Halk arasında kaygı bozukluğu olarak adlandırılan psikolojik rahatsızlığa verilen isim; anksiyetebozukluğu olarak literatürde yerini almıştır. Aslında günlük hayatımızda hepimiz anksiyete yaşamaktayız. Tabi günlük hayatımızda duyulan kaygılar her ne kadar normal olsa da aşırılık varsa o zaman, bu durum ilerlemeden önlem alınması gereklidir.
Anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerde yoğun şekilde ve süreklilik gösteren bir endişe hali gözlemlenmektedir. Anksiyete yaşayan kişiler gün içindeki rutin işleri yaparken bile korku duymaktadır. Ayrıca yaşanan panik atak krizleri de bu hastalığı gösteren önemli belirtilerdendir. Kısaca yaşanan bu aşırı kaygı, endişe ve panik olma hali günlük aktivitelerin yapılmasını sekteye uğratmaktadır. Zaman geçtikçe bu durumların kontrol edilmesi ve yönetilmesi de güçleşmektedir. Tabi bu hastalığın ilk semptomları çocukluk ve gençlik yıllarında başlar ve yetişkinliğe kadar devam eder. Yetişkinlik döneminin ardından ise bu durum azalma eğilimi göstermektedir.
Anksiyete hastalığı;
Kişi kendi iradesi ile önlemler alamazsa ilerleyen dönemde tıbbi müdahale gerekecektir. Bu konu hakkında kapsamlı bilgilere yazımızda sizler için yer verdik.
Endişe, kaygı ve bunalma gibi hislerin yoğun yaşandığı durumlara verilen genel tanımlamaya anksiyete denir. Mesela; günlük hayatımızda bir sınava girerken, yeni bir işe başlarken, farklı bir ortama girerken anksiyete durumu hissedilebilir. Aslında bu olaylarda yaşanan duygular her insanda görülebilecek durumlardır. Fakat sağlıklı bireylerde bunaltı veya endişe gibi hissettiğimiz bu durum git gide azalarak normalleşme gösterir. Anksiyete bozukluğu olan kişilerde ise bu durumlarda tam aksi gözlemlenir.
Günlük hayatımızda yaşadığımız olumsuz duygular, anksiyete yaşayan kişilerde rutin işleri bile sekteye uğratacak kadar etkilemektedir. Bu kişiler hissettikleri endişeler sebebiyle normal hayatlarına devam edemez hale gelebilirler. Özetle toparlarsak yoğun bunaltı duygusu ya da 6 aydan uzun süren anksiyete problemleri yaşamak anksiyete bozukluğunun belirtisi olabilir. Bu durumda önlemler alınarak ilerlemesine izin verilmemelidir.
Duygu durum bozukluğu olarak adlandırılan anksiyete, birçok durumda kendini gösterir. Yaygın olarak görülen anksiyete bozukluğunun başlıca belirtileri:
Hastalığın tedavisinin en doğru şekilde yapılabilmesi için öncelik, kaygı bozukluğu tetikleyicileri ve ortaya çıkış biçimini tespit etmektedir. Bu hastalık psikoterapi, davranışsal terapi ve çeşitli ilaçlar yoluyla tedavi edilmektedir. Tedavide en fazla bu üç yöntem kullanılmaktadır. Tabi hafif olan vakalarda psikoterapi ve aynı zamanda davranışsal terapi yeterli olabilmektedir.
Psikoterapi, uzun soluklu fakat etkili tedavi şeklidir. Kişideki anksiyetesinin boyutları belirlenerek tedavide kullanılacak yöntem belirlenir. Buradaki amaç hastanın duygularını kendi başına yönetebileceği bir aşamaya gelmesini sağlamaktır. Bunun için kişinin stresle başa çıkma yöntemleri geliştirmesi gereklidir. Ayrıca kendi davranış kalıplarını anlaması için de önemlidir.
Davranış terapisi kısa dönemli bir terapi şeklidir. Bu yöntem kanıta dayalı tedavilerdendir. Negatif ve irrasyonel düşünce kalıplarının değiştirilmesi ve panik atakların önüne geçilmesi yönlendirmelerinde yardımcıdır. Bu yöntem ile kişilere duygu yönetimi hakkında uygulanabilir beceriler kazandırılması amaçlanmaktadır.
Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler antidepresan, sakinleştirici etkisi taşımayan davranış düzenleyiciler ve kalp ritmini düzene koymak için beta blokerlar kullanabilmektedir. Uzman doktorlar tarafından verilen bu ilaçlar doktor kontrolünde başlanmalı ve bırakılmalıdır.
Anksiyete krizi geldiğinde yapılacak bazı hareketler ile duyguların önüne geçilebilmektedir. Öncelikle etrafınıza bakın ve gördüğünüz üç nesnenin ismini tekrar edin. Ardından duyduğunuz üç sesi sesli olarak söyleyin. Son olarak ise bileklerinizi, parmaklarınızı ve kolunuzu oynatın. Krizinin başladığını hissettiğiniz anda bu sıralamayı uygulamanız zihninizdeki kaygı dolu düşüncelerden kurtulmanıza ve sakinleşmenize yardımcı olacaktır.
Anksiyete, geleceğe odaklanan bir zihin bulanıklığıdır. Olacaklar hakkında kaygılanarak endişe duygusunu beslemek yerine kendinizi ana odaklamalısınız. Telaşa neden olacak bir şey olmadığını kendinize bilinçli şekilde hatırlatmalısınız. Hatta gerekirse gün içinde sizin belirleyeceğiniz bir saatte kaygılarınızı değerlendirmek için zaman ayırın. Bu şekilde aklınızda dolaşan senaryoları belirli bir saate sıkıştırarak geri kalan zamanınızı daha iyi hissederek geçirebilirsiniz.
Derin nefes egzersizleri yapmak da sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Çünkü anksiyete yaşayan kişiler genellikle en kötü olasılığa odaklanırlar. Bu düşüncelerinizin ne kadar gerçekçi olduğunu yeniden değerlendirmelisiniz. Korkularınızı yeniden değerlendirmek beyninizi kaygı veren düşüncelere karşı eğitebilmenizde yardımcı olacaktır.
Kendinizle baş başa kalmamaya çalmalısınız. Küçük bir yürüyüşe çıkarak, temiz havanın bol olduğu ortamlara giderek ya da dikkatinizi dağıtmanızı sağlayacak fiziksel işlerle meşgul olmanız size iyi gelecektir. Genel olarak kendimizi kötü hissettiğimizde bir parça çikolata ya da atıştırmalıklara elimiz gidebilir. Fakat kriz anında şekerli yiyecekleri tüketmemeye daha çok protein ağırlıklı beslenmeye dikkat etmelisiniz.
Sevdiğiniz bir dostunuzu ya da ailenizden birini arayarak konuşma yoluna gidebilirsiniz. Aklınızdakileri dile dökmek ve sesli şekilde düşünmek size iyi gelecektir. Karşınızdaki kişinin konuşmalarına ve size iyi gelecek sözleri duymaya kulaklarınızı kapatmamalısınız. Bunların yanı sıra araştırmalar, gülmenin anksiyeteyi azaltmakta etkili olduğunu göstermektedir. Anksiyete bozukluğu size huzursuzluk vermeye başladığında dikkatinizi komik bir videoyla uzaklaştırmak rahatlamanıza ve gülümsemenize yardımcı olacaktır.
Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler için anlık çözümler elbette önemlidir. Ama bunların yanında içinde bulundukları durumu bilinçli yönetmelerini sağlayacak psikolojik destek de oldukça önemli yer tutar. Tüm bunların bilincinde olarak kendinize en iyi gelecek yöntemi bulmak, hızla iyileşmenizi mümkün kılacaktır.
Sınavdan önce neden titrediğinizi veya iş görüşmesinden önce neden avuçlarınızın terlediğini hiç merak ettiniz mi? Bu endişeli duygular, vücudun kendisini önemli bir olaya hazırlamasının doğal bir yoludur. Olay başladığında nasıl sakinleştiğinizi de fark eder, daha kolay nefes almaya başlarsınız ve kalbiniz hızla çarpmayı bırakır. Böyle bir kaygı aslında sizi daha uyanık kıldığı için daha iyi performans göstermenize yardımcı olur. Bununla birlikte, bazı insanlar geçerli ve net bir neden olmaksızın kaygı veya kaygı atakları yaşar. Siz de endişelerinizi kontrol etmekte zorlanıyorsanız ve tekrar eden bu endişe duyguları günlük aktivitelerinizi yapmanızı etkiliyorsa bu bir anksiyete bozukluğu olabilir. Peki, anksiyete nedir?
“Anksiyete bozukluğu nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:
Anksiyete bir diğer adıyla kaygı, korku ve huzursuzluk hissidir. Huzursuz olmaya, terlemeye ve kalp atışının hızlanmasına neden olabilir. Örneğin, iş hayatınızda zor bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda ya da önemli bir karar verirken endişeli hissedebilirsiniz. Bu endişe sizde enerjinin artması ya da duruma daha fazla odaklanma gibi tepkiler yaratabilir. Ancak anksiyete de durum tam tersidir. Yani aşırı endişe yaratan durumlar karşısında ortaya çıkan korku geçmez ve bunaltıcıdır.
“Sosyal anksiyete nedir?” merak edilen konu başlıklarından bir diğeridir. Sosyal kaygı, bireyin toplum içerisinde yaşadığı kaygı ve korku durumlarını tanımlar. Toplum içerisinde yaşadığınız korku ve kaygıyı ölçmek istiyorsanız sosyal anksiyete testi yaptırabilirsiniz.
“Anksiyete krizi nedir?” sorusunun yanıtı bu durumun yarattığı belirtilerdedir. İşte anksiyete belirtileri:
Anksiyetede bedensel belirtiler:
Anksiyetede psikolojik belirtiler:
“Anksiyete nedir belirtileri?” sorusu kadar kimlerde daha sık görüldüğü de merak konusudur. Yapılan istatistiklere göre bu durumun kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha yüksek. Bunun yanında çocukluğunda ebeveynlerinin aşırı korumacı tavırlarına maruz kalmış ya da olumsuz bir çevrede sindirilmiş bir şekilde büyüyen kişilerde daha sık görülür. Yani bu durum çocuklukla sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Bireyin çocuklukta maruz kaldığı travmalar, olumsuzluk ve mutsuzluklar arttığında bu duygu durumunun yaşanma riski de aynı şekilde artar. Ek olarak ailede anksiyete olması da riski artırır çünkü bu kaygı bozukluğu genetik geçişli bir rahatsızlıktır.
“Anksiyete bozuklukları nedir?” diye merak ediyorsanız işte bu sorunun yanıtı:
“Anksiyete nedir nasıl geçer?” sorusu kadar bu durumun çocukluk döneminde nasıl kazanıldığı da merak edilenler arasında. Bu dönemdeki anksiyete nedir kısaca; çocukluk döneminde yaşanan travmalar, beynin korku işleme mekanizmasının hassaslaşmasına yol açar ve bireyin strese neden olan unsurlar karşısında fazla duyarlı olmasını sağlar. Bu dönemde ortaya çıkan kaygı bozukluklarında hem genetik hem de çevre etkilidir. Bu nedenle çocukluk dönemi iyi gözlemlenmeli ve kaygı bozukluğu belirtisinde mutlaka bir uzmandan yardım alınmalı.
Anksiyete bozukluğu diğer pek çok ruhsal zorun gibi nedeni anlaşılamamış bir durumdur. Bu durum bazı bireylerde aşırı travmatik bir durum sonrasında gelişebilirken bazı bireylerde sebepsiz ortaya çıkabilir. Yaygın olarak görülen anksiyete, beyinde bulunan bazı kimyasalların (serotonin ve neropinefrin) dengesizleşmesi sonucunda görülür. Bu duruma ayrıca vücudun biyolojik süreci, genetik ve çevresel deneyimler de eşlik eder. Bu nedenle tüm bu faktörler anksiyete tedavisi sürecinde bir bütün olarak değerlendirilir.
“Anksiyete ne demek?” sorusu kadar bu rahatsızlığın tanısının nasıl konulduğu da merak edilenler arasında. Kişinin sürekli olarak yaşadığı kaygılı düşünceler hem günlük hayatını hem de sosyal çevresini etkilemeye başladıysa alanında uzman biri tarafından anksiyete testleri uygulanmalı ve doğru tanı konulmalıdır. Ardından gerekli görüldüğünde anksiyete ilaçları verilmelidir.
“Anksiyete nasıl geçer?” diye merak ediyorsanız bu durumun ilaç ve terapi ile tedavi edilebildiğini bilmelisiniz. Bu nedenle anksiyete bozuklukları için mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır. Tedavide kullanılan anksiyete ilacı ile kaygı semptomlarının giderilmesi amaçlanır. Konuşma ve bilişsel davranışçı terapi ile de kişide olumlu düşünceler öğrenilir.
Anksiyete belirti gösteren bir durumdur. Bu nedenle belirtilerle ortaya çıkan anksiyete krizi durumunda yapılabilecek bazı yöntemler bulunur. Anksiyete bozukluğu olanların yorumları ve uzman görüşlerinin sunduğu yöntemler:
Kaygınızın bir bozukluk olup olmadığını görmek için kullanabileceğiniz hızlı bir kontrol listesi:
Düzenli kaygı
Anksiyete bozukluğu
“Anksiyete nedir psikoloji alanında nasıl test edilir?” sorusu da merak edilenler arasında. Kaygı durumu ile doktora başvuran kişiler hem mental hem de fiziksel olarak detaylı incelenir. Bu incelemede kişinin yaşadığı duruma neden olabilecek madde kullanımı ya da tıbbi bir rahatsızlık araştırılır. Ardından hasta ile düşünceleri, duyguları ve davranışları hakkında soru cevap şeklinde anksiyete testi yapılır. Bu teste verilen cevaplar neticesinde de tedavi süreci başlatılır.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “monash.pw” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, monash.pw web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Yaygın anksiyete bozukluğu, belirgin bir sebep olmaksızın kişinin günlük hayatıyla ilgili aşırı ve abartılı bir endişe duyması ile karakterize bir psikiyatrik durumdur. Yaygın anksiyete bozukluğu belirtilerine sahip bireyler, her zaman bir felaket bekleme eğilimindedir ve sağlık, para, aile, iş veya okul hakkında endişelenmekten kendilerini alamazlar. Herkes, ara sıra kaygı ve endişe hisseder ve bunun için haklı sebepleri olabilir. Ancak anksiyete bozukluğu olan kişilerde endişe genellikle gerçekçi değildir veya endişe edilen durumla orantısızdır. Kişinin günlük yaşamı sürekli bir endişe, korku ve dehşet hali içinde geçer. Hissedilen bu kaygı, sonunda kişinin düşüncesine o kadar hakim hale gelir ki kişi; iş yerinde, okulda, sosyal ortamlarda ve ilişkilerinde rutin şeyleri dahi yapmakta zorlanmaya başlayabilir. Bununla birlikte rahatsızlığın çeşitli tedavi yöntemleri yardımıyla kontrol altına alınması mümkündür.
Genel anksiyete bozukluğu, sıklıkla kişinin iç stresi ile baş edememesi sonucunda gelişir. Yapılan araştırmalara rağmen rahatsızlığın kesin nedeni henüz tespit edilememiştir. Bununla birlikte pek çok ruh sağlığı hastalığında olduğu gibi, yaygın anksiyete bozukluğunun da biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimine sekonder olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu faktörler şu şekilde sıralanabilir:
Sayılan bu faktörlerin yanı sıra anksiyete bozukluğu toplumun bazı kesimlerinde daha çok görülür. Örneğin, kadınlarda erkeklere oranla daha sık ortaya çıkma eğilimindedir. Bekarlar ve eğitim seviyesi düşük bireylerde de daha sıktır. Yine kişinin geçmiş hayatında yaşadığı travmatik deneyimler de kaygı düzeyini negatif yönde etkiler. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler, çocukluk döneminde ya da yakın zamanda travmatik veya olumsuz tecrübeler yaşamış olabilirler. Mizaç olarak içine kapanık ve negatif bakış açısına sahip kişilerde de anksiyete gelişme riski daha fazla olabilir. Stresli bir çevrede yaşıyor olmak ve kronik bir hastalığı bulunmak, kaygı bozukluğu sıklığında artışa yol açabilir.
Psikiyatrist ya da psikolog gibi ruh sağlığı uzmanları, yaygın anksiyete bozukluğu teşhisi koymak için Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı adı verilen kılavuzdaki tanı kriterlerini kullanırlar. İngilizce "The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorder" ya da kısaca DSM (Güncel baskısı DSM-5) olarak adlandırılan bu kılavuzda genel anksiyete bozukluğu için yer alan tanı kriterleri şu şekilde sıralanabilir:
Ek olarak en az altı ay boyunca aşağıdaki belirtilerden üç veya daha fazlası da kişide mevcuttur:
Eğer kendinizde ya da yakınınızda yaygın anksiyete bozukluğu belirtileri gözlemliyorsanız tanı için yakınınızdaki bir sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz. Anksiyete bozukluğu için destek talep edeceğiniz Psikiyatri uzmanı öncelikle size belirtileriniz ile ilgili sorular sorar ve fiziksel muayene yapar. Daha sonra semptomlarınıza neden olan fiziksel tıbbi bir durum ve madde kullanımı olmadığından emin olmak için bazı testler yaptırmanızı isteyebilir. Bu testler şunları içerebilir:
Yaygın anksiyete bozukluğunun ana semptomu, günlük hayattaki durumlar hakkında aşırı ve sürekli endişe duyma halidir. Bu devam eden endişe ve gerginliğe aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı fiziksel belirtiler de eşlik edebilir:
Yaygın anksiyete bozukluğu, altta yatan başka bir tıbbi durumdan kaynaklanmıyorsa bir psikiyatri uzmanı ya da psikolog desteği ile tedavi edilebilir. Tedavi, sıklıkla ilaç ve bilişsel davranışçı psikoterapinin kombinasyonu şeklinde uygulanır. Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemler şunlardır: