Eskişehir'de Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Duran Demir, 15 dakika da yapılan bilekten anjiyo uygulamasıyla hastaların saat sonra evlerine gidebildiklerini söyledi.
Özel bir hastanenin Kadriyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Duran Demir yaptığı açıklamada, kalp hastalıklarının tanısı için yapılan klasik anjiyo sonrasında, hastaların 8 saat boyunca kum torbası ile hastanede yatmaları gerektiğini belirterek, "Ancak, 15 dakikada yapılan bilekten anjiyo uygulamasıyla hastalar saat sonra evlerine gidebiliyor" dedi.
Doç. Dr. Ahmet Duran Demir, kalp damarlarındaki hastalıkların teşhisini koymak amacıyla bilekten anjiyo yönteminin kullanıldığını belirterek, "Klasik anjiyoda kasık damarlarından içeri kateter sokularak kalp damarlarına ulaşılıyor. Bu işlemden sonra hastanın normal hayatına dönmesi uzun sürüyor. Çünkü işlemden sonra hastanın kasığındaki plastik aparat çekilerek yaklaşık 8 saat boyunca kum torbası konuluyor, baskı uygulanarak olası bir kanama önlenmeye çalışılıyor.
Hasta bu süre içinde sürekli olarak yatıyor. Uzun süre işine dönemiyor. Kum torbası çıkarıldıktan sonra da hasta topallayarak evine gidebiliyor. Oldukça zahmetli bir işlem. Anjiyonun sonunda bir de stent uygulaması yapılacaksa kan sulandırıcı ilaçların yan etkilerinin geçmesi amacıyla yaklaşık üç saat bekleniyor. Bu kum torbasının hastanın karnının üzerinde kalması, ızdıraplı bir süreç yaşanmasına neden olabiliyor. Kasıkta da bu sürede ağrılar sonrasında ise yüzde bir oranında şişmeler, kasıkta morarma görülebiliyor" diye konuştu.
Demir, bilekten yapılan anjiyoda el ve kolur kullanıldığını ifade ederek, "İşlemden önce hasta insülin enjektörüne benzeyen ince bir enjektör yardımıyla uyuşturuluyor. Kullanılan damar küçük olduğundan damara da küçük bir kılıf konuluyor. Hasta işlemden sonra bandaj hemen çekiliyor hasta da evine yürüyerek gidebiliyor. El damarları daha küçük olduğundan yüzde 90 hastada bu yöntem kullanılabiliyor. Anjiyo için damara yerleştirilen kılıflar işlemden sonra hemen çekiliyor. Basit bir bandajla hastayı saat içerisinde evine yolluyoruz. Hasta ertesi gün işine başlayabiliyor. Eğer bilekten anjiyo uygulamasından sonra stent takıldıysa hasta bir gün hastanede tutuluyor, stent takılmadıysa hemen evine gönderilebiliyor" şeklinde konuştu.
Anjiyo kalbi besleyen koroner damarları görüntülemek için yapılan bir tetkiktir. Görüntüleme için X-ışını kullanılır. Koroner anjiyo kalbe giden atardamarlarda bir daralma olup olmadığını görmek için yapılır. Bu yazıda anjiyo işlemini, nasıl yapıldığını ve neden yapıldığını öğreneceksiniz.
Koroner anjiyo, kısaca anjiyo olarak da bilinir, en sık yapılan kardiyoloji tetkiklerinden biridir. Anjiyo, girişimsel kardiyolog tarafından, anjiyo laboratuvarında yapılır. Kontrast denilen bir boya maddesi ince ve yumuşak kateterler yardımıyla koroner damara verilerek, X-ışını ile damar içinin görüntülenmesi sağlanır.
Anjiyo yıllar içirisinde teknik olarak gelişerek günümüzdeki halini aldı. Daha yumuşak ve ince kateterler ile el bileğinden de yapılabilmektedir. Çoğu merkezde hala kasıktan femoral arter denilen atar damar giriş yolu olarak kullanılıyor olsa da, el bileğinden yapılabilen hastalarda komplikasyon oranlarının azaldığı gösterilmiştir. Bilekten anjiyo aynı zamanda hastanın hemen işlemden sonra ayağa kalkabilmesine ve saat içerisinde taburcu olmasına izin verirken, kasıktan yapılan anjiyo ile hastanın kum torbası ile yaklaşık 6 saat yatakta yatması gerekmektedir.
Doktorunuz sizden aşağıdaki sebeplerden ötürü anjiyo yaptırmanızı isteyebilir:
Koroner anjiyo, yani kalp damarlarının görüntülenmesi için farklı teknolojiler ve farklı giriş yerleri vardır. Anjiyo giriş yerine göre de iki farklı yöntemle yapılabilmektedir:
Her iki yöntemle de tüm koroner damarlar aynı görüntü kalitesi ile görüntülenebilmektedir. Kalbi besleyen tüm koroner damarlar ve yan dalları bu iki yöntemle aynı boya maddesi ile, aynı düzeyde görüntülenir. Bilekten yapılan anjiyo koroner anjiyo laboratuarında bir girişimsel kardiyolog tarafından gerçekleştirilir. Lokal anestezi ile el bileği uyuştrulur. Sonrasında çok ince ve yumuşak kateterler bir tel üzerinden ilerletilir ve kalp damarlarına ulaşılır. Kontrast denilen boya maddesi azar azar enjekte edilerek koroner damarları spesifik olarak görüntülenmiş olur. İşlem süresi yaklaşık 10 dakikadır. Hasta işlem sonunda ayakta veya oturarak odasına alınır ve saat sonra taburcu edilir. Eğer kritik bir darlık tespit edildiyse, stent işlemine yine koldan devam edilir ve sonunda odasına yine ayakta veya oturarak alınır. Ertesi gün normal hayatına genellikle dönebilir.
Koldan anjiyo sırasında el bileğinizdeki atardamara ince, yumuşak plastik bir kılıf yerleştirilir. Bu kılıfın içinden yine yumuşak ve ince plastik kateterler vasıtasıyla kalp damarlarının çıkış yerine ilerletilir. Kontrast madde (anjiyo boyası) kateterin içinden enjekte edilir ve hareketli röntgen filmleri dijital ortamda kaydedilir. Prosedürün bu bölümüne koroner anjio denir. Bu görüntülere ek olarak bazı özel durumlarda ileri görüntüleme ve değerlendirme yöntemleri olan intravasküler ultrason (IVUS), optik koherans tomografi (OCT) veya fraksiyonel akım rezervi (FFR) ölçümleri de yapmak gerekebilir. Tüm bu işlemler lokal anestezi ile bilekten yapılmaktadır.
İlk kez yılında kullanılan bilekten anjiyo ’li yılların başında dünyada yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Artık çok daha ince ve yumuşak kateterlerle işlemin konforu daha da artmıştır.
El bileğinden yapılan anjiyo sonrası kanama komplikasyonları daha az gelişmektedir. Kasıktan yapılan anjiyografi sonrası hastanın 6 saat yatakta sırtüstü yatması önerilmektedir. Halbuki el bileğinden yapılan anjiyografi sonrası hasta hemen ayağa kalkabilmekte ve yaklaşık saat sonra evine taburcu olabilmektedir. Eskiden sadece anjiyografi için kullanılan bu yöntem balon anjiyoplasti ve stent girişimlerinde de yani kalp damarlarının tedavisinde de kullanılabilmektedir.
Bu yöntemden en çok faydalanan hastalar, kilolu olan, yatakta sırt üstü yatamayacak, ortopedik sorunları olan, prostat nedeniyle sık idrara çıkan dolayısıyla erken ayağa kalkması gereken hastalar, yaşlı hastalar ve kronik akciğer hastalığı olanlardır.
Doktorunuz hangi yöntem ile daha güvenli yapacağını düşünüyorsa o şekilde yapılmalıdır. El bileğinden anjiyo zaman içerisinde oldukça gelişmiştir. Bunun için özel malzemeler geliştirilmiştir. Kasıkta kullanılan malzemelerden daha ince yapılıdır.
El bileğinden anjiyonun en önemli avantajı, komplikasyon ihtimalini azaltmasıdır. Kasık bölgesinde oluşabilecek kanama ve şişme ihtimali el bileğinde yok denecek kadar azdır. Lokal anestezi ile yapıldığı için ağrısızdır.
Anjiyo yaklaşık 10 dakika sürer. Eğer el bileğinden yapıldıysa hemen ayağa kalkabilir ve saat içinde taburcu olabilirsiniz. Kasıktan yapıldığında en az saat yatakta istirahat etmeniz gerekir. Kum torbası ve sıkı bir bandaja ihtiyaç duyulur. Doktorunuzla anjiyo tekniğini konuşabilirsiniz
Anjiyo kararı mutlaka bir kardiyolog tarafından verilmelidir. Hastayı değerlendirdiğinde eğer kalp damar hastalığı şüphesi yüksek ise anjiyo yapılması çok önemlidir. Çünkü tanının kesinleşmesi için en iyi yöntemdir. Koroner damarların gözümüzle görülmesini sağlar. Tanının kesinleşmemesi veya ertelenmesi bazen bir kalp krizine sebep olabilmektedir. Bu nedenle kardiyoloğun önerdiği durumda anjiyo olunmaması en önemli riski oluşturmaktadır.
Anjiyo teknik olarak günümüzde oldukça gelişmiştir. Teknoloji de tecrübe de artmıştır. Bu sebeplerde planlı programlı yapılan anjiyo işlemlerinde sorun yaşanması, tecrübeli merkezlerde oldukça düşüktür. Kullanılan malzemeler ve teknoloji de sorun yaşanma ihtimalini azaltmaktadır. Ağrı olmaması için işlem öncesinde lokal anestezi kullanılmaktadır. Gerek el bileği anjiyosunda, gerek kasıktan yapılan anjiyoda mutlaka lokal anestezi yapılır.
El bileğindeki damar kasık bölgesine göre daha ince çaplı bir damar olması nedeniyle daha ince malzemeler kullanmak gerekir. Bu sayede çok konforlu işlemler gerçekleştirilebilir.
Pıhtı olmaması için işlemden önce mutlaka heparin denilen bir kan sulandırıcıtüm hastalara yapılmaktadır. Bu sayede anjiyoda bir pıhtı atma riski ortadan kaldırılabilmektedir.
Anjiyo giriş yerinde kanama olmaması için el bileğine özel şeffaf bir hava sistemli bandaj uygulanmaktadır. İçine hava enjecte edilen bir bandaj çok küçük olan anjiyo giriş bölgesine lokal baskı uygular. Şeffaf bir sistem olduğu için gözle de takip edilme kolaylığı vardır. Kan sızması bu sayede engellenir. saat sonra şeffaf bandaj çıkarılarak yerine elsatik, hafif baskı uygulayan bir bandaja geçilir. Kasık bölgesine standart uygulamada işlem sonunda birkaç dakika el ile manüel baskı uygulanır. Kanama durunca da bandaj yapılır ve üzerine kum torbası ile basınç uygulanır. Genellikle 6 saat sonra hasta ayağa kalkabilmektedir. Anack bu süre uzun ve bu süreç konforsuz olduğundan yeni bazı teknikler geliştirilmiştir.
Kasık kapatma cihazları denilen cihazlar yardımı ile kasıktaki damarın kanayan bölgesi 1 dakikalık bir işlemle kapatılmakta, el ile baskı ve kum torbası bu sayede gerekmemektedir. Hasta 1 saat sonra ayağa kalkabilmekte ve yatağında rahat hareket edebilmektedir. Bu sayede kanama riski de minimuma düşürülmüş oluyor.
Tecrübeli ellerde hastada ek bazı sorunlar da yoksa anjiyo esnasında kalp damarının yırtılması veya patlaması neredeyse yok denecek kadar az bildirilmektedir. Olası riskleri mutlaka doktorunuz ve hemşireniz ile daha ayrıntılı konuşmanızı öneririz.
Stent kalbi besleyen koroner damarlardaki darlıkları veya tıkanıklıkları kalıcı olarak açmak için, bir balon yardımıyla yerleştirilen esneyebilen çok ince tüp şeklinde metal ağlardır.
Stentler genellikle tıbbi kullanımlar için özel geliştirilmiş metal alaşımlardan oluşmaktadır. Bu metal alaşımların özellikleri değişebilmektedir. Yeni nesil stentler daha ince ve yuvarlatılmış narin metallerden yapılmaktadır. Çoğunlukla belli yüzeyleri polimerler ile kaplanmakta ve polimerlerin üzerinde de tekrar daralmayı önleyen ilaçlar içermektedirler. Bunlar ilaçlı stent olarak adlandırılırlar.
Kalbi besleyen koroner damarlar daraldığı zaman vücuda kan pompalayan kalp çalışmakta zorlanabilir. Kalp kasının güçlü çalışması için oksijene ihtiyacı vardır ve oksijen kalp kasına bu damarlar ile gelen kan ile ulaşmaktadır. Kalbin gücü azaldığında tüm vücudun kanlanması azalacak ve çabuk yorulmaya başlayacaksınız. Kalp yeterli oksijenlenmediğinde genellikle efor esnasında nefes nefese kalma veya göğüste sıkışma hissi oluşur.
Bu darlıklar kritik düzeydeyse açılması gerekmektedir. İlaç tedavisi tek başına bu darlıkları açamadığı için mekanik bir tedaviye ihtiyaç duyulur. Koroner damarları açmanın iki yolu vardır:
Stent ile günümüzde çoğu zor damar ameliyata ihtiyaç duyulmadan açılabilmektedir. “Stent mi by-pass mıdaha uygun olur?”, bu sorunun cevabı hastanın klinik durumuna ve bazı risk puanlamalarının sonucuna göre verilir.
Stent işlemi koroner damarın içine ilerletilen saç teli inceliğinde bir telin üzerinden özel bir ilerletici sistem ile gerçekleştirilir. Bir balon üzerine sıkıştırılarak yerleştirilmiş stent darlığın olduğu koroner damara ilerletilir ve tam darlığın olduğu noktaya, monitörlerde milimetrik olarak tespit edilerek implante edilir.
Günümüzde stent işlemi genellikle **anjiyo **ile birlikte aynı seansta yapılabilmektedir. Doktorunuz sizi bilgilendirip devam etmenin uygun olduğunu söyleyebilir.
Size aşama aşama stent işlemini anlatalım:
Kalbi besleyen koroner damarlar kritik düzeyde daraldığında açılması için 2 yöntem vardır:
Bu kararı verirken çok yönlü değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Anjiyofilminizi tecrübeli bir girişimsel kardiyolog ile tartışmanız bu noktada çok önemlidir. Klinik durumunuzu, koroner anatominizi ve koroner damar hastalığınızın yaygınlığına bakarak size en doğru tedavi seçeceğini sunacaktır.
Günümüzde kullanılan yeni nesil stentler ile by-pass ameliyatına eşdeğer sonuçlar çoğunlukla elde edilebilmektedir. Eskiden by-pass ameliyatının en büyük üstünlüğü koroner damarlarda tekrar daralma ihtimalinin daha düşük olmasıydı. Bu sonuçların by-pass lehine olduğu dönem stentlerin bu düzeyde gelişmediği ve üzerinde ilaç barındırmayan stentler kullanılması nedeniyleydi. ’li yılların başında ilaçlı stentlerin geliştirilmesi ve günümüzde 3. nesil stentler ile tekrar daralma ihtimalinin minimuma düşürülmesi ile birlikte stentler en az by-pass kadar başarılı sonuçlar elde etmiştir.
Stent ve by-pass ameliyatını genel anlamda karşılaştırmak gerekirse, stent koroner damarın içindeki darlığı açmaktadır. Yani bir tür restorasyon yapmaktadır. Bypass ameliyatında ise daralma olduğu gibi kalmakta, memeye veya bacağa giden damarlar alınarak daralmış bölgenin ilerisine dikilerek yedek yollar oluşturulmaktadır. Ancak çalışmalarda görülmektedir ki, özellikle bacaktan alınan damarlar kısa sürede daralıp tıkanabilmektedir. Meme damarları ise oldukça uzun ömürlü ve başarılıdır.
Stent işleminin en büyük avantajı, el bileğinden yapılabilmesi, hastanın işlem boyunca uyanık olması ve ertesi gün normal hayatına dönebiliyor olmasıdır. Bypass ameliyatında ise hastanın en az 5 gün hastanede kalması gerekmekte, genel anestezi ile yapılmakta ve nekahat döneminin yaklaşık gün civarında sürmesidir.
Kararın verilmesinde özel bazı puanlama sistemleri vardır. Girişimsel kardiyologlar SYNTAX skoru denilen bir risk puanlama programı ile anjiyo filminize bakarak hesaplama yapabilirler. SYNTAX skoru yüksek olanlarda by-pass ameliyatı daha iyi bir seçenek olabiliyor. Ancak hastanın ameliyat riski yüksekse, SYNTAX skoru yüksek olmasına rağmen stentleme işlemi yine de yapılabilir.
Tartışmalı durumlarda kalp konseyi denilen toplantılarda kardiyologlar ve kalp damar cerrahları en iyi tedavi seçeneğine ortak olarak karar verebilmektedir.
Stent işlemi koroner damarın içine ilerletilen saç teli inceliğinde bir telin üzerinden özel bir ilerletici sistem ile gerçekleştirilir. Bir balon üzerine sıkıştırılarak yerleştirilmiş stent darlığın olduğu koroner damara ilerletilir ve tam darlığın olduğu noktaya, monitörlerde milimetrik olarak tespit edilerek implante edilir.
Günümüzde stent işlemi genellikle **anjiyo**ile birlikte aynı seansta yapılabilmektedir. Doktorunuz sizi bilgilendirip devam etmenin uygun olduğunu söyleyebilir.
Size aşama aşama stent işlemini anlatalım:
Koroner damarlardaki darlıkları açmanın en etkili ve güvenilir yöntemi stent yerleştirmektir. Ancak mevcut kalp hastalığının getirdiği riskler ve işlemin bazı riskleri de vardır. Çoğunlukla stent işlemi mevcut riskinizi azaltmak için yapılmaktadır. Böylelikle iyileşme şansınız artacaktır. Ama işlem esnasında nadir de olsa bazı komplikasyonlar gelişebilir. Bunun önüne geçmenin en etkili yolu donanımlı bir merkezde, tecrübeli bir girişimsel kardiyologun bu işlemi yapmasıdır.
En sık gözlenen komplikasyon anjiyodaolduğu gibi giriş yerinde gözlenmektedir. Özellikle kasıktan yapılan işlemlerde kanama, morarma ve şişme gözlenebilmektedir. Bu nedenle el bileğinden yapılan işlemler daha avantajlıdır. Çünkü kanamanın çok kolay kontrol altına alınabildiği bir bölgedir. Stent işlemi öncesinde ve esnasında, pıhtı oluşmaması için yoğun kan sulandırıcı verilmektedir. Bu da kanamanın nispeten daha rahat gelişebildiği kasık bölgesinde kontrolsüz kanamalara neden olabilmektedir. Erken saptandığında baskı uygulayarak bu kanama durdurulabilmektedir, ancak nadiren bir ameliyat ihtiyacı da olabilir.
Bir diğer komplikasyon yine kasıktaki atardamarın balonlaşması ve anevrizma oluşturmasıdır. Buna psödoanevrizma denir. Kapatmak için ameliyatsız yöntemler olmakla birlikte, kapanmadığında cerrahi bir operasyon gerekebilir.
İşlem esnasında pıhtı oluşması bir diğer risktir. Ancak günümüzde tüm işlemlerde kan sulandırıcı ilaçlar kullanıldığında bu ihtimal de oldukça azalmıştır.
Koroner damarın yırtılması, hastaların zaman zaman telaffuz ettiği bir komplikasyondur. Özellikle ileri yaştaki hastaların damarları oldukça narin ve kırılgandır. Bazı hastalarda da ileri düzeyde kireçlenmeler görülebilmektedir. Bu damarlarda yüksek basınçla işlem yapıldığında yırtılma meydana gelebilir. Tecrübeli kardiyologlar bu ihtimali işlemden önce görebilmekte ve buna uygun teknikler ile tedavi sağlayabilmektedir. Örneğin çok kireçli bir darlık, yüksek basınçlı bir balondan ziyade, rotablatör denilen özel bir traşlayıcı cihaz ile ön işlemden geçirilerek balon ve stente hazırlanabilmektedir. Bu sayede yırtılma riski minimuma düşmektedir. Tam donanımlı bir laboratuvarda yırtılmayı kapatacak özel stentler bulunmaktadır. Çoğunlukla ameliyatsız çözülebilse de nadiren bir ameliyata da ihtiyaç duyulabilir.