Arka Sokaklar Ali Polisi Vuruyor
Arka Sokaklar 468. yeni bölüm fragmanında; Ali'nin vurduğu polis ölecek mi?
Arka Sokaklar, Kanal D'de yayınlanan Türk yapımı polisiye televizyon dizisidir. İstanbul sokaklarında suçluların peşinde koşan bir ekibin sıra dışı maceraları ve aile yaşamları konu alan Arka Sokaklar dizisi 467. son bölümü ile ekranlara gelmişti. Arka Sokaklar 468. yeni bölüm fragmanı yayınlandı. Yeni bölümde, Selin'in arkasından Suriye'ye giden Mesut patlayan bombadan kurtulabilecek mi? İşte, Arka Sokaklar 468. yeni bölüm fragmanı ve özeti...
ARKA SOKAKLAR 468. YENİ BÖLÜMDE NELER OLACAK?
İstihbarat ve emniyetin işbirliği yaptığı bir dosya yüzünden Selin gizli görevle Suriye'ye gider. Amacı teröristerin elindeki çocuğu kurtarmaktır. Selin görevi kabul eder ve Suriye'ye geçer. Kılık değiştirip çocuğa ulaşır. Teröristle karşı karşıya kalır. Terörist çocuğu kalkan olarak kullanır. Selin onu vurmakta kararsız kalır.
Sevdiği kadının Suriye'ye görevle gittiğini öğrenen Mesut, Selin'in hayatı için endişe duyar. Kendisi uzun yıllar o topraklarda görev yaptığından Selin'in nelerle karşılaşabileceğini biliyordur. Mesut, Selin'in arkasından Suriye'ye gider. Teröristlerin yerini bulur; fakat, kendi hayatı tehlikeye girer.
Ali ve Bahar eli silahlı bir adamın peşine düşer. Uzun bir kovalamacadan sonra Ali, adamı durdurmak için ateş eder. Adam vurulur. Kimliğine baktıklarında adamın polis olduğunu öğrenirler. Selin, çocuğu teröristlerin elinden kurtarabilecek mi? Selin'in arkasından Suriye'ye giden Mesut patlayan bombadan kurtulabilecek mi? Ali'nin vurduğu polis ölecek mi? Ali'nin başı bu yüzden belaya mı gircek?
ARKA SOKAKLAR 468. YENİ BÖLÜM FRAGMANI
Arka Sokaklar 468. yeni bölümü ile 9 Şubat Cuma 20:00'de Kanal D'de ekranlarda olacak.
ARKA SOKAKLAR 467. SON BÖLÜM ÖZETİ
Erdal, yoğun bakımda hayatını kaybedince, savcı Melda’nın ifadesi sonucu Selin’i tutuklar.
Mahmut elinde para dolu çantayı Halit’e teslim eder. Oğlunu sorunca ortam karışır ve Halit, Mahmut’u yaralayıp adamlarıyla birlikte kaçar. Mahmut’un karısı ve çocuğu radikal bir örgüt tarafından kaçırılmıştır. Bu durumu öğrenen ekip Halit’in adamlarının yanına gider ve adam kendini patlatır.
Sinem’in adresine ulaşan Aylin, Sinem’in evine gider. Ancak orada Aylin’i hoş olmayan bir sürpriz bekler. Sinem’in iş yaptığı Vitali, Aylin’e silahını doğrultur ve ateşler.
21. Bölüm
Akşam olmuştur saat 02.00'dır.
Rıza Ev/
Çocuklar ve Ayla uyumuştur Rıza ise merkezdedir Pınar uyumamıştır Aliyi bekliyordur defalarca Aliyi arar ama açmaz. Ayla mutfaktan su içmeye kalkar salonun lambasını açık görünce salona gider
Ayla(sessizce): Pınar uyumadın mı daha sen ?
Pınar: Yok anne uyumadım
Ayla:Neden ?
Pınar: Aliyi bekliyorum defalarca aradım ama açmıyor
Ayla: Belli ki işi var kızım bak babanda gelmedi
Pinar: İçimde kötü bir his var anne
Ayla:Sinirlerin bozulmuş senin ben yatıyorum diyerek ayağa kalkar sende yat artık
Pınar:Tmm annecim iyi geceler sana
ORMANLIK ALAN/
Ali'nin kulağında Efe ve Zeynonun sesi yalkılanıyordur. (Dublaj)
Efe: Baba baba
Zeyno: Baba baba uyan baba
Efe: Bırakma bizi baba kalk hadi aç gözlerini baba
Zeyno: baba baba
Ali sayıklar
Ali:Efe, Zeyno diyerek gözlerini açar zor nefes alıyodur
Ali (öksürerek): E..Efe öhö öhö Z..Zeyno diyerek yerde sürünmeye başlar Ali sürünerek orman yoluna gelir artık dayanamaz bayılır yoldan bir araç geçiyordur Aliyi görünce durdurur aracı ve hemen yanına gider
Adam: Beyfendi beyfendi kendinize gelin beyfendi (adam Ali'nin nabzına bakar )
Allah kahretsin diyerek ambulansı ve polisi arar
Nasuh Ev/
Meryem Aliyi arar telefonu kapalıdır
Meryem(ağlayarak): Nerdesin Ali nerdesin
Doktor: Meryem hanım kendinizi yormasanız sağlınız için lütfen biraz dinlenin
Meryem (ağlayarak): Ne sağlığı doktor kocam ölüyor, oğlum telefonlarıma bakmıyor kendimi düşüncek hâl mı kaldı bende
Meryem (bağırarak): Ertan Ertan
Ertan: Buyrun Meryem hanım
Meryem:Aliden haberin var mı?
Ertan: Yok Meryem hanım
Meryem (ağlayarak): Nerdesin Ali nerdesin diyerek Nasuhun yanına gider
Meryem Nasuhun elini tutar
Meryem (ağlayarak): Aliden haber yok Nasuh sana çok ihtiyacım var bırakma beni , oğlunu bırakma nolur (der göz yaşını siler ) dayanırsın dimi Nasuh dayanırsın sen kolay pes etmezsin hem oğlunla torunlarınla güzel vakit geçireceksin hayallerin var senin oğlunla daha hem nereye gidiyorsun nereye diyerek ağlar
Melda başka bir hücre evine geçmiştir Şeref Aliyi vurduğu için Umut başka bir odadadır ve ağlıyodur
Melda (bağırarak): Sen naptın Şeref naptın vurdun adamı
Şeref: Asıl planımız o değilmiydi ekibi bitirmek bak birini öldürdük işte
Melda: Umutun gözü önünde vurmak değildi ama
Şeref: Yenge yeter artık olan oldu bitti gitti Umutta unutur bu olanları
Melda: Kolay sanıyorsun dimi kolay sanıyorsun çocuklar hiçbir şey unutmaz Şeref unutmaz
Adamlardan biri gelir
Adam: Başkan Asım komutan arıyor
Melda: Ver der elindeki telefonu alır
Asım: Melda
Melda: Asım öldü ekipten biri öldü
Asım: Nasıl nasıl yaptınız
Melda: Şeref yaptı mekan değiştirdik haberin olsun
Asım: Melda kimi vurdunuz ?
Melda: Ali Akdoğan
Asım: Güzel çok güzel Melda Umuta versene telefonu
Melda: Bekle diyerek Umutun yanına gider
Melda: Annecim babanla konuşmak ister misin ?
Umut: Hayır benim babam var annemde var ben sizi tanımıyorum bırakın beni bırakın
Melda: Biz senin aileniz oğlum bak baban senin sesini duymak istiyor diyerek Umutun eline telefonu verir
Asım: Oğlum aslanım
Umut:Babamın sesi değil bu benim babamın adı MESUT baba diyerek ağlar
Asım ve Melda şok olmuştur
Selin ve Mesut eve gitmiştir
Selin , Umutun odasında yatıyodur Mesut odaya girer Selin uyuyor numarası yapar
Mesut (ağlar): Uyumadığını biliyorum çok zor evladının nerde olduğunu bilememek seni çok iyi anlıyorum Selin . Tunç kaç kere başına neler geldi ölümden döndü benim yüzümden ama Allah bana Tunçun acısını yaşatmadı çok şükür bitti dedim her şey buraya kadar koca adam oldu işi var gücü var dedim korkularım bitti derken şimdi ise diğer oğlumu aldılar benden ama bulucam Selin UMUT'umuzu bulucam sana söz getiricem onu sana evine canım pahasına olsun getiricem söz ama bana arkanı dönme yüzüme bak Selin çünkü benim sana ihtiyacım var Selin
Selin Mesut konuşurken ağlar yüzünü Mesuta döner
Selin (ağlayarak): Söz mü?
Mesut (ağlayarak): Söz der Seline sarılır ikiside ağlar
Ali Orman/
Ambulans ekipleri araçtan inerler polis memurlarıda gelir
Adam: Çabuk olun çabuk ölüyor adam
Polis memurları ve ambulans ekipleri gelir
1. Paramedik: Hemen sedyeye alıyoruz dikkatli
Polis Aliyi tanır
2.Polis: Ali komser değil mi bu?
Polis: Evet o
2.polis: Durumu nasıl ?
2.paramedik: Çok ağır hemen hastaneye götürmemiz lazım yoksa hastayı kaybederiz
2.polis : Ben ambulansla hastaneye geçiyorum sende telsizden anons et
Polis: Tmm
Aliyi ambulansa bindirirler ve araç hareket eder
MERKEZ/
Rıza baba odasındadır ekip ise orta masada oturuyodur
Hüsnü: Offf başım ağrıyor ya Hande ağrı kesici var mı orda ?
Hande: Var başkomserim
Hüsnü: Getirsene
Bahar: Abi istersen eve git uykusuzsun bayadır
Hüsnü: Nereye uyuyorsun kızım Umut nerde bilmiyoruz hepimize saldırı düzenlendi bunun devamı var mı yok mu bilmiyoruz
Hande: Buyrun başkomserim der hapı verir
Sinan etrafina bakar
Sinan: Ali nerde ?
Bahar: Eve gitmiştir belki
Hüsnü:Neydi oğlum bugün sizin bu haliniz
Sinan:Görmedin mi abi bir adam için ne yapmadı adamı elinden zor aldık
Hüsnü: Garip çok garip
Bahar: Ne garip olan abi
Hüsnü: Ali saldırıya uğramadı ama tepkisi büyüktu Cevadı elinden alamadık
Bahar: Abi oğlu ölümden döndü normal değil mi?
Sinan: Ben sana söyleyim abi Ali bizden bir şey saklıyor
Bahar: Ne saklıyor olabilir ki
Sinan: Onu bilmiyorum işte ya abi bu Cevadı bir daha mı sorguya alsak belki Aliye bir şey söylemiştir
Hüsnü:Olabilir hadi inelim aşşağıya bahar biz sorgudayız Rıza baba sorarsa kafeteryadalar dersin
Bahar:Niye söylemiyoruz abi
Hüsnü:Daha bir şey bilmiyoruz da ondan
Sinan: Bahar bir şey çaktırma gözünü seviyim
Bahar: Tmm
Hüsnü: Hadi Sinan hadi der tam gidecekleri vakit telsizden bir anons gelir
TELSİZ/
Polis: 45 40 merkez 45 40 merkez
Eda: 45 40 dinlemede
Polis: Komiser Ali Akdoğan Ormanlık alanda ağır yaralı olarak bulundu tekrar ediyorum komiser Ali Akdoğan ormanlık alanda ağır yaralı olarak bulundu
Rıza baba telsizi duyunca odasından çıkar
Sinan: Ne diyor bu ya
Bahar:Hayır ya olamaz
Hüsnü: 45 40 anonsu tekrar et 45 40 anonsu tekrar et
Polis: Komiser Ali Akdoğan ağır yaralı olarak bulundu tekrar ediyorum Komiser Ali Akdoğan ağır yaralı olarak bulundu
Rıza dengesini kaybeder Hande tutar
Hande (ağlayarak): Rıza baba iyi misin Rıza baba ?
Volkan ve Arda anonsu duyunca Rızaların yanına gelir
Arda: Abi telsizi duydunuz mu?
Sinan: Duyduk
Bahar: Hemen gidin araçlari hazırlayın hadi
Sinan: Eda hangi hastaneye gidiyorlarmış öğren
Eda (ağlayarak): Anlaşıldı komserim
Hüsnü Rıza'nın yanına gelir
Hüsnü: Baba baba hadi gidelim hadi
Rıza(ağlayarak): Hüsnü oğlum oğlum Ali
Hüsnü: Duyduk baba duyduk hadi gidelim der Rıza'nın koluna girer ve merkezden çıkarlar
Ekip Minübüsü/
Arda ve Volkan önde oturuyodur Rıza baba her zamanki yerinde yanında Hande vardır Hüsnüde arka koltukta oturuyodur Sinan ve Bahar yan yana Eda ise tekli koltukta oturuyodur
Hüsnü Suatı arıyodur geç olduğu için herkes uyumuştur Suat telefonun sesine kalkar
Suat (uykulu): Efendim Hüsnü
Hüsnü (ağlamaklı): Suat
Suat Hüsnü'nün sesi kötü gelince bir şey olduğunu anlar
Suat: Hüsnü noluyor canım
Hüsnü(ağlamaklı): Suat çok kötü Suat çok kötü kızım
Suat(ağlamaklı):Kim Hüsnü
Hüsnü (ağlamaklı): Ali kızım Ali
Suat (ağlayarak): Ne nediyorsun sen Hüsnü
Hüsnü(ağlayarak): Biz hastaneye geçiyoruz
Suat(ağlayarak): Durumu nasıl peki
Hüsnü (ağlayarak):Bilmiyoruz
Suat (ağlayarak): Tmm tmm canım der telefonu kapatır
Bahar Mesutu arar
Mesut: Efendim bahar
Bahar (ağlayarak): Abi abi çok kötü Mesut abi
Mesut (telaşlı: Noluyor kızım noluyor Umutla mı alakalı
Bahar (ağlayarak): Yok abi Umuttan bir iz yok
Mesut: Söylesene kızım o zaman
Bahar (ağlayarak): Abi Ali Ali vurulmuş abi durumu ağırmış biz hastaneye geçiyoruz
Mesut: Ne nasıl oldu kızım
Bahar (ağlayarak): Bilmiyoruz abi
Mesut: Tmm tmm geliyoruz bizde
Sinan Reşat Hoca Konuşması
Sinan: Hocam Ali vurulmuş hastaneye getiriyolar bizde yoldayız
Reşat: Ali mi ?
Sinan:Evet evet hocam Ali
Reşat: Durumu nasıl
Sinan:Ağır dediler hocam
Resat: Ben hemen ameliyatı hazırlatıyorum Sinan
Sinan: Sağolun hocam sağolun
Hande Arif tel konuşması /
Hande (ağlayarak): Müdürüm Ali abi vurulmuş
Arif: Ne diyorsun sen kızım
Hande (ağlayarak): Malesef müdürüm
Hüsnü: Hande Arif Müdürle mi konuşuyorsun sen ?
Hande: Evet başkomserim
Hüsnü: Ver telefonu der Hande telefonu verir
Hüsnü: Müdürüm Pınara haber gitmedi daha bizde hastaneye gidiyoruz siz
Arif: Anladım Hüsnü anladım
YARIM SAAT SONRA/
Arif Rızaların evine gelir araçtan iner
Arif: Hadi bakalım Arif diyerek derin bir nefes alır ve içeri girer
Efe uykusndan uyanır ve annesi'nin yanına gelir
Pınar: Aaa Efe niye kalktın oğlum
Efe: Uyandım bir daha da uyuyamadım sen niye uyumadın
Pınar: Bende uyandım sonra uyuyamadım senin gibi
Efe: Anne ben çok korkuyorum
Pınar: Neden annecim
Efe: O günden sonra babama dedeme bir şey olucak diye çok korkuyorum bende babam gibi polis olmak istiyordum vazgeçtim sonra
Pınar: Canım oğlum benim diyerek Efeye sarılır Arif kapıya vurur
Efe(koşarak): Babam geldi babam geldi diyerek koşar
Pınar: Efe bağırma kardeşin uyanıcak diyerek Efenin peşinden gider Ayla da Efenin sesine uyanır
Efe kapıyı açar
Efe(üzgünce): Arif amcam gelmiş
Pınar (şaşırır): Arif müdürüm
Arif(üzgünce): İyi akşamlar Pınar
Aylada gelir
Ayla: Arif bey
Arif: Merhaba Ayla hanım
Pınar: Müdürüm siz
Arif: Efeyi gönder Pınar
Ayla bir şeylerin ters gittiğini anlar
Ayla: Canım benim hadi odana git sen
Efe: Ama
Pınar:Efe hadi annecim diyerek Efeyi odasına gönderir ama Efe gitmez duvarın arkasına saklanır
Arif: Pınar
Pınar: Söyleyin artık müdürüm Aliye bir şey mi oldu
Arif:Ali Ali vurulmuş hastanede gitmemiz lazım Pınar
Efenin korktuğu başına gelir Arifin dediklerini duyar baba diyerek ağlar
Ayla(ağlayarak):Nasıl nasıl
Arif olumsuzca başını sallar
Ayla (ağlayarak): Pınar Pınar hadi kızım
Pınar (ağlayarak):Anne Ali çocuklar nolucak
Şükran ve Nazike koşarak gelir
Nazike: Sen merak etme kızım hadi hadi git sen
Pınar ve Ayla hemen üstlerini değişir giderler çocuklarada Şükran ve Nazike bakıcaktır
HASTANE/
Ambulans gelir Reşat hoca ve ekibi kapıda bekliyodur
Aliyi araçtan indirirler
1. Paramedik: 5 kurşun yarası almış bilinci kapalı 4 ünite 0 Rh (--) kan lazım
Reşat:Çabuk ameliyata alıyoruz
Ekip hastaneye gelmiştir polis memuruda Ameliyathanenin önünde dolaşıp duruyordur üstü kan olmuştur polisin Ekip koşarak ameliyathanenin önüne gelir
Mesut: Gel buraya diyerek polis memurunu işaret eder nerde buldunuz nasıl buldunuz durumu nasıl
👮: Komserim bir ormanlık alanın yol kenarında biri buluyor
Hüsnü (bağırarak): Lan oğum durumu nasıl lan
👮: Kötü başkomserim kötü
Arifler koşarak gelir
Pınar (ağlayarak): Nerde Ali baba nerde Ali
Rıza:Dur kızım dur
Ayla (ağlayarak): Nasıl oldu Rıza nasıl
Rıza cevap veremez Reşat hoca çıkar
Selin: Hocam
Reşat: 5 kurşun yarası almış hepsi yakından yaralanma suresi 4 saati geçmiş ve çok kan kaybetmiş durumu ağır hemde çok ağır O Rh (--) kan gurubu lazım uyan kim varsa kan versin
Bahar: Ben telsizden anons ediyorum der oradan uzaklaşır
Arif: Kurtulamaz mı diyorsun hocam yani ha
Reşat: Daha bir şey demek için çok erken ameliyata alıcaz şimdi müsadenizle der ameliyata girer
Pınar(ağlayarak): Alii bırakma bizi Ali nolursun bırakma
Aylin, Hakan ve Nesrin hastanede olduklari için ekibin geldiğini görür hemen ameliyathanenin önüne gelirler
Hüsnü: Hakan
Hakan: Abi Ali vurulmuş nasıl oldu bu abi nasıl vuruldu
Hüsnü:Bilmiyoruz hiçbir şey bilmiyoruz
Aylin: Pınar
Pinar (ağlayarak): Aylin Ali diyerek Ayline sarılır ağlar
Suatlar koşarak gelir direk Aylanın yanına gider
Suat: Durumu nasıl Ayla
Ayla(ağlayarak): 5 kursun yarası almış çok kan kaybetmiş diyolar Suat
Suat(ağlayarak):Allahım sen bağışla çocuğu ailesine
Arif: Çocuklar toplanın diyerek ekibi başına toplar
Bahar: Buyrun müdürüm
Arif:Ali nerde nasıl vuruldu kim vurdu hepsini öğrenmek istiyorum anlaşıldı mı?
Ekip: Anlaşıldı müdürüm
Sinan: Hüsnü abi bende gidiyim merkeze duramıyorum ben burda
Hüsnü: Tmm aslanım geç sen haber veririm ben size
Sinan: Tmmdır der ekip merkeze gider
MERKEZ/
Sinan: Hande Eda Ali saat 19.00 da merkezdeydi
Merkezden en son ne zmn çıkmış bizim ekipten başka kimle görüştü en son ne yaptı her şeyi bilmek istiyorum Arda ve Volkan sizde Cevadı sorguya alın gelicez bizde şimdi
Gençler: Anlaşıldı komserim diyerek herkes bir yere ayrılır
Bahar hâlâ ağlıyodur
Sinan: Bahar sende kendini topla ağlamayıda kes
Bahar (ağlayarak): Çok kötü diyorlar ya kurtulamazsa
Sinan Baharın elini tutar
Sinan: Bak bana benim tanıdığım Ali dayanır o ailesini bırakmaz bizide bırakmaz
Bahar (ağlar): Dayanır dimi
Sinan: Dayanır hadi git elini yüzünü yıka daha bunu kardeşimize yapandan hesap sorucaz hadi der Baharı gönderir Sinan sandalyeye oturur
Sinan: Beni yalancı çıkarma kardeşim çıkarma der kalkar sorgu odasına gider
HASTANE/
Selin ve Mesut dışarıda oturuyordur
Mesut arkasına yaslanmış ağlıyodur ama Seline çaktırmaz
Selin: Bir derdimiz vardı ikiye katlandı Umut yok Ali ölücek mi kalıcak mı bilmiyoruz hiçbir şey bilmemek çok kötü Mesut diyerek Mesutun yüzüne bakar
Selin: Mesut sen ağlıyor musun?
Mesut:Hııığğ benim artık gücüm kalmadı Selin tükeniyorum ben bana hiçbir şey sorma
Selin Mesutun elini tutar
Selin: Bak bana Mesut bana bak sen bizim ailemizsin Umutun Tuncun babası benimde kocamsın içerde yatan Alininde Mesut abisisin sen Mesut Günerisin sen düşersen bizde düşeriz dik durucaksın sen dik durucaksın ki bizde senden destek alıp dik durucaz
Mesut (göz yaşını siler ): Selin iyi ki varsın iyi ki benim hayatıma girdin karım oldun
Selin: Sende iyi ki varsın Mesut Selin kafasını Mesutun omzuna koyar
Arif , Rıza Hüsnü ve Hakan kafeteryada oturuyodur
Arif: Sen nasıl oldun Hakan
Hakan:Arada zonkluyor onun hariçinde iyim müdürüm sağolun
Hüsnü:Rıza baba bir doktora gözükelim ister misin ?
Rıza:Yok Hüsnü sağol
Hakan: Şu halimize bakın bir şerefsiz yüzünden ne hâle geldik
Hüsnü öksürür
Hakan: Pardon müdürüm
Rıza(ağlayarak): Çok boşladım Aliyi bu aralar
Arif: Rıza saçmalama
Hüsnü: Baba düşünme böyle
Rıza(ağlayarak): Kalbinide kırdım bağırdım o kadar bir derdi vardı ama sormak aklıma bile gelmedi şimdi sorsamda bir şey değişmez ölüyor oğlum ölüyor Arif
Hakan: Baba yapma sen böyle yaparsan biz nasıl dik durcaz her şeyden önce Ayla abla'nın Pınarın sana ihtiyacı var
Hüsnü: Hakan haklı baba senin hatan değil bizim de hatamız var
Rıza: Dayanıcak gücüm kalmıyor artık bu hastane koridorunda evlatlarımı beklemek öldüruyor beni Alim oğlum gidiyor Hüsnü gidiyor diyerek ağlar
Hüsnü(ağlayarak): Dayanıcaz baba birlikte dayanıcaz bak Alide dayanıyor diyerek Rızaya sarılır ağlar
AMELİYAT ÖNÜ/
Pınar(ağlayarak):Biliyordum bir şey olucağını
Ayla (ağlayarak): Efendim
Pınar (ağlayarak) hissdiyordum ya çocuklarıma zarar gelicekti ya da kocama gelicekti geldi Alime zarar geldi anne kocama sevdiğim adama. Ali içerde ölüm kalım savaşı veriyor yaşıycak mı ölucek mi belli değil dayanıcak gücüm kalmıyor benim artık anne dayanıyamıyorum ben artık diyerek ağlar
Aylin (ağlar):Pınar pes etme sakın Ali pes etmiyor direniyor senin için çocukları için direniyor sen pes edersen Alide pes eder o zaman Aliyi bu hayata bağlayan kimse olmaz
Suat (ağlayarak): Aylin haklı Pınar pes etmek yok dik durucaz hem daha bir şey bitmiş değil kızım
Nesrin (ağlayarak):Ah benim güzel kızım diyerek Pınara sarılır
Pınar ağlamaya devam ediyordur
NASUH EV /
Meryem Nasuhun yanındadır
Ertan Ali'nin hastanede olduğunu öğrenir
Nasuh birden kalbi durur
Meryem (ağlayarak):Nasuh yapma yapma Nasuh (bağırarak) doktor doktor Nasuh hayır hayır Nasuh
Doktor ve Ertan koşarak gelir
Doktor: Çekilin diyerek Defi-monitor eline alır Nasuhun kalbini çalıştırmaya çalışır
Meryem (ağlar ve bağırarak):Nasuh gitme Nasuh gitme nolursun gitme ölme ölme Nasuh ölme nolur bırakma beni Nasuh Nasuh hayır hayır diyerek bağırmaya başlar
Ertan Meryemi tutmaya çalışır
AMELİYATHANE/
Hemşire: Hocam kurşunlardan birini nasıl çıkarıcaz
Reşat: Kurşunu çıkarırsak hastayı kaybedebiliriz kalbe çok yakın kaç saat oldu
Hemşire: 13 saat oldu hocam
Hemşire 2: Hocam hastanın nabzı düşüyor
Reşat : Allah kahretsin Defi-monitoru hazırlayın çabuk
Hemşire 3: Hazır
Reşat: Çekilin
Hemşire : Dönmedi Hocam
ALİ VE NASUHUN RÜYASI
Ali bir bankta oturur Nasuh Ali'nin omzuna dokunur Ali korkar
Nasuh:Korkma oğlum benim
Ali:Burda da peşimi bırakmadın he
Nasuh: Ne bir anne ne de bir baba evlat acısına dayanamaz evladı ölünce sende ölürsün demektir
Ali: İkimizde öldük mü yani?
Nasuh(gülerek):Büyük ihtimal
Ali: Annem o nolucak peki
Nasuh: Bilmiyorum ama ben sen burdasın diye geldim senin karın çocukların dostların var ama benim bir karım bir de oğlum benim için sıkıntı yok sen burdasın yarın öbürgünde Meryem gelir ailem bir arada olur
Ali: Ne demek istiyorsun
Nasuh: Geri dön diyorum oğlum ailene seni seven herkese geri dön bugün ölmenin günü değil Ali hadi kalk git git burdan hadi
Ali: Sağol diyerek güler ayağa kalkar tam gidicekken geri döner
Nasuh: Noldu
Ali: Sen gelmiyor musun?
Nasuh: Yok gelmiyorum
Ali: Baba oğlun geri dönüyor oğlunu ikinci defa babasız bırakma gel birlikte dönelim anneme
Nasuh (gülerek): Gidelim der elini Alinin omzuna atar giderler
RÜYA SON
Hemşire: Hocam döndü döndü hocam
Reşat: Çok şükür
Meryem Ev /
Doktor: Hadi Nasuh bey hadi
Ertan: Yapmayın bunu bize yapmayın
Nasuhun kalbi çalışır
Doktor: Döndü döndü
Meryem(ağlayarak): Allahım sana şükürler olsun yarabbim diyerek ağlar
AMELİYATHANE/
Reşat: Bitiriyoruz siz yarayı kapatın ben ailesine bilgi vericem
Hemşire: Tmm hocam
Reşat hoca ameliyathaneden çıkar
Herkes başına toplanır
Hüsnü: Hocam Allahını seversen iyi bir haber ver
Reşat: Malesef Hüsnü kalbi durdu zor çalıştırdık ama geri döndürmeyide başardık kurşunlardan biri hala içerde alamadık Ali iyi dayandı ama
Rıza: Ama ne hocam
Reşat: Açık konuşucam Rıza bey oğlunuz komada
Pınar (ağlayarak): Kurtulamıycak yani öyle mi ölücek ?
Reşat:Kesin bir şey diyemem kızım durumu iyi değil kontroller yapılcak
Selin: Peki hocam 2. Bir ameliyat gerekli mi ?
Reşat: Büyük ihtimal izninizle der gider
Pınar(ağlayarak): Anne gidiyor Ali gidiyor
Ayla (aglayarak): Dayanıyor kızım Ali dayanıyor hiçbir yere gitmiyor bırakmaz bizleri
Hemşireler Aliyi yoğum bakıma götürürken ekip görür
Mesut(bağırarak): Dayan Aslanım dayan lan dayan
Selin: Mesut yapma diyerek Mesutun sırtına dokunur
Ekip yoğum bakımın önündedirler Suat Nazikeyi arar Selinde merkezdekileri
SUAT VE NAZİKE TEL KONUŞMASI /
Zeyno oyun oynuyodur Efede kendini babasının odasına kitler ağlar
Nazike: Suat kızım
Suat: Çıktı teyze ameliyattan
Nazike: Durumu nasıl ?
Suat: Kötü diyorlar teyze hala bir kurşun içerde
Nazike: Ne diyorsun
Suat: Çocuklar napıyor teyze ?
Nazike: Zeyno oyun oynuyor Efede kendini kapadı odaya çıkmıyor çocuk Şükran uğraşıyor çıkartmaya ama nafile
Suat: Tmm teyze ben kapatıyorum şimdi konuşuruz yine
Nazike: Tmm kızım haber ver yine bize
Suat: Olur teyzem olur
Ayla: Suat Nazikeylemi konuştun
Suat: Hıhı Teyzemle
Aylin:Çocuklar nasılmış ?
Suat: İyi dedi teyzem
Pınar: Efe biliyor Alinin yaralandığını nasıl iyi olabilir
Suat: Kendini sizin odaya kapatmış çıkartamıyorlarmış
Pınar: Bak görüyorsun dimi Ali senin oğlun anne Efeyi getirelim mi ?
Ayla: Olmaz kızım çocuk perişan olur burda
Pınar: Şimdi de perişan anne gelsin babasını görsün belki geri döner eve ha baba
Rıza: Olur kızım olur
Aylin:Ben şükranı arıyorum o zaman hem sanada bir kaç parça getirsin evden
Pınar: Sağol Aylin sende dinlen artık yoruldun yormayalım bebeğimizi
Aylin: Sen merak etme iyiz biz diyerek elini karnına götür hem biz amcamızi bekliycez diyerek Pınara sarılır ağlar ikiside
SELİN HANDE TEL KONUŞMASI /
Selin: Hande Aliyi ameliyattan çıktı
Hande (sevinçli bir şekilde):Durumu nasıl peki abla
Selin(üzgün): Komada 1 kurşun hâlâ içerde kalmış kalbe çok yakın
Hande (üzgün):Off
Selin: Hande Umuttan haber var mı?
Hande:Yok abla
Selin: Tmm en ufak izde bile haber veriyorsun
Hande: Anlaşıldı komserim der telefonu kapatırlar
Eda koşarak gelir
Eda(nefes nefese): Buldum
Hande(üzgünce): Neyi buldun
Eda: Ali abinin kimle görüştüğünü işte hem neyin var senin
Hande (üzgünce): Hastaneden haber geldi
Eda: Eee
Hande: Durumu çok kötü bitmiş ama ameliyatı
Eda: Ne diyorsun
Hande:Duydun işte sen ne buldun
Eda: Bak şimdi diyerek anlatmaya başlar
SORGU ODASI/
Sinan: Sana bir kere sorucam Cevad Ali seni niye dövdü
Cevad güler
Bahar(bağırarak): Gülme lan diyerek kafasını masaya vurur
Bahar (bağırarak): Doğru düzgün cevap ver bize Ali neden seni dövdü ne dedin ona anlat
Cevad: Babası vurulduya ondan
Sinan ve Bahar hiçbir şey anlamaz
Sinan: Ne babası vurulması ne diyorsun lan sen
Cevad: Haberiniz yok muydu tüh ya
Sinan Cevadi dövmeye başlar
Bahar (bağırarak): Sinan yeter öldürüceksin adamı
Sinan (bağırır): Anlat lan ne babası anlat yoksa seni akşama kadar döverim anlat
Cevad(zor konuşur): Nasuh Doğanay babası
Sinan ve Bahar şok olur
Sinan:Kim dedin
Cevad (bağırarak): Nasuh Doğanay babası hepinizin saldırıya uğradığı gün onada saldırı oldu ama kurşun yanlış yere gitti babası önüne atladı vuruldu oda hesap sordu benden beni bu yüzden dövdü
Bahar şok olmuş bir şekilde Sinana bakar
Bahar: Sinan napıcaz
Sinan:Sen Aliye bir adres filan verdin mi ?
Cevad:Yok vermedim
Bahar: Meldanın yerini biliyor musun peki
Cevad: Bilmiyorum dedim ya hem verdim size bir adres bir şey çıkmadı mı
Sinan: Çıkmadıda sana soruyoruz
Bahar: Sinan bitirelim aldık alıcağımızı hem hadi der tam gidicekleri vakit Cevad konuşur
Cevad(gülerek): Hıh noldu arkadaşınıza Şeref başkan öldürmüştür onu sonuçta kafayı taktı adama diyerek gülmeye başlar Sinan dayanamaz Cevadı dövmeye başlar bu sefer Bahar engel olmaz sorgudan çıkar
Bahar ve Sinan üst kata çıkar
Bahar: Elin kötü olmuş pansuman yapalım bir
Sinan: Hıhı der Handelerin yanına gelir
Bahar: Hande bir şey buldunuz mu ?
Hande: Daha fazlasını komserim diyerek her şeyi anlatırlar
Sinan(bağırarak): Allah kahretsin ya Allah kahretsin diyerek küfretmeye başlar
Bahar(bağırır): Komserim yeter olan oldu artık neler olduğunu geçte öğrendik şimdi izninizle hastaneye Ali'nin yanına gidelim
Sinan: Ameliyattan çıkmış mı?
Arda: Çıkmış abi yoğum bakıma almışlar kurşunun biri hâlâ içerdeymiş çok kötü diyorlar
Sinan: Offf
Bahar: Biz bunu Rıza babalara nasıl anlatıcaz
Sinan: Bilmiyorum
Eda: Olamaz
Volkan:Noldu Eda
Eda: Bunu görmeniz lazım
Ekip Edanın yanına gelir
Sinan: Anlatıcak mısın?
Eda: Komserim Ali abinin saldırıya uğradığı görüntüsü bakın Nasuh Doğanay
Daha bunun devamıda var Ali abi merkezde belliki Şerefin aracının plakasından yerini buluyor ve bir adrese gidiyor mobese kayıtlarından baktık bir görüntü daha var Ali abiyi vuran Şeref Ali abi bilmeden de olsa Umutun olduğu adrese gidiyor vurulduğunu Umut görüyor hemen evden çıkıyorlar bakın Umut orda
Bahar:Bu nasıl bir iş nasıl ya
Sinan: Eda Görüntülerin kopyasını ve dosyaların kopyasını ver bana hastanedekilerede izletmemiz lazım bunları hadi hazırla sen bunları biz seni araçta bekliyor olucaz
Eda: Anlaşıldı komserim der
CezaEvi /
Asımın olduğu koğuşa gardiyan girer
Gardiyan: Asım hazılan başka bir cezaevine nakil oluyorsun
Asım: Nerden çıktı bu
Gardian: Bilmiyorum bize denilen bu hazırlan 1 saat sonra gidiyorsun diyerek gider
Asım: Şu telefonu ver bana
Mahkum: Hemen başkan der Asıma telefonu verir
Asım Melda tel konuşması/
Asım: Melda beni 1 saat sonra başka bir cezaevine tahliye ediyorlar hazırlıklarınızı yapın
Melda (sevinçli): Tmm Asım tmm diyerek telefonu kapatır Şerefe haber verir
Şeref Asımı kurtarmak için plan yapar
Nasuh Ev /
Doktor: Meryem hanım sizin tedavi saatiniz geldi bana yardımcı olun tedavinizi yapalım
Meryem: istemiyorum doktor
Ertan: Meryem hanım eğer burda Nasuh bey olsaydı sizin bu tedaviyi olmanızı isterdi Nasuh bey için Oğlunuz için
Meryem: Aliden hâlâ bir haber yok dimi
Ertan: Hayır yok lütfen beni kırmayın olun şu tedaviyi
Meryem tedavi olmayı kabul eder
Hastane Şükran Efeyi getirmiştir bütün ekip yoğum bakımın önündedir
Efe (bağırarak): Annee diyerek Pınara sarılır
Pınar (ağlayarak): Oğlummm
Efe (ağlayarak): Babam nerde
Pınar Aliyi gösterir
Pınar: Orda
Efe camın önüne gelir
Efe:Babam canım babam kalk hadi gidelim burdan diyerek ağlamaya başlar
Ayla (ağlayarak): Yapma canım yapma
Efe baba diyerek ağlamaya devam ediyodur herkesin içi paramparça olur Sinanlarda gelir yoğum bakım camının önüne gelirler Aliye bakarlar Efenin ağladığı görünce onlarda üzülür
Hüsnü: Sinan buldunuz mu ?
Sinan: Bulduk Rıza baba konuşalım mı?
Rıza evet anlamında kafasını sallar ekip kafeteryaya iner kimse yoktur onlardan başka Hande görüntüleri izletir
Selin Umutu görünce ağlamaya başlar
Mesut (bağırarak): Tek başına gidilir mi lan he tek başına gidilir mi Allahın lalesi bulmuş Usta biz bunca adam bir çocuğun yerini bulamadık o tek başına bulmuş Allah bizim belamızı versin Allah bizim belamızı versin
Hüsnü (bağırır): Usta bir kendine gel bir dur ya bir dur
Arif: Ali Nasuh Doğanayı nerden tanıyor ?
Bahar: Nasuh Doğanay Ali'nin öz babası
Ekip Mesut hariç : Ne
Rıza: Sen ne diyorsun Bahar
Sinan: Eda anlat
Eda her şeyi baştan anlatır
Ekip şok olmuştur
Hakan:Mesut abi sen hiç şaşırmış gibi değilsin ?
Ekip Mesuta bakar
Hüsnü: Usta
Mesut:Şaşırmadım çünkü benim başından beri haberim vardı size söylemedik
Ekip bir daha şok olur
Arif:Mesut bize ne biliyorsan anlat
Mesutta bildiklerini anlatır
Selin: Pes artık Mesut
Mesaut: Napıyım Selin
Hüsnü: Ne bu çocuğun bahsızlığı böyle tek başına nelerle mücadele vermiş
Arifin telefonu çalar
Arif: Efendim nereye peki tamam tamam anlaşıldı
Hüsnü:Hayırdır müdürüm
Arif: Pek hayır değil Hüsnü Asımın cezaevi müdürü aradı Asım başka bir cezaevine tahliye ediliyor Jandarmaya bizimde destek vermemizi istedi hazılığınızı yapın yolda buluşursunuz
Hakan: Abi bende geliyim
Hüsnü: Sen dur burda der ekip koşarak gider
Rıza hâlâ olayların şokundadır
Nasuh Ev /
Ertanın telefonuna mesaj gelir mesajda Alinin Şeref tarafından vurulduğu ve durumunun ağır olduğu yazıyordur
Ertan: Allah kahretsin nasıl söylüycem ben bunu der Meryemin yanına girer
Meryem ( yarı baygın yarı ayık bir şekilde): Ertan oğlumdan bir haber var mı?
Ertan: Var efendim Ali (durur) vurulmuş durumu ağır dediler
Meryem (ağlayarak): Ali oğlum diyerek sayıklayarak bayılır
Ertan Ailenin bu duruma düştüğü için dayanamaz o da ağlar
Asımı araca bindirmişlerdir ekiplerde yoldadırlar Aracın önünü keserler jandarma askeri telsizden destek isterler
Telsiz:....... sokağında saldırıya uğradık acil destek
Ekip anonsu duyar
Mesut(bağırır): Allah belanızı versinler lan Allah topunuzun belasını versin
Hüsnü (bağırır):Usta yeter diyerek Selinj gösterir
Selin dışarı bakıyordur
Mesut Selini görünce susar
Şeref Asımı kurtarır ve askerlerde şehit düşer ekip gelir Selin ve Mesut direk araca koşarlar diğerleride askerlerin nabzına bakıyodur
Selin(bağırır ve ağlar): Yok Yok Mesut kaçmış Asım. Şimdi Umutu hiç bulamıycaz Mesut bulamıycaz Umutu
Mesut (bağırır): Bulucaz bulucaz Selin bulucaz diyerek Seline sarılır
Asım ve Şeref araç
Şeref (güler): oh be abi özlemişim seni bitti sonunda
Asım:Bitti oğluma karıma gidiyorum Şeref diyerek gülmeye başlar Şerefte güler
VE SON...
Bu bölümünde sonuna geldik
Yorum ve düşüncelerinizi lütfen yazın 👇
HİKAYE
Yüzyıllara meydan okuyan, büyülü, kocaman bir şehir ; İstanbul. Ve bu şehrin her sokağını, herkes için daha güzel, daha ‘yaşanır’ bir yer yapmak uğruna her türlü kötülüğe ve sıkıntıya meydan okuyan yürekli polislerimiz…
İstanbul Polis Teşkilatı Asayiş Şube’de görev yapan ‘sivil’ bir ekip, minibüsleriyle bu metropolün sokaklarını arşınlamakta ve karşılarına çıkan her türlü kanunsuzlukla savaşmaktadırlar. Polislerimiz, görevleri sırasında, değişik ve çeşitli insan hikayeleriyle sürekli karşılaşmaktadır. Zaman zaman gülümseten, zaman zaman da iç burkan bu hikayelere; meslek yıllarının tecrübesi ve ‘babalığıyla’ yaklaşan, ekibin diğer genç üyelerine de yol gösteren Rıza Baba olur. Rıza Baba; ekibe, hem mesleğe hem de hayata dair pek çok şeyi öğretecek, unutulanları hatırlatacaktır.
Kısacası, polislerimizin ve ailelerinin hayatları ile İstanbul sokaklarının serüveni iç içe geçecek, kahramanlarımız; sevinçte, kederde, aşkta ve yalnızlıkta her zaman birbirlerinin yanında olacaklar. İçlerinden biri tökezlediğinde hep birlikte ona destek olup ayağa kaldıracaklar.
Rıza Soylu
Rıza Soylu veya Rıza Baba, 31 Temmuz 2006'da Kanal D'de yayınlanmaya başlayan Arka Sokaklar dizisindeki kurgusal bir karakterdir. Karakteri Zafer Ergin canlandırmaktatır.[1][2]