anne karnında bebeğin kilo alması için ne yapmalı / Hamilelikte Bebeğe Kilo Aldıran Yiyecekler Ve Besinler Nelerdir? Bebeğe Kilo Aldıran Gıdalar

Anne Karnında Bebeğin Kilo Alması Için Ne Yapmalı

anne karnında bebeğin kilo alması için ne yapmalı

Anne Karnında Bebek En Çok Hangi Haftalarda Kilo Alır?

Okuma Süresi: 5 Dakika

Bebek sahibi olacağını öğrenen anne adayları için gebelik süreci her hafta artarak değişir. Bu değişimler anneyi etkilediği kadar bebeklerini de etkileyeceği için değişimlerin farkında olmak ve bilinçli davranışlarda bulunmak gerekmektedir. 40 hafta süren gebelik sürecinde her hafta bebek ve anneyi etkileyen, bebeğin gelişmesini sağlayan önemli değişiklikler bulunmaktadır. Bu değişiklikleri kontrol altında tutmak ve iyi yönde gelişmesini sağlamak için her zaman doktor kontrolünde olmak, bebeği ve anneyi olumlu yönde etkileyecek davranışlarda bulunmak gerekir.

Anne Karnında Bebeğin Gelişimi

Toplam 40 hafta süren gebelik sürecinin her haftasında bebeğin gelişimi ve buna bağlı olarak anneyi etkileyen değişiklikler gerçekleşmektedir. Bu haftalık değişiklikler toplam 3 Trimester dönemi ile belirtilmektedir. Bu 3 farklı trimester döneminin başlıca değişikliklerinden bahsederek bilgi vermek istedik.

Birinci Trimester Dönemi – İlk Üç Aylık Dönem

Birinci trimester dönem yani ilk üç aylık dönemde bebeğin organ gelişimi başlar ve tamamlanır. Bu dönem anne adayının hamileliğe uyum sağladığı dönem olarak da bilinmektedir. Minik bebeğin anne karnında geçirdiği dönemde, hücre ve organ taslakları oluşurken aynı zamanda annenin zararlı maddelere maruz kalması son derece sakıncalı bir durumdur.

İkinci Trimester Dönemi – İkinci Üç Aylık Dönem

İkinci üç aylık dönem hamileliğin 14-26. Haftasına tekabül eden dönemdir. Bu dönem yine bebeğin hızla gelişimini sürdürerek büyüdüğü ve hamilelik döneminin en rahat edilen dönemi olarak bilinmektedir. Bu dönem ile anne vücudu gebeliğe uyum sağlar ve şikayetler azalır.

Üçüncü Trimester Dönemi – Son Üç Aylık Dönem

Üçüncü son üç aylık dönem hamileliğin 27-41. Haftasına tekabül etmektedir. Bu son dönemde bebeğin saçları, kaşları gelişir. Uyku ile uyanıklık evrelerini geçirir. Bebek dışarıdan gelen uyarıları daha iyi algılamaya başlar, hareketlenir ve büyüme hızı hızlanır. Doğuma yaklaşan annenin kasılmaları artar ve bu kasılmalar doktor kontrolü altında olmalıdır.

Bebek Kilosu

Gebelikte anneyi ve bebeği etkileyen büyük değişiklikler olduğunu belirtmiştik. Bu değişiklikler ile birlikte annelerin gebelikte birkaç sıkıntı ile karşılaşması normal olacaktır bu sıkıntılar doktor gözetimi altında kontrol altına alınmalıdır. Gebelik dönemindeki annelerin sıkıntı yaşadığı ve destek aldığı durumlardan birisi de anne bebek beslenmesi ve bebek kilosu olacaktır ve bebeğin anne karnında kilo alması önemli bir durumdur.

Bu aşamada annenin bebeğe doğru bir şekilde kilo aldırması doğru olacaktır. Bilinçsiz bir şekilde alınan kilo hem anneyi hem de bebeğini kötü etkileyebilir. Anne doğru zamanda doğru şekilde beslendiğinde bebeğin kilosu da kontrol altına alınmış olur. Fakat bu durumu destekleyecek birkaç önemli nokta da bulunmaktadır. Ayrıca bebeğinizin doğumundan itibaren bblüv Kilö Dijital Bebek Tartısı ile detaylı bir kilo ölçümü takibi yapabilirsiniz.

Anne Karnında Bebek En Çok Hangi Haftalarda Kilo Alır?

Gebeliğin 3. trimesterinde yani Gebeliğin 7., 8. ve 9. Aylarında bebeğin kilosundaki artışın giderek arttığı gözlemlenebilir. Yani hamileliğin son 3 ayında bebeğin kilosu artmaya başlayacaktır. Anne hamileliğin son ayına girildiğinde bebek her gün yaklaşık olarak 25-30 gram alarak büyür. Anne adayı doğuma 3 hafta kala yediklerine kontrollü bir şekilde devam etmelidir.

Gebelikte Bebeğe Kilo Aldıracak Besinler Nelerdir?

Anne gebelik sürecinde beslenirken hem kendisini hem de bebeğinizi düşünmeli ve bilinçli bir şekilde beslenmelidir. Anne karnındaki bebeğin kilo alma sürecinde sıkıntı yaşayan annesin beslenme rutinine eklemesi gereken birkaç öğün de bulunmaktadır. Bu öğünler sayesinde anne sağlıklı bir şekilde kilo alır ve bebek de bu durumdan olumlu bir şekilde etkilenir. Kısacası gebe annenin kontrollü ve düzenli bir şekilde meyve sebze tüketmesi, kırmızı et, beyaz et tüketmesi, süt ve süt ürünlerinden destek alması bebeğin sağlıklı gelişmesi ve kilo alması açısından önemli olacaktır. Özellikle tüketilmesi gereken ve bebeğin kilo almasına yardımcı olacak besinler şunlardır;

  • Yumurta
  • Kaşar peyniri
  • Peynir
  • Süt
  • Muz
  • Elma
  • Avokado
  • Portakal
  • Ispanak
  • Karnabahar
  • Nohut
  • Tahıllar
  • Ceviz içi
  • Çiğ badem
  • Fındık
  • Kabak çekirdeği
  • Balık
  • Kırmızı et
  • Beyaz et

 

Gebelik sürecinin anne için zor bir süreç olduğunun farkındayız, Bebeği için en iyisini isteyen anne gebelik süreci ile anne hem kendini hem de bebeğinizi düşünerek hareket eder, beslenir. Bu nedenle doğru atımlar atmak, davranışlar bilinçli olmak önemlidir. Dikkat edilmesi gereken detaylara önem verdikten sonra hamilelik süreciniz kola bir şekilde ilerler ve bebeğinizi sağlıklı bir şekilde kucağınıza alabilirsiniz.

Ailenizle yaşadığınız gebelik heyecanınızı paylaştığımız gibi tüm anne bebek ve çocuk ihtiyaçlarınızda da Welcome Baby hep yanınızda.

 

Kaynaklar:

 

 

Yazar: Beyza Kantemir

GEBELİKTE BESLENME  

     Biliyoruz ki aynı  anne-babadan olan genetik yapısı aynı kardeşler bile  ne aynı fizik yapıya ne de aynı zekaya sahip olmaktadırlar .Epigenetik alanında ki gelişmeler bize klasik genetiğin resmin sadece bir parçası olabileceğini göstermiştir.Kısaca kim olduğumuzu belirleyen sadece genlerimiz değil,bu genlerin hangilerinin ifade bulduğu veya hangi dereceye kadar ifade bulduğudur.Doğal olarak çocuğumuza hangi genleri aktaracağımızı seçme şansımız yok ama bu genlerin hangilerine ifade şansı vereceğimiz konusuna özellikle beslenme, değiştireceğimiz çevresel faktörler ve düzelteceğimiz hormonal yapımız yoluyla müdahale edebiliriz.

Esasen spermle yumurtanın birleşmesinden önce ,gebeliği oluşturan tohumlarımızın gelişimi için, 3 aylık bir hazırlık süreci vardır ve müdahalemiz bu 3 ayıda kapsamalıdır.İçinde yaşadığımız çevre şartları, hormonal yapımız ve beslenme şeklimiz de yapacağımız olumlu değişimler doğacak bebeğin hatta onun da çocuklarının daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.Konumuz olan beslenmenin,bu nedenle, gebelikten  daha önemli olduğu bir dönem yoktur.

Tüm bu nedenlerle  anne adayları gebelikten 3 ay öncesinden başlayarak,gebelikleri boyunca ,dengeli ve yeterli beslenmeleri konusunda desteklenmelidir.Doğru beslenme konusunda atılacak her adımın , hamileliğin hangi ayı olursa olsun önemli olduğu vurgulanmalı  ‘gebeliğim zaten ilerledi artık olan olmuştur ‘ diye düşünülmesinin doğru olmadığı anlatılmalıdır .

GEBELİK & İLK MUAYENE

Burada öncelikle  alınması gerekli olan kilo belirlenmelidir, bu her anne adayında farklıdır ve gebelik öncesi kiloyla ,daha doğrusu vücut kitle indeksiyle (VKİ) orantılıdır.

VKİ=Ağırlığınız (kg)/boyunuzun karesi(metre olarak)

Ardından VKİ hesaplanan gebe veya anne adayının beslenme alışkanlıkları ve düzenine etki edebilecek tüm etkenler  4 farklı  tıbbi-besinsel-psikososyal-geçmiş gebelik öyküleri, açıdan  detaylandırılmalıdır.

Tıbbi olarak  özel beslenme şekli gerektiren şeker hastalığı veya gebeliğe bağlı şeker hastalığı , geçmiş gebeliklerindeki düşük doğum ağırlıklı bebek öyküsü önemlidir.

Besinsel açıdan vejeteryan olup olmadığı, çok önemlidir.Vitamin,mineral veya bitkisel destek hapları kullanımı , kültürel veya dini inanışa bağlı olan beslenme alışkanlıkları sorgulanır, örneğin oruç tutma gibi durumlar hakkında bilgilendirme yapılır.

   Psikososyal olaraksa gebeliğin istenerek mi? kazara mı?  oluştuğu gibi faktörler önemlidir .

İlk gebelik muayenesinde anne adayından  günlük beslenmeyi takip açısından  yenilen  her şeyin not edilmesi istenir, böylece bir sonraki günün yemek programı daha sağlıklı olarak yapılabilir. Bunun bir faydası da akşam eve gelen baba adayı ile bunun   paylaşılıp, onun da gebelik  sürecine katılımının sağlanmasıdır.

Tüm bu bilgiler ışığında  anne adayına ne kadar kilo alması ,hangi vitamin-minerali  kullanması gerektiği , ayrıca yaşayabileceği bulantı-kusma,mide yanması,kabızlık gibi durumlar hakkında da danışmanlık verilir.    

GEBELİK & KİLO ALMA ÖNERİLERİ

Gebelik sırasında alınması önerilen kilo, anne adayının gebelik öncesi VKİ ile bağlantılıdır.Ancak toplamda alınan kilo yanında bu kiloların hangi biçimde alındığı da önemlidir.Her muayenede alınan kilo not edilmeli ve dengenin bozulduğu durumlarda müdahale edilmelidir. Birçok uluslararası kuruluşun önerisi;

Gebelikte3.aydan sonra haftada

Düşük  VKİ((19.8)                         12-18 kilo                               0,5-1 kilo

Normal VKİ(19.8-26)                    11,5-16kilo                             0,4 kilo

Yüksek VKİ()26-29)                      7-11 kilo                                 0,3 kilo

Obez    VKİ()29)                 en az   6 kilo                                      0,25 kilo

Yukarıdaki tablonun tek istisnası ilk 3 aydır,bu dönemde biraz kilo kaybı normal kabul edilebilir ama genelde 1-4 kg  civarında kilo artışı olması daha sıkça görülür ve önerilir .Yapılan çalışmalarda bu tabloda da önerilen kilo alımının altında kilo alımıyla erken doğum , düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu ve doğum sonrası emzirememe, üstünde kilo alınmasıyla da yüksek kilolu bebek doğumu arasında güçlü bağlantı saptanmıştır.Özellikle gebeliği boyunca 16 kilo üzerinde alanların doğum sonrasında da bu kiloyu uzun süre veremediği saptanmıştır.Bir başka çalışmaysa kilo alımının gebeliğin ilk 20 haftasında fazla olduğu gebelerde doğum sonrası kilo vermenin daha güç olduğunu göstermektedir.

Zayıf kadınlar;Anne karnındaki bebeğin gelişmesinde gerilik, amnion suyunun azalması ve düşük kilolu bebek doğurma riskleri  fazladır, bir de gebelik sırasında yeterli kilo alamazlarsa bu riskler daha da artar.

Kilolu kadınlar;bebeklerinde beyin omurilik kusurları,kalp damar bozuklukları,yarık damak,hidrosefali gibi doğuştan olan anormallik görülme riski artar, ayrıca doğumun zor olması da  görülebilen risklerdendir.Bu risklerin artmasındaki neden tanı konulmamış şeker hastalığı olabileceği gibi,gebede ki bu aşırı kilo-obezitenin bazı besin eksiklikleriyle özellikle folik asit eksikliğiyle beraber de olabilmesidir.

VKİ 27 nin üzerinde olarak gebeliğe başlayan anne adaylarında gebelik şekeri,hipertansiyon,pıhtı oluşmasına bağlı damar tıkanıklıkları, inme ve idrar yolu enfeksiyonu oluşma riski artar.Bu durumda ki anne adaylarının diyetisyen kontrolünde gebeliklerinin devamı önemlidir ayrıca yürüyüş teşvik edilmeli ve ayda en az 0,5 kilo almasına uygun beslenme rejimi uygulaması sağlanmalıdır.Unutulmamalıdır ki gebelik boyunca kilo verdirici bir beslenme rejimi kesinlikle önerilmemektedir.

Fazla kilo alımı; VKİ  ne göre hesaplanan gebeye uygun aylık kilo alma hedefinin üzerine çıkılmasıdır, ancak uluslararası  otoriteler gebeliğin her ayı için geçerli olmak üzere 3 kilo üzerinde kilo alımının da incelenmesini

önermektedirler. Bizim kültürümüzde gebeler için ‘iki canlı o nedenle iki kişilik yemeli’ diye yanlış bir düşünce oldukça yaygındır, bu  nedenle birçok anne adayı gebelik öncesi kaçındıkları tatlı ve yiyecekleri  bolca tüketmeye başlarlar.Ayrıca özellikle ilk 3 ayda gebede hakim olan progesteron hormonunun doğal olarak yaptığı etkiyle anne adayında artan halsizlik ve buna eklenebilen bebeğimi düşürürüm korkusuyla tercih edilen hareketsiz yaşam tarzı anne adayının dengeli beslense bile kalori harcaması azaldığı için aşırı kilo almasına neden olur.Ayrıca anne adayları gebelikten dolayı yapay tatlandırıcı kullanımını bırakırlar ve sağlıklı beslenme adına bol meyve suyu da tüketirlerse kolayca kilolarına kilo katarlar.Meyve suyu tüketimi yapılan araştırmalarda gebelik döneminde alınan kiloların en sık karşılaşılan nedenidir.

Fazla  alınan kilonun nedeni tespit edildikten sonra anne adayıyla bunu önlemek için yapılacak besinsel veya yaşam şekliyle ilgili değişiklikler tartışılır, ayrıca uygun beslenme rejimi için diyetisyene yönlendirilir.Bu konuda gebeyle her muayenede özellikle konuşulmasının ve kilo kontrolü konusunda teşvik edilmesinin  yapılan çalışmalarda etkili olduğu saptanmıştır

 

 

Fazla kilo alımı saptandığında dikkate alınacaklar;

1-Önceki kilonun ölçümünde veya kaydında hata olasılığı değerlendirilir

2-Kilo alma düzeni incelenir, 1 önceki ay  az kilo alınmışsa sonraki ay fazla alınabilir

3-Ödem- şişkinlikte artış  var mı?

4-İştah artışı var mı, fast food tarzı mı beslenmeye başlamış? Tatlı-meyve suyu tüketimini mi artırmış

5-Psikolojik olarak veya sosyal olarak hayatında değişiklik var mı? Sıkıntıdan aşırı yemek yiyen veya iştahtan kesilen birçok anne adayı vardır.

6-Fiziksel aktivitesinde  yorgunluğa veya yatak istirahatine bağlı azalma var mı…

Düşük kilo alımı; Normal VKİ ile  gebe kalan bir anne adayı ilk 5 ayda yaklaşık 5 kilo almalıdır , kilolu ise 2,5-3,5 kilo ,zayıf ise 7-8 kilo arasında  almalıdır.Aylık bazdaysa normal VKİ olan gebenin  ayda 1 kilodan , kilolu VKİ olan gebenin  ise ayda 0,5 kilodan  az alması düşük kilo alımı olarak değerlendirilir.Yapılan birçok çalışmada gebeliğin ilerleyen dönemlerinde düşük kilo alımıyla erken doğum arasında ilişki saptanmıştır.

Düşük kilo alımında dikkate alınacaklar;

1-Sadece o ay  değil ,gebeliğiniz sırasında tüm alınan kiloyu dikkate alın.Nedenine gelince,çok kilo  alınan ayın sonrası anne adayı dikkat ederek az kilo alabilir yalnız bu sonraki aylarda da böyle devam etmemelidir,

2-Bir önceki kilo yanlış kaydedilmiş  olabilir mi, kıyafet farkı var mı dikkate alınmalıdır,

3-Vücutta ödeme bakılmalıdır,

4-Bulantı, kusma, ishal veya başka bir  hastalık varlığı önemlidir,

5-Yeme kusuru, kilo alma korkusu  sorgulanmalıdır,

6-Erken doyma var mı sorgulanmalıdır .Bazen aşırı sıvı tüketiminin iştahı kapayabileceği dikkate alınmalıdır, böyle durumlarda kalorisi az sıvıları kalorililerle değiştirmek gerekebilir,

7-Çeşitli psikososyal  sorunların örneğin istenmeden gebe kalınması, aile desteği olmaması, iş kaybı gibi nedenlerin yeme sorunu yaratabileceği dikkate alınmalıdır,

8-Ekonomik nedenlerle olabilecek beslenme yetersizliği veya uyuşturucu kullanımının da iştahı azaltabileceği dikkate alınmalıdır.

 

                           GEBELİK & BESİN İHTİYACI

KALORİ ; Gebelik sırasındaki  kalori ihtiyacı gebelik öncesi kilo ,gebeliğin tek veya çoğul olması, anne adayının günlük aktivitesi veya gebelik boyunca kilo alım hedefi gibi faktörlere bağlı değişkenlik gösterebilir.Gebe olmayan aktif, çalışan bir kadında günlük ihtiyaç yaklaşık 2200, daha durağan yaşayan bir kadındaysa 1600 kaloridir.Gebeliğin ilk 3 ayında ekstra kalori ihtiyacı yoktur ama sonraki  3 ayda  günlük 340, son 3 ayda da günlük 450 kilokalori fazladan alınması bebeğin sağlıklı gelişimi için yeterlidir.Bu fazla kalori her yemekte birkaç kaşık fazla yenilerek sağlanabilir ancak önemli olan bu kalori ihtiyacını karşılarken besleyici değeri yüksek gıdaları tüketmektir.Bu arada ‘iki canlısın iki kişilik yemen lazım’ gibi önerilere kulak asılmaması gerektiği de unutulmamalıdır.

Vücudumuz kalori ihtiyacını önce karbonhidratlardan sağlamaya çalışır, eğer yeterli karbonhidrat alınmazsa vücudumuz o zaman kalori ihtiyacını  yağlar ve proteinlerden sağlar.Böyle bir durumda 2 sonuç ortaya çıkar, birinci olarak vücudumuzun yapıtaşı olan , beyin ve sinir sistemi gelişimini sağlayan proteinler gereksiz harcanmış olur ,ikinci olarak ise yağ metabolizması sonucu ketonlar açığa çıkar bu da bebeğin vücudunda asit-baz dengesini bozarak beyin gelişimini olumsuz etkileyebilir.

 

KARBONHİDRATLAR; Gebede k.hidratlar vücuda enerji sağlayan ana besin gurubudur , günlük diyetin %50 sini oluşturmalıdırlar.Ancak basit karbonhidratların(beyaz undan yapılan ürünler,pirinç, şeker) besin değeri az kalorileri çoktur.Kompleks karbonhidratların (kepekli-tam tahıl ürünler,esmer pirinç, bulgur,kuru fasulye,bezelye,kabuğuyla yenen taze patates) ve taze meyvelerinse kalori değeri yanında içeriklerinde ki bolca lif  kabızlık ve hemoroid oluşumunu  engeller ve B-vitaminleri,çinko,selenyum,krom ve magnezyumdan da zengindirler.Bu nedenle gebeler beslenme planlarını yaparken  yeterli  miktarda ama özellikle kompleks  karbonhidrat almaya dikkat etmelidirler.Kilo almamak için yetersiz k.hidratlı  beslenen anne adayları hem hazımsızlık-kabızlık gibi sorunlar, hem  vitamin eksikliği, hem de vücut için  gereken enerjiyi protein ve yağların  yıkımıyla sağlayacağı için gelişimsel  sorunlarla karşılaşırlar.Günlük k.hidrat ihtiyacı normalde 130 gr iken gebede 175 gramdır.İhtiyaçtan fazla alınan karbonhidratların eğer enerji olarak kullanılmazlarsa vücutta yağ olarak depolanacağı unutulmamalıdır.

PROTEİNLER; Proteinler doku gelişmesi için gerekli yapıtaşlarıdır, gebelik de eksikliğinin nelere mal olabileceğini kestirmek zordur.Düşük proteinle beslenenlerin çoğunda protein eksikliği yanında  kalori açığı da vardır.Kadın da hayvansal veya bitkisel kaynaklardan eşit oranda karşılanması gereken günlük protein ihtiyacı kilo başına 0,8 gr iken bu gebede 1,1 gr dır ,ancak çoğul gebeliklerde ve ergenlik yaşındaki gebelerde ihtiyaç daha fazladır.Bu ihtiyaç kırmızı veya beyaz et, süt ve süt ürünleri,yumurta, balık, kuru baklagiller-fasulye,mercimek,barbunya- vb gibi besinlerden karşılanmalıdır.Ancak çiğ ve/veya iyi pişmemiş, çiğköfte,salam,sosis,sucuk gibi et ve et ürünlerinden  bulaşabilecek toxoplazma enfeksiyonu riski ve katkı-koruyucu içermeleri nedeniyle uzak durulmalıdır.

YAĞLAR; Günlük yağ ihtiyacı gebelikte değişmez ,günlük kalori ihtiyacının %30 u yağlardan karşılanmalıdır, ancak tereyağ ,margarin gibi doymuş yağların tüketimi sınırlandırılıp, daha çok ayçiçeği, fındık, soya veya zeytin yağı gibi doymamış yağlar tüketilmelidir.Beslenmede de  yarım yağlı süt-yoğurt , yağlı kırmızı et yerine yağsız et ve haftada 2-3 kez  balık eti tercih edilmelidir.

 

GEBELİK & TAKVİYELER

Gebelikte besin,vitamin, mineral  takviyeleri, Türkiye maternal fetal tıp ve perinatoloji derneği, Türk perinatoloji derneği gibi derneklerin önerileri doğrultusunda yapılmalıdır.Bu derneklere  göre rutin  folik asit takviyesi şarttır , vitamin-mineral takviyesiyse  çoğul gebeliklerde,gebeliğin erken dönemlerinde bulantı- kusma nedeniyle veya  çeşitli nedenlerle  düzenli beslenemeyenlerde, ağır sigara veya alkol kullanıcılarında, vejeteryanlarda ve erken yaşlarda gebe kalanlarda önerilmelidir.Unutulmamalıdır ki hiçbir vitamin hapı takviyesi sağlıklı beslenmenin  yerini dolduramaz.

Esansiyel Yağ Asitleri; Vücudumuz için gerekli olan esansiyel yağ asidlerinin bazıları vücudumuzda sentezlenemez, hayati önem taşıdıkları içinde  dışarıdan alınmaları gerekmektedir.Gebelikte de bu esansiyel yağlar  plasenta yoluyla   anneden, karnındaki bebeğe geçerler.

Esansiyel yağ asitleri;omega 3(DHA, EPA),omega 6(AA)

Ceviz,vb kabuklu yemişlerde bulunan bitkisel Omega 3 çeşidi Alfa linoleic asitin ,gebelikte esas takviyesi önerilen,EPA ve DHA’ya dönüşmesi için çok fazla miktarda tüketilmesi  ve bu dönüşüm için çok uzun bir sure beklenmesi gerekir. Bu nedenle gebelikte Omega 3 ün, EPA + DHA çeşidinin alımı daha değerlidir. Biliyoruz ki Dokosaheksaenoik asit (DHA) ve eikosapentaenoik asit (EPA) en önemli çoklu doymamış uzun zincirli Omega 3 yağ asitleridir ,özellikle sinir sistemi ve büyüme başta olmak üzere fetal gelişim için gebelik boyunca yeterince alınmaları çok önemlidir.Özellikle DHA anne karnındaki bebeğin beyin-santral sinir sistemi ve gözdeki retinasının gelişimi için şarttır , bu gelişimin  gebeliğin son 3 ayında hızlandığı ve bu hızlı gelişimin erken bebeklik döneminde de devam ettiği unutulmamalıdır.Ayrıca yeterli EPA+DHA tüketen gebelerin bebeklerinin   doğum sonu 6 aylıkken sosyal yeteneklerinin tüketmeyenlere göre daha iyi olduğu kanıtlanmıştır .Bir diğer bulgu da bu bebeklerde alerjik hastalık ve astım görülme sıklığının azalmasıdır.Birçok çalışmada da gebelik süresince yeterli Omega 3 alanlarda gebelik süresinin ve bebeğin doğum ağırlığının arttığı  ve 34 hafta öncesi doğumların anlamlı oranda az olduğu  saptanmıştır.Tekrarlayan düşükleri önlemede omega3 kullanımıyla ilgili olarak ise özellikle antifosfolipid müsbetliği olanlarda başarılı sonuçlar alınmaktadır. Günde 150mg’dan az EPA+DHA tüketen gebelerdeyse erken doğum riskinin en yüksek düzeye ulaştığını gösterir çalışmalar vardır. Omega 3 desteğinin doğum sonrası da devam etmesi hem sütle bebeğe geçmesi ,hem de doğum sonu depresyonuna karşı koruyucu olması nedeniyle, önerilmektedir.

 

 

Tüm bu nedenlerle omega3(DHA+EPA) takviyesinin yaz-kış tüm gebe ve emziren annelere günde 500-1000mg olarak verilmesi önerilir;

-Alınması gereken en düşük DHA miktarı 225 mg.dır ve EPA/DHA oranı 3/2 olmalıdır,

-Balık,özellikle somon, gövdesinden üretilen trigliserid formundaki saf omega 3 içeren takviye tercih edilmelidir,

-Civa, kurşun ve diğer ağır metaller ile kirletilmemiş balıktan elde edilen farmasötik kalitede,GMP onaylı Omega 3 balık yağı kullanılmalıdır.

-Omega 3 yağ asitleri havayla temas edince oksitlenip bozulurlar bu nedenle ileri teknoloji ürünü kapsül içinde azot gazı kabarcığı içeren veya 2 parmak arasında sıktığınızda sert olan kapsül formlarının tercih edilmesi daha doğru olacaktır

 

 

 

.

A-Vitamini; Görme fonksiyonu, hücre büyüme ve farklılaşması ve bağışıklık sistemi için gereklidir.Yeşil yapraklı ve turuncu sebzelerde özellikle A-vitamininin zararsız türevi olan b-karoten  bulunur.Ancak et,süt,yumurta,balık ve tavukta A-vitaminin zararlı türevi olan retinol bulunmaktadır, özellikle ülkemiz de sıkça tüketilen karaciğer içerdiği yüksek retinol nedeniyle gebelikte tüketilmemelidir. Ayrıca gebelere önerilecek vitamin haplarında da muhakkak A-vitamininin hangi türü olduğu belirli olmalıdır, günlük 2500IU önerilen dozdur.Önemli bir konuda A-vitaminin bir diğer formunun ilaç olarak akne(sivilce) tedavisinde kullanılmasıdır , üreme çağında kullanımında muhakkak  doğum kontrolü önerilmelidir.

Folik Asit;  Gebeliğin başında vücutta yetersiz olması durumunda anne karnında ki bebekte  nöral tüp kusurlarına (NTD), yani sinir sistemiyle ilgili kusurlara neden olmaktadır.Günlük alınması önerilen dozu 600 mikrogramdır, koyu yeşil yapraklı sebzeler,narenciye,çilek,baklagiller, tam tahıllar ve çoğu gelişmiş ülkede bulunan folik asitle zenginleştirilmiş gıdalarda bulunur.Gebelikten 3 ay önce başlanıp gebeliğin 4. ayına kadar günlük diyet dışında ekstra 400 mikrogram kullanımı halinde bu kusurun  oluşumunu %70 oranında azalttığı bilinmektedir.Ayrıca daha önce bu tip sorunlu bebek doğuran anne adaylarının günde 4-5 mg folik asit alması önerilmektedir.Birçok gebelik plansız oluşmaktadır bu nedenle özellikle üreme çağında ki kadınların gebelik planlamasalar bile gebe kalırlarsa kürtaj olmayacaklarsa, muhakkak folik asit tableti kullanmaları önerilmelidir.

D-Vitamini;   Kemik gelişimi ve fosfor ile kalsiyumun vücuda emilimi ve kullanımını düzenler.Yağlı balıklar, yumurta ve bazı tahıllarda bulunsa da ana kaynağı güneşlenme sırasında deride sentezlenmesidir.Eksikliğinde doğan bebekte raşitizm, osteomalazi gibi kemik hastalıklarına neden olur. Rutin olarak gebeye  takviyesi önerilmese de, güneş ışığına  dini veya kültürel nedenlerle  yeterli maruz kalmayanlar , yetersiz beslenenler ve kilolu (VKİ 30 üzeri) kadınlarda eksikliğine dikkat edilmelidir.

E-Vitamini; Gebelerde E-vitamini seviyesinde düşüş olmamaktadır.Ancak yetersiz E-vitamini alımının , pre-eklampsi, düşük doğum ağırlıklı bebekler ve dekolman plasentayla alakası olabileceği yönünde görüşler vardır .Ancak, gebelikte önleyici E- vitamini verilmesinin pre-eklampsi ve düşük doğum ağırlığını azalttığı kanıtlanamamıştır. Bu nedenle gebelerde önleyici-koruyucu kullanımı önerilmez.

K-Vitamini; Gebeliklerde K-vitamini eksikliği son derece nadirdir,bu nedenle koruyucu-önleyici  kullanımı önerilmez.Gebeliğin pıhtılaşma faktörlerinde artışa neden olması nedeniyle  K-vitamini kullanımının pıhtı oluşma riskini artırdığı bile söylenebilir.

C-Vitamini; C-vitamini bağdokusu ve kollajen yapımında ve antioksidan sistemde görev alır ve gebelikte C-vitamini seviyesi %50 oranında azalır. Gebelikte C-vitamini eksikliğine bağlı  pre-eklampsi, düşük doğum ağırlığı ve kansızlık gelişebilir. Gebelikte yeterli alım diyetten sağlanabileceğinden, koruyucu-önleyici C- vitamini verilmesinin kötü gebelik sonuçlarına faydası olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur.

B1(tiamin) ve B2(riboflavin) Vitamini; Gebelikte tüm B-vitamin bileşenleri azalmaktaysa da, Tiamin (B1 vitamini) ve Riboflavin (B2vitamini)’in gebelikte eksiklikleri nadirdir. Bu nedenle bunların takviyesine gerek yoktur.

Vitamin B6; Gebelikte genellikle diğer B-vitaminleriyle beraber eksikliği görülür ve  pre-eklampsi(gebelik zehirlenmesi), hiperemezis gravidarum gibi gebelik bulantı-kusmalarında artış, bebekte nörolojik bozukluklar ve bağışıklık sistemi bozukluklarına neden olabilir.Böyle olsa da gebelikte önleyici-koruyucu kullanımın yararlı olduğu kanıtlanamamıştır.Hatta aşırı kullanımda halsizlik ve yürüme bozukluğuna neden olabilir.Ancak madde bağımlılığı, çoğul gebeliği,adolesan gebeliklerinde ve yetersiz beslenenlerde 2 mg/gün dozunda vitamin B6 takviyesi yapılmalıdır.

Vitamin B12; VitaminB12 eksikliğinde, megaloblastik anemi(kansızlık), anne karnında bebek ölümleri izlenebilir. Normalde gebelikte besinlerle yeterli alım sağlanabildiği için koruyucu-önleyici takviyesi gerekli değildir ,sadece katı vejetaryenlerde, barsaklardan emilimini bozan durumlarda önleyici-koruyucu kullanımı gerekmektedir.

 

 

Demir; Kırmızı kan hücrelerinin oluşumunu yani kan yapımını sağlar, bu nedenle demir haplarına sıklıkla ‘kan hapı’ denmektedir .Demir eksikliği anemisi (kansızlığı) yetersiz beslenmeye bağlı karşımıza çıkan en sık tablodur ve anne karnında ki bebeğin yetersiz  büyümesine,erken doğuma,hatta anne-bebek ölümüne bile neden olabilir.Çözümü ise çok basit olarak demir takviyesidir.Demir vücuda kırmızı et, yumurta sarısı gibi hayvani veya tahıllar, kuru meyve,bezelye, ıspanak,fasulye,mercimek, badem, ceviz gibi bitkisel gıdalarla alınır.Hayvani gıdalardan alınan demir bitkisel gıdalardakine göre vücudumuzca 3 kat daha iyi emilir.Bitkisel gıdalardan alınan demir eğer beraberinde C-vitaminli besinler veya hayvani gıdalardan alınan demir varsa daha iyi emilir.Genelde besinlerdeki  demirin emilimini beraberinde alınan kepekli gıdalar ,kalsiyum özellikle tablet şeklinde ,süt ürünleri ,çay olumsuz etkiler.Demir tabletleri tek başına ,yemek aralarında  bir miktar su veya portakal suyuyla alınmalı ,eğer mide  rahatsızlığı yapıyorsa bunu önlemek için gece yatarken alınmalıdır ayrıca  demirin ,artı3 değerlikli ferrik formunun mide-barsak üzerine yan etkisi daha az olduğundan böyle durumlarda tercih edilmelidirler.

Günlük demir ihtiyacı normalde 15 mg iken gebelikte,artan kan hacmi ve bebeğin vücudunda demiri depolamasından ötürü , 30 mg.a çıkar.Gebeler ilk muayenelerinde demir eksikliği açısından tetkik edilirler ve demirden zengin ve  emilimini artırıcı gıdalarla beslenmeleri için teşvik edilirler.Kan değerlerinin,

    İlk ve üçüncü  3 ayda   hct-33  hgb-11

    İkinci    3 ayda     hct-32   hgb 10,5  , olması normaldir.

Önemli bir noktaysa kansızlığı olmayan ve iyi beslenen gebelerde rutin demir takviyesinin anne veya bebek sağlığı üzerine faydası olmayacağı gibi gebelikte zaten sık olan  kabızlık, hazımsızlık,bulantı yapma, vb gibi şikayetleri daha da artıracağıdır.Bu nedenle düzenli kan tetkiklerini yaptıran ve demir eksikliği olmayan tüm gebelere sadece düşük doz,30 mg/gün  demir takviyesi koruyucu amaçla verilmelidir(2003-ACOG).

Kalsiyum; Kemik ve diş gelişimi ,sinir sistemi ve kalp kaslarının çalışması için gereklidir. Gebelik boyunca ve emzirme döneminde ihtiyaç artar.Yeterli alınamazsa, anne karnında ki bebek kendine yetecek  kalsiyumu her şekilde anne vücudundan alacağından, annede eksilir.

Düşük kalsiyum alımı gebelik hipertansiyonuyla da ilişkilendirilmiş ancak, diyetle yeterli kalsiyum alanlara, bunun önlenmesi amacıyla  takviyesinin bir yararı saptanamamıştır.19 yaş üstü gebelerde günlük 1000mg, 19 yaş altı gebelerdeyse 1300 mg kalsiyum alımının yeterli olduğu saptanmıştır. Kalsiyumu almanın en iyi yolu besinlerle almaktır, dengeli beslenen bir gebede eksikliği nadiren mümkündür,ancak diyette yeterli doz alınamıyorsa kalsiyum tabletleriyle takviye edilmelidir.Kalsiyumu gebeler en fazla süt ve peynir, yoğurt, vb gibi süt ürünlerinden alırlar.Bir bardak süt veya bir kase yoğurtta 300 mg kalsiyum bulunur,ancak az yağlı süt ve süt ürünlerinde de  kalsiyum aynı miktarda bulunduğundan kalori hesabında dikkate alınmalıdırlar.

İyot; Gebelere rutin iyot takviyesiyle  ile ilgili henüz veri yok ve iyodun potansiyel zararlı etkileri bilinmiyor ama aşırı yüksek doz takviyesi yapılmadıktan sonra faydasının, zararından daha fazla olduğu kabul ediliyor. Bu nedenle Amerikan Tiroid Cemiyeti(2006) tüm gebe ve emziren kadınlara günlük 150 μg iyot takviyesi önermektedir.Ancak hipertiroidi varlığında dikkatli olunmalıdır.Önemli bir nokta da yaygın kullanılan,birçok pronatal vitamin tabletinde iyot bulunmadığıdır.

Magnezyum; Gebelik, anne adayında magnezyum eksikliğine neden olmamaktadır.Ancak gebelikte magnezyum eksikliğinin,pre-eklampsi ve erken doğum riskinde artış ile ilişkili  olduğu söylense de, yapılan çalışmalarda gebelikte önleyici olarak magnezyum kullanımının herhangi bir gebelik sonucunda iyileşme sağladığı gösterilememiştir. Bu nedenle gebelikte takviye-önleyici olarak magnezyum  kullanımı gerekli değildir.

Çinko; Çinko vücutta protein ve nükleik asit yapımında önemli bir mineraldir. Gebelikte eksikliği olursa; pre-eklampsi(gebelik zehirlenmesi), erken membran rüptürü ve anne karnında gelişme geriliği (İUGR) olabilmektedir. Ancak halen koruyucu-önleyici kullanımının gerekli olduğunu gösteren yeterli kanıt yoktur.

 

Gebelikte Diğer Mineraller; Bunlar arasında, bakır, selenyum, krom, manganez, molibdenyum,fosfor ve flor bulunmaktadır.Ancak bunların normal şartlarda gebelikte eksiklikleri bildirilmemiştir ve eksikliklerinin önemi de belli değildir. Bu nedenle gebelikte önleyici-koruyucu kullanımları önerilmemektedir.

GEBELİK & SIVI TÜKETİMİ

Günde en az 8-12 bardak  sıvı alınmalıdır. Sıvı sadece sudan  değil, içtiğiniz süt,meyve suyu, çorba, vb gibi ürünlerden de alınır.Az sıvı alınması, kabızlık yaratır, ciddi sıvı alım azlığı ise erken doğumu bile tetikleyebilir.Vücuttaki ödem denilen şişliği de sanılanın aksine, az sıvı içerek değil sıvı tüketimini artırarak azaltabiliriz.

GEBELİK & YEME ÖNERİLERİ

Yeme sıklığı; Bütün kadınların gebelikte ihtiyacını karşılayabilecek standart bir beslenme şekli yoktur dahası her gebenin kendine has ,gebelik öncesinden taşıdığı bir beslenme alışkanlığı vardır.Bu alışkanlıklar üzerinde yapılacak değişiklikler gebelikte doğru beslenme için temel oluşturacaktır.Beslenme aralığı uzadıkça özellikle gebeliğin ilk 3 ayında 3 saati geçerse,kan şekeri düşmesine bağlı bulantı tetiklenmektedir.Ayrıca aralık uzamasına bağlı, atıştırma dediğimiz abur cubur  yeme sıklığı veya yemeklerde aşırıya kaçılmaktadır,böylece gereksiz kilo  alınmaktadır.Beslenme aralığının uzadığı en sık durum  gece uykularıdır, ortalama 8 saat olduğu düşünülürse, oluşacak enerji ihtiyacı için yağ yakımının artmasına bağlı gelişebilecek ketoasidozun gebeliğe olumsuz etkileri yadsınamaz, bu nedenle gebelere gece uykudan önce yaklaşık 200 kalorilik hafif bir yemek yenmesi önerilmelidir.

Besin ihtiyacına göre diyet önerilmesi; Beslenme alışkanlıkları değerlendirildikten sonra anne adayı ile besin piramidi üzerinde konuşup bilgilendirmek gerekir, piramidin her katında ki besin grupları ve ne kadar tüketilmeleri konusunda anne adayının bilinçli olması önemlidir.

Her besinin ayrı ayrı faydası vardır o nedenle, mükemmel besin maddesi değil  mükemmel besin kombinasyonu vardır diye kabul edilmelidir .Bu kombinasyon ,anne adayının ilk muayenesinde alınan bilgiler ışığında besin piramidi üzerindeki grupların içeriğindekilerden beğeniye göre seçilerek yapılır, dolayısıyla herkese göre farklıdır.

 

 

Beslenme piramidi 5 ana besin grubunu, karbonhidratlar, mineraller, proteinler, yağ ve şeker, oluşturur.

Piramit en altta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi gereken karbonhidratlarla başlar ve daha az tüketilmesi gereken gıdalara doğru gider. Yağ ve şeker, çok az tüketilmesi gereken gıdalardır fakat A, D, E ve K vitaminleri gibi vücudumuz için önemli vitaminleri taşıma görevi yaptıklarından dolayı sağlığımız için yenilmesi de çok önemlidir.

Karbonhidrat grubu besin piramidinin en altında bulunur ve en sık tüketilmesi gereken besinlerdir,B-vitamini, folik asit ve demirden zengindir.1 porsiyonu  ekmekte ince bir dilim yada makarna veya pirinçte pişmiş olarak yarım su bardağı dolusu olmak üzere, günde 6-11 porsiyon tüketilmelidirler.

Meyve grubuysa  folik asit, C ve A vitamininden zengindir, günde 3-5 porsiyon tüketilmelidir.Ancak dikkat çekilmesi gerekli olan bir konuda  meyve suyu tüketimidir, bilinmelidir ki bu fark edilmeden gereksiz kalori alımına neden olmaktadır, meyve suyu yerine taze veya dondurulmuş meyve tüketimi teşvik edilmelidir.1 büyük portakal,şeftali,1 küçük elma,7-8 adet çilek,veya yarım bardak kuru meyve 1 porsiyondur.

Sebze grubu iyi bir lif kaynağıdır,A ve C-vitamini , folik asit  ve bazıları da bitkisel demir açısından zengindir, günde  3-5 porsiyon ,taze veya dondurulmuş,tüketilmelidir. Ancak sebze-meyve grubundan günlük beslenmede değişik renkli sebze- meyvelerin tüketilmesine önem verilmelidir.1 ölçü sebze çiğ olarak 1 su bardağı, pişmişse yarım su bardağıdır.

Et ve et ürünleriyse günde 2-3 porsiyon tüketilmelidir,1 porsiyon yaklaşık 60-80 gramdır.

Haftada 2-3 porsiyon tüketilmesi önerilen balık etiyle ilgili bazı konulara dikkat edilmelidir.Deniz ürünleri deniz suyundaki mineralleri süzüp vücutlarına alarak bol miktarda demir, fosfor, potasyum, selenyum, iyot ve çinko içerirler, aynı zamanda  balık eti iyi bir vitamin kaynağıdır; B-6, B-12, biotin, niasin, D ve A vitamini bol miktarda bulunur.Ancak deniz ürünlerinin suyu süzme ve mineralleri yoğunlaştırma yetenekleri aynı zamanda zararlı maddeler için de geçerlidir. Kirli sularda yaşayan deniz canlıları civa gibi ağır metalleri fazla miktarda bulundurabilirler. Civa özellikle hamilelikte fazla miktarda alındığında gelişen bebeğin beyin ve sinir hücrelerine zararlı olur. Birçok uluslar arası otorite üreme çağında ki kadınlara deniz ürünlerinde bulunabilen civa içeriğinden ötürü haftada biri yağlı olmak üzere 2 öğün balık tüketmesini önermektedir.Yurdumuzda da  bulunabilen  kılıçbalığı,uskumru,köpekbalığı ve derin su balıkları  yüksek oranda civa içerdiklerinden  tüketilmemelidirler.Somon,karides,yayın balığı ve konserve light ton balığı ise düşük civa içerdikleri için tercih edilebilirler.Bu arada ülkemizde ki, daha sık tüketilen , lokal balıklar konusunda ise yerel yetkililerin önerileri dikkate alınmalıdır.

Süt ve süt ürünleriyse kalsiyum ,D-vitamini ve protein açısından zengindir,günde en az 3 porsiyon tüketilmelidir ancak mümkün olduğunca yağsız veya az yağlı olanının tercih edilmesi önerilir.1 porsiyon süt veya yoğurt  250 gram, 1 porsiyon peynir ise az yağlı olanda 50 gramdır.

 

BESİNSEL DEĞERİ OLMAYAN MADDELER

Kafein; Kahve,çay,kolalı içecekler,çikolatada bulunur.Günde en fazla ne kadar kafein alınabileceği  net değildir,ancak bebeğe direkt olarak kanla geçtiği için günlük alımının gebelikte kısıtlanması gereklidir.Günlük 200 mg a kadar kafein tüketiminin  sorun yaratmadığını belirten çalışmalar mevcuttur, ancak daha yüksek dozlarının  düşüklere veya bebeklerin doğum kilolarında geriliğe neden olduğu konusunda bulgular vardır.Kahve veya kahve bazlı ürünlerin tüketimi özellikle son yıllarda çok artmıştır, gebelere bunların azaltılması konusunda bilgi verilmeli, ancak yerine tüketilecek ürünler, özellikle yüksek şekerli, konusunda da dikkatleri çekilmelidir.1 kupa filtre kahve, neskafe veya 1 fincan türk kahvesinde 100 mg , 1 bardak çayda 50mg , 1 kutu kolada 40 mg ve 50 gramlık çikolatada 50 mg kafein bulunur.Unutmayınız;kafein idrar sökücüdür,sık idrara çıkma şikayetinizi artıracak, idrarla  beraber  kalsiyumda atılacaktır.Kafein aynı zamanda duygusal  dalgalanmalarınızı artırıracak, uyku sorunu, çarpıntı yapacaktır.Ayrıca kafein demir emilimini de azaltmaktadır.

Alkol; Gebelikte tüketilen alkolün hangi  dönemde , hangi dozda anne karnında ki bebeğe zarar verdiği bilinmemektedir,ancak direkt anneden bebeğe geçtiği için teratojen olarak kabul edilir.Bu nedenle gebelik boyunca  kullanımı kesinlikle yasaklanmalıdır.

Yapay tatlandırıcılar;

Sakarin-gebelikte kullanımı güvenli değildir

Aspartam– fenilketonürisi olmayan gebelerde kullanımı güvenlidir

AsesulfamK ve Sukraloz-gebelerde kullanımı güvenlidir.

Tatlandırıcılar genel olarak kilo almayı önlemek amaçlı  kullanılmaktadır , her ne kadar FDA(Amerikan ilaç birliği) bunların uygun miktarda tüketiminin güvenli olduğunu söylese de, gebelikte bu tip tatlandırıcılar içeren diyet ürünler yerine besleyici değeri yüksek besinlerin tercih edilmesi daha doğru olacaktır.

Tuz; Geçmişte gebelere tuz kısıtlaması öneriliyordu ancak günümüzde bunun gerekli olmadığı bilinmektedir.Sıklıkla söylenen yemeklere fazladan tuz atılmaması ya da herkesin yediği kadar tuzlu yenmesidir.Tuzun yetersiz alımı ise gebede sıvı elektrolit dengesini olumsuz etkilemektedir, özellikle iyot ihtiyacını da karşılamak amacıyla günde 2 gram iyotlu tuz tüketilmesi idealdir.

Bitki çayları; Bütün gebeler özellikle bu konuda sorgulanmalıdır.Yanlış olmakla beraber  çoğunlukla ‘bitkisel’ denince otomatikman zararsız  kabul edilmektedir.Ancak birçok bitkinin veya bitkisel ürünün gebelikte kullanımı yasaktır, ayrıca kullanımı yasak olmayanların da  gebelikte  kullanılabilecek dozu ile ilgili yapılmış yeterli çalışma yoktur.Bununla beraber marketlerden alınabilen, gebelikte kullanımı yasak olmayan  bitki çaylarının günde 1 en fazla 2 bardak kullanımı uygun olabilmekle beraber aktarlardan alınan bitkiler veya  karışımlar konusunda daha radikal olunmalı ve kullanılmaması önerilmelidir.

 

GEBELİK & EGZERSİZ YAPARKEN BESLENME

Sağlıklı gebelerde düzenli, günlük veya günaşırı 30 dakikadan az olmayan uygun zorlukta egzersiz yapılması  teşvik edilmelidir. Egzersiz olarak en uygun ise yürüme ve yüzme kabul edilmektedir,uygun zorluk ise ‘yürürken şarkı söyleyemeyeceğiniz tempo’ olarak kabul edilebilir.Ancak gebelikte beslenme ve yapılan egzersiz arasında alınan karbonhidrat açısından bir denge sağlanmalıdır.Gebeler dinlenme ve egzersiz sırasında normal kadınlara göre daha fazla kalori harcarlar,bu nedenle egzersizden en az 1 saat önce ve yapılan egzersizin süresi ve zorluğuna bağlı değişmekle beraber sonrasında da kan şekeri düşmesini önlemek amacıyla,hafif bir yemek yenmelidir.Bununla beraber egzersizden önce, egzersiz yaparken ve sonrasında bol sıvı tüketilmelidir.Gebeliği sırasında kilo almada sıkıntısı olan gebelerdeyse  egzersiz yapılması sınırlandırılmalı veya öncesi-sonrasında daha yüksek kalorili besinler tüketmesi öğütlenmelidir.

GEBELİK & KİLO ALMA ÖNERİLERİ

Gebelik sırasında alınması önerilen kilo, anne adayının gebelik öncesi VKİ ile bağlantılıdır.Ancak toplamda alınan kilo yanında bu kiloların hangi biçimde alındığı da önemlidir.Her muayenede alınan kilo not edilmeli ve dengenin bozulduğu durumlarda müdahale edilmelidir. Birçok uluslararası kuruluşun önerisi;

Gebelikte3.aydan sonra haftada

Düşük  VKİ((19.8)                         12-18 kilo                               0,5-1 kilo

Normal VKİ(19.8-26)                    11,5-16kilo                             0,4 kilo

Yüksek VKİ()26-29)                      7-11 kilo                                 0,3 kilo

Obez    VKİ()29)                 en az   6 kilo                                      0,25 kilo

Yukarıdaki tablonun tek istisnası ilk 3 aydır,bu dönemde biraz kilo kaybı normal kabul edilebilir ama genelde 1-4 kg  civarında kilo artışı olması daha sıkça görülür ve önerilir .Yapılan çalışmalarda bu tabloda da önerilen kilo alımının altında kilo alımıyla erken doğum , düşük doğum ağırlıklı bebek doğumu ve doğum sonrası emzirememe, üstünde kilo alınmasıyla da yüksek kilolu bebek doğumu arasında güçlü bağlantı saptanmıştır.Özellikle gebeliği boyunca 16 kilo üzerinde alanların doğum sonrasında da bu kiloyu uzun süre veremediği saptanmıştır.Bir başka çalışmaysa kilo alımının gebeliğin ilk 20 haftasında fazla olduğu gebelerde doğum sonrası kilo vermenin daha güç olduğunu göstermektedir.

Zayıf kadınlar;Anne karnındaki bebeğin gelişmesinde gerilik, amnion suyunun azalması ve düşük kilolu bebek doğurma riskleri  fazladır, bir de gebelik sırasında yeterli kilo alamazlarsa bu riskler daha da artar.

Kilolu kadınlar;bebeklerinde beyin omurilik kusurları,kalp damar bozuklukları,yarık damak,hidrosefali gibi doğuştan olan anormallik görülme riski artar, ayrıca doğumun zor olması da  görülebilen risklerdendir.Bu risklerin artmasındaki neden tanı konulmamış şeker hastalığı olabileceği gibi,gebede ki bu aşırı kilo-obezitenin bazı besin eksiklikleriyle özellikle folik asit eksikliğiyle beraber de olabilmesidir.

VKİ 27 nin üzerinde olarak gebeliğe başlayan anne adaylarında gebelik şekeri,hipertansiyon,pıhtı oluşmasına bağlı damar tıkanıklıkları, inme ve idrar yolu enfeksiyonu oluşma riski artar.Bu durumda ki anne adaylarının diyetisyen kontrolünde gebeliklerinin devamı önemlidir ayrıca yürüyüş teşvik edilmeli ve ayda en az 0,5 kilo almasına uygun beslenme rejimi uygulaması sağlanmalıdır.Unutulmamalıdır ki gebelik boyunca kilo verdirici bir beslenme rejimi kesinlikle önerilmemektedir.

Fazla kilo alımı;VKİ  ne göre hesaplanan gebeye uygun aylık kilo alma hedefinin üzerine çıkılmasıdır, ancak uluslararası  otoriteler gebeliğin her ayı için geçerli olmak üzere 3 kilo üzerinde kilo alımının da incelenmesini

önermektedirler. Bizim kültürümüzde gebeler için ‘iki canlı o nedenle iki kişilik yemeli’ diye yanlış bir düşünce oldukça yaygındır, bu  nedenle birçok anne adayı gebelik öncesi kaçındıkları tatlı ve yiyecekleri  bolca tüketmeye başlarlar.Ayrıca özellikle ilk 3 ayda gebede hakim olan progesteron hormonunun doğal olarak yaptığı etkiyle anne adayında artan halsizlik ve buna eklenebilen bebeğimi düşürürüm korkusuyla tercih edilen hareketsiz yaşam tarzı anne adayının dengeli beslense bile kalori harcaması azaldığı için aşırı kilo almasına neden olur.Ayrıca anne adayları gebelikten dolayı yapay tatlandırıcı kullanımını bırakırlar ve sağlıklı beslenme adına bol meyve suyu da tüketirlerse kolayca kilolarına kilo katarlar.Meyve suyu tüketimi yapılan araştırmalarda gebelik döneminde alınan kiloların en sık karşılaşılan nedenidir.

Fazla  alınan kilonun nedeni tespit edildikten sonra anne adayıyla bunu önlemek için yapılacak besinsel veya yaşam şekliyle ilgili değişiklikler tartışılır, ayrıca uygun beslenme rejimi için diyetisyene yönlendirilir.Bu konuda gebeyle her muayenede özellikle konuşulmasının ve kilo kontrolü konusunda teşvik edilmesinin  yapılan çalışmalarda etkili olduğu saptanmıştır

 

 

Fazla kilo alımı saptandığında dikkate alınacaklar;

1-Önceki kilonun ölçümünde veya kaydında hata olasılığı değerlendirilir

2-Kilo alma düzeni incelenir, 1 önceki ay  az kilo alınmışsa sonraki ay fazla alınabilir

3-Ödem- şişkinlikte artış  var mı?

4-İştah artışı var mı, fast food tarzı mı beslenmeye başlamış? Tatlı-meyve suyu tüketimini mi artırmış

5-Psikolojik olarak veya sosyal olarak hayatında değişiklik var mı? Sıkıntıdan aşırı yemek yiyen veya iştahtan kesilen birçok anne adayı vardır.

6-Fiziksel aktivitesinde  yorgunluğa veya yatak istirahatine bağlı azalma var mı…

Düşük kilo alımı; Normal VKİ ile  gebe kalan bir anne adayı ilk 5 ayda yaklaşık 5 kilo almalıdır , kilolu ise 2,5-3,5 kilo ,zayıf ise 7-8 kilo arasında  almalıdır.Aylık bazdaysa normal VKİ olan gebenin  ayda 1 kilodan , kilolu VKİ olan gebenin  ise ayda 0,5 kilodan  az alması düşük kilo alımı olarak değerlendirilir.Yapılan birçok çalışmada gebeliğin ilerleyen dönemlerinde düşük kilo alımıyla erken doğum arasında ilişki saptanmıştır.

Düşük kilo alımında dikkate alınacaklar;

1-Sadece o ay  değil ,gebeliğiniz sırasında tüm alınan kiloyu dikkate alın.Nedenine gelince,çok kilo  alınan ayın sonrası anne adayı dikkat ederek az kilo alabilir yalnız bu sonraki aylarda da böyle devam etmemelidir,

2-Bir önceki kilo yanlış kaydedilmiş  olabilir mi, kıyafet farkı var mı dikkate alınmalıdır,

3-Vücutta ödeme bakılmalıdır,

4-Bulantı, kusma, ishal veya başka bir  hastalık varlığı önemlidir,

5-Yeme kusuru, kilo alma korkusu  sorgulanmalıdır,

6-Erken doyma var mı sorgulanmalıdır .Bazen aşırı sıvı tüketiminin iştahı kapayabileceği dikkate alınmalıdır, böyle durumlarda kalorisi az sıvıları kalorililerle değiştirmek gerekebilir,

7-Çeşitli psikososyal  sorunların örneğin istenmeden gebe kalınması, aile desteği olmaması, iş kaybı gibi nedenlerin yeme sorunu yaratabileceği dikkate alınmalıdır,

8-Ekonomik nedenlerle olabilecek beslenme yetersizliği veya uyuşturucu kullanımının da iştahı azaltabileceği dikkate alınmalıdır.

ANNE ADAYLARINA KISA KISA

Yediğiniz her şeyi not edin, akşam eşinizle günün değerlendirmesini yaparak sonraki gün neler tüketeceğinizi belirleyin, böylece baba adayını da gebelik sürecine dahil edin

– Kalori hesabı yaparken besleyiciliğine de dikkat edin, beyaz undan yapılan ekmekten aldığınız 150 kalori ile tam tahıl ekmeğinden alınan 150 kalori aynıdır ama tam tahıl daha besleyicidir

– Karnınızda ki bebeğinizin düzenli beslenmeye ihtiyacı vardır, aç olmasanız bile düzenli yemeye özen gösterin. Ancak unutmayın ki en iyi ve dengeli beslenme tarzını uygulasanız bile eğer sigara ve alkol alıyorsanız bir işe yaramaz

– Şeker tüketmek boş kalori almakla ve gereksiz alınan kilolarla eş anlamlıdır, ancak yerine yapay tatlandırıcı kullanmakta iyi bir alternatif değildir ,doğrusu tercihen meyvelerden şeker ihtiyacını karşılamaktır.Şekerden alacağınız kaloriyi daha yüksek besin değeri olan gıdalardan almanız sizin ve bebeğiniz için daha iyidir.

– Hazır, pişmiş veya yarı pişmiş, yiyeceklerden uzak durun, konserve yerine taze dondurulmuş ürünleri tercih edin, ama  en doğrusu mevsiminde taze sebze –meyve tüketilmesidir. Lifli besin  tüketimi  gebelik şekeri gelişme riskini azaltmaktadır.

– Gebelikte uyguladığınız beslenme  şeklini aileniz içinde geçerli kılarsanız, hem daha kolay uygularsınız ,hem de daha sağlıklı bir aileniz olur.

– Demir hapınızı ya aç karnına ya da yemeklerde  C-vitamininden zengin gıdalarla alın ve 2 saat öncesi- sonrasında süt ürünü tüketmeyin, keza kalsiyum tabletini de demir tabletinizden farklı zamanlarda alın.

– Kalsiyum tabletleri yemekle beraber alınınca daha iyi emilirler.

– Süt ve süt ürünlerinin pastörize ürünler olmasına dikkat edin.Açıkta satılan sütlerden uzak durun.

– Vitaminler insan vücudunda ki birçok yapım ve yıkım ,yani metabolik, olayın olmasını kolaylaştıran maddelerdir, sıklıkla sorulan kilo aldırır mı sorusunun cevabı ise hayırdır.

  1. DR. A. ERAY MEMEÇ

KADIN HASTALIKLARI & DOĞUM UZMANI

ÖZEL MEDLİNE ADANA HASTANESİ

 

Gebelikte bebeğe kilo aldırmak için neler yemeliyim ve nasıl beslenmeliyim?

Dr. Kağan Kocatepe'nin youtube kanalında hazırladığı video içeriğinin transkripsiyonu (video sayfanın en aşağılarında):

Bebeğin kilo alması için neler yemeliyim?

Bir kere öncelikle bebeğin niye kilo alınması isteniyor?

Şunu biliyoruz ki 2500 gr doğan bebek ile 4000 gr doğan bebek çocuk doktorunun gözünde aynı, miadındaki bebekten bahsediyoruz tabii ki bu arada. Ama işte bazen ultrasonografide diyoruz ki "geçen sefere göre daha az almış".

Anne adayının gebelik boyunca hem kendi kilosu hem de bebeğin kilosu çok çok çok önem kazanıyor kendisi için.

Bunlardan bahsederken baba adaylarına söylüyorum: Anne adaylarının kilosundan bahsederken, bize de söylüyorum doktorlar olarak, bebeğin kilosundan bahsederken, çok dikkatli olmamız gerekiyor çünkü anne adaylarının en hassas noktalarından bir tanesi bebeğin kilosu. "Birazcık az almış, eyvah!" diye dünyanın sonu haline getiriliyor bu. "Bebeğime kilo aldıramadım" falan filan diye, sonra da çözüm önerileri arıyorlar. İlk akla gelen "çözümü" nedir bunun tabii ki? Yemek. Daha fazla yemek yemeye başlıyorlar. Daha fazla protein ile beslenmeye başlıyorlar. Et yemeye başlıyorlar.



Daha fazla istirahat etmeye başlıyorlar ki bebeğe daha fazla kan gitsin diye. Ne oluyor? Daha fazla kilo alıyorlar. Bebek alıyor mu peki, bebek de alıyor.

Ama bir anlamda tırnak içinde söylüyorum "ayıp olmasın" diye alıyor. Çünkü şunu biliyoruz ki bebeğin ana rahmine düştüğü anda potansiyel bir kilosu var. Yani o çocuğun aslında doğacağı kilo zaten belli genetik olarak.

Biz yediklerimizle içtiklerimizle veya yemediklerimizle içmediklerimizle, yaptıklarımızla veya yapamadıklarımızla, yapmadıklarımızla bebeğin kilosunu çok da böyle fazla etkileyemeyiz. Yani 3100 doğması karar verilmişse bir bebeğin o bebeği biz yediklerimiz içtiklerimizle 3500 yapamayız. Yapmalı mıyız zaten? Hayır.

Bizde şöyle bir algı var:

"Bebek daha kilolu, ele daha kolay gelir, daha kolay bakılır".

Bu ama sadece bir oluşturulmuş algı. Bebeklerin, 2000 gr'ı tıbben normal kabul edilseydi o zaman ne olacaktı? Bu kez de 2500 gr'lık bebek tosun gibi bir bebek olacaktı. Bu bir algı sadece. Yani 2500 gr'lık bebeğe kolay bakılmıyor mu? Tabii ki kolay bakılıyor. Bu sadece bir yanılsama diyelim.

Ama tabii ki şundan bahsetmiyorum: Bebekte aşırı kilo artışına neden olan tıbbi durumlar olabilir, bunlardan bir tanesi gestasyonel diyabet dediğimiz gebelik şekeri. Bunun tanısı koyulmamışsa o zaman amniyon sıvısında artış ve bebeğin gereksiz yere kilo alması söz konusu olabilir.

Veya sigara içilmesi, gebelik zehirlenmesi, hipertansiyon gibi bebeğe giden damarları etkileyen durumlar, bunlar bebeğin potansiyel kilosunu aşağı düşürebilir. Yani rahim içine yolculuğa başlarken belirlenmiş potansiyel kilosunu bunlar aşağı çekebilir, bunlardan bahsetmiyoruz tabii ki. 



Yani: Bebeğime kilo aldırmalı mıyım?

Önce bu sorunun cevabı: Tıbbi bir durum var mı, yani bu bebek 2500 gr'dan daha aşağı doğması bekleniyor mu? O zaman evet. Ama eğer yani 2900 doğması bekleniyorsa ama anne adayının kafasındaki imaj 3500 ise hayal ettiği bebek türü, bunu yedikleriyle yapması zor. Yapar mı, yapar. Nasıl yapar? Yani kalori sayısını 3'e katlar ise o zaman gereksiz yere bebeğe enerji gideceği için çünkü enerji fazlası bebeğe de gidecek sonuçta kan yoluyla.

Yapabilir ama gerekli mi ve sağlıklı mı? Tabiki değil.

O yüzden de bebeğin kilosu önemli ama sağlık açısından eğer tıbbi bir durum söz konusu değilse ondan bahsediyoruz, o kadar da sağlık açısından bir kriter değil.


Video: 

BEBEĞİN KİLO ALMASI İÇİN NELER YEMELİYİM? ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN AZ KİLO ALMASI NE ZAMAN SORUNDUR?



Herkese merhaba, bugün tüm anne adaylarını yakından ilgilendiren bir konudan bahsedeceğim ❤

Hepiniz bebeğinizin büyüme ve gelişmesini sağlıklı bir şekilde tamamlamak ve kendi sağlığınızı korumak için gebelik döneminde sağlıklı ve kaliteli beslenmeniz gerektiğini biliyorsunuz. 😊

Gebelik döneminde kilo alıyoruz ancak ne kadarı bebeğinize gidiyor? Gebelik döneminde iki kişilik mi yemeliyiz? Yediğiniz hangi besin bebeğinizin gelişimini destekliyor? Bebeğinizin gelişimini destekleyen besinler nelerdir? Gebelikte bebeğe nasıl kilo aldırılır? Gelin birlikte inceleyelim..

Gebelik döneminde beslenme önerileri konulu makalemizi inceleyebilirsiniz. Aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

https://www.bebek.com/gebelik-doneminde-beslenme/

Gebelik döneminde ne kadar kilo almanız gerektiğini merak ediyorsanız aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

https://www.bebek.com/1-ay-gebelikte-beslenme/

Öncelikle;

Gebelik Döneminde Alınan Kilo Nereye Gider?

Doğumda bebeğinizin ağırlığının ortalama 3.5 kg olduğunu düşünürsek;

  • Bebek; 3.5- 4 kg
  • Plasenta; 0.5-1 kg
  • Amniyotik sıvı; 1 kg
  • Göğüsler; 0.5 kg
  • Uterus; 1 kg
  • Anne kan hacminde artış; 1.5 kg
  • Yağ deposu; 3 veya daha fazla
  • Artan kas dokusu ve hücre içi sıvı; 2- 3.5 kg

Toplam; 12.5 kg civarındadır.

Gebelik Döneminde Bebeğe Kilo Aldıran ve Gelişimini Destekleyen Besinler

Hamilelikte Bebeğe Yarayan Besinler;

Siz henüz hamile olduğumuzun farkında bile değilken bebeğinizin en hızlı gelişim süreci tamamlanıyor. En önemli tuğlaları yavaş yavaş konulmaya başlıyor.

Özellikle beyin gelişimi.. Bu sebeple biz sürekli planlı gebeliklerin öneminden bahsediyoruz. Gebe kalmadan önce folik asit gibi takviyeler kullanmanızı öneriyoruz.

Gebelik döneminde sağlıklı beslenmek bebeğin sağlıklı gelişimi için çok önemlidir. Gebe olan bir kadının, normal bir kadının alması gereken kaloriye ek olarak ortalama300 kaloriye ihtiyacı vardır. Yani gebelik döneminde iki kişilik yemek yemek gerekmiyor.  😊

1 bardak süt, 1 meyve, 1 dilim ekmek ve 1 köfte kadar et ile 300 kaloriyi sağlamış oluyoruz.

Siz nasıl beslenirseniz, bebeğiniz de o şekilde beslenecek.

 Bebek anneden beslenir.❤

Gelin şimdi birlikte bebeğinize kilo aldıracak ve özellikle beyin gelişimini destekleyecek besinlere bakalım;

Yumurta

Yumurta bizim anne sütünden sonra en kaliteli proteinimiz 😍Vitamin ve mineral deposu! Gebelik döneminde oldukça önemli bir yere sahip.

Yumurta, sağlıklı bir gebelik süreci geçirmek için gerekli olan lutein maddesini içeriyor. Yumurtanın içeriğinde 25 mcg folik asit bulunuyor.

Folik asit, bebekteki doğum kusurlarını, beyinsel hastalıklarının oluşmasını önler. Gebelik döneminde bebeğinizin iyi gelişmesi ve kilo alması için kahvaltılarınıza bir adet haşlanmış yumurta ekleyin

Eğer yumurtayı haşlama olarak tüketemiyorsanız 1 tatlı kaşığı yağ ile sebzeli bir omlet yapabilirsiniz. Böylece lif alımını artırmış olacak ve tokluk sürenizi uzatabileceksiniz.

Ispanak

Ispanak, bebeğinizin gelişmekten olan omurgasını korumaya destek olan demir, C vitamini ve folik asit içerir.

Ayrıca ıspanak anne adayının enfeksiyonlarla baş etmesine yardımcı olur.

Ispanak doğal folat kaynağıdır. Gebelik döneminde bebeğinizin iyi gelişmesi ve kilo alması için ıspanağı beslenme düzeninize ekleyin.

Meyve ve Sebzeler

Günlük beslenmenizdeki her öğününüze mutlaka sebze ve meyve eklemeye çalışın. Bu dönemde vitamin ve mineral içeriği yönünden yüksek besinlerden tüketmemiz ve bol lifli beslenmemiz çok önemli.

Tükettiğiniz her öğünün yanına bir tabak bol salata ekleyin

Ara öğünlerinizde 1 orta boy muz tüketin. Neden özellikle muz?

Muzun potasyum içeriği çok yüksek. Potasyum bebeğinizin kas ve iskelet sisteminin gelişimini destekliyor.

Gebelikte Bebeğin Gelişimi İçin Ne Tüketilmeli? Konulu videomuzu inceleyebilirsiniz.

Ceviz

Cevizin içeriğinde bulunan omega-3 yağ asitleri bebeğin göz ve beyin gelişimi destekler.

Cevizin 1 porsiyonu 2 adettir. (2 tam ceviz)

Gebelik döneminde düzenli tüketilen ceviz kan damarlarında oluşabilecek iltihapları azaltır.

Ceviz zengin protein ve lif içeriği sayesinde tokluk sürenizi uzatır, daha uzun süre tok kalmanızı sağlar. Ceviz bebeğinizin gelişimi için gerekli bakır mineralini içerir.

Süt ve Ürünleri

Anne adaylarımız bebeğine kilo aldırmak istiyor ve bebeğinin gelişimini desteklemek istiyorsa, günlük beslenmesinde süt ve süt ürünlerine mutlaka yer vermelidir.

Süt ve ürünleri özellikle kalsiyum açısından çok zengin. Kalsiyum da bebeğin gelişmekte olan kemikleri için çok önemlidir.

Ana öğünlerinizin yanında mutlaka 1 kase yoğurt ekleyin. Ara öğünlerinizde ise kefir gibi, sindirimizi kolaylaştıracak probiyotik içeriği yüksekbesinler tercih edin. Kefiri sade tüketemiyorsanız taze meyvelerle karıştırın ve blenderdan geçirin afiyetle tüketin. 😍

Gebelikte Bebeğin Kilo Alması ve Gelişmesi İçin Ne Yemeli?Kabak Çekirdeği 💚

Demir eksikliği gebelik döneminde sık rastlanan bir problemdir. Bu problemle başa çıkmanın yolu da demir içeriği yüksekbesinlerle beslenmekten geçiyor.

Kabak çekirdeği de 100 gramda 8.8 mg demir içerir. Ayrıca çok güzel bir çinko deposudur.

Günlük beslenmenizde; sabah kahvaltınızda yulafınızın içerisine, ara öğünlerinizde veya ayran gibi içeceklerinize karıştırıp blenderdan geçirip rahatlıkla tüketebilirsiniz.

Gebelikte Bebeğin Kilo Alması ve Gelişmesi İçin Ne Yemeli?Et ve Et Ürünleri

Gebelik süreci ilerledikçe özellikle 20. haftadan sonra proteini biraz daha artırmak gerekiyor. 100 gram etten yaklaşık 20 gram kadar protein alıyoruz.

Et ve et ürünleri tam bir demir deposu. Bebeğinizin gelişimini destekliyor.

Balık bebeğinizin hem göz hem de beyin gelişimini destekler. Haftada iki gün mutlaka balık tüketin ancak dip balıkları olmamasına dikkat edin. Balıkta pişirme yöntemi olarak fırın veya ızgara tercih etmelisiniz.

Kilo kontrolü açısından kızartmayı önermiyoruz.

Bebeğinizin Anne Karnında İyi Gelişimi ve Kilo Alması İçin Yemeniz Gereken Diğer Besinler; ❤

Gebelik döneminde bazı anne adayları kilo alırım korkusuyla ekmeği, bulguru tamamen kesebiliyor. Özellikle gebelik döneminde ekmeğin içerisinden gelecek vitamin ve minerallere de vücudunuzun ihtiyacı var. Bu sebeple ekmeği tamamen kesmek yanlış. Dikkat etmemiz gereken nokta tam tahıl ürünleri tercih etmek..

Eğer öğününüzün yanında ekmek tüketmek istemiyorsanız 3-4 yemek kaşığı bulgur pilavı tüketebilirsiniz.

1 dilim ekmek 3-4 yemek kaşığı bulgur pilavına eş değerdir. 

Umarım bebeğinizi sağlıkla kucağınıza alırsınız 😊 Aklınıza takılan soruları yorum olarak bırakmayı ihmal etmeyin.

Sağlıkla kalın

Diyetisyen Beyza Uyan

intagram; https://www.instagram.com/dytbeyzauyan/

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır