Kör bağırsağın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan apendiks vermiformis (apandisit), acil müdahale gerektiren bir patolojidir. En sık akut batın sendromu nedeni akut apandisittir. Görülme sıklığı %7-10'dur. Her yaş grubunda görülmekle beraber en sık 20- 30 yaş arasında görülür.
İştahsızlık, yemek kokusuna tahammülsüzlük, bulantı, kusma, ateş ve karın ağrısı en belirgin şikayetlerdir. Nadiren tuvalet alışkanlığında değişiklikler, gaz çıkarmakta zorluk şikayetleri de görülebilir. Apendiks lokalizasyonu karın sağ alt tarafındadır. Tipik karın ağrısı göbek etrafından başlar ve zamanla karnın sağ alt tarafına yayılır. Ancak direkt sağ alt tarafta ağrı ile de başlayabilir. Bu bölgede gittikçe artan ve devamlı karın ağrısı olması durumunda apandisit akla gelmelidir.
Apendiks ucu kör, lümenli bir organdır. İçeriği çekum dediğimiz kalın bağırsağın başlangıç yerine akar. Lenfoid dokudan oldukça zengin bir organdır. En sık sebebi bir şekilde bu lenfoid dokunun uyarılması ve lümeninin tıkanmasıdır. Yine lümenini tıkayacak sert dışkı parçaları, yabancı cisimler (meyve çekirdekleri vb.) ve bağırsak parazitleri de apandisite neden olabilmektedir. Yaşlılarda ise fibrozis dediğimiz apendiks dokusunun büzüşmesi de nedenlerden biridir.
Teşhiste ve tedavide geç kalındığında apandisit tablosu ilerler. Normalde 2-8 mm çapı olan organ, genişleyerek bir yerinden yırtılabilir. Tam yırtılma esnasında hastanın sağ alt taraftaki ağrısında önce azalma olur. Daha sonra yeniden artmaya başlar. Halk arasında patlamış apandisit denilen tabloda şikayetler ve muayene bulguları değişir. İçerisindeki enfekte materyal batın içine aktığından, sağ alt tarafta olan ağrı bütün karna yayılır. Yüksek ateş ve çok şiddetli ağrı ortaya çıkar.
Apandektomi ameliyatı tüm dünyada uygulanan en sık cerrahi girişimdir. Karnın sağ tarafına yapılan küçük bir kesi ile açık olarak yapılabileceği gibi laparoskopik olarak da yapılabilir. Hem ameliyat esnasında karın içinin daha iyi görülerek değerlendirilebilmesi hem de ameliyat sonrası dönemin çok daha konforlu olması açısından laparoskopik cerrahisi artık daha fazla tercih edilmektedir. Ortalama ameliyat süresi 30-60 dakikadır.
Apandektomi ameliyatı sonrası hastaya 4-6 saat sonra yemek başlanır ve mobilize edilir. Damardan ağrı kesiciler verilerek ameliyat sonrası dönem konforu sağlanır. Ertesi gün (24 saat sonra) hasta taburcu edilebilir. Açık ameliyattan bir hafta sonra, kapalı ameliyattan sonra ise 4.-5. günde hasta işine dönebilir. Ameliyat sonrası hastanın ciddi bir diyet kısıtlamasına ihtiyacı olmaz.
Uzm. Dr. Tufan Hacıahmetoğlu
Bayındır İçerenköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı
02.01.2022
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Apandisit, “Apendiks Vermiformis” veya daha yaygın bilinen adıyla “Kör Bağırsak” denilen organın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Vermiformis kelimesi “solucan gibi” anlamına gelmektedir. Apendiks Vermiformis veya “Kör Bağırsak”; ince bağırsaklarımızın, kalın bağırsağımız yani kolonumuz ile bağlandığı yer olan karnın sağ alt kadranında yer alır. Yarım santim kalınlığında ve 6 ila 9 santim uzunluğundadır.
Yıllar boyunca apandisitin bir işe yaramadığı düşünülmüş; insanın taş devrinden bugüne kadar olan evrim yolculuğundan kalan bir kalıntı olarak bilinmiştir. Ancak günümüzde, vücudun koruma mekanizması olan bağışıklık sisteminin, özellikle mide-bağırsak sistemi içerisinde görev alan hücrelerinin gelişiminde ve bağırsak florasının (tüm ince ve kalın bağırsaklarımızda bulunan ve sindirim sistemimize yardımcı olan ve çeşitli faydalar sağlayan mikroorganizma tabakası) oluşumu ve idamesinde fonksiyon gördüğüne dair kanıtlar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Apendiks Vermiformisin iltihaplanması durumuna “akut apandisit” veya kısaca “apandisit” diyoruz. Genellikle yanlış olarak organın sağlıklı halinin de adının apandisit olduğu düşünülür. Lakin bu yanlıştır.
Apandisit iltihabının klasik belirtisi; yaygın olarak tüm karında başlayıp sonra karnın sağ alt kadranında (bölgesinde) toplanan ağır ve şiddetli ağrıdır. Bu ağrıya sıklıkla iştah kaybı eşlik eder. Bulantı olabilir ancak ağrı başladıktan çok sonra ortaya çıkar. Eğer önce bulantı ve kusma başlarsa bu durum, apandisit iltihabından ziyade besin zehirlenmesi veya farklı bir hastalığın belirtisi de olabilir. Eğer iltihap şiddetlenirse hastanın ateşi çıkabilir.
Apandisit iltihabı belirtileri, gebelerde biraz daha karışıktır. Gebelikte anne adayının vücudunda ağrıya tolerans artmış ve karın duvarı, büyümekte olan rahime yer açmak için gevşemiştir. Bu nedenle ağrı, klasik şekilde görülmeyebilir. Muayene bulguları da her zaman hekimi doğru şekilde yönlendiremez.
Gebelikte apandisitin belirtileri müphem bir karın ağrısına ilaveten;
Ayrıca rahmin büyümesi ve kalın bağırsağı yukarı itmesiyle beraber Apendiks Vermiformisin yeri, karnın önce sağ yanına sonra sağ üst tarafına doğru değişir ve ağrı bu bölgelerde veya sırtta hissedilebilir.
Gebelerde apandisit tanısını atlamamak için hekimin;
Gebelerde apandisitin delinmesi durumunda (perforasyon) bebek yüzde 36 ihtimalle kaybedilebilir. Bu oran neredeyse her üç vakadan bir tanesi anlamına gelmektedir.
Apendiks Vermiformis, solucan benzeri ince uzun bir tüp gibidir. Bir ucu kapalıdır. Diğer ucu ise kalın bağırsakla ilintilidir.
Apandisitin açık ucu;
Açık olan ucun herhangi bir nedenle tıkanması, Apendiks Vermiformisin içinde oluşan salgıların boşalamayıp birikmesine ve kör bağırsağın şişmeye başlamasına sebep olur. Şişme ve gerginlik belli bir dereceye ulaştığında karın ağrısı başlar. Kör bağırsak içindeki gerilmenin ve basıncın artmasıyla buraya gelen toplardamarlar kapanır ve ödem daha da şiddetlenir. Bu esnada içeride biriken sıvıdaki bakteriler, vücudun tüm savunma mekanizmalarından uzak olmayı fırsat bilerek çoğalmaya başlarlar. Tüm bu olanlar sonucunda organ iyice iltihaplanır. Bu noktada hastanın karın ağrısı, sağ alt bölgeye iyice yerleşir. Bu durum akut apandisit hastalığı olarak adlandırılır.
Eğer dolaşım iyice bozulur ve içerideki basınç daha da artarsa, bir balon gibi şişen kör bağırsak, delinir ve içindeki bakteri dolu sıvı, karnın içerisine akar. Bu duruma da sıklıkla “apandisit patlaması” veya perforasyonu yani delinmesi denilir.
Apandisit her yaş grubunda görülür. Ancak sıklıkla 20’li ve 30’lu yaşlarda ortaya çıkar. Kadınlarda ve erkeklerde apandisit riski hemen hemen aynıdır. Lakin erkeklerde kadınlara nazaran daha sık görülür.
Maalesef ki çocuklarda da akut apandisit hastalığı görülebilmektedir. Her 8 çocuktan 1’i akut apandisit ön tanısıyla hastanelerin acil servisine getirilmektedir. Bunların da yarıya yakını akut apandisit tanısı almakta ve ameliyat edilmektedirler.
Çocuklarda akut apandisitin belirtileri ve bulguları temel olarak yetişkinlerdeki belirtilerle benzerlik gösterir.
Bebeklik döneminin ilk dört haftası yani yenidoğanlarda apandisit;
Okul çağı çocukları genellikle zamanında apandisit tanısı alabilmektedirler. Ancak okul öncesi çocukların hem beden farkındalığının düşük olması ve kendilerini zor ifade etmeleri hem de bağışıklık sistemlerinin henüz tam gelişmemesi nedeniyle tanı konulduğunda genellikle apandisit perforasyonu yani delinmesi mevcuttur.
Akut apandisit teşhisi, genellikle hasta hikayesinin detaylı alınması ve fizik muayeneyle erkeklerde yüzde 90’a, kadınlardaysa yüzde 80’e yakın bir netlikte konulabilir.
Hastanın gebe, çocuk veya yaşlı olduğu durumlar gibi atipik ve riskli gruplara ait vakalarda, hatalı tanı ve bunun sonucunda yapılacak bir negatif keşif ameliyatının (ameliyat sırasında hastanın apandisit olmadığının anlaşılması) hastaya zarar verme ihtimali olması ve ameliyat sonrası çeşitli sağlık sorunları yaşanma riski taşıması nedeniyle apandisit tanısı netleştirilmelidir.
Tanıyı netleştirmek veya desteklemek için ilave kan tahlilleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Genellikle hızlı olması ve radyasyon içermemesi nedeniyle ultrasonografi ilk tercih edilen yöntemdir.
Genç kadınlarda ve ileri yaşlı hastalarda ultrasonografinin sonuç vermemesi durumunda bilgisayarlı tomografi kullanılması diğer olası hastalıkların atlanmaması için değerlidir.
Gebelerde ise daha önce bahsedildiği üzere, radyasyon içermemesi ve detay sağlayabilmesi nedeniyle Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ile tanı netleştirilmeye çalışılır. Eğer şüphe çok yüksek lakin hiç bir yöntemle sonuç alınamıyorsa hasta, ameliyathaneye alınarak genel anestezi altında göbekten girilen 5mm’lik bir kamerayla karın içi incelenerek kesin tanı konulabilmektedir.
Apandisitin tedavisi cerrahi operasyondur. Geçmişte bazı vakalara damardan antibiyotik verilerek tedavi denenmişse de bu vakaların yaklaşık dörtte biri, bir sene içerisinde yeniden apandisit olmuş, daha kötü ve ilerlemiş bir halde ameliyata alınmışlardır. Bu nedenle apandisit tedavisinde “antibiyotik ile takip” yöntemi günümüzde tercih edilen bir yaklaşım değildir.
Apandisit ameliyatı, açık(klasik) veya kapalı (laparoskopik) cerrahi yöntemler kullanılarak yapılabilir. Robotik teknoloji hem çok pahalı olması hem de laparoskopiye göre daha büyük kesiler gerektirmesi nedeniyle apandisit ameliyatı için tercih edilmemektedir.
Ameliyat sırasında genel anestezi altında hastanın iltihaplanmış olan kör bağırsağı yani apandisit çıkartılır. Kalın bağırsağa bağlandığı bölge yani kök kısmı bir dikiş, düğüm veya mekanik cerrahi kesici araçlarla (stapler) kapatılır. Bölgeye sızmış olan iltihap varsa temizlenir.
Apandisit cerrahisinde; açık ve kapalı ameliyatların her ikisi de tercih edilebilir yöntemlerdir. Her ikisinin de artıları ve eksileri vardır. Günümüzde kapalı cerrahi yöntemler giderek daha çok popüler hale gelmelerine rağmen hekim, hastanın;
Çok önemli diğer bir nokta da yüzde 1 kadar hastada karşılaşılan akut apandisitin bu bölgede henüz yeni başlayan bir kansere bağlı olarak gelişebileceğidir. Bu nedenle hastalar ve hekimler çıkarılan parçanın patoloji raporunu mutlaka takip etmeli ve kanser veya kanser öncülü bir durumun görülmediğini teyit etmelidirler.
Apandisit ameliyatı ortalama 20 ila 60 dakika arasında sürmektedir.
Genel anestezi alan her hastanın bağırsak fonksiyonları 12-48 saat arasında geri gelir. Bu süre, özellikle çok iltihaplı ve geç kalınmış vakalarda 72 saate kadar uzayabilir.
Apandisit ameliyatından sonra bağırsak fonksiyonları tam düzelene kadar;
Sürekli “hasta gibi” yatılmamalıdır. Apandisit ameliyatı sonrasında ameliyat olan kişinin kendini yormayacak derecede;
Kadınlarda apandisit karnın sağ alt kısmında yer alır. 9 ile 35 cm arasında bir boyuta sahip olan apandisit yetişkinlerde küçük bir keseye benzer.
Kadınlarda Apandisit Belirtileri Nelerdir?
Apendiks bölgesinde herhangi bir tıkanıklık olması ve bakterilerin organın içinde çoğalması ile beraber apandisit meydana gelir. Tıkanıklık nedeniyle basınç artar ve kan damarları da sıkışır. Sıkışan damarlar çok fazla kan akışına engel olduğu zaman kangrene kadar gidebilir. Yaygın olarak görülen apandisit belirtileri:
Karnın sağ altına el ile bastırıldığında bıçak saplanması şeklinde hissedilen acı ve kişiyi çok zorlayan bir ağrı, zamanla ağrının şiddetinin artması
Mide bulantısı ile beraber gelen kusma
İştahsızlık, dil ve ağız bölgesinde kuruluk
Yüksek ateş
Göbek ve göbek çevresinde ağrı
Kabızlık, ishal ya da sindirim güçlüğü
Hızlı kalp atışı
Dışkıda zorlanma ve ağrı, gaz çıkarmada zorlanma
Gebe kişilerde apandisit ağrısı arka ve yan bölgelerde görülür. Kusma, iştahsızlık ve bulantı gibi belirtiler ile apandisit kolayca tespit edilir. Fakat bu belirtiler hamilelerde normal kabul edildiğinden gebelerin apandisit teşhisleri daha zor konur.
Nasıl Anlaşılır?
Evde apandisit ağrısını kendiniz anlamak için karın ağrısından sonra parmaklarınızın ucunda yükselin. Eğer bu esnada ağrınız şiddetleniyorsa muhtemelen apandisit belirtilerinden birini taşıyor olabilirsiniz. Karın bölgesinde sancı gibi ağrı olur ve parmak ile karnın sağ kısmına bastırıldığında ağrı daha da şiddetlenir. Kusma, mide bulantısı, ateş ve iştahsızlık belirtilerinden de apandisit anlaşılabilir.
Apandisit belirtilerinin görülmesi genelde 4 ve 48 saat arası sürebilir. Bu süre genel olarak ağrının yerine ve apandisitin yerine göre değişir. Hamile kişilerin apandisiti daha yukarda olduğundan gebelerin ağrısı daha çok üst karın bölgesinde hissedilebilir. Apandisit teşhisi genelde muayene esnasında hastaların ve rahatsızlığın öyküsüne göre belirlenir. Teşhis için uzmanlar tarafından kan testi de istenebilir. Kan tahlilinde WBC ya da CRP yüksekliği ile beraber ultrasonda da anlaşılabilir.
Kadınlarda Patlaması Nede Olur ve Apandisit Nerede?
Kadınlarda apandisit patlaması genelde şiddetli ağrıdan sonra gelen bu bölgedeki iltihaplanma ile kendini belli eder. Ağrı ile ortaya çıkan apandisite hemen müdahale edilmesi gerekir. Ciddi bir rahatsızlık olan apandisit eğer patladıktan sonra iltihabı kana karışırsa hayati bir tehlike yaratabilir. Genelde bakteriyel olan apandisitin patlamadan önce alınması ve mutlaka müdahale edilmesi gerekir. Kadınlarda apandisitin patladığını şiddetli karın ağrısı ile anlamak mümkündür.
Apandisiti patlayan kişiye çok acil müdahale etmek ve acil servislere ulaştırmak gerekir. Eğer yalnızsanız mutlaka ambulansı aramanız ve yardım istemeniz gerekir. Apandisit küçük ince bir keserdir. Gövdenin sağ alt kısmında yer alır ve girişi de sindirim sisteminin parçası olan kalın bağırsak ile bağlıdır. Apandisit kesesi kör çıkışlıdır. Kesenin boyutu genelde 9 cm ile 35 cm arasında değişir. Çocuklarda apandisit kesesi daha büyüktür fakat sonrasında kapanır ve kısalır. Apandisitin en yaygın tedavi yöntemi kesenin vücuttan çıkarılmasıdır. Genelde cerrahi operasyon ile çıkarılır.
Kadınlarda Apandisit Olur mu?
Yaygın olarak apandisit sorunlarıyla karşılaşıldığı bilinmektedir. Karnın sağ alt kısmındaki kolondan çıkıntı yapan ve parmak şeklinde keseye benzeyen apandisit genelde kendini şiddetli ağrı ile belli eder. Kadınlarda apandisit riski %6 ile %9 arasındadır. Yaygın olarak karşılaşılan apandisit problemi ciddi bir sorundur ve acil müdahale gerektirir.