Tüm dünyada hayvancılık sektöründe her yıl yaklaşık 65000 ton antibiyotik kullanılmaktadır.
Antibiyotikler:
1. Fazla tahıl içerikli yemle beslenme sonucu bağırsak florası bozulan ve ishal olan hayvanların tedavisinde
2. Sıkışık, pis, doğal olmayan ortamlarda yetişen hayvanlarda hastalık gelişmesini önelemek için profilaktik olarak
3. Sığır büyüme hormonu rBGH verilen hayvanların sık meme iltihabı (mastit) tedavisinde
4. Hayvanalrın daha hızlı büyümesi ve kilo alması için kullanılmaktadır.
Antibiyotik kullanımı ilk 1960’larda bildirilmiş; 2000 senesinden kullanım ve kalıntı miktarı giderek artmıştır. Tüm kıtalarda ve pek çok ülkede yapılan çalışmalarda sütlerde antibiyotik kalıntısına rastlanılmaktadır. Kalıntılar daha çok inek sütünde gösterilmekle birlikte, koyun ve keçi sütünde de bulunmaktadır.
Kalıntısı saptanan antibiyotikler: beta laktam antibiyotikler (%37), tetrasiklinler (%14), kinolonlar (%14),
sülfonamidler (%13), aminoglikozidler (%10) ve diğerleri ( %12).
Hayvana verilen antibiyotiğin % 20 ila 70’ i süte geçebilmektedir. Ayrıca dışkı ve idrarla atılmakta ve toprağa ve kaynak sularına karışmaktadır.
Sütün içindeki antibiyotikler aynı antibiyotik almış gibi etkilerini gösterir: bağırsak florası bozulur, yararlı bakteriler ölür, zararlı bakterilerin sayısı artar, antibiyotik direnci gelişir, alerjilere zemin oluşur. (Disbiyozis üzerine daha fazla bilgi için tıklayınız)
Gümünüzde giderek daha fazla görülen süt alerjilerinin bir nedeni de sütün içindeki antibiyotik kalıntılarıdır.
Antibiyotik riski gelişimi insanın kendisine olduğu kadar etrafı için de bir problemdir. Tüm dünyada pek çok bakteriyel enfeksiyonun tedavisinde basit antibiyotikler yetmemekte, daha güçlü antibiyotikler kullanılmakta ve sırasında bu antibiyotikler de yetersiz kalmaktadır. Yeni antibiyotik keşfi/üretimi bu direnç ile baş edebilecek hızda değildir.
Teorik olarak antibiyotik verildikten sonra , antibiyotik tedavisi kesilene kadar hayvanlardan alınan sütün atılması gerekmektedir. Ancak süt örnekleri durumun böyle olmadığını göstermektedir.
Antibiyotik kalıntıları kaynatma, sterilzasyon, pastörizasyon, UHT, dondurma ve fermentasyona dirençlidir, düzeyleri düşmez.
Kaynakça:
Çoğu zaman kendi kendimize, komşu ya da yedi kat yabancının önerisiyle ilaç kullanıyoruz. Ama yanlış yapıyoruz! Üstelik yanlışımız bununla da sınırlı değil. İkinci bir yanlış da ilacı içmeden önce veya içtikten sonra tükettiğimiz besinlerle yapıyoruz. Ağrı kesiciler, alerji ilaçları, antibiyotikler, kan pıhtılaşmasını etkileyen ilaçlar, hipertansiyon, epilepsi ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri çeşitli besinlerle bir araya gelerek sağlık açısından hiç istenmeyen sonuçlara hatta ölüme bile yol açabilir.
Örneğin K vitamininden zengin besinler kan pıhtılaşmasına sebep olurken kullanılan kan sulandırıcı ilaçların etkisini azaltır. Bu nedenle kan sulandırıcı ilaç kullananların K vitamininden zengin; brokoli, lahana, ıspanak, pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri tüketirken dikkatli olması gerekir. Yine bu tip ilaçlarla sarımsak tüketimine de dikkat edilmesi gerekir, sarımsak fazla tüketildiğinde bu ilaçların midede ve beyinde kanama riskini artırabilir.
Gelişigüzel kullanılan antibiyotikler, birçok tehlikeli sonuca yol açmakla birlikte, doktor önerisiyle kullanıldığında da öncesinde ve hemen sonrasında ne yenilip içildiğine dikkat edilmesi gerekir. Bazı antibiyotiklerin süt ve süt ürünleri ile bir araya gelmemesi gerekir. Süt ve süt ürünlerinin içeriğindeki kalsiyum, antibiyotiğin emilimini azaltabilir. Bu yüzden antibiyotiğin kullanıldığı saatlerde süt ve ürünleri tüketilmemelidir. Yine bir takım antibiyotikler ise meyve suyu, domates, kafein ile birlikte kullanıldığında ilacın midede harabiyetini artırabilir. Mantar ilaçları kullanırken de öncesinde veya sonrasında süt, peynir, yoğur gibi besinler tüketmemeye dikkat edilmeli. Bu besinlerle birlikte tüketildiğinde bulantı, kusma ve karın ağrısı gibi problemlere neden olabilir.
Bahar aylarıyla birlikte başta polen alerjisi olmak üzere birçok reaksiyon kendini göstermeye başlar. Bu noktada antihistaminik denilen alerji ilacı kullananların kesinlikle alkol almamaları gerekir. Bununla birlikte çay ve kahvenin fazla tüketilmesi de zararlı. Greyfurttan ise uzak durulmalı. Greyfurt yemek baş dönmesi ile sersemlik hissine yol açabilir. Bir greyfurt uyarısı da yüksek tansiyon hastalarına! Yüksek tansiyon tedavisi görenler kesinlikle greyfurt veya suyunu tüketmemelidirler. Aksi takdirde taşikardi denilen kalp atım sayısının artması veya bradikardi denilen kalp atım hızındaki azalma ile karşılaşabilirler. Bu nedenle tansiyon tedavisi görmeye başlayan kişiler bu konuda mutlaka uyarılmalıdır.
İdrar söktürücü ilaç kullanıyorsanız, ilacınızın öncesinde veya hemen ardından muz yemeden önce bir kez daha düşünün, hatta yemeyin. Çünkü vücutta su ve sodyum kaybına neden olan idrar söktürücü ilaçlar, potasyum birikimi yapabilir ve düzensiz kalp atım hızına yol açabilir. Bu tip ilaçlar kullanılırken potasyumdan zengin; muz, kayısı, kavun ve koyu yeşil yapraklı sebzeler dikkatli tüketilmelidir.
Bazın antidepresanların ise tiraminden zengin besinler olan, eski peynir, şarap, bazı biralar, viski, incir, bakla, soya sosu, tavuk ve dana ciğeri gibi besinlerle bir arada tüketilmemesi gerekir. Bunları tüketmeden önce mutlaka bir uzmana danışmak gerekir çünkü bu antidepresanlar bu türden tiramince zengin besinlerle birlikte alındığında kan basıncını ölümcül seviyeye çıkarabilir.
Bronş ve bronşcukların genişlemesini sağlayan ilaçları kullanırken de dikkat edilmeli. Çay, kahve, kola, çikolata, greyfurt ve yağlı besinlerin bir arada tüketilmesi baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi problemlere neden olabilir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Antibiyotik kullananlar: Peynir Burada da dikkat etmeniz gereken bir husus var: İlacı aldıktan sonraki iki saat içinde süt ve peynir gibi süt ürünleri tüketmeyin.
İlaçların etkisini azaltan en önemli madde ise kafein. Yani çay ve kahve, bütün ilaçların etkisini azaltıyor. Söylenilenin aksine, ilacı sütle almak da doğru değil. Çünkü süt, özellikle kalsiyum ilaçlarını olumsuz yönde etkiliyor ve tesirini azaltıyor.
Hapların kırılarak içilmemesi gerekiyor. Kapsül ve film tablet şeklinde olanlar genelde bağırsakta açılır.
Çocuğunuz şurubun tadından hoşlanmıyorsa, ilacı verdikten hemen sonra süt veya meyve suyu içirebilirsiniz. Calpol kullanmadan önce prospektüsüne mutlaka bakın ve orada yazan yaş, kilo ve doz ayarına mutlaka uymaya çalışın. Çocuklarda yaşlarına bağlı olarak yetişkinlerden daha düşük dozlar uygulandığını unutmayın.
İlacı meyve suyu, hazır mama (süt şeklinde) ya da sütle karıştırmak etkiyi azaltıyor. İlacın büyük bir kısmı bu sıvıyı içeren biberon ya da bardakta kalır. Karıştırma ihtiyacı duyulursa az sıvı kullanılmalı, böylece ilacın tamamı çocuğun sistemine ulaşır.
İBURAMİN ZERO'nun emziren anneler tarafından kullanılması önerilmemektedir.
Antibiyotik ve süt zehirliyor Süt ve süt ürünlerinin içeriğindeki kalsiyum, antibiyotiğin emilimini azaltabilir. Bu yüzden antibiyotiğin kullanıldığı saatlerde süt ve ürünleri tüketilmemeli. Yine birtakım antibiyotikler ise meyve suyu, domates, kafein ile birlikte kullanıldığında ilacın midede harabiyetini artırabilir.
Çoğu antibiyotiği meyve suyuyla almak da önerilmez, en doğrusu bolca suyla birlikte almak olacaktır. Tetrasiklinin dahil olduğu bazı antibiyotikler eğer bol demir içeren gıdalarla alınırsa vücut tarafından iyi bir şekilde emilemezler.
Çocuğunuz 2 yaşından büyükse şeker ve dondurma gibi besinlerle ilaç içirmeyi deneyebilirsiniz. Eğer sür ya da meyve suyu ile ilaç vermeyi düşünüyorsanız içine karıştıracağınız sıvı az miktarda olmalıdır. Böylelikle ilaç biberonda kalmamış olur.
Tıpkı kaleyi dıştan veya içten fethetmek gibi. Bu nedenle farklı saldırı yöntemlerini birleştirmek, sadece bir yöntemin kullanılmasından daha etkili görünüyor.” dedi. Van Savage'a göre içeriği araştırılmadan herhangi iki antibiyotiğin birleştirilmesi kesinlikle doğru değil.
Bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan antibiyotikler insan sağlığı açısından büyük öneme sahip. Kelime anlamı “hayata karşı” demek olan bu kimyasal maddeler, bakterilerin çoğalmasını önlüyor ve bazen de bakterileri öldürüyor. Gereksiz ve bilinçsiz yere tüketim sebebiyle antibiyotik kullanımında Avrupa birincisi olan ülkemizde ise özellikle çocuklarda bakterilere karşı direncin azalması ve iyileşemeyen hastaların, geçmeyen hastalıkların çığ gibi büyümesi söz konusu. Türkiye'de ne yazık ki antibiyotiğin gereksiz yere kullanılmasının yanı sıra yanlış ilaç ve besinlerle alınması problemi de var. Ölüme kadar götürebilecek riskli durumların oluşabileceğini ifade eden Medline Sorumlu Müdürü Dr. Koray Akay antibiyotiğin hangi durumlarda tehlikeli olabileceği konusunda uyardı. Dr. Akay şunları söyledi:
2014 yılında Türkiye’de 120 bin kişi ağrı kesiciler, grip ilaçları ve antibiyotiklerden zehirlendi. Sağlık Bakanlığı 2014 raporunda bilinçsiz ilaç kullanımının bilançosunu bu rakamla açıkladı. Bilinçsiz kullanım; doktora gitmeden ilaç almak, benzeri rahatsızlık olduğunu varsayıp doktor yerine tavsiye ilaçları kullanma anlamına geliyor. Ayrıca etkileşimlerini bilmeden ilaçları doktora danışmadan karıştırarak içmek, besin, sigara ya da alkol ile yine bir hekime danışmadan ilaçları kullanmak da bilinçsiz kullanım anlamına geliyor. Bazen içtiğiniz bir meyve suyu dahi antibiyotik ile etkileşime girebilir ve tehlike yaratabilir.
Bazı antibiyotiklerin süt ve süt ürünleri ile bir araya gelmemesi gerekir. Süt ve süt ürünlerinin içeriğindeki kalsiyum, antibiyotiğin emilimini azaltabilir. Bu yüzden antibiyotiğin kullanıldığı saatlerde süt ve ürünleri tüketilmemeli. Yine birtakım antibiyotikler ise meyve suyu, domates, kafein ile birlikte kullanıldığında ilacın midede harabiyetini artırabilir. Mantar ilaçları kullanırken de öncesinde veya sonrasında süt, peynir, yoğur gibi besinler tüketmemeye dikkat edilmeli. Bu besinlerle birlikte tüketildiğinde bulantı, kusma ve karın ağrısı gibi problemlere neden olabilir.