Rasul (Arapça: رسول), İslam dininde insanları müjdelemek ve uyarmak[1][2] için Allah tarafından gönderilen kişilere verilen isimdir. Kelime anlamı olarak: "tasarrufa hakkı olmaksızın, birinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse"[3] anlamına gelir. Rasuller konusunda günümüzde verilen bilgilerin çoğu, Kur'an dışındaki kaynaklardan alındığından İslam dininin asıl kaynağı olan Kur'an'ın esas alınması gerekmektedir.
Kur'an'a göre rasuller insanlardan[4], cinlerden[5], meleklerden[6] seçilebilir. Aynı dönemde birden çok Rasul'un bulunabileceği[7][8] ve bütün ümmetlere[9] kavimlere rasullerin o kavmin lisanı ile gönderildiği[10] bu rasullerin her defasında yalanlandığı[11] ve insanlara rasullerin hidayetle geldiği insanların inanmamasına ise "Allah, insan rasul mü gönderdi?" demelerinden başka bir şeyin mani olmadığı[4] beyan edilmiştir.
Zümer Suresinin 71. ayetinde ise cehenneme gidecek kimselere cehennemin bekçileri onlara kendilerinden bir rasulün gelip cehenneme gidecekleri konusunda uyarıp uyarılmadıklarına yönelik sorusuna hepsinin verdiği cevap "evet" olmuştur.[12] Cennete gidenler de kendilerine rasul geldiğini ve rasullerin doğru söylediklerini ifade etmişlerdir.[13]
Kur'an'a göre rasul:
Medine’yi özlemekten yaş döktüler
İşte sevdiğimin yanına geldim
Sakin ol kalbim, yumuşa!
Muhammed’e (s.a.v.) salavat getir.
Selam Sana’dır ey sevdiğim, ey Allah’ın Nebîsi.
Ey Resûlallah
Ve Hira mağarasında parlayan
Ağlıyor ve yaratıcısından diliyor
Sonra vahiy ona geldiğinde parlıyor
Oku! Oku yâ Muhammed.
Allah Resûlünün aşkıyla dolu
Ruhum Ravza’da sükûn buldu
Ve yol gösterici Muhammed’in civarında
Selam Sana’dır ey sevdiğim, ey Allah’ın Nebîsi.
Ey Resûlallah