Herhalde son yılların, kitleleri en çok ikiye bölen franchiselarından biri Assassins Creed ve bu unvanda da en büyük rakibi The Last Of Us: Part II olabilir. Peki Ubisoft ne yapıyor? Ellerindeki güçlü bir markayı rafa kaldırmak yerine, değiştirip insanlara mı sunuyor? Yoksa markanın isminden faydalanıp bambaşka bir seri mi yapıyor bizlere? Bugün sizlerle bu konuları tartışacağız. Assassins Creed RPG olmalı mı, olmamalı mı?
Gelelim Lorea. Lore kısmında kılıçlar çekiliyor. Lorekeeper dediğimiz eski AC hikayelerine uygun olmadığını düşünenler ve uygun olduğunu düşünenler olarak iki tarafımız var. İki tarafın da haklılıkları olduğu bir gerçek. Origins ilk duyurulurken bizlere Suikastçilerin temeline inileceği söylemişlerdi. Kurulduğu zamanı görecektik. Tamam iyi, hoş oynayanlar oynadı. Kimisi beğendi kimisi beğenmedi. Origins ile birlikte yukarıda da söylediğim artık mitolojik ögelerin baskınlaştığı Assassins Creed dönemine girmiş olduk. Mısır tanrıları falan derken iş gitti de gitti. Ubisoft bu durumdan iyi geri dönüşler almış olacak ki, bununla birlikte Originsten sonra da Odysseyi duyurdular. Uçsuz bucaksız bir açık dünyada, yapılacak tonla görev ve önceki oyunda olduğu gibi tonla mitolojik öge bulunuyordu. Zaten mekan Yunanistan olunca olmaması yanlış olurdu.
Odyssey, Originsten de öncesini anlatıyordu ve suikastçilik diye bir şey bile yoktu. Böylelikle Odysseyin bize vermiş olduğu en önemli şey artık AC serisinin sadece Suikastçiler ve Tapınakçılar arasındaki mücadeleyi kapsamadığı tam tersine içinde Isuların olduğu her konuyu kapsadığıydı. Isular çok potansiyel sahibi bir topluluk aslında. Bununla birlikte Ubisoft da bu potansiyeli kullanıp Isuları mitolojilere çok güzel entegre etmiş oldu. Bu yüzden Ubisoftun elinde çok büyük bir koz bu. Odysseyde öğrendiğimiz üzere Kassandra bir yarı tanrıydı ve onun soyundan gelenlerde özel bir güç oluyordu. Özel güç? Evet malum Eagle Vision. Valhallada da AC 3e bağlanan bir kaç detay var ve Odyssey, Origins ikilisine nazaran çok daha oldschool bir AC oyunu.
Ubisoft bu gibi detaylarla Lorea sadık kalmayı amaçlıyor anlaşılan. Kimisine de bu numaralar ucuz olarak gelebiliyor ona da bir şey diyemiyorum tabii. Ama artık o eski Eziolu Altairli hidden bladeimle zorlanmadan öldüreyim, karşılayıp saldırayım, 20 saat oynayıp bir tane tapınakçı ustasını öldüreyim devri geçti maalesef. Zaman değişiyor, oyunlar da değişmek zorunda.
Gelelim Bu oyunlar AC ismiyle çıkmalılar mı? sorusuna. Bence evet. Yukarıda da söylediğim gibi artık AC serisi Isuları ve yolu Pieces of Eden ile kesişen kişileri anlatıyor. Bu kişi suikastçilerden de olabilir, tapınakçılardan da. İsim değiştirip aynı içeriği de çıkarabilirler ama bu pazarlama olarak risk taşıdığından yapmıyor olabilirler. Çünkü ellerinde kaç senelik bir marka var. İsim değişikliği kötü sonuçlar çıkarabilirdi. Belki de ilerleyen oyunlarda değişir tabii buna bekleyip görmekten başka bir çaremiz yok. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Başka bir yazıda görüşmek üzere!
Yazan: Sencer İnanç Sarı
BeğenYükleniyor