avukatsız velayet davası ücreti / Bursa Boşanma Avukatı - Demirbaş Hukuk Bürosu

Avukatsız Velayet Davası Ücreti

avukatsız velayet davası ücreti

Velayet davası nedir, nasıl açılır ve ne kadar sürer? Velayet davası açma şartları ve ücreti

Haberin Devamı

 Velayet davasında en önemli olan şey, çocuk ya da çocukların istekleri ile birlikte, çocukların huzurla, sevgi ve saygı anlayışıyla büyüyeceği en uygun ortamın neresi olduğuna karar verilmesi konusudur.

Velayet Davası Nasıl Açılır ve Ne Kadar Sürer?

 Her hukuk davasında olduğu gibi, haklı nedenlerin ve gerekli koşulların varlığı halinde, velayet davası açmak isteyen kişi, bir dilekçe ile bu talebini yetkili makama iletmek zorundadır. Velayet davası dilekçesi ismi verilen bu dilekçede, davayı açmak isteyen kişinin adı soyadı, adresi ve varsa avukatının adı soyadı ve adresi, davayı açmak istediği karşı tarafın adı soyadı ve adresi, velayet davasını açmak istemesinin nedeni ve dayandığı hukuki olaylar, deliller yer almalıdır. Velayet davasını açmak istemesi ile birlikte talep ettiği dava sonucu ayrıntıları ile bulunmalıdır.

 Velayet davaları, boşanma davalarının kesinleşmesinden sonra bir yıl geçmesi halinde açılır. Velayetin değişmesini zorunlu hale getirecek durumlar ve çocuğun menfaatinin olması durumunda açılan bir davadır. Velayet davası, çocuğun bulunduğu aile mahkemesine velayeti elinde olmayan anne ya da baba tarafından açılabilir. Velayet davalarının daha hızlı bir şekilde sonuçlanabilmesi için belirlenmiş olan süre, 90 gün olarak hesaplanmıştır. Velayet davasının sonuçlanması 90 gün olarak belirlenmiş olsa da bu süre mahkemenin yoğunluğuna ve işleyişine göre değişiklik gösterebilir.

Haberin Devamı

 Velayet Davası Açma Şartları ve Ücreti

Velayet Davası açarken en çok merak edilen konular arasında velayet davası açma masraf ve ücretleri yer alıyor. Velayet davası açılırken aile hakiminin velayet hakkında karar verebilmesine yardımcı olacak bazı durumlar dava ücretinin artmasına neden olur. bu ücretler, tebligat masrafı, bilirkişi ücreti ve giderler miktarı belirleyen unsurlardır. Aile mahkemesinde açılan velayet davası bilirkişi ve tanık ispatı istenmesi durumunda belirlenen dava açma ücreti 658 TL olarak hesaplanır. Hesaplanan dava açma ücreti, diğer tebligat ve delil ücretleri ile artış gösterebilir.

 Önceden anne ya da babaya verilen velayetin değiştirilmesi için mutlaka mahkeme kararı bulunması gerekir. Bu davayı velayeti üstlenen kişinin açma hakkı da vardır. Şu durumlarda velayet değiştirilebilir:

Haberin Devamı

velayet görevinin kararda belirtildiği gibi yerine getirilmediği zaman; örneğin velayetin verildiği ebeveynin görevini deneyimsizlik ya da hastalık gibi nedenlerle yerine getirememesi.

Velayetin verildiği ebeveynin çocuğa ihtiyaç duyduğu ilgiyi ve sevgiyi yeterince verememesi.

Velayeti üstlenen kişinin tekrardan evlenmesi sonucunda çocuğun ihtiyaçlarını göz ardı etmesi.

Velayeti üstlenen velinin çocuğa karşı olan görevlerini olması gerektiği gibi yerine getirmemesi. 

Çocuk Velayet Davası

Velayet nedir?

Velayet, çocukların menfaatlerinin korunmasına hizmet eden hak ve yükümlülüklerin toplamıdır. Kanun, anne ve babalara, çocuklarına ve çocuklarının mallarına özen gösterme ve onları temsil etme konusunda yükümlülük yüklemiÅŸ, bu ödevlerin yerine getirilebilmesi için birtakım haklar vermiÅŸtir. Ä°ÅŸte bu ödev ve hakların bütünü velayet demektir.

Anne ve baba evli deÄŸil ise, velayet anneye aittir. Velayet evli olmayan babaya eÄŸer çocuÄŸun menfaati gerektiriyorsa verilebilir.

Anne ve baba evli olduÄŸu sürece ortak velayet söz konusudur. Anne ve baba birlikte yaÅŸamıyor ancak evliler ise velayet hakim tarafından geçici olarak eÅŸlerden birine verilir. EÄŸer eÅŸlerden biri ölmüÅŸse, saÄŸ kalan eÅŸ velayeti alır.

BoÅŸanmada çocuk kendisine bırakılan taraf velayeti alır. Ancak son yıllarda anlaÅŸmalı boÅŸanma halinde veya yabancılık unsuru içeren boÅŸanmalarda da ortak velayet söz konusu olabilmektedir.

BoÅŸanma davası açmak istiyorsanız ve nereden baÅŸlayacağınızı bilmiyorsanız eÄŸer boÅŸanma davası nasıl açılır? adlı makalemizi okumanızı öneririz. BoÅŸanma avukatı ücreti ve boÅŸanma davası açma ücretleriyle ilgili bilgiye ise linkten ulaÅŸabilirsiniz.

boşanmada çoçuklar kime verilir

Ortak velayet nedir?

Anne ve baba, evliliklerinde ortak velayet sahibidir. Ortak velayet, anne ve babanın çocuÄŸun bakım ve eÄŸitimi konusunda çocuÄŸun menfaatini göz önünde bulundurarak ortak karar alması demektir. Son zamanlarda anlaÅŸmalı boÅŸanmalarda anne ve baba ortak velayete karar verilmesini talep ederse veya yabancılık unsuru içeren boÅŸanmalarda taraflar anlaÅŸmış ise, mahkemece boÅŸanma sonrası için ortak velayete karar verilebilir:

“… "ortak velayet" düzenlenmesinin, Türk kamu düzenine "açıkça" aykırı olduÄŸunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiÄŸini söylemek mümkün deÄŸildir.O halde yabancı mahkeme ilamının tanınmasına iliÅŸkin diÄŸer koÅŸulların da (5718 s. MÖHUK m.58) oluÅŸtuÄŸu ve tarafların ortak velayet konusunda çekiÅŸmelerinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece yabancı mahkeme kararının velayete iliÅŸkin kısmının da tanınmasına karar verilecek yerde, isteÄŸin Türk Kamu düzenine aykırı olduÄŸu belirtilmek suretiyle, yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiÅŸtir." Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/18674 E., 2017/13800 K.

BoÅŸanmada çocuÄŸun velayeti kime verilir? BoÅŸanmada çocuk kime verilir?

Evlilik devam ederken birlikte kullanılan velayet hakkı kural olarak boÅŸanmada taraflardan birine verilir. Öncelikle boÅŸanma davası sırasında çocuÄŸun velayeti tedbiren taraflardan birine verilir, daha sonra boÅŸanma kararı ile birlikte hakim çocuÄŸun velayetini taraflardan birine verir. BoÅŸanma sebebi, velayetin hangi tarafa verileceÄŸi ile yakından ilgili deÄŸildir. 

Hakimin hangi tarafa velayeti vereceÄŸine dair geniÅŸ bir takdir hakkı vardır. Hakim karar verirken, çocuÄŸun üstün yararını gözetmek zorundadır. ÇocuÄŸun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel ruhsal, ahlaki ve toplumsal geliÅŸiminin saÄŸlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki deÄŸer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuÄŸun üstün yararını etkilemediÄŸi ölçüde göz önünde tutulur.

Önemli olan, çocuÄŸun hangi tarafta kalması halinde daha iyi yetiÅŸtirileceÄŸi ve bakılacağı, eÄŸitim ve öÄŸreniminin daha iyi saÄŸlanacağıdır.

Bu kapsamda, çocuÄŸun cinsiyeti, doÄŸum tarihi, eÄŸitim durumu, kimin yanında okumakta olduÄŸu, velayeti talep eden tarafın çocuÄŸun eÄŸitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediÄŸi, saÄŸlığı, saÄŸlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından saÄŸlanabileceÄŸi gibi özel durumuna iliÅŸkin hususlar göz önünde tutulmalıdır.

Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde anne ve babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır. Bu nedenle, mahkemece çocuÄŸu baÅŸkasına bırakma, ihmal etme, kaçırma, iradi olarak terk etme, yönlendirme hususları ile tarafın velayet talebinin olup olmaması, ÅŸiddet uygulaması, sadakatsizliÄŸi, ekonomik durumu, mesleÄŸi, yaÅŸadığı ortam, kötü davranışı, alkol bağımlılığı, saÄŸlığı, dengesiz davranışları dikkate alınır.

Mahkemece, açıklanan özellikler yanında mümkün oldukça çocuÄŸun alıştığı ortamın deÄŸiÅŸtirilmemesine, kardeÅŸlerin ayrılmamasına özen gösterilmeli, velayetin verileceÄŸi taraf yanında kalmasının çocuÄŸun bedeni, fikri, ahlaki geliÅŸmesine engel olup olmayacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delil olup olmadığı veya hemen meydana gelecek tehlikenin varlığının ispat edilip edilemediÄŸi ve maddi durumun iyiliÄŸinin tek başına velayetin deÄŸiÅŸtirilmesini gerektirmeyeceÄŸi hususu da mutlaka deÄŸerlendirilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.10.2010 gün ve 2010/2-501 E. 2010/492 K.; 23.11.2011 gün ve 2011/2-547 E. 2011/695 K.; 16.03.2012 gün ve 2011/2-884 E. 2012/197 K. ile 06.03.2013 gün ve 2012/2-794 E. 2013/310 K.

Kanun velayet hususunda hakime geniÅŸ takdir yetkisi tanıdığından, taraflar arasında velayete iliÅŸkin anlaÅŸma olsa dahi hakim, taraflar arasındaki anlaÅŸmadan farklı bir karar verebilir. Hatta hakim velayeti her iki tarafa da vermeyerek, çocuÄŸa vasi atayabilir.

Kardeşlerin velayetinin farklı taraflara verilmesi

Birden fazla çocuk olması halinde çocukların velayetinin tek bir tarafa verilmesi zorunlu deÄŸildir. ÖrneÄŸin, iki çocuk varsa, bu çocuklardan birinin velayeti anneye, diÄŸerinin velayeti babaya verilebilir. Ancak çocukların kardeÅŸlik ve paylaşım duygusunun geliÅŸimi için Yargıtay “kardeÅŸlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi”ni benimsemiÅŸtir. KardeÅŸlerin ayrı ebeveynlere velayetlerinin verilmesi halinde, kiÅŸisel iliÅŸkinin kardeÅŸlerin bir araya gelebileceÄŸi ÅŸekilde düzenlenmesi gerekir.

BoÅŸanmadan sonra doÄŸan çocukların velayetleri de hakim tarafından kararlaÅŸtırılır.

Hakim velayet hakkında karar verebilmek için hangi araÅŸtırmaları yapar?

Velayet kamu düzenine iliÅŸkin olduÄŸu için hakimin kendiliÄŸinden araÅŸtırması, diÄŸer bir deyiÅŸle, re'sen araÅŸtırma ilkesi geçerlidir. 

Velayeti hangi tarafa vereceÄŸine karar verirken hakim, anne ve babayı dinler ve çocuÄŸun üstün menfaati ne gerektiriyorsa ona göre velayeti taraflardan birine verir. Tarafların yaÅŸam ve konaklama, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre çocuÄŸun saÄŸlıklı geliÅŸimi ve bakımı için velâyeti üstlenmeye engel bir durumunun bulunup bulunmadığının araÅŸtırılması gerekir. Hakim, boÅŸanma sebebi ile velayeti ayrıştırarak deÄŸerlendirir. Burada tarafların mali durumları, yaÅŸları, boÅŸanmada kusurlu olup olmadıkları çok önemli deÄŸildir.

Ayrıca, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Çocuk Hakları SözleÅŸmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına iliÅŸkin Avrupa SözleÅŸmesinin 3. ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüÅŸünün alınması ve görüÅŸlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Dolayısıyla idrak yaşındaki çocuklara hangi ebeveyni ile birlikte yaÅŸamak istediÄŸi sorulmalıdır.

Yargıtay'ın yerleÅŸik uygulamasına göre 8 yaşındaki çocuk idrak çağında kabul edilir8 yaÅŸ ve üzerindeki çocuklara velayetinin kime verilmesini istedikleri sorulmak zorundadır.

Dolayısıyla, aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluÅŸan uzmanlardan inceleme ve rapor istenip, ebeveyn ve ortak çocuk ile görüÅŸülmek suretiyle çocuÄŸun eÄŸitim, kültür, yaÅŸam olanakları bakımından nerede yaÅŸamak istediÄŸi ve velâyet hakkındaki görüÅŸünün anılan uzmanlar tarafından alınması gerekir.

BoÅŸanmada çocuÄŸun velayetinin anneye verilmesi

Yaşı küçük olan çocuklar ve anne ÅŸefkat ve bakımına muhtaç olan çocukların velayeti anneye verilir. Velayetin üstlenilmesinde engel bir durum olmadığı anlaşıldığı sürece, çocuk beyanında da baba ile yaÅŸama arzusu yoksa, çoÄŸunlukla velayet anneye verilir. ÇocuÄŸun yaşının çok küçük olması halinde, anlaÅŸmalı boÅŸanma davalarında, taraflar arasında çocuÄŸun velayetinin babaya bırakılması hususunda mutabakat olması halinde dahi hakim çocuÄŸun velayetini anneye verebilir. Bu halde, tarafların mutabık olmaması halinde anlaÅŸmalı boÅŸanma davası çekiÅŸmeli hale gelebilir. 

Velayet sahibi annenin (veya babanın) yeniden evlenmesi, tek başına velayetin deÄŸiÅŸtirilmesini gerektirmez.

BoÅŸanmada çocuÄŸun velayeti hangi durumlarda anneye verilmez?

Velayet kamu düzenine iliÅŸkindir; asıl olan çocuÄŸun saÄŸlık, eÄŸitim ve ahlaki bakımdan yararıdır. ÇocuÄŸun velayetinin anneye bırakılması çocuÄŸun saÄŸlığını, eÄŸitimini veya ahlaki deÄŸerlerini olumsuz yönde etkileyecek ise, velayet anneye verilmez. ÖrneÄŸin anne hayat kadını ise velayet anneye verilmez. Anne ve babadan her ikisi de çocuÄŸun velayetini üstlenebilecek durumda ise ancak boÅŸanma davasında eÄŸer çocuk babası ile birlikte yaÅŸamak istediÄŸini beyan etmiÅŸ ise, araÅŸtırma yapılarak babanın velayeti üstlenmesine engel bir durum olmadığı anlaşılır ise, çocuÄŸun üstün yararı gözetilerek velayeti babaya bırakılabilir. Anne ile babanın ortak karar alarak velayeti babaya bırakması halinde de eÄŸer babanın velayeti üstlenmesine engel bir durum yoksa velayet babaya bırakılabilir. Ayrıca, annenin velayet görevini kötüye kullandığı tespit edilirse, örneÄŸin baba ile kiÅŸisel iliÅŸkiyi engellediÄŸi, baba ile görüÅŸ günlerinde çocuÄŸu baba ile görüÅŸtürmediÄŸi ispatlanırsa, velayet hakkı kötüye kullanıldığından çocuÄŸun üstün yararı gözetilerek velayet babaya verilebilir. Bunlarla birlikte, yaşı küçük olan anneye velayet verilmez.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, tarafların Adana 4. Aile Mahkemesinin 2015/787 esas-2016/103 karar sayılı ilamı ile boÅŸandıkları, bu kararın 18.03.2016 tarihinde kesinleÅŸtiÄŸi, davacı babanın Adana ilinde, davalı annenin ise boÅŸandıktan sonra Aydın ilinde yaÅŸamaya baÅŸladığı, davalı annenin ortak çocuÄŸu kurulan kiÅŸisel iliÅŸki nedeniyle 15.07.2016 tarihinde aldığı, 31/07/2016 tarihinde davacı babaya teslim etmesi gerekirken teslim etmeyerek sakladığı, bunun üzerine davacı babanın birçok kez ortak çocuÄŸu teslim almak için icra memurları ile birlikte davalının yaÅŸadığı eve gittiÄŸi ancak ortak çocuÄŸu teslim alamadığı, sonrasında idari ve adli makamlara baÅŸvurduÄŸu, maddi ve manevi çaba sarfettiÄŸi, son olarak dava devam ederken 01.08.2017 tarihinde yeniden birden fazla polis
nezaretinde icra memurları ile birlikte davalı kadının yaÅŸadığı mahalleye girebildikleri,  ortak çocuÄŸu komÅŸunun evinde davalı kadının kız kardeÅŸi tarafından gizlenmiÅŸ olarak buldukları, davalı kadının bu eylemleri nedeni ile Aydın 4. GerçekleÅŸen bu durum karşısında, ortak çocuk ile anne arasında kiÅŸisel iliÅŸki kurulmasının deÄŸiÅŸen koÅŸullara göre her zaman yeniden deÄŸerlendirilebileceÄŸi de dikkate alınarak ortak çocuk ile davalı anne arasındaki kiÅŸisel iliÅŸkinin çocuÄŸun üstün yararı doÄŸrultusunda ÅŸu aÅŸamada kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı ÅŸekilde hüküm tesisi doÄŸru görülmemiÅŸ ve bozmayı gerektirmiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 01.06.2020, 2020/1370 E., 2020/2447 K.

ÇocuÄŸun annesi ile, yaptığı evlilik sebebiyle görüÅŸmek istemediÄŸini bildirmesi, annenin onunla görüÅŸme isteÄŸine karşılık vermemesi ya da çocuÄŸun sınav baÅŸarı puanına uygun yatılı bir okula yerleÅŸtirilmesi velayetin kaldırılmasını ya da velayetin deÄŸiÅŸtirilmesini gerektirmez. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 8.6.2016, 2016/10716 E., 2016/11271 K.

BoÅŸanmada çocuÄŸun velayeti hangi durumlarda babaya verilir?

ÇocuÄŸun velayetinin anneye bırakılması çocuÄŸun saÄŸlığına, eÄŸitimine veya ahlakına tehlike oluÅŸturuyorsa, velayet babaya bırakılabilir. Ayrıca, boÅŸanma davasında eÄŸer çocuk babası ile birlikte yaÅŸamak istediÄŸini beyan etmiÅŸ ise ve babanın velayeti üstlenmesine engel bir durum olmadığı anlaşılır ise, çocuÄŸun üstün yararı gözetilerek velayeti babaya bırakılabilir. ÇocuÄŸun velayeti kaç yaşında babaya verilir; net bir rakam belirtmek mümkün deÄŸildir. Anne ile babanın ortak karar alarak velayeti babaya bırakması halinde de eÄŸer babanın velayeti üstlenmesine engel bir durum yoksa velayet babaya bırakılabilir. Ayrıca, annenin velayet görevini kötüye kullandığı tespit edilirse, örneÄŸin baba ile kiÅŸisel iliÅŸkiyi engellediÄŸi, baba ile görüÅŸ günlerinde çocuÄŸu baba ile görüÅŸtürmediÄŸi ispatlanırsa, velayet hakkı kötüye kullanıldığından çocuÄŸun üstün yararı gözetilerek velayet babaya verilebilir. DiÄŸer yandan, velayet fiilen babada ise, yani örneÄŸin okulunun yakın olması vs. gibi sebepler ile çocuk hali hazırda babası ile birlikte yaşıyorsa, velayet anneden alınarak babaya verilebilir.

Tarafların ortak çocuÄŸu Kerem, 13.09.2007 doÄŸumlu olup, altı yaşındadır. Yargılama sırasında velayeti dava süresince anneye bırakıldığı ve baba ile çocuk arasında kiÅŸisel iliÅŸki kurulduÄŸu halde, annenin kiÅŸisel iliÅŸkiyi sürekli olarak engellediÄŸi, bu yönde yapılan icra takibine karşın, babanın çocuÄŸunu göremediÄŸi dosya kapsamından ve icra takibine iliÅŸkin evraktan anlaşılmaktadır. Baba yanında kalmasının çocuÄŸun bedeni, fikri ve ahlaki geliÅŸimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller de bulunmamaktadır. GerçekleÅŸen bu durum karşısında velayetin davacı-davalı (baba)'ya bırakılması gerekirken, yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması doÄŸru bulunmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 08.04.2013, 2012/22151 E., 2013/9689 K.

Somut olayda, tüm dosya kapsamından, yargılama sırasında idrak çağında olan tarafların ortak çocuÄŸu 2008 doÄŸumlu Yasemin mahkeme huzurunda ve uzman eÅŸliÄŸinde alınan beyanında babasının yanında kalmak istediÄŸini beyan etmiÅŸtir. ÇocuÄŸun tercih ve görüÅŸüne önem verilmemesini gerektiren, menfaatine aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Davacı babanın velayet hakkını kullanmasına engel bir durumda ispatlanamamıştır. GerçekleÅŸen bu durum karşısında, ortak çocuk Yasemin'in üstün yararları gözetildiÄŸinde velayetinin davacı babaya bırakılmasıgerekirken, davalı anneye bırakılması doÄŸru bulumnamış ve bozmayı gerektirmiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 12.10.2020, 2020/2825 E., 2020/4588 K.

Velayet kendisine verilen davacı-karşı davalı annenin uzman bilirkiÅŸi ile yaptığı görüÅŸmede ortak çocuÄŸun fiilen baba yanında kaldığını, çocuÄŸu yanına almayacağını ancak çocuÄŸun velayetini de babaya vermeyeceÄŸini beyan ettiÄŸi belirtilmiÅŸ ve tedbiren velayetin babaya verilmesine karar verîlmiÅŸtir. Davacı-karşı davalı annenin, ortak çocuÄŸu fiilen babaya bıraktığı ve halen çocuÄŸun baba yanında kaldığı anlaşılmıştır. Ortak çocuÄŸun velayetinin Türk Medeni Kanunu'nun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca babaya bırakılması gerekirken annenin velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 17.10.2018, 2016/24488 E., 2018/11293 K.

Ali, babası ile kalmak istediÄŸini, babası ile mutlu olduÄŸunu ifade etmiÅŸtir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuÄŸun üstün yararıdır. ÇocuÄŸun üstün yararı belirlenirken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal geliÅŸiminin saÄŸlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Dosya kapsamından, çocuÄŸun tercihinin üstün yararına aykırı olduÄŸuna yönelik, bir baÅŸka deyiÅŸle baba yanında kalmasının çocuÄŸun bedeni, fikri ve ahlaki geliÅŸmesine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve delil bulunmamaktadır. Velayetin babaya verilmesinde çocuÄŸun yararına aykırı bir husus kanıtlanmadığına göre; ortak çocuk Ali'nin tercihi ve üstün yararı esas alınıp velayetinin babaya verilmesi gerekirken yazılı ÅŸekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 15.01.2019, 2018/7798 E., 2019/169 K.

Dosya kapsamındaki delillerden ve davalı-davacı erkeÄŸin 5 kez müÅŸterek çocuk ile kiÅŸisel iliÅŸki tesisi için icraya baÅŸvurduÄŸu, icra kanalıyla kadının ailesiyle birlikte yaÅŸadığı konuta gelindiÄŸinde çocuÄŸun orada bulunmadığı gerekçesiyle kiÅŸisel iliÅŸki tesis edilemediÄŸi, ancak dosya içerisinde bulunan sosyal ekonomik durum araÅŸtırmasında ve sosyal inceleme raporunda kadının ailesinin yanında oturduÄŸunun belirlendiÄŸi, kadın tarafından yeni bir adres bildirilmediÄŸi anlaşılmaktadır. Bu suretle annenin baba ve çocuk arasındaki kiÅŸisel iliÅŸkiyi engelleyerek geçici velayet görevini kötüye kullandığı anlaşılmaktadır. ÇocuÄŸun baba yanında kalmasının çocuÄŸun bedeni, fikri ve ahlaki geliÅŸmesine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve deliller de bulunmamaktadır. O halde müÅŸterek çocuÄŸun velayetinin babaya verilmesi gerekirken, yazılı ÅŸekilde hüküm tesisi doÄŸru bulunmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 17.10.2016, 2016/17842 E., 2016/13832 K.

Velayeti annede olan çocuÄŸun babasının hakları

Velayetin anneye bırakılması halinde baba ile çocuk arasında kiÅŸisel iliÅŸki düzenlenmelidir. Hakim, çocuÄŸun menfaatini gözeterek baba ile hangi zamanlarda görüÅŸeceÄŸini belirler. Aynı ÅŸekilde velayetin babaya bırakılması halinde de anne ile kiÅŸisel iliÅŸki düzenlemesi yapılır.

Aldatmada çocuÄŸun velayeti kime verilir?

BoÅŸanmada velayet kararı verilirken boÅŸanmada kusurlu olup olmadıkları veya diÄŸer eÅŸe karşı kusurları çok önemli deÄŸildir. Aldatma bir eÅŸin diÄŸer eÅŸe karşı kusurudur; çocuÄŸun üstün menfaati ile ilgili deÄŸildir. Dolayısıyla halim velayeti kime vereceÄŸini deÄŸerlendirirken bir tarafın diÄŸerini aldatmış olması bu deÄŸerlendirmeye etki etmez. DiÄŸer bir deyiÅŸle, boÅŸanma sebebi velayet için tek başına belirleyici etken deÄŸildir. 

Velayetin geri verilmesi ve deÄŸiÅŸtirilmesi

ÇocuÄŸun velayetinin deÄŸiÅŸtirilmesi veya geri verilmesi her zaman talep edilebilir. Velayetin verildiÄŸi eÅŸ çocuÄŸa gerekli bakım ve gözetim görevini yerine getirmiyorsa, diÄŸer eÅŸ velayetin kendisine verilmesini isteyebilir. BoÅŸanmalarda çocuÄŸun velayeti hangi durumlarda babaya verilir ise verilsin, çocuÄŸun üstün yararına hizmet etmediÄŸini iddia ederek velayetin deÄŸiÅŸtirilmesini talep etmek mümkündür. 

ÖrneÄŸin velayeti alan eÅŸin kasıtlı olarak diÄŸer eÅŸ ile çocuÄŸun görüÅŸmemesi için çocuÄŸa baskı uygulaması, velayet görevini kötüye kullanmış sayılır ve diÄŸer eÅŸ velayetin deÄŸiÅŸtirilmesini isteyebilir. Bunun dışında, çocuÄŸun yaÅŸadığı ortamda çocuÄŸun tehlikesi söz konusu ise velayet deÄŸiÅŸtirilebilir.

Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuÄŸun yararına üstünlük tanınması gereklidir. ÇocuÄŸun yararı ise; çocuÄŸun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi ÅŸekilde geliÅŸebilmesi ve böyle bir geliÅŸmenin gerçekleÅŸtirilmesi için, çocuÄŸa sosyal ekonomik ve kültürel koÅŸulların saÄŸlanmış olmasıdır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, velayeti babaya verilen müÅŸterek çocuÄŸun hafta içi anne yanında, hafta sonu ise baba yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durum velayet görev ve sorumluluÄŸun örtülü olarak devri anlamına gelir. Ayrıca mahkemece alınan uzman raporu ve çocuÄŸun görüÅŸüde dikkate alındığından velayetin deÄŸiÅŸtirilmesine iliÅŸkin talebin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doÄŸru olmamış bozmayı gerektirmiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 9.2.2016, 2015/20302 E., 2016/2037 K.

BoÅŸanma kararıyla müÅŸterek çocuk 2008 doÄŸumlu FatoÅŸ'un velayeti babaya verilmiÅŸ, bu karar 25.07.2008 tarihinde kesinleÅŸmiÅŸtir. Davalı babanın boÅŸanma kararından sonra baÅŸkasıyla evlendiÄŸi ve çocuÄŸu FatoÅŸ'u kendi ailesinin yanına bıraktığı anlaşılmıştır. Uzman raporunda da çocuk FatoÅŸ'a dede ve üvey babaanne tarafından bakıldığı ve babanın yeni eÅŸi ve müÅŸterek çocuk Muhammed ile ayrı bir evde yaÅŸadığı belirtilmiÅŸtir. Velayet hakkına sahip olan, bu sorumluluÄŸunu baÅŸkasına devredemez. Bizzat yerine getirmek zorundadır. O halde, davalı babanın müÅŸterek çocuk FatoÅŸ yönünden velayet bakım ve gözetim görevini ihmal ettiÄŸi ve velayetin deÄŸiÅŸtirilmesi ÅŸartlarının (TMK. md. 183, 349) oluÅŸtuÄŸu ispat edilmiÅŸ olup; müÅŸterek çocuk FatoÅŸ'un velayetinin deÄŸiÅŸtirilmesi talebine iliÅŸkin davanın kabulü gerekirken, reddi doÄŸru görülmemiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 26.06.2014, 2014/8240 E., 2014/14575 K.

Somut olayda, velayeti anneye verilen erkek çocuk, 2003 doÄŸumludur. Davacı tanıkları davalı annenin kusurlu davranışı konusunda somut bir beyanda bulunmadıkları gibi, davacı baba tarafından davalı annenin müÅŸterek çocuÄŸu gece geç saatlerde tek başına bıraktığı iddia edilmiÅŸ ise de, annenin yetiÅŸkin yaÅŸtaki erkek kardeÅŸinin gözetimine güvenerek, çocuÄŸunu dayısına emanet ettiÄŸi anlaşıldığından, bu konuda davalı anneye izafe edilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Öte yandan, davalı annenin çocuÄŸu zeytin toplamaya götürdüÄŸüne iliÅŸkin iddia konusunda hiçbir tanığın görgüye dayalı bilgisi bulunmadığından, bu iddianın da yöntemince kanıtlandığından bahsetmek mümkün deÄŸildir. Kaldı ki, anneye izafe edilen her iki olay da münferit olup, süreklilik arzetmemesi nedeniyle velayetin deÄŸiÅŸtirilmesini gerektirecek ağırlıkta olduÄŸu kabul edilemez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 22.01.2014, 2013/2085 E., 2014/30 K.

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların boÅŸanmalarına iliÅŸkin kararın 15.11.2011 tarihinde kesinleÅŸtiÄŸi, tarafların ortak çocuÄŸu 05.10.2010 doÄŸumlu YaÄŸmur'un velayetinin davacı anneye, 03.08.2008 doÄŸumlu Hüseyin Arda'nın velayetinin ise davalı babaya bırakıldığı, tanık beyanlarından ve mahkemece alınan sosyal inceleme raporlarında geçen beyanlardan; velayeti davalı babada bulunan ortak çocuk Hüseyin Arda'nın fiilen babaanne ve büyükbaba ile birlikte yaÅŸadığı, davalı babanın yeni eÅŸi ve yeni eÅŸinden olma çocukları ile birlikte yaÅŸadığı eve arada sırada gittiÄŸi, davalı babanın sosyal inceleme raporunu düzenleyen bilirkiÅŸiye son 6 yıldır uyuÅŸturucu madde kullandığı ve bu sebeple tedavi gördüÄŸüne iliÅŸkin beyanda bulunduÄŸu, davalı babanın davaya konu çocuÄŸa karşı ilgisiz olduÄŸu anlaşılmaktadır. Davacı anne hakkında yapılan sosyal inceleme raporunda ise, annenin velayet görevini üstlenmesine engel bir durumun bulunmadığı rapor edilmiÅŸtir. GerçekleÅŸen bu duruma göre; ortak çocuÄŸun, velayet görevinin gereklerini fiilen yerine getirmeyen, çocuÄŸa ilgi göstermeyen ve uzun süreli olarak uyuÅŸturucu madde kullanan davalı baba yanında kalması, onun fiziksel ve ruhsal geliÅŸimini olumsuz etkileyecek nitelikte olup, kardeÅŸlerin bir arada yaÅŸamalarının geliÅŸimlerine saÄŸlayacağı olumlu katkılar ile çocuÄŸun üstün yararı gerektirdiÄŸi takdirde görüÅŸlerinin aksine de karar verilebileceÄŸi dikkate alındığında, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın kabulü ile dava konusu ortak çocuÄŸun velayetinin deÄŸiÅŸtirilmesine karar verilmesi gerekirken, babanın son dönemde uyuÅŸturucu madde kullandığının tespit edilemediÄŸi gerekçesiyle yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması doÄŸru olmayıp bozmayı gerektirmiÅŸtir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 27.02.2019, 2019/906 E., 2019/1745 K.

Velayetin kaldırılması

Velayetin deÄŸiÅŸtirilmesine benzer ÅŸekilde, velayet görevini yerine getirmeyen anne veya babadan ya da her ikisinden de velayet hakim eliyle alınabilir.

Evlilik dışı çocuklarda velayet

TMK m. 337 hükmüne göre evlilik dışı doÄŸan çocuÄŸun velayet hakkı anneye verilir. Anne küçük, kısıtlı veya ölmüÅŸ ya da velayete engel durum var ise, çocuÄŸun menfaatine göre vasi atanabilir veya velayet babaya verilebilir.

ÇocuÄŸun velayeti kaç yaşında babaya verilir?

ÇocuÄŸun idrak yaşına gelmesi halinde velayetinin babaya verilmesi olasıdır. DiÄŸer etkenlerin de varlığı halinde, Mahkeme huzurunda babasıyla yaÅŸamak istediÄŸini belirten çocuÄŸun güvenliÄŸi veya saÄŸlığı için engel oluÅŸturabilecek unsurlar yoksa, velayeti babaya verilebilir. 

Velayet davası nasıl açılır?

BoÅŸanma davası nasıl açılır baÅŸlıklı yazımızda boÅŸanma davasının içinde velayet talebinin nasıl yapılacağı açıklanmıştır. Velayet davası boÅŸanmadan bağımsız bir dava olarak da açılabilir. 

Velayet davası ücreti ne kadar?

BoÅŸanma avukatı ücreti ne kadar baÅŸlıklı yazımızda aile mahkemelerinde velayet davalarına ne kadar ücret uygulanacağı detaylı olarak açıklanmıştır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre velayet davalarında alınacak ücret 9,200 TL'dir (vergi ve masraflar hariç). Ä°stanbul avukatlarına yerel baro tarifesi çocuk velayet davası için ortalama 25,000 TL civarında ücret almalarını önerir. 

Kaynak: 

https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf

UyuÅŸmazlıktan Kesin Hükme Kadar Aile Davaları Rehberi, Dilek Özbek, Adalet Yayınevi

 

İletişime Geç

Bursa Boşanma Avukatı

Boşanmada Mal Paylaşımı

Mal paylaşımı, boşanma davasında karara bağlanmaz. Mal paylaşımı için boşanma gerçekleştikten sonra yeniden dava açılması gerekir. Mal paylaşımı, evlilik süresi boyunca alınan, daha doğru bir terminoloji ile edinilen, malların boşanan eşler arasında paylaştırılması anlamına gelir.

Mal paylaşımı ile ilgili olarak 2002 yılına kadar geçerli olan kanuna göre, evlilik süresince alınan mal kimin adına kayıtlıysa mal ona aittir ve sahibi odur. Ancak 2002 yılında yapılan düzenlemeyle evlilik süresince alınan (edinilen) malların değeri, istisnai durumlar dışında, yarı yarıya paylaştırılır. Her iki dönemde de geçerli olan kural ise, bekarken alınan mallar, boşanırken açılan mal paylaşımı davasına dahil edilmez. Bunlar kişisel mallardır.

Boşandıktan sonra açılan mal paylaşımı davasına göre, önce her eş kendisine ait olan kişisel eşyalarını alır. Eşlerden birinin başka sebeplerden üçüncü kişilerden alacağı varsa bu davaya konu edilmez. Sadece eşlerden birine tahsis edilmiş ve ona ait olmuş eşyalar mal paylaşımı davasına dahil edilmez.

Ardından evlilik süresince edinilmiş mallar yarı yarıya paylaştırılır. Örneğin çift evliyken, başka bir ev alarak yatırım yaptıysa bu ev yarı yarıya paylaştırılır. Bazı çiftler evlenirken evlilik sözleşmesi yaparlar. Bu yapıldıysa kişisel mallar ve paylaşıma dahil olmayacak kişisel eşyalar ve mallar hariç tutulacaktır. Eşlerden biri eğer, evlilik süresince elde edilen bir malın kişisel mal olduğunu iddia ediyorsa bunu ispat etmek zorundadır. İspatlayamadığı takdirde o mal, edinilmiş mal sayılır ve yarı yarıya paylaştırılır.

Çiftler boşandıktan hemen sonra mal paylaşımı davasını açmak zorunda değildir. 10 Yıl boyunca mal paylaşımı davası açabilirler ancak 10 yılın geçmesi durumunda artık böyle bir dava açılamaz. Anlaşmalı boşanmalarda, mal paylaşımları boşanma protokolünde açık olarak belirtilir ve çiftler bunu imzalayarak mahkeme huzurunda da kabul ederlerse artık başka bir davada ileri süremez ve aksini iddia edemezler. Ancak biz niteliği gereği çabuk sonuçlanan ve kapsamlı bir yargısal tahkikatın bulunmadığı anlaşmalı boşanma davalarında, protokole derc edilen birkaç cümlelik kararlaştırılmalarla mal paylaşımı konularının karara bağlanmasını tavsiye etmiyoruz. Boşanma avukatlarının bildiği üzere anlaşmalı boşanmanın temel amacı çiftlerin dostça ve hızlı bir şekilde boşanmalarıdır. Mal paylaşımı ise kapsamından hesaplama yöntemine kadar oldukça teknik bir konudur ve alışılageldik anlamda tahkikat süreçleri içermeyen anlaşmalı boşanma davalarının kapsamına dahil edilmemelidir. Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın ferilerinden kabul edilen hususular dışındaki konulara girilmemelidir. Aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarında, aldatan eş, edinilmiş mallardan mahrum bırakılabilir. Evlilik birliğini sarsan temel sebeplerden olan aldatma durumunda, diğer eşin istemesi durumunda aldatan eş hiçbir pay alamayabilir.

Bazı durumlarda eşler anlaşmalı boşanmalı boşanma davası devam ederken daha önce mutabık kaldıkları hususlarda anlaşmazlığa düşebilirler. Ya da fikirlerini değiştirerek daha fazla mal konusunda talepte bulunabilirler. Bunun nedeni her konuda anlaşmadan dava açılması da olabilir. Bu durumda anlaşmalı boşanma davaları çekişmeli davalara döner ve süreç uzar.

Çok sık olmasa da formalite olarak da boşanan çiftlere rastlanabilmektedir. Bunlar genellikle eşin aşırı borçlanması sebebiyle cebri icra süreçlerinden sorumlu olmamak, ölen sigortalı nedeniyle yetim aylığı bağlatmak ya da başka türlü maddi menfaatler düşünülerek gerçekleştirilen boşanmalar olmaktadır. Sebebi ne olursa olsun mahkeme salonlarında kesinleşen boşanmalar, resmi olarak çiftlerin ayrılığı anlamına gelmektedir. Boşanma protokolünde açıkça belirterek hakimin onayına sunabilirler. Ancak çekişmeli boşanmalarda eğer kusur yoksa genelde yarı yarıya mal paylaşımı yapılır.

Çiftlerin bekarken aldıkları mallar bu paylaşıma dahil edilmez. Aynı şekilde evlendikten sonra alınan ama taraflardan birinin şahsına ait olan mallar da bu paylaşımlara dahil edilmez. İyi ve deneyimli bir avukatla mal paylaşımları konusunda haksızlığa uğramazsınız. Bu yüzden avukat seçimi oldukça önemlidir.

Boşanma Davası : Ziynet Ve Çeyiz Eşyası ile ilgili yargıtay kararı örneği

Boşanma Avukatı Ücreti

Boşanma avukatlarının ücretlerinde üst sınır belirtilmezken, alt sınır her yıl adalet bakanlığının uygun bulmasıyla barolar birliği tarafından yayınlanır. 2022 yılı için belirlenen boşanma avukatları ücretlerinin alt limiti 5100 TL’dir. Ancak bu tutara davaya bakacak avukat bulmak çoğunlukla mümkün olmaz. Tercih edeceğiniz boşanma avukatı en az 5100 TL ile anlaşabilirken üst limit için herhangi bir tutar belli değildir. Ancak avukatın bu tutarın altında bir ücret alması yasaktır. Üst limit ise tamamen avukata bağlıdır.

Yayınlanan bu asgari ücretin yanı sıra avukatların mensubu oldukları barolar tarafından da tavsiye niteliğinde ücret tarifeleri açıklanmaktadır. Avukatlar için bu tarifedeki ücreti uygulamak zorunlu değildir. Avukat asgari ücretin altına düşmediği takdirde dilediği fiyatı belirleyebilir. Bu tavsiye niteliğindeki ücretler dava türüne göre belirlenir. Örneğin Bursa Barosunun tavsiye niteliğinde olan 2022 ücret tarifesine göre, anlaşmalı boşanma davası 12.000 TL, çekişmeli boşanma davası 15.750 TL olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda Bursa Barosundan örnek vermeye devam edersek, aile mahkemelerinde görülen davalar için de tavsiye niteliğinde ücret yayınlarlar. Bunlar;

  • Nişan bozulmasından kaynaklanan davalarda en az 10.250 TL,
  • Nafaka davası 11.000 TL,
  • Evlat edinme davası 11.000 TL,
  • Velayet davası 11.000 TL olarak örnek verilebilir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi bunlar yalnızca tavsiye niteliğinde ücretlerdir. Bursa boşanma avukatı olarak iş yapan bir avukat, bu tavsiye niteliğindeki ücretlere bire bir uyabilir ya da kendisi daha az ya da daha fazla bir ücret de talep edebilir. Bu şekilde belirlenen avukatlık ücretlerinde size ve bütçenize en uygun olan avukatla çalışabilirsiniz.

    Boşanma davalarında ödemeyi kim yapar sorusunun yanıtı ise, ücret konusunda en çok sorulan sorulardan biridir. Tutulan avukatın ücretini elbette karşı taraf ödemez. Karşı taraf, ancak mahkeme tarafından haksız bulunursa çeşitli yargılama giderlerini öder, bu da mahkeme kararıyla belirlenir. Onun dışında taraflar tuttukları avukatların ücretlerini kendileri öder.

    Boşanma davalarında, diğer tüm davalarda da olduğu gibi avukat şartı elbette yoktur. Taraflar savunmalarını kendileri yaparak avukat tutmaz ve avukat ücreti de ödemekten kurtulabilirler. Ancak bu hesaptan karlı çıkana nadiren rastlanabilir. Elbette boşanma davalarında iyi bir avukat tutulması avantajlı olacaktır.

    Maddi olarak avukat tutacak gücü olmayanların adli yardım kurumu kapsamında ücretsiz avukat yardımından yararlanmaları mümkündür. Her baro bünyesinde adli yardım büroları bulunmaktadır. Bursa’da ücretsiz avukat yardımından yararlanmak için Bursa Barosu Adli Yardım Merkezine başvurmak gereklidir. Adli yardım bürosunca atanan avukatların ücretli tutacağınız avukattan bir farkı yoktur. Onlarla da davalarınızda istediğiniz başarıları elde edebilirsiniz.

    Çekişmeli Boşanma

    Eşler boşanma konusunda anlaşamadığında deliller ve tanıklarla birlikte çekişmeli boşanma davası açılır. Anlaşmalı boşanma davasına göre daha uzun süren ve daha masraflı olan çekişmeli boşanma davalarında bu yüzden avukat seçimi çok daha önemlidir. Çekişmeli boşanma davalarında özel ya da genel olacak sebepler sunulmalıdır. Taraflar sunduğu sebepleri delillerle ve tanıklarla desteklemek zorundadır.

    Taraflardan biri boşanma davası açtığında dava dilekçesi, diğer tarafa tebliğ edilir. Ardından duruşma günü belirlenir ve ilk duruşma aslında bir ön inceleme ve anlama duruşmasıdır. Ön inceleme ve araştırma yapılır. Bu aşamada hâkim uyuşmazlığı tespit edip tarafları sulha yani dava konusu üzerinde anlaşmaya davet eder.

    Eğer taraflar anlaşmaya varamaz ve sulh olmazsa, hâkim tanıkların dinlenmesi ve delillerin toplanması için yaklaşık iki hafta süre verir. Taraflar bu sürede hukuka uygun her türlü delilin toplanmasını talep edebilir veya kendileri mahkemeye sunabilirler. Elbette bu delilleri ve ilgili oldukları vakıaları (olayları) dava ve cevap dilekçelerinde zikretmiş olmalıdırlar. Aksi halde savunmanın veya iddianın genişletilmesi yasağıyla karşı karşıya kalabilirler. Avukatınız bu gibi riskler konusunda sizi bilgilendirecektir. Bu bahsedilen deliller birçok şeyi içerebilir. Fotoğraf, video, arama kayıtları, whatsapp konuşmaları gibi elektronik deliller, delil olarak sunulur. Ancak ikinci bir talep olmazsa konuşma içerikleri verilmez. Yalnızca mevcut olan iletişim trafiği tespit edilir.

    Ufak bazı araştırmalar da mahkeme ve polis tarafından yapılır. Hastane kayıtları, çalışma yerleri gibi sosyal ve ekonomik durumları, yaşadıkları yerler gibi tespitler yapılır. Bunun dışından en önemli deliller, üçüncü kişilerin ifadeleri olur.

    Boşanma davalarında tanıklar en yakınlardan, yaşanan geçimsizlik ya da diğer sorunları en iyi bilenlerden ve şahit olanlardan seçilmelidir. Bu davanın başarılı olmasında büyük etkendir. Tanıkların görgüye dayalı bilgisi olan kişiler arasından seçilmesi önemlidir. İddia edilen vakıayı bizzat görmüş, duymuş olay anında orada bulunmuş kişilerin tanıklıkları güçlü delil olur. Örneğin şiddet sebebiyle ortaya çıkmış geçimsizlik nedeniyle açılan bir davada, bu şiddet eylemini görmüş olan karşı komşu tanık olarak sunulabilir. Anne, baba, kardeş gibi çok yakın akrabalarının tanık olarak gösterilemeyeceğini veya bunların ifadelerinin mevcut yakınlık nedeniyle taraflı olarak kabul edileceğini ve dikkate alınmayacağını düşünen kişilere de rastlamaktayız. Bu doğru değildir. Önemli olan tanığın akrabalık veya samiyet derecesi değil iddia olunan vakıaya gerçekten şahit olmasıdır. Aksi kanıtlanmadıkça her tanığın doğru söylediği kabul edilir. Taraflar ile yakınlık tanıklığa engel değildir. Ancak kişinin tanıklıktan çekilmesi için bir sebep olabilir. Kaldı ki boşanma davalarında ileri sürülen iddialar genellikle kişilerin özel yaşam alanları ile ilgili olduğundan bu vakıaların (olayların) tanıkları çoğu zaman sadece yakın akraba ve arkadaşlar olabilir.

    Boşanma davaları ortalama bir sene olmadan sonuçlanabilir. Anlaşmalı olmayan bir davaya göre oldukça iyi bir süredir. Üstelik yıl içerisinde 40 günlük adli tatil de vardır. Ancak deneyimli ve başarılı bir avukat seçimi oldukça önemlidir. Doğru bir avukatla çekişmeli boşanma davasında tahmin ettiğinizden ya da razı olduğunuzdan daha iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Bu yüzden özellikle alanında başarılarıyla tanınan ve bu işte iyi olan avukatların tercih edilmesi önemlidir. Boşanma davalarında avukat, en çok çekişmeli davalarda önemlidir.

    Çünkü deliller, tanıklar ve bunların sunulması, mahkemece kullanılması ve sorgulanması davaya büyük ölçüde yön verir. Sizin çok iyi sonuçlarla mahkemeden ayrılmanızı iyi bir avukat sağlayabilir. Tahmin ettiğinizden daha olumsuz bir şekilde sonuçlanmasına da avukatın varlığı ve rolü etkili olabilir. Bu yüzden nerede olursanız olun bulunduğunuz yerde boşanma avukatları konusunda iyi bir araştırma ile avukat seçimini yapmanız özellikle çekişmeli olan boşanma davalarında oldukça önemlidir. Bu sayede zarar görmez, daha iyi sonuçlarla mahkemeyi bitirebilirsiniz.

    Çekişmeli boşanma için ayrıntılı soru cevap

    Kadın Boşanma Davası Açarsa Erkek Kabul Etmezse

    Boşanma davalarında sık yaşanan durumlardan biri de karşılıklı olmayarak açılan davalardır. Eşlerden birisi boşanmayı isterken, diğer eş istemez. Bu durumda ortaya çıkan çekişme mahkemece karar bağlanır. Ancak şöyle bir durum da olabilir. Hatta buna çok rastlanır. Tarafların ikisi de boşanmayı ister ancak velayet, nafaka gibi durumlarda anlaşamazlarsa bu durumda da dava çekişmeli olarak açılır. Bu ihtimalde çoğunlukla her iki tarafta boşanma davası açar. Burada daha çok erkeğin boşanmayı kabul etmeyip, kadının boşanma konusunda kararlı olduğu örneklere rastlanmaktadır. Bu durumlarda her bir olay için somut delillerle dava dilekçesi hazırlanıp sunulmalıdır. Bunun için de uzman bir avukatla çalışılması gerekir.

    Sade bir şekilde, kadın boşanmak isterken, erkek diğer sebeplere bakmaksızın boşanmak istemiyorsa bu durumda yalnızca tek seçenek kalır. İhtilaflı yani diğer adıyla çekişmeli boşanma davası açılması gerekir. Boşanmak istemeyen eş, hala istemiyorsa bile davaya katılmak zorundadır. Israrla katılmazsa, dava o olmasa da devam eder. Bu durum elbette boşanmak istemeyen erkeğin zararına sonuçlara sebep olacaktır. Bu yüzden boşanmak istemese bile davaya katılması onun için daha iyi olacaktır. Boşanmayı istemeyen taraf da, mahkemeyi boşanma davasının reddi konusunda ikna etmesi için deliller sunmalıdır. Eğer davaya katılmazsa, delil sunmaz, sessiz kalır ve boşanmamak için çaba göstermezse sonucun aleyhine çıkması kuvvetle muhtemeldir. Taraflardan boşanmak isteyen kadın boşanma talebini dayanakları ve delilleri ile birlikte dava dilekçesi dediğimiz bir dilekçe ile mahkemeye sunar. Erkek de boşanmak istemediğine dair talebi ile dayanak ve delilerini cevap dilekçesi adı verilen bir dilekçe ile mahkemeye bildirerek davanın reddini ister. Avukat aracılığıyla takip edilen davalarda bu dilekçeleri müvekkili ile işbirliği içerisinde avukat hazırlar. Burada avukatın rolü çok büyüktür ancak iyi bir sonuç avukat ile müvekkilinin senkronize çalışmasıyla gelir. Boşanmak istemeyen taraf ağır veya en azından eşit kusurluysa ve bu ispatlanabiliyorsa, bu durumda boşanma gerçekleşir. Önemli olan kusurların ve sebeplerin ispatlanabilir olmasıdır. Boşanmak istemeyen eş, kendisine ulaşan evraka en geç 2 hafta içerisinde cevap vermek ve karşı dilekçe yazmak zorundadır.

    Örneğin, boşanmak isteyen kadının dilekçede belirttiği tek bir sebebe, erkek itiraz ederek deliller ve tanıklarla da olayın ya da konunun öyle olmadığını ispatladığında hâkim tarafından kadının açtığı boşanma davası reddedilir. Kadın, bu konuda haksızlığa uğradığını düşünmeye devam eder ve gerekçe onun için yetersiz gelirse bir üst mahkemeye davayı taşıyabilir. İstinaf ve Yargıtay’a başvurduğunda evlilik statüsü hala devam eder. Kadın da dava sürecinde boşanma konusundaki ısrarını ve haklı gerekçelerini göstermelidir.

    Ne olursa olsun boşanmak istemeyen bir erkek varsa, süreç oldukça zor ve uzun olacaktır. Eş, boşanmamak için elinden geleni yapar, açıkça ben eşimi seviyorum, boşanmak istemiyorum, gibi ifadelerde de bulunursa ve eğer ağır kusurlu değilse boşanmanın gerçekleşmesi oldukça uzun sürecektir. Bu hem maddi hem de manevi olarak süreci uzatarak yıpranmaya da sebep olacaktır.

    Çekişmeli boşanmaların zaman zaman anlaşmalı boşanmaya dönmesi de mümkündür. Bu genelde oldukça uzayan ve sancılı olan süreçlerin sonunda, çiftlerden diğer tarafın da artık yıpranarak barışma umudunun kalmaması sonucunda boşanmaya karar vermesiyle gerçekleşir. Bu durumda yapmaları gereken anlaşmalarını açık ve net bir şekilde belirterek hâkime sunmalarıdır. Hâkim onayladıktan sonra boşanma gerçekleşir. Bazı durumlarda ise tam tersi olarak anlaşmalı boşanmalar, çekişmeli boşanmaya dönebilir. Bu durumda da taraflardan biri, bir ya birkaç konuda anlaşmazlık yaşamaları nedeniyle vazgeçerek süreci çekişmeli hale getirir.

    Eğer boşanma davası reddedilirse, kadın yeniden aynı belgelere dayanarak boşanma davası açamaz. Yeni delil ve olaylara istinaden dilekçe yazılarak dava açılabilir. Yani aynı çift yeni bir davada yeniden bir araya gelebilir. Aynı konulardan dava açılması mümkün değildir. İlk davada boşanmak istemeyen taraf, bu olaylardan sonra karar değiştirerek boşanmak isteyebilir. Bu sefer o da aynı şekilde delillerle birlikte dava açmalıdır.

    Kadının boşanmak isteyip, erkeğin istemediği duruma sık rastlanır. Öncelikli sebebi kadınların eşlerini sevseler bile kendi onur ve gururunu inciten olayların yaşanmasıdır. Erkek ise eşini severek hata yapmış olsa bile pişman olarak kurulu düzenini bozmak istemez. Aynı zamanda iş hayatı ve sosyal hayatında da yaşayacaklarından ve eğer kusurluysa yaşayacağı itibar kaybından da endişe duyarak boşanmak istemeyebilir. Bazı durumlarda ise erkek sırf inat sebebiyle boşanmak istemeyebilir. Erkek boşanmak istemese bile kusurlar ve deliller yeterliyse boşanma gerçekleşir.

    Anlaşmalı Boşanma Davası Sonrası Velayet Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı boşanma sonrası velayet davası açılarak gerekli hallerde çocuğun velayeti diğer eşe verilebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarında temel prensip her iki tarafında da aralarında boşanma sonrası tüm konularda mutabakata varmalarıdır. Velayet, nafaka, mal paylaşımı vb. konularda anlaşmaya vararak boşanan eşler, boşanma sonrasında ortay çıkan durumlar için velayet değişikliği davası açabilirler.

    Anlaşmalı boşanma davasında velayet eşler tarafından belirlenmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında ise velayet kararı mahkeme tarafından verilir. Velayet kararı çocuğun menfaatinin yüksek olduğu tarafa verilmesi esastır. Anlaşmalı boşanmada eşlerin vermiş oldukları karar daha sonra çocuğun menfaatinin ortadan kaybolması halinde başka bir dava ile talep edilebilir.

    Anlaşmalı Boşanma Davasından Sonra Velayet Nasıl Değişir?

    Anlaşmalı boşanmada davası, en az 1 yıl süreyle evli kalmış çiftlerin, boşanma protokolü üzerinde tam bir anlaşmaya vararak açtıkları davalardır. Anlaşmalı boşanma davalarında velayet konusu yapılan bu anlaşma üzerinde belirlenir. Hâkim tarafından gerekli görülmesi halinde çocuğun menfaatine yönelik protokolde değişiklik yapması mümkündür. Anlaşmalı boşanma davası sonrası velayet davası boşanma sonrasında eşlerden birinin ilgili makama başvuru yaparak velayetin değişikliği davası açmasıyla yapılabilir.

    Çekişmeli boşanma davalarında verilen velayet kararları içinde kanunda sayılan hallerin ortaya çıkması halinde velayetin değiştirilmesi davası açılabilmektedir. Velayetin değiştirilmesi için çocuğun veya çocukların yüksek menfaati yine esas alınacaktır.

    Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayet Davası Nerede Açılır?

    Velayetin değiştirilmesi davası, boşanma sonrasında eşlerden birine verilen velayet hakkını ortadan kaldıracak durumların oluşması ile diğer eş tarafından açılabilmektedir. Anlaşmalı boşanma sonrasında söz konusu hallerin ortaya çıkması durumunda kişiler Aile Mahkemelerinden velayet değişikliği için dava açabilirler. Bu davalar için yetkili mahkeme çocuğun ikamet ettiği yerdeki mahkemeler olacaktır.

    Velayetin değiştirilmesi davası açabilmek için kanunlarımızda herhangi bir süre belirtilmemiştir. Boşanma sonrasında her zaman velayet değişikliğine neden olacak hallerin oluşma ihtimali olması nedeniyle zamanaşımı süresi bu davalar için bulunmamaktadır. Anlaşmalı velayet değişikliği dilekçe örneği ve kanunlarda belirlenen şekilde yapılan başvurular sonrası velayet davası açılabilmektedir.

    Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayetin Değiştirilme Nedenleri

    Velayet değişikliğine neden olacak haller kanunlarımızda açıkça belirtilmiştir. Çocuğun çıkarlarına zarar veren ve menfaatini korumaya ehil olamayan kişilere karşı velayet değişikliği davası açılabilir. Velayet değişikliğine neden olan haller;

    Durumlarda Boşanma davası sonrasında velayet değişikliği davası açılabilmektedir. Aynı zamanda velayet hakkının kötüye kullanılması ve çocuğun gelişiminin sağlanamaması halinde değişiklik için dava açılabilmektedir. Velayet davası karar örnekleri incelendiği zaman davanın açılabilmesi için velayet sahibi kişinin bu hakkını kötüye kullandığının ispatlanması gerekmektedir.

    Velayet hakkının kötüye kullanılması veya bu hakkın ihlal edildiği durumlarda görevli ve yetkili mahkemelere dava açılabilir.

    Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayet Davası

    Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayet Davası

    Anlaşmalı Boşanma Sonrası Velayet Davası

    Anlaşmalı Boşanma Davaları Sonrasında Velayet Davası Açılması; Anlaşmalı boşanma davaları tarafların her konuda anlaşmalı ile gerçekleşebilmektedir. Bu anlaşma boşanma kararı ve boşanma sonrası ortaya çıkacak tüm hukuki durumlar ve hakları kapsamaktadır. Bu sebeple yapılacak anlaşmalı boşanma prosedüründe tüm bu konular belirtilmelidir. Anlaşmalı şekilde boşanacak kişiler aralarında yapacakları anlaşma içerisinde çocuklarının velayetleri konusunda bir anlaşmaya varmış olmaları gerekmektedir.

    Taraflar arasında çocuğun kimde kalacağı ve diğer tarafında çocuğu ne zaman, ne kadar göreceği gibi konular belirtilmelidir. Velayet konusunda tarafların aralarında yapacağı büyük oranda kabul görecektir. Ancak boşanma davalarında çocuğun velayeti konusunda karar hakimin olmaktadır. Hakim anlaşma prosedüründe belirtilenden farklı olarak bir karar verebilmektedir. Bu durum çocuğun menfaati için gerekli olduğu durumlarda geçerli olacaktır. Hakimler velayet konusunda her zaman çocuğun menfaatini ön planda tutarak kararlar vermektedirler.

    Boşanma Davalarında Verilen Velayet Kararları Değiştirilebilir Mi?

    Boşanma davalarında hakimlerin vereceği velayet kararları kesin hüküm içermemektedir. Bu durum anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları için de geçerli olmaktadır. Bu durum mahkemenin çocuğun menfaatini ön planda tutmasının bir gereği olmaktadır. Boşanma davasının görüldüğü zaman için belirli şartları sağlayacak kişinin zaman içerisinde bu şartları sağlayamaz duruma gelmesi ve diğer tarafında daha iyi şartlar sağlayabilmesi velayetin değişebilmesinin önünü açmaktadır. Bu durumda çocuğun menfaati gereği velayet kararı değiştirilebilmektedir.

    Velayet kararı mahkeme tarafından tamamen çocuğun menfaati düşünülerek verilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında taraflar velayet konusunda istekte bulunarak bu konun kara bağlanmasını talep edebilmektedir. Boşanmanın gerçekleşmesi ile velayet konusunda dava görülecektir. Bu durumda verilen karar çocuğun menfaati ölçüsünde verilecektir. Zaman içerisinde bu şartların değiştiğini gösteren ve çocuğun velayetini almak isteyen kişiler velayet değiştirme davaları açabilmektedir. Aynı şekilde anlaşmalı boşanma davalarında da durum böyledir. Tarafların velayet konusunda yaptıkları anlaşma zaman içerisinde değişebilmektedir. Diğer konulardaki anlaşmalar dışında velayet konusunda verilen kararlar değiştirilebilmektedir.

    Anlaşmalı Boşanma Davalarından Sonra Velayet Davaları Açılabilir Mi?

    Taraflar arasında boşanma, tazminat, eşya ve mal paylaşımı konusunda tam bir anlaşmanın olması durumunda anlaşmalı boşanma davaları açılmaktadır. Bu davalar boşanmak isteyen eşlerin kısa sürede boşanabilmesi için vardır. Bu boşanma davalarında varsa çocuğun velayeti konusunda da bir anlaşma gerekmektedir. Bu anlaşma veya hakimin bu konudaki takdiri ile velayet bir tarafa verilecektir. Velayet kararları kesin bir hüküm içermediği için zaman içerisinde bu kararın değiştirilmesi konusunda dava açılabilmektedir. Anlaşmalı boşanma davaları sonrasında da velayet değiştirme davaları açılabilmektedir.

    Anlaşmalı Boşanma Davası Sonrasında Velayet Davası Açma Süresi Ne Kadardır?

    Boşanma davalarının görülmesinden sonra velayet konusunda değişlik talep edecek taraf velayetin değiştirilmesi davası açacaktır. Bu davanın açılması konusunda bir süre sınırlaması bulunmamaktadır. Velayetler çocuğun 18 yaşlına gelmesi ile bitecektir. Bu yaşa gelene kadar çocukların velayeti için velayet değiştirme davaları açılabilmektedir. Bu konuda en önemli olan velayetin değiştirilmesi konusunda haklı ve geçerli bir neden sunulabilmesidir. Velayetin değiştirilmesinin çocuğa sağlayacağı menfaat mahkemeye kanıtlı ve somut olarak sunulmalıdır. Bu şekilde mahkeme velayet değişimi konusunda karar verebilmektedir.

    Anlaşmalı Boşanma Sonrasında Çocuğun Velayetinin Alınabilmesi

    Birçok boşanmada çocuğun küçük yaşta olması veya boşanmanın hızlı bir şekilde tamamlanması için velayetin bir tarafa verilmesi konusunda bir anlaşma yapılabilmektedir. Bu durumda istemeyerek velayeti karşı tarafa veren kişi zaman içerisinde velayetin kendisine verilmesi konusunda dava açabilmektedir. Velayetin değiştirilmesi davalarında tarafın velayeti alabilmesi için geçerli nedenler sunmalıdır. Velayetin alınmasının çocuğun menfaatinin sağlanması konusunda gerekli olduğu ve velayetin tarafına verilmesinin çocuğun menfaatine olacağı konusunda mahkemeye somut kanıtlar sunabilmelidir. Ancak bu durumda mahkeme velayetin değiştirilmesi konusunda bir karar verebilecektir.

    Velayet konusunda mahkeme her zaman çocuğun menfaatini ön planda tutmaktadır. Daha iyi eğitim, daha iyi bakılma sunabilecek ve ayrıca çocuğun alıştığı ortamdan ayrılmaması gibi birçok farklı durum incelenmektedir.

    Boşanma Avukatı

    Etiketler

    Anlaşmalı Boşanma Davaları Sonrasında Velayet Davası Açılması, Anlaşmalı Boşanma Davalarından Sonra Velayet Davaları Açılabilir Mi, Anlaşmalı Boşanma Davası Sonrasında Velayet Davası Açma Süresi Ne Kadardır, anlaşmalı velayet değişikliği, Boşanma Davalarında Verilen Velayet Kararları Değiştirilebilir Mi, velayet davası dilekçe örneği, velayet davası ne kadar sürede sonuçlanır, velayetin değiştirilmesi davası ne kadar sürer

    nest...

    oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır