Anlatım bozuklukları, kelimelerin yanlış anlamlarda ve yanlış şekillerde kullanılmasından dolayı meydana çıkmaktadır. Çok sık şekilde kullanılmakta ve Türkçeye zarar vermektedirler. Anlatım bozukluklarından kaçınarak çok daha sağlıklı şekilde konuşabilmek mümkündür. 7. sınıf düzeyinde Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı bu yazıda!
Cümle, duydu ve düşünceleri iletmeye yarayan en iyi ve en mükemmel araçtır. Ancak bu temel araç doğru , duru ve açık olmazsa anlaşmayı sağlayamaz.
İyi bir cümle, anlatım bozukluğunun olmadığı, duygu ve düşünceleri doğru, duru ve açık biçimde ileten cümledir. Yani dil bilgisi kurallarına uygun, noktalaması tam, kolayca anlaşılabilen, yanlış anlaşılmalara yol açmayan yargılardır bunlar.
Kısaca iyi bir cümlenin nitelikleri şunlardır:
Cümlenin dil bilgisi kurallarına uygun olması özelliğidir.Doğru bir cümlede:
– yüklem eksikliği,
– yüklemler ve ögeler arasında herhangi bir yönden uyuşmazlık,
– gerekli olduğu halde yazılmayan özne ve herhangi bir tümleç eksikliği,
– en fazlalığı ya da eksikliği,
– iyelik karmaşası,
– tamlama yanlışı,
– ek yanlışlığı bulunmaz.
Cümlede gereksiz sözcük ve söz bulunmadı özelliğidir. Duru bir cümlede ne bir sözcük fazla ne de bir sözcük eksik olur. Yani duru bir cümleye herhangi bir sözcük eklenemez ondan herhangi bir sözcük çıkarılamaz.
Cümlenin kolayca anlaşılabilir ve kavranabilir olması özelliğidir. Açıklık özellikle sözcüklerin seçimi ve kullanımıyla ilgilidir.
Açık bir cümlede:
– yanlış anlamda kullanılmış sözcük,
– yanlış yerde kullanılmış sözcük ya da söz,
– anlamca çelişen sözcük ya da sözler,
– yapısı bozulmuş sözcükler,
– noktalama yanlışı ya da eksikliği,
– mantığa aykırılık olmaz.
Bir cümlede anlamları aynı olan sözcüklerin bir arada kullanılması gereksiz sözcük kullanımına yol açar.
Örnekler:
Aşağı yukarıyaklaşık 40 kalemi var. (“Aşağı yukarı” ve “yaklaşık” sözcükleri eş anlamlıdır.)
Bir cümlede sözcüklerden birinin anlam olarak diğer sözcüğü karşıladığı durumlarda gereksiz sözcük kullanımı ortaya çıkar.
Bu konudaki düşüncelerinizi ve fikirlerinizi almak istiyorum. (“fikirlerinizi” ve “düşüncelerinizi” kelimeleri aynı anlamı taşımaktadır. O yüzden fikirlerinizi sözcüğü çıkarıldığında anlam değişmez.)
Tam beş yıla yakın bir zaman boyunca onunla konuşmadı (cümlesine bakacak olursak, burada “tam” ve “yakın” kelimelerinin aynı anda kullanıldığını görüyoruz. ) 3 Yıla yakın mı 3 yıl mı belli değil. Tam sözcüğü çıkarıldığında cümle anlamlı olur.
Yaklaşık üç yıl kadar Denizli’de görev yaptık. ( cümlesinde sayı sözcüğünün yanında “kadar” edatı kullanılmıştır.) Sayıların yanında kullanılan “kadar” edatı “yaklaşık” anlamı için kullanılır. Bu nedenle “yaklaşık” veya “aşağı yukarı” gibi ifadelerin kullanılmasına gerek yoktur.
Örnek soru:
Aşağıdakilerden hangisinde anlatım bozukluğunun nedeni diğerlerinden farklıdır?
A) Dışarıya ihraç edilen ürünler arasında ilk sırayı çekyat alıyor.
B) Bir hafta önce aldığım telefonu geri iade edeceğim.
C) İki kardeşten en büyüğü, bu yıl üniversiteyi kazanmış.
D) Emir, sınıfın başarılı öğrencilerinden biridir.
Çözüm:
Dışarıya ihraç edilen ürünler arasında ilk sırayı çekyat alıyor. (Cümlesinde dışarı ve ihraç kelimeleri aynı anlamda kullanılmıştır. Dışarıya kelimesi çıkarıldığında anlam değişikliği olmaz.)
Bir hafta önce aldığım telefonu geriiade edeceğim. (Cümlede geri (geri vermek) ve iade etmek eş anlamlıdır. Geri vereceğim yada iade edeceğim şeklinde olursa anlam değişikliği olmaz.)
İki kardeşten enbüyüğü, bu yıl üniversiteyi kazanmış. (Cümlede zaten iki kardeşten bahsediliyor en ve büyük kelimeleri anlatım bozukluğuna neden olmuştur. en çıkarıldığında düzelir. )
D şıkkında anlatımı bozan gereksiz bir kelime yoktur.
Örnek Soru:
Algılama düzeyi, insandan insana göre değişir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) İkilemenin yanlış kullanılmasından
B) Gereksiz yere edat kullanılmasından
C) Yüklemin geniş zaman kipine göre çekimlenmesinden
D) Kelimenin yanlış yerde kullanılmasından
Bu tip anlatım bozukluklarının bulunduğu cümlelerde vurgulanmak istenen düşünce, atasözü veya deyimle daha da kuvvetlendirilmeye çalışılır. Ancak anlatılmaya çalışılan düşünce ile kullanılan atasözü veya deyim anlam olarak birbiriyle aynı düşünceyi ifade etmemektedir. Ayrıca atasözleri ve deyimlerin kalıplaşmış anlamları vardır, bu yüzden cümlede kendi anlamlarının dışında kullanıldıklarında da anlatım bozukluğuna sebep olur.
Örnekler:
Kadıncağız öyle kötü bir adamla karşılaşmış ki dostlar başına.
(Dostlar başına : iyi dilek sözü)
(Düşman başına: kötü dilek sözü)
Ak akçe, kötü (kara) gün içindir.
Deyim ve atasözleri kalıplaşmış oldukları için sözcüklerin yerleri değiştirilemez ve mevcut sözcüklerin yerine başka bir sözcük kullanılamaz. Parantez içindeki kelimeler doğrusu olup anlatım bozukluğunu giderecek kelimelerdir.
Örnek:
Çocukların gürültüsünden rahatsız olunca hepimizi kafasından savdı. (başından)
Baştan tırnağa muayene olmuştu. (ayağa)
Örnek soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) Nerde olursan ol mutlaka bana izin ver.
B) O kadar üzgündü ki, etekleri zil çalıyordu.
C) Bu hüznü sırtımda taşımaktan yoruldum.
D) Sana anlatmam gereken şeyler vardı.
Anlamı iyi bilinmeyen; eş anlamlarıyla aynı kökten türemiş benzerleriyle karıştırılan sözcükler anlatım bozukluğuna yol açar. Bazı sözcükler vardır ki her cümlede kullanılmaz.
O halde bu türden sözcükler, kullanılmaması gereken yerde kullanılırsa sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından doğan anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
“Bugün biyoloji öğretmeninin yazılı yapma olanağı var.”
“Olanak” sözcüğü “imkan” anlamında kullanılır. Burada “olanak” sözcüğü yerine “olasılık” sözcüğü kullanılmalıdır.
O halde cümle;
“Bugün biyoloji öğretmeninin yazılı yapma olasılığı var.” biçiminde olmalıdır.
Senin sayende babamdan azar işittim. (yüzünden)
Ahmet Bey’in referansı yüzünden işe alındım. (sayesinde)
Örnek soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasının neden olduğu bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Rüzgarın yardımıyla yangın daha da genişledi.
B) Çifte Minareyi görüp de ona hayran olmamak mümkün değildi.
C) Yaşadığı sürece kimseden yardım görmemişti.
D) Kızılay’ın gönderdiği yardım Afrika’ya ulaştı.
Anlamca çelişen sözcüklerin, aynı yargıya bağlı olarak birlikte kullanılması anlatımı bozar. Özellikle, olasılık ve kesinlik bildiren sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklanan yanlışlıklar anlatım bozukluğuna neden olmaktadır.
Mutlaka bugün buraya uğrayabilir.
Bu cümlenin yüklemi “ihtimal” anlamında, “mutlaka” kelimesi kesinlik ifade etmektedir. Bu yüzden iki söz cümleye anlatım bozukluğu katmaktadır.
Örnekler:
Yaklaşık üç yıl kadar Denizli’de görev yaptık.
Murat’la görüşmeyeli aşağı yukarı iki üç sene oldu.
Galiba bu kez beklediği ilgiyi görmeyebilir.
Lisedeki arkadaşıyla saatlerce karşılıklı yazıştı.
Örnek soru:
Yazarların kadınlardan kesinlikle daha iyi bildiği tek gerçek de budur herhalde.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özne – yüklem uyuşmazlığı
B) Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
C) Noktalama yanlışlığı
D) Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması
Sözcüklerin (özellikle sıfatların ve zarfların) yanlış yerde kullanılması anlam belirsizliğine yol açar.
“Doktor olarak doğduğu köye atanmış.” cümlesinde “doktor olarak” sözünün yeri anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Doğru cümle;
“Doğduğu köye doktor olarak atanmış.” biçiminde olmalıdır.
Örnekler:
Bu yemek fazla dışarıda kaldığı için bozulmuş.(Y)
Bu yemek dışarıda fazla kaldığı için bozulmuş (D)
Alt katı iki üniversiteli genç kiraladı. (Y)
Alt katı üniversiteli iki genç kiraladı. (D)
Örnek soru:
Yeni eve geldim ki arkadaşım aradı.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesne eksikliği
B) Özne-yüklem uyumsuzluğu
C) Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
D)Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
7. Sınıf Türkçe Konuları için tıklayınız
7. Sınıf Anlatım Bozuklukları, 7. Sınıf Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı, Anlatım Bozuklukları
Anlatım bozuklukları, anlamsal (anlama dayalı) bozukluklar ve yapısal (yapıya dayalı) bozukluklar olmak üzere iki temel başlıkta incelenir. Anlatım bozuklukları konusuna 7. sınıfta anlam bakımından anlatım bozukluklarıyla giriş yapıyoruz. Bu konuyu da şu 7 başlık altında inceleyeceğiz:
BAŞLAMADAN ÖNCE
Anlamsal anlatım bozuklukları konusuna geçmeden önce eş anlamlı kelimeler ve deyimler konularında eksiğiniz varsa bunları gidermeniz bu konuyu anlamanızı kolaylaştıracaktır.
Cümlede gereksiz sözcüğün kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.
İPUCU
Bir cümledeki bir sözcüğün gereksiz olup olmadığını o sözcüğü cümleden çıkararak anlayabiliriz. Bir sözcük cümleden çıkarıldığında, cümlenin anlamında ve anlatımında bir bozulma veya daralma olmuyorsa o sözcük gereksizdir.
Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları iki şekilde oluşur:
Aynı anlama gelen sözcüklerin veya söz gruplarının bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
ŞARKIDAN ÖRNEK
✦ Olsun, kırık kalbinin aşkı benim olsun
Bu sefer gönlün bana razı olsun
Olsun, olsun
Sana bana hediye, armağan olsun
Bu şarkıda hediye ve armağan sözcükleri eş anlamlıdır. Aynı anlama gelen sözcükler bir arada kullanıldığı için burada anlatım bozukluğu yapılmıştır. İki kelimeden biri çıkarılarak anlatım bozukluğu düzeltilebilir.
ÖRNEKLER
✦ Bugün hava sıfırın altındaeksi beş dereceymiş. (yanlış)
cümlesinde sıfırın altında ve eksi ifadeleri aynı anlama gelmektedir. Bu yüzden, cümlede ikisinin bulunmasına gerek yoktur. Bu durumda cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
✧ Bugün hava sıfırın altında beş dereceymiş. (doğru)
✧ Bugün hava eksi beş dereceymiş. (doğru)
✦ Evin birçok masrafı var. Meselaörneğin kiralar, faturalar, market harcamaları… (yanlış)
cümlesinde mesela ve örneğin sözcükleri aynı anlama gelmektedir. Bu iki sözcük de aynı anlama geldiğine göre, cümlede ikisinin bulunmasına gerek yoktur. Cümlenin doğru hali şöyle:
✧ Evin birçok masrafı var. Mesela kiralar, faturalar, market harcamaları… (doğru)
✧ Evin birçok masrafı var. Örneğin kiralar, faturalar, market harcamaları… (doğru)
✦ Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı henüz. (yanlış)
cümlesinde hâlâ ve henüz sözcükleri eş anlamlıdır. İki sözcük de “şimdiye kadar” anlamındadır, iki sözcük de aynı anlamı karşıladığına göre, biri gereksizdir, çıkardığımızda cümlenin anlamında bir daralma olmaz. O hâlde cümleyi iki şekilde oluşturabiliriz:
✧ Yetkililer hâlâ bir açıklama yapmadı. (doğru)
✧ Yetkililer bir açıklama yapmadı henüz. (doğru)
✦ Hükümet, bu kanunu Meclis’ten aynen, olduğu gibi geçirmek istiyor. (yanlış)
✧ Hükûmet, bu kanunu Meclis’ten olduğu gibi geçirmek istiyor. (doğru)
✧ Hükûmet, bu kanunu Meclis’ten aynen geçirmek istiyor. (doğru)
Çocuk, , merdivenden düşecekti.
✧ Çocuk, az kalsın merdivenden düşecekti.
✧ Çocuk, neredeyse merdivenden düşecekti.
Herkesin , daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.
✧ Herkesin sağlığına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.
✧ Herkesin sıhhatine daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.
Bir sözcüğün ifade ettiği anlamın, cümledeki bir ekin veya başka bir sözcüğün içinde bulunması anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEKLER
✦ Kardeşim soruları hemen çözüverdi. (yanlış)
cümlesinde böyle bir kullanım söz konusudur. “Hemen” ile “çözüverdi” sözcükleri eş anlamlı değildir. Ancak “çözüverdi” eyleminde “tezlik, hemen yapma” anlamı vardır. Eylemde bu anlam olduğuna göre cümlede tekrar “hemen” sözcüğünün kullanılmasına gerek yoktur:
✧ Kardeşim soruları çözüverdi. (doğru)
✦ Üniversiteyi kazandığı için sevinçtenetekleri zil çalıyordu. (yanlış)
Bu cümledeki “etekleri zil çalmak” deyimi ” çok sevinmek” anlamındır. Dolayısıyla cümlede tekrar “sevinçten” sözcüğünün kullanılmasına gerek yoktur:
✧ Üniversiteyi kazandığı için etekleri zil çalıyordu. (doğru)
✦ Okula her gün iki kilometre yayayürüyerek giderdi.
cümlesinde “yaya” ve “yürüyerek” sözcüklerinin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “yürümek” sözcüğünde “yaya” anlamı zaten vardır. Öyleyse cümleyi şöyle söyleyebiliriz: “Okula her gün iki kilometre yürüyerek giderdi.”
✦ Almanya’daki arkadaşımla karşılıklı mektuplaşırız. (yanlış)
cümlesinde anlatım bozukluğu vardır. Burada “karşılıklı” sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Çünkü “mektuplaşmak” eylemi zaten “karşılıklı” yapılır. Bu sözcükte “karşılıklı” anlamı olduğuna göre aynı sözcüğü cümlede tekrar etmek yanlıştır:
✧ Almanya’daki arkadaşımla mektuplaşırız. (doğru)
✦ Kimseyle paylaşmadığı gizlisırları varmış. (yanlış)
✧ Kimseyle paylaşmadığı sırları varmış. (doğru)
✦ Yarışmaya arkadaşımlabirlikte katıldık. (yanlış)
✧ Yarışmaya arkadaşımla katıldık. (doğru)
✦ Ünlü futbolcu BJKkulübüne transfer oldu. (BJK:Beşiktaş Jimnastik Kulübü) (yanlış)
✧ Ünlü futbolcu BJK’ye transfer oldu. (doğru)
Bir cümleden iki farklı ve birbirinin tersi anlamın çıkarılabilmesi anlatım bozukluğuna sebep olur.
ÖRNEKLER
✦ Elbette Selim de ağabeyleri ile gitmiş olabilir.
Bu cümlede elbette sözcüğü kesinlik bildirirken olabilir sözcüğü ihtimal bildirmektedir. Oysaki bir cümlede ya kesinlik ya da ihtimal anlamı olmalıdır. Cümlede ikisi de olduğundan çelişkili anlatım söz konusu. Bu cümle iki şekilde düzeltilebilir: “Elbette Selim de ağabeyleri ile gitmiştir.” “Selim de ağabeyleri ile gitmiş olabilir.”
✦ Tamüç yıla yakın bir zaman insanlık dramı yaşandı burada.
Bu cümlede tam ve üç yıla yakın bir zaman sözleri çelişkili anlatıma yol açmıştır. Cümlenin doğru kullanımı şöyle olmalıdır: “Üç yıla yakın bir zaman, insanlık dramı yaşandı burada.”
Sözcüklerin anlamları iyi bilinmelidir. Cümlenin anlam bütünlüğüne uymayan yanlış bir kelime kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEKLER
✦ Türkiye’de birçok göl kuraklık tehlikesi yaşıyor.
cümlesinde “kuraklık” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü bu sözcük “toprak için nemi olmayan, çorak” anlamında kullanılır. Cümlede ise topraktan değil, gölden söz edilmiş. Öyleyse göllerde suyun çekilmesi söz konusu olabilir. Bu da “kuruma” sözcüğü ile anlatılabilir. Bu durumda cümlenin doğru şekli şöyle olacaktır: “Türkiye’de birçok göl kuruma tehlikesi yaşıyor.”
✦ Öğretmen, konuyu en ayrımına kadar anlatmıştı.
cümlesinde “ayrım” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. “Ayrım” sözcüğünde “başkalık, fark” anlamı vardır. Cümlede anlatılmak istenen bu anlam değildir. Konunun detaylarının da anlatıldığı anlamı verilmek isteniyor cümlede. Bu anlam “ayrıntı” sözcüğü ile sağlanabilir. Demek ki “ayrıntı” sözcüğü yerine “ayrım” sözcüğü kullanılarak yanlışlık yapılmıştır: “Öğretmen konuyu en ayrıntısına kadar anlattı.”
✦ Yaş geliştikçe yalnız çevrenizdekilere değil, memleketinize de yardım aşkıyla yanıyorsunuz.”
cümlesinde “gelişmek” sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü yaş gelişmez, ilerler. Bu nedenle cümlenin doğrusu şu şekilde olmalı: “Yaş ilerledikçe yalnız çevrenizdekilere değil, memleketinize de yardım aşkıyla yanıyorsunuz.”
✦ Politika konusunda gençleri azımsamak doğru değildir.
cümlesinde “küçümsemek” sözcüğünün yerine “azımsamak” sözcüğü kullanılarak anlatım bozukluğu yapılmıştır. Çünkü “azımsamak “ile” küçümsemek” sözcükleri farklı anlamlar taşımaktadır. “Azımsamak”ta bir şeyi sayıca az bulmak söz konusudur. “Küçümsemek” sözcüğü ise bir şeyin niteliği ile ilgilidir. Bu sözcükte bir şeye değer vermemek, onu küçük görmek anlamı vardır. Cümlenin doğrusu şöyle olacaktır: “Politika konusunda gençleri küçümsemek doğru değildir.”
✦ Herkes, petrol ücretlerinin yüksekliğinden yakınıyor.
cümlesindeki “ücret” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü “ücret” sözcüğünde iş gücünün karşılığı olan para anlamı vardır. Bu sözcük yerine “fiyat” sözcüğü getirilmelidir. Bu, bir şeyin para karşılığı değerini ifade eder: “Herkes, petrol fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyor.”
✦ Düzenlenen etkinlikte toprağa yüzlerce fidan ekildi. (yanlış)
✧ Düzenlenen etkinlikte toprağa yüzlerce fidan dikildi. (doğru)
✦ Çevresindekilerle rahat iletişim kuramayan çekimser biriydi.(yanlış)
✧ Çevresindekilerle rahat iletişim kuramayan çekingen biriydi. (doğru)
Cümledeki sözcüklerin doğru yerde kullanılmaması, söylenmek istenenin karşıtı bir anlamın ortaya çıkmasına ya da cümlenin anlaşılmamasına yol açar.
ÖRNEKLER
✦ Yeni okula geldim ki ders zili çaldı.
cümlesinde “yeni” sözcüğü yanlış yerde kullanıldığından cümlenin anlamı da bozulmuştur. Cümlede anlatılmak istenen “okulun yeniliği” değildir. Aslında birinin “okula vardığı sırada” zilin çalması anlatılmak istenmiştir. Öyleyse cümlenin doğru şekli şöyle olmalıdır: “Okula yeni geldim ki ders zili çaldı.”
✦ Çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.
cümlesinde “çok” sözcüğünün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede “çok” sözcüğü “sınıf” sözcüğünden önce kullanıldığı için sanki öğrenciler değişik sınıflarda bulunmuşlar da onun için sıkılmışlar anlamı çıkmıştır. Halbuki cümlede öğrencilerin bir sınıfta “uzun süre bulunması” anlatılmak istenmiş. Cümlenin doğru şekli şöyle olmalıdır: “Sınıfta çok duran öğrencinin elbette canı sıkılır.”
✦ Fizik dalında yapılan yarışmada ülkemizi üç üniversiteli genç temsil edecek.
cümlesinde sözcüğün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Bu cümlede “üç” sözcüğü yanlış yerde kullanılmış, bu nedenle yanlış bir anlam oluşmuştur. Cümlede asıl anlatılmak istenen, “üniversiteli üç genç”tir; ancak “üç” sözcüğü yanlış yerde kullanılınca cümleden “üç tane üniversite bitirmiş genç” anlamı çıkıyor. Bu nedenle “üç” sözcüğü “genç” sözcüğünden önce kullanılmalıdır: “Fizik dalında yapılan yarışmada ülkemizi üniversiteli üç genç temsil edecek.”
✦ Her kapıdan giren otobüs durağını soruyor. (yanlış)
✧ Kapıdan her giren otobüs durağını soruyor. (doğru)
✦ Kimliksiz sınava girilmez. (yanlış)
✧ Sınava kimliksiz girilmez. (doğru)
Deyimler kalıplaşmış ifadelerdir ve deyimler bu kalıplaşmış anlamları çerçevesinde kullanılır. Kalıplaşmış belli bir anlamı karşılayan deyimin başka bir anlamda kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEKLER
✦ Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.
cümlesinde “göz yummak” deyimi yanlış anlamda kullanılmıştır. Bu, “kusurlarını hoş karşılamak, görmezlikten gelmek” anlamında bir deyimdir. Yukarıdaki cümlede ise “kusur” yok, bir kişinin iyilikleri var. Bu nedenle “göz yummak” deyimi yanlış kullanılmıştır: “Onun bize yaptığı iyiliklere minnettar kaldık.”
✦ Müfettişlerin geleceğini öğrenen müdürün etekleri zil çalıyordu.
cümlesinde “etekleri zil çalmak” deyiminin yanlış kullanılmasından kaynaklanan bir anlatımn bozukluğu vardır. “Etekleri zil çalmak”, çok sevinmek, işleri yolunda olmak anlamında bir deyimdir. Bu deyimin yerine “etekleri tutuşmak” deyiminin kullanılması gerekir. “Etekleri tutuşmak” çok heyecanlanmak anlamında bir deyimdir. Doğrusu: “Müfettişlerin geleceğini öğrenen müdürün etekleri tutuştu.”
✦ Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların canı burnuna gelmişti.
cümlesinde “canı burnuna gelmek” deyiminin yanlış kullanılmasından doğan bir anlatım bozukluğu vardır. Çünkü cümlede büyük bir tehlike ile yüz yüze gelme anlatılmaktadır. Ama bu yanlış bir deyimle ifade edilmiştir. Çünkü “canı burnuna gelmek” deyimi “çekilen sıkıntıların dayanılmaz hâle geldiği durumlar” için kullanılır. Doğrusu: “Şoför hatalı sollama yapmış, bütün yolcuların yüreği ağzına gelmişti.”
✦ Arkadaşını sakinleştirmesi gerekirken ateşe körükle gidiyordu. (yanlış)
✧ Arkadaşını sakinleştirmesi gerekirken yangına körükle gidiyordu. (doğru)
Kişilerden ya da onlarla ilgili durumlardan söz ederken, o kişilerin yerini tutan zamirleri kullanmayız. Bundan dolayı cümlede kişi bakımından bir belirsizlik ortaya çıkar. Anlam belirsizliği dediğimiz bu ifade bozukluğunu gidermek için cümlede sözünü ettiğimiz kişinin yerini tutacak zamiri mutlaka kullanmalıyız.
ÖRNEKLER
✦ Okula gitmediğini bugün öğrendim.
cümlesinde böyle bir bozukluk vardır. Bu cümlede kişi zamiri kullanılmadığı için “kimin okula gitmediği” tam olarak bilinmiyor: O mu, sen mi? Çünkü cümle;
“Onun okula gitmediğini bugün öğrendim.” ya da
“Senin okula gitmediğini bugün öğrendim.” olabilir. Bu nedenle kişi kavramının net olması için cümleye kişi zamiri mutlaka getirilmelidir.
✦ Kardeşini okulda göremedim.
cümlesinde de anlam belirsizliği vardır. Bu cümlede kimin kardeşinden söz edildiği belli değildir. Bunu engellemek için kişi zamiri cümleye getirilmelidir:
“Senin kardeşini bugün okulda göremedim.”
“Onun kardeşini bugün okulda göremedim.”
UYARI
Anlam belirsizliği sadece kişi zamirinin kullanılmaması ile ilgili değildir. Anlam belirsizliği noktalama yanlışlığından da kaynaklanabilir.
ÖRNEK
✦ Gazeteci bayanın sözlerini dikkatle dinledi.
cümlesinde anlamca bir belirsizlik vardır. Çünkü cümlede sözleri dinleyen “gazeteci” mi, yoksa “bayan” mı olduğu belli değildir. Bu belirsizliği “gazeteci” sözünden sonra cümleye virgül (,) getirerek giderebiliriz: “Gazeteci, bayanın sözlerini dikkatle dinledi.”
Cümlede verilen kavramların önem sırasının karıştırılması ya da cümlenin mantık açısından yanlış oluşturulması sonucunda ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.
ÖRNEKLER
✦ İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.
Bu cümlede mantık hatası yapılmıştır çünkü ilk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının, rekor düzeyde olup olmadığı bilinemez.
✦ Tek katlı evin en üst katında yangın çıktı.
Bu cümlede de mantık hatası yapılmıştır çünkü en üst kat diyebilmek için evde birden çok kat olması gerekir oysa burada söz edilen ev tek katlıdır.
✦ Virüse karşı dikkatli olmazsan ölebilirsin, hatta hastaneye bile yatabilirsin.
cümlesinde sıralama hatası vardır. Ölmek, hastaneye yatmaktan daha olumsuz bir durumdur. Bu yüzden “hastaneye bile yatabilirsin” sözüyle “ölebilir” sözü yer değiştirmelidir: “Virüse karşı dikkatli olmazsan hastaneye yatabilirsin, hatta ölebilirsin.”
✦ Bırak patates doğramayı, yemek bile yapamaz o.
✧ Bırak yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o”
Günlük yaşamda çoğumuz farkında olmadan hatalı cümleler kurarız. Bu hatalar, konuşmalarımızın gerektiği gibi anlaşılmasını engeller. Ayıca anlatım bozukluğuna yeteri kadar önem vermemek, sınavlarda karşımıza çıkan "Anlatım Bozukluğu" konusundan hata yapmamıza neden olmaktadır. Bu nedenle anlatım bozukluğu konusunu dikkatle okumanızı ve gerekli yerlerde not almanızı öneriyoruz.
Peki, o zaman anlatım bozukluğu nedir, anlatım bozukluğunda neye dikkat etmek gerekir, anlatım bozukluğu nasıl düzeltilir, anlatım bozukluğu örnekleri neler? İşte, o soruların cevapları:
Anlatım Bozukluğu Alt Başlıkları
Gereksiz Sözcük Kullanımından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu, Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılmasından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu, Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılmasından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu, Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılmasından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu, Deyim Hatasından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu, Sıralama ve Mantık Hatasından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu, Anlam (Kişi) Belirsizliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu.
Aynı veya benzer anlamlarda bulunan sözcüklerin birlikte kullanımı anlatım bozukluğuna yol açar. Yani cümleden çıkarıldığında anlamda daralmaya sebep olmayan sözcükler gereksizdir. Bu tür anlatım bozukluğu duruluğa aykırıdır.
Gereksiz Sözcük Örnekleri:
Ona güzel bir hediye, armağan alacağım. ("hediye" ve "armağan" sözcükleri eş anlamlıdır, anlatım bozukluğunun giderilmesi için birinin çıkması gerekir.)
Merdivenlerden yukarıçıktı. ("yukarı" ve "çıktı" sözcükleri aynı kavram alanında. "Yukarı" sözcüğüne gerek yok.)
Müdürün yanına gelip kısık sesle bir şeyler fısıldadı. (Fısıldamak zaten kısık sesle olur. Doğrusu: "Müdürün yanına gelip bir şeyler fısıldadı." )
Testleri hemen çözüverdi. ("Çözüver" tezli birleşik fiildir. Bu nedenle "hemen" sözcüğüne gerek yoktur.)
Onunla ilk kez baloda tanıştım. (Tanışmak zaten ilk kez yapılır doğrusu: "Onunla baloda tanıştım.")
Biri kesinlik, diğeri ihtimal veya tahmin anlamı taşıyan sözcüklerin birlikte kullanımı çelişkiye sebep olur. Bu da anlatım bozukluğuna yol açar.
Çelişen Sözcük Örnekleri:
Seni elbetteçağırabilir.
Anlatım bozukluğunun giderilmesi için “Seni çağırabilir.” ya da “Seni elbette çağırır.” diye düzeltilmeli.
Yanında tam olarak yaklaşık on kişi vardı.
Anlatım bozukluğunun düzeltilmesi için iki yol var: “Yanında tam on kişi vardı.” ya da “Yanında yaklaşık on kişi vardı.” olmalı.
Özellikle zarf görevinde olması gereken bir sözcüğün yanlış yerde (çoğunlukla bir ismin önünde) kullanılarak sıfat görevini üstlenmesi anlatım bozukluğuna neden olur.
Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanım Örnekleri:
Çok başım ağrıyor. (Doğrusu: "Başım çok ağrıyor.")
Çok güneşte kaldığım için ensem acıyor. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle yazmalıyız: "Güneşte çok kaldığım için ensem acıyor.")
Fazla bilgisayarla uğraşmak gözü yorar. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle yazmalıyız: "Bilgisayarla fazla uğraşmak gözü yorar.")
İzinsiz içeri giren çocuğu uyardı. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle yazmalıyız: "İçeri izinsiz giren çocuğu uyardı.")
Ücretsiz kitaplar meraklılarına dağıtıldı. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle yazmalıyız: "Kitaplar meraklılarına ücretsiz dağıtıldı.")
Her kalemi elime aldığımda zihnimden geçenleri yazmaya başlarım. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle yazmalıyız: Kalemi elime her aldığımda zihnimden geçenleri yazmaya başlarım.)
Aynı anlama gelmeyen ama aynı kavram alanında bulunan veya benzer yazımı olan sözcüklerin birbirlerinin yerine kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanım Örnekleri:
İşe girmek için öğretim belgesi istemişler. (Anlatım bozukluğunun giderilmesi için altı çizili sözcük yerine "öğrenim" olmalı.)
Görmeyeli saçın epey büyümüş. (Anlatım bozukluğunun giderilmesi için altı çizili sözcük yerine "uzamış" olmalı.)
Benim başarılarımı hep azımsardı. (Anlatım bozukluğunun giderilmesi için altı çizili sözcük yerine "küçümserdi" olmalı.)
Sınıfımıza yeni gelen öğrenci oldukça çekimser birine benziyor. (Anlatım bozukluğunun giderilmesi için altı çizili sözcük yerine "çekingen" olmalı.)
Hatalı sollama, kaza yapmasını sağladı. (Anlatım bozukluğunun giderilmesi için altı çizili sözcük yerine "sebep oldu" olmalı.)
Deyimlerin anlamlarına uygun bir cümlede kullanılmaması veya deyimi oluşturan sözcüklerin değiştirilmesi anlatım bozukluğuna sebep olur.
Deyim Hatası Örnekleri:
İri cüsseli, sert bakışlı adamı karşısında görünce korkudan etekleri zil çaldı. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için altı çizili deyim yerine “etekleri tutuştu" deyiminin gelmesi gerekir.)
Çok sevdiği Mersin burnundan soluyordu. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için altı çizili deyim yerine "burnunda tütüyordu" deyimi gelmeli.
Çocuğun çukura düştüğünü gören kadının canı burnuna geldi. ("Canı burnuna gelmek" deyimi bıkmak, usanmak, bunalmak anlamındadır; bu yüzden cümlenin anlamına uygun değildir. Anlatım bozukluğunu düzeltmek için altı çizili deyim yerine korkmak anlamında "yüreği ağzına gelmek" veya "ödü patlamak" gibi deyimlerden birinin gelmesi gerekir.)
Düşüncenin önem sırasına göre verilmemesi anlatım bozukluğuna neden olur.
Sıralama Hatası Örnekleri:
Eskiden evlerde bırakın mumu lamba bile yoktu. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle sıralamalıyız: "Eskiden evlerde bırakın avizeyi mum bile yoktu.")
Seninle değil yan odaya gitmek, sahile bile gidilmez. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle sıralamalıyız: Seninle değil sahile gitmek, yan odaya bile gidilmez.)
Kardeşim il birincisi olmuş hatta okulun en başarılı öğrencisiymiş. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle sıralamalıyız: Kardeşim okulun en başarılı öğrencisiymiş hatta il birincisi olmuş.)
O değil karşıki parka şehir dışına bile gidemez. (Anlatım bozukluğunu düzeltmek için şöyle sıralamalıyız: O değil şehir dışına, karşıki parka bile gidemez.)
Anlatımda düşünce hatası bulunan cümleler anlatım bozukluğuna yol açar.
Mantık Hatası Örnekleri:
Eskiden köye her hafta gider, orada 10 gün kalırdı. (Hafta zaten 7 gün.)
Eve girdiğimizde kolyeleri çalınmış olarak bulduk. (Kolyeler çalışmışsa bulunmaz.)
Az sonra yapacağımız programın bölümleri hususunda siz değerli konuklara hatırlatmalarda bulunacağız. (Henüz yapılmamışsa hatırlatma olmaz, "tanıtma" olur.)
Cenk, denemede Ömer ve Ezgi'nin ardından ikinci oldu. (Cenk'in önünde iki kişi varsa kendisi iki değil üçüncü olur.)
Bir cümle açık ve anlaşılır olmalıdır. Yani okuyan kişiye göre farklı anlamlar veya belirsizlikler olmamalıdır. Bu tür hatalar anlatım bozukluğuna neden olur. Anlam belirsizliği karşımıza iki türlü çıkar:
Anlam Belirsizliği Örnekleri:
Kalemini masaya bıraktım. (Kimin kalemi, onun mu senin mi?)
Saatinin aynısını Ahmet'te gördüm. (Senin ya da onun)
İçindeki sıkıntılardan haberim olmadığı için konuşmadım. (Senin mi yoksa onun mu sıkıntısı?)
Not: Yukarıdaki örneklerde başa "senin" ya da "onun" kişi zamirlerinden birinin getirilmesiyle anlatım bozukluğu giderilir.
Karşılaştırma Hatası Örnekleri:
Maç yapmayı babamdan çok severim. (Sanki “maç” sporu ile babasına olan sevgisi arasında karşılaştırma yapmış oysa anlatım bozukluğunun giderilmesi için cümle “Maç yapmayı babama göre çok severim.” olmalı.)
Not: Virgül, bazen cümledeki anlam üzerinde büyük bir etkiye sahip olur, virgülün yanlış kullanımı ya da kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olabilir.
Örnekler:
Küçük simitçiye doğru bakıyordu. (Simit satan küçük çocuğa bakıldığı anlaşılır.)
Küçük, simitçiye doğru bakıyordu. (Küçük çocuğun, simitçiye doğru baktığı anlaşılır.)
O eve gidip koliyi aldı. (“O” sözcüğü evi işaret etmiş.)
O, eve gidip koliyi teslim etti. (“O” sözcüğü, teslim eden kişiyi işaret etmiş.)
7. Sınıf Anlatım Bozukluğu konu anlatımını indirmek için tıklayınız.