukluklarını iyi şekilde gösterir. Yarım ışık kataraktı olan hastalarda saydam kısımdan aydınlatmanın sağlanması açısından yararlı olabilir. Kırmızı ve mavi ışık retinadaki kanama ve floresein boyamalar sırasında önemlidir.

 

Oftalmoskopla muayene sırasında aşağıdaki adımlar izlenmelidir (Şekil 29):

1.   Hastanın gözü ile yere paralel bir konumda bulunan karşıdaki bir noktaya bakması istenir.

2.   Hasta ve hekimin gözlerindeki kırma kusuru toplanarak elde edilen toplam kırma kusuruna göre oftalmoskop ayarlanır (örneğin: hasta 2 dioptri miyop, hekim 3 dioptri miyop ise kırmızı 5).

3.   Sağ gözü muayene için sağ el ve sağ göz, sol gözü muayene için sol el ve sol göz kullanılmalıdır. Muayene sırasında hastanın kaşı yukarı kaldırılıp gözün açık kalmasını sağlanmalıdır.

4.   Oftalmoskobun lensinden pupillaya doğru 20 cm'lik bir mesafeden bakılır ve retina reflesi odaklanarak göze yaklaşılır.

5.   Retinal damarlar takip edilerek papilla lokalize edilir ve papilla sınırlarına dikkat edilir. Ayrıca, hastadan ışığa doğru bakması istenerek maküla da değerlendirilir (Şekil 30).

6.   Papillada ödem veya soluklaşma olup olmadığı kontrol edilir.

 

 

 

oftalmoskop

 

Şekil 28. A: Geleneksel direkt oftalmoskop, B: PanOptik direkt oftalmoskop.

 

 

 

Şekil 29. Fundus muayenesi.

 

 

A B

 

Şekil 30. Fundusun normal görüntüsü. Papilla sınırlarının net şekilde izlendiğine dikkat ediniz (A). Kafa içi basınç artışı olan bir hastada izlenen papilödem (B) (Dr. Kemal Turgay Özbilen arşivinden).

 

Görmenin Değerlendirilmesi

 

Görmenin değerlendirilmesi için birçok farklı test kullanılır.

 

Snellen kartı: Görme keskinliğinin hesaplanması için kullanılır (Şekil 31). Görme keskinliği refraksiyon kusuru elimine edildikten sonra değerlendirilmelidir. Nörolojik muayene odalarında lenslere ulaşımın zor olması nedeni ile refraksiyon kusuru çok delikli kapama aparatı (“pinhole/multihole occluder”) kullanılarak elimine edilebilir (Şekil 32). Görme keskinliğinde çok delikli göz kapama aparatı sonrasında iki satır ve daha fazla düzelme olması vizyon kusurunun refraksiyon hatasından kaynaklandığını düşündürmelidir.

 

 

 

Amazon.com: Grafco Snellen Eye Chart, 1240, 22x11", Plastic ...

 

Şekil 31. Snellen kartı.

 

 

 

multihole

Şekil 32. Çok delikli göz kapama (“multihole”) aparatı.

 

Amsler ızgarası (“Amsler grid”): Amsler ızgarası ortasında bir odağın olduğu karelerden oluşan bir karttır (Şekil 33). Maküler dejenerasyon ve retinal hastalığı olan kişilerde ızgaranın çizgilerinde şekil bozukluğu ve yamulma izlenir.

 

 

Amsler

 

 

Şekil 33. Amsler grid ile normal görünüm (A) ve retinal hasarı olan hastanın gördüğü ızgara paterni (B).

 

İshihara kartları: Bu kartlar renk körlüğünü ve renklerin ayırd edilmesini test etmek için kullanılır (Şekil 34).

 

 

How does Ishihara test work?  <div><h2>Anizokori Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Anizokori Tedavisi</h2><div><p><strong>Anizokori</strong>, göz bebeklerinin farklı büyüklükte olmasını tanımlayan tıbbi terimdir. Göz bebeklerinden biri diğerine göre <strong>daha büyük veya daha küçük</strong> olabilir. Anizokori, bazı önemli hastalıkların ön belirtisi olabilir.</p><p>Bu yazıda; <strong>anizokori nedir</strong>, anizokorinin nedenleri ve belirtileri nelerdir, <strong>anizokori tedavisi nasıl yapılır</strong> sorularının kapsamlı yanıtını bu yazıda bulabilirsiniz.</p><p><img src=

Anizokori Nedir?

Anizokori (anisocoria), bir göz bebeğinin diğer göz bebeğinden daha farklı büyüklükte olması durumudur. Göz bebeklerinden biri daha büyük veya daha küçük olabilir.

Göz bebekleri (pupil), gözün ortasındaki siyah kısımlardır. Göze giren ışığın miktarını düzenlemek için küçülebilir veya büyüyebilirler.

Göz bebekleri genellikle karanlık ortamlarda daha büyük ve ışıklı ortamlarda daha küçüktür. Bu sayede göze ulaştırılması gereken ışık miktarını ayarlar ve dengeler.

Göz bebeklerinin büyüklüğü birbirine denktir. Bazı durumlarda pupillerden biri diğerine göre daha büyük veya daha küçük olabilir. Bu durum tıp literatüründe anizokori olarak adlandırılır.

Anizokori hakkında bazı önemli bilgiler şunlardır:
  • Göz bebekleri çoğu zaman aynı büyüklüktedir.
  • Göz bebekleri arasındaki büyüklük farkı birçok farklı koşulun belirtisi olabilir.
  • Anizokorik göz başlı başına bir sağlık problemi değildir.
  • Bazı insanlarda kısa süreli anizokoriye rastlanabilir.
  • Bazı insanlar doğuştan anizokorik olabilir.

Göz bebekleriniz arasında büyüklük farkı varsa bir sağlık kuruluşuna giderek tıbbi yardım almalısınız. Anizokorinin her zaman kötü bir durumu göstermediğini bilmelisiniz.

Anizokorik göz yapısı travmadan veya bazı diğer semptomlarla birlikte ortaya çıkması daha ciddi ve tehlikeli bir durumun işareti olabilir.

Anizokorinin Çeşitleri/Türleri Nelerdir?

Ortaya çıkış özelliklerine göre anizokorinin üç çeşidi bulunmaktadır. Bunlar:

  • Fizyolojik
  • Mekanik
  • Patolojik

Fizyolojik Anizokori 

Anizokorinin en yaygın türüdür. Fizyolojik anizokoriye sahip kişilerde göz bebekleri doğal olarak farklı boyutlarda olabilir.

Fizyolojik anizokori hakkında bazı özellikler şunlardır:

  • Göz bebeği boyutları arasındaki fark 1 milimetreden fazla değildir.
  • Bazı kişilerde geçici, bazı kişilerde kalıcı olabilir.
  • Toplumun %15-30’unda görülmektedir.
  • Her iki göz bebeği ışık değişimine benzer tepkiler verir.

Fizyolojik anizokorinin en önemli özelliklerinden biri genellikle kaygı verici olmamasıdır.

Mekanik Anizokori 

Mekanik anizokorinin ortaya çıkması için göze zarar veren bir durumun yaşanmış olması gereklidir. Anizokorinin göz hasarı sonucunda meydana gelen türüdür.

Mekanik anizokori oluşumuna yol açan neden şunlar olabilir:

  • Göz enfeksiyonları
  • Göz travmaları

Mekanik hasar sonucunda oluşan bu durum çoğu zaman kalıcıdır. Altta yatan neden göz yapılarına zarar verir ve iyileştikten sonra dahi sekel bırakır.

Patolojik Anizokori 

Tıbbi bir neden sonucunda oluşan göz bebeği büyüklük farkıdır. Aşağıdaki nedenlerden biri patolojik anizokoriye yol açabilir:

  • İrisi etkileyen bir hastalık
  • Göz enfeksiyonları
  • Göz sinirlerin etkileyen bir hastalık
  • Çeşitli diğer tıbbi nedenler

Patolojik anizokoriye yol açan nedenin tedavi edilmesi ile göz bebeği büyüklük farkı çoğu zaman düzelmektedir.

Anizokori Nedenleri Nelerdir?

Göz bebekleri arasında büyüklük farkı olan kişiler “anizokori neden olur” şeklinde sorular sormaktadır. Anizokorinin oluşmasına yol açan bir neden olmayabilir.

Birçok insan fizyolojik anizokoriye sahiptir. Göz bebekleri arasında çok küçük bir fark vardır ve çoğu zaman zararlı bir durum değildir.

Göz bebekleri arasındaki büyüklük farkı aniden ve belirgin şekilde oluşursa, bu durum altta yatan tıbbi bir nedene bağlı olabilir.

Anizokorik göz oluşumuna yol açabilecek tıbbi nedenler şunlardır:

Okümülatör Sinir Felci 

Okümülatör sinir, üçüncü (3.) kranial sinir olarak bilinir. Üçüncü sinir felcine bağlı olarak pupil boyutlarında farklılık oluşabilir.

Üçüncü sinir felcine yol açan nedenlerden bazıları şunlardır:

  • Beyin kanaması
  • Kafa travması
  • Beyin anevrizması
  • Migren

Üçüncü sinir felcinde ortaya çıkan belirtilerden iriste büyüklük farkıdır. Ayrıca şu belirtiler de ortaya çıkabilir:

  • Pitozis (göz kapağı düşüklüğü)
  • Göz çevresindeki kaslarda anormallikler
  • Nesnelere odaklanma yeteneğinde kayıp
  • Çift görme

Çocuklarda üçüncü kranial sinir felcine yol açan durum menenjitten kaynaklanıyor olabilir. Bazı çocuklarda okümülatör sinir felci doğuştan geliyor olabilir.

Horner Sendromu 

Horner sendromu, sempatik sinir sistemi hasarının neden olduğu bir sendromdur. Horner sendromu pitozis, miyozis ve anhidroz ile karakterizedir.

Horner sendromunun bir diğer belirtisi de göz bebekleri arasındaki genişlik farkı olabilir.

Tonik Pupil 

Tonik pupil, göz bebeğinin ışıklı bir ortamda olması gerekene göre çok büyük olduğu ve kasılmasının uzun zaman aldığı durumdur. Hayatı tehdit edici değildir.

Tonik pupil vakalarının %90’ı 20-40 yaş arası kadınlarda ortaya çıkmaktadır. Genellikle zararlı bir durum değildir.

Tonik pupilin olması, göz bebeklerinden birinin daha küçük veya daha büyük olmasına yol açabilir. Anizokori nedenlerinden biri tonik pupil olabilir.

İlaçlar 

Bazı ilaçlar oluşturdukları sistemik etkiler nedeniyle göz bebeklerinde büyüklük farkının oluşmasına yol açabilir.

Anizokori oluşumuna yol açabilen ilaçlar ve özellikler şunlardır:

AntikolinerjiklerAntikolinerjikler, pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan bir ilaç sınıfıdır. Antikolinerjiklerin tedavisinde kullanıldığı bazı hastalıklar şunlardır:
  • KOAH
  • Astım
  • Gastointestinal bazı problmeler
  • Parkinson hastalığı
  • Baş dönmesi
  • Yol tutması
  • Zehirlenme tedavisi

Antikolinerjik ilaç kullanımına bağlı olarak pupiller arasında genişlik farkı oluşabilir.

PilokarpinPilokarpinin tedavisinde kullanıldığı bazı hastalıklar şunlardır:
  • Ağız kuruluğu
  • Baş boyun kanseri (tükürük salgılanmasının tedavisinde)
  • Sjögren senfromu

Ayrıca bazı göz hastalıklarının tedavisinde de pilokarpin kullanılabilir. Glokom tedavisinde göz damlası olarak reçete edilebilir.

SempatomimetiklerSempatomimetiklerin tedavisinde kullanıldığı bazı hastalıklar şunlardır:

Diğer Nedenler 

Anizokori oluşmasına yol açabilecek diğer nedenler şunlardır:

  • Göz travması
  • Göz enfeksiyonları (irit, üveit vs)
  • Glokom
  • Göz içi tümörler
  • Kafa sarsıntısı
  • Beyin kanaması
  • Optik sinir iltihabı
  • Beyin tümörleri
  • Epilepsi

Anizokorinin pek çok nedeni olabilir. Göz bebeğinde büyüklük farkı ile birlikte ortaya çıkan diğer belirtiler göz önüne alınmalıdır.

Anizokori vaka örnekleri - Saglik.li

Anizokori vaka örnekleri – Saglik.li

Anizokori Belirtileri Nelerdir?

Anizokorinin belirtisi göz bebekleri arasındaki büyüklük farkıdır. Büyüklük farkı bazen çok belirgin olabilirken bazen çok belirgin değildir.

Anizokoriye yol açan nedene bağlı olarak bazı ek belirtiler ortaya çıkabilir. Anizokoriye eşlik eden semptomlar şunlar olabilir:

  • Bulanık görme
  • Çift görme
  • Görme kaybı
  • Baş ağrısı
  • Baş dönmesi
  • Ateş yüksekliği
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Göz kapağında düşüklük

Anizokoriye eşlik eden belirtiler oldukça önemlidir. Ek belirtiler anizokoriye yol açan nedeni tespit etmek için yönlendirici olacaktır.

Anizokorinin Teşhisi Nasıl Yapılır?

Göz bebekleriniz arasında büyüklük farkı olduğunu farkederseniz derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve tıbbi yardım almalısınız.

Doktorunuz pupilleri kontrol edecek, çeşitli göz muayenelerini yapacaktır. Ayrıca yaşamsal değerlerinizi kontrol edecektir. Ortaya çıkmış olabilecek diğer belirtileri soracaktır.

Yakın zamanda şu belirtilerden birini veya birkaçını yaşamış olabilirsiniz:
  • Işığa duyarlılık
  • Göz ağrısı
  • Baş ağrısı
  • Ateş
  • Boyun tutulması
  • Kişilik değişiklikleri

Şikayetlerinize ve tıbbi geçmişinize bağlı olarak doktorunuz bazı tanı testleri yaptırmanızı isteyebilir. Bu testlerden bazıları şunlar olabilir:

  • Göz muayenesi
  • Göz dibi muayenesi
  • Tam kan sayımı
  • Kan biyokimyası
  • Lomber ponksiyon
  • Bilgisayarlı tomografi
  • MR görüntümele
  • Röntgen veya ultrason

Kafa travması yaşadıktan sonra anizokorinin ortaya çıktığını farkederseniz, kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve yardım almalısınız. Altta yatan durum ciddi olabilir.

Anizokori Tedavisi Nasıl Yapılır?

Anizokorinin tedavisi büyük oranda altta yatan nedene bağlı olarak belirlenecektir. Doktorunuz altta yatan nedeni tespit edecek ve bu nedene yönelik tedavi yaklaşımları sergileyecektir.

Fizyolojik anizokorinin tedavisi için genellikle tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Bazı fizyolojik anizokori vakaları kendiliğinden geçerken bazıları ömür boyu devam edebilmektedir.

Anizokorinin patolojik nedenleri için şu tedaviler uygulanabilir:
  • Beyin enfeksiyonuna yönelik antibiyotik tedavisi
  • Beyin tümörü için kemoterapi veya cerrahi tedaviler
  • Travmaya yönelik tedavi yaklaşımları
  • Göz enfeksiyonları için ilaç tedavisi

Anizokori oluşmasına yol açan durum kullanılan ilaçlardan kaynaklanıyorsa, doktorunuz ilaçlarınızı değiştirebilir. Tedavi yaklaşımları altta yatan nedene bağlı olacaktır.

Farklı büyüklükteki göz bebekleri anizokori olarak isimlendirilir ve bu durumun oluşmasına yol açan birçok farklı neden olabilir.

Göz bebekleri arasındaki büyüklük farkı çoğunlukla zararsızdır. Bununla birlikte aniden ortaya çıkan anizokorinin ciddi bir nedenden kaynaklanabileceği unutulmamalıdır.

Anizokori Nasıl Önlenir?

Anizokorinin oluşumunu bazı durumlarda tahmin edemezsiniz veya önleyemezsiniz. Anizokori oluşma riskini azaltmak için şu adımları atabilirsiniz:

  • Göz bebeğinde büyüklük farkını farkettiğinizde tıbbi yardım almalısınız.
  • Temaslı ve riskli sporları yaparken kask takmalısınız.
  • Ağır makineleri kullanırken koruyucu giysiler kullanın.
  • Araç kullanırken emniyet kemerini takınız.

Anizokorik göz yapısını farkettiğinizde bir sağlık kuruluşuna giderek tıbbi yardım almalısınız. Doktorunuz durumunuza yol açan nedeni tespit etmeye çalışacaktır.

Anizokori tedavisi için sizlere önerilen tedavi planına uymalısınız. Bu sayede uzun vadeli görünüm iyileştirilir ve durumunuzun tedavisi kolaylaşır.

kaynağı değiştir]
  1. ^It is also seen in some people who consume Diphenydramine (brand name "Benadryl") for an extended period of time, or if an astringent eye drop like Visine is used in one eye and not the other, often in concurrence with the presence of contact lenses. van der Donck, I.; Mulliez, E.; Blanckaert, J. (2004), "Angel's Trumpet (Brugmansia arborea) and mydriasis in a child - A case report", Bulletin de la Société Belge d'Ophtalmologie 292: 53–56, ISSN 0081-0746

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır