anne ile ilgili deyimler / anne ile ilgili deyimler

Anne Ile Ilgili Deyimler

anne ile ilgili deyimler

Anne (ana) ile ilgili deyimler ve anlamları

Çocuğu kucağında olan bir anne
Anne
İçinde "ana" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Ana baba duası almış: Annesini babasını memnun etmiş, onların manevi desteğini kazanmış: Anne-babanın duası, bütün duaların önündeydi. Allah, anne babanın duasını mutlaka kabul ederdi. (A. Saraç)
  • Ana baba eline bakmak: Kendisinin kazancı olmadığından, anne ve babasının vereceği parayla geçinmek.
  • Ana baba günü: (deyiminin anlamı)
    1. Mahşer günü.
    2. Kalabalık, sıkıntılı, telaşlı, tehlikeli zaman ya da durum, kargaşa: Hastanenin önü tam bir ana baba günü hâline dönüşmüştü. (İ. Özkarabulut)
  • Ana baba yavrusu: Nazlı büyütülmüş evlat: "Bunlar, Anadolu çocukları değil, hepsi ana baba yavrusu, kırda, bayırda harp etmeğe, boğuşmaya alışmamışlardır." dedikse de kimse dinlemedi. (M. Ş. Esendal)
  • Anne karnına (rahmine) düşmek: Rahimde embriyon olarak yaşama başlamak.
  • Ana kucağı: (mecazi) Annenin yanı başı, sevgi ve sevecenlik dolu çevresi: Ana kucağı cennettir. (O. Şahin)
  • Ana kuzusu:
    1. Pek küçük, kucak çocuğu: Baksana, bunların hepsi daha ana kuzusu! Her şeyden önce, acilen bunlara bir anne bulunması lazım! (M. Atalar)
    2. Nazlı büyütülmüş, toy, sıkılgan çocuk: Ana kuzusu seni hepimiz askere gelmeden önce aynıydık. Ana kuzusu olmak kötü değil ki... (S. Gençler). Bu vatan sevgisi var ya vatan sevgisi, / Ana kuzusu gibi, kınalı kuzular, / Bu yüzden ki, Sakarya'da Çanakkale'de / Yedi düvele karşı koydular. (M. Ş. Baş)
  • Ana yarısı: Annenin kız kardeşi, teyze: Teyze bu, ana yarısı. Hoş geldi, safalar getirdi. (M. Uslu)
  • Ana yüreği: Annelik duygusu, anne sevecenliği: Ana yüreği kadar merhametli ve sevgi dolu bir yer var mıydı dünyada? (H. Yeşilyurt)
  • Anadan doğmuşa dönmek: Dertsiz, tasasız, sağlıklı bir duruma gelmek.
  • Anaları ne ki danaları ne olsun: Kötü yanları olan bir annenin, çocuklarının da kendisine benzeyeceğini belirtir.
  • Anam avradım olsun: Bir şeyi yapmayı kafaya koymuş kimsenin kesinlik bildiren ant sözü: Eğer bu ettiğini yanına koyarsam anam avradım olsun. (Türk Dili)
  • Anan yahşi baban yahşi: (halk dilinde) Birine çok yalvarıldığı başkasına aktarılırken kullanılır: Anan yahşi baban yahşi; nihayet otelin sahibini bulduk. (Ç. Altan)
  • Ananın bahtı kızına: Kızların yazgısı annelerininkine benzer anlamında kullanılır.
  • Anası ağlamak: Çok zahmet, eziyet çekmek, bitkin düşmek: Şu Anadolu'da savaş yüzünden milletin anası ağladı. (Y. Kemal)
  • Anası Kadir Gecesi doğurmuş: Çok talihli sayılan kişiler için söylenir: "Kız; anan seni kadir gecesi doğurmuş; şehzadenin doğumuna gideceksin; giyin, kuşan da düş ağaların önüne" der. (E. C. Güney)
  • Anası kılıklı: Görünüş ve huy bakımından annesine benzeyen, annesine çekmiş kimse: Ne fiskos edip duruyorsun anası kılıklı! (M. Balel)
  • Anasından doğduğuna pişman etmek: Çok hırpalamak, bıktırmak, bezdirmek, usandırmak: Paşa, Amirali anasından doğduğuna pişman etti. (M. Köylü)
  • Anasından emdiği süt burnundan gelmek: Çok sıkıntı çekmek, eziyet görmek: Ne var ki Hasan Efendi suçsuz olduğunu ispatlayıncaya kadar anasından emdiği süt burnundan gelir. (Ş. Kutlu)
  • Anasının ak sütü gibi helal etmek: Karşılıksız olarak bağışlamak: Ama sen borcunu ödemeden bu dünyadan göçersen; bil ki, ben onu peşinen ve ananın ak sütü gibi helal ettim... (S. Kaplan)
  • Anasının gözü: (argo) Pek kurnaz, becerikli, hinoğluhin: "Bunlar ne anasının gözüdür. Adamın donunu bile alırlar bacağından." (R. Güngör)
  • Anasının kızı: Huyları anasınınkilere benzeyen kız.
  • Anasının nikahını istemek: Bir şeye değerinden çok para istemek: Anasının nikâhını istiyordu beş çeşit ilaç için... Yaptıramadım onları... (R. Enis)


Bakınız Anne ile ilgili Atasözleri

( 0 soru/yorum )

Anne ile ilgili deyimler

Ana baba bir; aynı anne ve babadan olan.
Ana baba eline bakmak; ana ve babanın verdiği para ile geçinmek.
Ana baba yavrusu; nazlı büyütülmüş çocuk.
Ana bir, baba ayrı; anaları bir, babaları ayrı olan (kardeşler).
Ana rahmine düşmek; döl yatağında cenin oluşmak:
“Ulan Mustafa, insanoğlu ana rahmine düşer de dokuz ay on gün sonra capcanlı fırlar.” -S. F. Abasıyanık.

Anadan doğmuşa dönmek (anadan yeni doğmuş gibi olmak)
1) Dertsiz, tasasız bir duruma gelmek;
2) Günahlardan arınmış duruma gelmek.

Analı kuzu, kınalı kuzu
1) Her işi yolunda giden;
2) Annesi sağ olan çocukların mutluluğunu anlatan bir söz.

Anam babam; içtenlik bildiren bir söz: Bilir miyim ben anam babam!
Anan yahşi, baban yahşi; birini, bir işe razı etmek için onu övmek amacıyla söylenen bir söz.
Ananın (anasının) ak sütü gibi (helal olsun); “anamın sütü bana nasıl helal ise bu da sana öyle helal olsun” anlamında kullanılan bir söz:
“Şimşek gibi çakan ağrılardan beni kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim.” -R. N. Güntekin.

Anası turp (sarımsak), babası şalgam (soğan); hlk. ne olduğu belirsiz kimselerin çocuğu.
Anası yerinde; anne gibi kabul edilen (kadın).
Anasından doğduğuna bin pişman
1) Çok tembel, üşengeç;
2) Canından bezmiş.

Anasından doğduğuna pişman olmak; çok eziyet görmek, çok üzülmek, bezdirilmek.
Anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek; bir işi yaparken çok sıkıntı çekmek: “Mütercim olarak işe başladığım gün anamdan emdiğim süt burnumdan gelmiştir.” - B. R. Eyuboğlu.

Anasından emdiği sütü burnundan getirmek
Birine bir iş yaptırırken çok sıkıntı çektirmek:
“Hiç belli olmaz insanoğlu! Bir gün anadan emdiği sütü burnundan getirir.” - B. R. Eyuboğlu.

Anasını bellemek; kaba en büyük kötülüğü yapmak: “Geçmeyen zamanın anasını uyku beller.” - N. F. Kısakürek.
Anasını eşek kovalasın; kaba sözü edilen kimse veya iş için bıkkınlık, dikkate almama ve umursamama anlatan bir söz.
Anasını sat! (satayım!); hlk. “önem verme (vermem), aldırma (aldırmam), umursama (umursamam)!” anlamında kullanılan bir söz.
Anasının gözü; argo çok kurnaz, çok açıkgöz, dalavereci, hinoğluhin.
Anasının ipini satmış (pazara çıkarmış); ipsiz, kendisinden her türlü soysuzluk beklenebilen (kimse).

Anasının kızı; her yönüyle annesine benzeyen kız çocuğu.
Anasının körpe kuzusu; pek küçük kucak çocuğu.
Anasının nikâhını istemek; bir şeye değerinden çok para istemek.
Anasının oğlu; her yönüyle annesine benzeyen erkek çocuğu.

(birini) Anasından doğduğuna pişman etmek; çok eziyet etmek, çok üzmek, bezdirmek.
(birinin) Anası ağlamak; çok sıkıntı çekmek, eziyet çekmek, bitkin duruma gelmek.
(birinin) Anasını ağlatmak
kaba bir kimseye çok eziyet etmek, çok sıkıntı çektirmek:
“Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.” - H. E. Adıvar.

Dağların şenliği (gelin anası); şaka kaba, anlayışsız kimse:
“Hay kör olası, dağların şenliği, bak şimdi de hanımın saksısını devirdi.” - M. Ş. Esendal.
Hık demiş (anasının veya babasının) burnundan düşmüş
“her durumuyla birine çok benziyor” anlamında kullanılan bir söz.
Yok ananın örekesi; argo saçma bir söze karşı verilen karşılık:
“Dünya yuvarlakmış… Yok ananın örekesi.” - H. R. Gürpınar.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır